Etiket: Dertli

  • Aksaray’da üreticiler yem fiyatlarından dertli

    Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da üreticiler son aylarda yem fiyatlarına gelen zamlardan yakınıyor.

    Konuyla ilgili bilgiler veren Aksaray Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bekir Kayan, yem fiyatlarının son günlerde afaki bir şekilde artış göstererek tırmandığını söyledi. Yemin, tarım ve hayvancılığın en önemli girdilerinden birisi olduğuna dikkat çeken Başkan Kayan, “Özellikle son 2 ay içerisinde yem fiyatları yüzde 20’ye yakın arttı. Bu durum üreticilerin belini büktü. Üretilen ürünlerin pazarlamasında herhangi bir zam yaşanmazken, her geçen gün yem ve diğer girdilere gelen zamlar üreticileri üzüyor. Böyle giderse üreticiler hayvan satışlarına başlayacak, bu da hayvancılığın gelişmesinde ciddi sıkıntı olacak” diye konuştu.

  • Lokantacılar yemek kartlarından dertli

    Manisa Lokantacılar, Kebapçılar, Tatlıcılar ve Yoğurtçular Esnaf Odası Başkanı Mehmet Akgül, yemek kartları konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını söyledi.

    20-25 yıldır lokantacıların bu yemek kartları şirketleriyle çalıştığını ifade eden Başkan Akgül, “Biz bu şirketlere kestiğimiz her faturanın yüzde 7’sini ödüyoruz. Yüzde 8’de KDV düştüğü zaman yüzde 15’e çıkıyor. Biz bu paralar şirketlerden 1 ay sonra falan hesabımıza geçiyor. Bu da tabi ki esnafta bir sıkıntıya neden oluyor. Biz fatura keserken KDV’yi peşin yatırıyoruz ama para hesabımıza 1 ay sonra yüzde 7 düşük olarak geçiyor. Lokantacılar Federasyonunun yemek kartlarıyla ilgili bir çalışması vardı. O da 2-3 yıldan beri çalışması devam ediyor. Ama herhangi bir gelişme yok şuanda” dedi.

    “Yemek kartlarının çoğu yabancı tekelinde”

    Yemek kartının birçok maliyetle boğuşan lokantacıyı daha da sıkıntıya soktuğunu vurgulayan Akgül, “Çalışansınız karnınızı doyuracak bir lokanta arıyorsunuz ancak olmazsa olmazlarınız var. Gideceğiniz yerin yemekleri hem lezzetli olmalı, hem temiz olmalı, hem ucuz olmalı bir de işyerinizin size vermiş olduğu yemek kartının geçtiği bir yer olmalı. Cebinden para çıkmayacak olan tüketici için bulunmaz bir nimet. Ancak lokantacı esnafı için durum aynı mı? Zaten Lokantacı esnafı her geçen gün artan et, yağ, yakacak maliyeti ile boğuşurken bir de yemek kartlarıyla yapılan her ödeme o gün kasaya eksik para girmesi demek. Örneğin 10 liralık yenen bir yemeğin karşılığında tahsil edilecek para 8,50 liradır. Hem de 30 gün sonunda kasasına girecek olan 8,50 lira. Üstelik 3 ayda bir bu firmaların yaptığı 30 TL ile 50 TL arasında değişen makine kullanım bedelleri hariç. 20-25 yıl önce hayatımıza giren yemek kartlarının büyük çoğunluğunun yabancı tekelinde olması Türk Lokantacısının sırtından kazanılan paralarında kar payları adı altında Türkiye’den gitmesi demektir” dedi.

    Büyük lokantalarda kullanılan yemek kartının yüzde 35-40’lara vardığını kaydeden Akgül, “Biz yemek kartlarında yüzde 7 düşük almamıza rağmen bu kart marketlerde de kullanılıyor. Büyük bir sıkıntımızda o. Gidiyor marketten alışveriş yapıyor yemek kartından geçiyor” diye konuştu.

    Esnaf TESK Kart’tan memnun

    TESK tarafından hayata geçirilen TESK Kart’tan da bahseden Akgül, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e çalışmadan dolayı teşekkür etti. Akgül, “Bir tarafta durum böyle iken diğer tarafta TESK’in Türkiye genelinde 2 milyon esnafımızın hiçbir bedel ödemeden hem aile bütçelerine hem de işyeri bütçelerine katkı sağlayacağı TESK kam çıkarmıştır. TESK kart anlaşmalı üye işyerinden yapacakları alışverişlerde indirim sağlayacak bir karttır. Anlaşmalı üye işyerlerinde akaryakıtta yüzde 8, sağlıkta yüzde 25, eğitimde yüzde 10 ve sinemada yüzde 50’ye varan indirimden yararlanabileceklerdir. Esnafımızı sıkıntılardan kurtaracak gelişmelerin yaşanacağı güzel günler diliyorum. Alışveriş ettiğimiz anlaşmalı firmalarda, yüzde 7, yüzde 8, yüzde 15 gibi düşük alışverişler yapıyoruz. Bu kart sadece ve sadece esnaf ve sanatkarı ilgilendiriyor. Esnaf bu kartla alışverişini ucuz yapıyor” dedi.

  • Beyaz kiraz üreticileri dertli

    Türkiye’de beyaz kiraz üretiminin yüzde 90’ının yapıldığı Konya’nın Ereğli ilçesinde hasat başladı. Yıllar önce ilçede kurulan İtalyan fabrikalara satılan kirazın alım fiyatları üreticiyi tedirgin ederken, zarar ettiklerini belirten bazı üreticiler ağaçları kesiyor.

    Ereğli Ziraat Odası Başkanı Abdullah Çelik, 2016 yılında Ereğli olarak 10 bin ton kiraz ürettiklerini ifade ederek, “Bunun yüzde 40’ı kırmızı kiraz, yüzde 60’ı ise beyaz kiraz. Bu yıl ise rekolte daha düşük. Her yıl üretim biraz daha azalıyor, çünkü beyaz kiraz ülkede sahiplenilen bir ürün olmadığı için herhangi bir özelliği de kalmıyor. Böyle giderse ilerleyen zamanlarda yiyecek kiraz bulmakta bile güçlük çekebiliriz” dedi.

    Hava şartlarından dolayı bu yıl kiraz ağaçlarını don vurduğunu kaydeden Çelik, “Yüzde 50’ye yakın bir zararımız var. Bunun da gerekli tutanağı tutularak devletin yetkili mercilerine bildirildi. Beyaz kirazın artık ele alınabilir bir geliri kalmadı. Üretici ağaçları kesmek zorunda kalıyor. Bu yıl beklentimiz 5 bin ton. Gelecek sene bu rakam muhtemelen daha da düşük olacak. Çünkü bunun bir maliyeti var. İşçi, ilaç, arazi işgali ve benzeri durumlar için hep harcanan bir para var. Bir kişi günde 100 kiloya yakın kiraz topluyor ama istenilen para tüccar tarafından verilmiyor. Mesela geçen yıl 80 kuruşa kadar düştü alım fiyatı. Bu durumda çiftçi neden üretsin ki kirazı? Bu yıl da yüzde 50 bir zarar var. Önce 2 lira diye açıkladılar, sonra fabrikaların ihtiyaçları tamamlanınca 1 lira 60 kuruşa düşürdüler. Bunun zaten toplama masrafı 1 lirayı geçiyor, artık üretici hiç toplatmıyor. Bakın bu bahçede ürün ağaçta kaldı, toplamaz ki Çünkü hep zarar ediyor, para kazandırmıyor. Sofrada yendiği gibi öyle basit değil. Şu anda Türkiye’de yüzde 90’lık beyaz kiraz üretimi Ereğli’den karşılanıyorsa, gelecek yıllarda daha da düşecek. Bir çare bulunmadığı takdirde beyaz kiraz denen bir şey kalmayacak. Bir ağaç her yıl iki yüz kilo kiraz veriyorsa, bu yıl bu rakam elli kiloya kadar düştü. Çünkü sıkıntı pazarının olmaması” şeklinde konuştu.

    “Kirazın faydaları saymakla bitmez”

    Beyaz kirazın faydalarına da değinen Çelik, “Kanı sulandırıyor. Bir aspirin içeceğine, biraz kiraz yemek aynı faydayı sağlıyor. Böbrek ve karaciğere çok faydalı. Kısacası saymakla bitiremezsiniz kirazın faydasını ama bilinçli olarak tüketmiyoruz” dedi.

    Ereğli’de beyaz kirazın İtalyanlar tarafından keşfedildiğine dikkat çeken Çelik, “Ereğli’de bu kirazı alan firmalar İtalyan. Hasat zamanı başlayıp aracılar, yani tüccarlar vasıtasıyla üreticinin kirazını belirledikleri fiyata topluyorlar. Buradaki Organize Sanayi Bölgesinde iki ayrı fabrikaları var. Bidonlara koyup ilaçlamasını yaptıktan sonra bir yıl boyunca yani yeni bir hasat dönemine kadar tüketebiliyorlar ama bu durum bizde böyle değil. Ne depolaması, ne ürün muhafazası hiçbir şeyi yapamıyoruz. Kiraz artık bizden çıkıyor” ifadelerini kullandı.

    “Devletin bu kirazı depolayıp teşvik yapması çok önemli”

    “Üreticilerin sıkıntıları bu firmalar tarafından biliniyor” diyen Çelik, “Bu işin düzelmesi için uğraşmıyorlar zaten. Bu bölgeden her yıl istedikleri kadar ürünü alabileceklerini biliyorlar. ‘Ne olursa olsun ben bu kirazı bulurum, çiftçi batsa da ölse de ne olursa olsun bulurum’ diye düşünüyorlar. Devletin bu kirazı depolayıp teşvik yapması çok önemli. Çünkü ağacın doğaya görüntü olarak bile katkısı var ama maalesef bizde bir ürünün değeri gittikten sonra anlaşılır. Bu ürün bitmeden önlemini alacaksın ki iş işten geçmesin. Her şey bittikten sonra sen bu kiraz ağacını dik, şöyle ya da böyle teşvik vereyim evresine gelmemesi gerekir” diye konuştu.

    Beyaz kiraza kota koyulmasının önemli olduğunu vurgulayan Çelik, “Bu ağacı yetiştirmek hemen olmuyor. Bir başka ürün gibi 6 ayda verim alamıyorsun. Bir çocuk gibi bakıyorsun. Ülke ekonomisine şu an katkı sağlıyor ancak bilen yok. İşte bu yüzden bin liraya satsan da, beş yüz liraya satsan da kimse bir şey demiyor” dedi.

    Çelik, son olarak kirazın Türkiye’de kozmetik, yurt dışında ise pasta ve şekerleme sektöründe kullanıldığını, tatlandırıcı özelliğinin fazla miktarda bulunduğunu, bölgede güneş ışınları dik geldiği için tıpkı siyah havuç gibi beyaz kirazın da en kalitelisinin bu bölgede yetiştiğini belirtti.

    “Para etmeyince mecbur keseceğiz”

    Bahçesinde kiraz yetiştiren üretici Yunus Sivas ise, “Para etmeyince mecbur keseceğiz. Sattığımız ürün ile işçi ve ilaç paralarını karşılayamıyoruz. Yapacak başka bir şey yok. Biz topladığımız kirazları kantarcıya yani tüccara teslim ediyoruz, o da kiraz alım fabrikalarına götürüyor. Beyaz kirazın kaderi bitik. Bu gidişle beyaz kiraz diye bir şey kalmaz. Geçen seneden bu yana çok kişi bahçesindeki ağaçları söktü. Ben de söktüm bir kısmını. Para etmiyor zaten. Başka yapacağımız bir şey yok” ifadelerini kullandı.

  • Salihli’de kiraz üreticisi dertli

    İriliği ve lezzetiyle benzerlerinden ayrılan ve ihracatçıların gözdesi olan dünyaca ünlü Salihli kirazı bu sene üst üste yağan yağmur ve dolu nedeniyle büyük zarar gördü. Ürünün hasarlı olması nedeniyle ihracatçı piyasadan çekilirken, üretici kiraza dönüm başına değil, kilo başına destek verilmesini istiyor.

    Manisa’nın Salihli ilçesinde en güzel kirazın yetiştiği yayla köyleri Allahdiyen, Bahçecik, Gökköy ve Çamurhamamı’nda tescilli ürün Salihli kirazını üreten çiftçiler, bu yıl üst üste yağan yağışlar nedeniyle büyük zarara uğradı. Dört köyde yetiştirilen toplam 600 ton Salihli kirazından her yıl 400 tonu doğrudan ihracata sevk edilirken, bu yıl üretim miktarı 300 ton, ihracat ise 150 ton civarında kaldı. Kuvvetli yağış ve dolu nedeniyle kirazlar zedelenirken, fiyatlar da en dip seviyelere kadar indi.

    Salihli kirazını tescil korumasına alan Salihli Ticaret ve Sanayi Odası’nın yönetimi, kiraz üreticisinin zararını yerinde görmek üzere Allahdiyen Mahallesi’ne gitti. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel ve Meclis Başkanı Süleyman Oral, köy kahvesinde Allahdiyen Muhtarı Hüseyin Önal, Bahçecik Muhtarı Ramazan Gürgen, Gökköy Muhtarı Arif Şenkal, Çamurhamamı Muhtarı Necati Eren ve çiftçilerle sohbet ederek sorunlarını dinledi.

    Allahdiyen Muhtarı Önal, rekoltenin geçtiğimiz yıla göre yarı yarıya azaldığını, dolunun verdiği zarar nedeniyle ürünün sadece iç piyasaya verilebildiğini kaydetti. Allahdiyen’de 3 bin dönüm arazide kiraz yetiştirildiğini, büyük emek isteyen kirazın bu sene yapılan masrafları dahi kurtarmadığını belirterek, “Kiraz üreticisi bu sene perişan oldu. Bankalardan aldığı kredi borçlarını, şimdi yeniden başka bankadan borç alarak kapatabilecektir. Hiç kimse bizim sesimize ve feryadımıza kulak vermiyor. Milletvekillerimizin bize sahip çıkmasını bekliyoruz. Desteklemeyi dönüm başına değil de, üründe kilo başına yapılmasını talep ediyoruz. Yoksa üretici giderek kiraz üretiminden uzaklaşacak” dedi.

    Bahçecik’teki durumun daha da vahim olduğunu belirten Muhtar Ramazan Gürgen, “Her yıl 300 ton civarında kiraz rekoltesi olan Bahçecik’te bu yıl rekolte 50 ton civarında kaldı. Mahallemizin yayla tarafındaki bahçelerinde ise zarar daha da kötü. Buradaki kiraz ağaçlarından bir kilo dahi ürün alamayız. Ben bu yaşıma kadar böyle bir afet görmedim” diyerek ilgililerden yardım talebinde bulundu.

    İhracatçı piyasadan çekildi

    Gökköy Muhtarı Arif Şenkal da geçen sene 250 ton olan kiraz rekoltesinin bu sene 100 ton civarında kaldığını, bir hafta arayla iki kere üst üste yaşanan kuvvetli yağışın ve dolunun ağaçlarda büyük zarara sebep olduğunu, kirazın ilk günlerde ihracatçı tarafından 12-13 TL’ye alındığını, yağmurdan sonra ihracatçının piyasadan çekilmesi üzerine fiyatın 2,5 TL’ye kadar gerilediğini sözlerine ekledi.

    Çamurhamamı Muhtarı Necati Eren, kirazda dönüm başına destekleme yerine ürüne destek istediklerini kaydetti. Eren, tarım sigortası olan TARSİM’in de çiftçinin zararını karşılamaktan uzak olduğunu ifade etti. Allahdiyenli ödüllü kiraz üreticisi Mustafa Yöntem de 800 kiraz ağacından bu yıl sadece 1 ton ürün toplayabildiğini, geçtiğimiz yıllarda bu bahçeden 10 ila 12 ton civarında ürün aldığını anlattı.

    Salihli TSO Başkanı İbrahim Yüksel, ABD ve AB ülkelerinde bile Salihli kirazı ismiyle satılan tescilli ürünü bin bir emekle üreten kiraz üreticisinin bu yıl doğal afat nedeniyle büyük zarara uğradığını yerinde tespit ettiklerini kaydetti. Zor durumdaki köylüye ürün bazında destek verilmesinin daha yararlı sonuçlar doğuracağını ifade eden Yüksel, “TARSİM sigortası anlaşılabilir ve üreticiyi destekler konumda olmalıdır. Köylü, tarım sigortasına olan güvenini maalesef kaybetmiştir. Üreten köylülerimiz, Devlet tarafından mutlaka desteklenmelidir. Köylerde tarımsal üretimle uğraşan nüfusun gittikçe azaldığını görmekteyiz. Bu gidişle, gelecekte yöremize has bu ürünleri üretecek çiftçi kalmayacaktır” şeklinde konuştu.

  • Şanlıurfaspor hakem hatalarından dertli

    Şanlıurfaspor Kulübü yöneticileri, Göztepe maçında hakem hatalarının olduğunu iddia ederek, basın açıklaması yaptı.

    Basın açıklamasına Kulüp Başkanı İsmail Bağıban, Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Giray Küçük, Basın Sözcüsü Şeyhmus Göçmez, Futbol Şube Sorumlusu Yardımcısı Mehmet Büyükfırat ve transfer komitesinden sorumlu yönetici İbrahim Demirkan katıldı.

    Şanlıurfa Kulüp Başkanı İsmail Bağıban, Şanlıurfa’nın terörden arındırılmış çok misafirperver bir şehir olduğunu belirterek, Şanlıurfaspor’a karşı yapılan hakem hatalarının tüm kenti üzdüğünü ifade etti.

    Başkan Bağıban açıklamasında, “Göztepe maçında gerçekten haksızlığa uğradık. Aleyhimize verilen penaltının penaltı ile ilgisinin bulunmadığını düşünüyoruz. Futbolcumuza gösterine kırmızı kartın yine haksız olduğunu herkes gördü. Biz kendimiz kronometre tuttuk ve verilen 6 dakikalık uzatmanın da yanlış olduğunu biliyoruz” dedi.

    “Rakibin çok sert oynamasına hakem göz yumdu”

    Başkan Bağıban, rakip takımın teknik direktörünün de atılması gerektiğini belirterek, “Rakip teknik direktörünün hareketlerini görmeyen hakem bizim teknik direktörümüzün hareketlerini gördü ve kendisini tribüne gönderdi. Bunun da yanlış olduğunu düşünüyor ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Sonucun değişmesindeki en önemli etkenin de hocamızın tribüne gönderilmesi olduğunu biliyoruz. Rakibin çok sert oynamasına hakem göz yumdu. Biz ev sahibi miyiz, rakip miyiz bir anlam veremedik. Son haftalarda yaşanan hakem hatalarının bizi derinden üzdüğünü özellikle söylemek istiyorum” ifadelerinde bulundu.

    “Hakem hataları Ümraniye maçında da oldu”

    Şanlıurfaspor’un ikinci yarının ilk maçı olan Ümraniyespor maçında da haksızlığa uğradığını iddia eden Bağıban, “Güneydoğunun tek takımı olan Şanlıurfaspor’a yapılan bu önemli hatalar bizim moralimizi son derece bozuyor. Gençleri spora teşvik ederken, böyle sıkıntıların yaşanması bizleri üzmektedir. Yönetim kurulu olarak maç gününden bu yana çok değerlendirmelerde bulunduk. Bölgemize gelen hakemlerden özellikle ricamız daha duyarlı olmalarıdır” dedi.

    “Biz sonucu bahane etmiyoruz”

    Kulüp Başkanı İsmail Bağıban, futbolda her türlü sonucun olabileceğine dikkat çekerek, “Biz son dakikalarda yediğimiz golleri bahane etmiyoruz. Son dakikalarda çok sayıda gol de olabilir. Bizim derdimiz hakemlerin yapmış olduğu bariz hatalardır. Bu hataların sonucunda puan kaybettik. Tüm camia bu durumdan etkilendi ve bizi perişan hale getirdi” dedi.

    “Biz misafirperver bir şehiriz”

    Şanlıurfa’nın çok misafirperver bir kent olduğunu dile getiren Bağıban, “Şanlıurfa’ya gelen herkese bir aile gibi davranan bir kentiz. Onlarla beraber oturan kalkan insanlardan oluşmaktayız. Bize yapılan saha içindeki yanlışlarında hesabını soracağız ve hakkımızı arayacağız. Gereken mercilerle gerekli görüşmelerimizi yapacağız. Biz futbolcu sahada izlemek istiyoruz. Biz maç izlemek istiyoruz. Amacımız kimseyle kavga etmek değil” diye konuştu.