Etiket: devlet bahçeli

  • İşte MHP’nin yeni yüzü

    Ünlü oyuncu Mehmet Aslan, MHP İstanbul İl Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

    Ünlü oyuncu Mehmet Aslan, geçtiğimiz günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek bir süre görüştü. Aslan, daha önceden de MHP Lideri Devlet Bahçeli ile çektirdiği selfie’yi de sosyal medyada paylaşmıştı.

    MHP İL BAŞKAN YARDIMCISI OLDU

    Devlet Bahçeli ile görüşen Mehmet Aslan, MHP İstanbul İl Yönetimi’nde Sanat ve Spordan sorumlu İl Başkan Yardımcısı görevine getirildi. Aslan’ın bonzaiye karşı oluşturulan bir projede MHP’nin yüzü olacağı öğrenildi.

    BENGÜTÜRK’TE PROGRAM YAPIYOR

    Aslan, aynı zamanda Bengütürk adlı televizyon kanalında Sinem Fıstıkoğlu ile birlikte ‘Sporda Son Söz’ adlı televizyon programı yapıyor.

  • Başlıksız yazı 74633

     

     

     

    Bahçeli: ‘Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim’
    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim” dedi.

    Bahçeli: 'Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim'

     

     

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim. Ekmeğimize kan doğrayanların değil, ekmeğimizi büyütmeye aday olan Ekmel Bey’in önünü açalım” dedi. 
    MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenen partililerle bayramlaşma programında konuşma gerçekleştirdi. Milletçe ızdıraplı, sancılı ve dramatik günler geçirildiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:

    “Ramazan ayı süresince; eminim hepiniz gördünüz, hepiniz ibretle izlediniz. Gazze’de kan vardır, Suriye’de şiddet vardır, Libya’da belirsizlik vardır, Irak’ta vahşet egemendir. Kırım dertlidir, Doğu Türkistan kahırlıdır, Balkanlar gergindir, Türkmeneli ise acı, kayıp ve gözyaşı içindedir. Dün bizim olan yerler bugün feryat etmektedir. Dün bizimle barış ve adaleti yaşayan coğrafyalar şimdilerde barbarların, vandalların, insan canına kast eden vampirlerin elindedir. Türk milletinin yönetiminde birliği, dirliği ve bolluğu doyasıya özümseyen toplumlar maalesef ki karanlığa mahkumdur.”

    Türkiye’mizin çevresinden adeta kan nehirleri aktığını belirten Bahçeli, şunları aktardı:
    “İslam alemi içe kapanmış, içine kıvrılmış, iç çekişme ve çatışmalarla boğulmuştur. Müslümanlar arasındaki bağlar gevşemiştir. İslam coğrafyası zalimlerin oyuncağı haline gelmiştir. Küresel emperyalizme kölelik yapan petrol şeyhleri, dolar milyarderleri haksızlık karşısında seslerini yükseltme cesaretini gösterememişlerdir. İslam ülkelerinde küresel senaryolara karşı tahammül edilemez bir sükûnet, katlanılamaz bir hareketsizlik hakimdir.”

    “FİLİSTİN DAVASI ÇOK AĞIR BİR YARA ALMIŞTIR”
    Etnik, mezhep, ideolojik ve siyasi kamplaşmalar İslam’ın yaşadığın topraklara soluk aldırmadığını ifade eden Bahçeli, “İsrail’in günlerce sürdürdüğü Gazze operasyonu bini aşkın kardeşimizin katledilmesine, alt bine yakın kardeşimizin yaralanmasına neden olmuştur. Filistin davası çok ağır bir yara almıştır. Mazlumlar canilerin hedef tahtası olmuştur. Çoluk çocuk demeden, kadın yaşlı dinlemeden İsrail Gazze’yi bombalamış, kurşun yağdırmış, ölüm saçmıştır. Kutsal Ramazan ayında her türlü insanlık dışı vahşet İsrail yönetimi tarafından sergilenmiştir” dedi.
    Mescid-i Aksa’ya saygısızlık yapıldığını, Kur’an-ı Kerim çiğnendiğini söyleyen Bahçeli, şunları söyledi:

    “Camiler imha edilmiştir. Okullar hedef alınmış, küçücük çocukların bedenlerine mermiler isabet etmiştir. Peki, bunca şiddet oluyorken, bunca vicdansızlık Müslümanları çepeçevre kuşatıyorken AKP hükümeti ne yapmış, neyi başarmıştır? Aday Erdoğan; meydanlardan iftar sofralarına kadar boş konuşmaktan, boşa kürek çekmekten, mazlumların kanı üzerinden siyaset tasarlamaktan başka ne işe yaramıştır? Gazze’ye füzeler atılırken, aday Erdoğan iftiralarını sıralamış, istismarlarını sürdürmüştür.”
    Başbakan Erdoğan’ın Filistin davasına en ufak bir yardım ve katkısı olmadığını savunan Bahçeli, “İsrail’e gece bekçiliği yapan, Siyonist emellere yıllardan beri kule nöbetçiliğiyle çanak tutan kalpsiz ve samimiyetsiz bu adamın Gazze sömürüsü her şeyden önce günahtır, ayıptır, ahlaksızlıktır. Gazze’nin çocukları ölürken, Erdoğan’ın çocuğu deniz ticaretiyle İsrail’den para kazanmaktadır. Gazze’ye tonlarca bomba yağarken, Erdoğan Yahudi Cesaret Madalyası Ödülü’nü ısrarla boynunda taşımaktadır” dedi.

    “CESARET ÖDÜLÜNÜ YÜZSÜZCE, ONURSUZCA TAŞIMAKTANSA DERHAL İADE ETMEYE DAVET EDİYORUM”
    Amerikan Yahudi Kongresi, Başbakan Erdoğan’ın 2004 yılında aldığı ödülü geri istediğini söyleyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
    “Şu ana kadar aday Erdoğan’dan konuyla ilgili herhangi bir cevap gelmemiş, gelememiştir. Buradan Erdoğan’ı; 10 yıl önce aldığı cesaret ödülünü yüzsüzce, onursuzca taşımaktansa derhal iade etmeye davet ediyorum. Sayın aday, ödül verenler sana mektup yazarak ödüllerini geri istiyor. Sen daha duracak ve bekleyecek misin? Bu zilleti görmezden gelecek misin? Bu aşağılanmaya eyvallah diyecek misin?”
    Başbakan Erdoğan’ın Gazze’yi milli mesele olarak görmediğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:

    “Bununla da kalmamış geceleri sürekli teyakkuz halinde uyuduğunu, tek endişesinin de ‘Filistin, Filistin, Filistin’ olduğunu söylemiştir. Aynı Erdoğan her ne hikmetse dökülen Türkmen kanından, alınan Türkmen canından rahatsız değildir. Çünkü Erdoğan Türk ve Türkmen hasmıdır. Çünkü Erdoğan Türk ve Türkmen muhalifidir. Günlerdir Türkmeneli’ndeki katliamları gündeme getirdik.”
    IŞİD terörüne kamuoyunun dikkatini çektiklerini söyleyen Bahçeli, “Ne var ki, Erdoğan sanki Irak Türkmenleri yokmuş gibi davranmış, sanki Türkmenler soykırımla yüz yüze değilmiş gibi tutum takınmıştır. Erdoğan’ın gözü var görmemiş, kulağı var duymamış, kalbi var atmamıştır” diye konuştu.
    Başbakan Erdoğan’ın Myanmar dediğini, Kerkük diyemediğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:

    “Mısır demiş, Musul diyememiştir. Somali, Libya, Gazze için ağlamış; Telafer, Tuzhurmatu, Kaşgar’ı ağzına alamamıştır. Türkmeneli’ne, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına her türlü engeli çıkarmıştır. Yardım konvoylarımızı, vicdan hareketimizi sabote etmek istemiştir. Aday Erdoğan hamd olsun başaramamış, soydaşlarımızla buluşmamıza, onlara yardım eli uzatmamıza mani olamamıştır. Gazze’yi milli mesele gören Erdoğan; acaba Kerkük’ü peşmergeye, Musul’u IŞİD vahşilerine ne hakla, ne yüzle peşkeş çekmiştir? Türkmeneli milli dava değil midir? Türkmenler milletimizin öz be öz kardeşi değil midir?”

    “ERDOĞAN BURADA KONUŞURKEN, İSRAİL ORADA KAN AKITMAKTADIR”
    Ölen her Gazzeli’nin vebali Başbakan Erdoğan’ın omuzlarında olduğunu söyleyen Bahçeli, şunları ifade etti:
    “Erdoğan burada konuşurken, İsrail orada kan akıtmaktadır. Erdoğan burada sahte kefen giymekten bahsederken, Gazze boydan boya gerçek kefene bürünmektedir. O halde Gazze’nin güvenliği için aday Erdoğan çenesini kapatmalıdır. Milli mesele olarak evvela millet menfaatlerinin yanında olmalı, siyasi ayak oyunlarıyla bir çuval inciri berbat etmemelidir.”
    Her zaman sözlerinin samimi olduklarını vurgulayan Bahçeli, şunları aktardı:
    “Yalandan, riyadan, görünür görünmez belalardan Allah’a sığındık. Düşman çevrelere el açmadık. Hain emellere el pençe divan durmadık. Türkmenleri sözde değil, yüreklice savunduk. Efendimizin kutlu tebliğini her şeyimizle benimsedik, iman ettik. Türkmeneli’nde yere düşen bir damla gözyaşıyla içimiz yandı. Türkmenler bizim siyaset konumuz değil; iki cihanda dimdik arkasında duracağımız ebed müddet bir davamızdır.”

    “ERDOĞAN DEVLETİN TÜM İMKANLARINI KENDİ ÇIKARINA SEFERBER ETMİŞTİR”
    10 Ağustos 2014 tarihinde Türk milleti 12’inci Cumhurbaşkanını seçileceğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
    “Aday Erdoğan devletin tüm imkanlarını kendi çıkarına seferber etmiştir. Valiler, kaymakamlar kuklaya dönüştürülmüş TRT başta olmak üzere tüm kamu gücü aday Erdoğan için harekete geçirilmiştir. Ama bunların hesabını sormak da bizim boyumuzun borcudur. Erdoğan devletin uçaklarını kullanmaktadır. Uçaktan inip helikoptere, helikopterden inip sıra sıra dizilmiş makam araçlarına binmektedir. Hazinenin kapıları Erdoğan’a doğru açılmıştır. Örtülü ödenekten oluk oluk para akıtılmaktadır. Erdoğan devleti arkasına almış, açılışlardan temel atma törenlerine; mitinglerden iftar sofralarına kadar milleti kandırmak maksadıyla çirkeflik üstüne çirkeflik sergilemiştir.”

    “ERDOĞAN PARALEL DEVLET EZBERİNDEN DE ARTIK VAZGEÇMELİDİR”
    Başbakan Erdoğan’a 10 Ağustos’ta afallayacak, emeğini, ekmeğini çaldığı Türk milleti kendisine hak ettiği dersi vereceğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
    “Aday Erdoğan paralel devlet ezberinden de artık vazgeçmelidir. Eğer devlet içinde paralel bir yapılanma varsa, eğer emniyet içinde bazı gruplar binlerce kişiyi dinlemiş ve kaydetmişse sorarım sizlere, bu Erdoğan nerededir? Hükümetin başındaki zat; devlet içinde yuvalanma varsa bunu nasıl fark etmemiş, nasıl engelleyememiştir? Görünen odur ki, yargı ele geçirilirken, emniyet ve bürokrasiye belirli çevreler tıka basa doldurulurken Erdoğan izlemekle kalmamış, hayasızca destek olmuştur.”

    “OYSAKİ GERÇEK PARALEL, GERÇEK EĞRİ ERDOĞAN’DIR”
    Başbakan Erdoğan’ın düne kadar övdüğü, palazlandırdığı, devleti adeta teslim ettiği kim varsa; şimdilerde paralel diye suçladığını ifade eden Bahçeli, “Oysaki gerçek paralel, gerçek eğri Erdoğan’dır. Müsebbip Erdoğan’dır. Şayet hükümetten habersiz devlet bünyesine sızma ve kadrolaşma mümkün oluyorsa, Türkiye vahamet düzeyde tehditlerle karşı karşıya demektir. Bu Erdoğan’ın uyuduğunu, uyuşturulduğunu ya da uyutulduğunu göstermektedir” dedi.

    “ERDOĞAN’IN SUÇLAMALARI KARŞISINDA SAYIN GÜLEN’İN CEVAP HAKKI VARDIR”
    Erdoğan’ın Pensilvanya diyerek her türlü hakaret ve kötü söz yönelttiği Fethullah Gülen ‘in Türkiye’ye dönmesi gerektiğini belirten Bahçeli, şunları aktardı:
    “Aday Erdoğan’ın suçlamaları karşısında Sayın Gülen’in cevap hakkı vardır. 12 yılın 11 yılında AKP’yle kurduğu ilişkileri, bildiği gerçekleri Sayın Gülen açıklamalı, bu zihniyetin maskesini düşürmelidir. Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde ağzının ayarı iyice kaçan Erdoğan, her fırsatta bizi Pensilvanya’nın ortağı, Sosyalist İşçi Partisi ve Devrimci Halk Partisi’yle işbirliği halinde göstermektedir. Bizim ne olduğumuzu, ne yaptığımızı yegane varlık kaynağımız büyük Türk milleti gayet iyi bilmektedir.”

    “İHSANOĞLU, TÜRK MİLLETİNİN BİRLİĞİNİ TEMSİL ETMEYE LAYIK VE EHLİYETLİ BİR İSİMDİR”
    Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı adayları olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
    “Sayın İhsanoğlu kutuplaşmaya çaredir. Sayın İhsanoğlu gerilime çözümdür. Sayın İhsanoğlu Türk milletinin birliğini temsil etmeye layık ve ehliyetli bir isimdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni inkar eden aday Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz, olmayacaktır. Kişisel çıkarları, rahatı, keyfi uğruna kılıktan kılığa giren siyaset cambazından cumhurbaşkanı olması telafi edilemez hasar ve hüsrana sebep olacaktır.”
    “Ekmek için Ekmeleddin İhsanoğlu’na söz keselim” diyen Bahçeli, “İçeride huzur, dışarıda itibar için Ekmeleddin Bey diyelim. Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim. Ekmeğimize kan doğrayanların değil, ekmeğimizi büyütmeye aday olan Ekmel Bey’in önünü açalım” şeklinde konuştu.

    Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
    “Biliniz ki 10 Ağustos’ta; ya ekmek kazanacak, ya da ekmeksizler ekmek çalmaya devam edecektir. Ya doğruluk kazanacak, ya da hırsızlar Çankaya’yı mesken tutacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin doğrulması için Ekmel Bey Cumhurbaşkanı olmalıdır.”
    77 milyonun bayramını kutlayan Bahçeli, “Nerede yaşarsa yaşasın, nerede bulunursa bulunsun, kökeni ve yöresi ne olursa olsun tüm vatandaşlarıma iyi bayramlar dileklerimi iletiyorum. Büyüklere hürmetlerimi, küçüklere sevgilerimi sunuyorum. Sizlerin huzurunda, Türk ve İslam alemine Cenab-ı Allah’tan esenlikler, güzellikler, huzur ve barış dolu günler diliyorum” dedi.
    MHP Lideri Bahçeli konuşma sonrası partililerin bayramını kutladı.

  • ”Ahmet Kaya’ya ödül nankörlük”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, Ahmet Kaya’ya Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmesini eleştirdi.

     

    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, mesajında Ahmet Kaya’ya ödül verilmesiyle ilgili sert eleştiriler yöneltti. Ahmet Kaya’yı “bölücülükten, terör örgütü yandaşlığından sicil almış ve sabıka yemiş bir PKK’lıya” şeklinde tanımlayan Bahçeli, şarkıcıya ödül verilmesini “nankörlük” olarak yorumladı.

     

     

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajın tam metni:

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 90. yıldönümünü karşılamanın ve kutlamanın eşsiz heyecan ve coşkusunu yaşıyoruz.

    Cumhuriyet, bağımsızlık ülküsü etrafında mutlak anlamda buluşan ve birleşen aziz milletimizin, örneğine az rastlanır bir irade ve cesaret ile zafere ulaştırdığı Kurtuluş Savaşımızın neticesidir.

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde ilan edilen Cumhuriyet’imiz, vatan ve millet sevdasının ölmez eseri olarak vücut bulmuş ve kutsal vatanımızın geleceğini şekillendirerek milletin gücünü tescillemiştir.

    Milli mücadele ruhu savaş şartlarında dahi milli egemenliğin ilke ve esaslarından ayrılmamış, demokrasinin yegane yol olduğunu hiç ihmal ve inkar etmemiştir.

    Aziz şehitlerimizin kanlarıyla suladığı vatan topraklarında; kişilere, ayrıcalıklı kesimlere, elitlere veya zümrelere dayalı yönetim yerine, milletin hakimiyeti kurumsallaştırılmış ve kararlaştırılmıştır.

    1920’li yıllara kadar, iki asrı geçen bir süre durağanlığın, gerilemenin ve nihayetinde de çöküşün dar kalıplarına sıkışıp kalan yüksek millet kudreti, Cumhuriyetle birlikte yeni bir başlangıç yapmış ve kendi geleceğini bizzat eline almıştır.

    Cumhuriyet; farklılıkları, ayrılıkları ve ihtilafları aşarak milli kimlik şuurunun ve birlikte var olma azminin etrafında birleşen Türk milletinin, asaletle perçinlediği ve temellendirdiği yönetim sisteminin adı ve şanı olarak 90 yılı geride bırakmıştır.

    Büyük milletimizin, 19 Mayıs 1919’dan 29 Ekim 1923’e kadar geçen süre içinde verdiği bağımsızlık ve istikbal mücadelesi Cumhuriyet’in adım adım inşası adına saygı ve hayranlıkla andığımız bir zaman aralığı olmuştur.

    Cumhuriyet; fikren, zihnen ve vicdanen hür nesilleri hedefleyen, milli irade ve egemenliği şart koşan muhterem bir millet projesi olarak gönlümüzde ve vicdanımızda her daim yaşayacak ve yaşatılacaktır.

    Bilinmelidir ki, Cumhuriyet dinamizme, katılıma, sürekli gelişmeye ve güvene dayanan; dün, bugün ve gelecek ölçeğinde uyum ve dengeyi sağlayan bir yönetim modelidir.

    Hiç kuşkusuz ki, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin garantisi ve teminatı Cumhuriyet’in mesaj ve ruhunda saklıdır.

    Bu yüzden, Cumhuriyet dışında macera arayanlar, ham ve kuru hayallerin peşinden koşarak Cumhuriyet’in başına numara iliştirmeye çalışanlar, Cumhuriyet yanlısı görünüp de en üst düzeyde karşı hareket içinde bulunanlar yanlış ve yozlaşma içinde kıvrananlardan başkası değildir.

    Şurası da açık bir gerçektir ki, Türk milletinin 29 Ekim 1923 tarihinde verdiği son ve kesin kararını çatışma, çekişme ve husumet konusu yapan çevreler, her şeyden önce Cumhuriyet’in anlam ve saygınlığıyla problemi olanlardır.

    Cumhuriyet’i yıkmak için ortam ve fırsat kollayan mihraklarla, Cumhuriyet kutlamalarını krize dönüştüren kesimlerin aynı karanlık hedefe hizmet etmeleri çok acı ve vahim bir durum olarak gün yüzüne çıkmıştır.

    Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının; birliğe, beraberliğe ve sevgiye kaynaklık etmesi gerekirken kavga ve kargaşaya yol açması maksatlı faaliyet ve niyetlerin ne kadar mesafe aldığını göstermektedir.

    Ayrıca Türk milletini reddeden, milleti anonim bir kalabalık ve isimsiz bir yığın görmekle kalmayıp 36 etnik grup tetikçiliğine soyunanların Cumhuriyet’tin anti tezi, karşı kutbu ve muarızı oldukları artık resmileşmiş ve alenileşmiştir.

    Cumhuriyet’i, siyasi ikbal, şahsi hırs ve art niyetli tutumlarla sarsmak ve itibarına zarar vermek şüphesiz ki haksızlık ve kötü niyetliliktir.

    Cumhuriyet Bayramı’nı değersizleştirip alanını daraltanlarla, yangına körükle giderek Cumhuriyet hazımsızlarına koz verenlerin gerçekte bir elmanın iki yarısı oldukları belli ve ortadadır.

    Unutulmasın ki, bu milli bayramı hesaplaşma ve restleşme sahası olarak görüp, huzursuzluk ve cepheleşmeyi ileri dereceye taşıyanlar millet hafızasından çıkmayacak, demokratik cezadan kurtulamayacaktır.

    Türkiye Cumhuriyeti; ülke, millet ve egemenlik unsurları ve bunun yanında yasama, yürütme ve yargı organları bakımından teklik özelliği olan bir üniter devlet olarak ilelebet payidar kalacaktır.

    Cumhuriyet üzerinden geçinen istismarcılar ile Cumhuriyet karşısında mevzilenen inkârcılar Türk milletinin yüksek erdemi sayesinde emellerine inşallah muvaffak olamayacaklardır.

    Diğer taraftan Cumhuriyet’in 90. Yılını idrak ettiğimiz şu günlerde, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün müzik dalında; bölücülükten, terör örgütü yandaşlığından sicil almış ve sabıka yemiş bir PKK’lıya vefatının üzerinden 13 yıl sonra tevdi edilmesi Türk milletine saygısızlığın ve nankörlüğün aldığı boyutu göstermesi bakımından ibretliktir.

    Cumhura baş olmayı, bölücü örgüt taraftarlığının aklanması ve ödüllendirilmesi olarak görenlerin bu yanlış ve izahı olmayan kararından dönmesini beklemek en tabii ve ahlaki hakkımızdır.

    Devletin tepe noktasında bulunanların, Cumhuriyet’i yıkma emelinde olanlarla aynı kareye girmeleri, bu mihrakları taltif ve mükâfatlandırmaları her şeyden önce kendi isimlerini lekeleyecek, saygınlıklarına da gölge düşürecektir.

    Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin bölücülük yarışında değil, hizmet ve eser üretme mücadelesiyle isimlerinden bahsettirmeleri en halisane dileğimizdir.

    Bu düşüncelerle, adıyla oynanan büyük Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı’nı en samimi duygularımla tebrik ediyor, bilhassa kutlu varlığının sonsuza kadar devam edeceğini herkesin bilmesinde fayda görüyorum.

    Cumhuriyetin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, ebediyete intikal etmiş tüm kahramanlarımıza, tüm aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, manevi hatıralarını hürmetle yâd ediyorum.

  • Bahçeli’den Başbakan’a çok ağır sözler

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin ‘Milli Değerleri Koru ve Yaşat’ mitingleri kapsamında Samsun’da düzenlediği ‘Kurtuluş’ temalı mitingde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi.

     

     

    Karayoluyla Samsun’a gelen Devlet Bahçeli, Samsun girişinde konvoyla karşılandı. Kent merkezinde miting öncesi ziyaretlerde bulunan Bahçeli, daha sonra kendisini bekleyen kalabalığa hitap etmek üzere Cumhuriyet Meydanı’na geldi.

     

     

    Burada ilk olarak 19 Mayıs 1919’da yaşananları anlatan Bahçeli daha sonra gündeme ilişkin konuşma yaptı. Başbakan’a yüklenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’de şuan için bilinen 36 etnik grup var” sözünü hatırlatan MHPGenel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan’a seslenerek, “Sayın Başbakan 36 etnik grup ya da daha fazlası varsa sana diyorum ki, ‘biliyor da açıklamıyorsan namert kere namertsin’ bu 36 etnik grup kimlerden ibarettir. Sen kendini bu 36 bin içinde mi yoksa ihtiyatta beklettiğin etnik gruplardan birisinde mi görüyorsun. Sana bu 36 etnik kimliği kim öğretti. Akıl hocaların, akıl danelerin Washinton’da mıdır? Brüksel’de midir?, Erbil’de midir? Yoksa PKK referansı ile yanında çalıştırdıklarında mıdır? Türk milletini 36’ya ayırmaktan özel bir zevk mi alıyorsun? Bu kapsamda tek millet olmaktan nasıl ve hangi zeka seviyesiyle bahsediyorsun. Sayın Erdoğan sana Samsun’dan sesleniyorum gel bu 36’yı açıkla Gel bu kez namertlikten kurtul, daha da fazla uzatma, sündürme ve tahribat verme. Bu büyük Türk milleti herkese kucak açıyor. Gel sende tek millet olarak sana da kucak açalım.” dedi.

     

     

     

    Başkan Erdoğan’ın PKK’nın emrinde olduğunu iddia eden Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Başbakan ve ekibi PKK’ya geniş imtiyazlar tanımaktadır. Hain terör örgütü silahla alamadığını pazarlıkla elde etmektedir. Başbakan Erdoğan dağa göz kırpmakta, mesaj alıp vermektedir. BDP heyetlerini peş peşe İmralı’ya Başbakan sevk etmektedir. Daha doğrusu buna mecburiyet duymaktadır. MİT’i Oslo’dan İmralı’ya kadar teröristlerin hizmetine sokan ve masasına oturtan başbakandan başkası değildir. Zannedersiniz ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni kandilde eğitilmiş terörün ideolojik eğitiminden geçmiş bir militan yönetmektedir. Başbakan ve ekibi öylesine zıvanadan çıkmıştır ki PKK’ya demokratikleşme paketleri yağmur gibi yağmaktadır. Yerleşim yerlerinin isimlerinin değişmesinin, anadilde eğitimin, siyasi parti ve adaylarının farklı dil ve lehçelerde propaganda yapmasının önü açılmıştır.”

     

     

     

    Konser sonrası vatandaşlara karanfil atan Bahçeli, bazı ziyaretlerde bulunduktan sonra karayoluyla kentten ayrılacak.

  • Erzurum’da miting hazırlığı

    Erzurum’da miting hazırlığı

    E.MEHMET YILMAZ
    ERZURUM (İHA) –

     

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve AK Parti’nin hafta sonu Erzurum İstasyon Meydanı’nda geçekleştirilecek olan miting alanının hazırlıkları devam ediyor.
    Erzurum bu hafta sonu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi İstasyon Meydanı’nda ağırlayacak. MHP Lideri Bahçeli ve AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan düzenleyecekleri mitinglerle bu hafta sonu Erzurumlulara seslenecek. Mitingin yapılacağı İstasyon Meydanı’nda başlatılan hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor.