Etiket: Ciddi

  • Erkan Sözeri: “Urfa Takımı Çok Ciddi Takviyeler Yaptı”

    Giresunspor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, PTT 1. Lig’in 22. haftasında oynayacakları Şanlıurfaspor karşılaşması ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Urfa takımı devre arasında çok ciddi takviyeler yaptı. Göztepe ve Samsunspor maçlarında çok iyi performans gösterdiler fakat talihsiz skorlar alıyorlar. Bence bulundukları yerle oynadıkları oyun şu an hiç orantılı değil” dedi.

    Giresunspor, bir günlük aranın ardından Şanlıurfaspor maçı hazırlıklarına başladı. Giresunspor Tesisleri’nde, Teknik Direktör Erkan Sözeri yönetiminde gerçekleşen idmanda kondisyon çalışmasının ardından taktik ağırlıklı çift kale maç yapıldı.

    Göztepe maçını ve oynayacakları Şanlıurfaspor maçını değerlendiren yeşil-beyazlıların hocası Erkan Sözeri, çıkışa geçmek istediklerini belirterek, Göztepe maçına vurgu yaptı. Göztepe maçına hem zihinsel hem de fiziksel olarak çok iyi konsantre olduklarını söyleyen Sözeri, “Sahamızda önemli bir takıma karşı bizim için çok önemli bir galibiyet aldık. Bu sıradan bir galibiyet olmadı. Çünkü maçın tamamında üstün oynadığımız bir maçtı. Tesadüf atılan bir golle kazanılmış bir maç değildi. Göztepe maçı bizim için bir çıkışın başlangıcı olur diye düşünüyoruz. Ben öncelikle başta Kaptan Eser olmak üzere yedek kulübesinde olan oyuncularıma teşekkür ediyorum. Sahanın içinde oynayan arkadaşlarına inanılmaz destek verdiler” dedi.

    “MAÇLAR FİKSTÜR İLE KAZANILMIYOR”

    Maçların fikstür ile kazanılmadığını sahada kazanıldığını vurgulayan tecrübeli teknik adam, “Urfa takımı devre arasında çok ciddi takviyeler yaptı. Göztepe ve Samsunspor maçlarında çok iyi performans gösterdiler fakat talihsiz skorlar alıyorlar. Bence bulundukları yerle oynadıkları oyun şu an hiç orantılı değil. O yüzden çok zorlu bir maç ve zorlu bir takım bizi bekliyor. Hiç kimsenin başta biz olmak üzere bu maç rahat kazanılır havasına girmemesi lazım. Göztepe maçına nasıl hazırlandıysak o maça da öyle hazırlanacağız” diye konuştu.

  • Denizli: “İlk Maçta Ciddi Bir Avantaj Yakaladık”

    Galatasaray Teknik Direktörü Mustafa Denizli, Ziraat Türkiye Kupası’nda Akhisar Belediyespor’u mağlup ettikleri maç sonrası yaptığı açıklamada, “Böyle bir zeminde ikinci yarıda geriden gelip oyunu galibiyetle kapamak bizim için son derece önemli” dedi.

    Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında Galatasaray Manisa 19 Mayıs Stadı’nda konuk olduğu Akhisar Belediyespor’u 2-1 mağlup ederek, rövanş maçı öncesi avantajlı bir skor elde etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Mustafa Denizli, “İlk etapta galibiyet bizim adımıza son derece güzel. Özellikle dışarıda almak. Bu galibiyetin futbol oynanabilir zeminde izleyen seyirciler için daha keyifli bir 90 dakika olarak geçmesini temenni ediyordum. Yani çok yazık. Böyle bir zeminde futbolcuların oynamak mecburiyetinde kalması esasen futbolun keyfini kaçıran birinci hadise. Böyle bir zeminde ikinci yarıda geriden gelip oyunu galibiyetle kapamak bizim için son derece başarılı. Futbol keyfi vardır. Bu bizim için ne kadar geçerliyse her takım için aynıdır. Bu durum maçın önüne geçti. Bu ülkemiz adına yazık. Onun dışında ilk maçta ciddi bir avantaj yakaladık. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Bundan sonra hedefleri belli olan bir takımız. Kupada tüm mücadelemizi ortaya koyacağız” dedi.

    “İŞİMİZİN ZOR OLDUĞU BİR GERÇEK”

    Galatasaray’da ofansif anlamda yaşanan sıkıntılara nasıl çözüm bulunacağı ile ilgili soruyu yanıtlayan Denizli, “Pozisyon bulmaya çalışıyoruz. Mevcut kadromuzun, bütün futbolcularımızın bu takımın başarısı için belli fedakarlıklar yapacağını biliyorum. Bu pozisyon değişikliğiyle olur, oyun formatındaki değişiklikle olur. Yani içinde bulunduğumuz durum zor bir tablo. Bir anda 3 tane hücum bölgesinde oynayan futbolcumuzun takımdan ayrı kalması bizim adımıza üzücü. Bunu futbolcularımla aşmak için her şeyi yapacağız. Oyun şeklimizi, anlayışımızı, profilimizi değiştireceğiz ama mutlaka üstesinden gelmek mecburiyetindeyiz. İşimizin zor olduğu bir gerçek“ diye konuştu.

  • Aydın’da Hava Kirliliği Ciddi Boyutlara Ulaştı

    Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, her geçen gün artarak devam eden hava kirliliğinden kaygı duymaya başladıklarını belirterek durumun bu şekilde devam etmesi durumunda Aydın’da temiz havanın en kıymetli şey haline geleceğini söyledi.

    Aydın’da yaşanan hava ve çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yapan Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, yetkililerin yaşanan kirliliğe bir an önce ‘dur’ demesi gerektiğini belirterek bu kapsamda iktidar ve muhalefet milletvekilleri başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri, sendika ve çeşitli kurumlara mektup niteliğinde yazılar gönderdiklerini söyledi. Gerek jeotermal santrallerinin gerekse çevre kirliğine neden olan diğer sanayi kuruluşlarının şehir merkezlerinden uzak yerde hava ve çevreyi kirletmeyecek şekilde faaliyet sürdürmesi gerektiğini belirten Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, “Aydın’da yaşayan ya da yaşama tutunmaya çalışan bizler; genci-yaşlısı, kadını-erkeği, köylüsü-kentlisi, çiftçisi-memuru, öğrencisi-emeklisi geleceğimizden endişe ve kaygı duyuyoruz. Artık nefes alacak yer kalmaz oldu. Değerler sınıra ulaştı. Bir an önce tedbir alınmalıdır” dedi.

    Sürdürülebilir yaşam ve gelecek adına temiz ve sağlıklı suya-havaya-toprağa ve gıdaya, demokrasiye ihtiyaç olduğunu kaydeden Aydın, “İnsanların en temel hakkı olan “sağlıklı çevrede yaşama hakkı” havanın ve çevrenin kirletilmesinden dolayı yok edilme sürecine girmiştir. Aydın’da yaşayan bizler Türkiye’nin diğer bölgelerine göre bu kaynaklarını, zenginliklerini daha fazla ve hızlı kaybetme süreci yaşamaktayız. Yüz yıllardır pek çok medeniyete yaşam veren Menderes nehri bugün bırakın içmeyi tarımda kullanılamayacak düzeyde kirlilik seviyesi taşımaktadır. Yeraltı sularımız jeotermal santrallerin her tarafı delik deşik etmesi nedeni ile kirlenme ve yok olma sürecindedir. Havaların soğuması ile birlikte kirlilik daha da artmıştı. Sorun daha ciddi boyutlara ulaşmadan gerekli tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.

  • Burun Tıkanıklığı Ciddi Hastalıklara Yol Açıyor

    Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Beklen Sami Üre, burun tıkanıklığının uzun vadede ciddi hastalıklara yol açtığını söyledi.

    Yetişkinlerde burun kemiğinin ve kıkırdağının eğrilmesi ile burun etlerinin büyümesinin, burun tıkanıklığına sebep olduğunu açıklayan Op. Dr. Beklen Sami Üre, iki sebebin bir arada olabileceğini de anlattı. Çocuklarda burun tıkanıklığı yaşanmasının nedeni olarak da geniz eti büyümesini işaret eden Dr. Üre, “Burun eti kalorifer görevi görüyor ama alerji olan ya da sigara içen insanlarda çok fazla büyüyor. Nefes almayı da engelliyor. Burun etlerini ilk olarak sprey kullanarak küçültmeye çalışıyoruz. Bu sonuç vermezse burun etlerini çok basit bir yöntemle, tampon kullanmadan 15 dakikalık bir işlemle küçültüyoruz. Eğer burun kemiğinde eğrilik varsa, yarım saatlik bir işlemle ağrısız, sızısız, şişmesiz, morarmasız, hastayı hiç hastaneye yatırmadan yarım saatlik bir ameliyatla çok rahat tedavi ediyoruz. Eskide kullanılan tamponlar kalmadı, artık silikon kılıflar kullanıyoruz veya hiçbir şey kullanmıyoruz. İki ameliyattan sonra da burunda hiç şişlik ve morluk olmuyor. Aynı gün hastalarımız evlerine gidebiliyorlar” dedi.

    “BURUN TIKANIKLIKLARI MASUM DEĞİL”

    Burun tıkanıklıklarının masum hastalıklar olmadığını belirten Özel Eskişehir TSG Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Beklen Sami Üre, tıkanıklıkların ciddi hastalıklara yol açabileceğini anlattı. Burun tıkanıklığının; tansiyon, sağ kalp yetmezliği, akciğer hastalıkları gibi birçok hastalığın oluşmasına meydan vereceğini ifade eden Op. Dr. Üre, “Burun tıkanıklıkları horlama ve uyku apnesine de yol açabilecek bir hastalıktır. O yüzden burun tıkanıklıklarını ihmal etmemeliyiz. Burun eğrilikleri sinsi hastalıklardır. Uzun vadede sıkıntı oluştururlar. Burun kemiği kırıkları vücudun en sık görülen kemik kırıklarıdır. Çünkü burun kemiği zayıf bir kemiktir. Havada durur ve desteği yoktur. Burun kemiği kırıldığı zaman tedavi edilmezse, o şekilde kaynar ve burun eğriliği oluşur. Burun kemiği kırıldığı zaman hemen tedavi edilmelidir. Bizim hastalarımız ameliyatta tereddüt ediyorlar. Kırık şekli ile yaşamaya alışıyorlar. Bu da uzun vadede ciddi hastalıklara sebep oluyor. Doktor tanı koymuşsa, ameliyat diyorsa, ameliyattan çekinilmemelidir” şeklinde konuştu.

  • Gümüşova: “Şap, İnsanlar İçin Ciddi Bir Sorun Değil”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Gümüşova, şap hastalığının insanlar için önemli bir sorun oluşturmadığını söyledi.

    Şap hastalığı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Semra Gümüşova, “Halk arasında ‘dabak’ ya da ‘aft humması’ olarak adlandırılan şap hastalığı, çift tırnaklılar olarak tabir ettiğimiz sığır, koyun, keçi, geyik, deve gibi hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral(virüs kaynaklı) bir hastalıktır. Hastalığın ilk tespiti dünyada 1898 yılında, Türkiye’ de ise 1914 yılında gerçekleştirilmiştir” dedi.

    “TRAKYA DA ŞAPA RASTLANMADI”

    En sık Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkelerinde rastlanan hastalığa; Türkiye’de Trakya Bölgesi hariç her bölgede rastlandığını ifade eden Gümüşova, “Trakya Bölgesi’ne ise 2010 yılında Dünya Hayvan Sağlığı Teşkilatı tarafından şap hastalığı olmayan aşılı bölge statüsü verilmiştir. Toplamda 7 serotipi(bakteri ve virüslerin alt tür seviyesindeki birbirinden farklı çeşitlemelerine verilen isim) ve birçok altserotipi bulunan virüsün son yıllarda ülkemizde A, O ve Asia 1 serotipleri saptanmış, 2015 yılı itibari ile ise A serotipinin Nepal 84 suşu tarafından oluşturulan yeni bir salgın bildirilmiştir. Bu son salgın nedeniyle bakanlık tarafından bu serotipe karşı aşılama programları (Trakya dahil) başlatılmıştır. Virüs, picornaviridae ailesinin aphthovirus cinsinde yer alan çok bulaşıcı bir virüstür. Hayvanlar arasında solunum yolu ve çeşitli vücut salgıları (burun akıntısı, salya, idrar, dışkı, sperm, süt, v.s.) ile bulaşır. Enfeksiyona yakalanan hayvanlarda yüksek ateş, depresyon, solunum güçlüğü, ağız ve ayakta tırnak aralarında vezikül olarak isimlendirilen içi sıvı dolu kesecikler görülmektedir. Zamanla keseciklerin açılmasıyla açık yaraya dönüşen bölgelerin gerekli temizlik ve dezenfeksiyonu yapılmaz ise bakterilerin buralara bulaşması kaçınılmazdır” diye konuştu.

    “İNSANDAN İNSANA BULAŞMA İSE BİLDİRİLMEMİŞTİR”

    Şap hastalığının insanlar için önemli bir sorun oluşturmadığını söyleyen Gümüşova, “Ancak hayvanlardan insanlara vezikül sıvısı, salya veya burun akıntısı ile temas ya da virüs ile enfekte çiğ süt ve taze peynir gibi gıdaların tüketilmesi ile bulaşabildiği de bildirilmiştir. Enfeksiyona yakalanan insanlarda sıklıkla görülen belirtiler ateş, yorgunluk, kol-bacaklarda ağrı, el ve dudaklarda vezikül oluşumudur. İnsandan insana bulaşma ise bildirilmemiştir” şeklinde konuştu.

    “HAYVAN YETİŞTİRİCİLERİ DE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMALI”

    Türkiye’de şap hastalığı ile mücadelede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Şap Enstitüsü tarafından üretilen ve Fransa, Hollanda gibi ülkelerden ithal edilen aşıların kullanıldığını belirten Gümüşova, “Ayrıca hastalığın belirlendiği bölgelerde 10 kilometrelik alanda karantina uygulanması ve koruyucu aşılama yapılması da diğer uygulamalardır. Enfeksiyonla mücadelenin başarısı için bölgede enfeksiyona neden olan serotiplerin belirlenmesi, aşılamanın bu serotiplere karşı yapılması, sürü bağışıklığında yüzde 80 oranında bağışıklık oranının oluşturulabilmesi, hayvan yetiştiricilerinin hastalığı yetkili veteriner hekimlere bildirme konusunda hassasiyet göstermeleri ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaları da ayrıca önem taşımaktadır” açıklamalarında bulundu.