Etiket: Cinayetine

  • Minibüsçü Mustafa Yağcı’nın cinayetine ilişkin ilk duruşma görüldü

    Minibüsçü Mustafa Yağcı’nın trafikte tartıştığı iki kardeş tarafından öldürüldüğü iddia edilen olaya ilişkin ilk duruşma görüldü.

    Bağcılar-Bakırköy arası sefer yapan minibüsçülerden Mehmet Yalçın (30) ve kardeşi Sebahattin Yalçın’ın (25) trafikte çıkan tartışma sonucu Mustafa Yağcı’yı (23) öldürdüğü iddia edilen olaya ilişkin ilk duruşma görüldü.

    İddialara göre, Mustafa Yağcı Bağcılar’da 14 Haziran tarihinde trafikte tartıştığı minibüs şoförü iki kardeş tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Olayın ardından cinayete ilişkin iki kardeş Mehmet ve Sebahattin Yalçın tutuklandı ve haklarında ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanık kardeşler Mehmet ve Sebahattin Yalçın ile taraf avukatları katıldı. Hakim karşısında savunma yapan tutuklu sanık Sebahattin Yalçın olaya ilişkin ifadesinde, “Bağcılar-Bakırköy hattında ağabeyim ile birlikte minibüsçülük yaparız. Olay günü Haznedar bölgesine geldiğimizde başka bir minibüs solumuza hızlıca manevra yaptı. Bizi sollayıp geçti. Geçerken de direksiyonu aracımızın önüne kırdı. Minibüs şoförünü daha önce tanımıyordum. Yolumuza devam ettik. Öndeki minibüs agresif ve hızlı araç kullanıyordu. Bir ara önümüzde çapraz şekilde durdu. Ağabeyim manevra yapıp minibüsü geçti. Biraz ileride yolcu almak için durunca minibüs şoförü iyice arkamıza yanaştı. Kornaya bastı, sinkaflı sözler söyleyip aracından indi ve bizim dolmuşa doğru yanaştı. ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz’, ‘ne biçim araç kullanıyorsunuz’ dedikten sonra ağabeyimin araçtan indirmeye çalıştı. Ağabeyim şahsı yatıştırmak istedi, araçtan indi. Şahıs ağabeyimi yakasından tutup hırpalamaya çalıştı. Ben de indim. Tarafları yatıştırdım. Esnaflar araya girdi. İtekleşme tartaklama maktul ile ağabeyim arasında yaşandı. Şahsı itmek suretiyle aracına bindirdim” dedi.

    “Maktul sizi doğrayacağım dedi”

    Maktul Mustafa Yağcı’nın aracına bindirilmeye çalışılırken tehditler savurduğunu söyleyen tutuklu sanık Sebahattin Yalçın, şunları söyledi:

    “Maktul, ’Sizi buradan geçirmeyeceğim sizi doğrayacağım’ dedi. Parseller mevkine geldiğimizde karşılaşmamak için ara sokaklardan geçmek istedik. Güzergah değiştirdik. Sola dönüş yapacağımız esnada siyah bir araç önümüzü kesti. Geri manevra yapmaya çalıştık. Arkada araçlar olduğu için çıkamadık. Ölen aşağıya indi siyah araçtakiler bizi işaret etti ağabeyim ‘sen inme ben olayı yatıştıracağım’ dedi ve araçtan indi, elinde bıçak görmedim amacı konuşup olayı yatıştırmaktı. Bu kez ölen küfürler savurarak elindeki pala ile bizim olduğumuz tarafa doğru koşmaya başladı ağabeyim tekme attı münakaşa yaşandı. Ağabeyim yere düşünce diğer şahısları da sopayla görünce bende aşağıya indim bu kez ölen palayı kafama indirdi. Kolumu kaldırınca kolum kesildi. Bende bıçak vardı ama bıçağı açmadım. Etraftan yardım istedim. Kolumun derdine düşmüştüm. Gözlerim kararmıştı ölene vurmadım, herkesten yardım istemeye çalıştım, şoka girdim. Ölene palayı gelen siyahlı araçtaki şahıs verdi. Ağabeyimin yaralanması kolumun kesilmesinden sonra oldu. Kolumun koptuğunu düşündüm. O esnada şahsın yerdeki ağabeyime doğru pala ile kafasına vurmaya çalıştığını gördüm. 3-4 defa pala ile başına vurdu. Ağabeyimin ‘yapma bizi öldüreceksiniz’ şeklinde sözlerini duydum. Ağabeyim elleriyle şahsın darbelerinden savunmaya çalıştı. Ölenin nasıl yaralandığını görmedim. Olaydan sonra bizi yaralı vaziyette bırakıp gittiler.”

    Olaya ilişkin diğer sanık Mehmet Yalçın ise kendini korumak için bıçağı kullandığını vurgulayarak, ”Olay günü kardeşimden aracı devir aldım. Bir ara arkamızdaki minibüs sert bir şekilde bizim aracı solladı. Agresifti sıkıştırdı. Ben de kornaya bastım. Bir müddet ilerledikten sonra arkama yanaşıp durdu. Şahıs aracından inip yanımıza geldi. Camı indirdim. Şahıs ‘hayırdır lan neden kornaya basıyorsun’ dedi. Birbirimizin yakasından tuttuk. ‘Beni tanımıyor musun parsellerin çocuğuyum’ şeklinde sözler söyledi. Kardeşim indi. Münakaşaya başlayınca çevredeki esnaflarla birlikte bizi ayırdı. Bu kez şahıs ‘seni parsellerden geçirmeyeceğim göreceksin’ dedi. Tekrar minibüse bindim, tam gaz ilerledim. Amacım bir an evvel parsel bölgesini atlatmaktı. Solu sivil bir araç, sağı da maktul aracıyla kapattı. Sivil araçtan döner bıçaklı, sopalı, palalı kişiler indi. Ölen hızlıca indi sivil araçtaki kişiden palayı aldı. Kardeşime ‘inme konuşacağım’ dedim. İndim beni çembere aldılar. Şahıs küfür ederek pala ile üzerime doğru geldi. Bana salladı. Elimde bıçak vardı ama avucumun içinde saklıyordum. Önce tekme attı. Tekmenin etkisiyle yere düştüm. Kardeşim indi. Yapmayın derken bu kez ölen palayı kardeşime savurdu, kolunu kesti. O esnada yerdeydim. Kafama 3-4 kez palayla vurdu. Kargaşa esnasında kardeşimin sesini duydum. ‘Kolum koptu ölüyorum’ diye bağırdı. Benim de başımdan kanlar akıyordu” ifadelerini kullandı.

    “Çembere aldılar bizi öldüreceklerdi”

    Kardeşiyle birlikte çembere alındığını ve öldürüleceğini düşündüğünü ifade eden sanık Mehmet Yalçın, “Bizi öldüreceklerdi. Yanındaki şahsılar bizdeki kanı görünce duraksayıp korktu. Ölen tekme atıp pala ile vururken kendimi korumak için bıçağı sallamaya başladım. Amacım palayı düşürebilmekti. Ölen durmadan palayla bana vuruyordu. Palayı yere atınca alıp kardeşimin yanına gittim. Kolunu sadece derisi tutuyordu. Şok halindeydik. Bizi öldüler diye bırakıp gittiler. Bıçağı savururken isabet ettirip ettiremediğimi de hatırlamıyorum. Maktul da kalkıp gitti. Öldürme kastım yoktur. Amacım kardeşimi ve kendimi korumaktır” dedi.

    Sanıkların savunmalarının ardından mahkeme heyeti Mehmet ve Sebahattin Yalçın’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

  • Yol verme cinayetine karışan 2 kişi tutuklandı

    Bursa’da, trafikte yol verme meselesi yüzünden çıkan tartışmada bir kişinin silahla vurularak öldürülmesiyle ilgili 2 kişi tutuklandı.

    Bursa’da 1 Aralık Cumartesi gecesi Özkan Hoşgün (26) ile iki kişi arasında trafikte yol verme meselesi yüzünden tartışma çıkmış, münakaşanın kavgaya dönüşmesi üzerine Hoşgün tabancayla göğsünden vurulmuştu. Ağır yaralanan Hoşgün kaldırıldığı hastanede kurtarılamamıştı. Olay yerinden kaçan zanlılar K.M. ve A.T, Nilüfer ilçesindeki bir evde yakalanmıştı. Gözaltına alınan A.T. (24) ve K.M (26), sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.

  • Eş cinayetine “aldatma” indirimi

    Ankara’da kendisini aldattığı gerekçesiyle 15 yıllık eşini silah ve bıçakla öldüren, sevgilisi olduğunu düşündüğü kişiyi de yaralayan sanığa mahkeme “haksız tahrik” indirimi yaptı. Mahkeme, sanığa eşini öldürme suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 20 yıl hapse indirirken, yaralama suçundan da 9 yıl hapis cezası verdi.

    Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasına göre, inşaat işçisi İhsan Çaçan (43), 4 çocuğunun annesi Pınar Çaçan’ın (35) kendisini aldattığından şüphelendi. Evde oturdukları sırada eşine bu şüphesini soran Çaçan, uzaktan akrabaları Mehmet Çınar’ın (36) evlerine geldiğini ve eşiyle görüştüğünü öğrendi. Bunun üzerine Çaçan, silahını yanına alarak Çınar’ın çalıştığı inşaata gitti. Burada yaşanan tartışmanın ardından Çaçan, Çınar’ı silahıyla vurdu. Yaralanan Çınar, can havliyle inşaattan kaçarak Çaçan’ın elinden sağ kurtuldu. Çaçan, Çınar’ı yaralamasının ardından Pursaklar’daki evine gitti. Kapıyı açan oğlu A.Ç.’yi odasına bırakan Çaçan, eşiyle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında kocasının belinden düşen silahı gören Pınar Çaçan, banyoya giderek kendini kilitlemeye çalıştı. Eşinin peşinden banyoya giden İhsan Çaçan, inşaatta kullandığı bıçakla eşine saldırdı. Çaçan, daha sonra bıçak darbeleriyle yere düşen karısına kurşun yağdırdı. 6 kurşun ve 3 bıçak yarasıyla hastaneye kaldırılan Pınar Çaçan hayatını kaybetti.

    “1 yıldan bu yana eşimin başkaları ile telefonla görüştüğünü gördüm”

    Cinayete ilişkin hazırlanan iddianamede, Çaçan’ın “eşini kasten öldürmek” ve “kasten öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 20 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede ifadesine yer verilen sanık Çaçan, “Yaklaşık 1 yıldan bu yana eşimin başkaları ile telefonla görüştüğünü, bu durumu benim tarafımdan fark edildiğini öğrenince eşimin görüşme detaylarını sildiğini gördüm. Kendisinin beni aldattığından kuşkulandım. Başlangıçta telefonla kiminle görüştüğünü bilmiyordum. Plakasını hatırlamadığım bir aracı evimin önünde park halinde görmüştüm. Daha sonra bu aracı Mehmet Çınar’ın kullandığını görünce kendisinden şüphelendim” dedi.

    14 Mayıs 2017 akşamı eşiyle ilk kez bu konuda görüştüğünü anlatan Çaçan, “Görüşme sırasında Mehmet Çınar’ın iki sefer benim evde olmadığım esnada evime geldiğini eşimden öğrendim. Ben de bunun etkisinde kalarak dışarı çıktım ve bu durumu kaldıramayacağımı kendi kendime söyledim. Mehmet Çınar ile görüşmeye karar verdim ve 15 Mayıs 2017’de çalıştığı inşaata gittim. Üzerimdeki tabancayı çıkarttım ve Mehmet’e doğrultarak ateş ettim” diye konuştu.

    Çaçan, daha sonra evine gittiğini, kapıyı oğlunun açtığını belirterek şunları anlattı:

    “Eve geldiğimi fark eden eşim ’niye çalışmaya gitmedin?’ deyince ben de inşaatta su olmadığını söyledim. Bunun üzerine bana ’Sen çocuklarını düşünmüyorsun, çalışmıyorsun, sen erkek misin, bütün akrabalarının, eş ve dostlarının 6-7 dairesi var, sen çalışmıyorsun’ deyince ben de sinirlendim. Bu sırada belimden yere düşen silahı görünce banyoya gidip kapıyı kapatmaya çalıştı. Eşimin peşinden banyoya gittim. Üzerimde bulunan bıçakla birkaç sefer sırt bölgesine vurdum, sonra silahla ateş ettim.”

    “Tahrik altında yaptım, pişmanım”

    Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasına tutuklu sanık Çaçan ve avukatı ile müşteki avukatı katıldı. Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı son sözü sorulan Çaçan, “Allah kimseye böyle bir şeyi göstermesin. Tahrik altında yaptım, pişmanım” dedi.

    Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, Çaçan’a “eşi kasten öldürme suçu”ndan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, suçun haksız tahrik altında gerçekleşmesi gerekçesiyle cezada indirime giderek müebbeti 20 yıl hapse çevirdi. Çaçan’a “kasten öldürmeye teşebbüs etme” suçundan da 9 yıl hapis cezası verildi.

  • Kadın cinayetine müebbet talebi

    Bursa’da kendisini dolandırdığı iddiasıyla bir kadını öldüren sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle dava açıldı.

    Olay, geçtiğimiz mayıs ayında Osmangazi ilçesine bağlı Çırpan Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Doğan S. (63), kendisini 50 bin lira dolandırdığı iddiasıyla Hülya B. (28) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından Doğan S. genç kadını karnından ve göğsünden bıçakladı. Hastaneye kaldırılan genç kadın yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Savcılık Doğan S. hakkındaki iddianameyi tamamladı. Sanık hakkında ‘kasten öldürmek’ suçundan Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Doğan S. önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

    Doğan S’nin ifadesinde, “Hülya fuhuş için benim evimi kullanıyordu. Daha önce kendisiyle tartıştık. Ben cezaevinden çıktıktan sonra evimin mühürlü olduğunu gördüm. İçeri girdiğimde eşyalar yoktu. Ankara yolundaki benzin istasyonundaki arkadaşımın yanına giderken iki bira içtim. Hülya’nın fuhuş için beklediği yerden geçerken onu gördüm. Ters cevap verince aramızda tartışma çıktı. Ben de kendisini bıçakladım” dediği öğrenildi.

  • Kadın cinayetine müebbet talebi

    Bursa’da kendisinden ayrılmak isteyen eşi Fatma Açıkgöz’ü sokakta bıçak darbesiyle öldürdüğü iddiasıyla tutuklu bulunan özel güvenlik görevlisi 41 yaşındaki Tahsin Taner Açıkgöz’ün yargılanmasına devam edildi. Tahsin Taner Açıkgöz, hakkında mütaala veren Cumhuriyet Savcısı, “Kasten eşini öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Mahkeme davayı karar için erteledi.

    Olay, geçtiğimiz yıl Şubat ayında Bursa’nın merkez Nilüfer İlçesi Görükle Sakarya Mahallesi Nilüfer Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Fatma Açıkgöz, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 15 yıllık eşi Tahsin Taner Açıkgöz’den boşanmak için geçen yıl kasım ayında dava açtı. Dava sürerken mahkeme Tahsin Taner Açıkgöz’e evden uzaklaştırma cezası verdi. Bu sürede bir markette çalışan Fatma Açıkgöz, evini ayırarak merkez Nilüfer İlçesi Görükle Sakarya Mahallesi Nilüfer Caddesi’nde bir evde yaşamaya başladı.

    Tahsin Taner Açıkgöz, kendisini başka bir erkekle aldatmasından şüphelendiği, boşanma aşamasında olduğu eşi Fatma Açıkgöz’ün adresini öğrendiği evinin önüne dün gelerek pusu kurdu. Yol kenarındaki araçların arasına saklanan Tahsin Taner Açıkgöz, Fatma Açıkgöz’ün evden çıkıp çalıştığı markete gittiğini görünce takip etti. Tahsin Taner Açıkgöz’ün kendisini takip ettiğini fark eden Fatma Açıkgöz kaçmaya başladı. Ancak kadını 200 metre takip ettikten sonra yakalayan Tahsin Taner Açıkgöz, yere düşürdüğü Fatma Açıkgöz’ü bıçak darbesiyle yaraladı. Olaydan sonra bıçağı çöp kutusuna atan ve bir taksiyle kaçmaya çalışan zanlı vatandaşların şikayeti üzerine polis ekiplerince yakalandı. Çağrılan ambulans ile Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Açıkgöz, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Güvenlik görevlisi Tahsin Taner Açıkgöz, çıkarıldığı Bursa Adliyesi’nde tutuklanarak cezaevine konuldu.

    Bursa 3.’cü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mütaala veren Cumhuriyet Savcısı, toplanan deliller ve kamera görüntülerine göre, sanığın maktüle karşı olayı öldürme olayını önceden oluşturmak suretiyle ve onu beklemek suretiyle eylemi gerçekleştirdiğinden dosya kapsamına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.