Etiket: Denize

  • Denize giren turist balık tutmayacak, balık tutan turist denize giremeyecek

    Denize giren turist balık tutmayacak, balık tutan turist denize giremeyecek

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürürlüğe koyulan ’Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığı’nın yeni düzenlenmesiyle günübirlik tekneyle denize açılan yerli ve yabancı turistler tekne turlarında denize girecekse balık tutamayacak, balık tutacaksa da denize giremeyecek. Bu durum karşısında çaresiz kalan tur tekne sahipleri ise isyan etti. Tekne kaptanları yürürlüğe giren yasa düzelmezse binlerce teknenin hurdaya ayrılacağını ve kaçak balıkçılığın artacağını ifade etti.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürürlüğe koyulan, Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının yeni düzenlenmesiyle Tarım il müdürlüğünden alınan turistik amaçlı avlanma izin belgesi daha önce bunu kullanan tur tekne sahiplerine verilmeyecek. Yapılan yeni düzenlemeyle balık turu belgesini almak isteyen tur teknelerin cinsinin değiştirilmesi, kapasitesine bakılmaksızın turist sayısının 12 kişiye düşürülerek 2 personel çalıştırılması kararı alındığı öğrenildi. Tur teknesi sahipleri yeni kararla turistlerin amatör balık avlama turuna çıktıklarında denize giremeyeceklerini ifade etti. Tekne masraflarını da karşılayamayacaklarını ifade eden tur tekne sahipleri ne yapacağını şaşırdı.

    Balık tutan denize giremeyecek

    Yürürlüğe konulan karar öncesi Mandalya Körfezinde 12 ay turizm başlatan tur tekneleri, yerli ve yabancı turistleri hem balık tutmaya hem de günübirlik tekne turuna çıkarabiliyordu. Bu genelge ile tekneler iki gruba bölündü. Alınan yeni kararla balık tutmak isteyen denize giremeyecek, denize giren balık tutamayacak duruma geldi. Tekne sahipleri ise bunu nasıl turiste anlatacağının çözümünü bulamadı. Balığa çıkan bir tur teknesinden denize giren bir turist olursa hem para cezası hem de ruhsatının iptal olacağı öğrenildi.

    “Balık tutan turiste denize girmesinin yasak olduğunu nasıl anlatırız”

    Turistlere tur düzenleyen ve balık turuna çıkaran 20 yıllık kaptan Ercan Üçer tura çıkacak olan turistlere bu durumu nasıl anlatacağını bilemediğini söyleyerek, “İngilizler bu bölgeye gelip hem balık tutuyorlar hem de denize giriyorlar. 1 saat balık tutup oradan da denize giriyorlardı. Turist denizde balık tutarken, sıcak havada adam denize girdi. Sahil Güvenlik gelirse sen olta balıkçılığı yapıyorsun bu adam nasıl yüzüyor dediğinde sen bunu nasıl anlatacaksın turiste. Gel de anlat bu durumu turiste. Olta balıkçılığı yapacaksan avlandırma pulu alıyorsun. Turisti balığa götürürsek avlandırma pulu almak zorunda. Sabah 06.00’da çıktım balığa 3 saatlik tarım ilçe müdürlüğü açık değil. Nasıl gidip alacaksın bu pulu. Turist buraya geliyor bize diyor ki balık tutmaya gitmek istiyorum. Ardından da denize yüzmeye gideceğim. Turiste burada bekle diyecek, ben gideyim avlandırma pulu alıp geleyim. Zaten turist buraya 1 haftalığına geliyor, zamanı kısıtlı. Gördüğünüz bu bütün teknelerin hepsi 2’nci ve 1’inci sınıf defterlere tabidir. Turistik amaçlı olta balıkçılığı olursa 12 kişi taşımak zorunda. Bu teknenin ne tersane maliyetini çıkarıyor, ne bakım parasını çıkartır, ne de adamın işçi masrafını çıkartır. Bizle tarım ilçe müdürlüğünden aldığımız amatör avlanma belgesini bir daha alamazsak bu teknelerin hepsi çöp olacak. Bu yatırımların hepsi çöpe gidecek. Burada her bir teknenin değeri nerden baksanız 600 bin lira ile 1 milyon lira arasında. Bu teknelerde çöpe gidecek. Biz bunun için dilekçe yazdık, gönderdik. Ulaştırma Bakanlığı tekrar bize yazı yazdı ve teknenizin cinsini değiştirmek zorundasınız cevabını verdi” ifadelerini kullandı.

    Kapasite 12 kişiye düşürüldü

    Tekne turu yapan kaptan Osman Uyan ise, “Bu durumdan biz çok rahatsızız, biz bu durumu defalarca dile getiriyoruz devletimize. Bu pandemi nedeniyle yolcu bulamıyoruz. Kışın teknelerimizle birkaç kişiyi balığa götürüyoruz. Kışın götürdüğümüz insanlardan aldığımız para ile de teknenin boya, bakım gibi masraflarını çıkarıyoruz. Bizim teknemiz gemi tenezzül teknesi. Bize daha önceleri amatör avlanma belgesi veriyorlardı. Şimdi bize amatör avlanma belgesi vermiyorlar, tekne cinsini değiştireceksin diyorlar. Benim teknem 44 kişilik ben bu tekneyi nasıl yaparım 12 kişilik. Gidiyor söylüyoruz denize girmek yasak diye turistler bizi dinlemiyor bile. Bu durumla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız bir yardımcı olsun. Birileri bir şeyler yapıyor arada zararı biz görüyoruz” dedi.

    Sistem önümüzü kapattı

    Erman Kazanç isimli kaptan da sistemin çok karıştığını ifade ederek, “Sahil Güvenlik geldi bizi koydan çıkardı. Denize giremiyorlar, balık tutamıyorlar ilginç bir durumla karşı karşıyayız. Sadece yabancı turist diye düşünmeyelim. Yeli turistte geliyor, çevre illerden gelen turistler var. Yaz sezonunda gelip öğlene kadar balık, öğleden sonra ailesi ile birlikte yüzmek isteyen gruplar var. Gelen adam öğleden sonra başka bir tekneye mi geçecek. Şu anki sistem önümüzü kapatmış durumda. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, yardım istiyoruz sadece. Bu durum kaçak balıkçılığın önünü açacak. Herkes teknesini özel yapacak. Vergi vermeyecek, KDV’sini ödemeyecek, ÖTV’li mazot almayacak. Müşterisini alacak, Sahil Güvenlik geldiği zaman bunlar benim akrabam diyecek. Bu şekildeki sistem kaçakçılığın önünü açıyor. Bu sistem geldiğinde kaçak balıkçılığın önünü keseceğiz dediler. Ben zaten ticari tekneyim. Biz devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Çalışan bir sistemi bozdular. Bu sektörün bin 500, 2 bin civarında teknesi var. Bu durumda 350 tane tekne olta balıkçılığında çalışacak. Diğer tekneler sadece yazın çalışacak” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ağımızı denize atarken o denizde gelecek kuşakların da hakkı olduğunu asla unutmayacağız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ağımızı denize atarken o denizde gelecek kuşakların da hakkı olduğunu asla unutmayacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kaçak ve bilinçsiz avcılığa izin verilmemesini isteyerek “Ağımızı denize atarken o denizde gelecek kuşakların da hakkı olduğunu asla unutmayacağız .Kaçak ve bilinçsiz avcılık gelecek nesillerin hakkını gasp etmektir. Bilhassa yasadışı trol avcılığı denizlerimizin tahrip eden denizlerimizi yok eden en büyük yanlışlardan biridir” dedi.

    Sel bölgesindeki incelemelerinin ardından helikopterle il merkezindeki Merkez Balıkçı Barınağı’na gelen Erdoğan, burada balık av sezonunu açılışı için düzenlenen törene katıldı. Balıkçılara seslenen ve uyarılarda bulunan Erdoğan, “Biz 3 tarafı denizlerle çevrili olan, iklim ve coğrafi olarak, sayısız imkân bahşedilmiş bir ülkeyiz. Ülkemizin mavi vatanı 23,2 milyon hektarlık bir büyüklüğe sahiptir. Denizlerimizde 550 iç sularımızda 380’e yakın balık türü yaşıyor. Ticari avcılık yapılabilen balık sayımız, 100’ün üzerindedir. Su ürünleri sektöründe, 18 binden fazla balıkçı gemisi, 2 bin 127 su ürünleri yetiştiricilik tesisi ve 255 su ürünleri işleme tesisi, faaliyet gösteriyor. Sektör; doğrudan veya dolaylı olarak, 250 bin vatandaşımıza iş ve istihdam imkânı sağlıyor. Ülkemizde yıllık 600-700 bin ton civarında su ürünleri istihsal ediyoruz. Geçtiğimiz avcılık döneminde üretimimiz önceki seneye göre yüzde 48, yetiştiricilik üretimimiz yüzde 19, toplamda ise yüzde 33 gibi rekor bir seviyede artış gösterdi. Böylece 2019 senesinde 837 bin ton üretim hacmine ulaştık. Balıkçılık filomuzun, Atlas Okyanusundan, Hint Okyanusuna kadar, açık sularda avcılık yapabilmeleri için 10 ülkeyle anlaşma imzaladık. Şu an Atlas Okyanusunda Moritanya başta olmak üzere birçok yerde 100’e yakın balıkçı gemimiz, bin 500’ün üzerinde tayfa ile avcılık yapıyor. Balıkçılarımızın Doğu Akdeniz’de uluslararası sularda 12 ay boyunca avcılık yapmalarını temin ettik” diye konuştu.

    “Sizlerden kaçak kuralsız avlanarak denizlerimizi tahrip edenlere rıza göstermemenizi rica ediyorum”

    “İnsanoğlu olarak bizler bu dünyanın sahibi değil, emanetçisiyiz” diyen Erdoğan “Denizlerimiz, göllerimiz, ormanlarımız ve yer yüzünde bulunan her şey ömrümüz sürecinde istifade edilmek üzere bize verilen emanetlerdir. Rızkımızı kazanırken sadece günü kurtarmanın değil, aynı zamanda yarına daha güzel ve daha müreffeh bir ülke bırakmanın peşinde olacağız. Ağımızı denize atarken o denizde gelecek kuşakların da hakkı olduğunu asla unutmayacağız. Kaçak ve bilinçsiz avcılık gelecek nesillerin hakkını gasp etmektir. Bilhassa yasadışı trol avcılığı denizlerimizin tahrip eden denizlerimizi yok eden en büyük yanlışlardan biridir. Denizlerimizi ve içindeki canlıları koruma sorumluluğunu herkesten önce rızkını denizden kazanan balıkçılarımızın görevi olduğuna inanıyorum. Hiçbir kanun hiçbir polisiye tedbir sizlerin vicdanı kendi aranızda kuracağınız otokontrol kadar etkili olamaz. Sizlerden kaçak kuralsız avlanarak denizlerimizi tahrip edenlere rıza göstermemenizi rica ediyorum. Bu düşüncelerle her birinize bereketli bol kazançlı bir sezon diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından denize kalkan ve mersin balığı bıraktı.

  • Kocaeli’de denize giren 2 kadın boğuldu, 1 kişi dalgaların arasında kayboldu

    Kocaeli’de denize giren 2 kadın boğuldu, 1 kişi dalgaların arasında kayboldu

    Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde serinlemek için denize giren 2 kadın hayatını kaybederken, 1 kişi dalgaların arasında kayboldu. Kaybolan vatandaşın arama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi.

    Olay, Kocaeli’nin Kandıra ilçesi Pınar Mahallesi Köyağzı mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Hüsniye Dilek Erdoğan (45) ve R.D. isimli 2 kişi iddialara göre serinlemek için girdiği denizde dalgalar arasında kayboldu. Olayı gören çevredeki vatandaşlar durumu hemen 112 Acil Yardım ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine Kocaeli Sahilleri Su Kazaları Engelleme Merkezi (KOSKEM), jandarma, Sahil Güvenlik, Kıyı Emniyeti ekipleri sevk edildi. Ekipler tarafından başlatılan çalışmalar neticesinde denizde kaybolan Dilek Erdoğan’ın cansız bedenine ulaşıldı. Hüsniye Dilek Erdoğan yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata döndürülemedi. Dilek Erdoğan’ın cenazesi otopsi incelemesi için morga kaldırıldı. Ramazan Demir’in bulunması için arama çalışmalarının devam ettiği öğrenildi.

    Genç Aryen de denizde boğuldu

    Öğlen saatlerinde Kandıra ilçesi Babalı Sahilinde denize giren Aryen Jiyan Kartal (19) da boğuldu. Olay yerine sevk edilen ekipler tarafından denizde Kartal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Kartal’ın cenazesi otopsi incelemesi için Kocaeli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

  • Dr. Yekenkurul: “Tedbirsiz denize ve havuza girmeyin”

    Dr. Yekenkurul: “Tedbirsiz denize ve havuza girmeyin”

    DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Dilek Yekenkurul, tatile çıkacaklar için uyarıda bulunarak, “Virüsün tuzlu suda yaşamadığına dair kanıt yok” dedi.

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Dilek Yekenkurul, deniz ve havuz kullanımı ile ilgili önemli bilgiler paylaştı. Mevcut bilgilerle Korona virüs’ün temel bulaş yolunun; konuşma, hapşurma ve öksürme ile etrafa saçılan sekresyonlar şeklindeki damlacık ile temas olduğunun altını çizen Dr. Yekenkurul, “Temas ile bulaş insanların en çok zorluk çektiği kısımdır; çünkü dokundukları her şeyin virüs içerebildiğini unutup, virüs bulaşan elleriyle yüze, ağıza, göze ve buruna dokunabilmektedirler. Sosyal hayatımızda bu iki bulaş yoluna dikkat etmek gerekir. Getirilen kurallar sonrasında maske alışkanlığı kazanılmış ve halkımız bilinçlenmiştir. Ama belki de en tehlikeli bölge olan ellerimiz unutulmaktadır” dedi.

    Tüm sosyal alanda uygulaması gereken alışkanlıklar gibi havuz ve sahil gibi mekanlarda da temas yolu ile bulaşın unutulmaması gerektiğinin altını çizen Yekenkurul, “Mutlaka maske takılmalı, 1,5 metrelik sosyal mesafe korunmalı ve dokunduğumuz her yerin temiz olmasına dikkat edilmelidir. Başka biri tarafından dokunulan bir yere her temastan sonra su ve normal sabunla eller yıkanmalı, yıkama yapılamayan durumlarda antiseptik solüsyon veya yüzde 70 alkol gibi ajanlarla en az 20 saniye eller ovulmalıdır” şeklinde konuştu.

    Yaz sezonunun yeni açılması sebebiyle şu ana kadar deniz ve havuz suyundan Korona virüs bulaşının görülmemesine rağmen havuza ve denize giren kişi sayısı ile havuzun klorlama seviyelerinin önemine dikkat çeken Dr. Yekenkurul, bu nedenle havuz ve denizin riskli bölgeler olduğunu ifade etti.

    “Virüsün tuzlu suda yaşamadığına dair kanıt yok”

    Denizin tuzlu ve açık alanda olması bulaşın az olacağını düşündürmesine karşın korona virüsün tuzlu suda yaşamadığına dair kanıt olmadığına dikkat çeken Dilek Yekenkurul, deniz ve havuza mutlaka tedbir alınarak girilmesinin önemine vurgu yaptı. Deniz ve havuz gibi sosyal alanlarda alınması gereken tedbirlere değinen Yekenkurul, “Görevliler ortak kullanım alanına giren kişilere öksürük, nefes darlığı, ateş, burun akıntısı gibi herhangi bir şikayeti olup olmadığını sormalı ve ateşlerini ölçmelidirler. Korkuluk, basamak, dolaplar, duş, kapı, musluk başlığı gibi aklınıza gelen herhangi bir şeye temastan sonra COVID-19 bulaşabilir. Eldiven kullanımı el yıkamayı zorlaştırdığı için ve ortam içindeki virüs sayısını el yıkama olmadığından arttırabileceği için mecbur kalınmadıkça önerilmemektedir. Eldiven kullanımı yerine herkesin sürekli yüzde 70 alkol veya dezenfektan kullanması ya da ellerini yıkaması daha doğrudur. Ellerini, yıkamadan veya dezenfekte etmeden hiçbir şekilde göze, yüze, ağıza ve buruna dokundurmamalıdırlar” ifadelerini kullandı.

    “Ortak eşya kullanımından kaçınılmalıdır”

    Havuz suyunun dezenfeksiyonu Sağlık Bakanlığı önerileri doğrultusunda yapılması gerektiğini belirten Dr. Dilek Yekenkurul, “Şahsi havuzlar sadece beraber yaşadıkları aileleri tarafından kullanılmalı; buna rağmen uygun dezenfeksiyon yapılmalıdır. Havlu, bornoz gibi havuz veya deniz eşyaları kendine ait olmalı ve en az 60 derecede yıkanmalıdır. Herkes havuza girmeden önce duş almalıdır. El ve ayak dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Ortak eşya kullanımından kaçınılmalıdır. Havuz ve denizde uzun süre kalınmamalıdır. Tuvalet eğitimini tamamlamamış, bez kullanan çocuklar havuz veya denize girdirilmemelidir. Çocukların da sosyal mesafeyi koruması için ebeveynler sorumlu olmalıdır. Dinlenme koltukları ve şezlonglar arası mesafe en az 1,5 metre olmalıdır; şezlongların yüzleri kumaş olmamalı yıkanabilir olmalı ve her kullanımdan önce yıkanmalıdır. Ödemeler mümkünse temassız ödeme şeklinde olmalı, parayla olmamalıdır” şeklinde konuştu.

    “Korona virüs bize hijyenik yaşamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır”

    Korona virüs açısından riskli grupta yer alan 65 yaş üzeri, yüksek tansiyon, kalp, şeker gibi kronik hastalığı olan kişilerin plaj ve yüzme alanlarını kullanırken daha dikkatli olmaları konusunda uyarılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Dr. Öğretim Üyesi Yekenkurul, açıklamasını şu şekilde tamamladı, “Esasında korona virüs bize nasıl yaşamamız gerektiğini, hijyenik yaşamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmıştır. Çünkü biz Enfeksiyon Hastalıkları bölümü olarak; kış aylarında solunum etkenleri, yaz aylarında ishal etkenleri başta olmak üzere toplu yaşam alanlarından birçok enfeksiyonun bulaşabildiğini, hatta zaman zaman kısmi salgınlara sebep olabildiğini görmekteyiz. Bu açıdan mevcut öneriler öncelikle Koronavirüs için yapılmaktadır; ancak bunlar normal yaşantımızda da devam ettirmemiz gereken kurallardır.”

  • Karasu’da denize giren 2 yabancı uyruklu arkadaş boğuldu

    Karasu’da denize giren 2 yabancı uyruklu arkadaş boğuldu

    Hava sıcaklıklarıyla birlikte hafta sonu kısıtlamasının da kalkmasını fırsat bilerek Karasu Sahiline giderek denize giren ve boğulma tehlikesi geçiren 8 kişi kurtarılırken, yabancı uyruklu 2 kişi boğularak hayatını kaybetti.

    Hafta sonu kısıtlamalarının kaldırılması ve hava sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte vatandaşlar sahillere akın etti. Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlı 32 Evler ve Yenimahalle mevkiinde boğulma tehlikesi geçiren toplam 8 kişi kurtarıldı. Sahilde denize giren 3 yabancı uyruklu arkadaştan 2’si sudan çıkamadı. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine gelen cankurtaranlar tarafından yapılan çalışmalar sonucunda suda kaybolan 23 yaşındaki Bilal Zarife ile 19 yaşındaki Hamza Alasqhar denizden çıkartıldı. Sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahaleleri sonrasında Karasu Devlet Hastanesine kaldırılan 2 genç yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.