Etiket: Davası

  • Dev uyuşturucu operasyonu davası 1 Nisan’a ertelendi

    Dev uyuşturucu operasyonu davası 1 Nisan’a ertelendi

    Erzurum’da cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonunda bir tırda 1 ton 535 kilogram eroin ele geçirilmesiyle ilgili 7’si tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 1 Nisan’a erteledi.

    24 Ocak 2019 tarihinde Erzurum – Erzincan kara yolunda uygulama noktasında şüphe üzerine durdurulan tırda yapılan aramada 1 ton 535 kilogram eroin ele geçirilmişti. Olayın ardından Emniyet Müdürlüğü ekiplerince derinleştirilen tahkikatta yakalanan 7 sanık bugün Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 3. kez hakim karşısına çıkarıldı.

    Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, zanlıların “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak”, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek”, ve “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçlarından 169 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

    Cumhuriyet tarihinde tek operasyonda ele geçirilen en yüksek miktardaki eroin olarak polis kayıtlarına geçen olayla ilgili olarak uyuşturucu şebekesinin lideri olduğu öne sürülen tutuklu sanık Mehmet Zeki Fidan ile Saruhan Özçelik, Ali Yıldırım, Hacı Karahan, Mahmut Mısır, Ahmet Özdemir, Erdal Ergi ve tutuksuz sanık Mazlum Özdemir polisin yoğun güvenlik önlemleri altında Erzurum Adliyesine getirildi. Saat 10.15 sıralarında başlayan duruşmaya sanıkların yakınları da izleyici olarak katıldı.

    Duruşmada tanıklar dinlendikten sonra sanıkların savunmaları alındı. Duruşmanın sonunda ise sanık avukatları savunma yaptı.

    Mahkeme heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 1 Nisan’a erteledi.

  • Aydemir: ‘Akif’in ufku ufkumuz,  davası davamızdır’

    Aydemir: ‘Akif’in ufku ufkumuz, davası davamızdır’

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, hayatının tamamını tevhid ve vahdet imanına hasreden abide bir şahsiyet, tüm medeniyetimiz sahasında mümtaz bir mütefekkir, bütün iman coğrafyamız kaydında birlik ve kardeşlik mesajı veren bir iman adamıdır. ‘ dedi.

    AKİF, MİLLİ MİZAÇ VE MANEVİ TEFEKKÜRÜMÜZÜN SEMBOLÜDÜR

    Milli Şair Akif’in hakka vuslatının 83’üncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Milletvekili Aydemir, ‘Milli ve manevi temellerimizi diri tutmak, değerlerimizi canlı kılmak, kıymet hükümlerimizi bir damga halinde küresel izana vurmak, ilelebet hakkı söylemek ve hakka yönelmek niyet ve amacına baş koyan Akif, milli mizaç ve mukaddesata dayalı tefekkürümüzün sembolüdür. ‘ kaydını düştü.

    ‘AKİF BİR MANA ADAMIDIR’

    Milletvekili Aydemir, ‘Milli şairimiz Akif, şüheda coğrafyası vatanı anlayan, ona anlam veren değerleriyle vatan mukaddesini en iyi anlatan, bize ufuk çizen ve ilham veren bir mana adamıdır. Müslüman birliğini oluşturmak, inananları ele ele gönül gönüle kılarak tek cephe halinde görmek isteyen müstesna şahsiyet olan Akif, İla’yı Kemetullah davasının mensubu, bu yolda devleti ebed müddet kılmak fikrinin savunucusudur.’ dedi.

    ‘BİRLİKTE RAHMET VARDIR’

    Milli şair ve mütefekkir, Mehmet Akif’i; milli feraset ve basiretimizin hatırlatıcısı, manevi izan ve ruhumuzun temsilcisi, Kur’andan ilhamını alan yüksek medeniyet ufkumuzun habercisi, ‘Birlikte rahmet vardır’ ilahi mesajının müddeisi’ olarak takdim ve tarif eden Milletvekili Aydemir, ‘Hayat üslubu ve eserleriyle, mübarek ecdadın hassasiyet ve dikkatlerini dile getiren İman ve mücahade adamı Akif; Müslümanları birbirinden uzaklaştıran gaflet ve cehaletin karşısında olmuş, ümmeti vahdet imanında buluşmaya davet etmiştir.’ vurgusunda bulundu.

    AKİF’İN ÇAĞRISI

    ‘Akif, hak yoluna adanmışlığı, o yolda nefisten geçmenin faziletini eser eser kaydeden müstesna bir değerimizdir’ diyen Milletvekili Aydemir, ‘O, Milli ve Manevi değerlerimizin ifade ettiği izzet, haysiyet ve dirayeti, Asım’ın nesli olarak tasvir ettiği gençliğe bir manevi meşrep ve karakter olarak tavsiye etmiş, ecdadın ufkunda buluşmaya çağrıda bulunmuştur. ‘ dedi.

    ‘İMANDIR O CEVHER Kİ İLAHİ NE BÜYÜKTÜR’

    Milletvekili Aydemir, ‘Mukaddesattan neşet eden ruh, milli dinamizmi, bir imanlı duruş olarak, ‘İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek sinede yüktür’’ dizeleriyle aktaran Akifimiz, eserlerinde, davranış ve yaklaşımlarında islami letafet ve zerafeti ortaya koymuş, milli hamaset ve dirayeti şahsiyetinde temsil etmiştir. ‘ tespitini paylaştı.

    VAHDET VE TEVHİD ÇAĞRISI

    Milletvekili Aydemir, ‘Milli Şairimiz Akif, bugün de parçalanmış bir görüntü veren İslam aleminin selameti için yegane yolun vahdet ve tevhidde buluşmak olduğunu kaydetmiş, bu hakikate erişildiğinde, ‘Değil mi cephemizin sinesinde iman bir/Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir/Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz/ Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz’ kaydında bir metanetin sağlanacağını belirtmiştir. ‘ dedi.

    EZAN, BAYRAK VE VATAN

    Akif’in ezanı, ‘Bu lahuti sada çıktıkça cuşa cuş olup yerden/İner esrarı kudret Kibriya tavrıyla göklerden” ; vatanı, ‘Enbiya yurdu bu toprak, şüheda burcu bu yer/Bir yıkık türbesinin üstüne Mevla titrer’ dizeleriyle berceste bir üslupla tarif ettiğine dikkat çeken Milletvekili Aydemir, ‘Milli şair Akif bu mukaddeslerin muhafazası yolunda daimi bir birliği işaret etmiş, ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez/Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez’ dizeleriyle birliğin dirliği getireceğine dikkat çekmiştir. ‘ değerlendirmesini yaptı.

    ‘HAKİKİ MÜSLÜMANLIK EN BÜYÜK KAHRAMANLIKTIR’

    Milletvekili Aydemir, ‘‘Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır’ diyen Akif, bugün yaptırımlar, spekülasyonlarla milli metanetimizi bozmaya çalışan dış ve iç ihanet odaklarına karşı, yıllar önce bir kayıt düşmüş, ‘Siz ki son lema’ı ümmidisiniz İslamın/Dayanın gayzına artık medeni akvamın’ vurgusuyla imanlı duruş ve kararlılığın her türlü oyun ve hileyi bozacağını belirtmiştir. ‘ dedi.

    ALLAH’IN RAHMETİ ÜZERİNE OLSUN

    Milletvekili Aydemir, Milli şairimiz, mütefekkir, dava adamı Mehmet Akif’imizi hakka vuslatının 83’üncü yıldönümünde bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle anıyor, Onun İslam Alemi için Cenabı Hakka yönelttiği; ‘Müminlere imdada yetiş merhametinle’ niyazını yürekten paylaşıyoruz. ‘ dedi.

  • Dev uyuşturucu operasyonu davası 12 Şubat’a ertelendi

    Dev uyuşturucu operasyonu davası 12 Şubat’a ertelendi

    Erzurum’da cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonunda bir tırda 1 ton 535 kilogram eroin ele geçirilmesiyle ilgili 7’si tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 12 Şubat tarihine erteledi.

    24 Ocak 2019 tarihinde Erzurum – Erzincan karayolunda uygulama noktasında şüphe üzerine durdurulan tırda yapılan aramada 1 ton 535 kilogram eroin ele geçirilmişti. Olayın ardından Emniyet Müdürlüğü ekiplerince derinleştirilen tahkikatta yakalanan 7 sanık bugün Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2. kez hakim karşısına çıkarıldı.

    Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, zanlıların “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kurulan örgüte üye olmak”, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek”, “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etmek” ve “Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma” suçlarından 169 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

    Cumhuriyet tarihinde tek operasyonda ele geçirilen en yüksek miktardaki eroin olarak polis kayıtlarına geçen olayla ilgili olarak uyuşturucu şebekesinin lideri olduğu öne sürülen tutuklu sanık Mehmet Zeki Fidan ile Saruhan Özçelik, Ali Yıldırım, Mahmut Mısır, Ahmet Özdemir, Erdal Ergi ve tutuksuz sanık Mazlum Özdemir polisin yoğun güvenlik önlemleri altında Erzurum Adliyesine getirildi. Tutuklu sanıklardan Hacı Karahan ise Elazığ Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde olduğu için mahkemeye katılamadı.10.10 sıralarında başlayan duruşmaya sanıkların yakınları da izleyici olarak katıldı.

    Mahkeme heyeti, 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 12 Şubat tarihine erteledi.

  • Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü ile ilgili GPS davası 8 Ocak’a ertelendi

    Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü ile ilgili GPS davası 8 Ocak’a ertelendi

    BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin helikopterin düşmesiyle hayatını kaybettiği olayda GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili 10 sanığın yargılandığı dava,

    8 Ocak 2020 tarihine ertelendi.

    2009 yılında Kahramanmaraş’ta yaşanan helikopter kazası sonucu dönemin BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili GPS hırsızlığı davası, Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer, oğlu Furkan, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, İHA muhabiri İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş’in de katıldığı duruşmaya partilerin yoğun katılım göstermesi nedeniyle salonda adım atacak yer kalmadı. SEGBİS’te yaşanan kısa süreli arızanın giderilmesinin ardından başlayan duruşma, başka suçtan cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar Davut Uçum, Aydın Özsıcak ve Yusuf Yiğit’in dinlenmesiyle başladı. Yazıcıoğlu ve diğer ailelerin avukatları, Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmalarının ana dosyada birleştirilmesi ve sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep ettiler.

    6 saat süren duruşma, eksik belgelerin giderilmesi için 8 Ocak 2020 tarihine ertelendi. Duruşma salonunu terk eden İHA muhabiri İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Bugün yine sanıklar dinlendi Aydın Özsıcak ile Davut Uçum. Tabii bizim burada 10 yıldır bir çabamız var. Bu 10 yılın son 2 yılında iyi bir aşama kaydettik. Göksun ilçesindeki davaya ilk etapta bizleri müdahil etmemişlerdi. Müracaatlar sonrası aileleri de müdahil ettiler. Davada adı geçen Aydın Özsıcak ile Davut Uçum hakkında 2011 yılında bir tutuklama olmuştu. Özgürlük mahkemesi adıyla çıkan bir yasayla bu kişiler serbest kaldı ve daha sonra Cumhurbaşkanına suikast girişiminden aynı tim yeniden ortaya çıktı. Şimdi ağırlaştırılmış müebbetle FETÖ davasından yatıyorlar. Adalet istiyoruz diye basit bir cümle söylemek istemiyorum artık. Adaleti devlet bize teslim etmek zorunda, hepimizin çocukları var. Ölen şahitlerimiz için ahirette borcumuz var, dünyada da sadece çocuklarımıza borcumuz var. Babalarının, İsmail’in nasıl olduğunu onlara anlatmakla mükellefiz. İsmail öldürüldü bu artık kesin. Cinayete kurban gitti. Hamza T. diye bir komutanın, ‘X şahıs bekliyor, ölene kadar bekliyor’ cümlesi bile İsmail’in öldürüldüğüne şahittir. İsmail hiçbir şekilde aşağıya inmedi. Onu aşağıya attılar. Bu açık. Çenesi kırık bir insan konuşamaz zaten. Burada yaşayan bir insanın ölümünü seyretmelerini biliyoruz. Adalet Bakanımızdan ve gerekli mercilerden bize destek vermeliler. Bu işin artık sonlanması gerekiyor” dedi.

    Davanın muhatabı olarak diğer katılımcılardan saygı beklediklerini kaydeden Güneş, “Duruşma salonunu terk etmemin sebebi, içeriye seyirci olarak katılanlardan dolayı yer kalmamasından dolayı. Ben şehit ailesiyim, İsmail Güneş’in eşiyim. Davanın birinci dereceden müdahiliyim. Ama biz orada oturacak yer bulamıyoruz. Tamam insanlar merak ediyorlar, dava arkadaşlarıdır saygım sonsuz. Duruşmalar sırasında avukatlarımız bile yer bulamıyorlar. İnsanların biraz saygılı olması gerekiyor. Acıyı biz yaşıyoruz ama insanların oraya seyirci olarak geldiklerinde bizlere saygı göstermelerini istiyoruz. Bu bizim hakkımız. Saygının olmadığı yerde kimse de benden saygı bekleyemez. Bu konudan dolayı tepkimi dile getirdim” dedi.

    “Davaların birleştirilmesi gerekiyor”

    Davayı takip eden Uluslararası İnsan Hakları ve Demokrasi Derneği Genel Başkanı Remzi Çayır ise, “Bilindiği üzere 2009 yılından 2019 yılına kadar birçok yol katedildi ama sonuç hala alınamadı. Avukatlarımızın da ifade ettiği gibi dosyaların birleştirilmesi lazım. Yani Ankara’da ayrı, Sivas’ta ayrı bir dava, Kahramanmaraş’ta ayrı bir dava, Göksun’da ayrı bir dava olmaması lazım. Ortada şehit olmuş, katledilmiş insanlar var. Suikast olayı var. Dolayısıyla bu davaların toplatılması bir yerde görülmesi ve birleştirilmesi gerekir ki, sonuç alınabilsin. Aksi halde davalar bu şekilde bölünmeye devam ederse iş sulanır ve başkalaşır. Bu davanın sanıkları konumunda olan insanların birçoğu şuan darbeden dolayı içerideler. Dolayısıyla işin ciddiyeti ortada. Bu ciddiyete uygun yargının davaları mutlaka birleştirip, sonuca gitmesi gerekir” dedi.

  • Çorlu tren kazası davası başladı

    Çorlu tren kazası davası başladı

    Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018 tarihinde 25 kişinin öldüğü, 300’ü aşkın kişinin de yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın görülmesine başlandı.

    Çorlu Halk Eğitimi Merkezi 15 Temmuz Kültür Merkezi’nde görülen duruşla öncesi Atatürk Bulvarı Santral Kavşağı’nda toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, duruşmanın yapılacağı binaya kadar ellerinde döviz ve pankartlarla yürüdü. Kazada ölen ve yaralananların yakınları, duruşmanın yapılacağı salona kimlik kontrolü yapılarak alınmak istendi. Bazı avukatların duruma itiraz ederek mahkeme heyetiyle kısa bir görüşme yapmasının ardından salona girmek isteyenler sadece kimliklerini göstererek girdi. Duruşma salonuna bilgisayar, kayıt cihazı, fotoğraf makinesi ve kamera gibi cihazlar ise alınmadı. Duruşmanın yapılacağı bina önü, içi ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alan polis, duruşmaya katılanların çantalarını X-ray cihazından geçirip, üzerlerini de tek tek aradı. Mahkeme heyeti, avukatlar ve müştekilerin yerlerini almasının ardından duruşma başladı.