Etiket: Çocuğuyla

  • (ÖZEL) Kucağına aldığı çocuğuyla araç kullandı

    Pendik’te bir sürücü kucağına aldığı küçük çocuğuyla araç kullandı. Duyarsız sürücünün tehlikeye davetiye çıkardığı anlar kameralara anbean yansıdı.

    Pendik, Kurtköy’de duyarsız bir sürücü kucağına aldığı çocuğuyla ana cadde üzerinde araç kullandı. Tehlikeye davetiye çıkardığının farkında olmayan sürücü metrelerce aracı bu şekilde kullanmaya devam etti. Kamera tarafından çekildiğini fark eden sürücü yol kenarında durdu. Kucağında çocuk ile kullanılan aracın içinde başka yolcuların olması dikkat çekti.

  • Kucağında çocuğuyla adliyeye sevk edildi

    Bursa av malzemeleri satan dükkana giren hırsızlar, silah yerine 50 bin liralık av bıçağı çaldı. Hırsızlar bıçaklarla birlikte yakalandı.

    Nilüfer 23 Nisan Mahallesi’nde av malzemeleri satan Y.B’ye ait dükkana giren hırsızlar, silah, av fişeği, balık tutma malzemelerine dokunmayarak, 50 bin liralık av bıçağı çaldı. Ekipler, olaya karıştığı tespit edilen kırmızı renkli aracı takibe aldı. Bu aracın yerinin tespit edilmesiyle operasyon yapan ekipler, hırsızlık suçundan çok sayıda kaydı bulunan A.S. isimli şüphelinin kullandığı aracı durdurdu. Araçta bulunan A.S. ile onunla birlikte yaşayan ve birçok hırsızlık suçundan kaydı olan G.T. yunus timleri tarafından yakalandı. A.S’nin üstünden iş yerinden çalınan bir adet bıçak çıktı. Şüpheli şahısların ikametinde arama yapan ekipler 29 adet bıçak ele geçirdi. Çalınan bıçaklar iş yeri sahibine teslim edildi. Çalınan bıçakların 500 tane olduğu ileri sürüldü. Adliyeye sevk edilen A.S. tutuklanırken, G.T ise salıverildi. G.T’nin adliyeye kucağında çocuğuyla sevk edildiği görüldü.

  • 25 yaşındaki genç kadın 3 çocuğuyla birlikte ortadan kayboldu

    Bursa’nın Orhaneli ilçesinde ’hastaneye gidiyorum’ diyerek 3 çocuğuyla birlikte evden ayrılan genç kadından 6 gündür haber alınamıyor.

    Edinilen bilgiye göre, Sırıl Mahallesi’nde ikamet eden 25 yaşındaki Gülsüm Balı, 6 gün önce çocukları Naim Balı (5), Yigit Balı (3) ve ismi öğrenilemeyen 15 günlük bebeğini yanına alıp, ’hastaneye gidiyorum’ diyerek evden ayrıldı. En son sabah saat 09.30’da köyden otobüsüne binerek Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Beşevler kavşağında indiği belirlenen genç kadından bir daha haber alınamadı.

    6 gündür kardeşinden haber alamadıklarını belirten Mehmet Ali Uyar, “Kardeşimin hayatından endişe ediyoruz. Kucağında 15 günlük bebeği yanında 2 çocukla nereye gider bilmiyoruz. Tüm gidebileceği yerleri aradık fakat kimse görmemiş. Görenlerin Allah rızası için Sırıl mahalle muhtarlığına, jandarma ya da polise haber vermelerini istiyoruz” dedi.

    Öte yandan, güvenlik güçleri kayıp kadının bulunması için tahkikat başlattı.

  • “Kocam dövdü” diyerek çocuğuyla polise sığındı, şikayetçi olmadı

    Adana’da bir kadın “kocam beni dövdü” diyerek kucağındaki çocuğuyla birlikte polis merkezine sığındı. Darp raporu alınan kadın, eşinden şikayetçi olmadı.

    Edinilen bilgiye göre olay, Yüreğir ilçesine bağlı PTT Evleri Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Özlem A. kıskançlık yüzünden tartıştığı kocası Ömer A. tarafından 2 yaşlarındaki çocuğunun yanında darp edildi. Genç kadın kocasından kurtulduktan sonra çocuğuyla birlikte Cumhuriyet Polis Merkezine sığınarak, eşi tarafından darp edildiğini, can güvenliğinin olmadığını söyledi. Polis, genç kadın darp edildiğini ileri sürünce adli tıp birimine götürerek sağlık kontrolünden geçirilmesini sağladı. Çocuğuyla birlikte adli tıp birimi çıkışı basın mensuplarının kendisini görüntülediğini gören genç kadın yüzünü çocuğuyla kapatmaya çalıştı. Daha sonra tekrar polis merkezine götürülen Özlem A.’nın kocasından şikayetçi olmadığını, bu konu hakkında ifade vermek istemediğini söyleyerek polis merkezinden ayrılıp ailesinin yanına gittiği öğrenildi.

  • İlkokulu bitirdi, çocuk yaşta evlendirildi, azmetti 27 yıl sonra çocuğuyla birlikte aynı üniversitede hayallerini gerçekleştiriyor

    Çorum’da ilkokulu bitirdikten sonra çocuk yaşta evlendirilen ev hanımı Songül Eltiş (43), 27 yıl sonra üniversite hayalini oğluyla birlikte gerçekleştirdi.

    İlk önce ortaokulu daha sonra ise liseyi dışarıdan bitiren Songül Eltiş, 2014 yılında oğlu Melih ile birlikte üniversite sınavlarına girdi. Anne, Hitit Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü birincilikle kazanırken, oğlu Melih Eltiş ise Makine Mühendisliği bölümünü kazandı. Melih Eltiş ile aynı üniversitede olmalarına rağmen farklı fakültelerde eğitim gören anne Eltiş, oğluna evde annelik üniversitede ise okul arkadaşlığı yapıyor.

    Ailesinin en küçük bireyi olduğunu ilkokulu bitirdikten sonrada ailesinin eğitim hayatına devam ettirmesine izin vermediğini dile getiren Songül Eltiş, bu yüzden günlerce ağladığını söyledi.

    Okumaya çok hevesli olmasına rağmen babasının inadının üstesinden gelemediğini anlatan Eltiş, “Bizim toplumda birazda ‘kız çocuklarının okumasına gerek yok evlendir gitsin’ anlayışı var ya beni okutmadılar” dedi.

    16 yaşında evlendirildiğini anlatan Eltiş, çocuk yaşta evlendirildiği için de o yaşlarda evliliğinde ne olduğunu, ne anlama geldiğini bilmediğini ifade etti. Evliliğinin ilk yıllarında çok zorlandığını belirten Eltiş, bir yıl sonra da çocuk yaşta anne olduğunu kaydetti.

    Evlenmesine rağmen içindeki okuma azminin asla dinmediğini vurgulayan vurgulayan Eltiş, “Hala okuma isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Çocuklarım biraz büyüyünce bende kendi kendime ‘ben hala eğitimime devam edebilirim’ dedim. O yıllarda da Hitit Üniversitesi’de kurulmuştu. Dışarından ortaokulu bitirmeye karar verdim. Ortaokuldan sonra açık liseyi bitirdim. Sonra üniversite sınavına girdim. Kazanınca çok mutlu oldum. İlk tercihim Edebiyat bölümüydü. Fen Edebiyat Fakültesi’ne de birincilikle girince buda beni iyice motive etti. Okuma isteğim daha da arttı. 43 yaşında üniversite kazanmak eğitim azmimi de ateşledi” ifadelerini kullandı.

    Hitit Üniversitesi’nde olmaktan çok mutlu olduğunun altının çizen Eltiş, adeta bir aile ortamının bulunduğu üniversitede akademisyenlerinde çok kıymetli ve değerli olduklarını aynı zamanda öğrencilerin sorunlarıyla da yakından ilgilendiklerine vurguladı.

    “4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım diyebilirim”

    Üniversiteye başlamasıyla birlikte adeta çocukluk ve gençlik yıllarına geri döndüğünü anlatan Eltiş, “Çok mutluyum. Mutlu bir süreç. 4 yıldır hayatımın en güzel yıllarını burada yaşadım diyebilirim. Arkadaşlarımla diyalogum çok iyi. Çok güzel ve iyi bir ortamımız var. Birlikte gezip eğleniyoruz. Her türlü etkinliği birlikte yapabiliyoruz. Aramızdaki o yaş farkı ortadan kalktı. Her şeyimizi paylaşabiliyoruz. Kısacası Hitit Üniversitesi’nde ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde olmaktan çok mutluyum” dedi.

    “Hedefim yüksek lisans yapmak”

    Hedefinin yüksek lisans yapmak olduğunun altını çizen Eltiş, “Bu yıl son sınıftayım. Yaklaşık 2 ay sonra okul bitecek. Arkadaşlarımdan okulumdan ayrılacağım için üzülüyorum. Bu sıraları çok özleyeceğimi düşünüyorum. Ama hedefimi sorarsanız galiba okuldan da ayrılamayacağım. ALES sınavlarında başarılı olursam yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Üniversitemizin de bu yıl Edebiyat bölümümüzün yüksek lisans programı açılıyor. Bu benimde büyük bir şans oldu tabi. Başka şehirde olsa evli olduğum için gidemezdim. İnşallah yüksek lisans yapmayı çok istiyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.

    “Oğlumla okul arkadaşı olabiliriz ama annelik damarım tutuyor bazen”

    Oğluyla aynı üniversitede okumanın çok farklı bir duygu olduğunu anlatan Anne Eltiş, “Bazen ben ders çalışırken o uyuyor çalışmıyor yada geziyor. Bir anne olarak tabi ki fırça atıyorum. Fırçalıyorum. Ama oğlumla arkadaş gibiyiz. Gençlerin içinde olmak beni de gençleştirdi. Bazen annelik damarım tutuyor. Oğlumla birlikte okula gelmek, birlikte sınava hazırlanmak müthiş bir duygu”

    Toplumdaki kadın-erkek ayrımının ortadan kalkması gerektiğinin altını çizen Songül Eltiş, “Kız çocuğu okutulmaz, erkek çocuğu iş sahibi olmak zorundadır’ ayrımı ortadan kaldırılmalı. Kız çocuklarının okutulması daha da önemli. Bu konuya özen gösterilmeli. Kız çocukları evlendikleri zaman eşiyle sorunlar yaşayıp, şiddet görebiliyor. Onun için kız çocukları aileleri tarafından kendi ayakları üzerinde duracak hale getirilmeli” dedi.

    Eltiş, üniversite eğitimiyle birlikte hayallerini gerçekleştirdiğini ve bundan dolayı da çok mutlu olduğunu belirtti.

    “Babam okutmadı ama eşim okuttu”

    43 yaşında üniversite öğrencisi olduktan sonra sınıf arkadaşları ve çevresinden gelen tepkilerle ilgili de açıklama da bulunan Eltiş, şunları kaydetti; “Sınıfa ilk geldiğimde arkadaşlarım önce alışamadı. Biraz yadırgadılar ama sonra aramızdaki yaş farkı ortadan kalktı. Beni de aralarına aldılar. Bende arkadaşlarından birisi oldum. Birlikte güzel vakitler geçiriyoruz. Birlikte ders çalışıyoruz. Çevremin tepkisine gelince komşularım ben okula gelip giderken gülüyorlar. Bu yaşta yeniden öğrencimi oldular. Sağolsun eşim sürekli destek oluyor. En büyük destekçim eşim. Babam okutmadı ancak eşim okuttu sağolsun. Benim genç arkadaşlarıma söylemek istediğim şu okumak, üniversite olmak meslek sahibi olmak için çok önemli. İnsan eğitimini alamayacağı yaşlara gelince okumanın kıymetini daha iyi anlıyor. Okumanın değerini eğitimini erken fark etsinler. Erken yaşta çalışmaya başlasınlar”

    “Annemle gurur duyuyorum, onunla aynı üniversitede okumak müthiş bir duygu”

    Annesiyle birlikte aynı üniversitede okumanın müthiş bir duygu olduğunu ve annesiyle gurur duyduğunu dile getiren Melih Eltiş ise, “Ben ortaokula başladığımda annemde böyle bir heyecana kapıldı. Bende seninle okumak istiyorum dedi. Okumak içimde bir uhde kaldı dedi. Sonra beraber ortakokula başladık. Liseyi de beraber okuduk. Liseden sonra üniversite sınavına da beraber girdik. Üniversite sınavına gayet güzel hazırlandığımı düşündüğüm zamanlarda annem dışarıdan destek almadan, kendi çabalarıyla çalışarak sınava birlikte girdik. Sınav sonuçları açıklandı. Önce kendiminkine baktım sonra anneminkine bakınca güzel bir tabloyla karşılaştım. İlk sınavda 200 bin öğrenci arasındaydım. Annemde o sıralarda sanıyordum. Sonra sınav sonucuna bakınca 20 bin kişi arasında olduğunu gördüm.Aynı üniversitede beraber okumak farklı bir duygu. İnsanlar bize dışarıdan baktığında “anne-oğul aynı üniversite okuyorlar” dendiğinde “ya gerçekten mi” diye soruyorlar. Annen ne iş yapıyor diye sorduklarında öğrenci olduğunu belirtince nasıl öğrenci ya, öyle şey olur mu diye tepkiler geliyor. Ama beni yine her zamanki gibi müthiş gururlandırıyor. Mükemmel bir insan mükemmel bir anne olarak onunla gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.

    Sınıf arkadaşlarının gözünden Songül ablaları

    Eltiş’e eğitim hayatı boyunca Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Güler ile Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Demiryürek’te azmiyle hem çevresinde hem de üniversitede öğrencilere örnek olan Eltiş’le yakından ilgileniyorlar. Eltiş’e üniversite yönetiminin yanı sıra sınıf arkadaşları da gıpta ile bakıyorlar. Bölüm öğrencileri bazen bir anne bazen bir abla gibi gördükleri Eltiş boş zamanlarında fakülte ders çalışmayı ihmal etmiyorlar.

    Abla diye hitap ettiği Songül Eltiş’in büyük bir azme sahip olduğunu anlatan sınıf arkadaşı İsa Ünal, “Songül ablayla konuştuğumuzda yaş kavramını görmüyorum. Onunla sosyal anlamda olsun, kültürel anlamda olsun sohbetlerimizi yaparken bizi anlayabilecek kapasiteye inebiliyor. Ayrıca Songül ablanın evine de gittik. Güzel yemekler yapıyor. Tanıdığım için çok mutluyum” ifadelerini kullandı.

    Eltiş’i çevresine örnek olarak gösterdiğini dile getiren Tuğçe Yalçın ise, “Derslere gösterdiği azmi örünce Songül ablaya hayranlığım arttı ve yanında olmaya çalıştım. Ailemde, evimde, çevremde hep onun azmini anlatırım. Biz sınavlara girerken veya çıkarken oflarız, puflarız. Ama Songül abla hep pozitiflik bir enerji vardır. Ondaki azim bizde olsa neler yaparız. Örnek alıyorum ve gıpta ile bakıyorum.

    Songül ablalarının sınıflarının veli nimeti olduğunu kaydeden Şeyma Türkmen ise, “Sınavlardan çıktığımızda sanki o sınavları hazırlamış gibi gidip ilk önce ona soruyoruz. Abla şu soruya hangi cevabı verdin diye. Enerjisi çok yüksek. Giyimiyle, tarzıyla hepimize örnek. Gıpta ile bakıyoruz. Bize ayak uydurabiliyor. Sınıfça çok seviyoruz. İyi ki var”