Etiket: Davasına

  • Bursa metrosundaki hakaret davasına devam edildi

    Bursa metrosunda genç kadına hakaret ettiği iddia edilen şahsın yargılanmasına devam edildi.

    Geçtiğimiz Eylül ayında meydana gelen olayda bursa metrosunda yolculuk yapan Deniz K. yüksek sesli müzik dinlediği için bir gence küfür eden Mehmet A.(50) ile tartışmış, Mehmet A.’nın kendisine “Şortlu kadının başına gelenleri biliyorsunuz. Hala konuşuyorsun. Kes sesini” diye bağırmasının ardından şikayetçi olmuştu. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli Mehmet A. delil yetersizliğinden serbest kalmıştı.

    Sanığın yargılanmasına Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Şahit olarak dinlenen yüksek sesle müzik dinlediği iddia edilen Enes T., “Daha önce sanıktan şikayetçi olmuştum. Şikayetimden vazgeçiyorum” dedi. Öğrenci hakim karşısında verdiği ifadede, “Ben Nilüfer istasyonunda metroya bindim. Mehmet A. kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlediğim için eliyle bana işaret yaptı. Bende sesini kıstım. Hakaret gibi söz söyledi. Ancak kime dediğini bilmiyorum. Dönüp bakmadan, durakta indim” dedi.

    Mahkemede tanık olarak dinlenen Can E. ise, Metro Şehreküstü istasyonuna geldiğinde içeriden bir tartışma sesi duyduğunu Mehmet A. isimli kişinin önce sarışın bayan ile tartıştığını ancak bu bayanın Deniz K. isimli bayan olmadığını söyledi. Deniz K.’nın olaya sonradan dahil olduğunu anlatan Can E., “Deniz hanım ‘Neden çocuğun arkasından hakaret ediyorsun? Ben duydum’ dedi. Bunun üzerine sanık Mehmet A.’da ‘Sana ne lan o….’ diyerek hakaret etti. Daha sonra Mehmet A. ayağa kalktı ve Deniz hanıma, ‘Şortlu kadını biliyorsun. Hala konuşuyorsun. Kes sesini’ diye bağırmasının ardından orada bulunan halktan biri de ‘Şortlu kadının bu konu ile ne alakası var?’ diye serzenişte bulundu” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti duruşmayı eksik evrakların tamamlanması için ileri bir tarihe erteledi.

  • Malatya’daki darbe girişimi davasına AK Parti müdahil oldu

    Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen FETÖ/PDY davasında tanıkların dinlenilmesine geçilirken, AK Parti Malatya İl Başkanlığı da davaya müdahil oldu.

    Yakınca Spor Salonunda görülen davanın öğleden sonraki celsesinde duruşmaya AK Parti Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı da katıldı. 76 sanığın yargılandığı davaya katılan AK Parti Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı, avukatı ve aynı zamanda AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Av. Muhammed Emin Yalçınkaya aracılığı ile mahkeme başkanlığına sunduğu dilekçede AK Parti Malatya İl Başkanlığı olarak davaya katılma talebini iletti. Talebi değerlendiren Mahkeme Başkanı Vedat Koç, AK Parti’nin davaya müdahil olma talebini oy birliği ile kabul etti. Duruşmayı AK Parti Malatya Kadın Kolları Başkanı Aynur Oğuzhan, Gençlik Kolları İl Başkanı Enis Aydoğan ve partililer de izledi.

    Daha sonra duruşmada tanıkların dinlenilmesine geçildi. İlk olarak darbe gecesi izinde olduğu belirlenen İstihkam Alay Komutanı Tuncay Pekşen dinlendi. Pekşen, darbe kalkışmasının olduğu gece evde olduğunu ve televizyondan İstanbul’da boğazın kapatıldığını gördüğünü söyledi. Sonrasında Kurmay Başkanı Avni Angun’un kendisini arayarak ‘Senin alaydan izinsiz olarak sahada olan, sağda solda olan var mı?’ diye sorduğunu belirten Pekşen, kendisinin de ‘Bilmiyorum’ diyerek konuyu hemen araştıracağını söylediğini belirtti. İlerleyen saatlerde İstihkam Alayına gittiğini ifade eden Pekşen, 2. Ordu Karargahını aradığını ve telefona çıkan astsubayın ordu komutanı ve kurmay başkanının gözaltına alındığını söylediğini anlattı. Kurmay Başkanı Avni Angun’u telefonla aradığını kaydeden Pekşen, “Kendisi bana hiçbir emrin geçerli olmadığını, hiçbir gelen mesaja yanıt verilmemesi, başkalarının mesaj çekmesine izin verilmemesini istedi. Hatta benim imzamı görürseniz bile mutlaka benimle sesli temasa geçeceksiniz dedi” ifadelerini kullandı.

    Alayda rütbeli, er ve erbaşları toplayarak emir komutanın kendisinde olduğunu söylediğini belirten Pekşen, Yarbaylar İsmail Akın ve Ahmet Üçbudak’ın emir komuta dışına çıktığını, askerlerin bina içerisine alınarak bölgenin boşaltılmasını istediğini kaydetti. Yarbaylar İsmail Akın ve Ahmet Üçbudak’ın da içerisinde olduğu ZPT’lerin alaydan çıkmaması için gerekli emirleri verdiğini söyleyen Pekşen, bu sırada mühimmat getirip rütbeli askerlere dağıttığını belirtti. Emrindeki askerleri mevzilendirdiğini ifade eden Pekşen, tereddütsüz ZPT’lerin ikaz edilmesi için kanunda ne yazıyorsa gerekenin yapılması içim emir verdiğini belirtti. Pekşen, nizamiyeden kendisini arayan askerin ZPT’nin yoldan şehir merkezine doğru gittiğini iletmesi üzerine polis ve jandarmayı arayarak iki aracın silahlı ve askerli şehre doğru geldiğini söylediğini ifade etti. Pekşen, daha sonra Mahkeme Başkanı Vedat Koç ve avukatlardan gelen soruları yanıtladı.

    Pekşen’den sonra Altay Kışlasında darbe gecesinde görevli rütbeli askerler de tanık olarak dinlendi.

    Dava çıkışında bir açıklama yapan AK Parti Malatya İl Başkanı Hakan Kahtalı, 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimi esnasında Malatya’da da 2’nci Ordu Komutanlığı ve 7’nci Ana Jet Üssünde kalkışmaya destek veren askerlerin bulunduğunu belirterek, “Bizde bugün teşkilattan arkadaşlarımızla, gençlik kollarımız, kadın kollarımızla, Yeşilyurt İlçe Başkanımızla, gençlerimizle birlikte hem bu davaya müdahil olalım hem buradaki yaşanan, Malatyamızda yaşanan ve Türkiyemizde yaşanan olayları birebir yerinde görelim, bunları izleyelim istedik” diye konuştu.

    “Şehitlerimizin kanları yerde kalmayacak”

    Yargılamayı müdahil olarak takip eden Kahtalı şunları söyledi:

    “Bugün burada yapılan bu yargılamada, hain darbe girişiminde bulunan kişilerin birbirleriyle ilgili ifadelerindeki çelişkileri gördük. Bunlar yapmış oldukları açıklamalarla daha çok bu işin yapıldığını tamamen kabullendiklerini gördük. Ancak bunun hangi ellerle yapıldığını, kimler tarafından yapıldığını, binbaşı mı söylemiş, albay mı söylemiş, ordu komutanı mı emir vermiş. Bunlar kendi yapmış oldukları işten ‘nasıl daha az ceza alırız veya kurtulabiliriz’ gayreti içerisindeler. Ama inşallah adaletimiz gerçekten samimi bir şekilde yerini bulacak. Bu ülkede 249 tane kardeşimizin, bu toprakları vatan bilen insanlarımızın kanlarını bu topraklar için akıtmış oldukları o şehitlerimizin bir damla kanını dahi bunlara bırakmayacağız. Ve bizde hem şahsımız hem de partimiz adına hem teşkilatlarımız adına bizde bu davanın takipçileri olacağız. İnşallah en kısa sürede de bu dava sonuçlanacak ve bunlar en ağır şekilde cezalandırılacak. Şehitlerimizin kanları yerde kalmamış olacak.”

  • İstanbul’daki ’ana darbe davası’na devam ediliyor

    “Yurtta Sulh Konseyi’’ İstanbul yapılanmasını kapsayan İstanbul’daki ’ana darbe davasının görülmesine devam ediliyor. Davanın tutuklu sanıkları otobüslerle duruşma salonuna getirilirken çok sayıda şehit yakını ve gazi duruşmayı izlemek üzere Silivri’ye geldi.

    15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin “Yurtta Sulh Konseyi’’ İstanbul yapılanmasını da kapsayan İstanbul’daki ana darbe davasının görülmesine Silivri’de devam ediliyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Cezaevi önündeki duruşma salonunda görülen duruşmaya sanıklar camları filmli iki otobüsle duruşma salonuna getirildi.

    FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 9’u firari 15’i tutuklu 24 sanık yer aldığı dosyanın ilk celsesi Pazartesi günü görülmüştü. Duruşma savcısı olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ve Başsavcı vekili Fatih Karakuş’un görev yaptığı davada mahkeme, davaya katılma taleplerini değerlendirmişti.

    Katılma talepleri kabul edilmişti

    Suçtan doğrudan zarar gördüğü gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile olaylarda şehit olanların yakınları ve gazilerin davaya katılma talebini kabulüne karar verilen duruşmada daha sonra sanık savunmalarına geçilmişti.

    Duruşmada, olası darbede İstanbul sıkıyönetim komutanı olacağı kaydedilen dönemin 3’üncü Kolordu Komutanı Erdal Öztürk savunmasını yapmıştı. Hakkındaki suçlamalarının asılsız olduğunu öne süren Öztürk’ün bugün devam edilecek duruşmada çapraz sorgusu yapılacak. Öztürk’ün çapraz sorgusunun ardından diğer sanıkların savunmasına geçilecek. Öte yandan duruşma öncesinde 15 Temmuz Gazileri Platformu üyeleri başta olmak üzere üzere çok sayıda şehit yakını ve gaziler otobüslerle duruşmaya geldi.

    İddianamede 1 numaralı sanık Fetullah Gülen

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede FETÖ elebaşı Fetullah Gülen 1 numaralı sanık olarak yer alıyor. 9’u firari 15’i tutuklu 24 sanık, İstanbul’da darbeci askerler tarafından şehit edilen 89 vatandaşın ölümünden de sorumlu tutuluyor.

    İddianamede, “Yurtta Sulh Konseyi’’ İstanbul yapılanmasının, Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyyup Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık isimli sanıklardan oluştuğu vurgulanıyor.

    Askerlerin eylemleri sonucu 2’si asker, 5’i polis, 82’si sivil vatandaş olmak üzere İstanbul’da toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği aktarılan iddianamede kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açılarak öldürülmelerine teşebbüs edildiği, eylemlerin yöneldiği mağdurlardan 685’inin yaralandığı belirtiliyor.

    800 Bylock’çudan 500’ü darbe girişimine katılmadı

    İddianamede FETÖ’nün TSK içerisinde kümelenen uyuyan hücrelerine de dikkat çekiliyor. Darbe girişimine katılmayan ancak örgütün kriptolu haberleşme uygulaması Bylock’u kullanan 800 personelin varlığının tespit edildiği, bunlardan 500’ünün ise darbe girişimine iştirak etmediklerine dikkat çekildiği iddianamede, bu kişilerin darbenin başarısız olmaları durumunda ikinci bir darbe girişiminde kullanılmak üzere uyuyan hücreler olarak bekletildikleri tespiti yer alıyor.

    İddianamede FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor. İddianamede ’Yurtta Sulh Konseyi’in İstanbul yapılanmasında yer aldıkları gerekçesiyle Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyüp Gürler’in de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında, doksan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve yüz yetmiş dörder yıla kadar hapis cezası istenirken diğer 13 kişi hakkında da en az üçer kez olmak üzere ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 30 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.

  • Memur-Sen’den ’Genelkurmay Çatı Davası’na ilişkin açıklama

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Genelkurmay Çatı Davasına ilişkin “Bu davayı Memur-Sen ailesi olarak sonuna kadar takip etmek için, şehit olan dört tane Memur-Sen ferdinin bu davada takipçisi olmak için buradayız” dedi.

    “Genelkurmay Çatı Davası” Sincan Cezaevi yerleşkesi mahkeme salonunda başladı. Darbe girişimi çatı davasının sanıkları hakim karşısına çıkarken Memur-Sen’den mahkeme binası önünde basın açıklaması geldi. Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın yaptığı açıklamada, bugünün Türkiye için tarihi bir gün olduğunu belirterek, “Türkiye’nin geleceğine kastedenlerin, milletin iradesini hafife alanların, kanlı bir kalkışmayla bu milletin kanına girenlerin yargı önüne çıkarıldığı, hesap verecekleri gün. Dolayısıyla bu davayı Memur-Sen ailesi olarak sonuna kadar takip etmek için, şehit olan dört tane Memur-Sen ferdinin bu davada takipçisi olmak için buradayız” diye konuştu.

    “Memur-Sen ailesi olarak bu davayı baştan sona takip edeceğiz” ifadelerini kullanan Yalçın, “En ufak zafiyete müsaade ettirmeyeceğiz, çünkü 15 Temmuz darbesi Türkiye’de darbeler parantezinin sonuna kadar kapanması için son derece önemli” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, kampüs içinde basın açıklaması yapan bir diğer grup da ellerinde urganlarla “idam, idam isteriz”, “şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları attı.

  • Antalyaspor stadyumunda ’tecavüz marşı’ davasına görevsizlik kararı

    Antalyaspor’un geçtiğimiz yıl Fenerbahçe’yi sahasında 4-2 yendiği maçta çalınan ve internette ’tecavüz marşı’ olarak adlandırılan ’The End’ şarkısı davası görülmeye başladı. Antalya Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşması görevsizlik kararıyla 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

    Antalya’da 5 Şubat 2016’da oynanan ve Antalyaspor’un Fenerbahçe’yi 4- 2 yendiği maçın bitiminde statta, Yeşilçam filmlerinde Nuri Alço’nun canlandırdığı ve tecavüz sahnelerinde kullanıldığı için, özellikle internet ortamında ’tecavüz marşı’ olarak isimlendirilen John Carpenter’a ait ’The End’ şarkısı çalınmıştı. Konunun basında yer alması üzerine Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği, olaya tepki göstererek, Antalyaspor Kulübüne dava açmıştı.

    “3. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi”

    Antalya Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davada hakim ‘Görevsizlik kararı vererek’ davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdi. Mahkemenin kararını vermesinin ardından davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüleceği belirtildi.

    Davanın ardından adliye bahçesinde basın açıklaması yapan Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği müşteki vekili avukatı Aylin Onursev, “Futbol takımları bunu ‘Operasyon Müziği’ olarak kullanıyor. İnternete girdiğiniz zaman ‘Nuri Alço tecavüz müziği’ olarak çıkıyor. Herkes bu müziğin Nuri Alço’nun tecavüz sahnelerinde kullanıldığının farkında ama ne yazık ki her golden sonra bu marşlarda kullanılan bir müzik. Kadınların tecavüz edilmesinin meşrulaştırıldığı bir söylemi aslında üretiyor” dedi.

    “Bütün tribünlerin ve futbol sahalarının kadınlara açılmasını istiyoruz”

    Antalyaspor’un, Fenerbahçe’ye karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalındığını ifade eden Onursev, “Görevsizlik kararı verilmesi dosyanın uzaması dışında çok da bir anlam ifade etmiyor. Biz daha dosya esnasında beyanımızı ilettik. TCK’nın 216/2 maddesinin daha ağır bir suç olduğunu ve dosyanın aslında 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülebileceğini beyana geçirdik ama mahkeme hakimi böyle takdir etti. Uzman olarak 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin olduğunu, spor suçlarının orada görüldüğünü ve o mahkemenin bakmasının doğru olacağını beyan etti ve o şekilde karar verdi. Biz itirazımızı yapacağız. Bizim bu davaları görmemizin temel amacı, hep birlikte her birimiz farklı kimliklerimizle ve dayanışarak, sahalardaki tüm güzel hareketleri, tüm başarıları şiddet dili üretmeden ve kimsenin aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği sloganlarla kutlayarak futbolu seviyor ve destekliyoruz. Bu şekilde futbol olması için mücadelemiz. Bütün tribünlerin ve futbol sahalarının kadınlara açılmasını istiyoruz. Kadınlar ötekileştirilmeden, küfredilmeden ve şiddet dili üretilmeden rahatça her alanda bulunabilsin diye mücadele ediyoruz. Buna kulüplerde, TFF’de dahil olursa çabalarımızın meyvelerini görmüş olacağız” ifadelerini kaydetti.

    “Ne yazık ki her golden sonra kullanılan bir müzik”

    Marşın son olarak Bursaspor’un stadyumunda çalındığını ifade eden avukat Onursev, “Bursaspor çalmış stadyumunda. Gollerden sonra bu ‘tecavüz marşı’ çalınmaya devam ediyor. Antalyaspor, biz dava açtıktan sonra bir daha çalmadı. Bizim karşı çıktığımız kadınlara tecavüzün meşru olmadığı, böyle bir şeyin kesinlikle dilde üretilmesinin aslında kadınların tecavüzünün hak görüldüğü belki de doğru olduğu söyleminin insanların düşüncesinde üretilmesiyle ilgili. O yüzden biz spor futbol kulüplerinin bu konuda hem sporcularına, hem taraftarlarına eğitim vermesini, slogan attırmasını hesaba katmasını, anonslarında belirtmesini istiyoruz. İddia ediyoruz ki siz anonslarınızda ve pankartlarınızda erkek şiddetini ayıplayan ve kınayan mesajlar verirseniz küfürler ve cezaları daha az ödersiniz” diye konuştu.