Etiket: Değiştirmek

  • Karaaslan: “Rejimi değil, hükümet modelini değiştirmek istiyoruz”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “Biz rejimi değil, hükümet modelini değiştirmek istiyoruz” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, İlkadım ilçesi mahalle muhtarları ile Acem Tekkesi Kültür ve Sohbet Evi’nde bir araya geldi.

    “Muhtarlarla istişareli çalışıyoruz”

    Toplantının açılış konuşmasını yapan İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, belediye olarak mahalle muhtarları ile istişareli hizmetler yaptıklarını ifade etti. Mahalle muhtarlarının belediyenin gözü ve kulağı olduklarını söyleyen Başkan Tok, belediye olarak yaptıkları çalışmaları ve projeleri anlattı. Geçen senenin birçok hizmetinin tamamlandığı ve projelerin start aldığı verimli bir yıl olarak geçtiğini belirten Başkan Tok, 2017’nin ise çok daha büyük işlere imza atılacağı yıl olacağını söyledi.

    “2017 değişim ve dönüşümün yılı olacak”

    Kadın, genç, yaşlı ve engelli tüm vatandaşlara yönelik projeler hayata geçirdiklerini kaydeden Başkan Tok, “Belediye olarak kendi çalışmalarını tamamlayarak Büyükşehir Belediyesine gönderdikleri yerinde dönüşüm, yeni belediye hizmet binası ve yanında yapılacak olan 2600 metrekarelik cami, çocuk kreşi, 200 araçlık otopark ve meydan Unkapanı Kültür Merkezi ve yanında Hanımlar Lokali, Kültür Merkezi, Tiyatro ve Konferans Salonu, Derebahçe Mahallesi Mert Irmağı kenarında 2,5 kilometre uzunluğunda bisiklet ve yürüyüş yolları, spor ve dinlenme alanları, yöresel ürün satış merkezleri yapılacağı koşu yolu ve yaşam parkuru, Anadolu Lisesi bahçesine yapılacak 2 bin 500 kişilik dev spor salonu gibi çok büyük hizmetlerin hayata geçeceği yıl olacak” dedi.

    “Türkiye’nin yükselişini engellemeyecekler”

    Türkiye’nin çok önemli bir süreçten geçtiğine vurgu yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “Türkiye’nin büyümesini engellemek isteyen, yükselişini durdurmak isteyenler her türlü kirli oyunu oynuyorlar. Ülke içinde ve dışında çok büyük mücadeleler vermekteyiz. Biz sadece kendi ülkemiz için barış, demokrasi ve özgürlük istemiyoruz. Ümmet için, mazlum coğrafyalar ve insanlık için de barış, demokrasi ve özgürlük istiyoruz. İşte bizim güçlü mücadelemizin sebebi bu. Dünya bu coğrafyada yaşananlara sessiz kalıyor. Bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Atalarımız da geçmişte kalmamış. Bu sebeple milletçe birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi sürdürmeliyiz” diye konuştu.

    “Mart veya Nisan’da referanduma gidebiliriz”

    Anayasa değişikliği ve referandum süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Karaaslan, “Pazartesi günü başlayan ve 1 ay kadar sürecek olan Anayasa değişikliği için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. AK Parti ve MHP oyları ile matematiksel olarak Mecliste kabul sayısı için 367 sayısına erişemiyor ancak referandum için 330 sayısına ulaşıyor. Mecliste referanduma gitmek için gerekli sayıya ulaştıktan sonra muhtemelen Mart, Nisan gibi halk oylamasına gidilecek. Referandumda anayasa değişikliği için rejimi değiştiriyor diyecekler. Biz rejim değişikliği yapmıyoruz. Hükümet modeli değişikliği yapacağız. Hiçbirimizin rejim değişikliği gibi bir niyeti olamaz” ifadelerini kullandı.

    Muhtarların yoğun katılım gösterdiği toplantıya ayrıca AK Parti İl Başkan Yardımcısı Oğuzhan Serinkaya, AK Parti İlkadım İlçe Başkan Yardımcısı Serkan Akyüz, AK Parti İlkadım İlçe Kadın Kolları Başkanı Halime Kesmen, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Oktay Avcılar ve Samsun Merkez Mahalle Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Öztürk ve İlkadım ilçesi mahalle muhtarları katıldı.

  • Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu: “Amaçları siyasi gündemi değiştirmek”

    Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet’in, belediye tarafından yeni evlenen çiftlere verilen ’İslam’da Evlilik ve Aile Hayatı Rehberi’ kitabıyla ilgili iddialarına cevap verdi.

    Saraoçoğlu, CHP’li Milletvekili tarafından, ’açık bir irtica yöntemi’ olarak nitelendirilen kitabın, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izni ile 20 yıldır bütün yayın evlerinde bulunan, basın ve dağıtılmasında herhangi bir sakınca bulunmayan bir kitap olduğunu dile getirdi.

    Eserin evli çiftlere 3 yıldır dağıtıldığını ve şimdiye kadar hiç bir şikayetin söz konusu olmadığını ifade eden Başkan Kamil Saraçoğlu, “Kütahya Belediyemizin evlendirme memurluğu tarafından evlenen çiftlere; evlilik hayatlarında rehber edinmeleri bilmedikleri konularda okuyup öğrenmeleri için ve diğer bir sebep ise son yıllarda boşanmaların artmasından dolayı sürdürülebilir evliliklere destek olmak amacıyla ’İslam’da Evlilik ve Aile Hayatı Rehberi’ kitabını hediye ediyoruz.Bahse konu olan kitabı 2014 yılından itibaren hediye etmeye başladık.Bu kitabın Belediye olarak basımını biz gerçekleştirmiyoruz, bir kitapevinden satın alarak nikahlarda hediye olarak veriyoruz. Kitabın içeriği ise yoruma açıktır.Ayet, hadis ve bilimsel araştırmalara dayandırılmış çalışmalardan oluşmuştur. İlgili bakanlığın ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izniyle yaklaşık 20 yıldır piyasada bütün kitapevlerinde bulunabilen, basım ve dağıtılmasında herhangi bir sakınca olmayan bir kitaptır. Bugüne kadar kitap hediye ettiğimiz hiçbir hemşehrimizden de şikayet almadık. Şunun da bilinmesini istiyoruz; gittiğimiz her yerde geleceğimizin teminatı çocuklarımıza ve gençlerimize boyama kitabı, 100 temel eser, roman ve hikaye kitabı dağıtıyoruz.Amacımız okuyan, düşünen sorgulayan bir gençlik ve toplum oluşturma. Siyasi amacı gündem değiştirme, itibarsızlaştırma karalama yapmak olanlar bilsinler ki, milletimiz diriliş mücadelesi verirken, bu gibi gündem dışı önemsiz konularla hiç kimse siyasi rant elde etmeye kalkmasın.Ayrıca bu konuyu irticayla bağlantı kurarak gündeme getirenlerin amacının ne olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz” diye konuştu.

  • Fetullah ismini değiştirmek için mahkemeye müracaat etti

    Erzurum’un Oltu ilçesinde yaşayan 5 kişi ismini değiştirmek için mahkemeye başvurdu.

    Oltu’nun Kaleboğaz Mahallesi nüfusuna kayıtlı 26 yaşındaki Fetullah Aslan, FETÖ’nün elebaşı Fetullah Gülen ile aynı ismi taşımaktan utanç duyduğunu söyledi. İsmini değiştirmek için mahkemeye başvuran Fetullah Aslan “Ben vatanımı milletimi Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum. Oltu ilçesinde ikamet etmekteyim. Adımın Fetullah olmasından dolayı son derece rahatsız olmaktayım. Zira ülkemizi ve vatanımızı bölmeye çalışan Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü elebaşı ile aynı adı taşımaktayım. Bir terör örgütü lideri ile aynı isimle anılmak çevremde beni son derece rahatsız etmekte olup sosyal ortamda son derece mağdur duruma düşürmektedir. Özellikle bu terör örgütünün son darbe girişiminden sonra bu rahatsızlığım son derece artmıştır. Bu rahatsızlığımı Oltu Adliyesine dilekçe vererek Fetullah olan ismimi Faruk olarak değiştirerek bu rahatsızlıktan kurtarmak istiyorum” dedi.

    Oltu’da toplamda 5 kişinin de aynı rahatsızlığını taşıyarak isimlerini değişmek için dilekçe verdikleri öğrenildi.

  • Bakan Zeybekci: “Negatif algıyı değiştirmek için seferberlik başlattık”

    İş dünyasındaki sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Hep beraber çıkıp her türlü mecrayı kullanarak, tüm medya alanlarını, tüm iletişim alanlarını kullanarak dünyada bir seferberlik başlatmayı karar aldık” dedi.

    Ekonomi Bakanı Zeybekci, İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen “Ekonomi Dünyası İstişare Toplantısı”na katıldı. Basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nail Olpak, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy’un da yer aldığı çok sayıda sivil toplum kuruluşundan temsilci ile bir araya gelen Bakan Zeybekci, yaklaşık 2 saat süren toplantının sonunda gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Yaşanan darbe girişimi ile ilgili oluşan negatif durum için tüm dünya çapında seferberlik başlattıklarını belirten Zeybekci, “Türkiye’deki ekonomi ile ilgili sivil toplum kuruluşlarımızın en önde gelen başkanları ile bir araya geldik. 15 Temmuz sürecinde Türkiye’de gerek iç, gerek dış gelişmeler ile ilgili değerlendirmeler yaptık. Durum tespiti, durum tespitinden sonra gelecek ile ilgili birlikte neler yapılabilir, bunun istişaresini yaptık. Son derece sağlıklı, çok güzel bir toplantı oldu. Hakikaten şu an Türkiye’nin birlik, beraberlik görüntüsüne, ortak değerler etrafında buluşma ve birleşme görüntüsüne birebir uyan bir görüntü ortaya çıktı. Bütün arkadaşlarımız, burada 15 STK başkanımız, aynı duygularla, ortak değerlerimizin etrafındaki samimi birlik ve beraberlikleri ile aynı şeyleri duymaktan son derece memnunum. Değerli arkadaşlar, 15 Temmuz Türkiye’de demokrasiye karşı, milli iradeye karşı, insan hakları ve özgürlüklerine karşı, yatırım özgürlüklerine karşı tüm Türkiye’de bu millete ait ayakta duran ne varsa ona karşı yapılmış olan bir ihanet operasyonudur. Bunlara darbe demek, bunlara darbeci demek bile bunlara iltifat olur. Çünkü masum insanları bile en güçlü silahlarla, hiçbir ayrım gözetmeksizin katledebilecek kadar gözleri dönmüş. Bu ülkenin, bu milletin en sevdiği kurumların başında gelen, gönül anlamında ‘peygamber ocağı’ dediği, asker ocağı dediği, eğitim alıp adam olma yeri gördüğü o peygamber ocağının elbiselerini giyen bu hainlerin gerçekleştirmiş oldukları şeyi yaşadık” dedi.

    Yaşanan darbe girişiminin ardından dünyadan destek mesajları aldıklarını kaydeden Balan Zeybekci, şunları söyledi:

    “Bunlar bizim içerideki yaşadıklarımız. Biz bunları iç dünyamızda yaşarken de tüm dünyada dostlarımız, müttefiklerimiz bizi yoğun bir şekilde destekleyen ülkeler oldu. Hemen hemen birçok ülkeden, bizim muhatap olduğumuz birçok ülkenin ekonomi ile ilgili bakanlıklarından destek mesajları geldi. Cumhurbaşkanımıza devlet başkanları, cumhurbaşkanları destek mesajları gönderdi. Başbakanımıza aynı şekilde, hükümetimize aynı destekler geldi. Sivil toplum kuruluşlarımıza da aynı yöntemlerle oradaki sivil toplum kuruluşlarından da destek mesajları geldi. Tabii bu arada bu kalkışmanın ve bu terör örgütünün etkisi ile kendi içimizde yaşadığımız bu vaka ile ilgili dünyada, yakın coğrafyamızda, demokrasi dünyasında, ekonomi dünyasında, hukuk dünyasında, ülkelerde farklı algılamalar, yanlış algılamaların da söz konusu olabileceğini de gördük. Türkiye’nin, milletin yazmış olduğu demokrasi destanının Fransız Devrimi’nden sonra tarih-zaman olarak farklı ama önemi ve şiddeti açısından Fransız Devrimi’nden çok daha güçlü Türk halkının ‘sivil demokrasi devrimi’ olarak demokrasi tarihine geçecek olan bu yaşananları anlatmak ile ilgili bir ihtiyacın ortaya çıktığını gördük. Değerli başkanlarımızla buradaki değerlendirmelerimizde, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin tüm dünyada yaşadığı süreci anlatması, Türkiye’nin fırsatlarının ekonomi ile ilgili, yatırımla ilgili, istihdam ile ilgili, gelecekteki fırsatlar ile ilgili, işbirliği ile ilgili o cazibesini artan bir şekilde devam ettiğini dünyaya anlatmamız gerekiyor. Hep beraber çıkıp her türlü mecrayı kullanarak, tüm medya alanlarını, tüm iletişim alanlarını kullanarak dünyada bir seferberlik başlatmayı karar aldık. Bununla ilgili zaten farklı farklı çalışmalar da vardı. Önümüzdeki günlerde, Ağustos’un başında tüm dünyada Türkiye olarak Türkiye’yi anlatan çalışmalar yapacağız. Ardından hükümetimizin temsilcisi ile beraber sivil toplum kuruluşlarımızın başkanları ve o ülkeyi ilgilendiren önemli şirketlerimizin temsilcileri ile beraber ülkeleri ziyaret edeceğiz. Türkiye’yi bir kez daha oralarda onlara hatırlatacağız. Türkiye’nin önemini, Türkiye’nin dostluğunu, Türkiye’deki fırsatları bir daha anlatacağız. Ben Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı bu süreci bir leke olarak görüyorum. Türkiye’nin gerek demokrasi, gerek ekonomi anlamda büyümesi, gerekse muasır medeniyet 2023 hedefleri ve Gazi Mustafa Kemal’in bize hedef olarak gösterdiği muasır medeniyet yürüyüşüne sürülen bir leke olarak görüyorum. İster inanalım, ister inanmayalım; ister beğenelim ister beğenmeyelim ama bu lekeyi temizlemekle ilgili bir yol haritamız olmalı. Bunu da arkadaşlarımızla istişare ederek inşallah yakında güzel bir sonuca varacağız. Biz 15 Temmuz hain kalkışmanın olduğunun ertesi günü, Cumartesi günü Başbakanımızın başkanlığında yapılacak olan Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda, Türkiye’deki yatırım ortamı ve teşvikle ilgili bilinen tüm ezberleri bozan bir kararı Pazartesi (18 Temmuz) günü, yani bu girişimin ertesindeki Pazartesi günü tüm kamuoyumu ile paylaşacak ve geçen hafta sadece bu konuşuluyor olacaktık. Yeni yatırım teşviklerimizi, ihracat destek ve teşviklerini anlattığımız bir haftayı konuşuyor olacaktık. Maalesef bunlar yaşandı. Ama yine emin olun, önümüzdeki hafta bunları konuşuyor olacağız. Ağustos’un ilk haftasından itibaren algı nasılsa o algıyı değiştirici çalışmalarımızı başlatacağız. Olguyu değil ilk etapta, tabii ki; yaşadıklarımızı da anlatacağız ama ilk önce negatif algıyı mücadele anlamında çok önemli bir seferberlik başlatacağız.”

    Rusya-Türkiye ilişkilerinde gelinen son noktaya da değinen ve 24 Kasım 2015’den sonra iki ülkenin aldığı kararlardan dolayı kazanan tarafın olmadığını belirten Zeybekci, “Dün gece Rusya’dan geldik. Dün Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek ile Rusya’daydık. Cumhurbaşkanımızın Rusya Devlet Başkanı’yla 9 Ağustos’ta bir araya geleceği teyit edildi. Görüşmemiz, o görüşmenin öncesinde hazırlık niteliğinde bir görüşmeydi. İkili görüşmeler yaptık. Rusya ile konuştuğumuz ortak sloganımız her şeyde 24 Kasım 2015 öncesine dönmek. Gerek Türk ihraç ürünleri önündeki engeller, gerek turizmle ilgili kararlar. Biz yapmıyoruz ama onlar hala devam ediyorlar, vizelerin kaldırılması, Türk TIR’larına getirilen sınırlamaların kaldırılması, 9 bin serbest geçiş belgesi 2 bine düştü. Bunu önce 9 bine, sonra da 40 bine çıkarılmasıyla ilgili. Oradaki Türk şirketlerine getirilen engellerin kaldırılması. 24 Kasım’dan sonra iki ülkenin aldığı kararların kazananı yok. Bundan her iki ülke kaybetti. Her iki ülke zarar gördü. Bundan sonra olumsuzlukları değil olumluları konuşacağız. Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız. Laf üstüne laf koymak değil, taş üstüne taş koymak sloganımızla hep beraber yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    Bakan Zeybekci, Türkiye’nin yanlış algısını düzeltmek amacıyla çok önemli bir döneme girildiğini kaydederek, “Milletimiz, demokrasi ihanetine karşı sağcısı, solcusu, bütün siyasi partileriyle 79 milyonuyla, içeride bunun karşısında durduysa biz de hep beraber buradaki arkadaşlarımızla, çatı örgütlerimizle topyekun bir seferberlikle, içeride ve dışarıda Türkiye’nin yanlış algısını düzeltmek amacıyla çok önemli bir döneme giriyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Tiyatro Sanatçısı Mehmet Esatoğlu: “Sanat Kendi Toplumunun İnsanını Değiştirmek Zorunda”

    KIRKLARELİ (İHA) – Tiyatro sanatçısı Mehmet Esatoğlu, Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde sahnelenen ’Nerede Bu Adalet?’ oyununun ardından, sanatseverlerle söyleşi gerçekleşti. Esatoğlu, sanatın kendi toplumunun insanını değiştirmek zorunda olduğunu söyledi.

    Esatoğlu, tiyatronun insan hayatı için ne denli önemli olduğunu vurgulayarak, “Dünyanın neresinde güzel bir şey varsa güzel insanlar muhakkak var oluyor, Lüleburgaz’daki gibi. Tiyatro sanatı, insanı insana insanla ve insanca anlatan bir sanat. Salonlar ve caddeler yokken, medeniyet ve uygarlık yokken insanların tiyatroya ihtiyacı olmuş” dedi.

    İnsanoğlunun hayatındaki her şeyi hep oynaya oynaya anlatmaya çalıştığını söyleyen Mehmet Esatoğlu şöyle konuştu:

    “Biz de tiyatroda bu ülkeyi insanlara anlatmayı seçtik. Önceden tiyatro yaparken yüzlerini sadece batıya dönmüşlerdi. Batıda çok güzel sanatlar var tabi ama bu toprağın da bir dili var. O zaman bu toprağın estetiğini alacağız ve batının ileri tekniklerini kullanacağız. Bunları yoğurarak tiyatro yapacağız.”

    “SANAT KENDİ TOPLUMUNUN İNSANINI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA”

    Esatoğlu, hayatın içinde karşılaşılan sorunların sanatla çözülebileceğini belirterek, “Sanat kendi toplumunun insanını değiştirmek zorunda. Kızmak, küfür etmek ve bağırmak çözüm değil. Birileri kendilerini patlatıyor. Biz sanatçı olarak şöyle bakıyoruz: Ne oluyor Türkiye’de? Dünyada ne oluyor? Bu insan niye kendini patlatıyor? Adama sövmek işin kolay tarafı. Tiyatro ve sanat bu noktada görevini az yapıyor bence. Memlekette yaşanan gerçekle tiyatro iletişim kurmak zorunda” diye konuştu.

    “HER YERE GİTMEK VE OYNAMAK ZORUNDAYIZ”

    “Tiyatroyu yapan arkadaşlar kafalarındaki kodlamaları silecekler” diyen Esatoğlu, “Bilgiç olmaktan önce kendi halkları ne yapıyor diye düşünecekler. Her yere gitmek ve oynamak zorundayız. Sanatçı da sorunları kendinde hissedecek. Akşamları oturup kendi dünyasına dalmayacak. Toplumun yaşadığı sorunları alacak sanatına dönüştürecek. Böyle bir tiyatroya ihtiyacımız var” ifadelerini kaydetti.