Etiket: Çocukların

  • Roman Çocukların Gösterileri Büyüledi

    Kırklareli’nde “Bir roman yazıyorum düşüm, gerçeğim” projesi kapsamında Tevfik Fikret Yatılı Bölge Ortaokulu öğrencileri tarafından gerçekleştirilen Müzik Dinletisi ve dans gösterileri coşkuyla izlendi.

    Kırklareli Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Vali Esengül Civelek, kamu kurum ve kuruluşların amirleri ve çok sayıda davetli katıldı. “Bir roman yazıyorum düşüm, gerçeğim” projesi kapsamında Tevfik Fikret Yatılı Bölge Ortaokulu öğrencileri tarafından gerçekleştirilen program dans gurubunun gösterisiyle başladı. Öğrenci velisi Handan Hünerli’nin duygu yüklü konuşmalarının ardından öğrenciler, ritim ve trio gösterileriyle büyük beğeni topladı.

    Program, Büyülü Sesler Koro Grubu’nun seslendirdiği şarkılarla sona erdi. Program sonunda Vali Esengül Civelek, öğrencileri tebrik ederek, öğretmenleri, velileri ve emeği geçenlere teşekkür etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.

    Kırklareli Valiliği başta olmak üzere, Kırklareli Üniversitesi, Kırklareli İl Emniyet Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Kırklareli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Kırklareli Halk Sağlığı Müdürlüğü iş birliği içinde gerçekleşen “Bir roman yazıyorum düşüm, gerçeğim” projesi ile; dezavantajlı gruptaki roman öğrencilerin eğitimine etkin bir şekilde kazandırılması, kültürel sosyal ve sportif aktiviteler içeren faaliyetlerle öğrencilerin sosyal uyum ve başarılarının arttırılması, yeteneklerinin açığa çıkarılması, sağlıklı, mutlu, nitelikli bireyler yetiştirilmesi hedefleniyor.

  • Çukurcalı Çocukların Umudu Basketbol

    Hakkari Basketbol İl Temsilcisi ve 12 DABO Antrenörü Yakup Aktaş ve 12 DABO Antrenörü M. Emin Taş, Çukurca ilçesindeki çocuklar için basketbolun bir umut olduğunu ifade ettiler.

    Hakkari Basketbol İl Temsilcisi ve 12 DABO Antrenörü Yakup Aktaş ve 12 DABO Antrenörü M. Emin Taş, Türkiye Basketbol Federasyonu ve Çukurca Kaymakamı’nın destekleri ile 2013 yılında Çukurcalı çocukları 12 DABO aracılığı ile basketbolla tanıştırıldıklarını ifade ettiler. Küçük bir salonun mevcut olduğu Çukurca’da daha önce basketbolun hiç oynanmadığını belirten Aktaş ve Taş, 3 yıllık süreçte çocukların 12 DABO etkinlikleri çerçevesinde farklı illere götürülerek Çukurca’nın dışında daha güzel bir yaşamın olduğunu ve bunun da eğitim ile başarılarak yaşanabileceğinin gösterilmeye çalışıldığını belirttiler. Aktaş ve Taş, “Değişik yerleri gidip gören çocuklar yaşadıklarını ve gördüklerini arkadaşlarına anlattılar ve böylelikle ilçedeki bütün çocukların tek ilgili alanı ve sevdası basketbol oldu. Antrenmandan saatler önce salonun önüne gidip bekleyen, salondan çıkmak istemeyen çocukların basketbola olan tutkusu görülmeye değer. Çukurca’da Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü olmamasına rağmen, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Sayın Reşit Güldal Çukurca 12 Dev Adam Basketbol Okulu açıldığı günden beri desteklerini hiç esirgemedi. Basketbol sevgisi 12 DABO aracılığıyla ülkenin bir ucundan diğer bir ucuna kadar çocuklara ulaştı. Çocuklara sahip çıkıp her zaman destek veren başta TBF Başkanı Harun Erdenay, Çukurca Kaymakamı Bayın Mehmet Mut’a ve Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Sayın Reşit Güldal’a teşekkür ederiz” dediler.

  • Çocukların Beslenmesinde Altın Öğütler

    Medical Park Gaziantep Hastanesinde görev yapan Uzm. Klinik Psikolog Elçin Külahçıoğlu, iştahsız, yemek reddeden ve yemek seçen çocuklar ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri hakkında ailelere önemli bilgiler verdi.

    Ev içerisinde yapılabilecek bazı olumlu düzenlemeleri ile çözüm bulunabileceğini belirten Uzm. Klinik Psikolog Elçin Külahçıoğlu, “Evde düzeni oturtun. Nasıl ki düzenli çalışma hayatı sizin vücudunuzu belli saatlerde acıkmaya koşullandırıyorsa, çocuğunuz için de düzenli yaşam ve belli saatlerde beslenme düzeni, bu duruma alışmasını kolaylaştıracaktır. Belli saatlerde sofranın kurulup sonra kaldırılmasını sağlayın. Porsiyonları ona uygun düzenleyin. Önüne koyduğunuz yemek miktarı çocuğunuzun yiyebileceği kadar olsun, fazlasını koyup bitiremeyince onu ve sizi saran başarısızlık hissini bu şekilde engellemiş olursunuz. Beraber masaya oturun, yemek yesin ya da yemeği reddetsin, beraber masaya oturma alışkanlığı geliştirmeye çalışın. Çocuğunuz ve sizin önünüzde aynı yemekten olmasında fayda vardır. Sadece onun sevdiği yiyecekleri ona özel yapmak, dengeli beslenme açısından gerekli diğer besinleri deneyip alışmasını engelleyecektir.? Yemek için marketten alışveriş yapma, evde hazırlama ve masaya koyma sürecine onu dahil edip, ufak görevler vererek ilgisini çekmeye çalışın. Yemek saatinde yemeği reddeden çocuğunuza istediği anda istediği besini vermeniz, düzen oturtma sürecini zorlaştıracak ve çaresizlik hissinizi arttıracaktır. Ona sadece bir sonraki yemek-ara öğün saatini beklemesi gerektiğini ifade edin ve bu ifadenize tutumlu davranışlar sergilemeye özen gösterin.Bu konuyla ilgili zorlandığını düşünen ebevenylerin bir uzmanla görüşerek yardım almasında fayda olacaktır” dedi.

    Çocuklarda özellikle 18. aylarda başlayan yemeği reddetme süreçi, sıklıkla 2-5 yaş arası çocuklarda rastlanan bir durum olarak değerlendiren Külahçıoğlu ” Öncelikle her rahatsızlıkta olduğu gibi durumun psikolojik etmenlerini değerlendirmeden önce altında yatan herhangi bir fizyolojik neden olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Çocuğunuzun birden bire iştahının kesildiğini fark ettiğinizde herhangi bir enfeksiyon durumu, kansızlık, kabızlık problemi yaşayan çocuklarda iştahsızlık bir belirti olabildiğinden, doktorunuzla görüşerek sağlık kontrollerini yaptırmanızda fayda vardır. Bu gibi durumlar haricinde yemede aşırı seçicilik, isteksizlik ve yemeğe karşı ilgi azlığı, çocuklarda yeme reddi olarak tanımlanan ve davranışsal müdahalelerle kolaylaştırılması hedeflenen bir süreçtir” şeklinde konuştu.

    “BAŞKA ÇOCUKLARLA KIYASLAMAYIN “

    Yeme reddini çoğu çocuğun geçtiği normal bir süreç olarak değerlendiren Külahçıoğlu” Yeme düzeni oturtmak öğrenilen bir davranıştır. Yeni tatlara karşı ön yargılı ve çekimser davranmak, çocukların kendisini zehirlenmeye karşı korumaya aldığı ilkel bir tepkidir. Bu durum oldukça normal ve doğal kabul edilir. Yemek yemenin bir düzen içerisinde, belli bir süre sınırlaması olan bir davranış olduğunu öğrenmek tıpkı tuvalet eğitimi, okula alışma süreci gibi öğrenilen bir davranıştır. Bu nedenle ısrarcı ve sabırsız davranmak yerine, ona ve kendinize zaman tanıyın. Bazı durumlarda istediğini yeme veya yemeyi reddetme davranışları, özellikle 2 yaş süreciyle gelişen ’ben’ kavramı içerisinde kendisini bir birey olarak gösterme ve kabullendirme sürecinin bir parçasıdır. Ev içerisinde çocuğu zorlamak, korkutmaya çalışmak, sürekli yemekle ilgili konuşmak ve diğer çocuklarla karşılaştırmalar yaparak utandırmak, benlik gelişimine zarar verebileceğinden ev içerisinde kaçınılması gereken davranışlardandır. Bu tür davranışlar içeren ebeveyn tutumları, yeme reddini arttırarak, bu doğal süreci ’inatlaşma sürecine dönüştürebilmektedir”diyerek uyarıda bulundu.

    ÇOCUK BESLEMEDE AİLENİN YAPTIĞI YANLIŞLAR

    “Çocukların yemeğe karşı tutumlarını ebeveynler ’kişiselleştirmekten’ kaçınmalıdırlar” diyen Külahçıoğlu, “Yani bir anne, çocuğunun yemeğe karşı tutumu kendisine karşı ya da söylediği söze karşı itiraz, başkaldırma ya da kendisini reddetme olarak yorumladığında daha öfkeli ve ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Ailenin bu konuyla ilgili baskıcı tutumu çocuklarda başka davranış problemlerini de beraberinde getirir. Çünkü ebeveynin yeme konusundaki kaygısının artması ve bu durumun davranışlarına yansıması, çocuğun tepki olarak yemek reddini arttıracaktır. Ayrıca çocuğu korkutarak ya da tehditle yeme alışkanlığı kazandırmaya çalışmak en sık yapılan hatalardandır. Çocuğun korku gibi olumsuz duyguları yemekle bağdaştırmasına neden olacağından, yemekle ilgili kaçınmasını arttıracaktır. Yeme konusunda çok sert ya da ısrarcı davranmak ya da çok umursamaz davranmak yerine dengeli davranarak olduğundan fazla anlamlar yüklememeye ve inatlaşmamaya çalışmak, izlenmesi gereken en sağlıklı yoldur” diye konuştu.

  • (Özel Haber) İşkence Yapılan Merkezdeki Çocukların Yakınları Tedirgin

    Kocaeli’de bir rehabilitasyon merkezinde bazı görevlilerin engelli çocuklara işkence yaptığı görüntülerinin ortaya çıkması üzerine merkezde eğitim gören bir engelli çocuğun yakını, kararı beğenmedikleri takdirde davacı olacaklarını söyledi.

    Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı Köseköy Gençlik Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bakım elamanı M.A.’nın engelli çocuklara yaptığı işkence görüntülerinin ortaya çıkması üzerine, merkezde eğitim gören bir engelli çocuğun halası E.Ş., çıkan sonuca göre dava açabileceklerini söyledi.

    “GÖZÜM HİÇ ARKADA DEĞİLDİ GÖRÜNTÜLERİ GÖRENE KADAR”

    İşyerindeyken görüntüleri tesadüfen arkadaşının kendisine izlettiğini ifade eden E.Ş., “Görüntüleri izlediğimde şaşırdım, dondum kaldım. Ankara’yı aradım oradan bilgilendirdiler ama tatmin olmadım, hala tedirginim” dedi. Böyle bir olayın yaşanabileceğini hiç düşünmediklerini belirten E.Ş., “Çocuk çok mutluydu orada. Bizim yanımıza geldiğinde sıkılıp geri gitmek istiyor hatta. Orada keyifli vakit geçiriyorlar. Ben o yüzden çok şaşırdım, hiç beklemiyordum. Gözüm hiç arkada değildi görüntüleri görene kadar” diye konuştu.

    “YAPTIRIM UYGULANMALI”

    Merkezde eğitim gören diğer ailelerin de konuya karşı duyarlı olmalarını isteyen E.Ş., “Ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini düşünüyorum. Artık dava mı açılır bilmiyorum ama eminin bir süre sonra bunlar görevine geri dönecek. Üzülerek emin olduğumu söylüyorum. Yaptırım uygulanmalı diye düşünüyorum. Umarım olur, takip edeceğim” ifadelerini kullandı.

    E.Ş., çıkan sonuca göre dava yolunu izleyebileceklerini kaydetti.

    “KADININ TAVIRLARI İLK DEFA YAPIYOR GİBİ DEĞİL”

    İşkenceyi yapan bakım elemanının 12 yıldır merkezde görevli olduğunun altını çizen E.Ş., “12 yıldır nasıl fark edemediler böyle bir şeyi. Demek ki göz yumuldu. Görüntüleri defalarca izledim. Kadının tavırlarına baktım bu iş ilk defa yapılıyor gibi değil. O kadının bu kadar pişmiş gülmesi diğer çalışanlarda acaba bu işi yapıyorlar mı diye düşündürüyor beni” dedi.

    Çocukların sahipsiz olmadığını ifade eden E.Ş., gerekirse sonuna kadar hukuksal sürece gireceğini söyledi.

  • Çocukların Sürekli Aynı Beden Kıyafet Giymesi Hastalık Habercisi

    Uzmanlar çocukların elbise bedenlerinin bir yıldan fazla süre değişmemesinin gelişim bozukluğunun habercisi olabileceğini belirterek, aileleri uyardı.

    Gaziantep Üniversitesi Pediatrik Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği üyesi Prof. Dr. Mehmet Keskin, çocukların üst üste bir kaç yıl boyunca aynı bedende kıyafet giymesinin gelişim bozukluğunun habercisi olabileceğini belirtti. Keskin, çocuğun boy ve kilosunun yaşıtlarına göre geri olması olarak tanımladığı hormon yetersizliği hastalığının giydiği kıyafetlerle de kolaylıkla anlaşılabileceğini kaydetti.

    Türkiye’de 3 binde bir kişide görülen hastalığın anlaşılması için çocuklarda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi veren Keskin, “Ailelerin çocuklarının gelişimini kıyafetlerine dikkat ederek hastalığı fark edebilirler. Çocuğun kıyafetlerinin değişmemesi bir kaç yıl boyunca aynı kıyafeti giymesi, aileler için bir uyarıcı olabilir. Çocukların büyüme takiplerinde ayakkabılarının değişip değişmediğine bakmak. bazen tam tersi durumlarda olabilir. Bazen aşırı büyüme de olabilir. Çene de büyüme el ayak büyümesi de olabilir. O zaman tam tersi bir şekilde kıyafet ve ayakkabılarına dikkat edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    BOY ÖLÇÜLERİ

    Erken teşhisin önemini anlatan Keskin, hastalığın tespiti için çocukların, arkadaşları ile de karşılaştırılmasını da önererek, sağlıklı çocukların boyun uzama ölçüleri hakkında bilgi verdi. Keskin, “Türkiye’de 1/3.000 oranında görülen büyüme hormonu yetersizliğini, çocuğun boy veya kilosunun yaşıtlarına göre geri olması şeklinde tanımlarken, bunun daha çok boy kısalığı şekliyle kendini gösterdiğini ifade etti. Boy kısalığının genetik, yapısal, organik, çevresel nedenlere bağlı olabileceğini belirten Prof. Dr. Mehmet Keskin, sağlıklı bir çocuğun ergenlikte kızlar içinyılda ortalama 8-9 cm ve erkekler için 10-11 cm aralığında uzamasının normal olduğunu söyledi. Keskin, “Ortalama olarak bir çocukta, 0-1 yaşta 25 cm, 1-2 yaşta 12 cm, 2-4 yaş arası yılda 7 cm, 4 yaş-ergenlik arasında 5-6 cm, ergenlikte kızlarda ortalama 20,5 cm, erkeklerde 27,5 cm uzama beklenir. Aksi bir durum olduğu takdirde Çocuk Endokrin Uzmanlarının oksolojik değerlendirmesi, izlemleri ve sonrasında büyüme hormonu uyarı testleri ile tanı koyulmalı ve tedaviye başlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

    DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ

    Prof. Keskin, büyüme geriliği ve bu benzer hastalıkların önüne geçilmesi içinçocukların sağlıklı bir şekilde büyümesi gerektiğinin altını çizdi. Sağlıklı gelişim için gereken beslenme türü ile ilgili de uyarılarda bulunan Keskin, “Proteinden zengin, dengeli bir beslenme şekli benimsenmelidir.Karbonhidrat ve yağ içeren, meyve ve sebze içerikli doğal beslenme ürünlerinin aşırıya kaçmadan dozunda ayarlanmış olması gerekmektedir” dedi. Erken yatmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Keskin, vücudun dayanıklılığını arttırması ve büyümeye pozitif etkisi açısından basketbol, voleybol ve yüzme gibi sporların yapılmasının da yararlı olduğunu söyledi.

    TEDAVİ SÜRECİ

    Keskin, tedavi sonucunda izlem ve testlerle tanısı resmen ortaya konulan hastalarda ciddi bir yan etki beklenmediğini nadir olarak ise hiperglisemi, hipotiroidi, femoralepifiz kayması gibi yan etkiler gözlenebileceğine ifade etti. Çocukların gelişim geriliğinin yanı sıra normalinden fazla gelişim konusunda da rahatsızlığı olabileceğini belirten Keskin, “Çocuğun boyunun yaşıtlarına göre uzun olması bir sorun teşkil etmez. Ancak çocukta herhangi bir yaşta çene, el, ayak gibi organlarda dengesiz büyüme gözlenirse derhal doktora başvurulması gerekir” dedi.