Etiket: Demek

  • Şanlıurfaspor, Kötü Gidişe Dur Demek İstiyor

    Şanlıurfaspor, PTT 1. Lig’de aldığı son mağlubiyetler sonrası, Boluspor maçı ile kötü gidişe dur demek istiyor.

    Boluspor maçının hazırlıklarını sürdüren Şanlıurfaspor, üst üste aldığı yenilgilerden sonra hafta sonu oynayacağı Boluspor maçını kazanmak istiyor. İdman öncesi açıklamalarda bulunan Teknik Direktör Tugay Kerimoğlu, “Bolu maçıyla ilgili düşüncemiz; kaybetmemek, üç puan almak. Allah kısmet ederse de üç puanı alırız. Bu maçı kazanıp moral bulup diğer maçlara da hazırlanırız” dedi.

    Galatasaray ile Tarbzonspor arasında oynanan ve skordan çok kırmızı kartların konuşulduğu maçla ilgili olarak ise Kerimoğlu, “Bu işin bir mercisi vardır. Federasyon vardır. Kulüplerin kendi aralarındaki ilişkileri vardır. Buna bir yorum katmam benim işim değil. Benim işim Şanlıurfaspor’a destek vermektir” şeklinde konuştu.

  • Cihantimur: “Ciltteki İstenmeyen Etkilere Dur Demek Mümkün”

    Op. Dr. Bülent Cihantimur, ciltteki istenmeyen etkilere dur demenin mümkün olduğunu söyledi. Cihantimur, “Yeni yıl, başlangıçlar ve umutları getirse de, zamanın yıpratıcı etkisi de beraberinde yaşanıyor. Bu nedenle cildi iyi bir kremle desteklemek gerekiyor” dedi.

    30 yaşını aşan her insan, mutlaka cildinde bazı form kayıplarının olduğunu belirten Estetik International Sağlık Grubu kurucusu Op. Dr. Bülent Cihantimur, “Yeni bir yıl daha geldi. Hepimiz biraz daha olgunlaşıyor, biraz daha umutla bakıyoruz hayata. İç dünyamız bu denli renkli bir haldeyken, dış güzelliğimiz canımızı sıkabiliyor. Size bu yolda eşlik edebilecek, bazı asistanlara ihtiyaç duyabilirsiniz. 30 yaşını aşmış her insan, mutlaka cildinde bazı form kayıplarını hissediyor. Bu durumu hızlandırmak ya da yavaşlatmak mümkün. Estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrah olarak, kliniğime gelen her hastama cilt güzellikleri için temelde söylediğim 5 önemli nokta vardır. Bunlar: Hayatından suyu, sporu ve sağlıklı beslenmeyi eksik etme, sigaradan uzak dur ve mutlaka cildini iyi bir kremle destekle” ifadelerini kullandı.

    “FİZYOLOJİK BİR SÜREÇ”

    Yaşlanmanın fizyolojik bir süreç olduğunu ifade eden Bülent Cihantimur, “Yaşlanmayı reddetmek ve yaşıtlarınıza göre daha parlak, canlı ve formunda bir ciltle, ruhunuza yaraşır bir şekilde ilerlemeniz mümkün. Estetik International kliniklerimizde yaklaşık 6 senedir kendi buluşum olan Örümcek Ağı Estetiği’ni uyguluyoruz. Tüm bu koşuşturma içerisinde ameliyatsız, pratik ve konforlu bir uygulama olduğu için çok seviliyor. Örümcek Ağı Estetiği için, yaş geçtikçe azalan ve kırışıklıkların temel sebebi olan kolajeni destekleyen, vücudun yeni kolajen üretmesini sağlayan bir tekniktir diyebiliriz. Bunun yanı sıra ikinci bir asistana daha ihtiyaç var: Kremler” diye konuştu.

    “KIŞ AYLARINA DİKKAT”

    Özellikle kış aylarında cildin nemsiz bırakılmaması gerektiğini söyleyen Bülent Cihantimur, “Kremin formülasyonu üzerinde 2 sene dermatolog ve kozmetik kimyageri arkadaşlarımızla çalıştık. Amacımız tek ürünle, çoklu fayda sağlayabilecek, az evvel söylediğim yoğun hayat akışında bize eşlik edebilecek bir aktif kozmetik ürünü ortaya çıkarmak oldu. Ödüllü aktif kök hücre ajanları, nemlendirici ajanlar, multivitamin kompleksleri Örümcek Ağı Kremi’nin içine eklendi. Etkisine baktığımızda ise, bu yaşlanma karşıtı bir lifting krem, ince çizgileri silikleştiriyor, cildin günlük nem ihtiyacına doymasını sağlıyor ve yine ihtiyacı olan vitamin destekleri ile cildi dıştan destekliyor. ‘Evde cildime ne yapabilirim?’ sorusuna en iyi yanıt olacağını düşündüğüm Örümcek Ağı Kremi, cildiniz için en kaliteli aktif ajanlarla formüle edilmiş bir yeni yıl armağanı. Yaşınızın iyisi olmak, yaşlanmayı reddetmek ve cildinizin ruhunuza eşlik etmesi sizin elinizde. Özellikle kış aylarında cildin nemsiz bırakılmaması gerekiyor” dedi.

  • ’Kadına Şiddete Dur Demek İçin Biz De Varız’ Projesi

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun fikir sahipliğini yaptığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülecek olan “Kadına Şiddet Dur Demek için Biz de Varız” Projesi, ilk kez 4. Sosyal Güvenlik Kurumu Olağan Genel Kurulunda katılımcılar ile paylaşıldı.

    Dünyada ve ülkemizde her geçen gün artan kadına yönelik şiddete dikkat çekmek ve ‘Dur!’ demek için dünya çapında girişimler gerçekleştiriliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı(ÇSGB) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’da(SGK) kadına şiddete dur demek için proje başlattı. SGK’nın 4. Olağan Genel Kurulu’na Başkanlık eden ÇSG Bakanı Süleyman Soylu’da projeye destek amacıyla üzerinde “Kadına Şiddete Dur Demek İçin Bizde Varız” yazılı rozetlerden katılımcılara dağıttı. Genel Kurul öncesi yaptığı konuşmada kadına şiddeti önlemeye yönelik başlatılan projeye ayrı bir parantez açan Bakan Soylu, kurum olarak sadece 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası kanununu uygulamayla mükellef olmadıklarını, sosyal projelere de destek verdiklerini söyledi. “Bugüne ait özel bir değerlendirmemizi sizinle paylaşmak istiyorum” diyen Bakan Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bizim kurumumuz sadece sosyal güvenlik müessesinin uygulandığı bir kurum değildir. Şunu ifade etmeliyim ki sadece kendimize ait münhasır işlerle uğraşmaktan ziyade başka meselelere de el atmakla mükellefiz. Bugün bunlardan bir tanesini arkadaşlarımız bizlerle paylaştılar, onlara da çok teşekkür ediyorum.Bilmenizi istiyorum ki temel meselelerimiz var. Bu temel meselelerimizi destekleyen meseleler var. Hep birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunun bugün ortaya koymuş olduğu gerek Çalışma Bakanlığımız gerek İŞKUR’la birlikte koordine edilecek ve 64.hükümet programımızın en önemli alanlarından birisi olarak nitelendirdiğimiz “Kadına Şiddete Dur De” konusunda SGK’nın ortaya koymuş olduğu bu sosyal projeyi hepinizin huzurunda tebrik ediyorum, kutluyorum ve takdir ediyorum.”

    Kadına şiddete yönelik çalışmaların sadece bakanlık nezdinde bir çalışma olmadığını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, 14 yıldır Türkiye’de iki konuda farkındalığın yürütülmekte olduğunu söyledi. Bunlardan bir tanesinin kadın politikaları, diğerinin ise engelli politikaları olduğunun altını çizen Bakan,“Bu farkındalık aslında geçmiş yıllarda yaşadıklarımızın ve bu açıkların kapatılmasına yönelik bir farkındalıktır. Biz bunu Türkiye’nin tüm kamu kurumları olarak, bütün bileşenleri olarak, bir politika olarak geleceğe taşımalıyız. Bu her bir bireyin ve vatandaş olmanın temel sorumluluğudur. Kadına şiddet konusunda, bunu bütün sosyal güvenlik kurumlarımızla, bütün illerimizde, ilçelerimizde oluşturacak görseller, ortaya konulacak broşürler ve yapılacak video ve tanıtımlarla Türkiye’nin bir sorunu olmaktan çıkarmalı ve sosyal güvenlik sistemimizin politikaları ile en temel yapıtlarından birisi haline getirmeliyiz. Sosyal politikalar, eğer kurumlar değerlendirmeler ve bileşenler tarafından desteklenmezse havada kalacağı aşikârdır. Herkes buna sahip çıkmalıdır” diye konuştu.

    SGK’dan yapılan açıklamada, SGK tarafından yürütülecek proje ile kadına şiddeti dur diyen sivil toplum örgütleri ve kurumlara destek verilmesi ve bu sorunun çözümünde aktif paydaşlardan biri olunması hedeflendiği kaydedildi. Öte yandan proje kapsamında SGK, ÇSGB ve İŞKUR’un sosyal sorumluluk anlayışıyla kadınların gerek sağlık sorunlarının giderilmesi gerekse istihdama kazandırılmaları için birçok faaliyete yer verilmesi amaçlandığı vurgulandı. Projenin detaylarının önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek olan bir lansman ile kamuoyuna duyurulacağı bildirildi.

  • Can: “Kadına Karşı Şiddete Dur Demek İstiyoruz.”

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ayten Can, “Kadına karşı şiddete dur demek istiyoruz” dedi.

    ADÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ayten Can, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” nedeniyle bir açıklama yayımladı. Açıklamasında kadının emeğine, bedenine ve kimliğine yönelik her türlü şiddeti reddeden Yrd. Doç. Dr. Ayten Can, şöyle devam etti: “Ülkelerinde kadının siyasal özgürlüğü için mücadele eden Mirabel Kardeşler, 25 Kasım 1960 yılında arabalarından zorla indirilerek tecavüz ve işkenceye maruz kalarak katledilmişlerdir. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin bir simgesi haline gelen Mirabel Kardeşler anısına, ilk kez 1981 yılında, Dominik Cumhuriyeti’nde toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak kabul edilir. 1985 yılında Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni (CEDAW) imzaladı. Türkiye tarafından da imzalanan bu sözleşme, taraf ülkelere, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı, gerekli yasal düzenlemeleri yapma ve şiddeti ortadan kaldıracak uzun ve kısa vadeli çözümler getirme sorumluluğu getirmektedir. 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından da ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele Günü’ olarak kabul edilir. Türkiye’de 25 Kasım günü çeşitli etkinliklerle kadına karşı şiddete dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. İnsan hakları bağlamında kadına karşı her türlü ayrımcılıkla mücadelede, kadının emeğine, bedenine ve kadın kimliğine yönelik şiddeti reddetmek, demokrasi ve eşit yurttaşlık bağlamında omuz omuza mücadele etmek gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete ve savaşa karşı kadın dayanışmasını hedefleyen bir toplum yapısını sağlanmak yönünde erkeklere rağmen değil, erkeklerle birlikte kadına yönelik şiddete dur demek için hep birlikte el ele mücadele etmek için hep birlikte “kadına karşı şiddete dur demek istiyoruz”