Etiket: DES

  • DES Genel Başkanı Çelebi: “Toplu görüşmeler canlı yayınlansın”

    DES Genel Başkanı Çelebi: “Toplu görüşmeler canlı yayınlansın”

    1 Ağustos’ta başlayacak olan ve yaklaşık 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyon memur emeklisinin 2020 ve 2021 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği beşinci dönem toplu sözleşme süreci canlı olarak yayınlaması gerektiğini belirten Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi, 5.toplu sözleşme pazarlığının geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda hezimet ile sonuçlanmaması için görüşmelerin tamamının canlı yayınlanması gerektiğini söyledi.

    Çelebi, dört kişilik bir memur ailesinin kira, gıda, giyecek, yakacak, eğitim, sağlık, haberleşme, ulaşım ve temizlik gibi zorunlu ihtiyaçlarını yüzde 8-10’ luk zamlarla karşılaması mümkün olmayacağını belirterek, “Memur maaşlarına düşük zam verme yoluyla tasarruf yapmak hükümetin sürdürdüğü yanlış bir politikadır. Bu durum Türkiye’ye ve kamu çalışanlarına büyük zararlar vermektedir. Bu tür politikaların sonucudur ki memurlar sosyal hastalıklara karşı adeta itilmiş, ikinci üçüncü ek iş arayışına girmiş ve akabinde kamudan hizmet alan vatandaşın da memnuniyetsizliğini her geçen gün artmıştır” diye konuştu.

    Ülke gündeminin içerde ve dışarıda meydana gelen gelişmelerle meşgul olduğunu söyleyen DES Genel Başkanı İshak Çelebi, ” Tarım politikalarının çarpıklığı ve siyasi krizler başta olmak üzere, ücret ve zam uygulamaları yüzünden, vatandaşın mutfağında yangın çıkmıştır. Vatandaşın mutfak savaşı unutuldu, memurun sofrası kurudu” dedi.

    “Türkiye’nin enflasyon oranı yüzde 20 deniliyor ama memurun enflasyonu yüzde 40- 50 olduğunu” belirten Çelebi, memurun sofrasındaki enflasyonun TÜİK enflasyonunu ikiye üçe katladığını ve memurların ve emeklilerinin geçinmek için ikinci üçüncü işlerde çalışmak zorunda kaldığını da dikkat çekti. DES Genel Başkanı İshak Çelebi, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Yüzde 5-6’lık zam alan öğretmen, memur ve emeklilerinin ücret, maaşları reel olarak erimeye ve gerçek enflasyon karşısında aşınmaya devam ediyor. Tüketici Fiyat Endeksi’nde (TÜFE) gıdanın ağırlığı, yüzde 24 düzeyinde bulunuyor. TÜİK veri tabanında yer alan TÜFE madde sepeti ve ortalama fiyatlarına göre bazı ürünlerdeki yıllık fiyat artışı yüzde 100’e yaklaştı. Memur ve emeklilerinin uğradığı bu zararın telafisi için toplu sözleşme süreci önemli bir fırsattır. Bu fırsatı hem yetkili sendikaların hem de hükümetin insaf ve vicdan ile hareket edip çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.”

  • DES Genel Başkanı Çelebi: “MEB, yönetici atama işini yetkili sendikaya bıraksın”

    DES Genel Başkanı Çelebi: “MEB, yönetici atama işini yetkili sendikaya bıraksın”

    Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi, Eğitim kurumlarına yönetici görevlendirilme iş ve işlemleri için adayların sağlıklı tercih yapabilmeleri amacıyla, başvuru süresinin 07 Mayıs 2019 tarihine kadar uzatılması üzerine eğitim camiasından tepkileri değerlendirdi. Çelebi, başvuru yapan eğitim yöneticileriyle dalga geçmeye, mağdur etmeye kimsenin hakkı olmadığını belirtti ve “Eğer yapamıyorsanız bırakın atamaları yetkili sendika yapsın, en azından bakanlık bu kadar yıpranmaz” dedi.

    Çelebi, üç ay öncesinden takvimi yayınlanan yönetici atama takvimini, sağlıklı tercih yapılabilmesi için 4 gün daha uzatmanın eğitim yöneticilerine hakaret olduğunu belirterek, “Buradan ya eğitim yöneticileri beş günde on okulu tercih edecek kabiliyette değil ya da birileri! tam olarak tercihleri sağlıklı analiz edemedi, adamlarını yerleştiremedi sonucu çıkar. Zamanını iyi kullanamayan, tercihlerini yetiştiremeyen okul yöneticisinin zaten okul yönetecek kapasitesinin bulunmadığını, aksi halde ise Bakanlığın verileri birilerine kullandırttığı açığa çıkar. Biraz iş ahlakı varsa sorumlularının acilen bulundukları görevden istifa etmeleri yoksa görevden alınmaları gerekir. 3 mayıs tarihinden sonra yapılan başvurular dikkatle incelenmeli; ilk kez başvuru yapan, tercih değiştiren kişiler saptanmalı ve tercihleri iptal edilerek Bakanlığın yıpranmasının ve mağduriyetler yaratılmasının önüne geçilmelidir.

    Bakanlığın yönetici atama işlerinde şeffaflık ve hesap verilebilirlikten çok uzak olduğunu, daha illeri arasında koordinasyonu sağlamaktan uzak olduğunu belirten Çelebi, başvuru yapan eğitim yöneticilerinin puanlarını İstanbul açıklarken, her daim eğitimin başkenti olmakla övünen Ankara neden açıklamamıştır eğitim camiasında anlaşılamamıştır, tepkiye neden olmuştur. Yapamıyorsanız bırakın atama işini yetkili sendika yapsın, sorumluğunu da alsın. Davul birinin elinde tokmak birinde bu işin bu şekilde gitmeyeceği bellidir.” şeklinde konuştu.

  • DES Genel Başkanı İshak Çelebi: “Geleceğe umut dolu, nitelikli, özgüven sahibi çocuklar yetiştirmeliyiz”

    DES Genel Başkanı İshak Çelebi: “Geleceğe umut dolu, nitelikli, özgüven sahibi çocuklar yetiştirmeliyiz”

    Çocuklarının sorununu çözememiş bir Türkiye’nin barış ve refah üretemeyeceğini belirten Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi, çocuk hakları eğitimi ve öğretimi okul öncesinden başlayarak ilk ve ortaöğretimden yüksek öğretime kadar, yaygın eğitim programları dahil tüm çerçevede ve bütünsellik içerisinde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.

    DES Genel Başkanı İshak Çelebi mesajında şu görüşlere yer verdi; “Çocuk hakları konusunda geleneksel değerleri evrensel ölçütlerle örtüşen Türkiye’nin açılım ve devrim niteliğinde bir çocuk politikası hazırlaması ve ivedilikle aileden başlayarak uygulamaya geçirmesi gerekir. Türkiye’nin nitelikli ve iyi yetişmiş çocuklar aracılığıyla Dünyada barış tohumlarının atılmasına katkıda bulunabilir. Millet iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının yıldönümünü çocuklara bayram olarak armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti muasır medeniyet düzeyine çıkarmaları için emanet ettiği çocuklarımızın ve dünya çocuklarının katılımıyla 23 Nisanı kutlayan, barış ve kardeşlik gibi yüce değerleri içtenlikle paylaşarak, dünyaya yayılmasına, farklı kültürlerin ortak düzlemde buluşmasına ve kaynaşmasına aracılık eden Türkiye’nin çocuklarını ruhsal ve bedensel olarak en iyi biçimde yetiştirmiş, yüreklerindeki sevgiyi yaşatmış ve eğitim başta olmak üzere tüm haklardan yararlanmalarını sağlamış bir Türkiye geleceğe güvenle bakabilir ve barış dolu bir dünya kurulmasına hizmet edebilir.

    Çocuklarımızın nitelikli, özgür düşünen, yenilikçi ve girişimci bireyler olarak yetiştirilmesi için eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve müfredatın uygun hale getirilmesi gerekiyor. Çocukların eğitimi ve öğretimi için hızla mevzuat ve uygulamaya ilişkin düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç vardır. Çocuk eğitiminde yıpranan aile kurumunun saygınlığının tekrar oluşturulması ve ailenin eğitilmesi ile birlikte çocuğa saygı ve çocuk hakları kültürünün gelişmesi sağlanabilir. Türkiye’nin çocuğa yönelik medeni, ekonomik ve toplumsal haklar bağlamında açılım gerçekleştirmesi gerekir.

    Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın başarılarının ve mutluluğunun daim olması dileklerimle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı en içten duygularımla kutluyorum.”

  • DES Genel Başkanı Çelebi: “Kadın hak ve özgürlüklerinde geri adım atılmamalı”

    DES Genel Başkanı Çelebi: “Kadın hak ve özgürlüklerinde geri adım atılmamalı”

    8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlayan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi, “Türkiye’de Cumhuriyetle birlikte kadın hakları konusunda memnuniyet verici seviyeye ulaşan kadınların, özellikle siyasal katılım ve iş gücü alanlarında yeterince yer alamamalarının hala büyük bir eksikliktir” dedi.

    EĞİTİM VE SAĞLIK ALANINDA MEMMNUİYET VERİCİ GELİŞMELER SAĞLANDI

    Kadınların toplumsal tüm alanlarda hak ettikleri konuma yükselmeleri ve geleceğe eşit ve güven içinde bakabilmelerinin mutlu ve müreffeh toplum olmanın ön koşulu olduğunu söyleyen Çelebi, kadınların, sağlıklı, müreffeh, demokratik bir bilgi toplumu hedefinin temel taşları olduğunu ifade etti. Türkiye demokrasinin gelişmesi ve insan hakları standartlarının yükselmesiyle kadın hakları mücadelesinde ciddi mesafeler alındığını belirten Çelebi, “Türkiye kadın hakları alanında gerçekleştirdiği reformlarla dünyada kendine önemli bir yer edinmeye başlamıştır. Ancak günümüzde bilim, siyaset, eğitim, kültür-sanat ve iş dünyasında herkesi gururlandıran, başarılarıyla adından söz ettiren Türk kadınının yanı sıra, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadın hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sıkıntılar göz ardı edilmemelidir. Bu anlamda hem yasal hem de toplumsal anlamda büyük bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Bunun içinde eğitimci kadınların topluma rol model olma anlamında büyük ve önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır” diye konuştu.

    ÜSTÜN DÖKMEN’İN AÇIKLAMALARI KIRICI VE YIKICI

    Rehber Öğretmenler hakkında söyledikleri ile tartışmalar yaratan Üstün Dökmen’in açıklamaları rehber öğretmenleri üzdüğünü belirten Çelebi, “Ülkemizin kılık kıyafet vb. sorunları aştığını ancak hocanın galiba bundan haberi olmadığını belirtti. Topluma malolmuş kişilerin açıklamalarında daha dikkatli olmaları gerekir.

    Son zamanlarda çok sık duyduğumuz kadınlarımıza dönük şiddet, cinayet ve her türlü hak ihlalleri haberler, yerini gurur duyacağımız başarılı, cesur ve mutlu kadınlarımızın örnek haber ve hikâyelerine bırakmalıdır. Kız çocuklarımıza ve kadınlarımıza dönük ayrımcı, dışlayıcı, şiddet içerikli tüm menfur olaylarla mücadele etme anlamında DES olarak tüm toplumu bilinçlendirmek, ilgili kurum ve kuruluşların dikkatini çekmek ve sürekli etkinlikler düzenleyerek toplumun tüm kesimlerinin katkısını kazanmaya çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle ülkemizdeki ve tüm dünyadaki kadınlarımızın gününü kutluyor ve kadınlar için daha güzel bir Türkiye ve daha aydınlık bir dünya diliyorum.” Dedi.

  • DES Genel Başkan Yardımcısı Topal: “Türkiye torpil ve iltimas nedeniyle patinaj yapıyor”

    Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, Milli Eğitim Bakanlığında yönetici atama süreçlerinde yaşanan torpil ve iltimasların eğitim paydaşları arasında büyük ümitsizlik, rahatsızlık ve infial oluşturduğunu söyledi.

    Topal, yıllardır izlenen yanlış ve yanlı politikalarla, yapboz reformlarla içinden çıkılmaz hale gelen ve sistem anarşisi içinde bocalayan Milli Eğitimde, Bakan Ziya Selçuk’un çağdaş bir ruh ve kaliteli bir form kazandırmaya çalıştığını belirterek, “”Eğitim sistemini düzeltmek ve nitelik kazandırmak bir ekip işidir. Şaibeli, eskimiş ve bagajı dolu ideolojik bürokratlarla, genel müdürlerle bir yere varılamaz” dedi.

    Milli Eğitimin katillerinin ve eğitim sistemini içinden çıkılmaz hale getiren ilkesiz, vizyonsuz, bürokratların; birikimsizliğini ve donanımsızlığını ideolojik saplantılarıyla dolduran etiksiz genel müdürlerin, bürokratların çoğunun halen görevden alınmadığını kaydeden DES Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Topal, şunları söyledi;

    “Bugünden tezi yok, hak ve hukuka aykırı iş ve işlemler derhal iptal edilmeli, yolsuzluk, kamuyu zarara uğratma ve başta FETÖ olmak üzere terör örgütlerine yardım yataklık etmiş genel müdürler, bürokratlar ve referans eden sorumlular olmak üzere herkes derhal hesap vermeli ve cezalandırılmalıdır. Osmanlı devletini yıkan, Türkiye Cumhuriyetinin gelişip, güçlenmesini engelleyen 200 yıllık milli hastalığımız olan torpil, adam kayırma ve iltimas ivedilikle rehabilite edilmelidir.

    Particilik yapma; kul hakkı yeme; devletin imkân ve makamlarını torpil, iltimas, adam kayırma ile dağıtma; kamu kaynaklarını mensubu bulunduğu cemaat ve cemiyete peşkeş çekerek eşitsizlikçi ve adaletsizlikçi uygulamalara kapı açma; rüşvet ve torpil gibi ahlaksızlıklara son verme iddiasıyla yola çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ve bu paralelde Milli Eğitim Bakanı Sayın Selçuk’un bu sefil, rezil kayırmacı düzenin gelişip daha da yaygınlaşmasına neden olan bürokrat ve yöneticileri ayıklaması, cezalandırması gerektiğini aksi halde bu büyük vebal ve tarihi sorumluluktan kurtulamayacağını hatırlatmak isterim.

    Milli bir haslet haline gelmeye başlayan bu sosyal hastalıklar toplumu bozmakta, hakkının yenildiğini gören insanları devlet ve millet düşmanı yapmakta, hoşgörü ve insan sevgisini zedelemektedir. Toplumsal huzursuzluk ve tatminsizliğin artmasının, sosyal çürümenin ana nedenlerinden birisi de torpil ve iltimas vakalarıdır. İş, makam ve mevkileri bir emanet olarak tanımlayan Peygamberimizde torpil, adam kayırma ve her nevi rüşveti yasaklamış, şefaat edilmeyeceğini bildirmiş ve yapanları lanetlemiştir. Bu nedenle Türkiye iktisadi, siyasi ve sosyal anlamda büyümek ve güçlü olmak istiyorsa torpil ve iltimasla mücadele etmek zorundadır.

    Türkiye torpil ve iltimas nedeniyle patinaj yapıyor!

    Evrensel hukukun ve dinimizin adalet ve eşitlik anlayışının bir numaralı düşmanı olan bu torpil ve kayırmacılık alışkanlığı nedeniyle etkin siyasi ve bürokratik kişiler eş, dost, akraba ve yakınlarını devletin imkan ve nimetlerinden faydalandırarak devlet düzenini ve toplumsal dayanışma ve birliğimizi tahrip etmekte, insanlar arasına fitne, kargaşa ve kaos tohumları ekmektedirler. Ülkemizi hak ettiği yüksek noktalara taşıyacak genç, dinamik ve birikimli nesillerin yerine adam kayırma, kadrolaşma mantığı ile insanların hak ve hukuklarının çiğnenmesi memleketimizin en önemli sorunlarından birisi olan ‘beyin göçü’nü artırmakta, Türkiye’ye her platformda patinaj yaptırmaktadır.

    Bugün her kurum ve devlet dairesinde torpil dönmektedir. Torpil ve iltimasla, her hangi bir cemaat ve klik maharetiyle iş başına gelen yöneticiler, liyakatli, vatanperver, ehliyetli ve vasıflı kişileri çevrelerinde barındırmaktan kaçınmaktadır. Yüzyıllardır devam eden bu sosyal hastalıklar sosyolojik ve psikolojik olarak nesiller boyunca devam eden tahribatlara neden olmaktadır.

    Öğretmenler il merkezlerine gelmek yahut idareci olmak için torpil yaptırmak zorundadır. Askeri, polisi rahat yerde görev yapmak için torpil yaptırır. Kaymakam, hâkim, savcı olmak istersen torpil yaptırmak zorundasın. Müdür, amir, bürokrat sınavlarında da aynı şekilde torpil yaptırmak zorundasın. İşe girmek ve tayin yaptırmak içinde öyle. Devlet dairesindeki bir işini halletmen için tanıdık bulmaya çalışırsın. Bugün sokaklarda dolaşan milyonlarca diplomalı gencimiz helal yollardan emeğinin hakkıyla hayatını devam ettirebileceği işlerin talepçisi olarak yetkililere haykırmaktadır. Buna dur demek sokaklarda yalvarırcasına haykıran masum ve mağdur gençlerimizin ne yazık ki elinde değildir.

    Bugünün Türkiye’sinde iş bulmak ve görevde yükselmek için kültürel çevre, referans birikimi ve güçlü ilişkiler gerekiyor. Sıradan vatandaşların çocukları kısa süreli, güvencesiz, düşük ücretli, vasıfsız ve esnek istihdamlı işlere ancak girebiliyor. Kamudaki bu hastalık özel sektöre de yansımış terfi ve yönetici olma süreçlerinde de durum bu hale gelmiştir.

    Türkiye’nin neresinde doğarsa doğsun her çocuğa eşit kalite ve fırsatta eğitim hakkı sunmak gerekiyor. Her gencimize iyi işlerde çalışma ve yükselme hakkını güvence altına almamız gerekiyor. Bu doğrultuda eğitimde köklü ve ciddi bir değişimin başlaması, sonuçlanması ve sürdürülebilir olması için Bakan Ziya Selçuk’a büyük sorumluluklar düşmektedir. Gereksiz polemiklere girmeden, ideolojik tartışmalara bulaşmadan, eğitimin acil çözüm bekleyen temel sorunları gündemin arasında kaybolmadan, Milli Eğitimde paradigmal bir değişikliğin başlaması için Sayın Bakan desteklenmelidir.

    Türkiye’nin küreselleşen dünyada iş, bilim, teknoloji, sanat ve hizmet sektörlerinde, ülkemize ve dünya uygarlığına katkıda bulunabilecek gençler yetiştirmesi tamamen eğitim sisteminin yeniden inşasıyla ilgilidir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin ihtiyaçlarını karşılayan, çağdaş bir eğitim modelini tekrar oluşturmalıyız. Çocuklarımızın yaratıcılıklarını ve yeteneklerini destekleyici, gelişime, değişime ve özgür düşünceye açık eğitim sistemine ihtiyaç vardır. Ülkemizi en ileri uluslararası platformlara taşıyacak, yeniden büyük Türkiye’yi kurarak yeryüzünün geleceğini barış, huzur, refah ve adaletten yana belirleyecek yeni nesiller için daha birçok reforma gerek vardır.”