Etiket: Davasında

  • Kitapevi Davasında 3 Sanığa Tahliye Kararı Çıktı

    Kırşehir’de 8 Eylül tarihinde gerçekleşen ve ikinci Madımak olarak anılan olayların ardından dün görülen davanın ardından 3 sanık hakkında tahliye kararı çıktı.

    6 tutuklu 12 tutuksuz sanığın yargılandığı dava sonrasında Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanıklardan Gökhan H., Mehmet Ş. ve Öner A. hakkında tahliye kararı çıktı.

    Savcı okunan iddianame sonrasında 3 sanık hakkında tahliye istemiş fakat yapılan oylama ile tahliye talebi reddedilmişti, sanıklar müdafi avukatı Bülent Demirbaş ve diğer 2 sanık avukatı tarafından yapılan itiraz sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet TCK 151/216 maddelerinde öngörülen cezaların alt ve üst sınırları tutuklamayı gerektiren katalog suçlar kapsamında olmadığından bu yöndeki itirazları kabul görerek tutuklamanın devamına ilişkin karar yeniden değerlendirilip sanıkların tahliyelerine karar verildi.

  • Soma Davasında Önemli Gelişme

    13 Mayıs 2014 tarihinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma maden kazasının Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden ceza davasının 5. duruşması 15 Aralık’ta başlayacak. Davada, Soma Cumhuriyet Savcılığı tarafından Soma Holding’in patronu Alp Gürkan’ın ifadesi talimatla İstanbul’da alındı.

    Manisa Barosu tarafından müdahil olunan Soma maden kazası ceza davasının 5’inci duruşması, 15 Aralık Salı günü başlayacak. Davayla ilgili yaşanan gelişmelerden bahseden Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, “13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Eynez kömür ocağında 301 işçimizin şehit olduğu bir facia meydana geldi. Bu facia ile ilgili açılmış ceza davaları ve hukuk davaları devam etmekte, mahkemelerde görülür durumdadır” dedi.

    Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 5’inci duruşmasının 15 Aralık Salı günü başlayacağını anlatan Arslan, şöyle konuştu: “Bu duruşmada, önceki duruşmada olduğu gibi yine bu maden ocağından yaralı kurtulan, maden ocağında çalışan işçilerin beyanları alınmaya devam edilecek. Tabii ki davanın sonunda bilirkişi heyeti oluşturulduğu takdirde mahkemece dosya kusur yönünden bilirkişi incelemesine gönderilecek.”

    BİLİRKİŞİ RAPORU KABUL EDİLDİ

    Arslan, Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın yanında Soma İş Mahkemesinde de yine şirket aleyhine, Türkiye Kömür İşletmeleri aleyhine açılan tazminat davalarının da devam ettiğini kaydetti.

    “Soma İş Mahkemesinde 300’e yakın açılan davanın içinde biliyorsunuz bir pilot dava belirlenmişti, 2014/643 sayılı dava. Bu davayla ilgili de daha önceki açıklamalarımızda belirtmiş olduğumuz gibi dosya bilirkişi incelemesinden gelmişti” diyen Arslan, bu arada bilirkişi raporunun davalılara tebliğ edildiğini söyledi. Arslan, ayrıca, “Dün yapılan duruşmada Soma İş Mahkemesi bilirkişi raporuna yapılan itirazları reddetti. İş Mahkemesindeki bu pilot dosyayı hesap bilirkişisine yani burada vefat eden kişinin uğramış olduğu maddi zararın tespiti açısından yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatlarının tespiti anlamında dosyayı İzmir’de bir bilirkişiye gönderdi. Sonuç olarak İş Mahkemesinde İstanbul’daki bilirkişilerin verdiği rapor iş mahkemesince kabul edildi ve o rapor doğrultusunda da hesap bilirkişisine gönderildi. Duruşması da 12 Ocak 2016 tarihine bırakıldı” diye konuştu.

    İKİ BAKANLIK HAKKINDA DAVA

    Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, Manisa İdare Mahkemesinde baro olarak Çalışma Başkanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıkları aleyhine açtıkları davanın sürdüğünü belirterek şunları söyledi: “Soma İş Mahkemesindeki davanın yanında Manisa İdare Mahkemesinde açmış olduğumuz Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı aleyhine açmış olduğumuz davalarda yine süreç devam ediyor. Bakanlık cevap vermeye başladı. Yine avukatlarımız tarafından bu vermiş olduğu cevaplara gerekli cevap verilerek süreç devam edecektir.”

    ALP GÜRKAN’IN İFADESİ ALINDI

    Arslan, Soma davasındaki en önemli gelişmelerden biri de ortaya çıkan yeni deliller ardından mahkeme tarafından Soma Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusu sonrasında Alp Gürkan hakkında başlatılan soruşturma olduğunu dile getirdi.

    Soma davasının 15 Aralık Salı günü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde başlayacağını anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Faciadan sağ kurtulan işçilerimizin ifadelerinin alınmasına devam edilecek. Bilahare, mahkeme bilirkişi heyeti oluşturduğunda, deliller toplandığında dosya kusur yönünden bilirkişi incelemesine gönderilecek. Burada başka bir süreç daha yürüyor bununla ilgili olarak. Biliyorsunuz Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Alp Gürkan’la ilgili yeniden suç duyurusunda bulunmuştu Soma Cumhuriyet Savcılığına. Soma Cumhuriyet Savcılığında da bu soruşturma devam ediyor. Soma Cumhuriyet Savcılığının İstanbul’a yazmış olduğu talimatla İstanbul’da Alp Gürkan’ın ifadesi alınmış durumda. Fakat halihazırda savcılığa ulaşmadığı için bizim ifade konusunda bir bilgimiz yok. O ifadeyi de inceleyeceğiz.”

    Savcılığın bu konuda yeniden bir karar vereceğini anlatan Arslan, “Ağır Ceza Mahkemesine Alp Gürkan’la ilgili ihbarda bulunulmuştu. Yeni deliller ortaya çıktı bu yeni deliller çerçevesinde Soma Cumhuriyet Savcılığına tekrar ihbarda bulunulsun denildi. Ağır Ceza Mahkemesi o delilleri Soma Cumhuriyet Savcılığına göndererek Alp Gürkan hakkında tekrar değerlendirme yapmasını talep etti. Alp Gürkan’ın ifade verdiğini dün öğrendik henüz savcılığa gelmedi ama her an gelebilir” dedi.

    Savcılığın bu konuda karar vereceğini anlatan Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Savcılık takipsizlik kararı verebilir, hakkında iddianame düzenleyebilir. Takipsizlik kararı verirse o itiraza tabidir. Süreç savcılık aşamasında devam edecek. Şuan direk mahkemede olmayacak ama dava açılmasına karar verilirse o zaman dava açar ve Akhisar Ağır Ceza Mahkemesiyle birleştirilir dosya.”

    Arslan, yeni bilirkişi heyetiyle ilgili üniversitelerden yazıların gelmeye devam ettiğini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı:

    “Üniversitelerden yazı geliyor. Mahkeme değişik üniversitelere bu konuyla ilgili müzekkere yazmıştı. Bunların içinden gelen cevaplara göre Ağır Ceza Mahkemesi bir bilirkişi heyeti oluşturacak.”

  • Ertuğrul Özkök Paralel Yapı Davasında Talimatla İfade Verdi

    Gazeteci Ertuğrul Özkök, Ankara’da devam eden paralel yapı davası kapsamında müşteki sıfatıyla talimatla ifade verdi. Özkök,  “Telefonlarımı kanunsuz olarak dileyenlerden şikayetçiyim” dedi.

    Gazeteci Ertuğrul Özkök Paralel Yapı iddialarına ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ‘Usulsüz Dinleme’ davası kapsamında talimatla ifade verdi. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinde talimatla ifade veren Özkök, kendisini dinleyenlerden şikayetçi olduğunu belirtti.

    “KIDEMLİ TELEFON DİNLEME MAĞDURUYUM”

    Adliye çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Özkök “25 yıldan beri sık sık telefon dinlemelerinin mağduru konumundayız” dedi.

    Kendisine şikayetçi olup olmadığının sorulduğunu aktaran Özkök “Bende telefonlarımı kanunsuz olarak dinleyen kimse şikayetçiyim dedim. Kaderimiz böyle 25 yıldan beri sık sık telefon dinlemelerinin mağduru konumundayız. Silivri davaları sürerken de aşağı yukarı 20 yıl önce dinlenen kayıtlarımı koydular önüme. Maalesef devletimizin çok kolay insanların özel hayatlarına girme, telefonlarımı dinleme alışkanlığı var. Ben bu alışkanlığın bu günde ortadan kalktığını zannetmiyorum. Yüzlerce insan kanunsuz keyfi dinlemelerin mağduru oluyorlar. Bende bu mağdurlarındanım. Ama artık alıştım kıdemli telefon dinleme mağduruyum ben. 25 yıldan beri böyle bu. İnşallah Türkiye’de gerçekten hukuk demokrasi ve adalet gelir de keyfi telefon dinleme alışkanlıkları ortadan kalkar” dedi.

    “TAYYİP ERDOĞAN’LA AYNI ÖRGÜT OLARAK ADLİ KAYITLARA GEÇMİŞ OLDUM”

    Telefon dinlemeleri kapsamında zaman zaman komik durumlarında ortaya çıktığını aktaran Özkök şöyle konuştu:

    “Daha önce buraya geldiğimde Selam Tevhit soruşturmasında beni şüpheli olarak dinlemişler. O örgüt diye hayali bir örgüt ortaya çıkarsalardı, yani bende o örgütün içerisinde onların kafasında görünüyor muşum.  O örgütün başındaki de bu günkü Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğanmış. Yani, Tayyip Erdoğan’la aynı örgüt üyesi olarak adli kayıtlara geçmiş oldum. Bu da dinleme olaylarının insanlarla ilgili ne kadar trajikomik durumlar ortaya çıktığını gösteriyor.”

    Özkök açıklamalarının ardından adliyeden ayrıldı.

  • (Özel Haber) Özgecan Aslan Davası’nda Yarın Karar Bekleniyor

    Mersin’in Tarsus ilçesinde vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan davasında, yarın 3. duruşma yapılacak. Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, Özgecan’ı hunharca katleden her üç sanık için de kasten, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini anımsatarak, “Yarın olağanüstü bir durum olmazsa karar bekliyoruz” dedi.

    Tarsus’ta, Ahmet Suphi Altındöken’in kullandığı minibüste saldırıya uğrayan ve hunharca öldürülen Özgecan Aslan cinayetinin 3. duruşması, yarın Tarsus Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Özgecan’ı öldürme suçundan tutuklu yargılanan Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe, 9 Eylül 2015 tarihinde görülen 2. duruşmada, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla değil, bizzat mahkemeye gelmek istemeleri üzerine, yarınki duruşmada mahkeme salonunda hazır bulundurulacaklar. 2. duruşmada, Fatih Gökçe aleyhine cinsel saldırı suçlaması üzerine açılan kamu davası ana dava ile birleştirilirken, savcılık mütalaasında her üç sanık için de kasten, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.

    “YARIN OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM OLMAZSA KARAR BEKLİYORUZ”

    Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, Özgecan cinayetinin yarınki duruşmasına ilişkin İHA muhabirine yaptığı açıklamada, yarın karar beklediklerini söyledi. Av. Küçük, “Yarın Özgecan Aslan’ın üç erkek tarafından hunharca öldürülmesinin karar duruşması var. Sabah saat 09.00’da Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. İkinci duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Biz de bu mütalaaya karşı beyanlarımızı söyledik. Yarın büyük ihtimalle, olağanüstü bir durum olmazsa karar bekliyoruz” diye konuştu.

    Savcının, mütalaasında her üç sanık için de Özgecan Aslan’ı kasten, canavarca hislerle ve eziyet çektirerek öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talebinde bulunduğunu belirten Küçük, “Bizim de zaten görüşümüz dosyanın kapsamı ele alındığında her üç sanığın müşterek fail ve asli fail olarak Özgecan Aslan’ı katlettikleri yönündeydi. Yine sanıklar Ahmet Suphi Altındöken ve Fatih Gökçe yönünden, Özgecan Aslan’a nitelikli saldırıda bulunmaları nedeniyle cezalandırılmaları, ayrıcı sanık Suphi Altındöken yönünden ‘kişi hürriyetinden yoksun bırakma’ cezalandırma talebi vardı” ifadelerini kullandı.

    “CİNSEL SALDIRI TEŞEBBÜSTE KALMADI, TAMAMLANDI”

    Bir noktada savcının mütalaasından ayrıldıklarını dile getiren Küçük, sanık Suphi Altındöken’in Özgecan’a cinsel saldırısının teşebbüste kalmadığının altını çizerek, şunları söyledi:

    “Bizim savcının görüşünden ayrıldığımız nokta, Suphi Altındöken’in nitelikli cinsel saldırının teşebbüs aşamasında kaldığı yönündeki mütalaasına karşı, teşebbüs aşamasında kalmadığı, tamamlandığı ve bu nedenle teşebbüs hükümlerinin uygulanmaması gerektiği yönünde. Ayrıca nitelikli cinsel saldırının, kişi kendini bedenen ve ruhen koruyamayacak bir durumda gerçekleştiğinden dolayı bu suçtan da cezalandırılmalarını talep ettik.”

    “CEZALARDA İNDİRİM BEKLEMİYORUZ”

    Talep edilen cezalarda herhangi bir indirim olmasının kesinlikle söz konusu olamayacağının altını çizen Küçük, şöyle devam etti:

    “Biz kesinlikle bir indirim beklemiyoruz. Savcının mütalaası da zaten herhangi bir takdir indirimi sebeplerinin uygulanmaması, tam tersi verilecek olan cezalardan asgari hadden uzaklaşarak teşdiden ceza verilmesi yönünde. Bizce bu davanın en önemli noktalarından biri bu. Zaten halkın adalet duygusunu en fazla rahatsız eden konulardan biri de kadına yönelik şiddet davalarında çok basit sebeplerden, hukuken bizim kabul edemeyeceğimiz gerekçelerden takdir indirimi sebeplerinin uygulanmasıydı. Bu davada biz bunun artık kırılacağını ve diğer davalarda da örnek olacağını bekliyoruz.”

  • Zorbey Davası’nda Yerel Mahkeme Direnme Kararı Aldı

    Aydın’da Mart 2012 tarihinde cezaevine götürülürken annesi ile vedalaşma bahanesi ile polisin elinden kaçan ve kendisini yakalamak isteyen polis tarafından vurulması sonucu hayatını kaybeden Mahir Zorbey Demirkaya davası ile ilgili yerel mahkeme kararında ’direnme’ kararı aldı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin olayın faili polis memuru Murat Saylam’a verdiği indirimli hali 2 yıl 2 ay 20 gün olan hapis cezasını 12 yıl istedi. Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada yerel Mahkeme eski kararında ısrar ederek direnme kararı aldı.

    Polis memuru Murat Saylam’ın avukatı Aydın Barosu Avukatlarından Savaş Akçöltekin, “Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmamasını ve eski kararda direnilmesini” talep etti. Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Başkan Mustafa Ümit, Üyeler Havva Aykut Özbay, Emel Bilgin Çelebi ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demirel nezaretinde yapıldı. Olayda hayatını kaybeden Mahir Zorbey Demirkaya’nın yakınlarının da katıldığı duruşmada mahkeme direnme kararı verdi. Kararda “Mahkememizin 04-06-2013 tarih ve 2012/125-2013/269 sayılı kararı yerinde görülmekle 5320 S.Y.’nın 8. Maddesi dikkate alınarak uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK nun 326/3 maddesi gereğince ‘Israr Edilmesine” ifadelerine yer verdi.

    “OLAYIN GEÇMİŞİ”

    Aydın’da 5 Mart 2012 günü polis tarafından bir suçtan dolayı gözaltına alınan ve asker firarisi olduğu gerekçesi ile kesinleşmiş hapis cezası yüzüne okunarak Askeri Cezaevi’ne sevk edilen 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya, adliye çıkışında polis memurlarından ricada bulunup yaşlı annesi ile vedalaşmak istemişti. Güvenlik güçleri tarafından Aydın Adliyesi’nden çıkarılan Mahir Zorbey Demirkaya, adliye kapısında beklemekte olan annesi Ş.Y.C. ile vedalaşmak ve annesine sarılmak için güvenlik güçlerinden yardım istedi. İddiaya göre annesi ile vedalaşması için kelepçesi çözülen Demirkaya, annesi ile vedalaşırken birden kaçmaya başladı. Aydın Adliyesi yanındaki bir numaralı sokağa girdikten sonra Ayakkabıcılar Çarşısı’na dönen Demirkaya ile polis arasında kovalamaca başladı. Kaçan şahsı durdurmaya çalışan polis önce havaya uyarı ateşi açtı. Kaçmaya devam eden Mahir Zorbey Demirkaya, Bedesten Çarşısı yakınlarında Murat Saylam isimli polisin tabancasından çıktığı belirtilen kurşunla başından yaralandı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Mahir Zorbey Demirkaya hayatını kaybetti. Polis gözaltına alındı ve bir süre tutuklu kaldı.

    Aydın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sanık polis memuru Murat Saylam’a taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, kastın aşılmadığı kanaatine varılarak cezanın 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına dönüştürülmesine, paraya çevrilmemesine karar verilmişti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin cezayı az bulup 12. Yıl istemesine karşın Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi direnme kararı aldı.