Etiket: Dertli

  • Ödemişli patates üreticisi fiyatlardan dertli

    Ödemişli patates üreticisi fiyatlardan dertli

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde patates üreticileri, maliyetlerin artması ve fiyatın yerinde sayması nedeniyle sıkıntıda olduklarını ifade etti.

    Ödemiş ilçesindeki patates üreticileri, üretimde maliyetlerin artması nedeniyle sıkıntıda olduklarını belirtti. Üreticisi Sinan Sağır, patatesin son zamanlarda büyük üreticiler eliyle tarım arazilerinde üretildiğini, fiyatların yerinde saydığını aktardı. “Küçük üretici artık patatesten ekmek yiyemez oldu” diyen Sağır, artan maliyetlere dikkat çekti.

    Patatesin 4 aylık bir üretim süreci olduğunu belirten Sağır, “Hava şartları izin verirse rekolte iyi oluyor. Rekolte iyi olmaz bir de fiyatlar istenilen düzeyde seyretmezse, üretici bu işten bir şey anlamıyor. Maliyetler, dövize endeksli olarak devamlı olarak artıyor. Patates üretimi 4 aylık bir süreci içine alıyor. Hava şartları elvermediğinde ekim yapamıyoruz. Kimi zaman da yağışlar elvermeyince söküm yapamıyoruz. Patates ucuza üretilen bir ürün değil. Kilo başına ortalama 1 lira kadar maliyeti var. Üreticinin kar edebilmesi için 1,5 lira gibi satış yapması gerekir. Bu pazara 2-3 lira olarak yansıyor. Her yıl yaşanan bu durum üreticinin bu işten bıkmasına neden oldu. Son yıllarda üreticinin yem bitkisi gibi alternatif ürünlere yöneldiğini görüyoruz. Böyle giderse üretici üretimden uzaklaşır” dedi.

    Ödemiş Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Kaymakçı Mahallesi Muhtarı Şakir Balcılar da, küçük üreticinin zor durumda olduğunu anlatarak, “Üretici, artık garantili kazanç peşinde. Bölgemizde gelişen en önemli sektör hayvancılık. Böyle olunca patates, domates, patlıcan ve karpuz gibi ürünler terk ediliyor. Ödemiş çevresinde 300 bin civarında büyükbaş hayvan varlığı var. Bugün, Kiraz’dan başlayıp Tire ve Selçuk’a kadar olan tarlalarda genellikle başta mısır olmak üzere yem bitkileri üreticiliği yapılıyor. Üretici 3-5 dekarlık tarlasına hemen hemen satış garantisi olan mısır ve benzeri yem bitkisi ekiyor. Patates üretimi ve tüccarlığı da büyük toprak sahipleri tarafından yapılıyor. Küçük üretici patatesten uzaklaşıyor; çünkü masrafını karşılayamıyor” dedi.

  • Manyaslı süt üreticisi dertli

    Manyaslı süt üreticisi dertli

    Ulusal Süt Konseyinin geçtiğimiz ay belirlediği çiğ süt fiyatlarının üzerine alınan fiyat farklarını sanayicinin düşürme çabası Manyaslı süt üreticilerini üzdü.

    Ulusal Süt Konseyinin Ocak ayı itibarıyla üç ay süre ile belirlediği 2.80 TL çiğ süt fiyatlarına Manyas Süt Birliği ile sanayici arasında yapılan anlaşmayla litre başına 25 kuruş, yüzde 9 soğutma bedeli eklenmiş ve fiyat 3,05 liraya yükseltilmişti. Üretici daha belirlenen fiyattan parasını alamadan, sanayicinin karşılıklı anlaşmayla belirlenen 3,05 TL fiyatları çok bulup, 2.80 TL’den almak istemesi Manyaslı süt üreticilerini ayaklandırdı. Ürettiği malı satamadığını ileri sürerek çiğ süt fiyatının litresini 2.80 TL’ye düşürmek isteyen sanayiciler Manyas Süt Üreticileri Birliği ile görüşme yapmak taleplerini iletirken, bunun üzerine Birlik Başkanı Fevzi Karakaş, süt üreticisi ve kooperatif yöneticilerini de davet ederek belediye kültür salonunda bir toplantı düzenledi. Ancak toplantı talebinde bulunan sanayiciler toplantıya gelmediler.

    Süt üreticileriyle yapılan toplantıda 2.80 TL’lik fiyatın kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Fevzi Karakaş, “Bu ülkede fiyatını belirleyemeyen bir tek süt üreticileri var, biz fiyatımızı belirleyemiyoruz. Üreticimiz 6-7 aydır içerden gidiyor. 2 yıldır Manyas olarak süt fiyatlarında belirleyici biz oluyoruz, şimdi de sütümüzü yapılan anlaşma gereği litresini 3.05 liranın altında vermeyeceğiz, gerekirse evlerimizde değerlendirip, dayanabildiğimiz sürece dayanacağız. Ama kesinlikle geri adım atmayacağız. Bizler süt üreticileri olarak hayatın en zor, en meşakkatli işini yapıyoruz. Çoluk, çocuk bu işin içindeyiz. 2.80 liralık rakamda üreticinin eline 2.60 lira geçecektir. Biz zaten daha önce litresini 2.40 liradan satıyorduk. Biz iki yıldır bu fiyat artışını bekledik, sanayicinin geri adım atmasını kabullenemiyoruz” dedi.

  • Madencilik sektörü alınan ruhsatı yatırıma dönüştürememekten dertli

    Madencilik sektörü alınan ruhsatı yatırıma dönüştürememekten dertli

    Madencilik sektörü, alınan maden ruhsatlarının, zeytincilik yapılmayan ama üzerinde birkaç zeytin ağacı olan alanlarda, Zeytinciliği Koruma Kanununa takılması nedeniyle yatırıma çevirememenin sıkıntısını yaşıyor. Sektör temsilcileri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca maden rezervi tespit edilen alanlarda aktif zeytincilik yapılıp yapılmadığına Tarım Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı temsilcilerinden oluşacak bir heyet marifetiyle karar verilmesini talep ediyor.

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 23 Nolu Madencilik ve Mineral Ürünler Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, sektörün genel durumunu değerlendirerek yaşadıkları sıkıntıları dile getirdi. Sektörün genel olarak yurt içi ve yurt dışında pandemi sürecinden çok etkilenmemesine rağmen spesifik farklı sorunları bulunduğuna dikkat çeken meclis üyeleri, yurt içinde Zeytinciliği Koruma Kanunu, yurt dışında ise Ortadoğu ülkeleriyle yaşanan sıkıntılar nedeniyle zorlandıklarını bildirdi.

    “İlgili bakanlıklardan bir komisyon kurulmalı”

    23 Nolu Komiteden Meclis ve Yönetim Kurulu Üyesi Çetin Kanar, yatırımlar sırasında özellikle bürokratik sorunları aşamamaktan dert yandı. Üzerinde sadece bir-iki tane dahi olsa zeytin ağacı olan maden rezerv sahalarında Zeytinciliği Koruma Kanununa takılmaları nedeniyle sektör temsilcilerinin çalışmalarının kısıtlandığını dile getiren Kanar, Maden İşleri Genel Müdürlüğünden ruhsat almalarına rağmen ÇED raporu alamamaları nedeniyle yatırımlarını sonuçlandıramadıklarını söyledi. Yalnızca Mersin’de 100’e yakın ruhsat sahibi bulunmasına rağmen Zeytinciliği Koruma Kanununun gerekçe gösterilmesiyle ÇED raporu verilmediğini kaydeden Kanar, şöyle devam etti:

    “Zeytinlik olmamasına rağmen ruhsat aldığımız alanda iki tane zeytin ağacı dahi bulunsa burası zeytinlik gibi nitelendiriliyor ve maalesef yatırım yapmamız engelleniyor. Bu sorunun çözümü için Tarım Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı temsilcilerinden oluşan bir heyet kurulmalı. Bu heyet, sahalar ihaleye çıkmadan önce fizibilite yapmalı ve ÇED alınabilecekse bu alanlar yatırımcılara tahsis edilmeli. Aksi halde özellikle zeytinciliğin yoğun yapıldığı Mersin ya da Balıkesir gibi illerde sektörün yatırım yapabilmesi çok zor.”

    Mersin’de mevcut işletilen maden sahalarındaki rezervlerin bitmek üzere olduğuna değinen Kanar, 1-2 yıl daha yeni mermer ya da taş ocağı açılamaması halinde beton dahi yapmakta zorlanılabileceğini söyledi. Bunun ciddi bir ekonomik kaybı beraberinde getirdiğini de ifade eden Kanar, sorunun çözümü için ilgili bakanlıklardan komisyon kurulması talebini yineledi. Pandemi sürecinde bürokrasiyi aşamadıklarına da değinen Kanar, “İlgili mercilere ulaşamadığımız için ihracatımızı gerçekleştiremiyoruz. Bir komisyon kurulması muhatap bulmamızı da sağlayacak ve bu sorunların yaşanmasına engel olacaktır” dedi.

    “Ortadoğu ile sorunlar çözülmeli”

    Mermer sektörünün pandemi sürecinden yurt içinde de yurt dışında da çok olumsuz etkilenmediğini vurgulayan 23 Nolu Komite Meclis Üyesi İsmail Yerlikaya da sektörün farklı sorunlarına değindi. Yurt içinde inşaata dayalı mermer satışlarının devam ettiğini belirten Yerlikaya, “Pandemi sürecinde 1-2 ay kadar sorun yaşandı ancak ardından konut kredi faiz oranlarının düşmesiyle talepte patlama oldu. Bugün yeni başlayan projelerde mermere talep halen devam ediyor” diye konuştu.

    İhracatta ise Ortadoğu pazarında sorun yaşandığını kaydeden Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı:

    “Suudi Arabistan Türkiye’den mal almamaya başladı. Bu pazar tamamen kapandı. Irak’ta da sorunlar sürüyor. Özellikle İran’daki para biriminin çok değersiz hale gelmesi nedeniyle İran, Irak pazarındaki etkinliğini artırmaya başladı. Irak’ı da bir ölçüde İran’a kaptırdığımızı söyleyebilirim. Ortadoğu pazarı özellikle Silifke OSB’deki fabrikalar için çok önemli. Silifke’de işlenen, katma değeri yüksek mermeri Ortadoğu pazarına satıyor. Bu bölge ile diyaloğu artırıp sorunlar çözülmeli, çünkü işlenmiş mermer ihracatı blok mermer ihracatından çok daha önemli. Fabrikalarda çok sayıda çalışanımızla blok mermeri işleyince ürünün katma değerini de artırmış oluyoruz. Bu şekilde yaptığımız satışlarla ülkemize daha fazla döviz kazandırıyoruz.”

    Blok mermerin ise Çin ve Hindistan’a ihraç edildiğini kaydeden Yerlikaya, bu pazarlara yapılan ihracatın oldukça azaldığını söyledi. Bir ay Çin, bir ay Hindistan pazarının öne çıktığını kaydeden Yerlikaya, “Bu bölgelere satışlar pandemi nedeniyle aracılarla gerçekleşmeye başladı. Geçmişte alıcı gelip bir seferde 100 tane taşı (blok mermer) aynı anda beğenip alıyorsa şimdi aracılar devreye girince bir seferde 30-40 taş beğenilir oldu. Bir seferde beğenilen taş sayısı azalmış, pazar daralmış olabilir ama süreklikte bir kesilme olmadı, ihracatımız azalmakla birlikte, aralıksız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • (Özel) Yılın Ahisi çırak bulmakta dertli

    (Özel) Yılın Ahisi çırak bulmakta dertli

    Kayseri’de yılın Ahisi seçilen kebapçı Şakir Büyükberber, çırakta bulmakta güçlük çektiklerini söyleyerek, “Meslekler gelecekte de zor durumda kalacak” dedi.

    Kayseri’de 33. Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında kentte 50 yıldır kebapçılık yapan 64 yaşındaki Şakir Büyükberber, yılın Ahisi seçildi. Ahiliğin dürüstlük demek olduğunu ve meslek hayatı boyunca Ahilik ilkelerini kendisinin de uygulamaya çalıştığını kaydeden Büyükberber, “Hayatım çoğunlukla çalışmakla geçti. Sanat öğrenmeye çalıştım. Şimdiye kadar müşteriye hizmet etmek için öğrendiğimiz şeyler oldu. O günden bugüne kadar hizmetimize devam ediyoruz. Ahilik; dürüstlük demek, ticarette düzgün çalışmak, aldatmadan fahiş fiyat uygulamadan müşteri memnuniyetini ön plana çıkarmaktır. Bizde bunları yaparak 4 kuşaktır devam ediyoruz. Esnaflarımızda hangi dalda olursa olsun mesleklerinde dürüst olmalılar. Müşteri memnuniyetini ön plana çıkararak düzgün çalışmalılar” dedi.

    Çırak bulmakta güçlük çektilerini kaydeden Şakir Büyükberber, “Çırak bulmakta çok zorluk çekiyoruz. Eskiden baba çocuğunu çalışmaya getirdiği zaman ‘Buna sanatını iyi öğret, eti senin kemiği benim derlerdi ama şu zamana kadar çırak bulmakta zorlanıyoruz. Mesleklerin geleceğinin de zor durumda kalacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.

    Yılın Ahisini dükkanında ziyaret eden Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Altan Aydemir de, yılın Ahisinin kendi oda üyelerinden seçildiği için gurur duyduklarını belirterek, “Odamızdan birinin yılın Ahisi seçilmesi bizim için onur ve gurur verici bir şeydir. Odamızın 41 yıllık tarihinde ilk kez odamızdan bir üyemiz yılın Ahisi seçildi. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Yıllardır Kayseri’mizde sayısız kalfa ve ustalar yetiştirdi. Ahilik kültürü almış ve Ahilik düsturu ile büyümüş ustamız yıllardır fahiş fiyat uygulamadığı için, esnaflığını yaptığı, gelen garibanı kolladığı ve ihtiyacı olan her zaman yanında olduğu için yıllardır böyle ayakta kaldı. Diğer meslektaşlarımızda inşallah Şakir Büyükberber ustam gibi örnek olur” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da, minibüsçüler dertli

    Bursa’da, minibüsçüler dertli

    Bursa’da minibüsçüler, pandemi endişesi ve ayakta yolcu kısıtlamasıyla ‘sıkıntılı’ dönem yaşıyor.

    Bursa Minibüsçüler Odası Başkanı Rafet Burgaz, toplu ulaşımın, pandemiden en çok etkilenen esnaf iş kolu olduğunu vurguladı. Burgaz, pandemi dönemiyle toplu ulaşım aracına talebin düştüğünü ve ayakta yolcuya yasak getirildiğine dikkati çekti.

    Rafet Burgaz, minibüsçü esnafıyla beraber, servisçi, taksici ve özel halk otobüsçüsüne kadar, toplu ulaşımın emekçi esnafına çözüm talebi ve arayışları olduğunu ifade ederek, “Bursa’da, Yıldırım başta olmak üzere, halkın kolay ulaşımı için önemli rol üstleniyoruz. Sektörümüzdeki şartlar ağırlaştı. Zaten akaryakıt ve yedek parça giderleri, kurdaki yükselişle epey arttı. Pandemi dönemiyle beraber, sıkıntımız arttı. Allah; pandemi döneminde, ülkemize, milletimize kolaylık versin. Halk sağlığı önemli ve yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz, üzerimize düşeni de yapıyoruz.” dedi.

    Yerel yönetimlerden destek aradıklarını ve yöneticilere yardımlarından dolayı teşekkür eden Burgaz, “Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Alinur Aktaş, Kent Meydanı’ndaki durak yeri sorununa çözüm getirmesi gibi, esnafımıza kulak veriyorlar.” diye konuştu.

    Burgaz, Bursa’nın özellikle bazı semtlerindeki minibüs hatlarının daha da çok etkilendiğini belirterek, duraklar nezdinde çözüm ihtiyacı bulunduğunu sözlerine ekledi