Etiket: Çok

  • Milli Eğitim Bakanı Selçuk’tan salgın sonrasında yapılacak çok iş var paylaşımı

    Milli Eğitim Bakanı Selçuk’tan salgın sonrasında yapılacak çok iş var paylaşımı

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Salgın bitecek. Hepimiz okullarımıza, normal hayatımıza geri döneceğiz. İşte, o zaman yapılacak çok iş var. Gün yok, gece yok, hafta sonu yok, tatil yok. Hepimiz o günlere hazırlanıyoruz. Oraya sağlıkla ereceğiz inşallah” dedi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sosyal medya sitesi Instagram üzerinden bir fotoğraf paylaştı. Bakanlık binasında projeler üzerine çalıştığı bir fotoğrafı paylaşan Bakan Selçuk, ayrıca paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

    “Bir yanda uzaktan eğitim çalışmaları, bir yanda salgın döneminde okulları açtığımızda yapılacak çalışmalar var ama asıl önemlisi, sonrakiler. Salgın bitecek. Hepimiz okullarımıza, normal hayatımıza geri döneceğiz. İşte, o zaman yapılacak çok iş var. Gün yok, gece yok, hafta sonu yok, tatil yok. Hepimiz o günlere hazırlanıyoruz. Oraya sağlıkla ereceğiz inşallah. Yapmak istediklerimizi, hayallerimizi, çizdiğimiz yolu hep birlikte tamamlayacağız. Salgın dönemi, durduğumuz değil; başka yollar da bulduğumuz bir dönem oldu. Ben, burası, yani Milli Eğitim Bakanlığı, projelerde çalışan binlerce meslektaşım, hep birlikte o günlere bir an önce kavuşmak gayretiyle çalışıyoruz. Biliyorum ki siz de bu dilekte ve kendi hayatlarınızda bu çabadasınız. Hep birlikte olacak, hep birlikte.”

  • Av. Aydoğan: “Tahliye edilen Yusuf Aydemir’in Kanada’ya kaçma ihtimali çok yüksek”

    Av. Aydoğan: “Tahliye edilen Yusuf Aydemir’in Kanada’ya kaçma ihtimali çok yüksek”

    Ağrı’da 2018 yılında cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir tahliye kararıyla ilgili UCİM Genel Başkan Danışmanı Avukat Ayşegül Aydoğan, “Tahliye edilen Yusuf Aydemir’in Kanada’ya kaçma ihtimali çok yüksek. Tüm sanıkların Leyla’yı el birliğiyle katletmesine rağmen verilmiş olan bu tahliye kararını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” dedi. Ayrıca UCİM üyeleri Leyla Aydemir davasının Ağrı’dan alınması için CİMER’e başvuruda bulundu.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne geldikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir, istinaf mahkemesinin kararıyla tahliye edildi. Tahliye kararına bir tepki de UCİM’den geldi. Türkiye geneli başlattıkları kampanyayla UCİM üyeleri Leyla Aydemir davasının Ağrı ilinden alınarak daha sağlıklı bir yerde görülmesi için CİMER’e başvuruda bulundular.

    “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi hepimizin vicdanını kanatan bir karara imza attı”

    İstinaf mahkemesinin vicdanları kanatan bir karar verdiğini belirten Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Genel Başkan Danışmanı Avukat Ayşegül Aydoğan, “Biz bugün çok üzgünüz. 2 sene önce Ağrı’da katledilen Leyla Aydemir davasında yerel mahkeme 6 sanığa beraat vermesine rağmen diğer sanık olan Yusuf Aydemir için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti. Biz diğer sanıkların da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları için istinaf başvurusunda bulunmuştuk. Fakat dün istinaf mahkemesi olan Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi hepimizin vicdanını kanatan bir karara imza attı. Dün ağırlaştırılışmış müebbet hapis cezası beraata çevrilen Yusuf Aydemir’in tahliyesine karar verdi. Diğer 6 sanık için de beraat kararının bozulmasına hükmetti. Biz bunu hukuken hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Toplum vicdanını yaralayan bir karara imza atıldı dün itibariyle, biz gerekli itirazlarımızı yapacağız tahliye kararına ve bu davanın hiçbir şekilde peşini bırakmayacağız. Bizim adalete olan inancımız tam. Dosyada somut veriler olmasına rağmen, herkesin, tüm sanıkların el birliğiyle bu suçu işlemesine, Leyla’yı el birliğiyle katletmesine rağmen verilmiş olan bu kararı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Biz Adalet Bakanımıza, savcılarımıza ve hakimlerimize sesleniyoruz, onlara güvenimiz tam, adalete olan inancımız tam” dedi.

    “Davanın Ağrı ilinden alınması için kampanya başlattık”

    Tüm UCİM üyeleri, tüm UCİM avukatları olarak CİMER’e başvuruda bulunduklarını ifade eden Av. Aydoğan, “Adalet Bakanlığına hitaben bir dilekçe gönderdik. Bu dilekçe de ceza mahkemesi kanunu madde 19 gereğince Adalet Bakanlığımızın kararıyla dosyanın Ağrı ilinden alınarak başka bir yargı yerinde görülmesini talep ettik. Bunun gerekçesi olarak da Ağrı ilinin küçük bir il olması, sanıkların hepsinin birbirini tanıyor olması, hepsinin akraba, kardeş olması ve hem yargılama esnasında hem de yargılama dışında haricen sanıkların yapmış oldukları davranışlar kamu güvenliğini tehlikeye düşüreceği için sağlıklı bir yargılama yapılamayacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle dosyanın Ağrı’dan bir an önce çektirilmesi gerekmekte, başka bir yargı yerinde daha sağlıklı bir şekilde yürütülmelidir. Leyla’nın katilleri şu anda dışarıda ellerini, kollarını sallayarak geziyorlar. Bu cinayet faili meçhul bir cinayet değil, bu cinayet örtbas edilecek bir cinayet değil. Biz UCİM olarak sonuna kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. Leyla’nın katilleri bulunana kadar hiçbirimize uyku yok” diye konuştu.

    “Kanada’ya kaçma ihtimalleri çok yüksek”

    İstinaf kararında tutuklamanın bir tedbir olduğu, güvenlik gerekçesiyle sadece Yusuf Aydemir’in tutuklu olduğuna dair bir ibarenin geçtiğini kaydeden Av. Aydoğan, “Bu hiçbir şekilde kabul edilebilir değil, evet tutuklama bir tedbirdir. Fakat sanıkların kaçma şüphesi var ise ortada kuvvetli bir suç şüphesi var ise sanıklar salıverilemez. Ceza kanunumuz da bunun hükmü gayet açıktır. Buna rağmen insan kaçakçılığı yaptıklarını hem duruşma esnasında hem duruşma dışında rahatça söyleyen bir ailenin ferdi olan sanığın tahliye edilmesi kabul edilebilir değildir. Kanada’ya insan kaçakçılığı yapan bir aileden bahsediyoruz. Bunların kaçma imkanı çok yüksek ve resmen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi bunun önünü açtı gibi hissediyoruz. Kafamızda çok fazla soru işareti var ve biz bu soru işaretlerinin giderilmesi için, adalete olan inancımızı sağlam tutmak için Adalet Bakanımıza ve hakimlerimize güvenerek yol almaya devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu.

    Ne olmuştu?

    Ağrı’da şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran günü kayboldu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu. Su içinde bulunan küçük kızın babası Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz günü ’kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    7 sanığa dava açılmıştı

    Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca Mehmet Ali Aydemir’in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 14’er yıla kadar hapis cezası istemiyle 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.

    Davanın 20 Eylül 2019 günü görülen ilk duruşmasında, baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmamış anne Şükran Aydemir ise şikayetçi olmuştu. Mahkeme heyeti, Leyla’nın amcası Yusuf Aydemir’i ’suçu işlediğine yönelik somut deliller bulunduğu ve dinlenilmeyen tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali olduğu’ gerekçesiyle tutuklarken, 19 Aralık 2019 günü, dosya üzerinden yapılan tutukluluk değerlendirmesinde ise Mehmet Ali Aydemir, ’mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçen süre ve dosyanın geldiği aşama’ dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

    Korona virüs tedbirleri kapsamında 3 Temmuz 2020’ye ertelenen davada cumhuriyet savcısı, esas hakkında mütalaasını mahkemeye sundu. Baba Nihat Aydemir ile sanık Besim Dursun’un oğlunun Kanada’ya gönderilmesinden kaynaklı para meselesi olduğu anlatılan mütalaada, sanık Dursun’un olaydan birkaç yıl önce Aydemir’e, “Yemin olsun ben sana ciğer acısını yaşatacağım, ben seni ciğerinle terbiye edeceğim” diye sözler söylediği kaydedildi. ’Yiğit’ kod adlı gizli tanığın, taziye ziyareti sırasında Yusuf Aydemir ve Besim Dursun’un evden sık sık çıkıp, geri döndüklerini bildirdiği ifade edilen mütalaada, Leyla’nın sanık Dursun’un evinin önünden kaybolduğunun diğer tanıkların ifadeleriyle de sabit olduğu vurgulandı. Mütalaada, “Yapılan HTS incelemesinde, sanık Yusuf ve Besim’in maktul Leyla’ya ait cesedin bulunduğu sırada görüşme gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir” denildi.

    Baba ile amca arasında husumet

    Baba Nihat Aydemir ile Leyla’nın amcası Yusuf Aydemir arasında da miras ve alacak meselesi yüzünden husumet olduğu ifade edilen mütalaada, tutuklu amcanın teknik takibe takılan telefon kayıtlarına da yer verilirken şöyle denildi:

    “Sanık Yusuf Aydemir’in sanık Besim Dursun ile yakın arkadaşlığının olduğu, maktul Leyla’nın kaybolduğu gün taziye evinde sanık Yusuf ve Besim’in sürekli bir yerlere gidip tekrar döndüğü, maktul Leyla’yı, sanık Yusuf’un ortadan kaybolduğu yere doğru yönlendirdiği ve Leyla’nın kaybolmadan önce sanık Yusuf’un yanında olduğu tanık beyanlarından anlaşıldığı, Yusuf’un tape kayıtlarında, kolluk görevlilerine bir şey anlatmadığını, diğerlerinin de anlatmamaları ile kolluk ekiplerine dikkat etmeleri yönünde konuşmalar yaptığı saptandı.”

    “Sanığın maktulün bulunması için çalışan görevlileri yanılttığı ve yanlış yönlendirdiği de sabittir”

    Sanık Mehmet Ali Aydemir’in ise Leyla’yı ablası Ayşe Artam’ın evine bıraktığı kaydedilen mütalaanın devamında, “Maktulün cesedine ulaşıldığı sırada kolluk ekiplerince tutulan tutanağa göre, cesedi jandarma ekipleri dışında kimsenin görmemesine rağmen sanık Mehmet Ali, Leyla’nın kıyafetsiz olduğunu ve kıyafetlerini arayacağını ekiplere bildirdi. Sanık Mehmet Ali’nin maktulün kıyafetsiz bulunduğunu bilmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanığın ayrıca maktulün bulunması için çalışan görevlileri yanılttığı ve yanlış yönlendirdiği de sabittir” denildi.

    Beraat edilmesi istendi

    Cumhuriyet savcısı amca Musa Aydemir ile ilgili olarak da mütalaada, “Her ne kadar sanık Musa’nın telefonunda, maktulün videosu olsa da sanığın müştekilerin evinde yaşamış olduğu, aralarında hiçbir husumet bulunmayışı, sanığın videoyu çekmekteki amacının sosyal medyada paylaşmak olduğu, bu hususun aleyhte delil olarak kullanılmasının olağan hayat akışına uygun olmadığı, sanık hakkında diğer sanıkların aksine ve olay tarihinde 3 yaşında olan ve yargılama aşamasındaki uzman raporuyla beyanına itibar edilemeyecek olan Üzeyir’in ifadeleri dışında aleyhine hiçbir tanık beyanının bulunmayışı dikkate alındığında sanık hakkında şüpheden sanık yararlanır ilkesi doğrultusunda, delil yetersizliğinden beraatına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir” dedi.

    Tutuklanmaları istendi

    Yargılama aşamasında müştekilerin şikayetlerinden vazgeçtikleri ancak söz konusu suçun şikayete bağlı olmadığının hatırlatıldığı mütalaada, Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, üzerlerine atılı ve eylemlerine uyan ’kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçlarını iştirak halinde işledikleri bildirildi. 3 sanığın ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 14’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

    Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın da ’cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım’ suçlarından 29 yıl 4’er ay hapisle cezalandırılmalarını isteyen savcı, amca Musa Aydemir ve Hatun Dursun hakkında ise delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesini talep etti. Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini de talep etti.

    Amca Yusuf Aydemir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı

    Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen Leyla Aydemir öldürülmesi ile ilgili karar davasında tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verildi.

    3 ay sonra amca Aydemir’e tahliye

    Minik Leyla’nın karar davasından 3 ay sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla tutuklanan amca Yusuf Aydemir tahliye edildi. Verilen karar dilekçesinde “Yusuf Aydemir’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ileride telafisi güç mağduriyetine sebebiyet verebileceği, tutuklamanın bir ceza değil tedbir niteliğinde olduğu gözetilerek tahliyesine, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal tahliyesinin sağlanması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı Esas Masasına müzekkere yazılmasına, karar kesinleştiğinde dosyanın mahkemesine gönderilmesine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, (I) bendindeki red kararı ve tahliye kararı yönünden kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde Dairemize dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunulması, bir başka Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi veya İlk Derece Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmesi suretiyle, nihai olarak Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından incelenmek üzere Dairemiz nezdinde itiraz yolu açık, bozma kararı yönünden ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1 maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi” denildi.

  • Mustafa Cengiz: “Hakemler bize karşı çok cesurlar”

    Mustafa Cengiz: “Hakemler bize karşı çok cesurlar”

    Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, hakemlerin kendilerine karşı çok cesur davrandıklarını belirterek, “Oyuncularımıza, teknik heyetimize çok rahat kart gösteriyorlar. Biz aynı cesareti rakiplere de bekliyoruz” dedi. Cengiz ayrıca hakem camiasının Türk futboluna el freni olmaması gerektiğini vurguladı.

    Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Fatih Karagümrük maçı ve hakemler hakkında kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. Hakemlerin gösterdikleri performansla maçların önüne geçtiğini söyleyen Başkan Cengiz, “Taraftar olarak asabımız bozuk. Yenilgilerin üzüntüsü daha uzun sürüyor. Galibiyetlerimizin sevinci daha kısa sürüyor. Galatasaray başkanı olarak şunu söyleyebilirim. Bu sene hakemler daha formsuz. Sadece bizim maçta değil, rakipte mutlu değil. Oynanan her maçta hakemler maalesef maçın önüne geçmekte. Bu çok tehlikeli bir gelişme. Hakemler formsuz. Baktığımızda bize zarar veriyor formsuzlukları. Rakiplerimize de zarar vermekte. Geçen yıl totale baktığımızda hakem hatalarında en fazla zararı gören takımız. Bunun böyle gitmesini istemiyoruz” diye konuştu.

    “Hakemler bize karşı çok cesurlar”

    Türkiye Futbol Federasyonu’ndan ilgili kurumlarını uyarması çağrısında bulunan Cengiz, “Hakemler daha dikkatli olsunlar. Özellikle bizlere, oyuncularımıza, teknik heyetimize çok rahat kart göstermekte. Bize karşı çok cesurlar. Biz aynı cesareti rakiplere de bekliyoruz. Eğer Galatasaraylı futbolcuya çok rahat kırmızı, sarı veriyorsa aynı pozisyonlarda diğer rakiplere de vermesi gerekir. Bize de vermemesi gerekir. Bu teknik heyetimiz için de geçerli, futbolcularımız için de. Hakem camiası Türk futboluna el freni olmamalı. Hakem camiası Türk futbolunun gerisine düşmemeli. Tam tersine önderlik etmeli. İyi futbol oynayanı, düzgün futbol oynayanı, mertçe mücadele edeni, yere yatmayanı, vakit geçirmeyeni, kendisine ölmüş gibi faul yapıldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkanları bence cezalandırılmalı” şeklinde konuştu.

    “Lütfen hakem camiası ve oyunun aktörleri dikkatli olsunlar”

    Yenildikleri zaman rakiplerini tebrik ettiklerini ifade eden Mustafa Cengiz, “Seyircimizin olmaması da belki aldığımız sonuçlarda etken. Fakat biz yenildik. Yenilgiyi kabul etmek de bir vakar ve asalet gerektirir. Galatasaray camiası ve taraftarı bu vakar ve asalet içindedir. Biz en yüksek seyirci sayısına sahip olmamıza rağmen bir gün sahaya inmedik, bir gün hakem kovalamadık, bir gün etrafı yakmadık. Biz bununla övünç duyuyoruz. Çünkü Galatasaray kültüründe yenilgi ve yengiyi kabul etmek, onu özümsemek asalet ve vakarı vardır. Bu çok önemli. Ben kendimizi övmek adına söylemiyorum. Bu bir realite. Bu olaylar da gösteriyor. Ben Türkiye Futbol Federasyonu’na ve ilgili kurumlarına rica ediyorum. Lütfen formsuz hakemleri bizim maçlarımıza vermesinler. Diğer rakipler içinde söylüyorum bunu. Biz yenilgiyi de kabul ederiz. Bizi yenen rakiplerimizi de tebrik ediyorum. Galatasaray’ı yenmek kolay bir iş değil, kutluyorum. Lütfen hakem camiası ve oyunun aktörleri dikkatli olsunlar” değerlendirmesinde bulundu.

    Son olarak sarı-kırmızılı taraftarlara seslenen Başkan Mustafa Cengiz, “Taraftarımız şundan emin olsun ki Galatasaray adının olduğu her yerde Galatasaray şampiyonluğun en büyük adayıdır. İnşallah sezon bittiğinde yine şampiyon olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Denizli Büyükşehir DESKİ’nin online abonelik sistemi çok sevildi

    Denizli Büyükşehir DESKİ’nin online abonelik sistemi çok sevildi

    Pandemi dolayısıyla içme suyu aboneliği başta olmak üzere birçok işlemi evlerinden çıkmadan yapabilen Denizlililer, Büyükşehir Belediyesi DESKİ’nin vatandaşların ayağına kadar götürdüğü hizmetleri takdirle karşılıyor. Salgına karşı yoğun bir mücadele verdiklerini kaydeden Başkan Zolan, “Her şey vatandaşlarımızın sağlığı için” dedi.

    Denizli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (DESKİ) Genel Müdürlüğünün korona virüs tedbirleri kapsamında hayata geçirdiği online hizmetler vatandaşlar tarafından takdirle karşılanıyor. Denizlililer, Büyükşehir Belediyesi DESKİ Genel Müdürlüğü’ne gitmeden kurumun resmi internet sitesinden birçok işlemini yapabiliyor. Vatandaşlar ev ya da işyerlerinden yapacağı online başvuru ile abonelik işlemleri, abone devir işlemleri, abonelik iptal işlemleri, güvence bedeli işlemleri, su açma kapatma işlemleri, endeks işlemleri, fatura işlemleri, tarife işlemleri, abone bilgi güncelleme işlemleri, sayaç bildirim işlemleri, mühürleme ve plaka işlemleri gibi hizmetleri alabiliyor. Online müracaatın ardından Denizli Büyükşehir Belediyesi DESKİ ekipleri vatandaşların ayağına kadar giderek söz konusu başvuru işlemlerini tamamlıyor.

    “Kısa sürede gelip sorunumu çözdüler”

    Bağbaşı Mahallesi’nde esnaf olan Halil İbrahim Ona, Büyükşehir DESKİ’nin online işlemleri üzerinden su saati ile ilgili sorunu için talepte bulunduğunu anlatarak, “Online müracaatımın ardından Büyükşehir ekipleri kısa sürede gelip sorunumu çözdüler. Teşekkür ederim” dedi.

    “Altyapımızı vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmek için çok verimli kullanıyoruz”

    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Büyükşehir Belediyesinin pandemi sürecinin başlangıcından itibaren salgına karşı yoğun bir mücadele içine girdiğini söyledi. Kovid-19 konusunda çok hassas olduklarını, çünkü vatandaşların sağlığının her şeyden önemli olduğunu vurgulayan Başkan Zolan, “Tüm tedbirlerimize had safhada devam ediyoruz. Bu kapsamda Büyükşehir DESKİ ekiplerimiz online başvurularla hizmeti vatandaşımızın ayağına kadar götürüyor. Vatandaşlarımız evinden ya da işyerinden çıkmadan birçok hizmeti online olarak alabiliyor. Teknolojik altyapımızı vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmek için çok verimli kullanıyoruz. Emek veren katkı sağlayan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu günleri inşallah birlik ve beraberlik içerisinde atlatacağız” diye konuştu.

    Online başvuru ve işlemler nasıl yapılıyor?

    Vatandaşların www.deski.gov.tr’de “Abonelik İşlemleri” sekmesinden yapacağı işlemi seçerek, ilgili evrakının dijital fotoğrafını internet sitesine yüklemesi gerekiyor. Online başvurunun tamamlanmasının ardından konuyla ilgili işlem başlatan Büyükşehir DESKİ, vatandaştan randevu alarak ıslak imza almak için işyeri veya ikamet adresine gidiyor. Online abonelik işlemleriyle ilgili bilgi almak veya işlemlerinin hangi aşamada olduğunu öğrenmek isteyen tüm vatandaşların ise Büyükşehir DESKİ bünyesinde 7 gün 24 saat hizmet veren “Alo 185” çağrı merkezini arayabilecekleri belirtildi.

  • Aras EPSAŞ’ta randevu almak çok kolay

    Aras EPSAŞ’ta randevu almak çok kolay

    Covid-19 salgınının yayılma riskini azaltmak için Online randevu sistemine geçen Aras Elektrik Perakende Satış A.Ş normalleşme süreciyle birlikte bu uygulamayı kalıcı hale getirmeyi hedefledi.

    Vatandaşın hizmet merkezlerinde sıra beklemeden işlemlerini gerçekleştirdiği online randevu sistemine Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Bayburt, Ardahan, Iğdır illerinde abonelerimiz yoğun ilgi gösterdi.

    6 Nisan Pazartesi gününden itibaren hizmet veren sistemden 15 binden fazla abone yararlandı. Aras Elektrik Perakende Satış A.Ş. sosyal temasın önlenmesi amacıyla başlattığı sistemin yanı sıra şubelere giriş çıkışlarda ateş ölçme ve ellerin dezenfekte edilmesine yönelik uygulamalarını sürdürüyor.

    Aboneler online randevudan memnun

    7 İlde hayata geçen ve normalleşme sürecinde de devam edecek olan randevu sisteminden memnun. Online Randevu Sistemi üzerinden başvuru yapan abonelerin randevu saatleri personel sayısına göre ortalama 10 dakika aralık gözetilerek belirleniyor.

    Fatura hakkında bilgi edinmek için geldiğini belirten abonelerden Fatih Demirtaş ‘’Sıra alıp beklemektense online randevu alıp işlemlerimizi yapmak büyük kolaylık oldu. Randevu saatim gelince sıra beklemeden işlemlerim yapıldı” şeklinde konuştu. Ayşe Gündoğdu ise “Randevu sisteminden önce yığılmalar oluyordu. Randevu sistemi sayesinde bir problem yaşamadım” dedi.

    Nasıl randevu alınıyor?

    Aras Elektrik Perakende Satış A.Ş web sitesi olan www.arasepas.com adresindeki İşlemler sekmesinden online randevu işlemleri kısmındaki istenilen bilgileri doldurarak alabilirsiniz. Aboneler belirtilen saat dilimi içerisinde abone hizmet merkezlerine gitmeleri halinde sıra beklemeden işlemlerini yaptırabiliyor.

    Vatandaşlar; yeni abonelik işlemleri, tahliye işlemleri, fatura itiraz ve diğer işlemlerini bu hizmetle daha ivedi bir şekilde gerçekleştirebiliyor.