Etiket: Dilde

  • Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu: “Medeniyet Coğrafyamızda Dilde, İşte Ve Fikirde Bir Olmalıyız”

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Medeniyet coğrafyamızda dilde, işte, fikirde bir olmak için yapılan her türlü faaliyetleri çok önemli görüyorum. Bu birliktelik için dizi, film, tiyatro eserlerimizin icrası, bizim medeniyet coğrafyamızdaki kardeşlerimize Türkiye’den ajans ve yapımcılarımız marifetiyle sunulması çok önemli” dedi.

    Karagöz Ajans yöneticileri Öner Kılıç ve Cahit Yıldız, Bakü’de gerçekleştirilen ’Türkiye Filmleri Haftası – Bakü’ kapsamında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’ya Bakanlık döneminde verdikleri destekten dolayı teşekkür ziyaretinde bulundu. Yerli Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen ziyarette, kardeş ülkeler arasındaki dizi, film, tiyatro gibi kültürel etkinliklerin ülkeler arasındaki bağı kuvvetlendireceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, bu tür faaliyetlerin artarak devam etmesi gerektiğini vurguladı.

    “DİLDE, İŞTE VE FİKİRDE BİR OLMALIYIZ”

    Topçu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Medeniyet coğrafyamızda dilde, işte, fikirde bir olmak için yapılan her türlü faaliyetleri çok önemli görüyorum. Bu birliktelik için dizi, film, tiyatro eserlerimizin icrası bizim medeniyet coğrafyamızdaki kardeşlerimize Türkiye’den ajans ve yapımcılarımız marifetiyle sunulması çok önemli. Bizim bu türlü faaliyet içinde olan kurum ve şahısla aynı zamanda kültür elçilerimiz, birlikteliğimizi pekiştirecek önemli faaliyetlere imza atıyorlar. Bu kişi, kuruluş ve firmalar devlet tarafından son yıllarda destekleniyor, inşallah artarak devam eder. Karagöz Ajans’a, Ömer Kılıç Bey’e çalışmalarında başarılar ve devamını diliyorum.”

    Konuşmanın ardından Karagöz Ajans yöneticileri Öner Kılıç ve Cahit Yıldız, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’ya plaket sundu.

    ’TÜRKİYE FİLMLERİ HAFTASI – BAKÜ’ HAKKINDA

    Karagöz Ajans’ın, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün ana sponsorluğunda, TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü katkılarıyla, kardeş ülkeler arasındaki köprüleri sinemanın gücüyle kuvvetlendirmeyi hedefleyerek organize ettiği, bu yıl ilki gerçekleştirilen ’Türkiye Filmleri Haftası – Bakü’, Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de 7 Aralık 2015 Pazartesi günü başlayıp, 12 Aralık 2015 Cumartesi günü sona erdi.

    1.Türkiye Filmleri Haftası ile Azerbaycanlı sinemaseverlere, usta yönetmenlerin dünya festivallerinde ödüller kazanmış, seyirciler tarafından büyük beğeni almış filmlerinden, izleyicilerde derin izler bırakmış zamanın eskitemediği sinema ve belgesel filmlere kadar geniş bir yelpazede hazırlanmış özel bir seçki sunuldu.

    Türkiye Filmleri Haftası’nda, özenli bir seçicilikle hazırlanmış 9 sinema filmi ve 1 belgesel film izleyicilerle ücretsiz olarak buluşurken film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler, imza günleri, atölye çalışmaları ve sinema dersleri düzenlendi.

  • 3 Dilde Trabzon

    Trabzon il genelinde bulunan tarihi ve turistlik yerleri işaret eden yönlendirme levhaları artık Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 3 dilde yazılı levhalarla değiştiriliyor. Sürdürülen çalışmalar kapsamında il merkezinde bulunan levhaların değiştirilme işlemi önemli ölçüde tamamlanırken, il genelindeki çalışmaların yaz turizm sezonu öncesinde tümüyle tamamlanması planlanıyor.

    Konuyla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon’un önemli tarihi ve turistik değerleri bulunan bir turizm merkezi olduğunu belirterek Trabzon turizmine katkı vermek amacıyla çalışmalara aralıksız olarak devam ettiklerini söyledi.

    Gerçekleştirilmekte olan çalışmanın Trabzon gibi bir turizm şehri için önemli bir gereklilik olduğuna değinen Başkan Gümrükçüoğlu, “İl genelindeki tüm tarihi ve turistlik yerlerimizi işaret eden yönlendirme levhalarını, başta Türkçe olmak üzere Arapça ve İngilizce yazılı levhalarla değiştiriyoruz. Bu sayede şehrimizi ziyaret eden tüm turist gruplarına daha rahat ulaşım, daha rahat seyahat ve iletişim imkânı sunmuş olacağız. Bu kapsamda il merkezinde bulunan tarihi ve turistlik yerlerden yaylalarımıza kadar tüm alanlarımızın levhalarını değiştireceğiz. Bu çalışmalarımızı turizm sezonu öncesinde tamamlayacağız” dedi.

  • Bingöl’de Teröre Üç Dilde Tepki

    Bingöl’de terör örgütüne dur demek için “Yeter artık”, “Hın bes” ve “Edi bese” sloganıyla bir araya sivil toplum kuruluşları, teröre lanet getirdi.

    Bingöl’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu’nun öncülüğünde bir araya geldi. Çarşı merkezinde düzenlenen bir sivil toplum kuruluşları adına açıklamalarda bulunan Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, “Son zamanlarda Diyarbakır Sur başta olmak üzere bazı il ve ilçelerimizde vatandaşımızın hayatını yaşatmaz hale getiren vatandaşımıza her türlü işkenceyi zulmü reva gören, vatandaşın evlerine kadar girerek vatandaşımızın mahremini çiğneyen terör örgütü mensuplarına ’dur’ demek için ‘Yeter artık’, ‘Hın bes’, ‘Edi bese’ sloganını haykırmak için toplanmış bulunmaktayız” dedi.

    Öz yönetim adı altında ülkeyi bölmeye çalışanlara ’dur’ demek için toplandıklarını belirten Sözen, “Sözde bizi temsil ettiğini söyleyen fakat özgür iradesini PKK’nın eline kaptıran ve yaptıklarıyla söyledikleriyle en büyük zararı bizlere verenlere karşı yeter artık demek için buradayız. Bu nasıl Kürt halkını savunmak, bu nasıl Zazaları savunmak. Öldürülen Kürt, evi, arabası, dükkanı yakılan Kürt, okulu, camisi, hastanesi, ambulansı yakılan Kürt. Sizin yarattığınız terör yüzünden evlerini terk eden Kürt, iş yerlerini kapatmak zorunda kalan Kürt, iş yerini tarayarak öldürdüğünüz garson çocuklar Kürt ve Zaza çocuklarıdır. Tek suçu kurban eti dağıtmak olan Zaza kökenli Yasin Börü’yü kalleşçe alçakça katleden siz, bize hayatı yaşatmaz hale getiren siz, Bize her türlü işkenceyi reva gören siz, evlerini taşımak isteyenlere evlerini taşımalarına dahi izin vermeyen sizler nasıl oluyor da biz Zazaları, Kürtleri temsil ediyorsunuz” diye konuştu.

    “DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA TERÖRE TEPKİ GÖSTERECEĞİZ”

    Halkın, terör bitsin, huzur barış kardeşlik gelsin diye HDP’ye oy verdiğini kaydeden Sözen, şunları söyledi:

    “Siz ne yaptınız meseleyi mecliste çözeceğinize Suruç’ta uyku halinde olan polislerimizi şehit ettiniz. Halkımız size barış gelsin diye verdiği oylarla siz savaşı getirdiniz. Haddinizi ve maksadınızı aşarak öz yönetim ve özerklik talep ettiniz. Böylece gerçek yüzünüz göründü maskeniz düştü. Camileri ateşe vererek kimlere hizmet ettiğinizi hepimiz gördük. Sizler Çanakkale de bize karşı savaşan haçlı zihniyetinin günümüzdeki versiyonsunuz, sizler din ve devlet düşmanısınız.”

    HDP’li siyasetçilerin söylemleriyle partilerini kapatmaya çalıştıklarını ileri süren Sözen, “Bu yaptıklarıyla halkımızın gözünde bitme noktasına gelen, siyaseten eriyen bu şer odakları şimdi yeniden dirilmek, siyaseten mazlum ve mağdur rolüne bürünmeye çalışmaktadırlar. Sarf ettikleri sözlerle bilinçli bir şekilde partilerini kapattırıp, yeniden kuracakları parti ile halkımıza mağdur edebiyatı yapıp bölgede varlığını sürdürmeye çalışacaklardır. Devletimiz hükümetimiz bu oyuna gelmemelidir. Parti kapatmanın çözüm olmadığını görerek kişilere yönelik cezalar verilmeli, partiye ekonomik yaptırımlar uygulanmalıdır. Türkiye’yi kapatılan partiler çöplüğüne çevirmemiz lazım. HDP’nin de istediği partisini kapattırıp mazlum ve mağdur rolünü oynamaktır” ifadelerinde bulundu.

    “Bugün içinize akıttığımız ve teröre karşı dile getirmediğiniz her söz, yarın bir kurşun olup çoluk çocuğumuza geri dönecektir” diyen Sözen, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu gemi su aldığında hepimiz boğulacağız. Allah rızası için, devletimize, ülkemize, milletimize sahip çıkalım. Burası İslam’ın son kalesi ve biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Ümmetin son kalesi olan bu topraklarda, ay yıldızlı bayrağımıza sahip çıkarak, ezanımızı susturmayarak, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmalıyız. Emin olun ki bugün içinize akıttığımız ve teröre karşı dile getirmediğiniz her söz, yarın bir kurşun olup çoluk çocuğumuza geri dönecektir. İnşallah bizim bugün burada toplanmamız, bölge için bir milat olacak. Bizler, Doğu ve Güneydoğu’nun bütün illerinde bu faaliyetleri yapacağız.”

  • 4 Dilde 127 Kitabı Yayınlanan Mülteci Şair

    İran’da yazdığı şiirlerden dolayı ölümle tehdit edildiği için ülkesini terk ederek Türkiye’ye sığınan şair Ali Vafi Eskişehirli şairlerin yaptığı yardımlar sayesinde yaşamını sürdürüyor.

    Yazdığı 4 dildeki şiirleri ile şimdiye kadar 127 kitabı basıldığını belirten Ali Vafi, İran’da ve Türkiye’de yaşadıklarını anlattı. İHA Muhabirine konuşan şair Vafi, Eskişehir’de tek odalı bir evde yaşadığını, doğalgaz ve kira ödemekte zorlandığını söyledi. İran’da yaşarken ölümle tehdit edildiğini dile getiren Vafi, “Benim İran’da sıkıntılarım vardı. Kitaplar devlet eliyle basılıp dağıtılırdı. Kitaplarımda şikayet sözlerim var. Çünkü ben şairim ve şair düşüncesi olan, yazabilmesi gereken birisidir. Nevruz Bayramında da bir şiir yazdım. Amerika ile İran arasında sıkıntılar vardı o sıralar. Yazdığım şiir çok paylaşıldı. Sonra dediler ki, senin de kanın gerekiyor, başın kesile. Çok sıkıntıyla para vererek İran’dan çıktım ve Türkiye’ye geldim. Unesco Kültür Merkezine gidip durumumu anlattım ve şimdi Eskişehir’de mülteci olarak kalıyorum. İran’da sıkıntılı günler geçirdim. Mollalara bir şiir yazım diye beni çok kötü şartlarda hapis ettiler. Vurdular, kırbaçla da vurdular. Sorguda 40 gün önceki sordukları soruları tekrar sorarlardı. Eğer bir yanlış cevap verirsen yarım saat döverlerdi. Hapse girerken ben 75 kiloydum. Çıktıktan sonra 15 gün boyunca her gün kurban kestiler, et yedirdiler. Ancak 42 kilo olabildim” dedi.

    “FABRİKAMI DA KAPATMAK ZORUNDA KALDIM”

    İran’daki hayatından ve ailesinden bahseden Şair Vafi, düzeninin bozulduğunu ifade etti. Fakirlik içerisinde yaşamasına rağmen şikayetçi olmadığını belirten Vafi, “Benim 4 çocuğum var. Hepsi üniversite gördüler. 2 tane de torunum var. İran’da fabrikam da var. Elbiselere baskı yapardık fabrikada. Fabrikayı da kapatmak zorunda kaldım. Devletin kültür merkezinde ben ders verirdim. Bir de arkadaşım vardı. Bilmiyordum hükümetin casusuymuş. Ben ona iyilik yapmıştım. Tahran’a eşini ameliyat ettirmek için hastahaneye gelmişti. Ben de evimin anahtarını onlara vermiştim kalmaları için. Evdeki tüm şiirlerimi falan görmüş ve sıkıntıya soktu beni. Tehdit ederek çok paramı aldı. Beni çok incitti. Aslında buraya gelmeden önce 2 yıl boyunca çok da iyi bir yaşayışım yoktu. Günde evime gelir dökülürlerdi. Türkiye’de de Eskişehir Şairler Derneği’ndeki arkadaşlar sayesinde rahatım biraz. Yiyecek içecek sıkıntım elbette ki oluyor. Fakirlik içinde yaşıyorum. Şikayetçi değilim ama bazen bir lokma ekmek bulamıyorum. Şiirlerime de bunlar yansıyor” şeklinde konuştu.

    “TÜRKİYE’DE 3. KİTABIM ÇIKACAK”

    Kitapları hakkında bilgi veren Ali Vafi, Türkiye’de yazdığı şiirleri “Kartal” isimli kitapta birleştirdiğini söyledi. Türkiye’de yayınlanan 2 kitabının ardından 3. kitabın da yakın zamanda basılacağını aktaran Vafi, “Benim 127 tane kitabım var. Yeni bir tane daha yazdım o da yakında basılacak Türkiye’de. 124 kitabı İran’da yazarak yayınlattım. 2 tane Türkiye’de ve 1 tane de Almanya’da basılan kitabım var. Yasaklı olan kitaplarımı halen daha saklıyorum. Burada kalan çok mülteci var. Hangi ülkeden oldukları önemli değil. Ben yeni kitabımda onların yaşayışlarından, yaşadıklarından aldıklarım notlar ile şiirler yazdım. Türkiye’de 3. kitabım da o şekilde yayınlanacak. İnternette çevirisini yaptıklarımın yarısını paylaştım. Her gün Şairler Derneğine giderek Dernek Başkanı İbrahim Sağır hocamla otururum. Ben aruz bildiğim için onlara aruz öğretirim, onlar da bana hece öğretirler. Türkiye’de Türkçe şiirler yazmaya devam ettim. Hepsini biriktirdikten sonra ’Kartal’ isimli şiir kitabımı Türkçe olarak çıkarttım. Eskişehir Şairler Derneğinde imza günüm de oldu” ifadelerine yer verdi.

    “SİZİN BURADA ÇOK BÜYÜK YAZARLARINIZ VE ŞAİRLERİNİZ VAR”

    Şiire başladığı günleri de dün gibi hatırladığını anlatan Ali Vafi sözlerini şu şekilde sonlandırdı;

    “Ben 10-11 yaşındaydım. Babam çok iyi şiir bilirdi. Şairler yazdıkları şiirleri babama getirirdi, babam da yanlışlarını ayıklardı. Ben de babamın huzurunda oturarak öğrenmeye çalışırdım. Bir gün liseye giderken, yolda şiir yazıyordum. Bir kişiye çarptım ve o kişi usta şair Şehriyardı. Şimdi de İran’da kültür günü, Şehriyar’ın doğum günüdür. Biz Şehriyar’a talebe olduk. İran’da devrim olduğunda ben bir şiir yazdım. O şiir yasaklandı ve halen daha yasak. Şehriyar dedi ki, bu çok güzel bir şiirdir. Şehriyar daha sonra şiire bir önsöz yazdı. Buraya geldiğimde Türkçe’ye de çevirdik. Zaten ben Tebriz Türküyüm. Burası benim 2. vatanımdır, ama öz vatanım değil. Ben burada çok büyük şairlerle tanıştım ve konuştum. Sizin burada çok büyük yazarlarınız ve şairleriniz var. Dünya’da bir olay olursa akşamdan bir şiir yazarak sabaha hazır ederim. Dün İran televizyonunda Türklere küfür haberleri vardı. Onun için şiir yazdım ve internette paylaştım. Yüzlerce kişi beğendi. Bu küfüre karşı güzel bir şiir yazdım. Şükürler olsun Allah’a güçlü de yazdım. Şimdi Türkçe’ye de çevireceğim. Farsça küfür etmişler, bende Farsça yazdım. Ben 4 dil biliyorum. Türkçe, Arapça, Farsça ve İngilizce. Bunun için 4 dille de şiirim var.”

  • Milano’da Küçük Nüanslar Korosu 7 Dilde Şarkı Söyledi

    EXPO 2016 Antalya’nın davetiyle Milano’ya gelen yaşları 5 ile 11 arasında değişen 20 çocuk, Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Günü’nde Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Yedi dilde şarkılar söyleyen Küçük Nüanslar Çocuk Korosu, büyük alkış aldı.

    “Gezegeni beslemek, gelecek için enerji” temasıyla 1 Mayıs’ta kapılarını açan ve 145 ülkenin katıldığı EXPO 2015 Milano, kapılarını bugün kapatıyor. Kapanıştan bir gün önce ana sahnede Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Günü düzenlendi. Törene BIE Genel Sekreteri Vicente Gonzales Loscertales, EXPO 2015 Milano Genel Komiseri Giuseppe Sala ve çok sayıda davetli katıldı. Protokol konuşmalarının ardından gelecek yıllarda EXPO’lara ev sahipliği yapacak olan Türkiye, Astana ve Dubai’nin sahnede canlı performansları sergilendi.

    EXPO 2016 Antalya’yı temsilen törene katılan yaşları 5 ile 11 arasında değişen 20 çocuktan oluşan özel koro, törene katılanları adeta büyüledi. Yedi dilde şarkı söyleyen koro, büyük ilgi gördü. Konser sonrası çocuklar, marşlar ve şarkılar söyleyerek, ellerinde Türk ve EXPO bayrakları ile ülke pavilyonlarını gezdi. Büyük ilgi çeken çocuklar, EXPO’yu gezen davetlileri Antalya’ya davet etti.

    “HERKES KENDİNDEN BİR PARÇA BULDU”

    EXPO 2016 Antalya Ajansı Tanıtım ve Halkla İlişkiler Direktörü Burak Katmer, Milano EXPO’sundaki BIE gününe EXPO 2016 Antalya’yı temsilen çocuk korosu ile katıldıklarını söyledi. Eylül ayındaki Türk gününde çiçek dağıttıklarını söyleyen Katmer, “Temamız ‘çiçek ve çocuk’, eylül ayındaki Türk gününde EXPO Milano’da çiçekler dağıtmıştık. Bugünde çocuklarla buradayız. Neden koro? Müzik en evrensel dil. Bir şeyi anlatmak için en evrensel dil. Küçük Nüanslar Korosu 7 dilde şarkılarla bütün izleyicilere müzik ziyafeti verdi. Herkes kendinden bir parça buldu. 23 Nisan’da açılacak EXPO 2016 Antalya’da da herkes kendinden bir şeyler bulacak” dedi.

    Küçük Nüanslar Çocuk Korosu’nun etkinlik sorumlusu Dilek Soydan, 2012’de kurulan koronun müziğe kulağı olan ve enstrüman çalabilen çocuklardan oluştuğunu belirterek, “Türkiye’de bu yaş grubunda en özel koro. Türkiye’yi EXPO 2016’yı temsil ettiğimiz için gururluyuz” dedi.

    Dünyada EXPO’ların hangi ülkede ve şehirde olacağına karar veren BIE’nin bu özel gününe ev sahibi İtalya opera sanatçıları ile Astana ve Dubai de ülkelerine özgü dans ve şarkı performansları ile katıldı.