Etiket: değer

  • Bakan Tüfenkçi, Ürgüp’te ekonomiye değer verenler ödül törenine katıldı

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Ürgüp Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Ekonomiye Değer Verenler” ödül törenine katıldı.

    Ürgü Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Dinler Otelde düzenlenen ekonomiye değer verenler ödül törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Nevşehir Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karaca, AK Parti Nevşehir milletvekilleri Mustafa Açıkgöz, Murat Göktürk, Ebubekir Gizligider, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ali Tanrıver, ilçe ve belde belediye başkanları ile iş adamları katıldı. Ödül töreninde konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu iş dünyamız ile ne kadar iftihar etsek azdır dedi. Hisarcıklıoğlu, “Bu camia ile ne kadar iftihar etsek azdır. İş hayatı zor. Ekmek aslan midesinin içinde buna rağmen hem ayakta kalacaksın hem de başarılı olacaksın. Bu herkesin yapacağı bir iş değil. Firmalarımızın kıymetini herkes bilmeli. Eğer müteşebbisin güçlü ise şehrin de güçlü oluyor, ülkende güçlü oluyor. O halde başta kamu idaremiz olmak üzere herkesi bu insanlara sahip çıkması lazım” dedi.

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ise burada ki konuşmasına Trabzon’da ki şehitlere başsağlığı dileyerek başladı. Tüfenkçi, “Bugün Trabzon’da şehitlerimiz var. Cenabı Allah Trabzon’daki şehitlerimize ve bu vatan uğruna şehit düşen canını veren bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Gazilerimize uzun ömürler, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz” dedi.

    Tüfenkçi, “ Ana muhalefet lideri ülkesine zarar veriyor”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi 2016 yılında Türkiye turizmde belli sıkıntıların çektiğini ve hükümetin bu sıkıntılara çözüm üretmek için teşvik desteği verdiğini söylerken ana muhalefet lideri Kılıçdaoğlu’nu ise turizme vermiş olduğu zarardan dolayı eleştirdi. Tüfenkçi, “Ürgüp için Nevşehir için gerçekten turizm önemli. Biz turizme çeşitli teşvikler verdik. 2016 yılı turizm için zor bir yıldı. Ve bu noktada hem çalışanına destek hem tur operatörüne destek aynı zamanda yurt dışından turist getiren firmalara destek olmak üzere bir çok destekleri hayata geçirdik. Ama bakıyorsunuz ülkemizde ana muhalefet partisi lideri kalkmış Türkiye güvenli değil, Türkiye’ye gelmeyin diye Almanya’nın dolmuşuna binerek onlara serenat yapıyor. Bilmiyor ki sen ülkene kötülük yapıyorsun sen insanına kötülük yapıyorsun sen burada ki faturayı Nevşehirliye, Ürgüplüye ödetmiş oluyorsun. Ben iddia ediyorum. Nevşehir’de, Ürgüp’te, İstanbul’da, Ankara’da Türkiye’nin herhangi bir şehri Avrupa’nın herhangi bir şehri kadar güvenlidir. Fransa’da ne kadar terör riski varsa Almanya’da, Belçika’da ne kadar terör riski varsa Türkiye’de de o kadar terör riski var” şeklinde konuştu.

    Bakan Tüfenkçi’nin konuşmasının ardından ise Ürgüp’te faaliyet gösteren iş adamlarına ödülleri Bakab Tüfenkçi ve TOBB Başkanı Hisarcıkoğlu tarafından verildi.

  • Op. Dr. Uğur Değer: “Lohusalık döneminde ayakta duş almak önemli”

    Kadın Hastalıkları ve Doğum ile Tüp Bebek Merkezi Bölümü’nden Op. Dr. Uğur Değer, doğumu takip eden üçüncü günde annenin banyo yapabileceğini belirterek, lohusalık dönemi boyunca ayakta duş alınması uyarısında bulundu.

    Memorial Dicle Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ile Tüp Bebek Merkezi Bölümü’nden Op. Dr. Uğur Değer, lohusa annelere önerilerde bulundu. Doğum sonrası, özellikle yeni anne olmuş kadının en hassas dönemi olduğunu anlatan Değer, “Doğum bile tek başına anne için müthiş bir deneyimken, hemen sonrasında başlayan yeni bir yaşam, ilk günlerin şaşkınlığı ve fiziksel çekinceleri ile zorlaşabilir. Bu süreci doğru ve sağlıklı bir şekilde atlatmak mümkündür. Özellikle doğum sonrası aşırı ve pıhtılı kanama, akıntının renginin değişmesi, doğum sezaryen olarak gerçekleşmişse ameliyat kesisi yerinde ağrı, sızı, kızarıklık, şişlik, ısı artışı, kanama, yüksek ateş, kötü kokulu akıntı, memelerde geçmeyen ağrı, şişme, ısı artışı, bulantı, kusma, idrar yaparken ağrı ve yanma belirtileri varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır” dedi.

    “Doğum sonrası ilk hafta kanama görülebilir”

    Doğum sonrası ilk bir hafta kanamanın, adet kanaması kadar sık görülebileceğini anlatan Değer, “Daha sonra kanama yerini daha çok akıntıya bırakır, akıntının rengi kahverengi, sarı, beyaz olmak üzere giderek açılır ve ortalama loğusalık süresi boyunca yani 40 gün devam eder. Bu süreçte herhangi bir antiseptik solüsyon kullanmaya gerek yoktur. Pedler sık değiştirilmeli, genital bölge duru su ile yıkanarak temiz ve kuru tutulmalıdır. Bu süreç takip edilmeli ve dikkati çeken bir farklılık görüldüğü takdirde doktora başvurulmalıdır” diye konuştu.

    “Oturarak banyo yapmak enfeksiyon riski oluşturur”

    Doğumu takip eden üçüncü günde annenin banyo yapabileceğine dikkat çeken Değer, şunları kaydetti:

    “Lohusalık dönemi boyunca ayakta duş alınmalıdır. Oturarak ve küvete girerek banyo yapmak enfeksiyon riski açısından sakıncalıdır. Sezaryen ile doğum yapanlar doğumun ikinci gününde banyo yapabilir ve banyo sırasında ameliyat bölgesini kapatmasına gerek yoktur. Banyo sonrası ise ameliyat bölgesi tahriş edilmeden temiz bir havlu ile tampon yapılarak kurulanmalıdır. Ancak 40 gün boyunca yapılacak banyo ayakta duş şeklinde olmalı, oturarak veya küvete girerek yapılmamalıdır.”

    “Kabızlığı önlemek için bol sıvı alımı şart”

    Lohusalık döneminde kadınların özel bir diyet uygulanmasına gerek olmadığını vurgulayan Op. Dr. Değer, şunları söyledi:

    “Yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, protein, karbonhidrat, sebze ve meyvelerin yeteri kadar tüketilmesi yeterli olacaktır. Gaz yapıcı besinlerden kaçınmak, anne ve dolayısı ile bebek için çok önemlidir. Annenin kendisi ve bebeğin kabızlığını önlenmek, süt üretimini artırmak için bol sıvı tüketmesi önemlidir.”

    Süt akışını kolaylaştırmak için pratik öneriler

    Doğumdan sonra süt yapımının başlamasına bağlı olarak memelerde ikinci ve yedinci günler arası şişlik ve gerginlik oluşabileceğini de kaydeden Değer, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu his anneler tarafından bir rahatsızlıkmış gibi algılanır. Ancak bu durum süt oluştuğunun bir belirtisidir. Bu şişlik ve gerginliğin meme iltihabına yol açmaması için bebek sık sık emzirilmelidir. Memelerin aşırı derecede sertleşmesi sonucu bebek memeyi tutamıyorsa veya tutmasına rağmen yeterli şekilde boşalma sağlanamıyorsa memelerdeki süt elle veya pompa ile sıkılarak sağılmalıdır. Süt sağma işlemi öncesi, ılık nemli havluyla kompres yapılması ve yine ılık bir duş alınması süt kanallarının genişlemesini sağlayacaktır. Böylelikle süt akışı kolaylaştıracaktır. Annenin emzirmeye başlamadan önce bir miktar anne sütü ile meme başını ıslatması önerilir. Her emzirme sonrası temizleme gerektirmeyen bebeğin emmesinde sakınca olmayan, sadece lanolin maddesi içeren bir krem sürülerek meme başı çatlakları önlenmelidir. Süt üretimi arttıkça ve meme ucundan süt akmaya başladıkça göğüs petleri kullanmak yararlı olacaktır. Meme ucunu, bebeğin emmesini kolaylaştırmak için dışarı çıkarmak amacıyla emzirme aralarında ve emzirmeden 10 dakika kadar önce göğüs ucuna masaj yapmak en pratik yöntemdir. Eğer etkili olmuyorsa ucu çıkarmak için bebek mağazaları ve eczanelerde kolayca bulunabilecek özel aparatlar kullanılabilir. Başka bir çözüm yolu da meme ucu çıkana kadar bebeği silikon meme ucu ile emzirmektir. Bebek emdikçe birkaç gün içinde meme ucu kendiliğinden belirginleşecektir. Doğumdan sonra 40 gün sonra anne cinsel hayatına dönebilir

    Lohusalık döneminde kadınlarda, özellikle de emzirirken salgılanan oksitosin hormonu nedeniyle annenin uykusunun gelmesi gayet normaldir. Annenin normal cinsel hayatına dönmesi için de ortalama 40 gün geçmelidir. Çünkü lohusalık döneminde rahim içi henüz eski haline dönmediğinden cinsel ilişki kesinlikle önerilmemektedir. Doğum yapmış olan her kadının lohusalık dönemi bittikten sonra doktoruna başvurup gebelik sonrası normal jinekolojik muayenesini olması çok önemlidir. Bu dönemde smear testi yapılabilir ve korunma yöntemleri hakkında bilgi alınması gerekir. Herhangi bir problem görülmediği takdirde jinekolojik muayene doktorun belirleyeceği aralıklarla tekrarlanmalıdır.”

  • Hayvancılığa değer katacak tesis

    Bursa’nın en fazla göç veren dört dağ ilçesinde kırsal kalkınmanın sağlanması için yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Büyükorhan’a kazandırılan büyükbaş besicilik tesisinin ardından şimdi de 4 dağ ilçesine hizmet verecek bir mezbaha yapımı için düğmeye bastı.

    Orhaneli’nin Söğüt Mahallesi sınırlarında bulunan, Harmancık, Büyükorhan ve Keles ilçelerine hizmet verecek olan tesisin yapılacağı alanda incelemelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, devlete ait olan 75 bin metrekare alanın tahsisine ilişkin çalışmaların sürdüğünü söyledi. Harmancık Belediye Başkanı Mustafa Çetinkaya ile Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke, yapılacak tesisin dört dağ ilçesinin kalkınmasına büyük katkı sağlayacağını vurguladı.

    Kırsalda kalkınmayı sağlayarak köyden kentin önüne geçmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, bu hedef doğrultusundaki yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor. Özellikle merkeze yeni bağlanan tüm ilçelerde kırsal kalkınma yatırımlarına ağırlık veren Büyükşehir Belediyesi, arazi yollarının düzenlenmesinden sulama göletlerine, kaliteli tohum, fide ve fidan temininden üretilen ürünlerin pazarlanmasına kadar her alanda yatırımlara devam ediyor. Tarım ürünlerinin katma değeri yüksek ürünlere dönüşmesi için süt ürünleri tesisi, biber kurutma tesisi, büyükbaş besi tesisi gibi yatırımlarla tarımsal üretime değer katan Büyükşehir Belediyesi, dört dağ ilçesinde hayvansal üretimin gelişmesine katkı sağlayacak bir mezbaha yapımı için de çalışmalara start verdi. Orhaneli ilçesinin Söğüt Mahallesi’ne yapılacak tesis Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık ilçelerine de hizmet verecek.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, beraberindeki Harmancık Belediye Başkanı Mustafa Çetinkaya ve Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke ile birlikte mezbahanın yapılması planlanan Orhaneli’nin Söğüt Mahallesi’ndeki alanda incelemelerde bulundu. Dört dağ ilçesinin de kesişme noktasında bulunan 75 bin metrekarelik devlet arazisinin tahsisi için çalışmaların sürdüğünü ifade eden Başkan Altepe, “Dağ bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından biri hayvancılık. Çiftçilerimin desteklenmesi, ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasına imkan sağlanması için bu bölgeye hizmet verecek bir mezbaha yapımı için çalışmalara başladık. Burası canlı hayvan ve et borsası olarak 4 dağ ilçemizi de hizmet verecek. Şimdiden bölge çiftçisine hayırlı olsun” dedi.

    Keles Belediye Başkanı Mehmet Teke, bölge hayvancılığına büyük bir ivme kazandıracak tesis için Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür etti.

    Harmancık Belediye Başkanı Mustafa Çetinkaya da yapılacak mezbahanın dağ bölgesi için mükemmel bir yatırım olduğunu belirterek, “Üretmek bir şey değil, önemli olan ürünü pazarlayabilmek. Burası yapılınca dağ bölgesinde hayvancılık çok daha ileriye girecek. Bursa’ya bundan sonra çok daha leziz etler yedireceğimize inanıyorum” diye konuştu.

  • Alpay: “Yaş-Üstü-Yaş astar serisi ikinci elde değer kaybını önlüyor”

    Yeni oluşturulan astar teknolojisiyle araçlarda fabrika çıkışı standartlarında tamir yapmanın mümkün hale geldiği ve araçların satılırken oluşan değer kaybının önlendiği öne sürüldü.

    Boya ve yüzey kaplama şirketi PPG’nin Otomotiv Tamir Boyaları Türkiye ve Ortadoğu Pazar Müdürü Bülend Alpay, oluşturulan astarlama teknolojisinin hasarlı araçların değer kaybını önleyecek ve ikinci elde kazanç sağlayacak nitelikte olduğunu söyledi. Alpay’a göre, ‘DP4000 Greymatic’ isimli Yaş-Üstü-Yaş astar serisi sayesinde, fabrika çıkışı standartlarında tamir yapmak mümkün hale geldi. Aracın her yerinde fabrika çıkışı mikron kalınlığını elde etmeyi sağlayan PPG Yaş-Üstü-Yaş astar teknolojisi, boyanan araçta oluşan tamir kaynaklı değer kaybının önüne geçerek otomobilin ikinci eldeki değerini artırıyor. Aynı zamanda aracın serviste kalma süresini de 80 ila 100 dakika arasında kısaltan yeni Yas-Ustu-Yas astar serisi, böylelikle hem zaman kaybının hem de değer kaybının önüne geçerek OEM standartlarında bir hizmet sunuyor.

    Araç alım ve satım sürecinde boyanmış araçların yaşadığı değer kaybının en çok şikayet edilen konulardan birisi olduğunu belirten Bülend Alpay, “Fabrika çıkışlı ya da OEM standartları denildiği zaman herkesin aklına boya kalınlığı tüm yüzeyde aynı olan araçlar gelir. İkinci el sürecinde eksperlerin kullandığı mikrometre denilen alet, aracın metal yüzeyinin üstündeki tüm katmanların kalınlığını ölçmeye yarar. Bu ölçü fabrika çıkışı değerlerinden fazla ise araç boyalı ya da kazalı olarak işlem görür ve ikinci el değeri düşer. Ancak bizimle çalışan servislere sunduğumuz Yas-Üstü-Yas astar teknolojisi ile bu fabrika çıkısı kalınlığını geçmeden tamir yapmak artık mümkün oluyor. Bu teknoloji sayesinde astarlama süreci 25-30 mikronda, toplam süreci ise 85 ila 115 mikron arasında tamamlayabiliyoruz. Bu da fabrika çıkışı olan 112-120 mikron aralığında bir değere denk geliyor. Bu sayede PPG olarak araçların satılırken oluşan değer kaybını önlemiş oluyoruz” dedi.

  • Modada yükselen değer; ’baskı tişörtler’

    İnsanlara kendi istedikleri stilde giyme imkanı veren dijital baskı yöntemi ile birlikte, vatandaşların baskı tişörtlere olan ilgisinde de artış gözleniyor.

    Baskı tişörtler, beyaz sade bir tişört ve müşterilerin basılmasını istedikleri fotoğraf ile birlikte 1 saat içinde yapılabiliyor. Dijital baskı işletmecisi Özgür Oylu, “Dijital baskı ile istenilen her fotoğrafı tişörtlerin üzerine basmak mümkün. Birden çok baskı tekniği var. Şuan bizim kullandığımız 2 tarz baskı sistemi var. Birisinde yüzeyi özel olan bir tişörte simülasyon baskı yapıyoruz, onun haricinde normal pamuklu tişörte de transfer baskısı yapıyoruz. 1 saat içinde basarak teslim ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Teknolojinin hızlı gelişimi ile birlikte insanların kendilerinde bir farklılık oluşturma arayışına girdiğini belirten Özgür Oylu, baskı tişörtlerin bu konuda ön plana çıktığını söyledi. Baskı tişörtlere yoğun bir talep olduğunu aktaran Oylu, “Baskı tişört satışlarımız gerçekten iyi durumda. İlgi her geçen gün artıyor. Aslında teknolojinin gelişmesi ile birlikte baskı tişörtlere de ilginin arttığını söyleyebiliriz. Teknoloji ile beraber insanların seçenek bolluğunun artması ve aynı zamanda farklı bir şeylere ulaşabilme arzusu baskı tişörtlerdeki artışı etkileyen faktörler arasında sayılabilir” ifadelerini kullandı.

    Maliyeti 10-15 lira

    Baskı tişört yaptırmak isteyen bir vatandaşın ödeyeceği ücretin 10-15 lira aralığında olacağını aktaran Oylu, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

    “Baskı tişört yaptırmak isteyen vatandaşlarımız, bize basılmasını istedikleri fotoğrafı bir flash bellek içinde getirsinler. Buna ek olarak onlardan bir de sade beyaz bir tişört istiyoruz. 1 saat içinde başarılı bir baskı ile arzuladıkları tişörte kendileri kavuşacaklardır.”