Etiket: Devreye

  • Çöp Parçalama Aracı Devreye Alındı

    Kilis Belediyesi’ne 1 milyon TL değerinde olan ve hibe edilen çöp parçalama ve sıkıştırma aracı törenle devreye alındı. Su Arıtma Tesislerinde gerçekleştirilen törene Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara, Belediye Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Eryılmaz, Cuma Özdemir, Mehmet Akif Yavuzlu, belediye birim müdürleri ile muhtarlar katıldı.

    Belediye Başkanı Hasan Kara, Türkiye’de çöp toplama açısından Kilis Belediyesi’nin birinci olduğunu ifade ederek, “Kişi başı çöp toplamada 120 kilogram ile Türkiye birincisi olduk. Kati atık tesislerinde kullanılmak üzere Birleşmiş Milletler (BM) ile AFAD’ın desteğiyle 1 milyon TL değerinde çöp parçalama ve sıkıştırma aracı hibe yoluyla belediyemize kazandırdık. Bu aracın belediyemize kazandırılmasında başta Belediye Başkan Yardımcımız Mehmet Ali Eryılmaz’a emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımızı çöplerini gelişi güzel atmasınlar. Temizlik İşleri Müdürlüğümüzün ekipleri, gece gündüz çöp topluyor. Ama vatandaşlarımız gelişi güzel atıyorlar. Muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza büyük görevler düşüyor” dedi. Çalışmalarında kendisine destek veren herkese teşekkür ettiğini ifade eden Kara, “Su arıtma, katı atık, kanalizasyon başta olmak üzere bir çok birimi özelleştirdik. Hizmetler daha sağlıklı bir şekilde yürüyor. Su parası ödemeyenlerin sularını keseceğiz. Belediyenin milyonlarca TL su parası alacağı var. Ödemeyenlerin suyunu bundan sonra keseceğiz. Herkes su faturasını yatırsın, su parasını yatırmayanların gereğini yapacağız” diye konuştu.

  • Bakan Müezzinoğlu: “Zırhlı Ambulans Sürecini Devreye Sokuyoruz”

    Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TGRT Haber ekranlarında “İki tane ambulansımıza molotof geldiği zaman, hemen peşinden 3 tane, 4 tane, 5 tane yeni ambulans geliyor. Önümüzdeki günlerde zırhlı ambulans sürecini de devreye sokuyoruz” dedi.

    Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ’Neler Oluyor’ programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Müezzinoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

    Müezzinoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a Genelkurmay Karargahı’nda yaptığı ziyaretle ilgili, “Bu özel bir ziyaretti. Geçtiğimiz hafta kendisi Şırnak’taydı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bizden bir talepleri olup olmadığıyla ilgili konuştuk. Bunları paylaşarak bir çözüm üretmek için bu özel görüşmeyi yaptık” diye konuştu.

    “ZIRHLI AMBULANS SÜRECİNİ DEVREYE SOKUYORUZ”

    Terör olaylarının yaşandığı bölgelerde sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlardan bahseden Müezzinoğlu, sağlık konusunda bir eksik ya da sorun yaşanmadığını ifade ederek, “İki tane ambulansımıza molotof geldiği zaman, hemen peşinden 3 tane, 4 tane, 5 tane yeni ambulans geliyor. Önümüzdeki günlerde zırhlı ambulans sürecini de devreye sokuyoruz. Dünyada çok olağanüstü durumları olan bölgeler de var, biz de artık bu ambulansları kullanacağız” şeklinde konuştu.

    “AYNI ANDA SİLAH SESLERİ VE DOĞUM MUTLULUĞUNU DUYDUM”

    Bakan Müezzinoğlu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan terör olayları nedeniyle bölge halklarının mağduriyet yaşadığını dile getirdi. Sağlık çalışanlarının zor şartlar altında görevlerini yerine getirdiklerini, bütün zorluklara rağmen de görevlerini yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Müezzinoğlu, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 20 Temmuz’dan sonra başlayan süreçte, en ağır bedeli o bölgedeki insanımız yaşadı. Bizim sağlık camiası olarak, o bölgedeki insanımıza sağlık hizmeti sunmamızda veya onların bizden sağlık hizmeti almasında ciddi sorunlar var. Ya sağlığa ulaşımda güvenlik nedeniyle sorun yaşıyorlar veya biz onlara acil hizmetleri götürmekte zorluklar yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen bu ülke bizim ülkemiz. Hakkari’siyle, Silopi’siyle, Şırnak’ıyla, Şemdinli’siyle, Cizre’siyle bu ülkenin her karış toprağı bizim toprağımız. Dolayısıyla her köşeye gitmek, her köşede var olmak, her köşedeki insanımıza sağlık hizmetini en ideal şekilde sunmak gibi bir görevimiz var. Ben buradan bütün sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Önceki akşam Cizre’yi aradığımda, bir taraftan silah sesleri geliyor, bir taraftan da yeni bir doğum olmuş. Arkadaşlarımız o doğumun, bebeğin mutluluğunu kendi aralarında yaşıyor; telefonda iki sesi bir arada duyuyorum. Bu mesleğin onurunu güçlü bir şekilde taşıyan sağlık çalışanlarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde zor şartlarda çalışan arkadaşlarıma, meslektaşlarıma teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “İNSANIN OLDUĞU HERHANGİ BİR YERDEN ÇEKİLMEMİZ SÖZ KONUSU OLMAZ”

    Sağlık çalışanlarının, terör olaylarının yaşandığı yerler dahil ülkenin herhangi bir yerinden çekilmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Müezzinoğlu, “Bazı sivil toplum kuruluşu üyeleri, ’can güvenlikleri yok’ gibi gerekçelerle bölgeden sağlık çalışanlarının çekilmesi gerektiği gibi sözler söylemeye çalışıyorlar. Hastaneye roket atıyorlar, arkadaşlarımız sığınağa iniyor. Orada yine sağlık hizmeti sürüyor; çünkü orada yatan hastalar var, orada doğum bekleyen anneler var. Sağlık camiası olarak insanın olduğu herhangi bir yerden çekilmemiz söz konusu olmaz. Biz, tıbbi öğrencilerimizin neredeyse tamamını Çanakkale’de şehit verdik. Biz, orada ’tıbbıyeliyiz, hekimiz, sağlıkçıyız, biz rahat ve huzurlu ortamda sadece mesleğimizi yaparız’ dersek, bu mesleğin onuruyla da sorumluluğuyla da bağdaşmaz. Hiçbir halükarda çekilmemiz söz konusu değil. Ama güvenli ortamın sağlanmasını, meslektaşlarımızın sağlık hizmeti sunmada can güvenliğinin ve hizmet sunmada güvenlik ortamlarının sağlanmasını, valiliklerimiz, emniyet güçlerimiz yoluyla sağlıyoruz. Biz her halükarda oranın her karış toprağında olacağız” değerlendirmelerinde bulundu.

    “4 TANE KÜRT KÖKENLİ SAĞLIK ÇALIŞANIMIZI KAYBETTİK”

    “Biz 4 tane Kürt kökenli sağlık çalışanımızı kaybettik. Cizre’nin mahallesinde oturan Eyüp Ergen isimli sağlık çalışanımız, mesaisi bitiyor ve evine giderken aracında katledildi” diyen Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ambulans şoförümüz Şehmuz; yine Diyarbakırlı ve Kürt kökenli arkadaşımız ambulansın direksiyonunun başında vuruluyor. Eczacı Yunus Koca, Diyarbakır’da eczanesinde katlediliyor. Bu katledilenler bizim meslektaşlarımız, bizim kardeşlerimiz, bu ülkenin vatandaşları, Kürt kökenliler ve o bölgenin Kürt kökenli insanları terör örgütü tarafından katlediliyor. Dün bir şehit eşi ’sizin Kürtlüğünüz batsın’ diyordu. Bütün bu olanlar bizim sağlık çalışanlarımızın psikolojilerini olumsuz etkiliyor tabi. Bunlara rağmen meslek sevgisi onların bu meslekten kopmalarına engel oluyor.”

    DEMİRTAŞ’IN RUSYA ZİYARETİ

    HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Moskova ziyaretiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Müezzinoğlu, “Rusya ile meydana gelen hadisede bizim sınırlarımız ihlal ediliyor. Kobani’yle ilgili koparttıkları fırtınayı Rusya adına ’ya bu Rus uçakları benim sınırımı nasıl ihlal eder’ diye kopartması gerekirdi ki, Kobani’deki fırtınaya bir haklılık gözüyle bakalım. Burada esasında ülkenin birlik ve beraberliğini, bu milletin birlikte ve büyük bir millet olduğunu hazmedemeyen, ayrıştırmacı ve fırsatçı bir anlayış var. Selahattin Demirtaş’ın 8-9 yıldır, genel başkan olduğu sürece baktığımızda, Rusya’ya bugüne kadar gitmemiş. Ne oldu da son 1 ayda birdenbire ziyaret etti? Rusya’nın Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmesi de büyük bir fırsatçılık” diye konuştu.

    “HDP’YE OY VERMİŞ KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZIN TAVRI BUGÜN SEÇİM OLSA ÇOK DAHA FARKLI OLUR”

    Bakan Müezzinoğlu, bölge halkının terör olaylarına karşı tavrının ne yönde olduğuyla ilgili soruya, şu cevabı verdi:

    “AK Parti’ye oy veren Kürt vatandaşlarımızın duruşunun ne olduğuyla ilgili hiçbir tereddütüm yok. Şuna eminim ki; HDP’ye oy vermiş Kürt kökenli vatandaşlarımızın tavrı bugün seçim olsa çok daha farklı olur. Bu süreç HDP’nin terör örgütüne daha da sırtlarını dayadıkları bir süreç oldu. Mesela; gece vakti, saat 21.00’de ambulans ekibimize el koyulmuş. Gece 01.30’da telefonum çalıyor, telefonda HDP’li arkadaşlarımızdan biri. Diyor ki; ’Şurada katliam yapılıyor, sizden duyarlılık bekliyorum.’ Sayın vekilim, saat 21.00’de ambulans ekibimiz kaçırıldı. Bununla ilgili bir telefon etseydiniz, ben şuanda gece 01.30’da sizin talebinizle ilgili iki misli gayret gösterirdim. Burada hastane bombalanıyor, hastanenin önünde bomba yüklü araç patlatılıyor, hastane tahrip ediliyor, ambulansa ateş ediliyor, ambulans şoförü şehit ediliyor; bunlarla ilgili hiçbir ses yok ama öbür tarafta teröristin bu ülkeye, bu millete, bu devlete ödettiği bedel sanki daha güçlü olsun diye gayret ediliyor. ’Hendeklerdeki mücadeleyi destekliyorum’ diyor. Bunu diyen bir siyasi karşıtımızla nasıl iletişim kuracağız da sorun çözeceğiz ?”

    “SAVCILIK, DEMİRTAŞ İÇİN FEZLEKE HAZIRLADI”

    Bakan Müezzinoğlu, Demirtaş’ın teröre destek veren açıklamalarının hukuki karşılığının olup olmayacağına yönelik soruya, “Yanılmıyorsam zaten savcılıktan bu anlamda bir fezleke düzenlemesi hazırlandı. Tabii biz, TBMM’ye gelen her temsilci, ister kürsüde, ister sokakta özgürce fikrini beyan etsin istiyoruz. Özgürce fikrini beyan etmesinin önü kesilmemeli. Ama bu terörizmi destekleyen, ülkenin güvenliğini, ülkenin birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü bozacak noktaya geldiği an burada hukuk devreye girmeli ve burada hukuk gereğini yapmalı. Süreci önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bu ülkede 90’lı yıllar tekrar asla söz konusu olmaz. Burada bizim geçtiğimiz son çözüm sürecinde esasında devlet, alabildiğince şefkat ve merhamet elini uzattı. Hak, hukuk, gelecek, emniyet, güvenlik, bu bayrağın altında ne istiyorsan vermeye hazırım ama bunu art niyetli kullanan, fırsatçılık yapan ve devletin şefkat ve merhametini istismar eden bir yapıyı ne yazık ki 7 Haziran seçimlerinden sonra çok ağır bir şekilde bu ülke insanı yaşamaya başladı. Suruç’la başlayan, sonra peş peşe gelen olaylar… Devlet, ’benim şefkat elim alabildiğince açık ama bir de kudret elim var. Yanlış yapana kudret elimle her türlü yapılması gerekeni yaparım’ dedi. Bu ülkenin, bu devletin kudret eli, yanlış yapan kim olursa olsun gereğini yapar” diye cevap verdi.

    “YABANCI DOKTORLAR 6 AY İÇİNDE GELECEK”

    Yabancı doktorlarla ilgili düzenlemenin hazırlandığını kaydeden Müezzinoğlu, “Özellikle tıp eğitimi standardı yüksek, Yunanistan’dan tutun, Batı’dan eğitimi yüksek olan yabancı hekimleri, Sağlık Bakanlığı da dahil istihdamının yolunu açtık. Önümüzdeki dönemde yönetmelikleri, onların özlük hakları, malpraktisteki olacak sıkıntıları da düzenlediğimizde, tahmin ediyorum 5-6 ay içinde devreye girecek” ifadelerini kullandı.

  • Haberleşmenin Kesildiği Yerde Onlar Devreye Giriyor

    Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) Eskişehir Şube Başkanı Yusuf Akkuş, amatör telsizciliğin önemli avantajları ve görevleri olduğunu belirterek , “Ülkemizde amatör sayısının artması memleket için hayırlı olur” ifadelerini kullandı.

    Telsiz başında 35 yıldan fazla zamanını harcayan Yusuf Akkuş, amatör telsizciliğin arama-kurtarmadaki fonksiyonunu yaşadığı tecrübeler ile anlattı. Amatör telsizci olmak için bir veya birkaç sınavdan geçildiğini belirten Akkuş, aslında amatör telsizcilik belgesi alan herkesin profesyonel olduğunu, ancak bu kişilerin menfaat ve çıkar gözetmediği için bu işlerle uğraşmasından dolayı amatör olarak anıldığını ifade etti. Yusuf Akkuş, TRAC’ın kuruluş amacının da bu olduğunu vurgulayarak, “Biz telsizlerimizi ticari işler için, çıkar için kullanmayız ve kanunen tahsis edilmiş olan frekanslarımızı bu işler için işgal etmeyiz. Türkiye’de ortalama 4 bine yakın amatör telsizci var. Avrupa’da ise milyonlar ifade ediliyor. Eskişehir’de ise 400’ün üzerinde bu sayı. Ancak bunlar içinden aktif olan 35-40’ı geçmiyor. Bizim amacımız bu sayıyı biraz daha artırmak ve bu hobiyi insanlara aşılamak” şeklinde konuştu.

    “BİZİM CİHAZLARIMIZ HER ŞARTTA ÇALIŞIR”

    17 Ağustos 1999’da yaşanan depremde iletişim ve haberleşmenin tamamen kesildiğini ve şehirlerarasında kurdukları sistemle tüm iller ile iletişimi tekrar sağladıklarını belirten Yusuf Akkuş, afet ve acil durumlarda kendilerini her türlü göreve hazırladıklarını ifade etti. Akkuş yılda 2 kez tatbikat yaptıklarını belirterek, “En az senede 2 defa il yardım ve arama kurtarma tatbikatları yapılıyor. Eksiklikler belirlenerek bunlar giderilmeye çalışılıyor. Acil afet haberleşmesinin altyapısını oluşturuyoruz. 17 Ağustos depreminden birden fazla il etkilendi ve haberleşme ağı çöktü. Cep ve sabit telefonları ile telsizlerin uzak yerlere ulaşmalarını sağlayan röle aktarıcıları şehrin elektrik şebekesine bağlı olduğu için çalışmadılar. Bu noktada amatör telsizciler devreye girdi. Bizim cihazlarımız her şartta çalışır. Araba akülerinden 6 voltluk küçük akülere kadar birçok aracı kullanmayı öğrenir amatör telsizciler. Bu afet sonrası da amatör telsizciler üzerine düşen görevi yaparak ülkenin içiyle ve dışıyla yapılacak haberleşmeyi sağladılar. Bunu da görev saydılar” dedi.

    “AMATÖR SAYISININ ARTMASIN MEMLEKET İÇİN HAYIRLI OLUR”

    Amatör telsizciliğin bir hobi olduğunu ve bu hobiyle uğraşmanın yararlı olacağını vurgulayan Akkuş, “Bir hobi edinmek isteyen insan ataktır, sosyaldir ve hareketlidir. İşinin dışında bir şeylerle uğraşmak ister. Bana sorulacak olursa telsiz amatörlüğü uğraşılması yararlı bir hobidir. Çağımız elektronik ve bilgisayar çağıdır. Radyo amatörü olunca da elektroniğin içine dalıveriyorsunuz. Ekstra yanı insanlığa hizmet ediyorsunuz. Herkes uğraşabilir, belirli bir ayrım yok. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yılda 2 kez yaptığı sınav ile herkes bu hobiyle uğraşabilir. Türkiye’de bu hobi ile uğraşan insanların yaş ortalaması 40’tır. Bu rakamı düşürmemiz gerektiğini düşünüyorum. Avrupa bu konuda milyonlara ulaşmışken biz 4 binlerde sayıyoruz. Ülkemizde amatör sayısının artması memleket için hayırlı olur” ifadelerini kullandı.

    Türk Kızılayı, Orman Genel Müdürlüğü, AKUT ve bazı illerin 112 ve üniversiteleriyle protokol halinde olduklarını belirten Yusuf Akkuş, amatör telsizci olmak isteyenler için Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yılda 2 kez açtığı sınava girmeleri ve başarılı olmaları gerektiğini hatırlattı.

  • Yozgat’ta Kapalı Sulama Sistemlerinin Devreye Girmesiyle Açık Su Kanalları Boşa Çıktı

    Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat’ta mevcut su kaynaklarının daha tasarruflu kullanılması amacıyla 8 gölet tarafından sulaması yapılan tarım alanlarında ’Toplu Basınçlı Damlama Sulama Sistemi’ devreye girmesiyle birlikte sulama kanalları boşa çıktı.

    Yozgat Valiliği tarafından 2011 yılında hazırlanan proje kapsamında başlatılan çalışmalar doğrultusunda il genelindeki toplam 24 göletten 8’inde kanallar aracılığı ile yapılan açık tarım sulama sistemi devre dışı bırakıldı. Yaklaşık 3 milyon 500 bin liralık harcama ile gerçekleştirilen çalışma ile Aydıncık, Boğazlıyan, Sarıkaya, Sorgun, Yerköy ilçelerindeki 8 göletten sulaması yapılan tarım alanlarında ’Toplu Basınçlı Damlama Sulama Sistemi’ devreye sokuldu. Böylece mevcut su kaynaklarının açık sulama ile boşa akması engellenip, daha az su ile daha fazla alanın tasarruflu şekilde sulanması sağlandı. Yozgat’taki diğer sulama göletlerinde de kapalı devre sulama sisteminin devreye sokulmasına yönelik çalışmaların yapıldığı, böylece sulama da daha fazla suyun tüketiminin önüne geçilerek, tasarruf sağlandığı kaydedildi.