Etiket: Demek

  • Bayram demek onun için ‘babasız kalmak’ demek

    Bayramın 1. gününde babasız kalan 3 yaşındaki Miray Yahşi, şehit babasının tabutunu öperek onu son yolculuğuna uğurladı.

    Samsunlu Piyade Uzman Çavuş Mete Yahşi (28) bayramın 1. gününde görev yaptığı Hakkari’de terör örgütü tarafından açılan taciz ateşi sonucu vurularak şehit düşmüştü. Mete Yahşi’nin Samsun’un İlkadım ilçesi Kadıköy Mahallesi’ndeki baba evinde bugün helallik alındı.

    3 yaşındaki Miray, bayramda babasız kaldı

    Helallik sırasında şehidin 3 yaşındaki kızı Miray, amcasının kollarında babasının tabutunun başında ayrılmadı. Elinde bir çiçek ile babasının tabutu başında helallik alınmasını bekleyen Miray, zaman zaman tekbirlerden korkarak gözyaşlarına boğuldu. Bayramda babasız kalan şehit çocuğu Miray, babasının tabutu evin önünden giderken amcası tarafından tabut öptürülerek onu uğurladı.

    Şehit Mete Yahşi’nin cenazesi alınan helalliğin ardından cenaze namazının kılınması için tekbirler eşliğinde Büyük Cami’ye götürüldü. Burada cenaze namazının kılınmasını bekleyen şehit eşi Yasemin Yahşi’nin eşinin tabutuna son bakışı yürekleri dağladı. Şehidin görev arkadaşı da katıldığı cenaze töreninde arkadaşının tabutundaki fotoğrafı okşadı.

    Şehit Yahşi’nin cenazesi öğlen namazını müteakip kılanan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı.

  • Bakan Zeybekci: “3-4 milyon kişi KPSS’ye giriyorsa demek ki bir şeyi yanlış yapıyoruz”

    Türkiye’de çok sayıda vatandaşın çalışmak için kamu kuruluşlarına yönelmesiyle ilgili konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Bugün eğer 3-4 milyon kişi KPSS’ye giriyorsa demek ki bir şeyi yanlış yapıyoruz. Özel sektöre dönmemiz lazım, kamuyu, devleti bir istihdam kapısı olarak bir beklenti alanından olabildiğince çıkarmamız lazım” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İhracatçı Eğilim Anketi 2017 yılı 1’inci çeyrek gerçekleşme ve 2017 yılı 2’inci Çeyrek Beklenti sonuçlarını açıkladığı basın toplantısına katıldı. Bir restoranda gerçekleşen toplantıda Türkiye ve dünyanın ekonomik durumunu değerlendiren Bakan Zeybekci, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

    “Kıdem tazminatı fonuyla ilgili bunu bizim Türkiye olarak açıkça tartışmamız gerekiyor”

    İstihdam konusunda işverenin üzerindeki yüklerin alınması için çalışmaların yürütüldüğünü ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “İşverenin üzerindeki yüklerden işvereni kurtarmamız lazım. Çalışan sayısının 50’yi geçmesi halinde üzerine getirdiğimiz yükler konusunda ben haklı buluyorum, işverenin bu konudaki şikayetlerini. Halbuki arttıkça bizim bununla ilgili yükleri azaltmamız gerekiyor. Bu yönde çalışmalarımız var. En son iyileştirme paketiyle ilgili de bu konuda bazı iyileştirmeler var. İstihdamın üzerindeki yükleri ortadan kaldırmamız gerekiyor bir de tabi ki yine özel sektörle beraber topyekün bir seferberlikle bunu yapmamız gerekiyor. Kayıt dışı istihdamın da önüne geçilmesi gerekiyor. Kıdem tazminatı fonuyla ilgili bunu bizim Türkiye olarak açıkça tartışmamız gerekiyor, çok net bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Bu konuda sendikaların yaklaşımlarını ben tekrar gözden geçirmelerinde büyük fayda görüyorum. Mahkemelerden işçi lehine devamlı karar çıkıyor demek yanlış olur. Demek ki hukuki düzenlemeleri buna değiştirmek düzenlemek lazım ki mahkeme kendi şeyine göre böyle karar vermiyor. Netleştirmek lazım, yurt dışındaki müteahhitlerimizin de bu konuda önemli şikayetleri var. Bu demek ki orada hukuki bir boşluk var boşlukları kaldırmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “Bugün eğer 3-4 milyon kişi KPSS’ye giriyorsa demek ki bir şeyi yanlış yapıyoruz”

    Vatandaşların iş bulma noktasında devlet kurumlarına yönelmesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Zeybekci, “Bu gün eğer 3 4 milyon kişi KPSS’ye giriyorsa demek ki bir şeyi yanlış yapıyoruz. Özel sektöre dönmemiz lazım, özel sektör eliyle bunları yapmamız lazım. Kamuyu devleti bir istihdam kapısı olarak bir beklenti alanından olabildiğince çıkarmamız lazım. Bizde maalesef bir dönemin çok yanlış uygulamasından dolayı mesleki eğitimi yok ettik bu ülkede. Tüm dünya ticarette daralma yaşarken Türkiye ihracatında çok minimal de olsa bir daralma yaşarken ama Avrupa Birliği’nde yüzde 6’lar 7’ler seviyesinde bir artış yaşarken İran ile yüzde 40’lar civarında dış ticaret hacminde bir artış yaşadık ve ilk defa İran’da dış ticaret fazlası veren bir konuma geçtik” diye konuştu.

    “Merkez Bankası’nın bu kur spekülasyonlarına bu oyuna girmesini asla ve asla tasvip etmiyorum”

    Basın mensuplarının döviz kurlarıyla ilgili bir sorusu üzerine Bakan Zeybekci, “Kolaylıkla speküle edilen Merkez Bankamızın da müdahale etmediği ve etmesini de istemediğimiz bir alan burası. Merkez Bankası’nın bu kur spekülasyonlarına bu oyuna girmesini asla ve asla tasvip etmiyorum. Şu anda gelmiş olduğumuz kur ile ilgili nokta, olumlu bir noktadır” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’de de olağanüstü halin bir an önce sonlanmasını istiyoruz”

    Türkiye’de olağanüstü hal sürecinin uzatılmasını değerlendiren Zeybekci, “Olağanüstü hali kim ister Allah aşkına, isteyen kimse var mı, kimse. Cumhurbaşkanımız asla Başbakanımız asla hükumetimiz asla AK Parti iktidarı olarak biz olağanüstü hali istiyor muyuz, asla. Olağanüstü hali gerektiren sebeplerin bir an önce Türkiye’den ortadan kalkmasını ve Türkiye’de de olağanüstü halin bir an önce sonlanmasını istiyoruz. Bu keyfe keder bir şey değil ki gerekse bölücü terör örgütünün bu gün yakın komşu coğrafyadaki diğer faaliyetleri ve diğer terör örgütleri FETÖ, şunu söyleyeyim bir an önce bu terörle ilgili bir milli seferberlikle bunun sonucunu mutlaka getireceğiz, bunlardan hesap sorulacak. Bunun sonucunda da özellikle bu olmamasını gereken bu olağanüstü halden de kurtulacaktır. Bu sürdürülebilir değildir, Cumhurbaşkanımızın da bu konudaki net duruşu da o yönde” diye konuştu.

    “Booking, Türk turizmi için de önemli”

    Booking yönetimiyle görüştüklerini ve Türkiye’nin kendilerinden bekledikleri talepleri ilettiklerini söyleyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Kendilerinin bu konudaki yaklaşımlarını şuanda net bir şekilde bize yansıtabildiklerini söylemek zor. Ama biz onlara şunu söylüyoruz; ’Türkiye’deki faaliyetlerinizi, Türkiye’deki bir büronuz eliyle yapmanızı istiyoruz. Sizi desteklememiz gereken ne varsa bunu yapmaya da hazırız. İsterseniz gelin bu faaliyetlerinizi serbest bölgesi içinde yapın’. Booking hakikaten önemli. Türk turizmi için de önemli. Aynı zamanda turizm alanında faaliyet gösteren Türkiye’deki kayıtlı şirketlerin her türlü mükellefiyetini yerine getirirken yüklendikleri maliyetleri, Booking’in yüklenmemesini düşünmek de son derece haksız olur. Gerekirse bizzat ben de görüşmeyi düşünebilirim onlarla” diye konuştu.

  • Bakan Eroğlu: “’Hayır’ demek için hiçbir gerekçe yok”

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, 2023 yılında Türkiye’yi dünyadaki en büyük 10 ekonomi arasına taşıyacaklarını belirterek, hedefi olmayan milletlerin tarih sahnesinden silineceğini söyledi.

    Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Manisa’nın Kula ilçesinde düzenlenen temel atma ve sertifika dağıtım törenine katıldı. Törende Bakan Eroğlu’na Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, AK Parti Milletvekilleri Selçuk Özdağ ve İsmail Bilen, Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Murat Acu, Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş, Kula Kaymakamı Osman Güven, AK Parti Manisa İl Başkanı Berk Mersinli, AK Parti Kula İlçe Başkanı Ahmet Palabıyık ve geniş bir bürokrat grubu eşlik etti. Kula Yunus Emre Kent Meydanı Kültür Merkezi Düğün Salonu’nda Kulalı vatandaşlarla bir araya gelen Bakan Eroğlu, Emre Mahallesi göletinin temel atma töreni ve orman köylülerine kullandırılan gelir getirici tür ve orköy kredi sertifikaları dağıtımını gerçekleştirdi. Törende konuşan Bakan Eroğlu, kendisini Manisa’nın 6. milletvekili olarak gördüğünü ifade ederek, “Kula ile çok özel bir bağımız var. Daha önce çeşitli programlar dolayısı ile Kula’ya geldik. Kendimi Kulalı gibi hissetmiyor değilim. Bu yüzden de bakanlığımız olarak elimizden gelen projeler ile birlikte Kula’ya gereken desteği sağlamaya çalışıyoruz. Bugün de Emre Mahallesinde ihale aşaması tamamlanan Emre göletinin temel atma töreni için buradayız. Bunun haricinde Kula’da tamamlanan ve yapımına devam edilen birçok göletimiz var. İnşallah bu göletlerimizi de en kısa sürede tamamlayarak Kula’yı göller bölgesi yapacağız” dedi.

    18 maddelik anayasa değişikliği halk oylaması ile ilgili de konuşan Bakan Eroğlu, “Bu mesele memleket meselesi. Mesele memleket meselesi olunca gerisi teferruattır. Biliyorsunuz özellikle bu darbe anayasasının değişmesi için biz çok gayret ettik. Esasen bütün siyasi partiler programlarında hepsi şunu söyledi. ‘Darbe anayasası değişmesi lazım’ biz bunun için çok gayret sarf ettik. Hatta geçen dönem dedik ki ‘çoğunluk bizde ama eşit üyelerle gelin anayasa yapalım’ Fakat anlaşma olmadı. Hatta 60 kadar madde üzerinde anlaşıldı sonradan CHP caydı. Daha sonra ’tekrar gelin’ dedik. Gelmediler. Bunun üzerine biz oturduk. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Onunla Başbakanımız baş başa verdiler ve 18 maddelik bir anaysa değişikliği tasarısı hazırlandı. Bu sırada da sorduk, gelin her türlü düşüncenin katkısı olsun, diğer muhalefetin CHP’nin de katısı olsun dememize rağmen onlar hiçbir tavsiyede bulunmadılar. Ama şimdi diyorlar ki ’hayır’ Niye ’hayır’ diyorsun? Millete gidince artık yapılacak bir şey yok. Söz de karar da milletin. Artık millet karar verecek. Biz milletimize güveniyoruz” diye konuştu.

    “Ah o 50 milyar dolar olsaydı da Türkiye’deki bütün barajları bitirirdim”

    Geçmiş dönemlerde Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki kavgaların millete ciddi zararlar getirdiğini dile getiren Bakan Eroğlu, “Bir anayasa kitapçığını Sayın Sezer, Ecevit’in üzerine fırlattı, 22 banka battı. Onun borcunu kim ödedi sanıyorsunuz. Sizler ödediniz. Yani bunun faturasını millet ödedi. Bu 22 bankanın batmasıyla milletin ödediği fatura neredeyse 50 milyar dolar. Ah o 50 milyar dolar olsaydı da Türkiye’deki bütün barajları bitirirdim“ dedi.

    16 Nisan tarihinde yapılacak olan referandumda gençleri doğrudan bağlayan anayasa değişikliklerinin de olduğunu vurgulayan Bakan Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

    “2023 yılında Türkiye’yi dünyadaki en büyük 10 ekonomi sıralamasına taşıyacağız. Bu hedefin gerçekleşmesi için kararımız ’evet’ Gençler, sizin hedefiniz 2053. İstanbul’u fethinin 600. yılı 2053 yılında gençler tarafından kutlanacak. Görüyorum ki 2053 yılındaki hedeflerimizin gerçeklemesi için de kararımız ’evet’ Hedefi olmayan milletler tarih sahnesinden silinir. Bunu unutmayalım. Bugün Türkiye’nin ayakta kalmasının yegane yolu, güçlü olmaktan geçiyor. Gençlerimizi bir hedefiniz de, özellikle Malazgirt zaferinin bininci yılı 2071 yılında kutlanacak. O zaman Allah’ın izniyle Türkiye, dünyanın en büyük küresel gücü olacak. Tek millet için, tek bayrak için, tek vatan için ‘evet’ diyoruz. Hedef 2071. Cenab-ı Allah’ın yardımı bu milletten yana. Bu millet 21. asra mührünü vuracaktır.”

    Bakan Eroğlu’nun konuşmasının ardından DSİ tarafından inşa edilecek Emre göletinin temeli atıldı ve orman köylülerine kullandırılan gelir getirici tür ve orköy kredi sertifikaları dağıtımı gerçekleştirildi.

    Bakan Eroğlu Alaşehir’de de temel attı

    Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kula programının ardından Manisa’nın Alaşehir ilçesine geçti. Alaşehir ilçesinde Toygarlı Barajı’nın temelini atan Eroğlu, çiftçilere de gelir getirici tür ve orköy kredi sertifikaları dağıtımını yaptı. Alaşehir Spor Salonu’nda gerçekleştirilen törende konuşan Eroğlu, 10 milyon TL’ye mal olacak Toygarlı Barajı sayesinde bin 290 dekar alanın sulanabileceğini belirterek, kırsal kesimde yaşayan vatandaşların kalkınması için çalışmalarına aralıksız devam edeceklerini söyledi. Eroğlu, “Vatandaşlarımızın kalkınması için köylere gelir getirecek fidanlar dikeceğiz. Bütün bakımlar üç yıl devlete ait. Geliri 49 yıl köylülere ait olacak. Arıcılık yapmak isteyenlere kira yok, yüzde 20 hibe, faizsiz arıcılık kredisi vereceğiz. Başka yerlere göçmüş, ancak arazisi olan ve işleyemeyen boş kalan araziler için masrafın üçte ikisi devlete ait, kalanı vatandaşlar tarafından karşılanarak arazilerin gelir getirmesi amacıyla kullanılmasını imkan tanınacak” dedi.

    Bakan Eroğlu, 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumuna da değinerek, vatandaşlardan ’evet’ oyu istedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “600 milletvekili fazla demek dünyayı takip etmemek demek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizde 103 Bin seçmene bir milletvekili düşüyor. Avrupa ülkelerinde bu sayı çok daha düşük. Böyle bir tabloda 600 milletvekili fazla demek dünyayı takip etmemek demek” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atv ve A Haber’in ortak yayında Salih Nayman ile Banu El’in sorularını yanıtlıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun anayasa değişikliğine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Gündemi değerlendiren Erdoğan, yeni anayasada yer alacak 18 maddeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

    “600 milletvekili fazla demek dünyayı takip etmemek demek”

    Milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılmasına ilişkin yapılan eleştirileri yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde 103 Bin seçmene bir milletvekili düşüyor. Avrupa Birliği ülkelerini araştırdık. Bu ülkelerde bu sayı çok daha düşük. Almanya, İtalya gibi ülkelerde bu sayı çok daha düşük. Böyle bir tabloda 600 milletvekili fazla demek dünyayı takip etmemek demek” ifadelerini kullandı.

    “Parlamentoda görev yapmak askerlikten daha aşağı değil”

    Seçilme yaşının 18’e indirilmesi konusunda CHP Liderinin kullandığı ifadelerle gençlere hakaret ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada askerlik konusu dile getiriliyor. 18 yaş olayı sadece benim ülkem erkekleri için geçerli değil ki…Kızlarımız için de geçerli. Kaldı ki parlamentoda görev yapmak askerlikten daha aşağı değil. Şu anda 18-25 yaş arası 7 milyon genç var ülkemizde. Kalite sürekli yükseliyor. Bu kaliteyi yok sayamayız. Gözden kaçırdıkları şu: İki yıl sonra emekli olmuyor. Milleti aldatma. 65 yaşı beklemek zorunda. 65’ine geldiği zaman emekli olduğunda ondan sonra vekil sıfatıyla emekli olma hakkı kazanacaktır. Biz gençliğe ufuk veriyoruz. Gençlik kedine verilen değeri görüyor. Bir de eşitleme yapılıyor. Seçme ve seçilme 18. Bundan daha güzel ne olabilir? Bu gençliğimizin önünün açılmasıdır. Ve ben gençlerime güveniyorum. Bunu 15 Temmuz da gördük” dedi.

    “Halk 100 bin kişi ile aday gösterebilir”

    Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı seçimi ile meclis seçiminin 5 yılda bir yapılacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zat (Kılıçdaroğlu) ne diyor? Meclisin yetkisi kalmayacak diyor. Böyle bir şey yok. Cumhurbaşkanı eğer seçimlerin yenilenmesi talebinde bulunursa bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de yenilenmesi gerekecektir. Bu bir fesih değildir. Bunun oranı 5’te 3. Meclis bu orana ulaştığı takdirde seçimler yenilenir. Anayasa düzenlemesi tabi ki farklı ve zor olacak. Bu çocuk oyuncağı değil. Şimdi seçim 5 yılda bir yapılıyor. Seçim günü geldiğinde 100 bin kişi ile halk aday gösterebilir. Vatandaşın bu hakkı yoktu. Artık var. Sadece partilerin tasarrufunda olmayacak. Zaten 5 yılda bir olacağı için her şey yerli yerinde olacak.”

    Güvenoyu konusundaki eleştirilere de yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güven oyu hep iktidarları tehdit etmiştir. Şimdi böyle bir şey olmayacak. Çok daha rahat yürüyebilecekler. Güvenoyu oylamasını beş yılda bir halk yapacak. Bu yürüyen bir sistemi yavaşlatmaktır. Gen sorularla bunalan hükümet artık sabahlara kadar o kanunu çıkarmak için çalışıyor. Neden dolayı? İşte bu gensorularla kaybedilen zamanı telafi etmek için. Ama artık bunlardan kurtuluyoruz” dedi.

  • Memur Sen Genel Başkanı Yalçın: “Hayır demek, PKK’yı, FETÖ’yü, Hollanda’yı, Almanya’yı sevindirmek demek”

    Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Hayır demek PKK’yı sevindirmek demek, hayır demek FETÖ’ye bayram ettirmek demek, hayır demek Hollanda’ya küstahça tavrında iyi ki yaptın başardın dedirtmek. Hayır demek Almanya’ya lokma dağıt cümbüş düzenle demek. Onun için fotoğrafın büyüğünü görmek durumundayız” dedi.

    Memur-Sen tarafından ülke genelinde başlatılan “Memur-Sen’e Davet Tercih Evet” buluşması kapsamında gerçekleştirilen programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Vecdi Yanbaz, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, AK Parti Ardahan İl Başkanı Yunus Baydar, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber, Memur-Sen Ardahan İl Temsilcisi Serkan Karataş, Eğitim Bir Sen (Eğitimciler Birliği Sendikası) Ardahan Şube Başkanı Erdinç Çakmak, Büro Memur-Sen Ardahan İl Başkanı Ümit Sarıkaya ve Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı diğer sendikaların şube başkanları ile çok sayıda davetli katıldı.

    Ardahan Belediyesi çok amaçlı toplantı salonunda üyeleriyle bir araya gelen Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Türkiye şu an önemli bir sürece doğru gidiyor. Bu süreçte Memur-Sen ailesi olarak bizim inisiyatif almamamız asla beklenemez. Çünkü bu iş bir siyasal harekât işi değil. Her ne kadar siyasal harekatlar milletin önüne getirme fırsatını oluşturmuşlarsa da bu aslında bizim tam bir yıl önce Şubat ayında 360 STK’yı bir araya getirerek Memur-Sen ailesi olarak Türkiye anayasa platformunu oluşturarak Cumhurbaşkanının Ankara’da katıldığı üç bin kişinin katıldığı toplantıda yeni Anayasa için hemen şimdi diyerek çağrıda bulunan ve Türkiye’nin en büyük ihtiyacının 82 model darbe Anayasa’sının tasfiyesi ve milletin Anayasa’sının tahkimatı olması gerekir diye sesini yükselten bir kitleyiz. Uluslararası Anayasa kongresi, Anayasa araştırması, Anayasa raporlarıyla bu süreci en ciddi katkıyı veren ve Türkiye’nin kapasitesi olarak bu sürecin en önemli önemini de biz anlarız diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin daha hızlanması, daha istikrarla yol alması gerektiğini söyleyen Yalçın; “Biz bu ülkeye operasyonun neden yapıldığını bilen kitleyiz. Biz hayatı sıradan gören kitle değiliz. Pazılı birleştiren, fotoğrafları yan yana koyan, büyük fotoğrafın ne olduğunu anlayan kitleyiz. Medeniyet coğrafyamız yeniden dizayn ediliyor. 80’de İsrailli bir gazeteci önümüzdeki 20 yıl içerisinde neler olacak derken? Irak parçalanacak 3’e bölünecek, Suriye parçalanacak, Mısır düşürülecek, şura şöyle olacak ve Türkiye’nin arkası bölünecek diyor. Öbür kısımları magazin, günlük tükettiğimiz kısmı magazin. Coğrafya yeniden dizayn ediliyor, yanı başımızda terör konvansiyonel silah olarak kullanılıyor ve yeni Haçlı birlikleri olarak vekalet savaşlarıyla Türkiye’ye doğru geliyor. Bizim medeniyetimiz dünyanın 3’te birini yönetmiş, 5 şehir domine etmiş medeniyetin. Kahire, Şam, Bağdat, Kudüs ve İstanbul, 4’ü gitti ve işlevini yitirdi, 4’ünü düşürdüler, İstanbul kaldı. Onun için Hollanda’yı ateş sardı, Türkiye’de evet çıkması Hollandayı rahatsız edecek, neden? Çünkü mevcut sistem onların işine yarıyor. Bizim işimize yaramıyor. Osmanlı 600 yıldan fazla hüküm sürdü Sultan sayısı 40’ı bulmadı, Amerika 240 yıllık bir hikaye 44’üncü başkan, Türkiye 93 yıllık Cumhuriyet 65 Hükumet, yani bir buçuk yıla bir Hükumet. 3.5 dönemi biz önemsiyoruz ve çıkarıyoruz içerisinden. Menderes dönemi Özal dönemi, mevcut Hükumet dönemi, buçuk olarak ta rahmetli Erbakan’ın sanayi hamlesi ve manevi hamle dediği hükumetin ortağı yada başını çektiği kısa zekat miktarı Hükumet dönemi. Geri kalan kısım istikrarsızlık dönemi Türkiye’nin, koalisyon pazarlıkları ve at pazarı gibi bu ülkede Milletvekili pazarı kuruldu. Güneş motel odaya 11 kişi çekildi ve Bakan yapıldı. 38 yılda 37 hükumet kuruldu.

    Türkiye’nin daha hızlanması, daha istikrarla yol alması gerekiyor. Başka türlü yolu yok, alan daraldı, küresel operasyon çoğaldı. Dolayısıyla Türkiye’nin hızlı karar alabileceği, istikrarla yürüyebileceği, önünde seçim baskısıyla yolunu şaşırmayacağı, ayağının tökezlemeyeceği bir zemine ihtiyacı var. 16 Nisan tam da bu, onun için Memur-Sen ailesi olarak, bu sürece ilişkin aklı basan kitle olarak bunu kalkıp üyelerimizle paylaşıp alana yayılıp kelebek etkisiyle topluma aksettirmezsek biz kendimizi bu anlamda sorumlu hisseder, vebalin altında hissederiz. Yarın tüh demenin bir anlamı yok.” şeklinde konuştu.

    Yalçın, “Siyasetçilerin konuşmalarını dinliyorum? Hayır demek PKK’ya, DAEŞ’e, FETÖ’ye Almanya’ya, Hollanda’ya diye cümle kuruluyor. Ben öyle kurmuyorum. Hayır demek PKK’lı olmak demek değil ama hayır demek PKK’yı sevindirmek demek, hayır demek FETÖ’ye bayram ettirmek demek, hayır demek Hollanda’ya küstahça tavrında iyi ki yaptın başardın dedirtmek. Hayır demek Almanya’ya lokma dağıt cümbüş düzenle demek. Onun için fotoğrafın büyüğünü görmek durumundayız.” diye konuştu.