Etiket: Değerlendirmesi

  • ATSO Başkanı Çetin’den Eylül Ayı Enflasyonu Değerlendirmesi

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, alışık olunmadık enflasyon rakamlarıyla karşı karşıya olduklarını söyledi.

    ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan Eylül ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davut Çetin, üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki makasın açılmaya devam ettiğini söyledi. Çetin, “enflasyon rakamları, tüketici için zor, üretici için çok daha zor bir süreçte olduğumuzu gösteriyor. Maalesef alışık olmadığımız enflasyon rakamları ile karşı karşıyayız. Artık durumun ciddiyeti nedeniyle ekonomi yönetiminin piyasaya vereceği güven, atacağı adımlardaki doğru zamanlama, kararlılık ve kapsayıcılık artık çok daha önemli hale gelmiştir. Bütün toplum olarak radikal bir istikrar programı uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu görmeli ve yapısal reformlara kendimizi hazırlamalıyız ” dedi.

    Başkan Çetin açıklamasında şunları kaydetti:

    “2018 Eylül ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de yüzde 6,30, Yurtiçi ÜFE’de yüzde 10,88 artış göstermiştir. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 24,52, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 46,15 artış göstermiştir. TÜFE’de 6.30 enflasyonun 1.67’si akaryakıt ve ulaştırma fiyatlarından, 1.49’u gıda sektöründen, 0.91’i ev eşyası grubundan, 0.82’si elektrik ve doğalgaz zammı nedeniyle konut grubundan kaynaklanmakta. Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddeler yüzde 35,30 ile domates, yüzde 31,82 ile sivri biber ve yüzde 31,36 ile bilgisayar olurken; en fazla düşüş gösteren seçilmiş maddeler ise yüzde 28,53 ile limon, yüzde 13,46 ile balık ve yüzde 11,37 ile havuç olmuştur, bununla birlikte mevsim geçişi ve girdi maliyetlerinde artış sonucu artan gıda fiyatları enflasyonun tek nedeni değildir.”

    En yüksek artış “ev eşyası” grubunda

    ATSO Başkanı Çetin, “ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artışlar yüzde 11,41 ile “ev eşyası” , yüzde 9,15 ile “ulaştırma” ve yüzde 7,42 ile “çeşitli mal ve hizmetler” gruplarında gerçekleşmiştir. Yıllık bazda enflasyondaki en fazla artış yüzde 37,28 ile “ev eşyası”, yüzde 36,61 ile “ulaştırma” ve yüzde 30,61 ile “çeşitli mal ve hizmetler” gruplarında gerçekleşmiştir. Üretici fiyatlarında artışın yüzde 46’ya yükselmesi ve TÜFE oranının çok üzerinde seyretmesi reel sektör açısından oldukça sorunludur. Üretici fiyatlarında aylık yüzde 10.88 artışın 2.74 puanı, yani yüzde 25’i, elektrik ve doğal gaz zamlarından kaynaklanmıştır. Gıda, tekstil, metal gruplarının enflasyon katkıları da yüksektir. Yİ-ÜFE’de, sanayinin dört sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 5,65, imalat sanayi sektöründe yüzde 9, elektrik ve gaz sektöründe yüzde 40,21 ve su sektöründe yüzde 0,65 artış olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki aya göre en fazla artış; yüzde 40,21 ile elektrik ve gaz, yüzde 16,95 ile ham petrol ve doğal gaz, yüzde 13,74 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler olarak gerçekleşmiştir” ifadelerine yer verdi.

    “Ekonomi yönetiminin tavrı artık çok daha önemli”

    Mevcut rakamların üretici-tüketici enflasyonu makasının açılmaya devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Çetin, “diğer taraftan piyasadaki durgunluk ve daralma nedeniyle üreticilerimiz maliyetlerini fiyat etiketlerine yansıtamıyor. Türkiye ekonomisi yıllarca konuşulan düşük kur-yüksek faiz yapısından, şimdi yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz durumuna geçmiştir. Enflasyon faizleri yukarı çekmekte, faizlerdeki yükselme ise üretimi frenlemektedir. Bu stagflasyon sarmalından orta ve uzun vadede kalıcı çıkışın yolu sürekli dile getirdiğimiz adalet sisteminden eğitim sistemine, vergi sisteminden yönetişime uzanan yapısal reformlardır. Bundan sonraki süreçte ekonomi yönetiminin piyasaya vereceği güven, atacağı adımlardaki doğru zamanlama, kararlılık ve her alanda kapsayıcılık artık çok daha önemli hale gelmiştir” diye konuştu.

    Batı Akdeniz’de enflasyon Türkiye ortalamasının üzerinde

    ATSO Başkanı Davut Çetin şöyle devam etti:

    “Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık yüzde 6,87, dokuz aylık yüzde 21,12 ve yıllık bazda yüzde 26,05 olarak gerçekleşmiştir. TR61 Bölgesi (Antalya-Isparta-Burdur), 26 bölge arasında aylık enflasyonda 10., dokuz aylık enflasyonda 8., yıllık enflasyonda ise 11., sırada yer almıştır. Bu oranlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi’nin, aylık, dokuz aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmüştür.”

  • Bakan Albayrak’tan AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları Toplantısı değerlendirmesi

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları Toplantısı’nda yeni ekonomi programını ve ekonomide öncelikli stratejileri paylaştıklarını kaydetti.

    Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Ana Kademe İlçe Başkanları Toplantısı’na ilişkin sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından değerlendirmede bulundu. Albayrak, toplantıda yeni ekonomi programı ve ekonomide öncelikli stratejilere ilişkin düşüncelerini partililerle paylaştıklarını ifade etti.

  • Gülsoy’dan yeni ekonomik paket değerlendirmesi: “Reel sektöre olumlu etkileri olacak”

    Kayseri Ticaret Odası (KTO) Başkanı Ömer Gülsoy, açıklanan yeni ekonomik pakete ilişkin, “Reel sektöre olumlu etkileri olacak” dedi.

    KTO Başkanı Ömer Gülsoy, yeni ekonomik paket ile ilgili açıklamalarda bulundu. Programı olumlu karşıladıklarını dile getiren Gülsoy, programın ilerleyen günlerde reel sektöre olumlu etkileri olacağını belirtti.

    Gülsoy, “Açıklanan yeni ekonomik programı olumlu olarak karşılıyoruz. Açıklanan bu programın önümüzdeki günler içerisinde reel sektördeki etkilerinin olumlu olacağını değerlendiriyoruz. Programda A’dan Z’ye her şeye kadar bakmışlar. 2019-2021 yıllarını kapsayan bu program içerisinde reel sektörün açıklarının ve eksiklerimizin ve fırsatların ne olduğunu değerlendirerek program hazırlamışlar. Bunu uygulanabilir programlar olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönem içerisinde bunların uygulanmasıyla ekonomimizdeki sıkıntıların atlatılacağını düşünüyorum. En önemlisi bir güven olmasıdır. Piyasalara şuanda bir güven verilmesi gerekiyor. Merkez Bankasının attığı adımlarla ve yeni ekonomik programdaki alınan kararların ekonomi üzerindeki olumlu etkilerini önümüzdeki süreç içerisinde göreceğimizi düşünüyorum. Eksiklikler yok mu, var ama o eksiklikleri de zaman içerisinde tekrardan ele alınıp bunun üzerinde de iyileştirmeler yapılarak tekrar bu kararların doğrultusunda ekonomiye katkı sunacağını düşünüyorum. En önemlisi de 3 ay içerisinde kontrol edilmesi ve artılarının ile eksilerinin ne olacağın görecekler. Buda, devlet artık bu işe tamamen elini atmış demektir. Devlet, Ülkenin önündeki hedeflere ulaşabilmek için, ülkenin şuan ki yaşadığı sıkıntılardan, dış kaynaklı gelen sıkıntılardaki çözüm aşamasında ‘Ben işin içerisindeyim’ diyor. Devlet şuanda piyasalara verdiği güvenle ekonominin başındayız, ekonomiyi tamamen takip ediyoruz ve reel sektöre de gereken her türlü desteği vereceğiz diyor. Cari açık yıllardır bizim için sorun olmuştur. Cari açıkta etkisi olan sektörler üzerinde verecekleri desteklerin de açıklanmasını olumlu olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Döviz kurlarını değerlendiren Başkan Gülsoy, “Dövizdeki dalgalanmalar şuandaki piyasaların algısına göre oluyor. Şuanda dövizin bu kadar yükselmesinin temel bir dayanağı yok. Bizim şuanda dış dünyaya güven vermemiz lazım. Devletin millete, milletin devlete güvenmesi lazım. Güven unsuru da bu istikrarı getirir. Bu güven unsurunun oturması ve yeni programın açılmasıyla beraber bu güven oluşturulup bundan sonraki dalgalanmalarda istikrarlı bir hale gelecektir diye düşünüyorum” dedi.

  • GAGİAD’dan ekonomi değerlendirmesi

    Gaziantep Genç İşadamları Derneği (GAGİAD) Başkanı Bora Tezel, piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Piyasaya karamsarlık değil, temkinli iyimserlik hakim olmalı” dedi.

    GAGİAD Başkanı Tezer, Türkiye’nin son dönemde karşı karşıya kaldığı ekonomik saldırılarla ilgili değerlendirmede bulunarak, “Hepimizin malumu olduğu ve hayatlarımızda somut olarak hissettiğimiz üzere piyasalardaki dalgalanmanın günlük yaşamımıza, iş hayatımıza yansımaları olmaktadır. Artık savaşların sadece tank, tüfekle değil, ekonomik yaptırımlarla da en acımasız şekilde devam ettiği günümüzde hepimize düşen tedbirli olmak ve gerekli önlemleri almak, ülkemiz için üretmeye ve değer oluşturmaya devam etmektir” dedi.

    Tasarruf çağrısında da bulunan Tezel, “Dış etkenlerden en az derecede etkilenmek için üzerimize düşen daha sağlıklı ve daha efektif bir finansal yapıya kavuşmak, bolca tasarruftur. Ekonomi yönetimi sadece devlet boyutunda değil artık işletmeler ve hane halkı boyutunda da hayati önem kazanmıştır.Kamuda, evlerimizde ve işyerlerimizde tasarruf yoluna gitmeli, harcama alışkanlıklarımızı değiştirmeli ve yerli ürünleri tercih etmeliyiz. İşyerlerinde verimin arttırılması, enerji tüketimlerindeki kayıpların azaltılarak minimize edilmesi, iş yapma şekillerinin yeniden gözden geçirilmesi ve fazla açılmış vadelerin normale dönmesinin zamanı hepimiz için gelmiştir” şeklinde konuştu

    Ülkenin ekonomik anlamda geçtiği süreçten en az zararla kurtulabilmesi için iş dünyasının ve tüm ülke insanın üzerine düşen görevler de olduğunu hatırlatan Tezel, “Ulusal ekonominin güçlenmesi, dışa bağımlılığın azaltılması ve arz güvenliğinin arttırılması için önlemler almalı, ulusal ekonomi ve yerli malı konusunda çocuklarımızın eğitimine önem vermeliyiz. Tüm piyasa paydaşlarının en büyük beklentisi fiyat istikrarının sağlanması ve böylece öngörülebilir bir maliyet yapısının oluşması olduğu bu günleri aynı zamanda şirketlerin finansal yapılarını yeniden gözden geçirip mali disiplini arttırması için bir fırsat olarak görmeliyiz. Bazen taşların yerine oturması, asıl potansiyelimizi ve gücümüzü görmemiz için düzenin bozulup tekrar yerine oturması gerekebilir. Bu manada içinden geçtiğimiz sürece yeniden yapılanma süreci olarak değerlendirmeliyiz. Türkiye genç nüfusu, dezavantajları olsa da stratejik lokasyonu, bölgenin kaderinde oynadığı rol, güçlü sanayi kültürü, çalışkan, azimli, vatansever insanları ile yeniden şahlanacak, her geri gelişte olduğu gibi daha öteye sıçramayı başaracaktır. Bu süreçte yatırımların durmaması, stratejik yatırımların teşvik edilmesi sağlıklı büyüme zeminin oluşturulması için önem arz etmektedir. Bu konuda hepimize büyük görev düşmektedir. Artık piyasalardaki olumsuz hava yerini temkinli iyimserliğe bırakmalı, söylem değişmeli ve pozitif gündem el birliği ile yaratılmalıdır. Üreticilerin ve tüketicilerin psikolojisinin piyasa üzerindeki olumlu veya olumsuz etkisi göz ardı edilemeyecek kadar büyük olduğu unutulmamalıdır. Türkiye’nin önünde hiçbir güç duramayacaktır, ülkemizin parlak geleceği için elbirliği ile daha çok çalışmak hepimizin en temel görevidir” diye konuştu.

  • MÜSİAD’dan faiz artırımı değerlendirmesi

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Malatya Başkanı Hüseyin Kalan, Merkez Bankası’nın faiz artırımına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

    Kalan, açıklamasında “İş dünyasının temsilcileri olarak, Türkiye’de yeni ekonomi hamlelerinin yapılmasını beklerken, Üretimi güçlendirmek, istihdamı artırmak ve ihracata yönelik imalat üretimine ağırlık vermek gerekli ve elzemdir derken, Merkez Bankasının faizi attırmasını anlamsız buluyoruz. Çünkü faizi üretimin alın terinin düşmanı ve asalakların tek umududur diyoruz” ifadelerine yer verdi.

    MÜSİAD’ın ’üretim ile kalkınmak gerekir’ sloganını kendine şiar edindiğini belirten Kalan, ‘’Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneğimiz’ faiz ile büyümenin mümkün olamayacağına inanıyor ve kurdun ağacı çürüttüğü gibi faizinde işletmeleri çürüterek bitireceğine inanıyoruz. Faizin attırılması belki Döviz’in ateşini düşürecektir ama faizciler daha da iştahlanacaklardır. Üreticilerin sırtından geçinen faiz lobileri daha, daha diyerek arttırılmasını isteyeceklerdir. Faiz canavarı enflasyon canavarını da besleyecek ve alın terimizi heba edecektir. Üreticiler ve vatandaş olarak bu yüksek faiz oranları ile bocalamayalım ve geleceğimizi bu faiz lobilerine ipotek ettirmeyelim, aydınlık günler yakındır imalatın, ihracatın, fabrikalar yapan fabrikaların çoğalması dilek ve temennilerimiz ile kamuoyuna saygıyla sunarım” ifadelerini kullandı.