Etiket: Dağlara

  • Karla kaplı dağlara yiyecek bıraktılar

    Karla kaplı dağlara yiyecek bıraktılar

    Erzurum’da bir grup OFF-ROAD tutkunu yaban hayatta yaşayan hayvanları da unutmadı. Yaban hayat için kolları sıvayıp hayat yola çıktı. Özel yapım araçlarına yükledikleri yiyecekleri araziye bırakan macera severler, arazide aracıyla kaygan yolda kayıp yoldan çıkan sürücüye de yardım etti.

    Erzurum’da kış aylarında yaban hayatta hayvanların açlıktan ölmemesi için 6 yıl önce başlatılan ve bunu geleneksel hale getiren macera severler Erzurum Büyükşehir Belediyesi Off-Road Doğa Sporları Kulübüne bağlı üyeler, karla kaplı dağlara yiyecek bıraktı.

    Erzurum Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Vefa Destek Ekibi öncülüğünde yapılan faaliyette yaklaşık 20 koli tavuk, 10 çuval yem ve 5 çuval kemiği özel yapım arazili araçlarına yükleyen Off-Road macera tutkunları, zorlu kış koşullarının etkili olduğu karlı dağlara doğru yola çıktılar.

    Yaban hayvanların yoğun olduğu bölgelere ulaşan ekip buralara yiyecekleri bıraktılar. Bölgede belirli aralıklarla araziye yem ve yiyecek bırakan ekipler, arada bir olsa özel yapım araçları ile gösteri yapmaktan da geri kalmadılar.

    Erzurum Büyükşehir Belediyesi Macera Off-Road Doğa Sporları Kulübü Başkanı Lokman Toptaş, “Pandeminin ilk gününden itibaren yaban hayatı ve oralarda yaşam mücadelesi veren hayvanları da hiç unutmadık. Her hafta onlar için doğaya yiyecek bırakıyoruz. Yaban hayvanlarını besleme sosyal sorumluluk projesine bu haftada devam ettik. Hayırsever vatandaşlara ve kurumlara teşekkür ediyoruz. Bu gibi yardımlarda bulunmak isteyenleri kulübümüze bekleriz. İsterlerse kendileri ile birlikte doğaya çıkarız” diye konuştu.

    Pandemide yaban hayata sahip çıkan Off Road tutkunları araziden dönerken kaza yapan bir sürücüye de yardım etti. Kayarak yoldan çıkan araç arazi araçları ile çekilerek kurtarılan sürücü Off-Road ekibine de teşekkür etti.

  • Aşkını dağlara yazdı

    Sinop-Kastamonu karayolunun Kıvrım rampası kenarındaki alana yazılan aşk yazısı sürücülerin dikkatini çekiyor. Kim tarafından yazıldığı bilinmeyen ’Seni Seviyorum Prensesim Affet’ yazısı ilgi çekiyor.

    Hanönü-Taşköprü karayolunun 17. Kilometresinde Kıvrım rampası adıyla bilinen yerde dağlara taşlara yazılmış bir yazı sürücülerin ve vatandaşların ilgisini çekiyor. Meçhul bir aşığın kendisine küstüğü anlaşılan sevgilisine hitaben yol kenarındaki tepeye kireç ve yağlı boya ile yazdığı ’Seni Seviyorum Prensesim Affet’ yazısı yoldan geçenlerin ilgisini çekiyor. Yoldan geçen sürücüler yazıyı görüp durarak cep telefonları ile yazıyı çekerek sosyal medyada paylaşıyor.

    Yazan kişinin belli olmadığı yazıda sevgilisinin ise Arzu olduğu anlaşılıyor.

  • Hakkari’de insan halkasıyla karlı dağlara ‘evet’ yazıldı

    Hakkarili sanatçı Aydın Aydın, AK Parti’nin referandum şarkısını yüzlerce vatandaşın katılımı ile birlikte karlı dağlarda seslendirdi.

    AK Parti, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Halk Oylaması Tanıtım Toplantısı ile 16 Nisan’da yapılacak halk oylaması için kampanyaya start vererek, partinin kampanya sürecinde meydanlarda çalacağı 3 yeni şarkıyı kamuoyu ile paylaşmıştı. Yüzlerce eser arasında birinci seçilen şarkı sanatçı Aydın Aydın tarafından Hakkari merkeze bağlı Bağışlı köyünde seslendirildi. Yaptığı ilginç kliplerle sürekli gündeme gelen ünlü sanatçı Aydın Aydın, referandum için birinci gelen şarkısını karlı dağlarda akrabaları ile seslendirdi. Yüzlerce köylü ile birlikte dondurucu soğuk havaya rağmen kar kalınlığının iki metreyi bulduğu zirveye çıkan Aydın Aydın, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halk oylaması için yüzlerce eser arasında birinci seçilen Kürtçe şarkısını “Min Digo Erê – Ben ‘evet’ diyorum” seslendirdi.

    Köylüler ise karlı dağların zirvesinde ‘evet’ halkası oluşturarak sanatçıya destek verdi. Sanatçı Aydın Aydın şarkısını seslendirirken köylüler de halay çekip sanatçıyı alkışladı. Burada konuşan sanatçı Aydın Aydın, “AK Parti’nin referandum için yüzlerce eser arasından Kürtçe şarkımın seçilmesi beni sevindirmiştir. Hakkarili akrabalarımız, yakınlarımız ‘evet’ için yüreğini koydular. Karlı dağlarda ve soğuk havada bütün Türkiye’ye seslerini duyurmak için, ‘evet’ demek için buradalar. Ben bu referanduma sazımla, sesimle ve yazdığım müzikle destek vermek istedim ve özellikle de ‘evet’ diyorum. Çünkü milli irademiz için, güçlü bir Türkiye için, çocuklarımızın geleceği için, yeni bir anayasa için ‘evet’ diyorum” dedi.

    Daha sonra sanatçı Aydın Aydın ve beraberindeki yüzlerce kişi, kar yığınları içinde halay çekip, halk oylamasına ‘evet’ diyerek alkış tuttular. Dondurucu soğukta yer yer zor anlar yaşayan sanatçı ve beraberindekiler zirve inişinde de referandum halk oylaması için birinci seçilen şarkı eşliğinde iniş yaptılar.

    Yüzlerce eser arasında birinci seçilen ve kardeşlik vurgusunun yapıldığı şarkının sözleri ise şöyle:

    “Ben evet dedim,

    Hep beraber evet diyelim,

    Herkes halaya kalksın,

    Kardeşlik için,

    Nisan bahardır kalkın

    Vatanınıza sahip çıkın

    Onurlu bir yaşam için

    Evet deyin, özgür olun

    Evet baş üstüne evet

    Evet gözüm üstüne evet

    ses verin/oy verin evet deyin

    Köylerde şehirlerde

    Türk Kürt bizler kardeşiz

    Yükümüz çok ağırdır

    Mazlumların gözü bizdedir

    Yerleri başımız üstünedir

    Ben evet dedim

    Hep beraber evet diyelim”

  • 18 saatte adını dağlara yazdı….

    Uludağ’da fotoğraf çekmek için girdiği ormanda kaybolduktan 18 saat sonra kurtarılıp askeri helikopterle bulunduğu bölgeden alınan genç kız o anları anlattı.

    18 saat ormandaki ölüm yürüyüşünü ve başından geçenleri İHA mikrofonuna anlatan 23 yaşındaki Büşra Boz, “2 kez 7 metrelik içi su dolu çukura düştüm, tripotum sayesinde yukarıya çıktım. Hayvanların ayak izlerini takip ettim. Dereden su içip hayatta kalabildim” dedi.

    23 yaşındaki Büşra Boz’un fotoğrafına olan tutkusu az kalsın hayatına mal oluyordu. Sarıalan mevkiinde en güzel kareleri çekebilmek için karda ormana giren genç kız bir süre sonra kayboldu. Boz tam 18 saat süren kurtarılma hikayesini ve ormanda yaşadıklarını anlatırken bir kez daha o anları yaşadı.

    “Doğa o kadar güzeldi ki kendimi kaybettim”

    3 Gündür Uludağ’a gitmek istediğini ancak fırtına yüzünden teleferik çalışmayınca geciklemi olarak dün öğle saatlerinde teleferikle sarıalana çıktığını anlatan genç kız “Ablam aslında kendime dikkat etmem için beni uyarmıştı. Bende kötüye bir şey olmaz ablacım. İyiyi de Allah korur diyerek yola çıktım. Amacım sadece fotoğraf çekmekti. Farklı pozlar yakalamaktı. Yakaladım da çok güzel fotoğraflarım da oldu. En son fotoğraf çekme işini bitirdim diye düşünüyordum. Bir kafeye girdim kafede ısındım. Daha sonra barakaları daha iyi çekebilirim diye düşünerekten baraka tarafına gittim. Orada her yer o kadar güzeldi ki kendimi kaybettim”.

    “Su dolu çukura düştüm tripotum sayesinde çıktım”

    “Ormanda kaybolduktan sonra yaşadığı adrenalin dolu dakikaları soluksuz anlatan Büşra Boz, “Yönümü şaşırdım geri dönmek istedim bir çukura düştüm çukur suyla doluydu. Boyuma kadar su vardı. Suya battım ancak fotoğraf makinemin tripotu sayesinde kurtuldum. Tripodtan destek aldım. Kuyuyu karla doldurdum . Bağırdım seslendim kimse yok mu diye telefonumu açmaya çalıştım ancak telefonum soğuktan donmuş açılmadı. Şehre doğru inmek aklıma geldi. Çünkü başka türlü bulamayacağım diye düşündüm ışıklara doğru yürümeye başladım yolda hayvanların ayak izlerini takip ettim. Onlar mutlaka bir suya ya da dereye çıkmışlardır diye düşündüm. Öylede oldu su buldum. Dere vardı yer yer derinlikleri vardı oraya düşmeyeyim derken 2 kez 6 -7 metre yüksek yerlerden yuvarlandım. Ama su içmeyi başardım. Daha sonra tripotumla önüme destek yaparak inmeye başladım” dedi.

    “Uludağ beni unutmasın diye adımı karlara yazdım”

    Ormanda tek başına karanlıkta yürüdüğü sırada ayakkabısını da kaybeden Boz, “ En son ayakkabımı kaybettim. Baya geç bir saat olmuştu. Hayvanların saldırma ihtimali hiç aklıma gelmedi çünkü bu soğukta dışarıya çıkmazlar diye düşündüm. Durduğum an üşüyordum üşümemek için sürekli yürüdüm. Ateş yakmak aklıma geldi ancak çakmağım olmadığı için yakamadım. Ümidimi yitirmeye başlamıştım artık beni kimse bulamayacak diye düşünüyordum. Uludağ beni unutmasın dedim adımı buraya yazayım belki bir gören olur diye düşündüm. Moral olarak kendimi hep iyi tutmaya çalıştım. Büşra sen başarırsın Büşra sen yaparsın sen güçlü bir kızsın diyerek kendimi motive ettim. Yürürken fotoğraf makineme sesimi kaydettim bildiğim bütün duaları okudum. Böylece üşüdüğüm aklıma gelmiyordu” dedi.

    “Ağaç kovuğuna girdim ve ölümü beklemeye başladım”

    En son hani kendini ölüme teslim etmek derler ya ayakkabım ayağımdan çıkmış ben fark etmemişim fark ettiğimde ayağım donmaya başlamıştı. ilerleyemedim daha fazla. Yere basmaya çalıştığım an sanki ayağıma bıçak saplanıyormuş gibi hissediyordum. Yapacak bir şey yoktu. Derenin kenarında bir ağaç kovuğu vardı. Onun içine girdim. Sırtımı dayadım. Çantamı da başımın altına koydum ve orada uyudum. Kabullenmiştim. Tamam artık yapamayacaksın vaz geç artık dedim. Vazgeçtim ve bilerek uyudum. Artık ölümü beklemek derler ya bende ölümü beklemeye başladım ama uyuduğum halde iki üç defa uyanıp pozisyon değiştirdim. Ayağım uyuşuyordu sürekli. Elimi kolumu ısıtmak için koltuk altlarıma soktum. Ayaklarımın pozisyonunu değiştirdim En son uyandığım an kafamı çevirdim baktım ışık yanıyor. Kimse yok mu diye seslendim.

    Ailesinin kaybolduktan 4 saat sonra olaydan haberinin olduğunu anlatan Büşra Boz saat 22:00 sıralarında ağabeyini arayıp haber verdiğini daha sonra telefonu kapandığı için arama yapamadığını anlattı. Boz, Aslında her zaman yağmurda çamurda fotoğraf çekiyorum. Ama ilk defa böyle bir olay yaşadım. Hiç beklemiyordum. Hep kendime güvenirdim hep yaparım derdim ama bu sefer öyle olmadı. Biraz hüsran oldu. Ama yine de pişman değilim. Güzel bir tecrübe oldu benim için” dedi.

    “Demek ki ülkemizde insanın değeri varmış”

    Kendisini kurtarmak için 18 saat boyunca mücadele veren herkese minnettar olduğunu ifade eden genç kız, “Bulunmayı hiç ummuyordum. Başbakanlığa ve Genelkurmaya teşekkür ederim. Benim için helikopter kaldırdılar. Kendimi bu kadar önemli hissetmiyordum demek ki ülkemizde insanın değeri var önemi var. Bunu gösterdiler bana. Devletimize teşekkür ediyorum. Kurtarma ekiplerinin benimle samimiyeti üzerimi değiştirmeleri çok güzeldi çok mutlu oldum. Benim için uğraşan herkese minnettarım” diye konuştu.

  • Başbakan Davutoğlu: “Sizi Dağlara, Barikatlara Mahkum Etmeye Çalışanları Dinlemeyin”

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genç İş Adamları Kongresi’nde gençlere çağrıda bulunarak, “Sizi sokaklara atarak ölüme gönderen kirli zihinleri oyunlarına gelmeyin. Hayatlarını karartarak sizleri dağlara, barikatlara mahkum etmeye çalışanları dinlemeyin. Yüreklerinize sevgi yerine nefret ekenlere fırsat vermeyin. Gençlerimizin geleceğini çalanlara bugün hep birlikte ‘yeter artık’ diyelim” dedi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Genç İşadamları Kongresi’ne katıldı. Kongrede genç iş adamlarına seslenen Davutoğlu, “Sizler ne 28 şubat, ne koalisyon hükümetlerini yaşadınız. 1990’da kurulan abilerinizin kapısını çalın ve tecrübelerini dinleyin. Eski Türkiye kendi kabuğuna çekilmiş bir Türkiye idi. Koalisyonlarla sürekli kriz yaşayan bir Türkiye idi. Yeni Türkiye ise kabuğunu kırdı, yüzünü dünyaya çevirdi” diye konuştu.

    “HER KOMPLOYU DENEDİLER, OLMADI”

    AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerinde oyunu yüzde 9 oranında arttırdığına dikkat çeken Davutoğlu, “7 Haziran’da bütün ülkeye seslenmiştim. Demiştim ki ‘sizin mesajınızı aldık. Biliniz ki bunu doğru okuyacağız. Sakın ola kimse kaygı duymasın bir an dahi bu ülkede yönetim boşluğuna izin vermeyeceğiz demiştim. Başka ülkelerin siyasi gelişmelerine bakın. Hiçbir ülkede herhangi bir parti 5 ayda yüzde 9 puan artışı sergileyemez. Bunun sırrı nerede diye sorarsanız. 7 Haziran akşamı paniğe kapılmadan halkımıza ‘merak etmeyin kim kaos planı yaparsa yapsın bu planları boşa çıkaracak kadrolar emrinizde’ dedik. 1 Kasım’a kadar nasıl komplolara karşı karı kaldığım biliyorsunuz. Suruç saldırısı, Ankara saldırısı, Ceylanpınar’da polislerimizin şehit edilmesi, her komployu denediler. Olmadı olmayacak. 7 Haziran 1 Kasım arasında verdiğimiz sözü tuttuk. Halkımıza bırakın kısa bir yönetim boşluğunu 1 dakika dahi yönetim boşluğu hissettirmedik. Teröre karşı mücadele yürüttük, ekonomik kriz ile boğuştuk. Bir çok uluslararası karşı kampanyalarla uğraştık ama sırtımızı ne millete döndük ne de içimize kapandık. Milletimize güvendik ve Türkiye’yi 1 Kasımda herkesin hayranlıkla izlediği demokrasi zaferi ile buluşturduk. Yüzde 49.5 oy desteği herkese nasip olmaz” şeklinde konuştu.

    “HERKESE 2 ANAHTAR VERECEĞİZ’ DEDİLER, ELDEKİ ANAHTARLAR DA GİTTİ”

    Gençlerle ilgili vaatleri bir bir hayata geçirdiklerini anlatan Davutoğlu, “Artı Türkiye’de genç olmak başlı başına bir onur. Gençlerin genel sağlık sigortası pirim borçlarını sıfırlıyoruz. Öğrencilerin staj yapmalarını özendirici tedbirler alıyoruz. Bütün gençlerimize taahhüdümüz vardı. Gençlere ücretsiz internet erişim imkanı getirecek ve her gencimizin internete ücretsiz erişimini sağlayacağız. Bir haftada baktım ki gençler sosyal medyada daha doğrudan hareket geçiyorlar dün Facebook’tan anlı yayın yaptık. Bundan sonra basın mensupları üstlerine alınmasın ama kendi yayınımızı kendimiz yapacağız. Öyle görünüyor. Seçim öncesinde gençlerle bir sohbette bir araya gelmiştim. Gençlerle kütüphane sohbetlerine devam edeceğiz ama arada sırada Facebook sürprizleri yapacağız. Gençlerimizin bursunu 330’dan 400 TL’ye çıkaran kararı aldık. Gençlerimiz için GENÇDER programını hayata geçiriyoruz. Sanatsal faaliyet ve sportif etkinliklerde bulunan gençlerimize proje bazlı destek vereceğiz. Genç kabiliyetlerin ortaya çıkması için her türlü engeli kaldıracağız. Dünyayı tanımak için pasaport lazım. Taahhütlerimizden biri idi. Öğrenim gören gençlerimizin pasaport harcını kaldırıyoruz. Ayrıca THY ile konuştuk gençlerimizin yurt dışı seyahatlerinde yüzde 20 indirim sağlıyoruz. Allah’ın izni ile bunların bir kısmını hayata geçirdik. Türkiye’de artık her şey çok daha kolay olacak. Allah’ın izni ile yerine getirdiklerimiz dışında bütün vaatlerimiz 3 ayda hayata geçecek. Eskiden vaatler seçim öncesinde yapılır unutulurdu. Şimdi vaatler seçimden 3 ay sonra hayata geçiriliyor. Türkiye geçmişte ne vaatler gördü. ‘Herkese 2 anahtar vereceğiz’ dediler sonra eldeki anahtarlar da gitti” ifadelerini kullandı.

    “SİZİ DAĞLARA, BARİKATLARA MAHKUM ETMEYE ÇALIŞANLARI DİNLEMEYİN”

    Konuşmasında gençlere çağrıda da bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:

    “Sınırlarımızın dört bir yanında savaşın yaşandığı, çocukların derin sularda hayalleri ile vedalaştığı, eline taş tutuşturulan gençlerimizin kendi topraklarını yakması için kandırıldığı şu günlerde kardeş olmaya, örnek olmaya ihtiyaç var. Sokakta savaş itilen çocuklarımızı geri kazanmaya ihtiyacımız var. Şu anda hayatların nasıl kararttıklarını göremeyen gençlerin yeniden doğuşlarını görmeye ihtiyaçlarımız var. Sizi sokaklara atarak ölüme gönderen kirli zihinleri oyunlarına gelmeyin. Hayatlarını karartarak sizleri dağlara, barikatlara mahkum etmeye çalışanları dinlemeyin. Yüreklerinize sevgi yerine nefret ekenlere fırsat vermeyin. Gençlerimizin geleceğini çalanlara bugün hep birlikte ‘yeter artık’ diyelim. Hendek kuranlara, tuzak kuranlara, cami yakanlara ‘yeter artık’ diyelim. Uğun temiz bembeyaz bir sayfa açalım. Devlet her zaman bu ülkenin güzel gençlerinin yanında. Yeter ki atın elinizdeki taşları sopaları. Ailenizin yuvalarını yakmayın, yıkmayın. Kulağınıza fısıldanan yalanlar uğruna geleceğinizi bir kenara atmayın. Sizin iyiliğiniz için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz”

    “HER BİRİNİZ DİYARBAKIR’DA BİR GENÇ ESNAFI CAN KARDEŞİ EDİNİN”

    Davutoğlu, genç işadamlarından da Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki esnaflara sahip çıkmalarını isteyerek, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hendeklerden, barikatlardan etkilenen, iş dünyasında önemli engellerle karşılaşan genç esnaflara sahip çıkın. Her biriniz Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Van’da bir genç esnafı kan kardeşi, can kardeşi edinin. Ekonomi bakanlığımız devreye girebilir. MÜSİAD devreye girebilir. Buradaki her kardeşimin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir helal lokma kardeşi olsun. Biz ülkenin doğusu batısını kuzeyini güneyini kavuşturmaya geldik. 1 Kasım akşamı söylediğim gibi biz bu bereketli topraklara sadece muhabbet ekmeye geldik” dedi.