Etiket: Davalarında

  • FETÖ davalarında 730 kişi hakkında karar verildi

    FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili Adıyaman’da görülen davalarda bu güne kadar yargılanan 850 kişiden 730 kişi hakkında mahkeme heyeti karar verdi.

    Adıyaman 2. Ağır ceza Mahkemesinde görülen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü davasında yargılanan 850 kişi içerisinde 730’u ile ilgili karar verildi. Toplam 647 dava dosyasında yer alan 850 kişiden 730 kişi hakkında karar verilirken 120 kişi hakkında yargılama sürüyor. 113 dava dosyasında yargılama sürüyor.

    Hakkında karar verilen 730 kişiden 483’u mahkumiyet alırken, 80 kişi beraat etti. 167 kişi ile ilgili ise dosya birleştirme ve yetersizlik kararı verildi.

    ‘Darbeye teşebbüs’, ‘örgüt yöneticiliği’ ve ‘örgüt üyeliği’ suçlanan sanıklara 1 yıl 6 aydan başlayan ve müebbete kadar hapis cezası verildi.

  • FETÖ davalarında 490 kişi hakkında karar verildi

    FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili Adıyaman’da görülen davalarda bu güne kadar 490 kişi hakkında mahkeme heyeti karar verdi.

    Adıyaman’da 15 Temmuz hain darbe girişimi ile birlikte artan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü davalarında 478 dosyada 656 kişi yargılandı. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü davalarında 336 dosya ile ilgili mahkeme kararını açıklayarak, 490 kişi hakkında hüküm verdi. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 142 dosyada 166 kişinin yargılanması sürüyor. Hakkında karar verilen 490 kişiden 361 ile ilgili mahkumiyet verildi.

    ‘Darbeye teşebbüs’, ‘örgüt yöneticiliği’ ve ‘örgüt üyeliği’ suçlanan sanıklar hakkında mahkeme 26 Mayıs 2017 tarihinden itibaren dosyaları karara bağlamaya başladı.

    Adıyaman’da görülen en önemli davalardan birisi olan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ‘çatı’ davasında 63 sanık yargılanmış ve bu kişilerden 57’si hakkında karar çıkmıştı. Devleti 1 milyon 305 bin 956 TL zarara uğratarak örgüte para aktaran sanıklara toplam 26 milyon 285 bin 640 TL para cezası verilmişti. Aynı davada yargılanan örgütün İl İmamı Habip Biçakci hakkında mahkeme ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütünü yönetmek’ suçundan 16 yıl 6 ay, ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan 9 yıl olmak üzere toplam 25 yıl 6 ay hapis cezasına ve 4 milyon 500 bin TL adli para cezasına çarptırılmıştı.

    FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyelerine mahkeme heyeti 1 yıl 6 aydan, 25 yıl 6’a kadar değişen oranlarda hapis ceza verdi.

  • Bahçıvan: “İş Davalarında Amaç Adaleti Sağlamak Olmalı”

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Erdal Bahçıvan, meclis Ocak ayı toplantısında “İş davalarında amaç adaleti sağlamak olmalı” dedi.

    İstanbul Sanayi Odası (İSO), meclisi Ocak ayı olağan toplantısı, “Ekonomimiz ve Sanayimiz Açısından Yargı Sisteminin İyileştirilmesi ile Hızlı ve Etkin Bir Hukuk Sisteminin Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın konuk olarak katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan Türkiye’nin kapsamlı bir reform dönemini başlattığı bu dönemde, aynı zamanda yargı sisteminin iyileştirilmesiyle hızlı ve etkin bir hukuk sisteminin kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

    Çinli filozof Konfüçyüs’ün, “Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner” sözünü hatırlatan Bahçıvan, “Ülkemizin son yıllarda yaşadığı büyük toplumsal ve ekonomik değişim, yargı alanına yönelik bir reformu öncelikli ihtiyaç haline getirmiştir. Hükümetimiz tarafından açıklanan “Yargı Reformu Stratejisi” umut verici bir gelişme. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ndeki beş temel hedef olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, hesap verilebilirlik ve şeffaflığın artırılması, yargının daha hızlı ve verimli çalışmasının temini, insan odaklı sistemin geliştirilmesi ve özgürlükleri koruyan yaklaşımın hakim kılınması çok önemli” dedi.

    “İŞVEREN DAVALARDA HAKSIZ BULUNARAK ZARARA UĞRATILIYOR”

    İşçi-işveren ilişkileri ve çalışma hayatı ile ilgili hukuki sorunlarına değinen Bahçıvan, iş davalarının çoğunlukla işveren aleyhine sonuçlandığını, yargıçların, ’güçlü karşısında güçsüzün korunması’ ilkesinden yola çıkarak çalışanı koruma eğiliminde olduğunu dile getirdi. Gelinen noktada işverenlerin davalarda yüzde 99 haksız kabul edilerek zarara uğratıldığını, kanuni düzenlemelerin sadece işçi lehine esnetildiğini ve kamu vicdanının rahatsız edildiğini vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi: “Ülkemiz sanayinin dünya rekabeti içinde yerini alması için, işçinin de işverenin de eşit şartlar ve eşit haklar altında, amaç birliği içinde çalışması büyük bir önem taşımaktadır. Davalarda amaç popülist yaklaşımla tek tarafı korumak değil adaleti sağlamak olmalıdır. Çalışanların ücret alacakları ile kıdem ve ihbar tazminatlarına dair kanunda öngörülen zamanaşımı süreleri de çok uzun, bunun iki yıl ile kısıtlanması gerekmektedir. Yine son yıllarda iş davalarının sayısındaki artış, çalışma huzur ve barışını zedelerken işletmelerin verimliliğini olumsuz etkilemektedir. İş kanunu tasarısında, iş uyuşmazlıklarında dava açmadan önce ’arabulucuya’ başvurmanın zorunlu kılınması son derece olumlu bir gelişmedir. Ayrıca gelişmiş ülkelerdeki esnek çalışma modellerinin ülkemizde uygulanamaması önemli bir sorun. Mahkemeler, ‘alt işverenlik uygulamasına işverenin muvazaalı işlemidir’ anlayışıyla bakıyor. Tarafların iradesine uygun olarak kurulan belirli süreli iş sözleşmelerinin dahi geçersiz kabul edilmesi, yeni istihdam şekilleri yaratılmasını engellemektedir”.

    “HUKUKİ İNOVASYON OLAN ALTERNATİF YÖNTEMLER YAYGINLAŞMALI”

    Bahçıvan, tahkim, arabuluculuk, hakem-bilirkişilik gibi hukuki inovasyon olarak tanımlanabilecek alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyleyerek, “Hakem, Bilirkişi, Eksper Listeleri Yönetmeliği gereği Sanayi ve Ticaret Odaları kendi bilirkişi listelerini oluşturmaktadır. Bu sebeple Sanayi ve Ticaret Odaları, kurulması planlanan Bilirkişilik Kurulları’nda yer almalıdır” dedi.

    Bahçıvan’ın diğer konulara ilişkin önerilerini şu şekilde sıraladı:

    Belli bir meblağın altındaki ticari uyuşmazlıklarda tahkimin zorunlu tutulması sağlanmalıdır.

    Davaların uzun sürmesi sorunu karşısında, yasal altyapısı 2004 yılında oluşturulan İstinaf Mahkemeleri’nin, Temmuz 2016 itibariyle hayata geçirilecek olması umut vericidir.

    İhtisas Mahkemeleri, uzman hakimlerin davaları daha doğru ve bilirkişiye gitmeden en kısa sürede çözebileceği sistem olarak görülmeli ve uygulaması geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır.

    Türkiye’de iflas ertelemedeki süre kısıtının ortadan kaldırılması, AB uyum sürecinde uygulanan düzenlemeler dikkate alınarak kanunlaştırılması, şirket mağduriyetlerini ortadan kaldıracak önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede konunun uzmanı kayyum atamalarının yapılması, kötü niyetli eylemlerin önlenebilmesi amacıyla Odalar tarafından belirlenecek konunun uzmanı bilirkişilerin de yetkilendirilmesi gerekmektedir.

    Odalar tarafından seçilecek “Fahri Hakimlerin” atanması için gerekli düzenlemelerin yapılması elzemdir.

    Devlet, şirket gibi hareket ederek işlemlerde bulunmakta, borçlanmaktadır. Devlet mallarının haczedilememesi gibi kanundan doğan kısıtlar nedeniyle alacağını tahsil edemeyen işyerleri zor duruma düşmekte ve iflasa kadar gidebilmektedir. Devlet kurumlarının herhangi bir satın alma yapması halinde, ayrım yapılmaksızın devletin de özel sektöre benzer bir yaptırıma tabi tutulması gerekmektedir.

    İdari yargıda kararların geç alınması, yürütmenin durdurulması kararlarının geç verilmesi veya hiç verilmemesi nedeni ile telafi edilemez zararlar oluşmaktadır. Bu zararların önlenmesi amacıyla yürütmeyi durdurma talebinde bulunulduğu tarih itibariyle, hakimin kararını vereceği süre sonuna kadar yürütmeyi durdurma hükmü verilmiş gibi işlem yapılmasının sağlanması gerekmektedir.

    İcra takibine itiraz maddeleri yeniden düzenlenerek belgesiz ve mesnetsiz itirazın geçersiz olacağı eklenmelidir.

    İcra sisteminin özelleştirilmesi veya sistemin hızlı şekilde işlemesi için farklı çalışmalar ve çözüm önerileri üretilmelidir.