Etiket: Devlettir”

  • AK Parti Sözcüsü Çelik: “Türkiye emin ve güvenilir bir devlettir”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bu konuda hassasız. Türkiye emin ve güvenilir bir devlettir. Kimsenin can güvenliği tehdit edilemez. Bir gazetecinin kaybolması Türkiye’nin üzerinde hassasiyetle duracağı bir konudur” dedi.

    AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısını takip eden gazetecilerin çadırını ziyaret eden AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı kapsamında yapılan sunumlara ilişkin bilgi verdi.

    “En temel bilgelerden haberdar olmaması ile karşı karşıyayız”

    İstişare kampına ilişkin bilgi veren Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarınki konuşmasında önemli şeylere değineceğini söyledi. BM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının önemli kısmının Filistin ve Kudüs olduğunu söyleyen Çelik, “Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında Cumhurbaşkanımızın Kudüs meselesini gündeme almadığını söyledi. Ana muhalefet parti genel başkanının en temel bilgelerden haberdar olmaması ile karşı karşıyayız. Burada ürkütücü olan şudur, ikinci konumda olan bir parti önemlidir ama maalesef bu kadar temel bir konuda bile bu derece hata yapmaları diğer konularda nasıl çalışıyorlar diye ürkütücü bir tablo ortaya çıkartıyor” diye konuştu.

    Toplantıda yapılan sunumları anlatan ve belediye başkanı adaylarının nasıl belirleneceği konusunda Mehmet Özhaseki’nin sunumuna ilişkin bilgi veren Çelik, “Siyasi performans ile siyasi referans alanını birlikte değerlendiriyoruz. Aday adaylarının birbirlerini yıpratması gibi konulara müsamaha etmiyoruz” şeklinde konuştu.

    Toplantıda, Mahir Ünal’ın şimdiye kadar yaptığı kampanyalara ilişkin bilgi verdiğini söyleyen Çelik, “AK Parti’nin kampanya hafızası konusunda sunum gerçekleştirildi” ifadelerini kullanırken, Naci Bostancı’nın ise Meclis çalışmaları hakkında milletvekillerine bilgi verdiğini kaydetti.

    Öğleden sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun güvenlik ve dış politika konularında sunum yaptığını söyleyen Çelik, bu oturumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat kendisinin yönettiğini belirtti. Çelik, “Cumhurbaşkanımız teknoloji bağımlılığından tütün bağımlılığına kadar kurumların ortak çalışma yapması konusunda talimatlar verdi. Milli Eğitim, Sağlık ve İçişleri Bakanlığı tarafından bu konuda ciddi çalışmalar yapılacak” ifadelerini kullandı.

    Çelik, kampın Kızılcahamam’da yapılmasına ilişkin ise, “FETÖ unsurlarına bağılı unsurlar tarafından bu tesis yönetiliyordu, malum olaylardan sonra Afyon’a gitmiştik. Ama Afyon’u da terk etmiş değiliz” dedi.

    Ekonomi konusunda bir firmadan danışmanlık hizmetine ilişkin bilgi alınması konusunda gelen eleştirilerin sorulması üzerine Çelik, “Cumhurbaşkanımız ilgili kurumlarımızın daha çok yerli kurumlarımızdan danışmanlık hizmetlerini alması gerektiği prensip kararını açıkladı. Burada farklı hassasiyetlerle danışmanlık gerçekleştirilirken, çeşitli spekülasyonlar oluyor. Kendisinin genel hassasiyeti bunlar Türkiye’de yapılabiliyorsa proje geliştirme konusunda kendi firmalarımızla bunun yapılmasın doğru olacağını, bundan sonra da kurumların bu hassasiyeti gözeterek ilerlemesi konusunda bir talimatı oldu. Bundan öncesinde herhangi bir kurumun siyasetçi adına karar verdiği bir durum söz konusu değil. Ayrıca tek bir kurumdan görüş alınmıyor. Sadece belli bir kurumun ismi öne çıkartıldı. En uygunları arasında bir sentez oluşturuluyor” diye konuştu.

    “Bir araya gelme ile ilgili sıkıntı olması söz konusu değil”

    Cumhur İttifakına ilişkin soruları da cevaplayan Çelik, “Cumhurbaşkanımız Cumhur İttifakına verdiği önemin altını çizdi. Kendilerinin Macaristan seyahati olacak, bu arada heyetlerin görüşmesi gerçekleşecektir, ondan sonra da bir araya gelebilirler. Bir araya gelme ile ilgili sıkıntı olması söz konusu değil. Takvimlerin uygunluğuna göre gündeme gelir” şeklinde konuştu.

    Adaylık başvurularının ne zaman başlayacağı konusunda konuşan Çelik, “Takvim çalışıldı, MYK’ya sunulmayı bekliyor. Orada karar verilecek” ifadelerini kullandı.

    “Tam bir tablo ortaya çıkmadan kimseyi suçlamıyoruz”

    Kayıp Suudi gazeteci ile ilgili bilgi veren Çelik, “Bu konuda hassasız. Türkiye emin ve güvenilir bir devlettir. Kimsenin can güvenliği tehdit edilemez. Bir gazetecinin kaybolması Türkiye’nin üzerinde hassasiyetle duracağı bir konudur. Güvenlik birimleri ilk andan itibaren gerekli araştırmayı yapıyorlar. Tam bir tablo ortaya çıkmadan kimseyi suçlamıyoruz. Bu konularda açıklama yapılmaması hassasiyet gösterilmediği ya da gündemde olmadığı anlamına gelmez. Bu kayıp gazetecinin durumunun ne olduğu, sorumlusunun kim olduğu ortaya çıkartılacaktır” açıklamasında bulundu.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun detaylı bir sunum yaptığının altını çizen Çelik, bu sunumun büyük ilgi gördüğünü söyleyerek, “Sunumun şöyle bir boyutu vardı, bazı ülkelerle sorunlar yaşıyoruz, buralarda Türkiye ana muhalefet tarafından suçlanıyor. Dışişleri Bakanımız ayrıntılı şekilde bu ülkelerle yaşananların arkasında ne olduğunu söyledi” dedi.

    “Olayın her tarafını görmek durumundayız”

    Af konusunda da açıklamalarda bulunan Ömer Çelik, “Af meselesi ile ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Cumhurbaşkanımızın hassasiyeti ilkesel bir hassasiyettir. Bahsettiği konu kişilerle ilgili suçlarla ilgili bir girişimde sıcak bakılamayacağı konusu Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konulmuş ilkesel bir yaklaşımdır. Arkadaşlarımızın telefonlarına af bekleyenlerden mesajlar geliyor ama ondan daha fazla mağdurlardan mesajlar geliyor. Olayın her tarafını görmek durumundayız” diye konuştu.

  • Kamu Başdenetçisi Malkoç: “ABD, güçlü bir devlet değil aciz bir devlettir”

    Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, ABD’nin güçlü bir devlet olmadığını, aksine aciz bir devlet olduğunu belirterek, “Çünkü bir avuç çapulcuya 4 bin tır silah yardımında bulundu” dedi. Malkoç, Türkiye’ye dört bir yandan saldırı gerçekleştirildiğini ama Türkiye ile boşuna uğraştıklarını kaydetti.

    Kastamonu Üniversitesinin Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen 2017-2018 akademik yıl açılışına katılan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kastamonu’nun Türkiye’nin müstesna illerinden birisi olduğunu belirterek, “Her bölgenin kendine göre özelliği var, yalnız Kastamonu’nun özelliği farklı. Burası bir sahabe kentidir. Sahabe demek Peygamber Efendimize komşu demektir. Kastamonu’ya manevi değer veren yüksek şahsiyetler bu ilden yetişmiş. Bu yüzden Kastamonu’da olmanın ayrı bir mutluluğunu yaşıyorum. Kastamonu’yu gezme fırsatım oldu. Milli mücadeleye büyük katkılar sağlayan bu şehrin değerlerini yakından gördüm. Milli mücadelenin önemini iyi bilmezsek dünümüzü anlayıp, yarınımızı iyi göremeyiz” dedi.

    Kamu Denetçi Kurumunu Türkiye genelinde duyanların oranının yüzde 15 civarında olduğunu belirten Malkoç, “Haksızlığa uğradığını düşünüyorsa mahkemeye gitmeden önce bizlere müracaat edecek. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerini denetleyen bir kurumuz. Bilinmediği için çok fazla bugüne kadar değerlendirilmedi. Ama tanındıkça seviliyor, sevildikçe de bize yapılan müracaatlar artıyor. 2016 yılında 5 bin 517 olan müracaat, 2017 yılında Kasım ayı sonu itibariyle 15 bin arttı. Bunun sebebi daha çok tanınmaya başladığımız için” dedi.

    Osmanlı Sarayı’ndan 600 yıl boyunca bu asil milletin dünyaya hükmettiğini ifade eden Malkoç, “Bunları adaletle yönetmiştir. Onun için önemli bizim tarihimiz” diye konuştu.

    Öğrencilere sosyal medya uyarısı

    Dünyada en başarılı 100 üniversite arasına Türkiye’den de üniversite girmesi gerektiğine işaret eden Malkoç, “Bir tane Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü alması yetmiyor, onlarca Aziz Sancar’ın çıkması gerekiyor. Bir insan ne aradığını bilirse onu bulur ve başarılı olur. Bir hedefi yoksa suyun üzerindeki yaprak gibidir, sallanır gider. Eğer bildiğiniz yabancı dil var ise bir tane daha ilave edin ona. Hele dil bilmiyorsanız Türkçe’nin dışında başka yabancı bir dil bilmiyorsanız durumunuzu ve zamanınızı yeniden gözden geçirin. Ülkemizde 7 milyon 250 bin üniversitede okuyan öğrenci var. Bu her yıl ortalama 900 bin öğrencinin mezun olması demektir. Bu yüzden mezun olduğunuzda Türkiye’de mezun olan 1 milyon öğrenci ile işe girmek için yarışacaksınız. Eğer bir yabancı dil biliyorsanız yarışacağınız öğrenci sayısı 100 bine kadar düşer. İki tane biliyorsanız 50 bine düşer. Zamanımız yok, nereden yabancı dili öğreneceğiz demeyin. Sosyal medyaya ayırdığınız zamandan dörtte birini bu işlere ayırırsanız bunu başarırsınız” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’ye dört bir yandan saldırıyorlar ama boşuna uğraşıyorlar”

    Türkiye’ye her yerden saldırı olduğunu hatırlatan Malkoç, “ABD, uzaktan gelip Suriye’ye 4 bin tır dolusu silah verdi. Aklınıza gelen gelmeyen bizimle uğraşıyor. Niye bizimle uğraşıyorlar biliyor musunuz? Tarih boyunca medeniyete ve dünyaya yön veren birkaç tane millet vardır. Diğerleri o büyük milletlerin arkasından gitmiştir. İşte tarihe yön veren milletlerin başında Türk milleti gelir. Bizim milletimiz geliyor. Onun için bizimle uğraşıyorlar” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin artık kendisine geldiğini ve tarihiyle buluştuğunu vurgulayan Kamu Başdenetçisi Malkoç, “Bu millet kültürüyle tanışıyor. Bu millet diniyle imanıyla yeniden buluşuyor” dedi.

    “ABD, güçlü bir devlet değil aciz bir devlettir”

    Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerinden de bahseden Malkoç, “İnebolu ile Ankara arasındaki o milli mücadeleyi bilmeyenler Türkiye’nin 2023 hedefini kavrayamaz. Malazgirt Meydan Muhaberesi’ni bilmeyenler Türkiye’nin 2071 hedefini kavrayamaz. İstanbul’un fethini bilmeyenler 2053 hedefini kavrayamaz. Türkiye açık ve net. Belki süper güç değiliz ama adam gibi bir devletiz. Büyük ve güçlü bir devletiz. ABD belki de süper bir devlet ama güçlü devlet değil, aciz bir devlettir. Güçlü devlet olmak ayrı bir şey, aciz devlet olmak ayrı bir şey. Güçlü devlet, hukuka uyan devlettir. Adalete riayet eden devlettir. Uluslararası hukuka uyan devlettir. ABD, güçlü devlet olsa bir avuç eşkıyaya, PKK’ya, PYD’ye silah verir mi? Çetecilerle iş birliği yapar mı? Onlarla iş tutar mı? Şunu unutuyorlar. ABD kurulalı 250 yıl falan oldu. Yahu sizin kuruluşunuz daha 250 yıl oldu. Bizim gerileme ve çökmemiz sadece 350 yıl sürdü. Ama yeniden diriliyoruz Allah’ın izniyle” diye konuştu.

    Bu coğrafyada onların gelip geçici olduğunu söyleyen Malkoç, “Ama biz, 1071 yılında buralara girmişiz. 1000 yıla rağmen bu coğrafyadayız. Bedelini de ödemişiz. Şehit kanlarıyla ödemişiz. İnşallah kıyamete kadar da bu coğrafyada bu millet kalacaktır” dedi.

    DEAŞ, PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle Türkiye’nin tek başına mücadele verdiğini ifade eden Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “DEAŞ, tek başına dünyanın başına bela oldu. PKK, 40 yıl oldu hala bitmedi. FETÖ, dünyanın en aşağılık örgütüdür. Bunlarla mücadele ediyoruz. Bir taraftan da 3 milyon 500 bin Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz. Evi yıkılmış, annesi babası ölmüş, kardeşi ölmüş, kan görmüş, gözyaşı ile yoğrulmuş Suriye halkı, ülkesinden kaçıp Türkiye’ye sığınmıştır. 3,5 milyon Suriyeli, dünyadaki Birleşmiş Milletlere kayıtlı 60 ülkenin nüfusundan daha fazla. Bu millet bağrını açtı onlara. Çünkü biz, 1. Dünya Savaşı’nda zulmün ne olduğunu gördük, vatansızlığın ne olduğunu gördük.”

    “Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Kastamonu’nun adının önerilmesi hepimizi heyecanlandırdı”

    AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik de, “Kastamonu Üniversitesinin aldığı mesafeyi tüm Kastamonulular biliyor. 2006 yılında kurulan üniversitemiz 2011 yılına kadar pek mesafe alınmadığını biliyoruz. Ama 2011 yılından bu tarafa hem öğrenci sayısı hem üniversitenin yaptığı faaliyetler ile güzel günleri yaşadık. Kastamonu tarihi, kültürel ve medeniyet kenti. Turizm anlamında Kastamonu’nun dünyaya açılması için belli çabalarımız vardı. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Kastamonu’nun adını önermesi hepimizi heyecanlandırdı. Yıl boyu yapacağımız etkinliklerle başkentliği temsil edeceğiz” dedi.

    “45 farklı ülkeden 2 bin öğrenciyi Kastamonu’da ağırlıyoruz”

    45 farklı ülkeden 2 bin 161 yabancı öğrenciyi Kastamonu’da ağırladıklarını belirten Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın da, “Üniversitemiz 13 fakülte, 3 yüksekokul, 13 meslek yüksekokulu, 2 enstitü, 21 araştırma ve uygulama merkezi ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. Bu yıl aramıza katılan talebelerimiz ile toplam talebe sayımız 29 bin 360 oldu. Bunun 2 bin 161’i 45 farklı ülkeden milletlerarası talebelerdir. Şu an 338 öğretim üyesi ve toplamda 767 olan öğretim elemanı ile akademik kadromuzu her yıl daha da güçlendirmek arzusundayız” şeklinde konuştu.

    “22 milyon liralık FİBA onaylı spor kompleksimizin temelini attık”

    Akademik yıl açılışı ile birlikte İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin ve Spor Kompleksinin temelini attıklarını söyleyen Rektör Aydın, “Toplam 10 bin 500 metrekarelik bir alan üzerine tesis edilecek olan spor kompleksimiz bünyesinde uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapabilecek profesyonellikte, yaklaşık 300 seyirci kapasiteli yarı olimpik bir yüzme havuzu mevcuttur. Kompleksimizde ayrıca 800 seyirci kapasiteli çift taraflı tribüne sahip, FIBA onaylı, uluslararası basketbol ve voleybol müsabakalarına ev sahipliği yapabilecek nitelikte bir kapalı spor salonunu da tesis ediyoruz. Bunlarla birlikte 4 kulvarlı bowling salonu, trambolin, badminton, masa tenisi gibi çeşitli spor dallarına imkân sağlayacak iki adet antrenman salonu ve bir adet çok amaçlı salon da bu muazzam spor kompleksimiz içinde yer alacaktır. Kompleksin dış bölümünde ise ikişer adet voleybol sahası, futbol sahası, tenis kortu, genel olarak tesisin ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede açık otopark alanları yer alacaktır. İnşallah 2018 yılında inşaatı en kısa sürede tamamlanıp hizmete açıldığında spor kompleksi sadece üniversitemizin değil, Kastamonumuzun da yüz akı bir tesis olacaktır” ifadelerini kullandı.

    Spor kompleksinin yanı sıra toplam 10 bin 350 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin de temelini attıklarını aktaran Rektör Aydın, şunları kaydetti:

    “Yaklaşık 150 kişi kapasiteli iki adet amfi, 110 kişilik bir adet, 80 kişilik iki adet, 60 kişilik yedi adet, 45 kişilik üç adet derslik, iki adet bilgisayar laboratuvarı ve 11 adet seminer odası mevcuttur. Ayrıca fakülte binamızda 60 adet öğretim elemanı odası, yönetim kurulu odası, dekan, dekan yardımcıları odaları ve ihtiyacı karşılayabilecek kapasitede idari personel odası yer alacaktır. Binada öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak yaklaşık 300 metrekare büyüklüğünde bir de kantin olacaktır.”

    Konuşmaların ardından Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’a Kastamonu’nun yöresel ürünlerinden oluşan sepet hediye etti. Ardından Kastamonu Üniversitesi Kampüsü içerisinde 2018 yılında tamamlanması planlanan 22 milyon liralık spor kompleksi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin temel atma töreni gerçekleştirildi.

  • Bakan Tüfenkçi: “En büyük mağdur bu millet, bu devlettir”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine karşı mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini belirterek, “Hak hukuk çiğnemeden adalet terazisinden şaşmadan gerçekten bir cerrah titizliği ile bunların hesap vermelerini sağlayacağız” dedi.

    Kahramanmaraşlı sanayici, işadamları ve sivil toplum temsilcileri ile yemekli toplantıda bir araya gelen Bakan Tüfenkçi, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’un selamlama konuşmasının ardından bir konuşma yaptı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Türkiye üzerine hesap yapan ve oyun kuranların 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ’yü kendine maşa seçerek kullanmaya kalktığını söyledi. Milletin inanç ve dirayeti ile bu oyunun bozulduğunu belirten Tüfenkçi, “Bunun için başta Kahramanmaraşlılar olmak üzere bütün milletimize şükranlarımızı arz ediyoruz, teşekkür ediyoruz. O gece siz sokaklara caddelere milli iradeye sahip çıkmasaydınız gerçekten bu ülkeyi kimlere peşkeş çekeceklerini nasıl bir iç savaş çıkartacaklarını tahmin bile edemezsiniz. Başbakanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrılarına kulak vererek o gün o meydanları dolduranlar göğsünü o kurşunlara siper edenler gerçekten o oyunu bozdular ve bundan sonra Türkiye’ye birileri istikamet çizecekse inanın ki o istikameti o ekseni o gün tanklara göğsünü siper edenler çizecek. Ne bir Moody’s çizecek veya bir başka derecelendirme kuruluşu çizecek, sadece bu millete istikameti o gün o meydanları dolduran bu aziz millet çizecek onun için artık o tarihten sonra Cumhurbaşkanımız da ifade ettiği gibi Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Biz Fetö terör örgütü ile bu mücadeleyi yaparken sizlere güveniyoruz. Biz Türkiye’ye hedef koyarken, örneğin Cumhurbaşkanımız 2023 hedeflerini koyarken sadece ve sadece sadece sizlere güvendi millete güvendi inşallah bizde bu hedefleri tutturmak için sizlerin önünü açacağız sizlerle birlikte koşacağız. Sizlerin önüne çıkan engelleri bir bir kaldıracağız. Teşvikse teşvik, ihracatsa ihracat, üretimse üretim; her ne gerekiyorsa birlikte yapacağız” dedi.

    Yıllarca milletin manevi değerlerini ve inançlarını istismar ederek her bir bünyeye sızmış FETÖ ile mücadelenin ve kökünü kazımanın kolay olmayacağını da belirten Tüfenkçi, “Bu birimleri devletin organlarına teker teker bulup atmak o kadar kolay değil. Gizlileri var, kriptoları var. Gizleyenleri var başka başka perdelerin arkasına gizlenenleri var yine kafalarını başkalarına kiralayanlar var. Ama inşallah rabbimin de yardımıyla biz bunlarla mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz bu yapıya mensup olanlar o gece bu milletin parasıyla alınmış tankları topları f-16 lafı bu millete doğrultanlar hem adalete hem de gelip bu millete hesap verecekler. Ama biz bunları yaparken asla ve asla intikam duyguları ile hareket etmeyeceğiz. Hak hukuk çiğnemeden adalet terazisinden şaşmadan gerçekten bir cerrah titizliği ile bunların hesap vermelerini sağlayacağız. Kurunun yanında yaşın da yanmasına izin vermeyeceğiz. Başbakanımızın da ifade ettiği gibi biz 17-25 aralıktan sonra bu yapıyla irtibatını koparmayanların üzerine elbette ki gideceğiz ve gitmeye de devam edeceğiz. Bizim derdimiz kişilerle şirketlerle de değil. Biz şirketlerin bu milletin malı olduğuna inanıyoruz. Ve dolayısıyla bu şirketlerin hayatiyetinin devam etmesi için daha önce atanan kayyumları iptal ederek, TMSF’ye devrettik. Neden devrettik? Daha profesyonel ekipler tarafından yönetilsin diye devrettik. Bunlar zamanı gelince birer birer satılacak ve Türkiye Ekonomisine kazandırılmış olacak. Şimdi biraz zaman geçtikten sonra birileri toplumun kafasını karıştırmaya çalışıyorlar birkaç yanlış örnekle mağdur edebiyatı yapıp mağdur kitleler oluştuğunu iddia ediyorlar. En büyük mağdur bu millet bu devlettir” dedi.

    FETÖ mensubu bir ülke imamının eşyaları İngiltere’ye gönderilmek istenirken Derince Limanı’ndaki konteynırda ele geçirildi

    15 Temmuz darbe kalkışmasını ve sonrasını değerlendiren Bakan Tüfenkçi, sözlerine şöyle sürdürdü:

    “15 Temmuzdan sonra bu milletin ne hale geldiğini gördünüz. Devletin yurtdışında ki itibarının ne hale geldiğini gördünüz ticaretimizin nasıl aksadığını gördünüz ve biz bu ticaretin tekrardan eski haline getirmek için gece gündüz nasıl çalıştığımızı gördünüz. Allah’a hamt olsun ki kısa zamanda toparladık. Bu kadar kısa bir sürede ekonomiyi ticareti siz toparladınız, millet toparladı. Sabaha kadar meydanlarda nöbet tutanlar meydanlarda göğüslerini kurşunlara siper edenler 16 Temmuz sabahı dükkanlarını açtı fabrikalarını iş yerlerini açtı normal bir ticaretin yapılmasını sağladı ithalat, ihracat ve para transferini gerçekleştirdi dolayısıyla ekonomide bir aksama gerçekleşmesin diye gece gündüz çalıştılar. 16 Temmuz’da 2.5 milyar dolar tasarrufunu döviz karşısında TL düşmesin diye piyasaya enjekte etti. Dolayısıyla bu millet hem ekonomiye hem de demokrasiye sahip çıktı. Bakınız yine birkaç ile yine yanlışlar yapılmış olabilir, bu yanlışların düzeltilmesi için gerekli mekanizmaları gerek valiliklerde gerek Başbakanlıkla oluşturduk. Buralarda itiraz mekanizmalarını sınırlı da tutmadık, süre de koymadık. Ne zaman ben mağdur oldum diyen varsa başvurup tekrar tekrar inceleyebilir ve o yanlışlıkları düzeltebiliriz. Bir takım mağduriyetler oluşuyor. Ama fetö ile mücadeleyi bırakın gibi söylemlere bizim itibar etmememiz lazım. Adaletten şaşmayacağız ama mücadeleden de vazgeçmeyeceğiz. Bakınız daha dün Fetö ’ye mensup bir ülke imamın eşyaları derince limanından İngiltere’ye konteyner içerisinde kaçırılmaya çalışılırken gümrüklerimizin titiz çalışması neticesinde gümrük muhafaza ekiplerimizce baktık ki bu yapıya mensup bir adamın eşyalarını İngiltere’ye kaçırmaya çalışıyorlar. Baktığınız zaman dokümanlar örgütsel dokümanlar eski eşyalar bu örgüte ait planlar toplantı yerleri yakaladık. Baktığın zaman bu insanı tanıyanlar belki masum diyebilir ama örgütün tam göbeğinde dolaysıyla o yüzden zor diyoruz. Adamların rengi yok, kokusu yok, kalıbı yok. Her kalıba girebilen insanlar. Şimdi Terörle mücadele ekipleri tarafından körfez savcılığı ekibinde bu soruşturma yürüyor. Bu mücadele sadece 1 2 ayla değil arkadaşlar uzun süre bu mücadelenin peşini bırakmayacağız. Biz PKK terör örgütü ile yıllarca mücadele ettik. Bir yandan diğer terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Bir yandan da ülkemizi büyütmeye çalışıyoruz. Ekonomiyi büyütmeye çalışıyoruz insanımıza iş aş bulmaya çalışıyoruz. Onun için gece gündüz demeden çalışıyoruz ve yeni teşvikleri açıklıyoruz. 15 Temmuz’dan önce sayın Başbakanımız size bu teşvik paketlerini kamu oyuna açıklamıştı daha bunun uygulamaları başlamadan bu hain girişimle baş başa kaldık deyim yerindeyse şeytan taşlamaktan Kabe’yi ziyaret edemiyoruz. Ne zaman hızlanmaya başlasak bir yerlerden müdahaleler bir yerden taş koymalar başlıyor, ya o terör örgütü ya diğer terör örgütünü kullanıyorlar amaçları aman Türkiye bölgesinde dünyada lider olmasın diye. Bütün bunlara inat biz büyümeye devam edeceğiz. Bunlara inat biz bölgede lider olacağız ve 2023 de ilk 10 ekonominin arasına gireceğiz. Biz bunu söylerken ekonomide ne yaptığımızı ve nasıl hareket ettiğimizi biliyoruz. Sizlerle beraber bu kararları veriyoruz. Daha 2 gün önce Başbakanımız 9. Sanayi şûrasında sabahtan akşama kadar Saat 10 dan akşam 9 a kadar iş adamlarımızla sanayicilerimizle borsa başkanlarımızla beraberdi. 81 ilin sorularını dinledi tek tek not aldı ilgili bakanlıklara görev verdi bu neyi gösteriyor, bu şunu gösterir arkadaşlar biz bu yola sizlerle çıktık sizlerle birlikte yürümeye devam edeceğiz. ”

  • Prof. Halilova: “Türkiye İslam Dünyasında TEK Devlettir”

    Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hanım Halilova, Türkiye’nin İslam dünyasında tek devlet olduğunu belirterek, “Allah Türkiye’mizi korusun” dedi.

    Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi öğrencilerinin oluşturduğu Milli Düşünce ve Araştırma Topluluğu tarafından “Hocalı Soykırımı ve Türkiye-Azerbaycan İlişkileri” konulu konferans tertiplendi. Fakültenin konferans salonunda Prof. Dr. Hanım Halilova’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa öğretim görevlileri ve öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Prof. Halilova, “Sovyetler, dinimizi, kimliğimizi yasakladı. Camileri kapatıp, ezan sesini susturdular. Camilerde hayvanları saklıyorlardı, mescitleri depo yapmışlardı. Türk demek yasaktı. Şii-Sünni, Alevi-Sünni diye parçalamak istediler. Türkleri parçala, idare et diye hedefleri vardı. Doğu Türkistan’a izin vermediler, ismi Ortaasya oldu” dedi.

    Bazı profesörleri tenkit eden Halilova, “Her profesör aydın değildir. Aydı, vakti zamanında milletin önüne çıkabilen kişilere denir. Türkiye’deki bazı aydınları da gördük” diye konuştu.

    1975 yılında gözaltına alındığını belirten Halilova, “Türk demek suçtu. O zaman suikastlar vardı. Her an araba kazasında öldürebilirlerdi, ama biz kefeni boynumuza bağladık. Dedik ki Türkiye bizi kurtaracaktır. Türkiye, İslam dünyasında tek devlettir. Allah Türkiye’mizi korusun. Alevi-sünni dediler, Asala dediler, PKK dediler. O bitse başka bir şey bulacaklar. 1974 yılında radyodan Bülent Ecevit’in sesini duyduk. Türk ordusu Kıbrıs’a iniyor dedi. Biz çok büyük sevinç yaşadık. O zaman Türkiye bugün kardeşlerini kurtarıyor, zaman gelecek bizi de kurtaracak dedik” ifadelerini kullandı.

    Ermenistan diye bir şeyin o dönemde olmadığını, o toprakların Azerbaycan toprakları olduğunu hatırlatan Halilova, “Bakü başkent olamadı. Çünkü Bakü Ermeni ve Rus işgali altındaydı. Petrol vardı orada. Almanlarla Osmanlı müttefikti. Türk askerini gönderdiler. Azerbaycan’a gelmeden önce İran tarafındaydılar. Ermenilerin büyük Ermenistan projesi vardı. Türkiye’nin güneydoğusundan başlayarak yayılan bir bölgeydi. Gürcistan’da yaşayan Ahıskalıları bir gecede trenle sürgün ettiler. Onların yerine Ermenileri yerleştirdiler. PKK’yı kurdular. Ermeniler HDP’de de çok. 20 Ocak 1990 yılında Ruslar Sovyet tanklarını Bakü’ye gönderdi. Bağımsızlık istedik. Tanklarla ezdiler. Oturdum, karanlık bir kuyunun içinde düşündüm ne yapacağımı. Sokağa çıkanları öldürüyorlardı. Bütün Türkiye ayaklanmıştı” dedi.

    Halilova, Ermeni teröristlerin 25 Ocak 1992’yi 26 Ocak gününe bağlayan gece Hocalı’ya baskın yaparak kadın ve çocuk demeden katliam yaptığını, çocukların gözlerini oyduklarını, hamile kadınların karınlarını yararak çocukları öldürdüklerini, öldürdükleri yaşlıların kafa derilerini yüzdüklerini ve bunu “1915’in intikamı” adına yaptıklarını söylediklerini anlattı.