Etiket: Çocuklarda

  • AÇSH personeline  ‘Çocuklarda Özgül Öğrenme Güçlüğü’ semineri

    AÇSH personeline ‘Çocuklarda Özgül Öğrenme Güçlüğü’ semineri

    Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet İl Müdürlüğü personeline yönelik, Disleksi Haftası dolayısıyla ‘Özgül Öğrenme Güçlüğü’ semineri düzenlendi.

    AÇSH İl Müdürlüğü konferans salonunda düzenlenen seminere AÇSH İl Müdürü Cemil İlbaş, AÇSH İl Müdür Yardımcısı Celal Bilen, Şube Müdürü Süleyman Duman ve AÇSH İl Müdürlüğü personeli katıldı.

    Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü personeli Sosyal Hizmet Uzmanı Adnan Seferoğulları, tarafından düzenlenen seminerde Özgül Öğrenme Güçlüğünün, zekâsı normal veya normalin üstünde olan çocukların yaşıtlarıyla aynı zamanda ve aynı öğretim sistemi içerisinde eğitim almasına rağmen, bazı özel akademik alanlarda öğrenme güçlüğü çekmesi olarak tanımlandığını ifade etti.

    Disleksinin özelliklerine değinen Seferoğulları, “Özgül öğrenme güçlüğü bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma, matematik ve yazılı anlatımın, beklenenin önemli ölçüde altında olmasıdır. Özel öğrenme güçlüğü görsel, işitsel, motor duyusal alandaki özürlerden, zihinsel gelişim geriliğinden, yaygın gelişimsel bozukluklardan, fırsat eksikliği, yetersiz öğrenim gibi okula ilişkin zorluklardan, kültürel etkenlerden, duygusal bozukluk ve iletişim bozukluğundan, çevresel etmenlerden ayırt edilmelidir. Özgül Öğrenme Güçlüğü terimi, “disleksi” okuma alanında güçlük, “disgrafi” yazı alanında güçlük ve “diskakuli” matematik alanında güçlük terimlerinin hepsini kapsamaktadır” dedi.

    AÇSH İl Müdürü Cemil İlbaş ise disleksi konusundaki farkındalık açısından bu gibi eğitim programlarının önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, kurum personelinin kişisel gelişimlerini önemsediklerini ifade etti.

  • Çocuklarda ağız kokusuna dikkat

    Çocuklarda ağız kokusuna dikkat

    Erişkinlerde çok iyi bilinen ‘‘Sinüzit’’ hastalığı çocuklarda da sık rastlanan önemli bir hastalık olduğu belirtildi. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, bu durumun çoğu kez gözden kaçırılarak ihmal edilebildiğine dikkat çekti.

    Op.Dr.Bahadır Baykal, ’’Yüz kemikleri arasına yerleşmiş olan havalı boşlukların ( sinüslerin ) iltihaplanmasıyla ortaya çıkan enfeksiyona ’sinüzit’ denir. Sinüzitin akut ve kronik (müzmin) olmak üzere iki tipi vardır. Akut sinüzitte; burun tıkanıklığı, sarı, yeşil veya kanlı burun akıntısı, gözlerin etrafında ağrı, öne eğilmekle artan yüz veya baş ağrısı, ateş belirtileri bulunabilir. Kronik sinüzitte ise bu belirtilerden ziyade koyu burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı ve yerleşmiş bir başağrısı daha sık görülür. Üç aydan daha uzun süren bir sinüzit kronikleşmiş demektir.’’dedi.

    Op.Dr.Bahadır Baykal, Burunda tıkanıklığı olan kişilerin risk altında olduğunu kaydederek, “Burun kemiğinin eğri ya da kırık olması, burun etlerinin aşırı büyümesi, polip varlığı sinüzite karşı kişiyi daha hassas hale getirir. Alerjisi olanlarda da sinüzit sık görülür. Eğer nezle, grip bir kişide bir haftadan daha fazla sürüyorsa bu durum arık büyük ihtimalle sinüzittir. Özellikle hafif nezle grip hali varken uçak seyahatlerini kesinlikle önermiyoruz, bu şekilde basınç değişikliği yaratan durumlar sinüzit gelişimini kolaylaştırır. Sigara içiminde kolaylaştıran bir faktördür.’’ diye ifade etti.

    Op.Dr.Bahadır Baykal,’’Çocuklarda sinüzit geçirebilir.Belirtileri çocuğun yaşına göre farklılık göstermekle birlikte, 5 yaşın altındaki çocuklarda baş ağrısını nadir görürüz. Büyük çocuklarda ise sinüzitte baş ağrısı daha sık olur. Özellikle gece öksürmeleri , geniz akıntısı ve ağız kokusu olan çocuklarda,10 günden uzun süren burun akıntısı da mevcutsa sinüzit ihtimali akla gelmelidir.’’diyerek sözlerine şöyle devam etti:’’İnatçı ve geçmeyen öksürük sinüzitte geniz akıntısına bağlıdır. Öksürükle birlikte sarı, yeşil burun akıntısı da vardır.Sinüzitte geniz akıntısına bağlı ağız kokusu olabilir. Kişi genellikle dilinde pas tadı olduğunu zanneder, başkası söylemediği takdirde ağız kokusunun farkına varmaz.’’dedi.

    Op.Dr.Bahadır Baykal,’’Sinüzit tedavisinde ilk seçenek ilaçla tedavidir. Bu amaçla antibiyotikler, burun akıntısı ve burun içindeki dokuların şişliğini azaltan ilaçlar (dekonjestanlar) ve üst solunum yollarını temizleyen buradaki koyu salgıları azaltan ilaçlar birlikte kullanılır.Son zamanlarda özellikle çocuklarda sinüzite bağlı gelişen komplikasyonlara oldukça sık rastlamaya başladık.Göz çevresinde ve göz kapaklarında kızarıklık ve şişlik geliştiğinde iltihabın göze yayıldığını ve göz de ciddi hasar yapabileceğini unutmamak lazım.Bu durumda çocuğunuzu mutlaka acil olarak KBB doktoruna götürmelisiniz. Erişkinler içinde bu durum geçerlidir.7 günü geçen koyu renkli burun akıntısı, yüksek ateş ve şiddetli baş ağrısı olan hastalarda antibiyotik tedavisi 10-14 gün süreyle mutlaka uygulanmalıdır.’’diye belirtti.

    Op.Dr.Bahadır Baykal,’’Akut sinüzitler de komplikasyon gelişmediği sürece ameliyata çok nadir gereksinim duyulur. Eğer kişi uzun süren ilaç tedavisinden fayda görmemiş ve sinüziti kronikleşmişse ameliyat alternatif bir yöntem olarak düşünülmelidir. Tomografi ile kronik sinüzitinin değerlendirilmesi yapılan hastanın,burun kemiği eğriliği, burun eti büyümesi yada polipi varsa sinüzitle beraber bunlarda tedavi edilmelidir.’’ dedi.

  • Çocuklarda dikkat dağınıklığı ve asabiyete dikkat

    Çocuklarda dikkat dağınıklığı ve asabiyete dikkat

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Çocuğunuzda dikkat dağınıklığı, ders başarısında azalma, huzursuzluk ve asabiyet varsa sebebi geniz eti olabilir” dedi.

    Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, çocuklarda uykuda solunum problemine bağlı bu belirtilerin çok fazla görüldüğünü ancak geniz eti akla gelmediği için tedavide gecikmeler yaşandığını kaydetti.

    Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, geniz etinin temel olarak iki yolla problem oluşturduğunu belirterek, “Birincisi; çok büyüdüğünde mekanik olarak genizi kapatır ve tıkayıcı uyku apnesi denilen uykuda solunumun duraklamasına kadar varan ciddi problemler oluşturur. İkinci olarak; tıkayıcı özelliğinden bağımsız olmak üzere geniz eti mikroplarla istila edildiğinde mikropların büyümesine ortam hazırlar. Bu durum, geniz etinin yerleştiği bölüm tam bir kavşak olduğundan, üst ve alt solunum yollarında tekrarlayan enfeksiyonlara sebep olur. Problemin uzun sürmesi sonucu çocuklarda uzun ve ince yüz yapısı, yüksek damak, üst çenenin öne doğru büyümesi, ağızın sürekli açık olması hali, bozuk dişler ve göz altlarında çöküklükle karakterize “adenoid yüz” denilen tipik bir yüz ifadesi ortaya çıkar. Bu çocuklar anneden babadan çok bir birlerine benzer, bu hastaların yüz görünümü çok tipiktir, kapıdan girerken tanımak mümkündür” diye konuştu.

    Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Geniz eti olan çocuklarda; tıkayıcı uyku apnesi, üst solunum yolu direnç sendromu, horlama, burun tıkanıklığı ve buna bağlı ağız solunumu, dikkat dağınıklığı ve buna bağlı ders başarısında azalma, huzursuzluk ve asabiyet, gece altına işeme, yutma ve konuşma bozukluğu, tat ve koku almada azalma, orta kulakta sıvı toplanması, işitmede azalma, anormal yüz ve diş gelişimi, büyüme ve gelişme geriliği, pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale, orta kulak iltihabı, sinüzit, bademcik iltihabı, akciğer iltihabı gibi problemlerle karşılaşılır.

    Nasıl tanı konur?

    KBB uzmanlarının sahip olduğu endoskop ile ağız içerisinden veya Fleksibil Endoskop ile burun içerisinden kolayca saptanabilir.Muayeneye uyum sağlamayan çocuklarda Lateral Nazofarenks grafisi ile de saptanabilir.

    Nasıl tedavi edilir?

    Aktif enfeksiyon varlığında ilaç tedavisi ile tedavi ettikten sonra mutlaka endoskop ile tekrar kontrol edilmelidir. Büyük olanlar için kortizonlu burun damlaları denenebilir veya günübirlik ameliyat ile tedavi edilebilir.”

  • Çocuklarda boğaza kaçan cisimlere bilinçli müdahale hayat kurtarabilir

    Çocukların boğazına kaçan yabancı cisimler ölümle sonuçlanabilen vakalara sebep olurken, uzmanlar bilinçli yapılan ilk müdahalelerin hayat kurtarabileceğini belirtti.

    Çocukların boğazlarına kaçan yabancı cisimler tehlike arz edebiliyor. Özellikle 1-3 yaş arası çocukların oyun oynarken veya yemek yerken ağızlarına attıkları ve boğazlarına kaçan yabancı cisimler, çocukların ölümüyle dahi sonuçlanabiliyor. Ancak yapılacak olan bilinçli ilk müdahale çocukların hayatlarını kurtarabiliyor. Dr. Ali Kemal Belviranlı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Turan Çetiner, bu tür durumların ilk fark edildiği anda ailelerin yaptıkları doğru müdahalelerin çocukların hayatını kurtarabileceğini vurguladı. Dr. Çetiner, yabancı cisim aspirasyonu denilen konunun sağlıkta özellikle çocukluk döneminde çok sık rastlanan ve çok kötü sonuçlanabilecek bir hastalık grubu olduğunu belirterek, “Burada vücudumuzda yabancı olan yiyecekler, oyuncak parçaları ve buna benzer küçük parçalar halinde çocukların akciğerine kaçmasıyla sonuçlanan bir hastalık grubudur. Ailelerin aslında bu konuda yapabilecekleri biraz kısıtlı da olsa yine de hayat kurtarıcı müdahaleleri vardır. Özellikle üst hava yolu tıkanıklıklarında, üst hava yolunda kalmış yabancı cisimleri, gözüküyorsa eğer, parmağıyla boğazdan, ulaştığı yerden çıkartmaya çalışmak gerekiyor. Ağız içindeki bir cismi çıkartmaya çalışırken parmağıyla yanlışlıkla daha ileriye ittirip kısmi olan tıkanıklığı tam tıkanıklığa çevirebiliriz. Bunları yapmamak gerekiyor. Dikkatli olmak gerekiyor. Tam tıkanıklıklarda hemen müdahale etmek gerekiyor. Çünkü tam tıkanıklık çok hızlı bir şekilde ölümle sonuçlanabilir. Kısmi tıkanıklıklarda en yakın hastaneye başvurup hastanedeki uzmanlardan yardım almak gerekiyor” dedi.

    Yabancı cismi çıkartmak için ’Heimlich Manevrası’ önemli

    Yabancı cisim aspirasyonlarında kaçan cismi çıkartmak için ’Heimlich Manevrası’ denilen müdahalenin uygulandığını söyleyen Dr. Çetiner, “Bu manevrada elimizi yumruk şeklinde birleştiririz, göbekle göğüs kemiği arasındaki boşluğa elimizin sert kısmıyla birleştirip, çocuğu hafif öne eğip, hızlıca bastırırız. Bu hızlı bastırmada çocuk ağzından yabancı cismi büyük oranda çıkartır. Çıkarttığında ağız içini temizleyerek çocuğu stabil hale getiririz. Biraz daha küçük çocuklarda çocuğun sırtına vurarak, sırt sıvazlama dediğimiz dediğimiz hareketle yüz üstü yatırarak yapıyoruz bunu. Çocuğun ağzındaki akciğerine kaçan parçacıkları temizlemeye çalışırız” şeklinde konuştu.

    “Toplu iğne dahi görüldüğü zamanlar olur”

    Kaçan cismin akciğerlere gittiğinde akciğerlerdeki seviyesi ve tıkanıklık düzeyinin aciliyet durumunu belirlediğinin altını çizen Dr. Çetiner şöyle devam etti:

    “Tam tıkanıklık olduğunda sonuçta ölümle karşılaşabileceğimiz bir konu. Kısmi tıkanıklıklarda uzun yıllar sonra bile karşımıza çıkacak belirtiler veren bir hastalık grubu bu. Çok acil bir durumdur. Burada biz genellikle akciğere kaçan yabancı cisim aspirasyonlarını genellikle 3 yaş altındaki, 1 yaş üstündeki çocuklarda görürüz. 1 ve 3 yaş sınır grubumuz. Kaçan yabancı cisim daha çok oyuncak parçaları olabilir, yiyecek parçaları olabilir, çekirdek parçaları olabilir, çeşitli kabuklar olabilir. Oyuncakların çok küçük parçaları, hatta toplu iğne dahi görüldüğü zamanlar olur. Bu parçaların ciğerde kaçtığı nokta genellikle gırtlak düzeyi ile akciğerin son noktasına kadar herhangi bir alan olabilir.”

    Ani başlayan öksürük nöbetlerine dikkat

    Çocuklarda yabancı cismin tıkanıklık düzeyine ve tıkanıklık seviyesine göre öncelikle öksürük nöbetleri tarzında nöbetlerle ortaya çıktığını kaydeden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Turan Çetiner, “Çocuklarda ağır solunum sıkıntısı gelişir. Aslında bu bir çok hastalıkla karışır. Ama ani başlayan öksürük nöbetlerinde genellikle üst hava yollarında bir yabancı cisim olduğu aklımıza gelir. Yabancı cisim aspirasyonlarının kronik olduğu durumlarda da zaman zaman alevlenen ateş nöbetleri, enfeksiyon nöbetleri, öksürük nöbetleri gibi hastanın belirtileri ortaya çıkabiliyor” diye konuştu.

  • Çocuklarda 2 haftadan fazla süren öksürüğe dikkat

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Güroğlu, çocuklarda özellikle kış mevsiminde çok sık görülen öksürüğün hastalık değil, çeşitli sağlık sorunlarının bir belirtisi olduğunu belirterek, 2-3 haftadan fazla süren öksürüklerde doktora başvurulması gerektiğini söyledi.

    Öksürüğün akciğer enfeksiyonlarındaki veya solunum yollarındaki balgamın sökülmesini sağladığını belirten Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Güroğlu, kuru gıcıklı öksürüğün pek ciddi bir sorun olmamakla birlikte nedeninin her zaman bilinemediğini dile getirdi. Öksürüğün çocuğu yoran, aileyi üzen ve uykuları bölen bir durum olduğunu ifade eden Güroğlu, “Soğuk algınlığı sırasında burun akıntısının geriye giderek solunum borusunu tahriş etmesinden dolayı olabilir. Çocuğun çevresinde sigara içiliyorsa, sigara dumanı, çocuğun solunum yollarını tahriş ederek kuru öksürüğe sebep olabilir. 2-3 haftadan fazla süren öksürüklerin yanında farklı belirtiler de baş gösteriyorsa mutlaka doktor kontrolüne başvurulması gerekir. Bununla birlikte eğer öksürük balgamlı bir öksürükse, kesinlikle öksürük şurubu kullanılmamalı. Bu durumda öksürüğün kesilmesi değil, öksürükle birlikte balgamın sökülüp atılması önemlidir. Geceleri öksüren çocuğunuzun yastığının altına destek koyarak dik yatmasını sağlayın. Öksüren çocuğunuzun odasını sürekli nemli tutun. Yanında bir çaydanlık su kaynasın veya bir camı hafif aralık bırakarak odanın havasının kurumasını önleyin. Odayı fazla ısıtmayın. Yatmadan önce çocuğunuzun boğazını yumuşatmak için ılık bir şeyler verin. Süt salgı oluşumunu artırdığı için öksüren çocuğa süt vermeyin. 18 aylıktan büyük çocuklar için birkaç damla ılık su içinde eritilmiş bala limon suyu katarak hazırlayacağınız içeceği verebilirsiniz” dedi.