Etiket: Devleti

  • Prof. Dr. Özcan: “Çanakkale Zaferi Olmasaydı, Bağımsız Bir İslam Devleti Kalmazdı”

    Bartın Valiliği ile Bartın Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen konferansta konuşan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Özcan, “Çanakkale Zaferi olmasaydı, o son ordu yenilseydi, bugün yeryüzünde bağımsız bir İslam devleti olmazdı” dedi.

    Bartın Valiliği ile Bartın Üniversitesi’nin ortaklığında Çanakkale Zaferi’nin 101. yıl dönümü nedeniyle “Çanakkale Savaşı’nın Düşündürdükleri” adlı konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi eski Rektörü, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Özcan Çanakkale Zaferi’yle bugün İslamiyet’in bağımsız bir din olarak yaşanabildiğini belirterek, “Çanakkale Savaşı öncesi müttefik devletlerarasında yapılan toplantılarda konuşulanlar bize ders olmalıdır. Şairin dediği gibi o son cephe düşseydi, son ordu yenilseydi; yeryüzünde bağımsız hiçbir İslam Devleti olmayacaktı. Çanakkale Savaşını ve tarihimizi sadece gerçekleştiği tarihi bilerek değil, anlayarak bilmemiz gerekiyor. Ancak, ecdadımızın yaşadıklarıyla tecrübelenerek doğru adımlar atıp, özümüze uygun olarak olmamız gereken yerde olabiliriz” dedi.

    “ÇANAKKALE SAVAŞI SENARYOSU, BUGÜN YİNE OYNANIYOR”

    Çanakkale Savaşı öncesi İngilizler’in liderliğinde yeni bir dünya haritası çizildiğini aktaran Özcan, yazılan senaryonun Çanakkale Savaşı ile oynamaya başladıklarını ifade etti.

    Özcan, 100 yıl önce oynanan oyunun bugün yine Türk Milleti üzerinde oynandığının altını çizerek, “Çanakkale Savaşı’ndan bir yıl önce İngiltere her şeyi planlamıştı. Osmanlı Devleti’nin direncini kırmak için Arap Yarım Adası’nda Mekke Emiri’ne çeşitli vaatler vererek ayaklanma çıkarttılar. Balkanlar’da da durum ortaydı zaten. Araplara bağımsız bir devlet ve hilafet sözü verdiler, Yahudilere merkezi Kudüs olan bir devlet sözü verdiler, diğer milletlere de aynısını yaptılar. Savaştan galip gelmeleri halinde vaat ettikleri bu şartlar, savaş sonunda gerçeğin ortaya çıkmasına neden oldu. Aynı topraklar birden fazla devlete verilmişti. İngiltere bunu inkâr etmedi; savaş şartlarının bunu gerektirdiği gerekçesiyle kendi aranızda anlaşmalarını söyledi. Bu da anlaşma değil kendi aranızda savaşın anlamına geliyordu. O günden bu yana Orta Doğu’da savaş ve kan hiçbir zaman durmadı. Çanakkale’de 100 yıl önce uygulanan bu senaryo, 100 yıl sonra bugün yine Türk milleti üzerinde uygulanmak isteniyor. İşte biz Çanakkale’den aldığımız bu dersle adımlarımızı doğru atmalıyız. Bilimle yoğrulan insanlar olarak hedeflerimizi doğru belirlemeliyiz” diye konuştu.

    Etkinlik sonunda Bartın Valisi Seyfettin Azizoğlu ve Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan konuşmalarından dolayı Prof. Dr. Özcan’ı tebrik etti. Konferansa, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Mehmet Erdemir, il müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

  • Devleti Dolandıran Şebeke Çökertildi

    Şanlıurfa’da maddi durumu iyi olmayan vatandaşları kandırıp para verdikten sonra kimlik bilgilerini kullanarak paravan şirket kuran, bu şirketler üzerinden fatura düzenleyerek hayali mal alıp satan ve tarımsal desteklemelerden faydalanan çete çökertildi.

    Şanlıurfa’da İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Büro Amirliği ekipleri, maddi durumu iyi olmayan vatandaşları kandırıp para verdikten sonra kimlik bilgilerini kullanarak paravan şirket kuran, bu şirketler üzerinden fatura düzenleyerek hayali mal alıp satan ve tarımsal desteklemelerden faydalanan çeteye yönelik operasyon düzenledi. Hububat ve tarım ürünleri unvanıyla ticaret yapan N.B. adlı şahsın iş yerine düzenlenen operasyonda farklı şirketlere ait milyonlarca liralık faturalar, alım satım beyannamesi, makbuz ve farklı şahısların adına kurulan paravan şirketlere ait vergi levhaları ele geçirildi. Operasyonun devamında ise tespit edilen 10 paravan şirket sahibi olarak ismi geçen 3 kişi daha gözaltına alındı. Emniyette ifadelerin alınan M.B. ve M.V. serbest bırakılırken N.B. ve A.A. ise vergi usul kanununa muhalefet, kamu kurum ve kuruluşları aleyhine ve ya zararına nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından adliyeye sevk edildi.

    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • Davutoğlu: “Türkiye’de Yürütülen Mücadele Kesinlikle Demokratik Hukuk Devleti İçinde Yürütülen Mücadeledir”

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile gerçekleştirdiği toplantıda PKK’nın Suriye’den aldığı cesaretle Türkiye’de ciddi terör saldırıları yürüttüğünü kaydederek, “Türkiye’de yürütülen mücadele kesinlikle demokratik hukuk devleti içinde yürütülen mücadeledir” dedi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile gerçekleştirilen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Konuşmasına terör saldırında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyen Davutoğlu, “Terör saldırısı sadece Türkiye’ye sadece Almanya’ya yönelik bir terör saldırısı değil bütün insanlığa dönük saldırıydı. Sorumluları mutlaka yakalanacak ve gerekli cezaya çarptırılacaktır. Aslında bu terör saldırısı karşı karşıya kaldığımız büyük tehlikeleri ve riskleri ortaya koyuyor. Bugün Berlin’de gerçekten son derece tarihi bir adım atıldı. Türkiye ve Almanya tarih boyunca müttefik olmuş iki ülke. İlk hükümetler arası istişare düzeyinde zirvede birçok bakanlarımızla birlikte ortak bir kabine toplantısı mantığı ile bir araya geldik. Ben Sayın Merkel’e gösterdiği misafirperverlik özelikle çalışma toplantımız esnasında ortak ekip bilinci ile davranmamızı sağladığı için teşekkür bir borç biliyorum” dedi.

    Yeni bir dönem olduğunu kaydeden Davutoğlu, bakanlar arasında toplantılar, projeler olduğunu belirtti. Davutoğlu, dünya ekonomisinin oynaklık içinde odluğu dönemlerde Türk ve Alman ekonomilerinin hem kendi hem de çevre ekonomilerine katkı sağladığını kaydetti. Türkiye’nin 37 milyar dolar civarındaki ticaret hacmini daha ileriye götürmek için Almanya ile işbirliği yapamaya hazır olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Terör saldırıları bu ilişkilerini ne kadar bozmak isterse istersin hep birlikte olacaklar, hep birlikte barış içinde Türkiye ve Almanya’da dostluğumuzu derinleştirip yaşayacaklar” dedi.

    Son dönemde Türkiye ile AB ilişkilerinde ivemeye değinen Davutoğlu, Merkel’e teşekkür ederek 29 Kasım’da gerçekleşen Türkiye -AB Zirvesi’nin önümüzdeki dönem için dönüm noktası olduğunu kaydetti.

    “TÜRKİYE VE ALMANYA OMUZ OMUZADIR “

    “Olumsuz gündem veya riskler ve tehditler bağlamında da Türkiye ve Almanya omuz omuzadır” diyen Davutoğlu, bugün verilen mesajlarla ülkelerin huzurunu ve AB’nin, insanlığın huzurunu bozmaya çalışanların karşılarında Türkiye ve Almanya’yı birlikte omuz omuza bulacaklarını ifade etti. Terörle mücadele konusunda sağlam iradenin olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Türkiye ve Almanya’nın DAEŞ, PKK, DHKPC gibi örgütlere karşı tam bir iş birliği içinde barışı istikrarı ve demokrasiyi korumak konusunda kararlıdır. DAEŞ’e karşı yürütülen mücadele konusunda Almanya’nın Türkiye’ye vermiş olduğu desteğe teşekkür ediyoruz. Suriye ve Irak’ta yakın bir istişare içindeyiz. Suriye’deki istikrarsızlığın Türkiye’yi etkilemesi karşısında Almanya’nın ağladığı destek ve gösterdiği dayanışma özellikle de İncirlik’e gelen Alman uçaklarıyla bütün bölgeye, bütün dünyaya zor günlerde Almanya’nın Türkiye’nin yanındadır mesajı vermesi açısından da son derece önemli ve takdir ettiğimiz bir adım olmuştur. Alman Savunma Bakanı da İncirlik’e yaptığı ziyaretle bunu bir kez daha göstermiştir. DAEŞ insanlığa yönelik bir tehdittir. Türkiye ve Almanya bu tehdide karşı Irak’ta Suriye’de Türkiye’de Almanya’da her yerde mücadele etmeye hazırdır. Aynı şekilde PKK’da son dönemde özellikle Suriye’deki gelişmelerden aldığı cesaretle Türkiye’de çok ciddi bir terör faaliyetine başlayıp sivil halka ve güvenlik güçlere karşı saldırlar gerçekleştiriyor. Bu konuda meslektaşıma kapsamlı bilgiler aktardım” ifadelerini kullandı.

    “TÜRKİYE, SURİYE’DEN GELEN MÜLTECİLERİ BİR BARBAR REJİMİN VE BARBAR BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BASKISINDAN KAÇAN MASUMLAR OLARAK GÖRMEKTEDİR”

    “Türkiye’de yürütülen mücadele kesinlikle demokratik hukuk devleti içinde yürütülen mücadeledir. Sadece terörist grupları hedef alan ve onların demokrasimize, ülkemizin huzuruna dönük tehdidini engellemeye çalışan bir mücadeledir” diyen Davutoğlu mültecilerle ilgili insanlık krizinin üzerinde durulduğunu kaydetti. Mülteci krizinin sadece Suriye’de kalmadığını Türkiye üzerinden Avrupa’da sosyal istikrarsızlık unsuruna neden olduğunu kaydetti. Başbakan Davutoğlu, “Türkiye, Suriye’den gelen mültecileri bir barbar rejimin ve barbar bir terör örgütünün baskısından kaçan masumlar olarak görmektedir” dedi.

    Davutoğlu, mülteci konusunun her zaman gündem olduğunu Aylan Kurdi’nin cansız bedeninde kıyıya vurduğunda anne baba olarak aile fertleri olarak bu acıyı hissettiğini kaydetti. 29 Kasım’da Türkiye-AB arasında Eylem Planı açıklandığını ve Türkiye’nin bu eylem planı çerçevesinde kararlı bir şekilde adım attıklarını belirten Davutoğlu, üçüncü ülkelerden gelen Suriyeli mültecilere karşı vize uygulanması yönünde adımlar atıldığını bildirdi. Davutoğlu, mülteci krizi konusunda birlikte hareket edilirse krizin sonuçlarının en iyi şekilde kontrol altına alınabileceğini bildirdi. Türkiye ve Almanya olarak bugünlerde başlaması için Suriye Barış görüşmelerinin başarılı olmasının mülteci akınlarını engelleyecek önemli bir unsur olarak gördüklerini ifade eden Davutoğlu, “Mültecilerin gelişleri yavaşlarsa var olan mülteciler en iyi şekilde entegre edilir ve meseleleri çözülürse bu konuyu insanlık trajedisine dönüşmeden ve ülkelerimizin iç istikrarını bozmadan çözmeye kavuşuruz” dedi.

    Davutoğlu, Merkel’i Dünya İnsani Zirvesi’nde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, “18 Şubatta AB-Türkiye Fikirdaş Ülker Toplantısı’nda birlikte olacağız” dedi.

  • ‘Hukuk Devleti, Sivil Toplum Ve Cemaatler’i Anlattı

    Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ‘’Hukuk Devleti, Sivil Toplum ve Cemaatler’’ başlıklı söyleşiye katıldı. Hakyemez, söyleşisinde Türkiye’de adalet sistemini ele alarak yaşanan sıkıntıları anlattı ,çözüm önerilerini sıraladı.

    Trabzon Ortahisar Düşünce Akademisi’ndeki (TODA) konuşmasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde hukuk sistemi açısından kazanımlarına ve dezavantajlarına işaret eden Hakyemez ‘’Türkiye 2004 yılından sonra imzaladığı anlaşmalar gereği Avrupa Hukuk sistemi tam anlamıyla uygulamak durumunda. Bunun artıları olduğu eksi yönleri de var. Örneğin evlilik şekilleri. Bizim geleneklerimizde homoseksüel evlilik olamaz. Avrupa müktesabatında bu var. Bir şey yanlış anlatılıyor. Avrupa kanunları üstündür diye bir durum kesinlikle yok. Bizim kanunlarımız yeri geldiğinde çok daha özgürlükçüdür. Bunu yakından biliyoruz’’ dedi.

    Geciken adaletin adalet olmadığını yineleyen Hakyemez, yargıda yaşanan iş yükü, yüksek yargı üyeliklerinin seçimi gibi konularda da açıklama yaparak şunları söyledi:

    ‘’Türk yargı sistemi cesaretli bir şekilde revize edilemedi. Biz hâlâ istinaf mahkemelerini tam anlamıyla kurabilmiş değiliz. Yeterli hakim ve savcı yetiştiremedik. Mahkemeler devletçi refleksle kararlar veriyor. Geçmiş yıllarda Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsü ile ilgili kararını hatırlayalım. Başörtüsü hak olarak görülmemişti, gerekçesi de fetva verir gibiydi. Şimdi bunlar değişiyor. Türkiye olarak müzakere kültürüne sahip değiliz. Avrupa’da yargı üyeleri parlamento tarafından seçilir. Ancak hukuk kesinlikle siyasallaşmaz. Biz de ancak 2010 yılından sonra sınırlı sayıda üye seçilebilmektedir. Türkiye’de de yargı üyelerinin parlamento tarafından seçilmesi en doğru adım olacaktır.’’

  • CHP’li Ağbaba: “İsrail Devleti Bizim Dostumuz Olamaz”

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Her şeyi yöneten her şeye hakim olan zihniyet her şeye karar veriyor. Hangi dizide, kimin kiminle, kaç dakika öpüşeceğine o karar veriyor” dedi. Veli Ağbaba, konuşmasında İsrail bizim dostumuz olamaz” diye konuştu.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Manisa İl Başkanlığı seçimli kongresine katıldı. Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Sosyal Tesislerinde düzenlenen kongreye CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, CHP Manisa İl Başkanı Mustafa Ada, ilçe başkanları, İl Başkan adayları Nurittin Dingaz ve Halil Tokul ile partililer katıldı. Kongrede konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, geçen günlerde OTDÜ’de namaz kılan gençlere yönelik saldırı iddialarına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “YÖK gereğini yapmalı” sözü üzerinden Erdoğan’ı eleştirdi.

    ODTÜ’nün dünyadaki 500 saygın üniversite içerisinde yer alan tek üniversite olduğunu anlatan Ağbaba, şöyle konuştu:

    “Çeşitli bahanelerle ODTÜ’ye saldırı düzenleniyor. Biliyorsunuz Türkiye’de yargı Cumhurbaşkanı talimatıyla çalışıyor. Bundan iki ay önce ne demişti; Nokta gazetesinin manşetinden sonra ’Bunun hesabını vereceksiniz’, ardından Cumhuriyet gazetesinde bir haber çıktı TIR’la ilgili, ’Bunun bedelini ödeyeceksiniz’ demişti. Hem Can Dündar hem Erdem Gül hem de Nokta dergisinin çalışanları cezaevine tıkıldı. Şimdi ODTÜ’ye bir mesaj veriliyor. ’YÖK gereğini yap’ diyor. Önümüzdeki günlerde herhalde YÖK gereğini yapacak.”

    Her alanda özgürlüğü savunduklarını anlatan Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılıp yapılmadığı belli olmayan. Yapılmışsa da 1-2 kişinin yapmış olduğu bir saldırı ODTÜ’ye mal edilmeye çalışılıyor. İnanç üzerinden bir saldırıya karşı bırakılıyor ODTÜ. ODTÜ 1971’deki askerlere teslim olmadı. ODTÜ 12 Eylül faşist generallerine teslim olmadı. ODTÜ yine teslim olmayacak. O saldırıyı kim yapmışsa aydınlatılsın. ODTÜ’de 15 mescit, 2 cami var. Herkes tabi ki istediği şekilde ibadetini yapmalı. Herkes istediği gibi yaşamalı. Eğer varsa öyle bir saldırı, o iki fail yakalanmalı ve cezalandırılmalı”

    “İSRAİL BİZİM DOSTUMUZ OLAMAZ”

    Kongrede yaptığı konuşmada AK Parti’ye yönelik eleştirilerine devam eden Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti:

    “Geçen günlerde AKP’nin bir temsilcisi ’İsrail ulusu bizim dostumuzdur’ dedi. ’İsrail devleti bizim dostumuzdur’ diye bir Cumhuriyet Halk Partili dese, Demirci ilçesinin bir üyesi ’İsrail devleti bizim dostumuzdur’ dese CHP’yi eleştirirler. Her muhtarlar toplantısında Cumhuriyet Halk Partisi’ni Cumhurbaşkanı suçlar. Neden? ’Cehape zihniyeti İsrail devletiyle dost’ der. İsrail devleti bizim dostumuz değildir. İsrail devleti bu bölgede yaşayan mazlum halkların da dostu değildir. İsrail devleti şimdiye kadar orada var olma mücadelesi yürüten Filistin halkının düşmanıdır. Orada Gazze’de katledilen insanların düşmanıdır. Tabi ki İsrail’de yaşayan insanlar bizim düşmanımız değildir. Ancak bölgede terör estiren, insanları katleden, çocuk kadın demeden insanları katleden İsrail devleti Recep Tayyip Erdoğan’ın dostu olabilir, bizim dostumuz olamaz.”

    “KİMİN NE KADAR ÖPÜŞECEĞİNE O KARAR VERİYOR”

    Her şeyi yöneten her şeye hakim olan zihniyetin her şeye karar verdiğini anlatan Ağbaba, şunları söyledi:

    “Dünyada bizim ki gibisi yok. O dünyanın en büyük medya yöneticisi, dünyanın en büyük genel yayın yönetmeni, 10 gazeteye aynı anda manşet atabiliyor. O dünyanın en büyük mimarı. Nerede köprü yapılacağına, nerede AVM yapılacağına karar veren o. O dünyanın en büyük emlakçısı. Hangi arazinin ne kadar ettiğini, hangi arazinin ileride para kazandıracağını bilir. O dünyanın en büyük kadın doğum uzmanı, jinekologu. Ne demek? Kimin kaç çocuk yapacağına nasıl yapacağına yaptıktan sonra nasıl besleyeceğine karar veren o. Onun bir çok özelliği var. Aslında o bir sinema yönetmeni. Hangi dizide kimin kiminle kaç dakika öpüşeceğine o kadar veriyor. Hatırlayın meşhur Muhteşem Yüzyılı, padişahla karısının ne kadar öpüşeceğine saray karar veriyor.”

    Ağbaba’nın konuşmasının ardından kongreye devam edildi. Nurittin Dingaz ve Halil Tokul olmak üzere iki başkanın listelerinin yarıştığı kongrede 608 delege oy kullandı.