Etiket: cumhurbaşkanı erdoğan

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 kanunu onayladı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6555, 6554 ve 6555 sayılı kanunları onayladı.

    Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 6553 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile TANAP Doğalgaz İletim Anonim Şirketi Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Hükümetlerarası Anlaşmanın Eki Türkiye Cumhuriyeti ve The Trans Anatolian Gas Pipeline Company B. V. Arasında Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Sistemi Hakkında Ev Sahibi Hükümet Anlaşmasına İlişkin Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun”u onayladığı belirtildi.

    Erdoğan, 6554 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile 6555 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Arasında Tercihli Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun”u da onaylayarak yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

  • Erdoğan: Edepsizlik, alçaklık, adilik

    Esnaf ve sanatkardan çözüm sürecine destek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’da ki bir gazetenin yer verdiği bir haberi örnek göstererek sert konuştu. Erdoğan ‘ bu alçaklıktır, hainliktir, adiliktir’ dedi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim için Musul’da alıkonulan 49 can her şeyden önemlidir. Biz konuşurken son derece dikkatli davranmak zorundayız. Çünkü biz mesuliyet makamındayız” dedi.

    TESK 19. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ‘İslami terör’ diye bir kavramı asla ve asla hiçbir zaman kabul etmedik, kabul etmiyoruz. Zira İslam kelime itibariyle, kavram itibariyle ‘Slim’ yani barıştan tanımından türemiştir. Barış dini olan İslam’a kimse kalkıp da terörü yakıştıramaz. Böyle bir şey bizim dinimizde yok. ‘Sünni terör’, ‘Şii terör’ diye bir kavramı biz asla kabul etmedik. Biz bir defa mezhepçiliği reddeden bir dinin mensubuyuz. Bizim için aslolan İslam’dır.

    Dinimizin bu konudaki hükümleri bellidir. İnsan canına kasteden her türlü illegal yapı bizim nazarımızda aynı derecede kötüdür. Biz ‘Bir insanı katleden tüm insanlığı katletmiş gibidir’ hükmünü veren bir dinin mensubuyuz. Bu noktada masum insanların canına kasteden örgütleri nasıl tensip ederiz” ifadelerini kullandı.

    “TÜRKİYE YALAN HABERLER KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEYECEK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR”
    Uluslararası medyada Türkiye aleyhine yapılan haberleri eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti:
    “Şu anda içeride ve dışarıda belli medya kuruluşlarının son derece sistemli şekilde Türkiye ile terörü aynı kefeye koyma çabası içinde olduklarını görüyoruz. ABD’deki bazı gazete ve televizyonlar, Avrupa’daki bazı yayın kuruluşları Türkiye içindeki malum medya kuruluşları elbirliğiyle koordinasyon içinde Türkiye’ye yönelik böyle bir saldırı başlatmışlar.

    Dün uluslararası bir gazete benim ve Sayın Başbakanın Hacı Bayram Camii’nde namazdan çıkarken çekilmiş fotoğrafını kullanıyor. Altına da bir terör örgütünün o caminin bulunduğu bölgeden terörist devşirdiğini yazıyor. Çok açık söylüyorum, bu en hafif tabiriyle edepsizliktir, alçaklıktır ve adiliktir. Türkiye’yi teröre göz yuman bir ülke gibi göstermek densizliktir. Yok Türkiye petrol alıyormuş, silah veriyormuş, hastanede yaralıları tedavi ediyormuş. Bunu defaatle Enerji Bakanım açıkladı da, biz de açıkladık. Böyle bir şey asla söz konusu değil. Biz Filistin’de olan yararlıları ülkemize aldık ve şu anda ülkemizde tedavi ediliyor. Daha da gelirse daha da alırız. Niye? Biz İsrail’in Filistin’deki saldırılarında yaralanmış olan, ayakları kopmuş, başlarından yaralanmış çocuk, kadın, erkek bunları almayıp da ne yapacaktık? Bizim bu hem insanı hem de vicdanı görevimizdir. Şu ana kadar bunu yaptık.

    Yaklaşık 100’e yakın geldi, hepsinin tedavisi ülkemizde devam ediyor. Bu bizim tarihimizden, inancımızdan devşirdiğimiz, vicdanımızın sesine kulak verdiğimiz bir görevimizdir. Bu haberlerin nereden pompalandığını ve nereden yalan malzeme üretildiğini aslında biliyoruz. Türkiye bu algı operasyonlarına boyun eğmeyecek kadar büyük bir ülkedir. Bunu ifade etmek isterim. Türkiye böyle yalan haberler karşısında diz çökmeyecek, istikamet değiştirmeyecek kadar büyük bir ülkedir.”

    “BİZİM İÇİN MUSUL’DA ALIKONULAN 49 CAN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nda terör örgütü IŞİD tarafından alıkonulan 49 görevlinin durumuna ilişkin olarak ise, “Bizim için Musul’da alıkonulan 49 can her şeyden önemlidir. Biz konuşurken son derece dikkatli davranmak zorundayız. Çünkü biz mesuliyet makamındayız. 49 canın hassasiyetini dikkate alarak konuşmak, o hassasiyetle hareket etmek zorundayız. İsteriz ki bu ülkenin medyası da ve siyaseti de aynı hassasiyeti taşısınlar. Ama üzülerek söylüyorum, taşınmadığını, 49 canın hayatını tehlikeye atarak, ihanet şebekelerinin dümenine su taşındığını görüyoruz. Bu ahlaksızca saldırı girişimlerinin tamamını boşa çıkaracağız” dedi.

    “BM GENEL KURULU’NDA MUHATAPLARIMIZA ÇİRKİN ALGI OPERASYONUNU ANLATACAĞIM”
    Pazar günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York’a gideceğini hatırlatan Erdoğan, “Orada hem genel kurulda hem görüşeceğimiz dünya liderleriyle, muhataplarımıza bu çirkin algı operasyonunu anlatacağız. Türkiye olarak hem içeride hem dışarıda her zaman yaşatmanın tarafında olduk, bundan sonra da her zaman yaşatmanın tarafında olacağız. Bu ülke ve bu millet her ne şekilde olursa olsun cana kıyanların, zalimlerin karşısında olmuştur, ebediyen olacaktır. Ben yaralı Filistinli kardeşlerimizi ziyaret ettiğimde, ayağı kopmuş yararlılarımızı gördüğümüzde, fakat o haliyle onların ortaya koyduğu tavrı gördüğümde, Türkiye’ye karşı bağlılıklarını gördüğümde mesuliyetimizin ne kadar ağır olduğunu daha da farklı bir şekilde hissettim” diye konuştu.

    “TÜRKİYE’DEKİ İSTİKRARA YÖNELİK İÇERİDEN VE DIŞARIDAN YAPILAN ALGI OPERASYONLARININ HEDEFİ EKONOMİ”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki istikrara yönelik içeriden ve dışarıdan yapılan saldırıların, algı operasyonlarının hedefinin ekonomi olduğunu belirtti. Bu operasyonlara son 12 yıl içinde defalarca başvurulduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bugün de aynı bayat senaryo uygulanmak isteniyor. Ulusal ve uluslararası medya ya da belli kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden Türkiye ekonomisi üzerine olumsuz değerlendirmelerin yapıldığına şahit oluyoruz. Hamdolsun Türkiye bu tuzaklara bugüne kadar düşmedi. Hükümetin yere sağlam basarak, tedbirli, temkinli şekilde ilerlemesi suretiyle bütün bu tuzakların boşa çıkarılacağına gönülden inanıyorum” dedi.

    Dünyanın en güçlü ekonomilerinin yerinde saydığı ya da daraldığı bir ortamda Türkiye ekonomisinin 2013 yılında yüzde 4’ü aşan bir büyüme kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, Avrupa ülkelerinin hiçbirinde yüzde 1’i aşan ülke olmadığını ve en ideali yüzde 0,8 ile Almanya olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
    “Bu kredi derecelendirme kuruluşlarından iki tanesi Türkiye ile olumsuz bir açıklama, zorlama onun gayreti içine giriyor.

    Avrupa’da batmış, çökmüş, şu anda Avrupa’nın çok ciddi destekleriyle ayakta tutunmaya çalışan, ekonomilerin olduğu ülkeye 6 derece birden artış veren kuruluşların Türkiye ile yaptıkları açıklama sadece siyaseten çökertemedikleri bir ülkeyi acaba ekonomik noktada nasıl çökertiriz bunun projesidir. Bunlar kendilerini acaba ne zannediyor. Biz bundan önce bir kredi derecelendirme kuruluşu ile ilişkiyi kestik. Bunlara para veriyoruz. Buraya üyeyseniz yıllık belli bir ücret veriyorsunuz. Türkiye bundan sonraki süreçte bu iki tanesiyle (kredi derecelendirme kuruluşu) de ilişkisini keser. Çünkü biz bunlarla ekonomimizi büyütmedik. Biz tüm esnafımızla dünyayı fellik fellik dolaşarak ekonomimizi büyüttük. Bundan sonra da aynı şekilde fellik fellik dolaşacağız. Sektörel bağlamda bağlantıları kuracak adımları atacağız.”

    “2013 YILINDA OTOMOBİL SATIŞLARI TÜM ZAMANLARIN REKORUNU KIRDI”
    Esnafı da yakından ilgilendiren bazı ekonomi rakamlarını paylaşan Erdoğan, “2013 yılında Türkiye’de otomobil satışları tüm zamanların rekorunu kırdı. 1 yıl içinde toplam 665 bin adet otomobil satışı gerçekleşti. 2002 yılının tamamında 91 bin otomobil satılmıştı. 2014 yılının sadece Ocak-Temmuz ayları arasında sadece 272 otomobil satışı gerçekleşti. Buzdolabına bakıyoruz, 2013 yılının tamamında yine rekor kırılmış. 1 yıl içinde 2 milyon 595 buzdolabı satılmış. 2002 yılında bu rakam sadece 1 milyon 88 bin. Çamaşır makinesinde yine rekor var.

    2002’de 1 yılda 824 bin çamaşır makine satılmış. 2013’te 1 milyon 992 bin adetle tüm zamanların rekoru kırılmış. 2002’de turizm gelirimiz 8.5 milyar dolar iken, 2013’te rekorla 32 milyar dolara yükseldi. İlk 6 aylık rakamlara göre turizm gelirimiz geçen yıldan daha fazla, artış devam ediyor. Şu anda bize oteller yetmiyor. Türkiye, önemli bir destinasyon merkezi oldu. Türkiye’ye yönelik tüm algı operasyonlarına rağmen Türkiye ekonomisi istikrarla devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

    Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
    “Bu süreci İnşallah hep birlikte muhafaza edeceğiz. Hükümet çaba gösterecek, muhalefete destek olacak, sivil toplum örgütlerimiz, TESK, TÜSİAD, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, TOBB, Memur-Sen, TİSK gibi işçi, işveren esnaf örgütlerimiz, TZOB gibi çiftçi örgütlerimiz destek olacak ve ekonomiyi daha da güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye ekonomide, demokratikleşme, çözüm sürecinde çok önemli fırsatları, imkanları yakaladı. Artık enerjimizi faydası olmayan gerilimlere, kamplaşmalara, kutuplaşmalara sarf etmeden her zerresine kadar geleceğimiz için seferber edeceğiz. Her birimiz şunu gördük; yasakların, kısıtlamaların, kamplaşmanın, husumetlerin bu ülkeye faydası yok.

    Tam tersine yasakları kaldırdıkça, uhuvveti güçlendirdikçe ekonominin de büyüdüğünü sofradaki ekmeğin de çoğaldığını gördük. Ağır bedeller ödendi ama demokrasinin hiç kimseye kaybettirmediğini tam tersine 77 milyona kazandırdığını bu millet tecrübe etti. Biz demokrasiyle büyüyecek kardeşlikle büyüyeceğiz. Bunu temin edecek, güçlendirecek olan samimiyetle söylüyorum esnaf ve sanatkarımızdır. Bir şeyi özellikle söylemem lazım: Taksi şoförü mutlu olursa yolcusu mutlu olur. Berber mutlu olursa, koltuğundaki müşterisi umutlu olur.

    Bakkal, kasap, manav, kamyon ve otobüs şoförü umutlu olursa sokak umutlu olur, mahalle mutlu olur, yollarda umutla geleceğe açılır. Siz Türkiye’siniz, siz umutlu olursanız Türkiye’de umutlu olur. Rabbim umudumuzu hiç eksiltmesin. Rabbim hepinize helal, bol, bereketli kazançlar nasip etsin. Yeni perakendecilik olayıyla, yeni yasal düzenlemeyle, hükümet yeni mevzuat düzenlemeleriyle bunun da önünü açacak düzenlemelerle gelecek çok daha farklı olacaktır.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri kamu spotuna ilham oldu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında “Uyanık olacak, diri olacak, bilgiyle mücehhez olacak bir nesil istiyoruz” sözleri kamu spotuna ilham kaynağı oldu.

    Başta bonzai olmak üzere Türk gençliğini tehdit eden uyuşturucu ile mücadeleye destek olmak için Fahrettin Tacar Eğitim Vakfı tarafından kamu spotu hazırlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir konuşmasında “Uyanık olacak, diri olacak, bilgiyle mücehhez olacak bir nesil istiyoruz” sözleriyle başlayan 40 saniyelik kamu spotunun başlıca sloganı da “Uyuşturucuya Karşı Uyanık Olalım” olarak belirlenmiş. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile, dört bakanlığın incelemelerinin ardından onay alan kamu spotunun, henüz yetişkinlik çağında olan ve yanlış arkadaş seçimi nedeniyle uyuşturucu baronlarının tuzağına düşen ve bir daha bu tuzaktan kurtulamayan gençleri uyanık olmaya yöneltmek için yapıldığı belirtildi.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından da desteklenen kamu spotu, 20 Ağustos 2014 tarihinde RTÜK’ün onayından geçmiş. Önümüzdeki günlerde ulusal ve yerel televizyonlarda gösterilecek olan uyarı filminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da izlendiği ve bu toplumsal soruna karşı gösterilen duyarlılık için teşekkürlerini ilettiği açıklandı.

    Milli eğitimimizi tehdit eden, gençliğimizi, aile kurumunu ve sosyal bünyemizi, sağlığımızı ve böylece milli bünyemizi ve istikbalimizi tehdit eden uyuşturuculara karşı toplumu ve ilgilileri bilinçlendirmek için hazırlanan kamu spotu, “uyuşturucuya karşı en güçlü tedbir gönülde ve zihinde alınır. Bu da ancak ailede, okulda ve meslek hayatında sevgiye dayanan bilinçli bir eğitimle mümkündür” mesajını veriyor.

    Kurtlar Vadisi’nin baronu ve Arka Sokaklar’ın ise başkomiseri rolündeki tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı Zafer Ergin tarafından seslendirilen 40 saniyelik kamu spotunda, söz konusu maddelerin, ilk ve orta öğretim kurumlarında okuyan çocuklarımızı nasıl pençesine düşürdüğü, gazete kupürleriyle de desteklenmiş.

    2012 yılında kurulan Fahrettin Tacar Eğitim Vakfı, medeniyetimizi, milli ve manevi değerlerimizi, tüm dünyaya tanıtmak, başta Türkiye olmak üzere, Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Asya, Avrupa ve Afrika ülkelerindeki ve bütün dünyadaki gençlere eğitim ve sosyal imkânlar sağlayarak; maddi ve manevi güçlenmelerine imkan sunuyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan adli yıl mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, adli yıl açılışı dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Tüm yargı kurumları, yargıyı teslim almaya çalışan siyasi, ideolojik ve zümrevi gruplara karşı dikkatli ve cesur olmak zorundadır” deCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yargı içine sızarak örgütlü şekilde hareket eden ve yargı sistemini adeta felce mahkum etmeye çalışan girişimler karşısında herkes, hepimiz, eşit derecede mesulüz. Bu noktadaki her ihmalkarlık, her müsamahakarlık, ülkemize, milletimize, gelecek hedeflerimize açık bir haksızlık olacaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yıl açılışı münasebetiyle yayımladığı mesajında, Türkiye Cumhuriyeti’nin son dönemde gerçekleştirilen reformlar ve her alandaki tarihi nitelikte yatırımlar sayesinde muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefinde önemli mesafe katettiğini belirterek, “Hiç kuşkusuz, kalkınma ve büyüme, insanın refah ve emniyetini temin ettiği müddetçe anlamlıdır ve kalıcıdır. İnsanı merkeze almayan bir kalkınma ve büyüme modeli, bireye de topluma da huzur getirmez. Bu manada, son dönemde, demokratik standartların yükseltilmesi, insan hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, adaletin hızlı ve güvenilir şekilde tecelli edebilmesi için de tarihi nitelikte adımlar atılmıştır” ifadesini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

    “Adaletin güvenilir ve hızlı şekilde tecelli edebilmesi, sadece anayasal ve yasal düzenlemelerle, yargıda alt yapı yatırımlarıyla mümkün hale gelemez. Yargı kurumları ve yargı mensuplarının, ülke ve millet ile aynı istikamete bakıyor olmaları; ülkenin istiklal ve refahı adına milletle aynı hissiyatı paylaşıyor olmaları hayati derecede önemlidir. Yargının bağımsızlığı kadar, hatta ondan daha da önemli olan, yargının, yargı kurumları ve yargı mensuplarının tarafsızlığıdır. Siyasi, ideolojik, zümrevi çıkarlar yargıya egemen olursa, orada adaletin tecelli etmeyeceği açıktır. Yargının siyasallaşmaması, ilgili tüm tarafların üzerinde hassasiyetle duracakları bir konudur. Ancak, yargının tarafsızlığını yitirmemesi de tüm yargı kurumlarının ve mensuplarının en hassas ve en güncel meselesi olmak durumundadır. Tüm yargı kurumları ve mensupları, yargıya sirayet etmeye çalışan, yargıyı etki altına almaya çalışan, adeta yargıyı teslim almaya çalışan siyasi, ideolojik ve zümrevi gruplara karşı son derece hassas, dikkatli ve cesur olmak zorundadır. Yargı içine sızarak örgütlü şekilde hareket eden ve yargı sistemini adeta felce mahkum etmeye çalışan girişimler karşısında herkes, hepimiz, eşit derecede mesulüz. Bu noktadaki her ihmalkarlık, her müsamahakarlık, ülkemize, milletimize, gelecek hedeflerimize açık bir haksızlık olacaktır. Türkiye’nin yargı kurumları ve yargı mensupları, inanıyorum ki, yargının önce tarafsızlığını, ardından bağımsızlığını tehdit eden her yapıya ve girişime karşı, üzerinde yaşadığımız toprakların ruhuna uygun bir cesaretle karşı duracaklardır. Başta hakim ve savcılarımız olmak üzere bu ülkeye ve millete ruhunu adamış kahramanlarımız, inanıyorum ki, yargı üzerindeki heveslerin tümünü boşa çıkaracaklardır.”

  • İmam Hatip kökenli ilk Cumhurbaşkanı

    İmam Hatip kökenli ilk Cumhurbaşkanı

    Halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip kökenli ilk Cumhurbaşkanı olarak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den görevi devraldı.

    ‘Muhtar bile olamaz’ denilen ancak 11 senelik Başbakanlık görevinin ardından halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’deki yemin töreninin ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den görevi devraldı. Meclis’te gerçekleştirilen yemin törenini ailesi, askeri erkan, yüksek yargı başkaları ile MHP ve HDP’li vekiller ile çok sayıda davetli izledi.

    Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi birçok ilke konu olan bu yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı makamı ilk kez İmam Hatip kökenli bir cumhurbaşkanına da sahip olmuş oldu. İlkokulu Kasımpaşa semtindeki Piyalepaşa İlkokulu’nda okuyan ve 1965 yılında mezun olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, liseyi ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okudu ve bu okuldan 1973 yılda mezun oldu. O dönemdeki üniversitelere girme konusundaki kısıtlamalar nedeniyle liseyi dışarıdan bitirme imtihanlarına girerek fark derslerini verdi ve Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu.

    İşte Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarının öğrenim durumları

    Mustafa Kemal Atatürk
    ilkokulu Selanik’te Şemsi Efendi Mektebi’nde okudu. Öğrenimini Selanik Askerî Rüştiyesi ve Manastır Askeri İdadisi’nde sürdürdü. 1899’da girdiği İstanbul Harbiye Mektebi’ni 1902 yılında piyade teğmeni rütbesiyle, Harp Akademisi’ni de 1905’te kurmay yüzbaşı olarak bitirdi.

    İsmet İnönü
    İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Bir yıl Sivas’ta Mülkiye İdadisi’nde okuduktan sonra, 1897 yılında İstanbul’daki Mühendishane İdadisi’ne gitti. 1901’de Mühendishane-i Berri-i Hümayun’a (Kara Harp Okulu) giren İsmet İnönü, bu okulu 1903’te topçu teğmeni olarak birincilikle bitirdi. 1906’da Erkân-ı Harbiye Mektebi’nden gene birincilikle mezun olarak kurmay yüzbaşı rütbesiyle Edirne’deki 2. Ordu’nun 8. Alayı’nda bölük komutanlığına atandı.

    Celal Bayar
    Bursa’da İpek Meslek Yüksek Okulu ve College Francais de l’Assomption’da eğitim gördü ve memuriyet yaşamına atıldı.

    Cemal Gürsel
    İlköğrenimini Ordu ilinde yaptı. Daha sonra Erzincan ve İstanbul’da askerî öğrenci olarak eğitim hayatını sürdürdü.

    Cevdet Sunay
    İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kerkük, Edirne ve İstanbul’da Kuleli Askerî Lisesi’nde yaptı.

    Fahri Korutürk
    1916 yılında Bahriye Mektebi’ne girdi. 1923 yılında Deniz Harp Okulu’nu, 1933 yılında Deniz Harp Akademisi’ni bitirdi.

    Kenan Evren
    İlk ve orta öğrenimini Alaşehir, Manisa, Balıkesir, İstanbul’da sürdürdü ve Maltepe Askerî Lisesi’nden mezun oldu. 1938 yılında Kara Harp Okulu’nu, 1949 yılında Harp Akademisi’ni bitiren Kenan Evren topçu subayı ve kurmay subay olarak silahlı kuvvetlerin çeşitli kademelerinde görev yaptı.

    Turgut Özal
    Konya Lise’sinde başladığı lise eğitimini Kayseri Lisesi’nde tamamlayan Özal, 1950 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünü bitirdi.

    Süleyman Demirel
    İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon’da bitirdi. Şubat 1949’da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden mezun oldu.

    Ahmet Necdet Sezer
    1958 yılında Afyon Lisesi’ni, 1962’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Aynı yıl Ankara’da hâkim adayı olarak göreve başladı. Askerliğini Kara Harp Okulu’nda yedek subay olarak yaptı.

    Abdullah Gül
    Öğrenimini Kayseri Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. Aynı fakültede başladığı doktora çalışmaları için iki yıl İngiltere’de kaldı ve 1983’te İstanbul Üniversitesi’nden Doktor unvanı aldı.