Etiket: Davasında

  • NSU davasında karar 438. duruşmada geldi

    Almanya’da, 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı NSU örgütüne yönelik davada karar açıklandı. Beate Zschape ve 4 sanık hakkındaki kararını 9.30’da toplanan mahkeme açıkladı. Mahkeme heyeti baş sanık Beate Zschape’yi suçlu bularak ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Ancak delillere 120 yıl gizlilik kararı alındığı için NSU’nun sırları aydınlanmayacak.

    Diğer sanıklara da hapis cezası

    Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme heyeti davanın baş sanığı Beate Zschape’yi 10 cinayet ve terörist bir örgüte üye olmaktan suçlu bularak ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Yoğun güvenlik önlemleri altında başlatan duruşmayı NSU kurbanlarının yakınları ve çok sayıda Türk Derneği de yakından takip etti. Mahkeme binası önünde gösteri düzenlenerek NSU kurbanları için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Davanın diğer sanıklarından aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) eski yöneticilerinden Ralf Wohlleben örgüte yardım yataklık etmek suçundan 10 yıl, Andre Eminger 2 yıl 6 ay, Carsten Schultze ve Holger Gerlach ise 3’er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Eisenach’ta, 4 Kasım 2011 tarihinde bir karavanın içinde 1998’den beri ırkçı eylemler nedeniyle aranan Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ölü bulundu. Birkaç saat sonra bu kez iki teröristin Zwickau kentinde kaldıkları evin Beate Zschape tarafından ateşe verildiği ortaya çıkmasıyla cinayetlerdeki sır perdesi aralanmaya başladı. Ölü bulundukları karavanda ve evlerinde bulunan fotoğraflar, silahlar ve sonradan basına gönderilen 15 dakikalık filmle birlikte cinayetlerin Böhnhardt, Mundlos ve Zschape’nin içinde yer aldığı yeraltı hücresi tarafından işlendiği ortaya çıktı. Soruşturma derinleştikçe işlenen cinayetlerin istihbarat örgütleriyle bağlantılı olduğu ve zanlıların, istihbarat tarafından kurulan ırkçı örgütlerde yetiştikleri ortaya çıktı.

    İstihbarat örgütünün rolü gizlendi

    Almanya’nın istihbarat örgütü Federal Anayasayı Koruma Dairesi ve bazı emniyet kurumlarında aşırı sağcı gruplar içinde kullanılan muhbirlerle ilgili belgelerin, Türkleri katleden Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın ölü bulunduğu 4 Kasım 2011’den sonra imha edildiği ortaya çıkmıştı. Başsavcılık buna rağmen iddianamenin dışına çıkmayarak istihbarat örgütlerinin rolünü ve ilişkilerini araştırmadı. NSU hakkında bilgilere sahip olan ve tanıklık yapması beklenen kişilerin şüpheli ölümleri ve NSU’nun yıllarca tespit edilememiş olması büyük tartışmalara ve kuşkuya sebep oluyor.

    Merkel’in verdiği söz yerine gelmedi

    Almanya Başbakan Angela Merkel, NSU cinayetleri konusunda sık sık eleştiri alıyordu. Merkel, cinayetlerin aydınlatılması için söz vermişti. Merkel’in dava ile ilgili bir açıklama yapması bekleniyor. NSU skandalının ardından istihbarat teşkilatları ve güvenlik birimlerinde reforma giden hükümet, aşırı sağ ile daha etkin mücadele için de çeşitli önlemler almıştı.

    Davada Zschape’nin dışında diğer sanıklara verilen cezanın beklenilenin altında olması ve davanın genişletilmemesi Merkel’in verdiği sözü tutup tutmadığını tartışılır hale getirdi. Kurbanlardan Mehmet Kubaşık’ın kızı Gamze Kubaşık, davadan bir gün önce düzenlenen basın toplantısında Merkel’in verdiği sözü tutmadığını söyleyerek, “Bize anlamsız bir söz verdiği için Merkel’e teşekkür ediyorum” dedi.

    Davanın geçmişi

    Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8 Türk’ü, 1 Yunan’ı ve 1 Alman polis memurunu katleden Nationalsozialistischer Untergrund (NSU) örgütü, Köln’de 2 yere bomba koymuş ve 15 banka soygunu gerçekleştirmişti. Yıllarca emniyet ve istihbarat örgütleri olayların birbirinden bağımsız olduğunu savunurken bazı maktullerin yakınları olayların birbirleriyle bağlantılı olabileceğini savunuyordu.

    Ancak 4 Kasım 2011’de Eisenach’ta bir karavanın içinde 1998’den beri ırkçı eylemler nedeniyle aranan Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ölü bulundu. Birkaç saat sonra bu kez iki teröristin Zwickau kentinde kaldıkları evin Beate Zschape tarafından ateşe verildiği ortaya çıkmasıyla cinayetlerdeki sır perdesi aralanmaya başladı. Ölü bulundukları karavanda ve evlerinde bulunan fotoğraflar, silahlar ve sonradan basına gönderilen 15 dakikalık filmle birlikte cinayetlerin Böhnhardt, Mundlos ve Zschape’nin içinde yer aldığı yeraltı hücresi tarafından işlendiği ortaya çıktı. Soruşturma derinleştikçe işlenen cinayetlerin istihbarat örgütleriyle bağlantılı olduğu ve zanlıların, istihbarat tarafından kurulan ırkçı örgütlerde yetiştikleri ortaya çıktı.

    Bütün bu araştırmaların ışığında 6 Mayıs 2013’te dava başladı ve basın tarafından “yüzyılın davası” olarak belirtildi. Dava 6515 gün sürdü ve dava boyunca 438 duruşma görüldü. Dava süresince baş sanık Beate Zschape sadece 2 defa konuştu.

    NSU kurbanı Türkler

    Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin 2000-2007 arasında işlediği cinayetlerde kurbanların 8’i Türk kökenliydi. Yıllarca aydınlatılamayan bu cinayetler, Almanya’da yaşayan Türkler arasında endişeye neden oluyordu. NSU kurbanı 8 Türk kökenliler ise şu kişilerden oluşuyor:

    Enver Şimşek: NSU’nun ilk kurbanıydı. 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de seyyar çiçekçi tezgahının önünde iki farklı tabancadan çıkan sekiz kurşunla vuruldu.

    Abdürrahim Özüdoğru: Nürnberg’deki üç kurbandan ikincisiydi. 13 Haziran 2001’de sahip olduğu terzi dükkanında başına sıkılan iki kurşunla öldürüldü.

    Süleyman Taşköprü: İki hafta sonra 27 Haziran 2001’de Hamburg’da babasının işlettiği manavda öldürüldü.

    Habil Kılıç: 29 Ağustos 2001’de Münih’te sahibi olduğu manavda vuruldu.

    Mehmet Turgut: 25 Şubat 2004’te Rostock’ta bir döner büfesinin önünde başına sıkılan üç kurşunla katledildi.

    İsmail Yaşar: 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de sahibi olduğu döner büfesinde vuruldu.

    Mehmet Kubaşık: 4 Nisan 2006’da Dortmund’da sahibi olduğu büfede öldürüldü.

    Halit Yozgat: İki gün sonra, 6 Nisan 2006’da Kassel’daki işlettiği internet kafede başına sıkılan iki kurşunla öldürüldü. Halit Yozgat, NSU’nun en genç kurbanıydı.

    Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı dava ile ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Söz konusu dava sonucunda baş sanığın müebbet hapis cezasına ve diğer dört sanığın ise değişen süreli hapis cezalarına çarptırılmalarını not ettik. Bununla birlikte, maalesef bugün verilen karar NSU cinayetlerinin arka planını ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarını tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmamış, gerçek suçlular ortaya çıkarılmamıştır. Bu bakımdan kararı, adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması bakımından tatmin edici bulmuyoruz” ifadelerine yer verildi.

  • Ebru Destan’ın boşanma davasında oyuncu Başak Sayan tanık olarak dinlendi

    Ünlü model ve oyuncu Ebru Destan’ın 5 yıllık eşi işadamı Mete Okay İnan’a açtığı boşanma davası devam ediyor. Bakırköy 3’üncü Aile Mahkemesinde görülen duruşmada ünlü oyuncu Başak Sayan tanık olarak dinlendi.

    İşadamı Mete Okay İnan’la 2011 yılında evlenen ve evliliklerinden 2 çocuğu olan model ve oyuncu Ebru Destan, 2016 yılında Bakırköy Aile Mahkemesine başvurarak boşanma davası açmıştı.

    Bakırköy 3’üncü Aile Mahkemesi’nde görülen davaya Ebru Destan avukatları ile birlikte katılırken Mete Okay İnan’ı avukatı temsil etti.

    Duruşmada Destan’ın tanık olarak gösterdiği oyuncu Başak Sayan ve arkadaşı tanık olarak dinlendi. Duruşma sonrası salondan çıkan Destan, davada gizlilik kararı olduğunu söyleyerek açıklama yapmayacağını söyledi. Destan, avukatları ve arkadaşları ile birlikte adliyeden ayrıldı.

  • Soma davasında karara doğru

    Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciası davasının 22. duruşması, 19 Haziran Salı günü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Facianın 5. yılına girilmesine rağmen hala ceza davasının sonuçlanmadığına değinen Manisa Baro Başkanı ve müdahil avukatlarından Ali Arslan, 22. duruşmada mahkeme heyetinin karar vermesini beklediklerini söyledi.

    Tüm Türkiye’yi yasa boğan Soma maden faciasına ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde yaklaşık 3 yıldır devam eden ceza davasının 22. duruşması görülecek. 5’i tutuklu 51 sanığın yargılandığı davayla ilgili açıklamalarda bulunan Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, “Bizler bayramın sevincini yaşarken bir kısım aileler de ne yazık ki bayramı üzüntüyle geçiriyorlar. Soma’da 301 madenci arkadaşımızı kaybetmiştik. 301 can şehit olmuştu. Soma faciasının 4. yılını doldurduk, 5. yılına girdik fakat Soma faciasıyla ilgili ceza mahkemeleri hala devam ediyor. Bu faciaların gelmesine sebep olan sanıklar ne yazık ki hala layık oldukları cezaları almadılar. 19 Haziran Salı günü Soma davası tekrar başlıyor. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan bu davada artık sonuca doğru yaklaştığımızı düşünüyoruz. Olağanüstü gelişmeler ve değişiklikler olmazsa bu duruşmalarda sanıklar savunmalarını sunduktan sonra mahkeme heyetinin karar vermesi gerekiyor. Biz 4 yıldan fazla bir süredir mahkemenin bu facianın meydana gelmesine sebep olan sanıkları cezalandırmasını bekliyoruz. Aileler de bunu bekliyor. Bu cezalandırmalarla ailelerin acısı sona ermeyecek, babasını kaybeden çocukların, eşini kaybeden kadınların, oğullarını kaybeden anne-babaların acıları dinmeyecek ama hiç değilse bu faciaya sebep olanlar cezalandırıldı diyebilecek. ‘Bir daha olabilecek olan faciaların önü kesildi’ diyebilecekler. Üzüntüleri bir nebze hafiflemiş olacak. Biz önümüzdeki Salı günü yapılacak olan duruşmaya tüm ilgilileri davet ediyoruz. Davayı yakından takip etmeye davet ediyoruz. Bu davalar kamuoyunun gündeminde olduğunda davada adaletli karar vermek daha da mümkün oluyor. Biz yargıya güveniyoruz. Güvenimizin de boşa çıkmayacağına inanıyoruz. En kısa zamanda mahkemeden bu davayla ilgili adaletli bir karar bekliyoruz” dedi.

    5’i tutuklu 51 sanık yargılanıyor

    Soma davası 2,5 yıldan fazladır sürüyor. Davada 5’i tutuklu 8 kişi için “olası kastla öldürme” suçundan 301 kez ve 20 ila 25 yıl, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan ise 162 kez 2 ila 6 yıl arası hapis cezası isteniyor. Tutuksuz yargılanan 43 kişi hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan 2 ila 15 yıl hapis cezası isteniyor. Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdür Yardımcısı Maden Mühendisi İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi Ertan Ersoy olmak üzere davada 5 kişi tutuklu olarak yargılanıyor.

  • Gaziantep emniyetine bombalı araçlı saldırı davasında karar çıktı

    Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne bombalı araçla yapılan ve 3 polisin şehit olduğu olayla ilgili davada karar verildi.

    Gaziantep’te terör örgütü DEAŞ tarafından Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne 1 Mayıs 2016’da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 3 polis şehit olmuş, aralarında polislerin de bulunduğu 34 kişi yaralanmıştı. Örgütün sözde Türkiye emiri Yunus Durmaz’ın belirlenen adresine düzenlenen operasyonda ise Durmaz, üzerindeki bombayı patlatmış, eşi Nesibe Durmaz ile kardeşi Hacı Ali Durmaz gözaltına alınmıştı.

    Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada karar verildi. 5 sanık 4 yıl 2 ay ile 8 yıl 9 ay arasında hapis ile cezalandırıldı.

    “Eşimle evlilik sorunu yaşıyordum”

    DEAŞ’ın sözde Türkiye emiri Yunus Durmaz’ın eşi tutuklu sanık Nesibe Durmaz, eşi Yunus Durmaz ile sorunlu bir evlilik yaşadığını söyledi. Durmaz, “Eşimin baskısı nedeniyle kendisinden ayrılamıyordum. Ben suçsuzum. Terör örgütü ile bağlantım yoktur” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, sanık ifadelerinin ve avukat savunmalarının ardından sanık Emin Kepel’e silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 8 yıl 9 ay, sanık Hanifi Küplü’ye ise 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

    DEAŞ’ın sözde Türkiye emiri Yunus Durmaz’ın eşi sanık Nesibe Durmaz’a ise 4 yıl 2 ay hapsi cezası verilerek, yurt dışı çıkış yasağı ile tahliyesi kararlaştırıldı.

    Mahkeme, diğer 13 sanık hakkında ise yeterli delil bulunamadığından beraatına karar verdi.

  • FETÖ/PDY davasında tutuklu 5 sanığa 7 ila 10 yıl arasında değişen hapis cezası

    Zonguldak’ta FETÖ/PDY davasında aralarında örgütün sözde ‘askerlerden sorumlu abiler’i olduğu iddia edilen 5 tutuklu sanığa 7 ila 10 yıl arasında değişen hapis cezası verilmesi kararlaştırıldı.

    Zonguldak Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 5’i tutuklu, 1 tutuksuz sanık ve avukatlar katıldı. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede FETÖ/PDY’nin sözde ‘askerlerden sorumlu abileri’nin de aralarında bulunduğu sanıklar hakkında ‘silahlı terör örgütü yönetmek’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlamalarıyla 7 yıldan 22 yıla kadar hapis cezası istendi.

    Duruşmada yazılı talimatla ifadeleri alınan tanıkların ifadelerinin okunmasının ardından sanıklar üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti sanıkların ‘Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’, ‘TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs’ ve ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamalarından beraatine karar verdi.

    Ancak ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan tutuklu sanıklardan G.D.’nin 7 yıl 6 ay, A.B.A., A.A:, T.G. ve M.B.’nin 10 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Ayrıca duruşmadaki iki tutuksuz sanığın ise dava dosyasından ayırarak yargılanmalarının devam edilmesine karar verildi.