Etiket: Davasında

  • Caner Erkin hakeme küfür davasında hakim karşısına çıktı

    Beşiktaş oyuncusu Caner Erkin, Medipol Başakşehir maçında hakem Mete Kalkavan’a küfür ettiği iddiasıyla hakim karşısına çıktı. Caner Erkin Küfür iddialarını reddederken mahkeme duruşmaya gelemeyen tanık Tolgay Arslan hakkında zorla getirme kararı çıkarttı.

    Beşiktaş oyuncusu Caner Erkin’in, Spor Toto Süper Ligde 23 Ekim 2017’de oynanan Beşiktaş – Medipol Başakşehir maçının 87. dakikasında maçın hakemi Mete Kalkavan’a yönelik küfür ettiği iddia edilmişti.

    Erkin’in küfür ettiği iddia edilen dakikaya yönelik sosyal medyada videolar yayınlanmış, futbolcunun ağız hareketlerinden sinkaflı sözler söylediği ileri sürülmüştü. Görüntüler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında Caner Erkin hakkında Hakaret suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

    İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanık Erkin ile avukatları hazır bulundu. Müşteki hakem Mete Kalkavan ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada dinlenilen sanık Erkin, hakkındaki suçlamaları reddetti. Küfür etmediğini belirten Erkin, “Maçtan sonra hakem Mete Kalkavan’la soyunma odasında görüştük. Aramızda herhangi bir problem olmadı” ifadelerini kullandı. Söz alan Erkin’in avukatları da Erkin’in beraatine karar verilmesini istedi. Mahkeme maç esnasında pozisyona yakın olan ve tanık olarak çağırılan Beşiktaşlı futbolcu Tolgay Arslan’ın duruşmaya gelmediğini tutanağa yazdırdı. Mahkeme Tolgay Arslan hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Duruşmanın ardından herhangi bir açıklama yapmayan Erkin, adliyeden ayrıldı.

  • Eski sevgililerin köpek davasında yeni iddia ‘belgede sahtecilik’

    Eskişehir’de, ayrıldıktan sonra sahip oldukları köpeği paylaşamayan eski sevgililerin davasında, davacı taraf davalı tarafın belgede sahtecilik yaptığını iddia etti.

    Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın ikinci duruşmasında davacı Osman Orhan Baçaru ile avukatlar hazır bulundu. Davalı taraf Ezgi Bölükbaşı duruşmaya katılmadı. Davacı taraf avukatı Oytun Süllü, davada yeni bir iddia ortaya attı. Bahse konu ’Marley’ isimli köpeğe sahte kimlik çıkartıldığını ifade eden Süllü, ellerindeki belgeleri mahkemeye sunarak, özel belgede sahtecilik suçunun işlenmesinden dolayı suç duyurunda bulunulmasını istedi. Hakim, yapılan suç duyurusunun davanın şu anki aşamasında yargılamaya bir etki etmeyeceğini söyleyerek, delillerin tamamen toplanmasından sonra değerlendirmek üzere talebi reddetti. Hakim, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 4 Aralık tarihine erteledi.

    “En kısa zamanda Osman’ın Marley’e kavuşacğını düşünüyorum”

    Davacı tarafın avukatı Oytun Süllü, duruşma sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Süllü, müvekkilinin köpeği Marley’e kavuşacağını dile getirerek, “Dava bu kez en azından yarıda kalmadı. En başından beri iddia ettiğimiz şey Marley’in müvekkilim Osman’a sahiplendirildiği ve bunun sonucunda haklarıyla birlikte mülkiyetinin müvekkilime geçmiştir. Ne yazık ki hukukumuzda hayvanlar eşya niteliğinde. Bu çok üzücü bir durum. Bence mecliste acil olarak konu ile alakalı çalışma yapılması ve hayvanlara canlı statüsü kazandırılması gerekiyor. Ama sonuçta mülkiyet hakları geçmiştir. Bütün masrafları müvekkilim tarafından karşılanmıştır. Bu süreçte ve sonrasında sadece aralarında romantik bir ilişki olması sebebiyle ayrılmalarına müteakip yeni eve geçene kadar köpek sende kalsın demesi. Çünkü tanıdığı, bildiği, güvendiği bir insandır. Ama köpeği geri verilmemiştir. Dolayısıyla tüm hakları müvekkilimdedir. Geri iade edilmesi lazım. İyi bir duruşma geçti. Mahkeme bir çok isteğimizi kabul etti ve değerlendirmeye aldı. Bir sonraki celse tanıkşar dinlenecek. Tanıkların dinlenmesine müteakiben yavaş yavaş dosya şekillenecek. En kısa zamanda da Osman’ın Marley’e kavuşacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Marley’i özledim”

    Davacı Osman Orhan Baçaru da duruşmadan memnun ayrıldığını aktararak, “Marley’i özledim. Duruşma da beklediğimden iyi geçti. Mahkemenin sonucunda da Marley’in ait olduğu yere yani yanıma geri döneceğine inancımız tam. Dünyanın en iyi, en dost ve en hayvansever ekibi ile birlikte bu davada olmak benim için çok güzelk ve guru verici bir şey. O yüzden çok teşekkür ediyorum. Marley’i alacağız. İnşallah bşizim olacak. Hiç görüşemedim. Benden gizleniyor. Dava sonucunda kimin haklıi kimin haksız olduğu ortaya çıkacak. Bekleyip göreceğiz” dedi.

  • Polis tarafından öldürülen üniversiteli Feray’ın davasında “mesafe” karmaşası

    Mersin’de bir polis tarafından evinde vurularak öldürülen 23 yaşındaki üniversite son sınıf öğrencisi Feray Şahin ile ilgili davada silahın hangi uzaklıktan ateşlendiği konusunda karmaşa yaşanıyor. Adli Tıp Kurumundan olayda kullanılan silahla uzaktan atış yapıldığı yönünde rapor çıkarken, savcılık ise silahın 40 santimetre ve üzerinden atış yapıldığı yönünde görüş bildirdi.

    Mersin Toros Üniversitesi Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi Feray Şahin, Mersin’in Mezitli ilçesinde bulunan evinde 19 Eylül 2017 tarihinde polis memuru Fatih Burak A. tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Olayla ilgili Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen raporda silahın uzaktan ateşlendiği belirtilirken, savcılık mütalaasında ise silahın 40 santimetre ve üzeri mesafeden ateşlendiği bilgileri yer aldı.

    Savcılık görüşüne itiraz eden Feray Şahin’in babası Bekir Şahin, “Üzerinde henüz aydınlatılmayan kısımlar var. Cinayette kullanılan silah ile ilgili İstanbul Adli Tıp uzaktan atış raporu var. Dikkate alınmasını, değerlendirilmesini istiyoruz. Zanlının başından beri cinayetin delillerini karartmaya ve yok edilmeye yönelik girişimleri olduğunu biliyoruz. Bunlar da belgeleriyle, adli tıp raporlarıyla görüldü. Çelişkili ifadeler ile mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını biliyoruz. Bunlar dikkate alınsın, sağlıklı ve adaletli bir karar verilsin. Aceleye getirilmemesini istiyoruz. Bizim ve toplumun vicdanını rahatlatacak örnek bir karar olmasını ümit ediyoruz” dedi.

    Zanlı polis memuru hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından da idari soruşturma açıldığını belirten baba Şahin, “Emniyetin bu idari soruşturmayı hassasiyetle yürütmesini istiyoruz. Çünkü içerisinde mermi bulunan silahı ile oynayan bir polis memuru var. Polisler için bu kadar tehlikeli bir durumun söz konusu bile olmaması gerekiyor. Bu bilinci hissetmeleri gerekir. Oldu bittiye getirilmemelidir. Aksi takdirde 23 yaşında üniversite son sınıfta gencecik bir öğrenci katledilebiliyor” şeklinde konuştu.

    Bekir Şahin, davanın 6. duruşmasında savcılık mütalaasına karşı savunma vereceklerini belirterek, soruşturmada bazı karanlık noktaların bulunduğunu ileri sürdü. Şahin, “Mesela zanlıya alkol testi neden yapılmadı. Kapının dilinin dışarıda olması neden sorgulanmıyor. Zanlının vücut muayenesi neden yapılmıyor. Katil hiç tanımadığı bir evde 5.5 saat nasıl kalabiliyor? Kızım orada misafir olarak kalıyor, geçici olarak kalıyor. Ev bana ait, dolapta özel eşyalarım var. kızım orada misafir olarak kalıyordu. Ayrıca zanlının tırnaklarında kızımın DNA’sı da bulunmuştu. Bu kızımın direndiğini gösteriyor, bu konuda mütaala da dikkate alınmamış. Bu duruşmada savcılık mütalaasına karşı savunma vereceğiz. Bu mütalaayı biz asla kabul etmiyoruz. Başından beri polisi korumaya dönük bir soruşturma yapılmıştır. Savcılık tarafından aynı şekilde mütalaa hazırlanmıştır. Biz bunu reddediyoruz, kabul etmiyoruz” diye konuştu.

    Kızını öldüren polisin en ağır şekilde cezalandırılmasını beklediklerini belirten Bekir Şahin, “23 yaşında gencecik, üniversite son sınıf öğrencisi kızımız katledilmiştir. Biz bunun karşısında ise zanlının en ağır cezayla cezalandırılmasını talep ediyoruz. Örnek bir karar çıksın, başka savunmasız genç kadınlar ve kızlar katledilmesin” dedi.

    Öte yandan, Salı günü görülecek olan davanın 6. duruşmasında kararın verilmesi bekleniyor

  • FETÖ/PDY Nazilli Çatı davasında sanıklara ceza yağdı

    Aydın’da FETÖ/PDY Nazilli iş adamları yapılanmasına yönelik 108 sanıklı çatı davasında 74 sanık hakkında karar verilirken, 63 sanık, 2 yıl 1 ay ile 12 yıl arasında hapis cezası aldı, 11 sanık beraat etti.

    Aydın Gençlik Merkezi Fethi Sekin Duruşma Salonu’nda görülen Nazilli iş adamlarına yönelik 108 sanıklı çatı davasının karar duruşması yapıldı. Mahkeme Başkanı tarafından sanıklara son kez söz verildi. Sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından Mahkeme Başkanı Erhan Yıldırım dava hakkındaki kararı okudu.

    108 sanıklı Nazilli iş adamları yapılanmasına yönelik davada 74 sanık hakkında karar verildi. Sanıklardan 48’i silahlı terör örgütü üyeliği, 15’i silahlı terör örgütüne yardım suçundan ceza alırken, 11 kişi ise beraat etti. Sanıklara 2 yıl 1 ay ile 12 yıl arasında hapis cezası verildi. 18 tutuklu sanıktan 11’i tahliye edilirken, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz olarak yargılanan ve mahkemede bulunan bir sanığın tutuklanmasına karar verildi. Sanıkların kişisel mal varlıkları üzerindeki tedbir kaldırıldı.

    Mahkeme tarafından Uğur Şirketler Grubu üzerindeki kayyum kararının nihai olarak değerlendirileceği açıklandı.

  • Öğrencisi tarafından öldürülen okul müdürünün davasında dikkat çeken ifadeler

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde okul müdürü Ayhan Kökmen’in öğrencisi tarafından vurularak öldürülmesi ile ilgili davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada okul müdürünü öldürmekten yargılanan 17 yaşındaki genç, arkadaşı ve arkadaşının babası tarafından uyuşturucu verilerek azmettirildiğini söylerken, diğer sanık ve babası ise bunu inkar etti.

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen’in (47) okulda vurularak öldürülmesiyle ilgili öğrenciler İ.P. (17), arkadaşı U.Y. ve U.Y.’nin babası B.Y. hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle, olayla ilgili iki öğrenci hakkında ise yardım ve yataklık suçlarından dava açıldı. Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya okul müdürünü öldüren tutuklu sanık İ.P., olaydan bir süre önce okuldan uzaklaştırılan ve olay günü İ.P.’nin yanında bulunan tutuklu sanık U.Y. ve U.Y.’nin babası B.Y., olayda yardım ve yataklık suçlarından dava açılan tutuksuz sanıklar C.A. (17) ve Y.O. (16), Ayhan Kökmen’in eşi Ümmü Kökmen ve tarafların avukatları katıldı.

    Sanık İ.P., olayda azmettirildiğini belirterek, U.Y. ve U.Y.’nin babası B.Y. tarafından uyuşturucu verildiğini, B.Y.’nin sürekli “Vurun. Sizin arkanızdayım” dediğini, olay günü yeniden uyuşturucu ve alkol kullandıklarını, U.Y.’nin ailesinin de bulunduğu sırada U.Y.’nin evinden silahları alıp çıktıklarını, okula geldiklerinde silahın emniyetini U.Y.’nin çektiğini, okul müdürünün kapısını da onun açtığını ve “Acıma, vur” dediğini, C.A.’nın da olayı bildiğini söyledi.

    Baba ve oğlu inkar etti

    U.Y. ise, İ.P.’nin zaten okul müdürü ile saçının uzun olması nedeniyle tartıştığını ve aralarında sorun olduğunu, olay günü uyuşturucu kullandıklarını, İ.P. müdürü korkutmak amacıyla okula gitmek isteyince kendisine bir şey yapar korkusu ile onunla birlikte gittiğini, okul müdürünün vurulacağından haberinin olmadığını söyledi. U.Y.’nin babası da aynı şekilde olayı azmettirdiğine ilişkin iddiaları inkar etti.

    Müşteki avukatları, olayda yardım ve yataklık suçlarından dava açılan iki öğrencinin tutuklanmasını istedi. Mahkeme, öğrencilerden C.A.’nın adli kontrol altına alınmasına karar vererek, duruşmalı 16 Ağustos saat 11.30’a erteledi.

    Öte yandan, verilen ifadelerde o gün hedefte üç kişinin olduğu da ortaya çıktı. Sanıkların verdiği ifadelere göre İ.P.’nin okul müdürünü vurduktan sonra daha önce tartıştığı M.G. isimli öğrenci için “Burada mı?” diye sorduğu belirtilirken, Ödemiş Endüstri Meslek Lisesinde bir öğrencinin daha vurulacağı ancak silahları dikkat çekmesin diye koyacakları bir araba bulamadıkları için o öğrenciyi vurmadıkları tahmin ediliyor.

    “Herkes yalan söylüyor”

    Duruşma sonrası açıklama yapan müşteki avukatı Süleyman Coşkun, “Duruşmada sanıkların tamamının ve müştekilerin ifadeleri alındı. Sanıkların tamamı, suçlamaların tamamını kendileri açısından dosyadaki net delillere rağmen inkar yolunu seçtiler. Biz, tutuksuz iki sanığın tutuklanmasını talep ettik. Mahkeme, tutuklulardan birinin adli kontrol altına alınmasına karar verdi. Duruşma 16 Ağustos gününe kaldı. O duruşmada tanık beyanları alınacak. Biz adaletin yerini bulması için, cinayetin tüm sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılması için gereğinin yapılacağı düşüncesindeyiz” dedi.

    Ayhan Kökmen’in eşi Ümmü Kökmen de, “Herkes suçu birbirinin üstüne atıyor. Herkes yalan söylüyor. Tek gerçek var; Ayhan hoca eğitim şehidi oldu. İnşallah adalet yerini bulacak” diye konuştu.

    Öğrencisi tarafından vurulmuştu

    Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, 15 Aralık 2017 tarihinde üç yıldır görev yaptığı okulda öğrencilerinden İ.P.’nin pompalı tüfekli saldırısına uğramıştı. Ağır yaralanan iki çocuk babası Kökmen, ambulansla kaldırıldığı Ödemiş Devlet Hastanesinde yaşamını yitirmişti. Kökmen’e iki el ateş edilen tüfekteki fişeklerden birinin domuz kurşunu olduğu ve göğsünden girip sırtından çıktığı belirlenmişti. Jandarma, olayın ardından hakkında disiplin soruşturması bulunan 11’inci sınıf öğrencileri İ.P. ile bir süre önce okuldan uzaklaştırılıp başka okula kaydı yaptırılan U.Y.’yi ve olayda kullanılan tüfeğin sahibi olan U.Y.’nin babası B.Y.’yi azmettirici olarak gözaltına almıştı. Olaydan sonra tanıkların verdiği bilgiler ile eldeki delilleri inceleyen savcılık, iddianameyi hazırlamıştı. Öğrenciler İ.P., arkadaşı U.Y. ve babası B.Y. hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Olayla ilgili olarak ayrıca iki öğrenci hakkında yardım ve yataklık suçlarından dava açıldı.