Etiket: Dikkate

  • Tercih yaparken başarı sırasını dikkate alın!

    LYS sonuçlarının açıklanmasına sayılı günler kala Kadir Has Üniversitesi Rehber Öğretmeni Sevda Zaim Aydınlı üniversite tercihi yapacak öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu.

    2015-2016 eğitim-öğretim süreci sonunda gerçekleştirilen YGS ve LYS sonrası, adaylar sonuçların açıklanmasını heyecanla bekliyor. 18 Temmuz’da açıklanacak LYS sonuçlarına göre tercih yapacak üniversite öğrencisi adaylarını zorlu bir süreç bekliyor. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı hususları bizlerle paylaşan Kadir Has Üniversitesi Rehber Öğretmeni Sevda Zaim Aydınlı, “Puana göre değil, başarı sırasına göre tercih yapılmalıdır” dedi.

    Tercih dönemine kısa bir süre kala öğrencilerin yoğun ve stresli bir döneme gireceğini belirten Sevda Zaim Aydınlı, “Öğrenciler öncelikle yayınlanacak tercih kılavuzunu beklemeliler. Sınav sonuçlarının açıklanmasıyla tercih listelerini oluşturmaya başlayacaklar. Tercih listesini hazırlarken öncelikle dikkat edilmesi gereken şey, puanlarına göre değil başarı sırasına göre tercih yapılması. Çünkü ÖSYM puana göre değil başarı sırasına göre yerleştirme yapacak. Dolayısıyla öğrenciler başarı sıralarını göz önünde bulundurarak ve üniversitelerin geçen yılki başarı sıralamalarıyla kendi sıralamalarını karşılaştırarak bir liste oluşturacaklar. Listeyi sıralarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu, yüksek puandan düşük puana sıralama yapılmasından ziyade, tercihlerini bir istek sırası şeklinde düzenlemeleri. Öğrenciler en çok istedikleri bölümü en başa yazdıkları takdirde sistem önce o bölüme yerleştirmeyi deneyecek ve öğrenciler de bu sayede istedikleri bölüme yerleşme şansı yakalamış olacaklar. Buradaki en büyük çekince ve öğrencilerin zaman zaman hata yaptığı konu, sınavda başarılı olmuş öğrenciler puanları boşa gitmesin diye yüksek puanlı üniversiteleri yukarılara yazarak tercihlerini oralardan yana kullanmak istiyorlar. Fakat daha sonra buralara yerleştiklerinde mutsuz olabiliyorlar. Başarı sıralarına göre yapacakları tercih sıraları bir okula yerleştiklerinde onları en mutlu edebilecek sıralamadır diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

    “VELİLER İNİSİYATİFİ ÖĞRENCİLERE BIRAKMALI”

    “Öğrenciler öncelikle meslek seçimlerini düşünsünler. Ardından üniversite ve şehir tercihlerini belirlesinler. En çok istedikleri meslek hangisi ise o doğrultuda yapacakları seçimler onları ileriki yaşamlarında mutlu edecektir” ifadelerini kullanan Sevda Zaim Aydınlı, “Veliler de bu sürece dahil olmak istiyorlar. Bu süreçte çocuklarına destek verip, onların en doğru kararı vermelerine yardımcı olmak istiyorlar. Ama anne-babalar inisiyatifi öğrenciye bırakmalı ve onların tercihlerini göz önünde bulundurmalılar. Geçmişte kendilerinin olmak istedikleri fakat bir sebepten olamadıkları veya seçemedikleri meslekleri çocuklarına seçtirme noktasında baskı uygulamamalılar. Çok klasik ama tercih döneminde en çok karşılaştığımız sorunların başında geliyor. Bu noktaya biraz hassasiyet gösterebilirler. Öğrencilerin kendilerini mutlu edebilecekleri meslekleri seçme hususunda destek olmaya gayret ederlerse, çocuklarının ileriki yaşantılarında onlar da bu mutluluklarına ortak olacaklardır” diyerek hem öğrencilere hem de velilere tavsiyelerde bulundu.

    Ayrıca Kadir Has Üniversitesi akademisyenleri ve rehber öğretmenleri, 18 Temmuz – 2 Ağustos tarihleri arasında tercih yapacak öğrencilere bilgilendirecek.

  • Burun kanamaları dikkate alınmalı

    Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Yusuf Şentürk, insanların hayatı boyunca en az birkaç defa yaşadığı burun kanamalarının nedenleri, yapılması gerekenler ve cerrahi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.

    Çeşitli hastalıklar, yapısal nedenler, hava şartları ve travmalara bağlı olarak gelişebilen burun kanamalarının günlük yaşamı olumsuz etkilediğini ifade eden Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Uzmanı Opr. Dr. Yusuf Şentürk, “Burun kanaması gençlerde ve çocuklarda sık tekrarlayan ve az miktarda olan kanamalardır. Bu kanamalar çoğunlukla burnun 1 cm. gerisinde oluşmaktadır. Bu bölge kan damarlarının çok yoğun olduğu bir bölgedir. Çocuklarda burun kanamalarının en sık sebebi burun karıştırmadır. Çocuklar burunlarını karıştırarak bu kılcal damarlardan çok yoğun olan bölgeyi zedelemekte ve tekrarlayan burun kanamalarına neden olmaktadır. İleri yaştaki hastalarda görülen kanamalar ise şiddetli, kendiliğinden durmayan, çoğunlukla da burnun arka bölgelerinden kaynaklanan ve sıklıkla hastaneye yatırma zorunluluğu duyulan ciddi kanamalardır. Bu kanamalar daha çok tansiyon hastalarında ve kan sulandırıcı ilaç kullanımlarında ortaya çıkmakta, ciddi seyirli olmaktadır” dedi.

    Kullanılan ilaçlara dikkat

    Doktor tavsiyesi olmadan alınan ilaç ve kan sulandırıcıların burun kanamasına neden olduğunu belirten Şentürk, “Pıhtılaşma sorunları, hemofili, von willebrand gibi pıhtılaşma hastalıkları, K vitamini eksikliği, ilaç veya hastalıklara bağlı kanda pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerin (trombositler) azalmasına neden olan durumlar, karaciğer hastalıkları ve alkol alımı burun kanamalarına yol açmaktadır. Kan sulandırıcı ilaçların bir teşhise dayanması, tedavi süresinin ilgili hekim tarafından belirlenmesi ve kanama-pıhtılaşma parametrelerinin düzenli kontrol edilmesidir” diye konuştu.

    Burun kanamasında ilk tedavi

    Opr. Dr. Yusuf Şentürk şöyle devam etti: “İlk olarak yapılmaması gerekenler sıralanacak olursak, baş geriye atılmamalı ve buruna pamuk, bez gibi evde ilk akla gelen ne varsa sokuşturulmamalıdır. Bu hareket, sadece burun kanamasının önden değil genizden gelmesini sağlar, kanamayı durdurmaz. Kafayı ıslatmak, boyuna buz koymak pek de işe yarayacak önlemlerden değildir. Doğrusu ise önce soğuk bir suyla burunu fazla sümkürmeden temizlemek ve bir elin 2 parmağı ile burun kanatlarından şiddetlice bastırmaktır. 5 dakika bastırdıktan sonra eğer hala kanıyorsa tekrar burun içini soğuk suyla temizlemek, pıhtıları uzaklaştırmak ve tekrar 2 parmakla burun kanatlarını bastırarak kanamayı durdurmak gerekir. Bu işlem birkaç kez tekrarlanabilir. Bu yolla burun kanamalarının yüzde 90’ı durmaktadır. Durmayan kanamalar içinse KBB uzmanına başvurulmalıdır.”

    Cerrahi yöntemler

    Cerrahi yöntemlere değinen Opr. Dr. Yusuf Şentürk şu bilgileri verdi: “Burnun arka kısmında kanaması olan, kan sulandırıcı ilaç kullanan, hipertansiyonu olan, burnunda nefes almayı engelleyici balon, tampon vs. gibi materyal bulunan yaşlı kalp, akciğer ve solunum problemli hastalarla, kanamaları tekrarlayanlar mutlaka hastaneye yatırılarak yakın izlemde tutulmalı ve gerekli testler yapılarak uygun ilaçlar verilmelidir. Tabi bu anlatılanlara rağmen kanaması devam eden hastalar da olmaktadır. Bu çok küçük yüzdeyi oluşturan hastalarımızda ameliyathanede gerekli müdahaleler yapılarak kanayan damar bağlanmakta veya o damarı tıkayıcı işlemlere gereksinim duyulmaktadır. Hastanın kanaması burun eğriliğinden kaynaklanıyorsa bu eğrilik ameliyatla mutlaka düzeltilmelidir.

    Sonuç olarak, burun kanamaları önemsenmesi gereken bir hastalıktır. Bu olayın nedeni mutlaka araştırılmalı ve varsa altta yatabilecek daha ciddi hastalıklar ortaya çıkartılarak tedavi edilmelidir.”

  • Emo Temsilcisi Sınırkaya: “Uyarıları Dikkate Almayanlar Faturayı Canları İle Ödüyor”

    Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Erzurum Temsilcisi Namiye Sınırkaya, yaptıkları uyarıları dikkate almayan insanların canlarından olduğunu söyledi.

    EMO Temsilcisi Namiye Sınırkaya, bir süre önce yaptığı açıklama da elektrikli battaniye ve ısıtıcılardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek, aksi takdirde feci ölümlerin meydana gelebileceğine dikkat çekmişti. Sınırkaya, soğuk kış aylarında kullanılmaya başlanan elektrikli ısıtıcı, battaniye, klima ve su ısıtıcısı gibi elektrikli cihazların insan sağlığını birinci derecede tehdit ettiği, söz konusu cihazlara birkaç metreden fazla yaklaşılmaması gerektiğini savunmuştu. Sınırkaya, “Elektrik battaniye ile yatmak mahsurlu ve katiyen uzak durulması gerekiyor. Fiziksel sakıncaları zaten bilinen bir gerçek. Bir de buna ilaveten yüksek radyasyonun maruz bırakacağı rahatsızlıklar eklenirse durumun daha tehlikeli boyutlara tırmandığı inkar edilemez. Özelikle son yıllardaki kanser vakalarının artışındaki en önemli nedenlerinden birisi ise bilinçli ya da bilinçsizce radyasyona maruz kalmak. Ayrıca battaniye içerisindeki tellerin ince olması nedeniyle de aşırı ısınan elektrik tellerinin sebep olacağı yangın ve çarpmaları da unutmamak gerekir ” şeklinde uyarılarda bulunmuştu.

    Yapılan bu uyarıları dikkate almayanların hayatlarını kaybettiğini belirten Sınırkaya, “Uyarılarımızdan kısa süre sonra Sivas da aynı aileden üç kişi elektrikli battaniye den dolayı hayatlarını kaybetti.” dedi.

    Bilindiği gibi geride bıraktığımız hafta Sivas’ta meydana gelen olayda elektrikli battaniyeden kaynaklı çıkan yangında aynı aileden iki kişi yanarak, bir kişi ise dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmişti.

    5 kişilik Altun ailesinin yaşadığı dairede 93 yaşındaki babaanne Fatma Altun torunu 6 yaşındaki Muhammed Hüseyin ile birlikte ısınmak için elektrikli battaniyeyi yakarak uyumuş ve battaniye bilinmeyen bir sebepten dolayı alev almıştı. Komşuların alevleri fark etmesinin ardından olay yerine itfaiye ekipleri çağrılmış ve evde kalanları dışarı çıkarmak için komşular yoğun çaba sarfmişlerdi. Ancak herşeye rağmen yangında babaanne Fatma Altun ile beraber uyuduğu torunu Muhammed Hüseyin yanarak feci şekilde can vermiş, 4 yaşındaki Zeynep ise kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.

    Sınırkaya, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için vatandaşların, uzmanlar tarafından yapılan uyarıları dikkat almalarını isteyerek, “Umarız bu son olay olur. Bir daha böyle bir facia yaşanmaz. Ancak bunun için de kesinlikle vatandaşlarımızın, uzman kişilerce yapılan uyarıları dikkate almaları lazım. Aksi taktirde dikkate almadıkları uyarıların faturalarını canları ile ödeyebilirler.” dedi.

  • Elde Görülen Titremeleri Dikkate Alın

    Nöroloji Uzmanı Dr. Dilek Kasım Yücel, elde sık görülen titremelerin dikkat alınması gerektiğini belirterek, yaş ilerledikçe titremelerin arttığını eller dışında kafada, dilde ve bacaklarda da görülmeye başladığını söyledi.

    En sık elde görülen titremelerin, günlük yaşamda basit olarak bilinen pek çok işin rahat yapılmasını engellediğini ifade eden Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Nöroloji Uzmanı Dr. Dilek Kasım Yücel, “Bu nedenle stresten uzak durun, aşırı çay ve kahve tüketmeyin” dedi.

    Ellerde titreme yapan nörolojik hastalıkların içerisinde en çok bilinen ‘parkinson’ hastalığı hakkında bilgiler veren Yücel, “Misafirlerinize çay, kahve ikramında bulunurken zorlanıyorsanız, Yazı yazarken harfler köşeli çıkıyor ise el titremesi sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz. Titreme vücudun bir kısmındaki kasların istemsiz olarak ritmik bir şekilde kasılması ve gevşemesi sonucu ortaya çıkan hareketlerdir. En sık ellerde görülen titreme sağlıklı diyebileceğimiz normal kişilerde görülebilir ve fark edilmeyebilir. Kişinin ellerdeki titremesi fark edilir düzeye gelince normal olmaktan çıkar. Stres, yoğun çay ve kahve içmek, açlık, yorgunluk, ani sinirlenme gibi bazı durumlar titremeyi fark edilir hale getirebilir. Bu faktör ortadan kalkınca kişi eski haline dönebilmektedir. Ellerde titremenin duruş ve harekete göre değişik tipleri vardır. Titreme istirahatte, hareket sırasında, eller öne uzatılmış halde veya bir olaya özel olarak, örneğin yazı yazmalarda ortaya çıkabilir. Ellerde titremenin şiddeti hafif olabileceği gibi yeme, içme, kişisel ihtiyaçlarını gidermede güçlük yapabilecek düzeyde çok şiddetli olabilir” diye konuştu.

    VÜCUDUN DİĞER KISIMLARINDA GÖRÜLEBİLİR

    Ellerde titreme ile sağlık merkezlerine başvuran hastaların büyük çoğunluğunda ‘esansiyel tremör’ olarak adlandırılan iyi huylu bir durumun saptandığını ifade eden Yücel, “Sebebi bilinmemekle birlikte sıklıkla ailesel geçişlidir. Altta yatan ciddi bir hastalık yoktur. Genellikle 20’li yaşlarda belirginleşir ya da başlar, ama her yaşta da görülebilir. Yorgunluk, stres, kafein bu titremeyi artırabilir. Yaş ilerledikçe genellikle artış gösterir ve eller dışında kafada, dilde, bacaklarda da görülmeye başlayabilir. Sıklıklar kişinin yaşamını kısıtlayıcı ağırlıkta olmaz, ancak ince el becerisi gerektiren işlerde çalışırken zorluk çekebilirler. Ellerde titreme yapan nörolojik hastalıkların içerisinde en çok bilinen parkinson hastalığıdır. Parkinson hastalığı genellikle ileri yaşta ellerde titreme ile başlayan ve beyin hasarına yol açan ilerleyici bir hastalıktır. Parkinson hastalığında başlangıçta tek bir elde titreme vardır. Bu para sayma hareketi şeklinde kaba ve yavaş bir titremedir. Hastalığın başlangıcında hareket ile titreme kaybolur. İlerleyen dönemlerde titreme daha bariz bir hal alır. Diğer elde, vücudun diğer kısımlarında da görülebilir. Parkinson hastalarında titremenin tedavisinde hastalığa özgü ömür boyu kullanılmak üzere olan ilaçlar verilmektedir. İlaç ile tedavi edilemeyen hastalarda cerrahi ve beyin pili takılması gibi yöntemler kullanılmaktadır” şeklinde konuştu.

    TEDAVİ YÖNTEMLERİ

    Titremenin tipi, karakteri, şiddeti ve dağılımı belirlendikten sonra sebebe yönelik araştırma planlayarak tedavilerin sağlanabileceğinin altını çizen Dr. Dilek Kasım Yücel şu bilgileri verdi: “Kan tahlilleri, beyin, omurilik ve sinir sistemine yönelik tetkikler yapılabilir. Elektromiyografi aleti ile yapılan özel yöntemlerle titreme analizleri yapılabilir. Altta yatan sebep saptandıktan sonra buna yönelik ilaç ve tedaviler seçilmektedir. Kalıcı el titremelerinde titremenin şiddetine ve yaşamını etkilemesine göre tedavi düzenlenir. Şiddetli ve yaşamını etkileyen tipteki titremelerde kişiye sürekli kullanacağı ilaçlar verilir. İlaç seçiminde en az dozda ve en az yan etkisi olabilecek tek bir tip formüldür. El titremesinin ilaç tedavisinde ‘beta bloker’ dediğimiz kalp ritim düzenleyiciler başta olmak üzere sara ilaçları uygulaması kullanılmaktadır. Ellerde titreme yapabilen diğer nörolojik hastalıklar multiple skleroz (MS), inme, travmatik beyin hasarı, ,beyincik ve beynin yıkımı ile giden ilerleyici hastalıklardır. Ayrıca vücuda dağılan sinir liflerinin hasarlandığı durumlarda, bazı omurilik hastalıklarında da ellerde titreme olabilir. Astım ilaçları, amfetamin gibi uyarıcılar, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da yan etki olarak ellerde titremeye yol açabilir.”

  • Burun Estetiğinde Boy Uzunluğu Dikkate Alınmalı

    Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Bahadır Baykal, burun estetiğinde ameliyat öncesi hastanın boyu da dahil olmak üzere pek çok faktörün dikkate alınması gerektiğini belirtti.

    Burun estetiğinin tüm dünyada en fazla yapılan estetik ameliyatlardan biri olduğunu ifade eden Op Dr Bahadır Baykal, “Her yıl, binlerce kadın hasta estetik açıdan kendini daha iyi ve daha güzel görmek adına kozmetik imkanlar içerisinde belli bir arayışa girer. Genellikle kadın hastalarımızda, burun şekillerinden kaynaklanan deformitiler ve burun şeklinin yüze uyumsuz ve orantısız olması memnuniyetsizlik oluşturmaktadır. Burun estetiği ameliyatı sosyal ve psikolojik olarak kişilerin hayatlarında önemli bir rol oynar. Özellikle kadın hastalarımız, burun estetiği ameliyatından sonra kendilerine güvenlerinin arttığı, daha istikrarlı bir duygusal huzura sahip olduklarını dile getirmişlerdir. Hatta bazı bayan hastalarımız, rinoplasti başarısını hayatlarının değişmesine sebep olan bir deneyim olarak gördüklerini belirtmişlerdir.” diye konuştu.

    Burun estetiğinin burun tıkanıklığının giderilmesi için de yapıldığını kaydeden Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op Dr Bahadır Baykal, şöyle konuştu:

    “Burun estetiği sanıldığının aksine sadece görünüm için değil aynı zamanda nefes alma problemi olanlarda da yapılan bir ameliyattır. Burnunuz kırıksa, burun sırtınız çökük ya da burun ucunuz sarkıksa nefes almanız sorunludur. Bu durumda fonksiyonel rinoplasti yapmaktayız. Hastalarımın yarısından fazlası nefes alma sorunuyla bana başvurmaktadır. Burun Estetiği genç görünmemize neden olur mu? Evet, her ne kadar pek çok kişi farketmemiş olsa da buruna uygulanan küçük bir iyileştirme ile yılların izini almak mümkündür. Tıpkı bedenimiz gibi burnumuzda yaşlanır, zamanla burun derisi incelir ve esnekliğini kaybeder. Kıkırdak yapı bozulur. Yaşlanan burun kanca görünümünü alır, sanki aşağıya doğru sarkmış gibi durur. Burun baktığınız zaman yüzün en belirgin organıdır, bu nedenle burundaki yaşlılık değişimi yüzün tüm dinamiğini de etkileyecektir. Dolayısıyla iyi bir operasyon yüzün görünümünü de olumlu etkiler. Tabi operasyona tamamlayıcı rinoplasti girişimlerini de eklerseniz sonuç göz alıcı olur. Rinoplastinin sonuçlarını daha iyi bir yere taşıyacaksa, bazı kozmetik prosedürleri de ameliyata ekleyebiliriz, mesela çene büyütme operasyonu yada yüze uygulanan yağ enjeksiyonları gibi. Her şeyden önce kişiye özel bireysel iyileştirme planı geliştirip, hazırlamakta fayda var. Nasıl bir öğrenci dersine iyi çalışmalıysa bir cerrahta ameliyat öncesi ameliyatı kafasında yapmalı ve bitirmeli, ameliyata da öyle girmeli. Unutmayın herkese özel tek bir çözüm yoktur. Sadece burnu değil kişinin yüz ve genel beden özelliklerini de düşünerek operasyon gerçekleştirilmeli , boy uzunluğu, yüz büyüklüğü gibi . Boy ve yüz özelliklerinin burunla ilişkisi tam olarak nedir. İnsanlar burunlarını yaptırırken bir yandan daha iyi nefes almak bir yandan da güzelleşmek istiyorlar. Bunu başarmak içinde burnun yüzle denge ve uyumunu sağlamak zorundayız. Bu dengenin oluşturulması güzel ifade isteyenler için önemlidir ve tecrübeler bizlere göstermiştir ki; burun estetiği ameliyatı öncesi hastanın boyu da dahil olmak üzere pek çok faktörü dikkate almak gerekir. Sonuçta burnunuzun, yüzünüz ve genel görünümünüzle ne kadar uyumlu olacağı oldukça kritik bir konudur. Örnek vermek gerekirse; kısa boylu ve minyon bir kişiye çok kalkık bir burun ucu yakışabilirken, burun delikleri çok dikkat çekeceğinden uzun boylu kişiler için uygun olmayabilir. Ya da yüzü geniş ve uzun birinin burnunun küçültülmesi doğal durmayabilir, iyi değerlendirmek gerekir. Çoğu zaman bu değerlendirmelere göz pozisyonu, çene ve elmacık kemiğini de alıyoruz. Burun estetiği ameliyatı sonrası bizi neler bekliyor? Korkmayın çok zor ve ağrılı bir süreç değil. Genellikle ilk 7 gün aşamalı bir iyileşme vardır. Ağrı pek olmaz ama şişlik ve zaman zaman göz altında morarmalar olabilir. Ancak merak etmeyin birinci haftanın sonunda her şey geride kalır. Tabi nihai sonuçlar için bir yıl beklemelisiniz.”

    Kulak Burun ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op Dr Bahadır Baykal, burun estetiğini kimlere önermediğini şöyle belirtti:

    “Kişinin görünümüne duyarsız olması ne derece yanlışsa sadece buruna odaklı ve aşırı duyarlı olması da normal değildir. Obsesif ya da narsist bir kişiliğiniz varsa estetik için daha dikkatli düşünmeniz gerekir. Başkalarının etkisi ve yönlendirmeleri ile ameliyat oluyorsanız olmayın derim zira sonuç nasıl olursa olsun sonrasında mutsuz olabilirsiniz. Erkek arkadaşınız ya da eşiniz burnunuzu beğenmiyor diye ameliyat olmak iyi bir fikir değil. Yeni bir burun özgüven kazandırır ama günlük hayatınızdaki sorunlara çare olamaz. Madde bağımlılığınız varsa, bu maddeleri kullanıyorsanız ameliyatınızı erteleyin doktorunuzla da açık olarak konuşun, saklamayın.”