Etiket: değer

  • Karacabey Turizmle Değer Kazanacak

    Longoz Ormanlarının Şile veya Ağva gibi olmaması için bir engel olmadığını ifade eden Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, turizm alanında 3 yılda 24 milyon lira ek gelir elde etmek istediklerini söyledi.

    Leylek köyü olma avantajını kullanarak EURONATUR ve diğer kuruluşlardan sağlanacak tanıtım desteği ile doğal bir turizm destinasyonu oluşturmak istediklerini belirten Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, Avrupa Leylek Köyleri Birliği ağına Türkiye‘den seçilen tek köy olan Eski Karaağaç köyüne ilişkin leylek master planı oluşturduklarını söyledi. Özkan, “Bu master planda leyleklerin ölüm, yaralanma gibi sıkıntılar yaşamadan, köyde bulundukları zaman süresince daha rahat bir yaşam sürmeleri adına gerekli tüm hazırlıkların yapılmasının yanı sıra, Uluabat Gölü’ndeki balık popülasyonun artırılması ile leylek sevgisi ve bilincinin toplum nezdinde yaygınlaştırılması için gereken planlamaların startına başladık. Elektrik direklerinden ve izolatörlerden kaynaklanan leylek ölümlerinin önlenmesi adına büyük adımlar attık. Leylek yuvalarının onarım ve bakımı ile sayılarının artırılmasını hedefliyoruz. Leyleklerin doğal besin kaynaklarının korunması için tarımsal ilaçların su kaynaklarına karışmasının önlenmesi için gerekli bilgilendirme çalışmalarını sağlıyoruz. Yaralı ve hasta leyleklerinin tedavi, bakım ve rehabilitasyon işlemlerinin yapılması için Veterinerlik Fakültesi, Tarım ve Orman Bakanlıkları ve doğal hayatı koruma kurumları ile işbirliğinin geliştirilmesi planladık” diye konuştu.

    “KARACABEY 32 BİN TURİSTİ BEKLİYOR”

    Sadece Leylek Köyleri Birliği ağı üzerinden 32 bin turist hedeflediklerini belirten Özkan, “Uluslararası ve ulusal network ile tanıtım çalışmalarını başlattık. Trakuş, Fotomaraton gibi özel doğa ve fotoğraf grupları ile 2 bin kampçı konaklama yapmasını hedefliyoruz. Longoz, Eski karaağaç ve diğer doğal alanlarda da ekoturizm atılımını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Başlangıçta 20 adet bungalow ev, koruma kullanma dengesi içerisinde longoz programı oluşturacağız. Köylerde standart ev, her köyün değerlerinin ortaya çıkartılması ve Longoz ve Uluabat’ta kontrollü bir şekilde doğal manzaraların gözlemlenebilir hale gelmesini sağlamayarak her köyü mahalleyi kendi adı altında ön plana çıkaracağız. Hedefimiz Karacabey’in değerleri ile birlikte markalaştırılması ve sadece turizm alanında 3 yılda 24 milyon lira ek gelir elde etmeye düşünüyoruz” dedi.

    “LONGOZ ORMANLARI, NEDEN BİR ŞİLE YADA AĞVA OLMASIN?”

    Nilüfer’den Uluabat’a daha sonra ise Marmara Denizi ile birleşen bir göle sahip olduklarını belirten Başkan Özkan, “Bu deniz ile gölün birleştiği ve 300 çeşit kuş türünden endemik bitkilere, yaban atlarından bir çok balık türünü içinde barındıran Longoz Ormanlarının bulunmaktadır. Burasının da nadide bir konsept olduğunu düşünüyorum. Şile ve Ağva gibi burasının da gerekli yatırımlarla gerçekleştirildiğinde önemli bir destinasyon olacağına inanıyoruz. Şu anda Orman Bakanlığı ile bu noktada temas halindeyiz” şeklinde konuştu.

    “TÜRKİYE’NİN İLK TARIM AVM’Sİ KARACABEY’E YAPILACAK”

    Türkiye’de bir ilk olacak olan Tarım AVM projesini Karacabey’de gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Özkan, “Bu alanda traktöründen ziraat ilaçlarına, gübresinden her türlü tedarik malzemesine kadar bütün sektör temsilcilerinin bir alanda bulunduğu komplek oluşturmayı düşünüyoruz. Çünkü bu alanda bulunan işletmeler şehir içinde normalde bin metre kare yerleri olması gerekirken, imkan olmaması sebebiyle çok daha küçük işletmelerde faaliyet gösteriyorlar. Bunların bulunduğu yerlerde ise trafik yoğunluğu olumsuz olarak etkileniyor. Bütün sektör temsilcilerini bir arada toparlayacak ve sadece Karacabey çiftçisine değil, bölge çiftçisine hitap edecek projede, tarım fuarı alanını 2 katına çıkartarak aynı alanda 12 ay hizmet verebilecek bir ortamı sağlamayı düşünüyoruz” diye ifade etti.

    KARACABEY ARTIK SOĞANI İLE DEĞİL SALÇASI İLE TANINACAK

    Tohum tekniklerindeki gelişmeler dolayısı artık kara tohumdan direkt soğan elde edildiğine dikkat çeken Özkan, “Türkiye’deki üretim yapan arpacık ve kara tohumun merkezlerinin yüzde 90’ı Karacabey’de bulunuyordu. Tüm Türkiye’ye hem soğan hem de arpacık satılıyordu. Ama gelişen teknoloji ile değişik yerlerde de soğan ekilmeye başlandı. Şu anda soğan artık Karacabey’de bir nostalji oldu. Türkiye üretiminin yüzde birine bile tekabül etmiyor. Dolayısı ile bizde dün dünde kaldı önümüze bakmak gerek düşüncesiyle soğanı geride bıraktık. Şu anda revaçta olan ürünleri gündeme getirmeye çalışıyoruz. Bunlardan en önemlisi de salçalık domatestir. Çünkü Türkiye’deki salçalık domatesin yüzde 50’sini Karacabey’de üretiliyor” dedi.

  • Bakan Müezzinoğlu: “Önemli Olan Kendimize Değer Vermek Ve Saygı Duymak”

    Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Önemli olan kendimize değer vermek ve saygı duymak, sevdiklerimizle birlikte sağlıklı bir yaşam geleceği planlayabilmektir” dedi.

    Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, kadın kanserleri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen etkinlik kapsamında Boğaziçi Köprüsü’nde pedal çevirdi. Avusturya, Viyana ve Ankara’dan gelen bisikletçilerle buluşan Bakan Müezzinoğlu, bisikletle Boğaziçi Köprüsü’nden Anadolu yakasına geçti. Etkinliğin sonunda Bakan Müezzioğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Hareketli yaşamın önemine değinen Bakan Müezzinoğlu, “Özellikle birçok hastalığa karşı koruyucu ana başlıklardan biri de hareketli yaşamdır. 3 tane temel ana başlığımız var. Bunlardan biri kötü alışkanlıklardan uzak durmak, diğeri sağlıklı beslenmek üçüncüsü ise hareketli yaşamdır. Bugün bu sabah Rumeli yakasından başlayarak hareketli yaşamda kadın kanserlerine karşı duyarlılığı artırabilmek adına Boğaziçi Köprüsü’nden Anadolu yakasına geçtik. Avusturya ve Viyana’dan çıkıp da 2 bin 2 kilometre yol yaparak İstanbul’a gelen yurtdışındaki duyarlı bisiklet dostlarıyla, diğer taraftan da Ankara’dan yola çıkan 600 kilometre yol yaparak yine buraya gelen bisikletçilerimizle Boğaziçi Köprüsü’nün Rumeli Yakasına geçtik” dedi.

    “GÜNDE YARIM SAAT HAREKETLİ YAŞAYIN”

    Bisiklete binmenin sağlık açısından önemli olduğunu sözlerine ekleyen Müezzinoğlu, “İşin en önemlisi hareketli yaşamdır. Bu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme olabilir. Önemli olan kendimize değer vermek ve saygı duymaktır. Sevdiklerimizle birlikte sağlıklı bir yaşam geleceği planlayabilmektir. Geleceğe güzel hayaller kurabilmektir. Her zaman söylediğim bir cümle var. Hasta olan bir insanın tek bir hayali vardır, iyi olmaktır. Öyleyse kendime saygı duyarak sevdiklerimize değer vererek bu 3 kelimeyi hayat felsefemize yerleştirelim. O da tütün ürünlerinden, alkolizmden uzak durmak, sağlıklı beslenmek ve hareketli yaşama önem vermektir. Bu 3’ü kanseri, şeker hastalığını, kardiyoloji hastalıklarının yüzde 50 oranında önlüyor. O halde ipin ucu yani yüzde 75 bizim elimizde ise o zaman neden bunu yapmalıyım ki? Tüm vatandaşlarımız ne olur kendinize saygı duyun, sevdiklerinize değer verin. Günde yarım saat hareketli yaşayın” ifadelerini kullandı.

  • Nilüfer Vadisi Gençlik Merkezi Geleceğe Değer Katacak

    Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, ‘Nilüfer Vadisi Gençlik Merkezi’nin gençlerin geleceğine yatırım yapan önemli bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu söyledi.

    Başkan Altepe, Nilüfer Vadisi Gençlik Merkezi’nin açılış töreninde proje hakkında bilgiler vererek, “Belediyemiz tarafından gerçekleştirilen Nilüfer Vadisi Gençlik Merkezi, önemli bir sosyal sorumluluk projesidir. Bizler gençlerimizi ve geleceğimizi önemsiyoruz. Hedefimiz gençlerimizin topluma sağlıklı bireyler olarak kazandırılmasıdır. Topluma katkı sağlayacak adımlar atmalıyız. Böyle bir durumda herkes üzerine düşeni yapmalı, yaşadığı şehrine, şehrinin geleceğine, gençlerine sahip çıkmalıdır” diye konuştu.

    Başkan Altepe, projenin Kafkas Kadınları Eğitim ve Dayanışma Derneği işbirliği ile hayata geçirildiğini belirterek, “Bu merkezle, ‘Sağlıklı gençlik, sağlıklı gelecek için elele projesi’ kapsamında Büyükşehir Belediyesi olarak sağlıklı, huzurlu bir aile yaşamı ve gelecek vaat eden bir nesil yetiştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.

    Merkezde uzman eğitmenler tarafından madde bağımlısı ve madde kullanma riski olan gençlerin sosyal rehabilitasyonu maksadıyla akademik, kültürel, spor ve sanat alanlarında eğitimler verileceğini kaydeden Başkan Altepe, derneğin uzman kadrosuyla sürdürülen eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlıklı koşullarda verilmesi amacıyla mekan tahsisinin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığını belirtti.

    Soğanlı, Alemdar ve Mutlular gibi bölgedeki mahallelerin çocuk ve gençlerine hitap edecek olan binanın amaca uygun olarak iç mimarisi ve tamiratlarının gerçekleştirildiğini anlatan Başkan Altepe, “Ayrıca Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü koordinasyonunda projenin yazılma ve hayata geçirilmesi aşamalarında uzman desteği verildi. Merkezde uygulanacak programlar ile gençlerimizin uzun soluklu eğitim programlarına katılımı sağlanacak, muhtemel risklerden korunacak ve ebeveynlerle ortak hareket edilecek. Alanlarında uzman 19 personel tarafından verilen hizmet sayesinde gençlerimizin vizyonları genişleyecek, dikkatlerini farklı alanlara yöneltmeleri sağlanacak” şeklinde konuştu.

    Merkezdeki hizmetlerin duyurulmasından eğitim için gerekli desteğin verilmesine kadar birçok noktada Büyükşehir Belediyesi’nin desteğinin süreceğini ifade eden Başkan Altepe, sağlıklı ve huzurlu bir toplum inşa edilmesinde son derece önemli olan merkezin, aile ve birey gelişimine katkı sağlayarak güvenli toplum için atılmış bir adım olduğuna dikkati çekti.

    Kafkas Kadınları Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı Bedriye Uğur da geleceğin büyükleri olan çocukları sağlıklı bireyler olarak yetişmelerinin önemine değindiği açıklamasında, kendilerine destek olan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür etti. Törene katılan Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektör Baş Danışmanı Fikri Pala ile Nilüfer Hatun İlkokulu Müdürü Burhan Gül de merkezin önemine işaret ederek, bölgeye kazandırılan hizmetten dolayı Başkan Altepe’yi tebrik ederken çevre mahallelerde yaşayan çocuklar ise anlamlı hizmetten ötürü Başkan Altepe’ye çiçek vererek teşekkür etti. Konuşmaların ardından Başkan Altepe ve protokol üyeleri, kurdele keserek açılışını yaptıkları merkezi dikkatle gezdi. Büyükşehir Belediyesi bürokratları ile bölgede yaşayan vatandaşlar da açılışta hazır bulundu.

  • Uludağ’a Değer Katan Tesis

    Osmangazi Belediyesi’nin Orman ve Su işleri Bakanlığı ile imzalanan protokolün ardından devraldığı atıl durumdaki iki gazino, tadilatın ardından modern bir sosyal tesise dönüştü. Tesislerde incelemede bulunan Başkan Mustafa Dündar, ince işçilik çalışmalarının devam ettiği tesisin Uludağ’ın 12 ay canlı tutulmasına katkı sağlayacağını söyledi.

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait kır gazinosu ve kır kahvesini imzalanan protokolle devralan Osmangazi Belediyesi, atıl durumdaki binaları restore etti. Restorasyonu tamamlanan kır kahvesi, yenilenen yüzü ve ismiyle Taşkonak Kafe olarak geçen yıl hizmete açıldı. Yenileme çalışmaları tamamlanan kır gazinosu ise açılış için gün sayıyor. Son derece modern bir tesise dönüşen Kır gazinosunun haziran ayı içerisinde hizmete açılması planlanıyor. Kır gazinosu, sadece Uludağ’ın değil Bursa’nın önemli, restoranlarından ve sosyal tesisinden bir tanesi olarak Uludağ’a gelen yerli ve yabancı konuklara hizmet verecek.

    Kır Gazinosu’nu gezerek incelemelerde bulunan Osmangazi, Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Uludağ, sadece Bursa’nın değil Türkiye’nin değeri. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile yaptığımız anlaşma ile Uludağ’ın 1/1000’lik koruma amaçlı planlarını Osmangazi Belediyesi olarak biz yaptık. Bu planlar çerçevesinde bakanlık, Sarıalan ve Çobankaya mevkilerinde kır evlerini yeni planlar çerçevesinde inşa etti. Bizler de Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ait kır gazinosu ve kır kahvesini kiralayarak yeniledik. Restorasyon çalışmalarında sona geldiğimiz kır gazinosunu hizmete açarak Uludağ’a gelen yerli ve yabancı turistlere hizmet vereceğiz. Uludağ’a değer katacak bu sosyal tesis, Bursa’nın en güzel restoranlarından biri olacak. Bizim hedefimiz, Uludağ’ın sadece kış döneminde değil, yılın 12 ayınca canlı tutulması. Yürüttüğümüz çalışmalar da bu hedefimizin bir parçası. Her iki tesis de Bursa’nın tanıtımına değer katacak yerler olacak” dedi.

  • Iuc Başkanı Azizoğlu’ndan “Milli, Manevi Ve Kültürel Değer” Vurgusu

    Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Milli, manevi ve kültürel değer ve kavram hassasiyetlerini yitirmiş nesil bizim geleceğimiz olamaz” dedi,

    Türkmeneli televizyonunda yayınlanan “Coğrafyamıza Akademik Bakış” isimli programına bu hafta Prof. Dr. Filiz Avşar’ı konuk eden Azizoğlu, “Coğrafyamızda ve ülkemizin etrafında çok önemli şer odakları oluşmuş durumdadır. İçimizde örgütlenmiş ihanet şebekelerinin milli ve manevi değerlerini yitirmiş sözde akademisyen, sözde entelektüel, sözde bilim adamı, sözde siyasetçi ile sanki benliğimiz kuşatılmış, bugün çok önemli milli, manevi değerlerimizin yok edilmesinin farkına varamıyoruz. Bizler o kadar çok meşgul ediliyoruz ki, bugüne kadar karşı durduğumuz emperyalizm güç odakları benim tanımlamamla birleşik emperyalizm oldu” dedi.

    Azizoğlu, şunları söyledi:

    “Batı emperyalizmi diyorduk. İçimizde kanayan yaranın veya içimizde şer odaklarının oluşmasına, yapılanmasına sebep olarak baktığımız bir konumdayken şimdi kuzey emperyalizmi çıktı. Yakında doğu emperyalizmi birleşip güç birliği oluşturacaklar. Birleşik emperyalizm diyorum. Bu kadar terörizmle, ihanetlerle coğrafi olarak etrafımız kuşatılmış durumdayken, çok meşgul edildiğimizi hayatı önem arz eden değerlerimizin yitirildiğinin çok bilincinde olamıyoruz. Örneğin kültür, inanç, değer kavramlarında biz geleceğimizi yitiriyoruz. Yeni nesil diyoruz, neye göre yeni nesil; hep deriz ya geleceğimizi evlatlarımıza teslim edeceğiz. Hangi evlatlara teslim edeceğiz. Neye göre gelecek nesildir ya da kimin gelecek neslidir.”

    Kültürün farklı bir konu olduğunu belirten Azizoğlu, “Kültür milli değerdir, milli kültürdür. Alt kültürlerimiz olur, üst kültürlerimiz olur. Lakin milli kültür birleştirici bir unsurdur. İnanç özellikle Anadolu insanının birleştirici çimentosu gibidir. İnançsız, kültürsüz bir nesil geleceğimizi temsil edemez. Anadolu’nun değerleri, kavramları, inançları ve kendisine özgü insani boyutu yüksek kültürü vardır. Bu dört ana başlık altındaki hayati önemde olan varlıklarımız yok edilerek ya da asimilasyona uğratılarak ülkemizin ve milletimizin geleceği bilinmeze sürüklenmektedir” dedi.

    Azizoğlu şunları söyledi:

    “Çok hızlı değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. Özellikle son yüzyıllarda, Osmanlı coğrafyasının emperyalist güçler tarafından paylaşılmasından sonra Anadolu topraklarına milli sınırlar içerisine hapsedilen toplumumuz baskı altında kaldı. Küresel yapılanmalarda bazı görevler verildi. NATO ve Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında gibi. Fakat sıkıştırılmış coğrafyada bunlar yeterli görülmedi, Batı toplumları tarafından kendilerinin çok kötü kopyası olmamızı sağlamaya çalıştılar. Bunu sinema, tiyatro, görsel basınla yapmaya çalıştılar. Kültürel hızlı değişim ve dönüşümde biz biz olmaktan çıktık. Ben toplumsal yaşantımıza, milli algımıza baktığım zaman gelecekle ilgili bu kötü bir değişim ve dönüşüm yaşadığımızı görüyorum. Pozitif değil negatif. Kendi kültürlerinden, inançlarından, değerlerinden, kavramlarından uzaklaşmış bir toplum ve Batılı olmayı bir marifet sayan, Batılı olmayı asalet sayan, Batılı gibi giyinmek, Batılı gibi konuşmak, Batılı gibi yaşamayı çağdaşlık, uygarlık ve medeniyet gibi algılayan hızlı bir değişim dönüşümü yaşıyoruz. Aslında asaleti, çağdaşlığı, uygarlığı, medeniyeti Anadolu kültürü dediğimiz, milli kültürümüz dediğimiz yüzyıllarca tüm dünyaya örnek teşkil etmiş bir kültürün sahibi olduğumuzu unuttuk. Hızlı değişen ve dönüşen bu kültürel yapımızda geleceği hangi nesile teslim edeceğimizin endişesini taşıyorum.”