Etiket: Değerlendirmesi

  • Yaşar Hacısalihoğlu’ndan Seçim Değerlendirmesi

    1 Kasım seçim sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “İtiraf etmek gerekirse hepimiz oran açısından bir sürprizle karşı karşıyayız. Ama zaten AK Parti’nin 7 Haziran’daki düşüşü çok dramatik bir düşüş değildi. Yine her bölgeden, her kesimden oy alabilen tek parti olma özelliğini koruyordu. Türkiye’nin seçim coğrafyasının omurgasındaki konumunu koruyordu. Ama şimdiki seçimlerle bunu daha perçinlediğini gördük. Halk istikrardan yana oldu” dedi.

    “Geçmişi hatırlayanlar yeni kuşaklara bunu çok iyi aktardılar. 90’lı yıllar ürkek yıllardı. Bir araya gelmeleri zor olan ama adeta zorlamayla oluşturulan koalisyonlar dönemiydi. 90’lı yıllar kayıp yıllardı” diye konuşan Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu yaptığı seçim değerlendirmesinde, “90’lı yıllarda önemli politik kararlar ancak piyasalar kapandıktan sonra açıklanabiliyordu. Çünkü borsanın, döviz piyasasının tepkisinden korkuluyordu. IMF memurları hükümetlere yol çiziyordu. Siyaset dışı kurumlar tarafından kapalı kapılar ardında bakanlar azlediliyordu. O yıllar kayıp yıllardı, istikrarın olmadığı yıllardı. Halkımız bunları hatırladı. Yaşı buna müsait olanlar bunları hatırladılar, hatırlattılar ve yeni kuşaklara anlattılar” açıklamalarında bulundu.

    “KOALİSYONUN ADINI RESTORASYON HÜKÜMETİ KOYMAK İSTEDİLER”

    7 Haziran sonrası sandıktan iktidar partisi çıkmamasıyla gündeme gelen koalisyon ihtimalinin muhalefet partileri tarafından bir gecede yok edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Koalisyon ihtimalinin düşüklüğünü daha seçim gecesi muhalefet partilerinin sergilediği tutumdan anlamıştık. Hepsi belki de Türkiye’nin siyasi hayatında pek rastlanmayan biçimde AK Parti ile koalisyon yapmayacaklarını söyledi” diye konuştu. “Daha sonra CHP’de bir yumuşama oldu ama AK Parti ile yapılacak muhtemel koalisyon hükümetinin adını restorasyon hükümeti koymak istediler” diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Bu, 13 yıllık AK Parti iktidarının yaptığı her şeyin restorasyona ihtiyaç duyulan şeyler olduğunu kabul etmekti. AK Parti’nin, yaptığı her şeyin restorasyona ihtiyaç duyduğunu ve ancak CHP ile koalisyon yaparak bunu düzeltebileceğini kabul etmesi gerekiyordu. Bu durum eşyanın tabiatına aykırıdır. Olabilecek bir şey değildir. Bu anlayıştan asla bir koalisyon çıkmazdı.”

    “BARIŞIN EN FAZLA ONLARIN ELİYLE TÜKETİLDİĞİNİ HALK GÖRDÜ”

    HDP’nin yaşadığı oy kaybıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Hacısalihoğlu, “HDP, emanetiyle de olsa yüzde 13 gibi kıymetli bir oy almıştı. Ama bu onlara siyaset için verilmişti. Demirtaş ise Ankara’da bombalar patladığında daha cenazeler kalkmadan oraya giderek 1 Kasım’da bize oy verin bunun hesabını soralım dedi. O bombalar o insanlardan oy istemek için mi patlatıldı? Halk sahte ve sahici olmayan sözüm ona bir barış diliyle, barışın en fazla onların eliyle tüketildiğini gördü” diye konuştu. “Sahici ve samimi olarak barıştan yana olmak PKK’nın, Kandil’in, terör örgütünün vesayetinden tamamen kopmak demekti” ifadesini kullanan Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “HDP’nin, kıymetli bir oy aldığını, halkı temsil ettiğini idrak ederek, terör örgütüyle hiçbir bağının olmadığını ilan etmesi gerekirdi” dedi. Bu davranışları zaten beklemediklerini ancak böyle olsaydı bazı şeylerin anlamlı olacağını düşündüklerini dile getiren Hacısalihoğlu, “Bunu demesi mümkün değildi. Bunu beklemiyorduk çünkü aralarında yapısal bir bağ var ama ancak böyle olursa anlamlı olur diyorduk” açıklamalarında bulundu.

    “GÜÇLERİNİ ALDIKLARI OYDA ARAMADILAR PKK’NIN TÜKÜRÜĞÜNDE ARADILAR”

    Artık eskinin ceberut devleti olmadığını vurgulayan Hacısalihoğlu, “Eskinin ceberut devleti yok. Milletiyle bütünleşmiş, kerim, hizmet götüren devleti var. İnkarcı hiçbir politika yok. Bu her geçen gün daha da artacak. HDP’ye oy veren kitlenin daha da eriyeceği, giderek sadece ideolojik içerikli, örgütle çeşitli sebeplerle bağları olan bir yapıyla sınırlı kalacağı kanaatindeyim” diye konuştu. HDP’nin son dönem politikalarına değinen Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Son dönemde sadece Suriye’deki kaostan beslendiler, buna bel bağladılar. Uluslararası bir takım ilişkiler kurarak burada bir PKK-PYD devletinin oluşabileceğini hayal ettiler ama Türkiye burada da kararlı duruşunu sergiledi. Demirtaş, PYD’nin orada adeta bir zulümle Arapları, Türkmenleri alandan süpürerek, yetmeyince kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri de sürgüne tabii tutarak yaptığı faaliyeti destekledi. Üstelik yakışıksız bir cümleyle. Başbakan’ın ’Fırat’ın batısına geçerlerse bu bizim için kırmızı çizgidir’ sözüne ’PYD oradaki ilerleyişini sürdürecek, sizde mal mal bakacaksınız’ dedi. Siyaset dili bu mudur? Barıştan yana olmak bu mudur? Nerede çatışma, savaş ve terör varsa adeta savunuculuğu yapıldı. Nitekim sırtımızı oraya buraya dayadık dediler. Güçlerini aldıkları oyda aramadılar PKK’nın tükürüğünde aradılar. Bunların her biri son derece açık bir şekilde bütün kamuoyu önünde yaşandı. Sahte barış maskeleri düştü.”

    MHP’nin oy kaybının adresini ise AK Parti olarak gösteren Hacısalihoğlu, “MHP’nin oy düşüşünün temel adresi AK Parti’dir. Bunun sebebi de saydığım sahiplenme, milli politikalar, milliyetçi yaklaşımı AK Parti’nin çok iyi sergilemiş olmasıdır” diye konuştu.

  • ATSO’dan Ekim Ayı Enflasyon Değerlendirmesi

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan Ekim ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    2015 Ekim ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de %1,55 artış, Yİ-ÜFE’de % 0,20 oranında düşüş gösterdiğini söyleyen ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, “Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında % 7,58 üretici fiyatlarında % 5,74 olarak gerçekleşmiştir” dedi.

    Ekim ayında en yüksek fiyat artışı giyim ve ayakkabıda TÜFE’de ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış % 11,43 ile giyim ve ayakkabı, %1,40 ile ulaştırma, % 1,39 ile ev eşyası gruplarında gerçekleştiğini kaydeden Çetin, yıllık olarak en yüksek artışın % 13,77 ile lokanta ve oteller, % 11,57 ile çeşitli mal ve hizmetler ve % 10,86 ile eğlence ve kültür gruplarında gerçekleştiğini hatırlattı.

    Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddelerin ilk sırasını % 38,26 ile kazak (erkek için) alırken bunu % 34,49 ile bot (kadınlar için), % 32,53 ile hırka (kadın için) izlediğini kaydeden Çetin, en fazla düşüş gösteren maddelerin ise % 35,34 ile yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar, % 30,76 ile limon ve %19,27 ile patlıcan olduğunu kaydetti.

    Çetin şöyle devam etti:

    “Ekim ayında gıda enflasyonu düşük kalmış, akaryakıt fiyat indirimleri olumlu katkı yapmış, buna karşılık giyim, servis ücretleri, tüpgaz ve LPG fiyatları enflasyonda etkili olmuştur. Yüzde 1.55 olan aylık enflasyonun 0.80’ini giyim, 0.20’si ulaştırma, 0.17’si gıda fiyatları kaynaklıdır. Yüzde 7.58 olan yıllık enflasyonun ise 2.11’i gıda, 0.96’sı lokanta ve otel, 0.95’i konut harcamaları gruplarından gelmektedir. TÜFE’de dikkat çeken husus, çekirdek enflasyonun aylık %2, yıllık %8 üzeri bir banda çıkmış olmasıdır. Emtia fiyatlarındaki düşüş, döviz kuru artışının etkisini frenledi Yİ-ÜFE’de aylık fiyat düşüşün ana faktörleri demir-çelik, gıda ve petrol fiyatlarındaki düşüş olmuştur. Temel gıda ürünlerinde geçen yıl görülen yüksek artışlar nedeniyle baz etkisi enflasyonu düşürücü rol oynamaya başlamıştır. Demir-çelik ve petrol fiyatları ise küresel durgunluğun etkisiyle Türkiye’de enflasyona olumlu etkide bulunmaktadır. Emtia fiyatlarındaki düşüş, döviz kuru artışının enflasyonist etkisini şu ana kadar önemli ölçüde telafi etmiştir.

    Hükümetin para politikasına ve Merkez Bankası’na bakışı önemli Bu çerçevede Ekim ayı enflasyonu önümüzdeki ayların seyri hakkında yeterli fikir vermemektedir. İklim koşullarıyla sebze ve meyve fiyatlarında artış, küresel emtia fiyatlarında düşüşün son bulması gibi gelişmeler önümüzdeki aylarda enflasyon açısından risk unsurlarıdır. Diğer taraftan 2016 yılı için en önemli faktör asgari ücrete yapılacağı vaat edilen zam olacaktır. Bu bakımdan Merkez Bankasının işinin 2016 yılında da kolay olmayacağı, yeni kurulacak Hükümette ekonomi yönetiminin para politikasına ve Merkez Bankası bağımsızlığına bakışının gerek enflasyon beklentileri gerekse döviz kurlarının seyri üzerinde etkili olacağı görülmektedir. “

    Yüzde 8’ler düzeyindeki enflasyonun bugünün dünyasında oldukça yüksek bir enflasyon olduğunu, yapısal enflasyonun belirsizlik, düşük rekabet ve verimsizlik, hatta bölüşüm mücadelesinin devam etmesi anlamına geldiğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Davut Çetin enflasyonla mücadelenin yeni Hükumet tarafından göz ardı edilmemesi gereken bir konu olduğunu söyledi.

    BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE ETKİSİ

    Ekim ayında Batı Akdeniz Bölgesi Bölgesi’nin TÜFE oranının aylık % 1,79, on aylık % 8,00 ve yıllık bazda % 7,21 olarak gerçekleştiğini söyleyen Çetin, bölge enflasyonunin aylık ve on aylık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde kalırken yıllık bazda ortalamanın altında kaldığını kaydetti. Çetin, “TÜFE’de ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış % 14,10 ile giyim ve ayakkabı, % 1,85 ile eğitim ve % 1,62 ile ulaştırma gruplarında gerçekleşmiştir. Yıllık olarak en yüksek artış % 15,23 ile lokanta ve oteller, % 12,01 ile çeşitli mal ve hizmetler ve % 11,57 ile eğlence ve kültür gruplarında gerçekleşmiştir. Batı Akdeniz Bölgesi, 26 bölge arasında aylık bazda 5., on aylık bazda 10. ve yıllık bazda 16. sırada yer almaktadır” dedi.

  • Ştso Başkanı Geliş’ten ‘Seçim’ Değerlendirmesi

    ŞIRNAK (İHA) – Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası (ŞTSO) Başkanı Osman Geliş, seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Geliş, seçimlerin Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyerek, “Geçmişteki sıkıntıları göz önünde bulundurup, ülkemizin birliğine, beraberliğine bütün siyasilerin katkı sunmasını bekliyoruz. Çözüm mercii olan mecliste herkesin bu son aylarda yaşadığımız olumsuzluklardan ders alarak, herkesin yapıcı, sağduyulu ve mantıklı bir şekilde birliği, beraberliği desteklemesini bekliyoruz. Toplumsal kutuplaşmaya son vererek, ortak akılda buluşmaları ülkenin geleceğine ışık tutacaktır. Biran önce ülkemizin koşullarına artık cevap vermeyen ve dar gelen yeni bir Anayasa’nın meclis gündemine alınması iş camiamızın ortak beklentisidir” dedi.

    Türkiye’nin geleceğine katkı sunacak çalışmalara ve çabalara destek verilmesini beklediklerini anlatan Geliş, “Çözüm süreci için de, bu yaklaşımlar olursa, yapıcı adımlarla geçmiş olumsuzlukları tecrübe edinerek, olumlu bir katkı sunacağına inanıyorum. Bir partinin düşüp biri yükseliyorsa bundan ders çıkarmak lazım. Herkesin haziran sonuçlarını ve kasım sonuçlarını göz önüne koyup, ona göre kendini gözden geçirmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’yi bir bütün olarak görmemiz lazım. Bugün bir bölge sıkıntı yaşıyorsa ülkenin hepsine yansıyor. Türkiye’ye bölge bölge olarak değil, bir bütün olarak bakıp, ülkenin geleceğine katkı sunacak birliği ve beraberliği yakalamamız lazım” diye konuştu.

  • Bakan Zeybekci’den 2016 Yılı İçin Ekonomi Değerlendirmesi

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “2016’da Türkiye’de ertelenen her şeyin, durağanlaşan, o tıkanıklık yapan sistemin gerek iç ticarette gerek dış ticarette gerekse tüm finans piyasalarında patlayarak açılacağı bir dönem yaşayacağız” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesinin ardından ilk ziyaretini Çardak ilçesine yaptı. Çardak Toplantı Salonu’na gelen Bakan Zeybekci, davul ve zurnayla karşılandı. Vatandaşlarla tek tek tokalaşan Zeybekci’ye milletvekilleri Sema Ramazanoğlu, Şahin Tin, Cahit Özkan, Çardak Belediye Başkanı Mahmut Öztürk ve çok sayıda partili eşlik etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının asılı olduğu toplantıda Bakan Zeybekci bir konuşma yaptı.

    Konuşmasında tek başına iktidar mücadelesinde kendilerine destek veren herkese teşekkür eden Bakan Zeybekci, “Zorlu bir sürecin ardından yeniden tek başına iktidar olduk. Partinin her kademesinde çalışan arkadaşlarıma teşekkür ederim. İnşallah çok daha güzel günler görecek ülkemiz” dedi.

    Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Zeybekci, ekonomiyi değerlendirdi. Zeybekci, “Ekonominin seçim sonrası düzeleceği ile ilgili hep öngörülerimiz oldu. Sürekli olarak piyasanın kendi dengesini bulacağını söyledik. Çünkü biz ülkemizin gücünü biliyoruz. Türkiye’de sanayiyi, ihracatı, dış ticareti biliyoruz. Bu yüzden de endişeye gerek olmadığını söyledik. 1 Kasım’dan itibaren Merkez Bankası’nın rezervlerini artırmayla ilgili bir fırsat olacağını söylemiştik” dedi.

    2016 yılında ekonomik anlamda şahlanma yılı olacağını ifade eden Zeybekci şunları söyledi:

    “2016’da Türkiye’de ertelenen her şeyin, durağanlaşan, o tıkanıklık yapan sistemin gerek iç ticarette gerek dış ticarette gerekse tüm finans piyasalarında patlayarak açılacağı bir dönem yaşayacağız. 2016 yılı Türkiye’nin coşkulu olacağı, büyümenin tekrar şahlanacağı bir yıl olacak. Ekonominin tüm değerlerinin pozitife doğru günleri yaşayacağız. 2002 yılında 3 Kasım’la ilgili başlayan o süreci 1 Kasım’la tekrar başlayacak. Birlik ve kardeşlik içinde güzel günlere gideceğiz.”

  • AK Partili Koçer’in Enflasyon Değerlendirmesi

    AK Parti Ekonomi İşleri Başkan Yardımcısı Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, “Ekim ayında Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 1,55 artış ile 7,58 olarak gerçekleşmiş olsa da seçim öncesi dönemi geride bırakarak istikrarlı bir sürece girmiş olmamız gelecek dönem için memnuniyet vericidir” dedi.

    Merkez Bankasının geçen hafta açıkladığı yılın son enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahminini bir puanlık artışla yüzde 7,9’a yükselttiğini hatırlatan Nejat Koçer, yaptığı enflasyon değerlendirmesinde, istikrarlı bir ekonominin temel dinamiklerinden birisinin de yürütülen reel politikalar ile yapılan öngörülerde ortaya çıkacak sapmaları minimize edebilme kabiliyeti olduğunu, bunun en iyi şekilde yapılacağından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini söyledi.

    “Bir demokrasi şöleni olan seçim sürecinde ve sonrasında geçen bu iki günde piyasalarda oluşan olumlu havayı hep birlikte memnuniyetle görüyoruz” açıklamasında bulunan Koçer, güven ve istikrarın öngörülebilir bir ekonomik süreci başlattığını, iş dünyasının tedirginliğini bitirdiğini kaydetti. Koçer, seçim sonrası değer kaybeden Türk lirasının yeniden yukarı yönlü ivme kazanmış, piyasaların rahat bir nefes aldığını ve özellikle artan ihracat rakamlarının bu olumlu havanın sürekliliği noktasında olumlu sinyal vermeye başladığını anlattı. Koçer, alınan tedbirler, yapılacak reformlar ve yeni nesil ekonomi politikalarının piyasalara sunacağı rahatlamayı da hep birlikte göreceklerini belirterek “Dolayısıyla kısa süre içinde hiç kimsenin artan enflasyondan endişe duymasına gerek kalmayacaktır. En kısa sürede kurulacak hükümet ile birlikte alınan tedbir ve yeniliklerin hayata geçirilmesiyle bu konuda kaygılar birer birer sona erecektir. Türkiye son yıllarda olduğu gibi bu seçimlerle birlikte hızla normalleşmeye devam edecektir. Artık işimize gücümüze bakmanın ve Türkiye’yi daha da büyütme vaktidir” diye konuştu.