Etiket: Davada

  • Trafik polisinin öldüğü davada yeni gelişme

    İzmir’in Bayraklı ilçesinde, bir yıl önce trafik akışını düzenleyen polis memuruna motosikletiyle çarparak ölümüne neden olduğu iddiasıyla hakkında dava açılan tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi. Bilirkişi raporlarına sanık avukatı itiraz ederken, Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulundan rapor alınmasını talip etti.

    Alınan bilgilere göre, 1 Haziran 2016 günü yaşanan olayda, trafik akışını düzenleyen polis memuru Sabri Emir’e motosikletiyle çarpan Burak D., memurun ölümüne neden olduğu iddiasıyla hakkında dava açılmıştı. İzmir 11. Asliye Ceza Mahkemesinde 8. celsesi görülen davanın duruşmasında, hakkında 6 yıla kadar hapis cezası istenen tutuksuz sanık Burak D. ile ölen polisin eşi Özlem Emir ve taraf avukatları hazır bulundu. Mahkeme başkanı, sanık avukatının celse arasında bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 4 sayfalık dilekçenin sunulduğunu okudu. Geçen ara kararı uyarınca rapora karşı diyecekleri sanık avukatından soruldu. Sanık avukatı, itiraz dilekçelerini tekrar ettiklerini, dilekçelerinde belirttiği gibi itirazları doğrultusunda Adli Tıp Trafik ihtisas Dairesinden rapor alınmasını talep etti.

    “Bilirkişi raporu iddialarımızı doğrulamaktadır”

    Davaya müdahil olarak katılan polisin eşi Özlem Emir’in avukatı, “Bilirkişi raporu iddialarımızı doğrulamaktadır. Olayın trafiğe kapalı taralı alanda meydana geldiği, karşıdan karşıya geçmeye hiçbir ilgisinin bulunmadığı ortaya konmuştur. Bu nedenle olası kasta ilişkin önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz” dedi.

    Mahkeme başkanı, toplanan deliller, daha önce alınan bilirkişi raporları, rapora karşı müdahil vekilinin beyanları ile sanık vekilinin itirazları dikkate alınarak olayın oluşu, sanığın kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa ne suretle kusuru olduğu ve önceki bilirkişi raporları ile farklılık var ise bunun gerekçeleri, kusurun yoğunluğu belirtir şekilde rapor alınması hususunda Adli Tıp Trafik İhtisas Kuruluna yazı yazılmasına karar verip duruşmayı ekim ayına erteledi.

    Sanık ilk duruşmada konuşmuştu

    İlk duruşmada konuşan sanık Burak D., olayı anlatmıştı. Burak D., “Motosiklet ile Konak yönüne gidiyordum. Trafik çok yoğundu. Önümde yaklaşık 30 kilometre hız ile akan trafikten çıkarak sağ taraftaki geniş alana motosikletimle geçtim, hızım 35- 40 kilometreydi. Araçların arasından birisinini çıkacağını düşünemedim. Sağ taraftan bir süre gittikten sonra sola geçip trafikten devam edecektim. Ancak birden önüme akan trafikten yol kenarına doğru birisi çıktı, frene bastım ancak ani bir çarpışma olduğu için fren etkisini gösteremedi, ben yaklaşık 5 metre kadar savruldum. Ölen polis memuru da 3- 4 metre kadar ileriye savruldu. Çarptığım kişinin çarpma anı ani olduğu için üzerindeki kıyafetinin resmi olup olmadığını göremedim, ancak yardım için yanına gittiğimde resmi kıyafetli olduğunu gördüm. Böyle bir olay olduğu için üzgünüm. Ayrıca müştekilerin varsa maddi zararlarını gidermek istiyorum” dedi.

    Olayın geçmişi

    Olay, geçtiğimiz 1 Haziran 2016 günü, sabah saatlerde meydana gelmişti. İzmir Emniyet Müdürlüğüne bağlı Trafik Şube Denetleme Büro Amirliği ekipleri Melez deltası bölgesinde uygulama yapıyordu. Bu sırada Burak D. (23) idaresindeki 35 DC 2039 plakalı arazi tipi motosiklet, hızla polis memuru Sabri Emir’e (32) çarptı. Emir, çarpmanın etkisiyle ağır yaralandı. Olay yerine hemen 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı polis memuruna ilk müdahale olay yerinde yapılarak hemen Ege Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı. Ağır yaralı olan genç polis, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili Burak D. ise gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece şüpheli Burak D. tutuklandı. Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Nesri Sumru Tunç Emeklioğlu, sanık Burak Demir hakkında ’Taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2-6 yıl hapis cezası istemiyle yargılanması için dava açtı. İzmir 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın 5. celsesinde tutuklu yargılanan sanık Burak D. Tahliye olmuş ve tutuksuz yargılanmaya devam etmişti.

  • FETÖ’nün Söke’deki öğretmen yapılanmasına yönelik davada 4 tahliye

    Aydın’da yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün 23 sanıklı Söke’deki öğretmen yapılanmasının yargılandığı davada ifade işlemleri tamamlandı. 10 tutuklu sanıktan 4’ünün daha tahliye edildiği davada, tüm sanıklara yurt dışı yasağı konuldu.

    Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava kapsamında dün ilk kez hakim karşısına çıkan 12’si tutuklu ve 10’u adli kontrol şartıyla serbest bırakılan 22 sanığın ifade işlemleri tamamlandı. Firari 1 öğretmenin de arandığı davada mahkeme heyeti ara kararını verdi.

    Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Ümit, 2 gün süren ifadelerin ardından kararı açıkladı. Tutuklu 12 sanıktan 4’ü serbest bırakılırken, dosyada yer alan tüm sanıkların mal varlığı üzerinde bulunan tedbir kaldırıldı. Tüm sanıklara yurt dışı yasağı konulan dava 26 Eylül’e ertelendi.

  • CHP milletvekilinin çete üyesi olarak yargılandığı davada karar

    İZMİR (İHA) – İzmir’de ’Adliye Çetesi’ operasyonu davasında tutuksuz yargılanan hakim Yahya Kemal Akbaş, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, dönemin Emniyet Müdürü Ömer Aydın ve Muhammed Gömük beraat etti.

    Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un karşısına rakip olarak çıkan ve yargıyı etkilemeye çalıştıkları iddia edilen İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Yahya Kemal Akbaş ile eski hastane yöneticisi Muhammed Gömük hakkında ’Adliye Çetesi’ soruşturması kapsamında dava açılmıştı. Gömük, davada çete lideri olarak yargılanırken, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ve dönemin Emniyet Müdürü Ömer Aydın da davada çete lideri olarak gösterildi. Bu davayı açan hakim ve savcılar ise daha sonra FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı. Sürekli kendilerine atılan suçun iftira olduğunu ifade eden hakim Akbaş, HSYK’da yapılan yargılama sonucunda beraat etti. Hastane yöneticisi Gömük, dönemin Emniyet Müdürü Ömer Aydın ve CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin 4 yıldır yargılandığı davada ise karar duruşması İzmir’de görüldü.

    “Ben bu davada 9 ay tutuklu kaldım”

    İzmir Adliyesindeki 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmaya katılan Muhammed Gömük, kendisine iftira atıldığını yineleyerek, “Örgüt lideri suçlamasıyla üç gün gözaltında tutuldum. HSYK başkanlığına aday olan hakim Yahya Kemal Akbaş’a rüşvet verdiğim konusunda iftira atmamı istediler. Kabul etmeyince beni çete lideri, hakim Yahya Kemal Aktaş’ı, o dönem avukatlık yapan şimdiki CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi ile yine o dönem emniyet müdürü olan Ömer Aydın’ı çete üyesi yaparak hakkımızda dava açtılar. Ben bu davada 9 ay tutuklu kaldım. Yaşadığım olaylar nedeniyle psikolojik tedavi gördüm. Beraatımı istiyorum” dedi.

    Duruşmaya 30 dakika ara veren mahkeme heyeti, 2 Ekim 2012 tarihinde açılan davada yargılanan tüm sanıkların beraatına karar verdi.

  • (Özel Haber) Babasını Kaybettiği Kazada Açılan Davada 100 Bin Lira Ödeyecek

    Bursa’da Köy Hizmetleri’ne ait kamyonuyla başka bir kamyona çarparak hayatını kaybeden sürücü, yıllar sonra kusurlu bulundu. Mahkeme, her iki tarafın kaza masraflarını ölen sürücünün varislerinin ödemesine karar verdi. Mahkemenin miras yoluyla kalan borcu ödeme için 7 iş günü süre tanıdığı ölen sürücünün kaporta işçisi oğlu Emrah Okulmuş, “Biz kazanın bedelini babamı kaybetmekle zaten ödedik. Daha ne bedeli ödeyelim, sigorta şirketleri ne iş yapıyor” diyerek isyan etti.

    29 Mayıs 2009 yılında meydana gelen kazada, Bursa-Yalova yolu Paşakent yokuşundan inmekte olan İsmail Okulmuş (49) idaresindeki Köy Hizmetleri’ne ait 77 AV 195 plakalı mucur yüklü kamyon, freninin patlaması sonucu Yalova’dan Bursa’ya giden Sadettin Gündüz (51) idaresindeki 34 UA 9844 plakalı kamyona çarptı. Çarpışmanın şiddetiyle kamyonlar karşı şeride geçti. İsmail Okulmuş olay yerinde hayatını kaybederken, diğer kamyonun şoförü Saadettin Gündüz ağır yaralandı. Kazanın ardından olay yerinde inceleme yapan trafik polisi, fireni patlayan kamyonun sürücüsü İsmail Okulmuş’u yüzde yüz kusurlu bulup rapor hazırladı. Hazırlanan rapor doğrultusunda harekete geçen karşı tarafın sigorta şirketi, hasarını Köy Hizmetleri’nden tahsil etti.

    CUMHURBAŞKANI’NDAN YARDIM İSTEDİ

    Köy Hizmetleri tarafından ölen sürücü İsmail Okulmuş’ un varislerine her iki kamyonun da kaza masraflarını karşılamaları için dava açıldı. 7 sene sonra sonuçlanan davada mahkeme heyeti, masrafları tahsil yoluna gitti. Avukat masraflarıyla birlikte 100 bin lirayı bulan masrafları 7 gün içerisinde ödemediği taktirde evine ve iş yerine haciz geleceğini belirten 25 yaşındaki Emrah Okulmuş, Cumhurbaşkanından yardım istedi. Genç kaporta işçisi, “Köy Hizmetleri ilk başta bize iş kazası davası açmazsanız size her konuda yardımcı oluruz dedi. Ama seneler sonra sözünde durmayıp her iki kamyonun masrafını bize ödetmek için dava açtı. Biz babamızı kaybettik, babam öldüğünde ben 18 yaşındaydım. Senelerce gurbette çalıştım. Babamızın yokluğuna zaten zor alıştık. Biz kazanın bedelini zaten babamızı kaybederek fazlasıyla ödedik. Şimdi bizden hiç hak etmediğimiz 100 bin lira daha ödememizi istiyorlar. Bu parayı 7 iş günü içerisinde ödemezsem hem iş yerime hem de evime icra gelecek. Sayın Cumhurbaşkanımdan yardım istiyorum” diye konuştu.

  • Yamaç Paraşütçüsü Gencin Uzungöl’deki Ölümü İle İlgili Yeniden Görülen Davada Karar

    Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı turizm merkezi Uzungöl’de 2010 yılında düzenlenen 2. Uluslararası Havacılık Festivali kapsamında yamaç paraşütü ile atlayış yaptığı esnada Uzungöl’e düşerek hayatını kaybeden Mehmet Yıldız’ın ölümüyle ilgili yeniden yargılanan tamamı kamu çalışanı sanıklardan 2’si ceza alırken, 10 sanık için beraat kararı çıktı.

    Çaykara Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklardan AFAD yetkilileri Ö.K ve M.B, “görevi kötüye kullanma “ suçundan beraat ederken, Ö.K, “ Taksirle ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme Ö.K’nin bu cezasını daha sonra erteledi. Sanık M.B ise “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırırken, mahkeme bu cezasını daha sonra 18 bin TL paraya çevirdi.

    Mahkeme diğer sanıklar T.Ö, T.O, E.A, S.T, R.A, A.Ç, U.S, S.Ş, A.E, E.Y hakkında “görevi kötüye kullanma ve taksirle ölüme neden olma” suçlarını işlemediği kanaatine vararak sanıkların beraatlerine karar verdi.

    KARAR YARGITAY’DAN DÖNDÜ, DAVA YENİDEN GÖRÜLDÜ

    Kararın ardından dosya Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne giderken Yargıtay, sanıklardan Ö.K hakkında “tesis edilen hükümdeki TCK’nın 53/1 maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkarılmasına” sanık M.B hakkında ise 2 yıl 6 ay hapis cezasının günlük 20 TL’nin adli para cezasına dönüştürülmesi sırasında 365 gün yerine 360 gün hesaplanarak eksik ceza tayini gerekçesiyle bozulmasına ancak yeniden yargılanmayı gerektirmediği yönünde karar verdi.

    Yargıtay, diğer sanıklardan U.S, T.Ö ve A.Ç’ın beraatlerine ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak doğrudan, sanıklar M.B ve Ö.K’nın mahkumiyetine ilişkin hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verirken, A.E, S.Ş, S.T, T.O, E.Y, E.A, ve R.A’nın beraat kararlarının bozulması yönünde karar vermişti. Yargıtayca kararın bozulmasının ardından. E.Y, T.O, S.Ş, S.T, R.A, A.E ve E.A, Çaykara Asliye Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılandı.

    Sanıklardan T.O, S.Ş, ve E.Y duruşmada hazır bulunurken, ifadelerinde “takdir mahkemenindir” diyerek beraatlerini istediler.

    Mahkeme hakimi ifadelerin ardından, E. Y, T. O, S.Ş ve S. T, hakkında taksirle ölüme neden olma suçlarından kamu davası açılmış ise de, sanıkların üzerlerine atılı suçta kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından ayrı ayrı beraatlerine; R.A, A.E ve E. A’ın görevi ihmal suçundan kamu davası açılmış ise de sanıkların üzerlerine atılı suçta kusurlarının bulunmadığı anlaşıldığından beraatlerine karar verdi.

    OLAYIN GEÇMİŞİ

    Uzungöl’de 18-20 Haziran 2010 tarihleri arasında düzenlenen 2. Uluslararası Havacılık Festivali kapsamında Karaster Tepesi’nden 20 Haziran 2010 günü sabah saatlerinde yamaç paraşütü ile Uzungöl’e doğru uçuşa geçen Trabzonlu yamaç paraşütçüsü Mehmet Yıldız (22), Uzungöl’ün üzerine geldiği sırada ters rüzgar nedeniyle paraşütü dolanmış, yedek paraşütünü açmasına rağmen Uzungöl’e düşen Yıldız, ağır şekilde yaralanmıştı. Tedbir amaçlı olarak göl kenarında bekletilen ve Gümüşhane Sivil Savunma Müdürlüğü’ne ait olduğu öğrenilen bot çalıştırıldıktan bir süre sonra benzini bitince gencin düştüğü bölgeye ulaşılamamıştı. Çevredeki vatandaşlar göle atlayarak genci sudan çıkartmaya çalışırken, genç uzun uğraşlar sonrasında 15 dakika sonra sudan çıkartılabilmişti. Ambulansa konulan Yıldız’ın duran kalbi yapılan ilk müdahalenin ardından tekrar çalıştırılırken, kaldırıldığı Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Mehmet Yıldız’ın ölümünün ardından ihmal iddiaları araştırılmıştı. Çaykara Cumhuriyet Savcılığı konuyla ilgili olarak bilir kişi araştırması isterken, hazırlanan iki ayrı rapor arasında kısmı çelişkiler bulunduğu gerekçesiyle dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da konuyla ilgili olarak hazırladığı kanaat raporunda, ölen Mehmet Yıldız için uçuş izni almadan havalanarak suya iniş prosedürüne uygun olarak inmediğinden asli kusurlu, 2 görevli şüpheli hakkında ise tali kusurlarının bulunduğu ve 12 şüpheli hakkında ise “Kamu adına kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde görüş bildirmişti.

    Hazırlanan kanaat raporunda ise o dönemde “Uçuşun başlayıp başlamadığı konusunda organizasyon yetkilileri ile yeterli derecede koordineli hareket etmemesi, diğer arama kurtarma ekibinin görev yerinde olup olmadığını kontrol ederek organizasyon yetkililerini bilgilendirmemesi nedeniyle Trabzon Arama ve Kurtarma Şube Müdür Vekili Ö.K.’nın tali kusurlu; festival organizatörleri ve diğer arama kurtarma ekibi ile koordineli bir şekilde hareket edilmemesi, uçuşların başlamadan önce göl kenarında bulunan botun çalışmaya hazır vaziyette tutulmaması, ekibinde bulunan teknisyenlerin görev yerine geçmesini sağlamaması nedeniyle Gümüşhane İl Afet ve Acil Durum Müdürü M.B.’nin tali kusurlu; olumsuz hava koşulları nedeniyle uçuşlara ara verilmesi sonucu yetkililerden uçuş izni almadan havalanması, suya iniş prosedürlerini uygulamaması, can güvenliğini koruyacak şekilde dikkatli ve tedbirli davranmaması nedeniyle Mehmet Yıldız’ın asli derece kusurlu bulunduğu başka da kimsenin kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir” ifadeleri yer almıştı.