Etiket: Darbeler

  • Armağan: “Türkiye’de darbeler hep cuma günleri yapıldı”

    Tarihçi-yazar Mustafa Armağan, Türkiye’de darbe ve darbe teşebbüslerinin hep cuma günleri yapıldığına dikkat çekerek, “Cuma geceleri müteyakkız olmakta fayda var” dedi.

    İlkadım Belediyesi Yazarlar Okullarda programı çerçevesinde araştırmacı tarihçi-yazar Mustafa Armağan’ı liseli gençlerle buluşturdu. Her ay düzenli olarak İlkadım Belediyesi tarafından tertip edilen “Yazarlar Okullarda” programında öğleden önce Samsun İlkadım Aziz Atik Fen Lisesi ve Samsun Namık Kemal Anadolu Lisesi öğrencileriyle tarihçi-yazar Mustafa Armağan’ın “Asım’ın Nesli ve 15 Temmuz” konulu konferans verdi.

    Tok: “15 Temmuz’un karanlığı milli direnişle aydınlandı”

    Konferans öncesi konuşma yapan İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok, “15 Temmuz akşamında FETÖ’ye mensup hain üniformalı ihanet çetesinin demokrasimize ve milli irademize karşı teşebbüste bulunduğu darbe girişimi milletimizin asil ve cesaretli duruşu ile bertaraf edilmiştir. O karanlık gece, halkımızın tüm dünyaya örnek olduğu milli direniş ile aydınlanmıştır” ifadelerini kullandı.

    Armağan Asım Neslini işaret etti.

    Gençlere Mehmet Akif Ersoy’un işaret ettiği Asım’ın Nesli olunması gerektiğini anlatan yazar Mustafa Armağan, “Tarih bize şunu öğretiyor: Eğer sizin yaşama azminiz, bir arada olma iradeniz varsa ve mayanız sağlam karılmışsa o milletin tekrardan ayağa kalkması an meselesidir. Bu da Asım’ın Nesli gençliğin yetişmesine ve yetiştirilmesine bağlıdır” diye konuştu.

    “98 yıl sonra aynı harekete kalkıştılar”

    2007’de yapılan muhtıranın 27 Nisan’da yapılmasının bir sübliminal bir mesaj olduğunu anlatan yazar Mustafa Armağan şöyle devam etti: “27 Nisan deyince, çoğu kişinin aklına 27 Nisan 2007’deki e-muhtıra gelir. Oysa 1909’un 27 Nisan’ı Cumhuriyet dönemindeki tüm darbelerden çok daha önemlidir. O da 27 Nisan 1909’da Abdülhamid’in tahttan indirilmesi olayıdır. Seçilen tarih bilinçlidir ve mesaj verilmek istenmiştir. Erdoğan’ı çağımızın Abdülhamid’i olarak gördüler.”

    “Gençler hıçkırıklarla 55 yıl önce Menderes’in intikamını 15 Temmuz’da aldı”

    “15 Temmuz Gecesi Asım’ın Nesli sokaklardaydı” diyen Armağan şunları söyledi: “Vaktiyle Sultan II. Abdülhamid’e yapılanların bugünün meşru yönetimine ve ülkenin son 14 yılına damgasını vurmuş olan lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmasına karşı müteyakkız olmak gerektiği som bir bilinç halinde ışıldıyordu. Tarihin radyumu ışığını günümüze uzatmıştı. 15 Temmuz gecesi, geçmişteki haksızlıklara sessiz kalmış büyüklerinin de intikamlarını alıyordu gençler. Sultan Aziz’in kanını dava edememiş, Sultan Abdülhamid’in ahının öcünü alamamış, 55 yıl önce Adnan Menderes’in idamında hıçkırıkları boğazında düğümlenmiş bağrı yanık nesillerin çocukları ‘Hepsini yediniz ama Erdoğan’ı size yedirmeyeceğiz!’ diye haykırdı.”

    “Darbeler cuma günü yapıldı”

    Türkiye’de darbelerin cuma günü yapılmasına dikkat çeken Mustafa Armağan, “Bilmem merak ettiniz mi acaba darbe için neden cuma akşamı seçilmişti? Siz ettiniz mi bilmiyorum ama ben ettim ve şu şaşırtıcı sonuca ulaştım: Türkiye’de askeri darbeler hep cuma gününe denk getirilmişti. Nasıl mı? Şöyle: 27 Mayıs 1960 Cuma, 12 Mart 1971 Cuma, 12 Eylül 1980 Cuma, 28 Şubat 1997 Cuma, 27 Nisan 2007 Cuma ve 15 Temmuz 2016 Cuma. Böylece darbeler arasındaki cuma kardeşliği kuralı bozulmamış oldu. Cuma geceleri müteyakkız olmakta fayda var velhasıl” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından günün anısına hediye ve çiçek takdimi yapıldı.

  • Muş Valisi Yavuz: “Şenyayla bölgesinde terör örgütü PKK’ya ağır darbeler vuruldu”

    Muş Valisi Seddar Yavuz, Şenyayla bölgesinde yürütülen operasyonlarda terör örgütü PKK’ya ağır darbelerin vurulduğunu dile getirerek, “Şenyayla’nın bütün derelerine, dağlarına, tepelerine, her tarafa girildi. Yaklaşık iki gündür iyi bir operasyon icra edildi. Bölgede bir süpürme harekatı yapıldı” dedi.

    Vali Yavuz, kentteki şehit yakınları ve gazilerle buluştu. Bir kafeteryada düzenlenen yemekte konuşan Vali Yavuz, şehit yakınlarına ve gazilere minnettar olduklarını ve devletin şehit aileleri ile gazilere gereken önemi en iyi şekilde gösterdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde şehit aileleri ve gazilerin sorunlarının önemli oranda giderildiğini belirten Yavuz, istihdam başta olmak üzere birçok sosyal haklarının da genişletildiğini anımsattı.

    Muş-Bingöl-Diyarbakır üçgeninde yer alan Şenyayla bölgesindeki 6 askeri taburun katılımıyla gerçekleştirilen operasyona da dikkat çeken Vali Yavuz, bölgede her tarafa girildiğini kaydetti. Şenyayla bölgesinde yürütülen operasyonlarda terör örgütü PKK’ya ağır darbelerin vurulduğunu dile getiren Yavuz, “Operasyonlarda kış üslenmesi olarak çok ciddi malzemeler ele geçirildi. Yaklaşık 1,5 tonun üzerinde malzeme bulundu ve imha edildi. Şenyayla’nın bütün derelerine, dağlarına, tepelerine, her tarafa girildi. Yaklaşık iki gündür iyi bir operasyon icra edildi. Bölgede bir süpürme harekatı yapıldı. Bölgemizde kamu düzenini ve güvenini tehdit eden hangi unsur olursa olsun, etkin ve kararlı bir mücadele yürütüyoruz” diye konuştu.

  • ’Osmanlı’dan günümüze darbeler’ tartışıldı

    Yıldırım Belediyesi, ’Osmanlı’dan Günümüze Darbeler’ programında tarihçi Talha Uğurluel’i ağırladı.

    Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programda konuşan Talha Uğurluel, Genç Osman, III. Selim ve Kabakçı isyanlarının sebep ve sonuçlarını anlattı. İzleyicilerin arasında yer alan Diriliş Postası’nın Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk de sahneye çıkarak konuklara darbe girişimleri ve 15 Temmuz akşamı yaşananlar hakkında duygularını ifade etti. İlçe sakinleri ve Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin ilgi gösterdiği programın sonunda Bekir Develi ve Talha Uğurluel, başta Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali olmak üzere bu faaliyetin gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Talha Uğurluel, gecenin sonunda kitaplarını imzaladı. Osmanlı’dan Günümüze Darbeler programının 12 Kasım 2016 tarihinde yapılacak ikinci oturumuna ise yazar Yavuz Bahadıroğlu konuşmacı olarak iştirak edecek.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Vatandaş darbeler parantezini kapattı”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, milletin artık sivil itaatsizliği öğrenmiş olduğunu ifade ederek, “15 Temmuz zifiri bir karanlık, 16 Temmuz gökyüzü aydınlık. Ülke olaya el koydu, vatandaş darbeler parantezini kapattı. Bundan sonra silahlı darbe yapmaya kalkan bir kez değil bin kez düşünmek zorunda” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Tokat Cumhuriyet Meydanı’nda demokrasi nöbeti tutan vatandaşlarla bir araya geldi. İl Müftüsü Ahmet Erdem tarafından okunan duanın ardından kürsüye çıkan Yalçın, Memur-Sen’in kanlı darbe girişiminin hemen ardından 81 ilde alanlara indiğini ve hain girişime ilk tepkiyi gösterdiğini hatırlattı. Halkın cuntacılara asıl darbenin nasıl yapılacağını gösterdiğini ifade eden Yalçın, “15 Temmuz’da karanlık çöktüğünde alçak uçuş yaptılar ve alçakça saldırdılar ve bu milletin birliğine kastederek bizi CIA’ye, MOSSAD’a, uluslararası güçlere, emperyalist devletlere ve egemenlere bağlamaya çalıştılar. Hamdolsun bu millet 60’tan, 70’ten, 80’den, 28 Şubat’tan aldığı dersi bu kez iyi çalışmış olmanın verdiği rahatlıkla Cumhurbaşkanı’nın, Başkomutan’ın sokağa çıkma davetiyle sokağa çıktı. Asıl darbe nasıl yapılırmış bütün yedi düvele gösterdi. Şimdi Avrupa medyası, Arap medyası, Balkanlar, Kafkaslar şuan bu destanı yazıyor. O yüzden bu millete teşekkür gerekir” diye konuştu.

    “Millet artık sivil itaatsizliği öğrendi”

    Bundan sonra darbe yapmayı aklından geçirecek olanların bin kez düşüneceğini, milletin artık sivil itaatsizliği öğrenmiş olduğunu ifade eden Yalçın, “15 Temmuz zifiri bir karanlık, 16 Temmuz gökyüzü aydınlık. Ülke olaya el koydu, vatandaş darbeler parantezini kapattı. Bundan sonra silahlı darbe yapmaya kalkan bir kez değil bin kez düşünmek zorunda. O defter kapandı. Önümüzde çok önemli bir sınav duruyor. Amerika’daki düşünce kuruluşu 5 defa Cumhurbaşkanı’nın koordinatını veriyor soysuzlara. Bir yabancı gazeteci ‘darbe bu değil asıl darbe bundan sonra gelecek’ diyerek olabilecekleri işaret ediyor. Onun için bu meydanda bulunanlar, bu meydanlarda bulunmayanlarla bu kısmı paylaşmak, aramıza ekilmek istenen fitnelerle, tefrikaya asla düşmeyecek şekilde birbirimizi uyarmak durumundayız. Bundan sonraki hamle şu. Bu meydanda bulunanları üçe bölmek, dörde bölmek, beşe bölmek, sonra içlerinden belli insanları suikastlerle, hıyanetlerle, alçaklıklarla ortadan kaldırıp birbirine takmak, iç kargaşayla Suriye’den daha büyük bir Suriye’yi bu ülke topraklarını getirmek istiyorlar. Asıl darbe demek istediği bu. Laik, anti laik, Kürt, Türk, Laz, Çerkez ve bilumum noktada bizi bölmek istiyorlar. Onun için rozetlerimizi ön plana çıkarmadan, logolarımızı ön plana çıkarmadan bu meydanda nasıl ay yıldızlı bayrağın altında bir araya geldiysek o bayrakların altında birliğimizi muhafaza etmeye, tahkim etmeye, bu millete operasyona yeltenenlere ders vermeye devam etmeliyiz. Darbe yapmaya kalkacak kadar aklını kaybetmiş olan soysuzlara fırsat vermeyeceğiz” diye konuştu.

    Programa Tokat Valisi Cevdet Can, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, GOÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

  • Özdağ: “Diğer Darbeler Bedenimize Zarar Verirken, 28 Şubat Ruhumuza Musallat Oldu”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ 28 Şubat Postmodern darbesinin 19’uncu yıldönümünde yaptığı açıklamada, “Diğer darbeler bedenimize zarar verirken, 28 Şubat post-modern darbesi ruhumuza musallat olmuştur” dedi.

    28 Şubat postmodern darbesinin 19’uncu yıldönümünü vesilesiyle açıklama yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özdağ, darbe ile milletin onuruna kast edildiğini söyledi.

    “MİLLİ ŞEF ÖZLEMİ İÇİNDE KIVRANANLARIN TUZAK VE KUŞATMASI”

    “28 Şubat 1997’de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu’yla başlayan süreçle Anadolu’nun evlatlarının onuru çiğnenmek istenmiş, milletimizin izzetine kast edilmiştir” diyen Özdağ, darbenin, değerlere ve inançlara karşı fütursuzca gerçekleştirilen bir saldırı olduğunu belirtti. Özdağ, darbenin ağır sonuçları da beraberinde getirdiğini söyleyerek, “28 Şubat, milli şef özlemi içinde kıvrananların tuzak ve kuşatması olarak kayıtlara geçmiştir” dedi.

    28 Şubat’ın hürriyet katillerinin projesi olduğunu söyleyen Özdağ, “Muhafazakar kesime yönelik hak ihlallerinin yapıldığı, başörtülü kızlarımızın eğitim haklarının gasp edildiği ve inançlara engel olunma gayretinin son çırpınışlarının sahnelendiği bir komplo sergilenmiştir” ifadelerini kullandı.

    Muhafazakâr kesimle hesaplaşma yöntemi olarak tayin edilen uygulamaların, ülkemiz adına ayıplı eylemleri de beraberinde getirdiğini kaydeden Özdağ açıklamasına şöyle devam etti:

    “28 Şubat 1997, tıpkı 1960, 1971 ve 1980’de olduğu gibi bir demokrasi faciası olarak Cumhuriyet kayıtlarına geçmiştir. Ancak, 28 Şubat’ı diğer darbelerden ayıran bir özelliği öne çıkmıştır. Diğer darbeler bedenimize zarar verirken, 28 Şubat post-modern darbesi ruhumuza musallat olmuştur. Medya, sermaye lobileri, sözde sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler tarafından desteklenen baskı ve sınır tanımaz zorbalık, milletin nezdinde işkenceye dönüşmüş, militarizm meşrulaştırmak istenerek hukuk katledilmiştir. Bu maddi ve manevi hasarlar sözde ’İrtica tehlikesi’ adı altında ülkemize yadigar bırakılmıştır.”

    “MİLLET İLE BİLEK GÜREŞİ YAPILAMAYACAĞI ANLAŞILMAYA BAŞLANMIŞTIR”

    Vesayet lobilerinin millet ile kavgasının hiçbir dönemde bitmediğine de dikkat çeken Özdağ, şu ifadeleri kullandı:

    “Lobiler her defasında yeni oyunlar ile sahneye atılmış ve her defasında Millet tarafından alaşağı edilmiştir. Neticesinde millet ile bilek güreşi yapılamayacağı da anlaşılmaya başlanmıştır. 28 Şubatçılara da, paralel darbecilere de millet sandıkta demokrasiyi öğretmiştir. 2002, 2004, 2007, 2009, 2011, 2014 ve 2015’te demokrasinin kılıcı keskin çıkmıştır. Darbelere karşı göğüs gerilmiş, milletimiz ve askerimiz yurtiçi ve yurtdışında birlik ve beraberliği sağlayabildiği günlere kavuşmuştur.”

    “BU AZİZ MİLLETE KALKAN EL ASLA CEZASIZ KALMAYACAK”

    Özdağ, milli iradenin tecelli etmeye başladığına dikkat çekerek, Türkiye’nin bir yandan demokrasi ile büyüdüğünü, bir yandan da darbecilerle hesaplaşma yoluna girdiğini kaydetti. Hangi sebep ve gerekçeyle olursa olsun millete kalkan elin asla cezasız kalmayacağını söyleyen Özdağ, “Gerekirse o eller hukuk çerçevesinde kırılacaktır” dedi.

    Özdağ, “Unutulmamalıdır ki, 28 Şubat ve benzeri girişimlerin izlerini silme kabiliyetine sahip milletimiz, darbecilere ve destekçilerine yine en büyük cevabı verecek müessesedir.

    Ben bu inanç ve düşüncelerle 28 Şubat’ın tüm mağdurlarına selam ediyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyor, hayatta kalanlara da uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum” ifadelerini kullandı.