Etiket: Chpye

  • Diyarbakırlı avukattan CHP’ye şok

    Diyarbakırlı avukat Mehmet Ali Başaslan, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında, aralarında Atatürk’e hakaret ve darbeye teşebbüs gibi iddiaların da bulunduğu 8 farklı konuda suç duyurusunda bulundu.

    Avukat Başaslan, CHP hakkında ‘Çocuk istismarı’, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’, ‘Atatürk’e hakaret’, ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘Yasama organına karşı suç’, ‘Hükümete karşı suç’, ‘Darbeye teşebbüs’ ve ‘Örgüt üyeliği’ iddialarıyla Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

    Başaslan’ın suç duyurusunda belirttiği hususlar şöyle:

    “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 19, 34 ve 39’uncu maddeleri çocuk istismarı, ihmali ve önlenmesiyle ilgilidir. Sözleşmenin 19’uncu maddesine göre çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar, bu haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanamazlar. Ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin hazırlamış olduğu referandum afişlerinde 15 yaşından küçük bir kız çocuğumuz sanki siyasetten anlıyor, sanki oy hakkı varmış gibi sanki hayırın ve evetin ne olduğunu biliyormuş gibi lanse edilmekte. Çocuk istismar aktif ve pasif olarak ikiye ayrılmaktadır. Aktif bir olgu olarak nitelendirilen istismar ise anne, baba ya da bakıcının çocuğa zarar vermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Çocuk istismarı istem dahilinde fiziksel zarar verme, çocuğun kötü beslenmesine yol açma, cinsel istismar, çıkar için kullanma, bundan da öte çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı her türlü faaliyette bulunmayı içermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi bu afişlerde duygusal istismar yöntemini kullanarak, afişlerde ki kız çocuğunu duygusal olarak istismara uğratmıştır. Duygusal istismar tek başına görülebildiği gibi fiziksel ve cinsel istismarla birlikte de görülmektedir. Ebeveynlerin ya da çevredeki diğer yetişkinlerin çocuğun yeteneklerinin üzerinde istek ve beklentiler içinde olmaları ve saldırganca davranmaları anlamına gelen duygusal istismarın izleri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. Çocuk ihmal ve istismarı ailenin yaşam stresiyle ilgili olup ailedeki ekonomik ve sosyal stresler, ihmal ve istismara yol açabilir. Çocuğun ihmal ve istismar edilmesine neden olan faktörleri iç ve dış stres faktörleri olarak gruplamak mümkündür. Dış stres faktörleri; bazı ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel özellikler ailede sıkıntı yaratarak çocuğun ihmal ve istismarına yol açabilir. Ekonomik yetersizlik aile için en önemli stres kaynaklarından biri olup yoksulluk, işsizlik, borçlanma şeklinde kendini gösterebilir. Aynı zamanda iyi beslenememe, yetersiz ev koşulları, sağlıksızlık gibi sorunları da beraberinde getirebilir. İç stres faktörleri ise anne-babanın kişilik yapısı, çocuğun özellikleri ve çevreye bağlı olarak çocuktan gereğinden fazla istekte bulunulması şeklinde gruplandırılabilir. Afişlerdeki, ‘geleceğim için hayır’, ‘gazi meclis kapatılmasın diye hayır’ gibi söylemler gerçeği yansıtmadığı halde, bir de insanlara sanki ‘evet’ oyu kullanırsanız geleceğiniz kararacak ve meclis kapatılacak imajı vermektedir. Bu mesajların siyasetten anlamayan bir çocuk üzerinden yapılması da en büyük talihsizliktir. Çocuk gelinleri ve çocuklara cinsel istismar suçunu lanetlememize rağmen hayır ile ilgili söz konusu afişlerde LGBT renklerinin kullanılması da çocukların cinsel eğilimi yönünde özentiye sebebiyet vermektedir. Cumhuriyet Halk Partisi 15 Temmuz darbe girişimine gerek parti içinde ki yöneticiler ve vekiller destek nitelikli açıklamalar yapmakla kalmayıp, darbecileri korumak adına söylemlerde bulunmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri beyanlarında bu alçak darbe girişiminin bir tiyatro olduğunu iddia ederek darbeci alçaklara sırt vermişlerdir. Ve darbeciler bu söylemler karşısında daha bir yüreklenip vatandaşlarımızın aklını çelmeye çalışmışlardır. Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri vermiş olduğu bu destekle de kalmayıp şehit ve gazilerimize hakaret etmiş ve vatan için can veren ya da yaralanan bu kahramanlarımızın ailelerine ve kendilerine ciddi hakaretlerde bulunmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak değerlerinden olan Atatürk ve İzmir Marşı’nı seçim çalışmalarında bilerek ön plana koyarak toplum değerlerini zedelemekte ve halkı kin ve nefrete teşvik etmektedir. Seçim çalışmalarında kullanılan Atatürk ve İzmir Marşı ile sanki evet oyu kullanacakların Atatürk düşmanı ve İzmir Marşı’nın karşısında olduğunu ve halkın bu değerleri reddettiğini öne sürmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca seçim çalışmalarında kullanılan sloganlardan ‘gazi meclis kapatılacak’ ve ‘geleceğimiz için evet’ söylemleri ile başta bulunan hükümetin sanki meclisi kapatacağını ve halkın geleceğini karartacağının imajını vermeye çalışmaktadırlar. Dünyanın her yerinde ki demokratik ülkelerde olduğu gibi seçimler halkı birleştirmek ve refahını daha iyi hale getirmek için yapılan çalışmalar olmasına rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri bu seçimi halkı ayrımlaştırmak ve terör örgütlerine destek vermek adına kullanmakta ve seçimi sabote etmeye çalışmaktadır.”

  • Bakan Zeybekci: “16 Nisan, CHP’ye de iyi gelecek”

    BURDUR (İHA) – Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “16 Nisan inanın CHP’ye de iyi gelecek. Muhalefet partisi, ana muhalefet partisi, şu andaki sistem içinde normal yollarda iktidara gelebilme imkanı olmadığı için de maalesef ümitsiz bir muhalefet partisine dönüştüğü zaman Türkiye’de siyaset için tehlikeli, ülkem için tehlikeli hale dönüyor ama 16 Nisan’dan sonra Türkiye’de siyaset rahatlayacak” dedi.

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Burdur Valiliği ziyaretinin ardından Burdur Ticaret ve Sanayi Odasının öncülüğünde düzenlenen İş Adamları ile İstişare Toplantısı’na katıldı. BUTSO Başkanı Yusuf Keyik’in karşılama konuşmasının ardından Burdur’daki sanayici iş adamlarına seslenen Bakan Zeybekci, 16 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve anayasa değişikliği referandumu için destek istedi.

    Referandumun bir seçim değil, milletin tercihi olduğunu vurgulayan Bakan ZeybekCi, “Bugünler tarihi günlerimiz, genel itibariyle hep aynı şeyler söylenir diyeceksiniz. Hep bu seçimler son derece tarihi bir önemi olan seçimler, bunlar bizim için dönüm noktası, bunlar bizim için mihenk taşı, evet bundan sonrası düzlük diye çok böyle seçimlerde söylenen klasik sözler olmuş olabilir ama dikkatlerinizi çekmek istediğim bir şey var, bu bir seçim değildir, bu milletin tercihidir, milletin önümüzdeki yıllar boyunca yolunu çizeceği artı bir kavşak noktasında bugüne kadar bazı dönemlerde ve bazı zamanlarda, zaman zaman, kendi uyruğunu kovaladığı, dönüp dönüp kendi çizgisinin üzerinde tekrar döndüğü, bazen tek kanat uçmaya çalışırken de tek kanat üzerinden gideren en sonunda geniş daire, yaklaşık 8-10 senelik o dairelerin sonunda bir bakıyoruz ki yeniden aynı yerdeyiz, yeniden aynı kazayı yapmışız, yine aynı noktada, yine aynı duvara veya yine aynı ağaca arabayı giydirmişiz. Bu genel itibariyle şöyle de söylenebilir, Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz, akıllı insan bir delikten iki defa ısırılmaz, biz de ha bire aynı delikten ısırıla, ısırıla, ısırılmadık yerimiz kalmadı, ama aynı delikten, aynı mahluk tarafından ve aynı deliğe yeniden gitme ihtimalimizde her zaman var, öteki elimizin tersiyle deliği şöyle bir kapatsak, aslında sonuna kadar da rahat edeceğiz ama bir türlü beceremiyoruz bunu” dedi.

    “2060’a Kadar devam edecek bu açık”

    Türkiye’nin 1991 yılında yaşadığı ekonomik krizin etkilerinin 2060 yılına kadar yaşanacağını kaydeden Bakan Zeybekci, “Türkiye 1950 ile birlikte ‘yeter söz milletindir’ diyen bir anlayışla demokrasi ile ilk defa tanıştı. 1950 ile bu millet artık yeter dedi ve bu millet 1950 yılında kendi adamlarını, kendi milli adamlarını, milletin adamlarını iktidara getirdi. Türkiye ilk defa hükmeden devlet, hakim olan devlet, yöneten devletten çıkarak, milletin hizmetkarı olan devlet, yol yapan, asfalt yapan, okul yapan ve milletin ihtiyaçlarını gidermek için de gayret gösteren devlet, öncesi farklıydı, önceden ağzımıza şekeri dağıtan, çaput bezi, kefen bezi dağıtan, gazı veya aklınıza gelebilen her şeyi devlet dağıtırdı. Devlet bunu vatandaşa dağıtırken de, arada bazı zümreler oluşturuldu, bazı elitler oluşurdu, bu elitler her ilçede, her beldede o dağıtıcı ekipler, o tahsisleri yapan millete bu anlamda maalesef devletin yüzünü çok çirkin gösteren eller de vardı. Bugün Elhamdüllillah Türkiye, 2002 yılında dünyanın ikinci büyük ekonomisiydi. Bugün itibariyle dünyanın 16’ncı, en son TÜİK’in çıkardığı rakamlara göre de 17’nci büyük ekonomisi, hiç önemli değil, Allah’ın izniyle biz hedefimizi biliyoruz. Biz gidecek yeri biliyoruz. Olmamız gereken, asıl olmak zorunda olduğumuz yeri biliyoruz. Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisiyiz, yani dünyanın 17’nci, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisiyiz. Milli gelirimizi 3 bin 500 dolardan, 11 bin dolara getirdik eğer 2001 krizindeki o soygun olmamış olsaydı, Türkiye bugün milli geliri 18 bin dolardı ve biz dünyanın 13’ncü büyük ekonomisiydik, en kötü 14’ncü ekonomisiydik. Avrupa’nın 6’ncı değil 4’ncü büyük ekonomisiydik, ne kaybettiğimizin bilinmesi için söylüyorum bunu, o günler yaşanmasaydı ne olacaktı onun için söylüyorum. Ayrıca tabi ki 1991’deki popülizm, yeni o koalisyonlar kurulsun diye bu millete verilen, bu millete verilen derken hayırlı bir şey değil tabi ki, nereden veriliyor, kimin cebinden veriliyor. O gün babamız öyle dedik, biz ödedik, çocuklarımız ödeyecek, bir de çocuklarımızın çocukları ödeyecek, 2060’a kadar devam edecek bu açık, bugünkü sosyal güvenlik sisteminin içine atılan bu dinamitin, patlamanın etkisini 2060’a kadar anca toparlayabileceğiz” dedi.

    “16 Nisan inanın bana CHP’ye de iyi gelecek”

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm siyasi partilere iyi geleceğini ifade eden Bakan Zeybekci, “16 Nisan onun için diyorum, 16 Nisan AK Partililerin meselesi değildir, 16 Nisan CHP’lilerin meselesi, MHP’lilerin meselesi değildir, burada mevzu bahis olan vatandır, mevzu bahis olan memlekettir. Bu ülke bir hastalıktan kurtulacak. Bu ülkenin önünü açmak istiyorsak, Türkiye bu hastalığa karşı ilelebet bir daha bu hastalığa yakalanmayacak bir hale gelmesi lazım, bakın bu yeni hükümet sistemi filancayı, falancayı veyahut şu partiyi, bu partiyi abad etmek için değil, iktidar yapmak için yapılmış bir şey değildir. 16 Nisan Türkiye’de siyasete de iyi gelecek. 16 Nisan’dan sonra Türkiye’de ister sağdan gelsin, ister soldan gelsin iki kanal olacak. Bu iki kanal vasıtasıyla Türkiye’de kim gelirse gelsin yüzde 50’yi almak zorunda mı, yüzde 50’yi almak zorunda olan bir parti Türkiye’nin yüzde 60’ının, 70’inin değerleri ile barışık olmak zorundadır. Yüzde 60’ını kucaklamak zorunda, soldan gelen parti içinde öyle, sağdan gelen parti için de öyle, parti demeyelim kişi için de öyle. Onun için bu 16 Nisan inanın bana CHP’ye de iyi gelecek. Muhalefet partisi, ana muhalefet partisi, şu andaki sistem içinde normal yollarda iktidara gelebilme imkanı olmadığı için de maalesef ümitsiz bir muhalefet partisine dönüştüğü zaman Türkiye’de siyaset için tehlikeli, ülkem için tehlikeli hale dönüyor ama 16 Nisan’dan sonra Türkiye’de siyaset rahatlayacak. Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır diyebilen ve milli meselelerde ortada buluşabilen bir anlayış gelecek çünkü birisi yüzde 51’le iktidarda, öteki de yüzde 49’la muhalefette, diyor ki bir dahaki sefere ben alacağım, bir dahaki sefere kurtuluş yok diyor. Ben bu dönemde Allah razı olsun Devlet Bahçeli’ye milletim adına teşekkür ediyorum, ülkem adına gelecek nesillerim adına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Türkiye bu hastalıktan kurtulacak”

    Burdur’daki sanayici iş adamlarına memleketlerine sahip çıkmalarını ve 16 Nisan’da referanduma destek vermelerini isteyen Bakan Zeybekci, “Bu mesele sizin meseleniz 16 Nisan meselesi, 16 Nisan bu 18 maddelik değişiklikle kurulan bu yeni sistemle, ortaya çıkarılan yeni sistemde şöyle bir madde yok arkadaşlar, 16 Nisandan sonraki seçimlerde AK Partiden ve MHP’den gelen adaylar yüzde 10 önde başlar diye bir şey var mı? Yok herkese eşit, ama siz Türkiye’nin geleceğinde kendi hayalleriniz şu kadardı, yüzde 25 daha uzak bir yeri göremiyorsanız, daha geniş bir hayal kuramıyorsanız, ben yoksam bu ülke batsın mantığına kadar gidebiliyorsunuz ve bu dönem Türk siyaseti için artık son dönemler olarak görüyorum. Türkiye bu hastalıktan kurtulacak, Allah rızası için sizden, milletim adıma ve gelecek nesiller adına, ülkenize ve Burdur’unuza sahip çıkın. Bu yeni sistemi kurgularken de siyasi çerçevelerimizi bir kenara bırakalım, sadece bunu milletimiz için yapalım, sadece bayrağımız için, sadece ülkemizin bölünmez bütünlüğü için sadece ve sadece bu aziz devletimizin, Türkiye Cumhuriyetinin bu coğrafyada, kıyamete kadar varlığı için yapın bunu, onun için bunu söylüyorum, bu iş, sizin işiniz, bu mesele sizin meseleniz, bugüne kadar aynı yöntemle geleceği karartan, aynı yöntemle soyulan ülke bizim ülkemizdir, hepimizin ülkesidir. AK Partililerin, MHP’lilerin ülkesi değil, herkesin ülkesi, bu hastalıktan bu ülkeyi kurtarın ve inşallah 16 Nisan’da kurtulacak. 16 Nisan’da bu hastalıktan Türkiye kurtulurken, bakın siyaset diğer taraftan da bir yarıştır, siyaset kardeşler arasında da yarıştır, hafif böyle omuzlaşmalar olur kardeşler arasında olduğu gibi, Burdur’unuza sahip çıkın” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Özlü CHP’ye yüklendi

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, daha önce çöp sorunuyla gündeme gelen Hecinler Köyü’nde köylüler ile bir araya geldi. Daha önce çöp alanını gezen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’a göndermede bulunan Bakan Özlü “Bizim sadece dilimiz çalışmıyor. Bizim kafamız çalışıyor biz sorunları çözüyoruz. Bakalım şimdi ne konuşacaklar” dedi.

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, 16 Nisan’da yapılacak olan Halk Oylaması çalışmaları kapsamında Düzce’de gezilerine devam etti. Bakan Faruk Özlü, geçtiğimiz aylarda çöp sorunuyla ülke gündemine gelen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın ziyaret ettiği Hecinler Köyünde köylülerle bir araya geldi. Köylülerin davul zurna ile karşıladığı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, köylülerle tek tek selamlaştı. Ardından köylülere hitaben konuşma yapan Faruk Özlü, “Bir bayram günü buradan geçerken sizinle konuşarak çöpün buraya dökülmeyeceğini ve rahat olmanızı söyledim. Bugün geldiğimiz noktada önemli bir çalışma yaptık ve önemli karar aldık. Düzce’nin çöpleri buraya dökülmeyecek. Bu çöp konusunda öncelikle Çevre Bakanımız Mehmet Beyle görüştüm. Ondan aldığım bilgilerle Ankara’da çöp yakma tesisini gezdim. Melih Gökçek ile görüştüm. Bu görüşmeler 3 ay önce oldu. Milletvekillerimiz ve İl Başkanımız ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri’ni ziyaret ettik. Düzce’nin çöp sorununa çözüm bulunması konusunda İSKİ’den yardım istedik. İSKİ Genel Müdürü ile görüştük ve Düzce’nin çöpünün yakma tesisi kurularak yakılması konusunda karar aldık. Bundan sonra Düzce için çöp yakma tesisi kurulacak. Bu bölgede köylülerimizin arzu etmediği alanı kullanmayacağız. Çöp konusunda burası gündemde değil ve hiçbir zaman gündeme gelmeyecek. Bundan sonra hiçbir yerde çöp konusunda gönlünüzde bir şey kalmasın. Bu bölgede asla çöp depolama tesisi, katı atık tesisi olmayacak. İSKİ ile anlaşma yaptık. Düzce’nin çöpü 400 ton civarında. İSKİ bu çöpü topladıktan sonra İstanbul’da ki yakma tesisine götürecek. İSKİ 18 ay boyunca Düzce’nin çöpünü İstanbul’a taşıyacak. Yakma tesisi kurulana kadar bu çöpler taşınacak. Gönlünüz rahat olsun” dedi.

    “Kirli sular 5 tesiste arıtılacak”

    Bakan Faruk Özlü Konuşmasının devamında ise Düzce’de kirli suların arıtılması içinde arıtma tesis kuracaklarını ifade etti. Faruk Özlü; “Ayrıca Düzce’nin kirli sularının arıtılması maksadıyla İSKİ ile anlaşmamız var. Düzce’de 4 ya da 5 bölgede arıtma tesisleri kuracak. Bunların sondajları başladı. İnşaatlar da bu yıl başlayacak. Düzce’nin kirli suları bu tesislerde arıtılacak. İSKİ ile ilgili olarak bu konular konuşuluyordu ve şikâyet ediliyordu. İSKİ’nin yatırımlara kısıtlama getirdiği söyleniyordu. Ancak biz İSKİ’den istifade ediyoruz. Gönlünüz rahat olsun, güzel köylerinizde temiz havada rahat rahat yaşayın” diyerek Düzcelilere müjde verdi.

    “Sorun çözüyoruz”

    Önceki aylarda Düzce’nin katı atık deposu olmasıyla Türkiye gündemine gelen ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın çöp alanını gezerek açıklama yaptığı yerde Kılıçdaroğlu ve Tanal’a göndermede bulunan Faruk Özlü; “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu buraya kadar geldi, bir takım şeyler söyledi. Mahmut Tanal bey buraya defalarca geldi. Ben Mahmut Bey’le mecliste görüşüyorum. Birebir çok güzel şeyler söylüyor, kürsüye çıkınca şaşırıyor. Biz sorunları çözüyoruz. Biz iş yapan bir partiyiz. Biz sorunları torunlara bırakmayan bir partiyiz. Bizim sadece dilimiz çalışmıyor. Bizim kafamız çalışıyor. Biz çalışıyoruz. Dolayısıyla değerli kardeşlerim biz sorunları çözdük. Hem de kökten çözdük bakalım şimdi ne söyleyecekler” diye konuştu.

  • Bakan Işık, CHP’ye yüklendi

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Genç STK’larla toplantıda buluştu. CHP’ye yüklenen Bakan Işık, “Çift başlılığı oluşturan CHP’nin kendisidir“ dedi.

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli’de faaliyet gösteren Genç STK’larla bir araya geldi. Bakan Işık, toplantıda CHP’nin referandum sürecindeki siyasi politikasını değerlendirdi. Çift başlılığı Türkiye’ye getirenin CHP olduğu savunan Bakan Işık, “Kimse kusura bakmasın bu çift başlılığı oluşturan CHP’nin kendisidir. Ama bugün çift başlılığı ortadan kaldırmak isteyen AKP ve MHP’ye karşıda em fazla kampanya yürüten kendileri. Sayın Kılıçdaroğlu’nun şu soruya cevap vermesi gerekiyor. Şu ana kadar duymadık. ‘Biz AKP ve MHP’si oturduk iyi kötü bir değişiklik paketi hazırladık’. Bu süreç karşısına peki sen ne istiyorsun? Bu çift başlılıktan memnunsan açık açık söyle. Hayır bu çift başlılıktan ülke zarar görmez diyorsan gençlerde sana tamam desin. Ama bu ilerleyen günlerde bu çift başlılığın zararları ortaya çıktığı zaman, o zaman milletin yüzüne nasıl bakacaksın diye hesabını yapman gerekiyor. Bir ülkede ana muhalefet partisi olup ta alternatif üretmemek herhalde sadece Türkiye’ye mahsus. Ben AKP olarak bu sistem uygundur diyorum. ’Sen uygun değil diyorsan’ kendi önerini getir. Meclise sende bir öneri ver. Meclis iki öneriyi karşılaştırsın. CHP’nin bu süreçle ilgili bir fikri var mı? Bu çift başlılığı ortadan kaldıracağız diyor mu? Aksine Kılıçdaroğlu radyo konuşmasında diyor ki ‘Başbakanla, Cumhurbaşkanı çatışırsa ne olur? diyor. Zaten bizde bundan dolayı sistemi değiştiriyoruz” dedi.

    “Referandum sürecinde CHP’nin dili nasıl yumuşadı görüyor musunuz”

    CHP’nin siyaset dilinin yumuşadığını dile getiren Bakan Işık, “İktidar olmak için artık yüzde 20 alırım, benden çok oyu alan olmaz ise birinci parti ve başbakan olurum dönemi kapanıyor. İktidar olmak için en az yüzde 50 gerekiyor. Şimdi demokrasi de yüzde 50 oyu almak kolay değil. Yüzde 50 oy almak için kendi tabanın dışında başka tabanlara da mesaj vermek zorunlu. Bakın CHP’nin dili nasıl yumuşadı görüyor musunuz. Sayın Cumhurbaşkanım, AKP yerine AK Parti, biz inançlı insanlara da saygılıyız diyorlar. Başörtülü kızlarımızla da fotoğraf çektiriyorlar, her zaman böyle olsanıza. Niye yüzde 50’ye ulaşması gerekiyor. Onun için bundan sonra siyasetinde dili yumuşayacak” diye konuştu.

    Toplantının devamı basına kapalı olarak devam etti.

  • Bakan Özlü’den CHP’ye ziyaret

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, referandum çalışmaları kapsamında Düzce’de yaptığı ziyaretler sırasında CHP Düzce İl Teşkilatını da ziyaret etti.

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, Düzce ziyaretinde Muhtarlar Derneğini ziyaret ederek, köy ve mahalle muhtarları ile bir araya geldi. Muhtarların sorunlarını dinleyen Bakan Özlü, daha sonra dernek lokalinin alt katında bulunan CHP Düzce İl binasına girerek İl Başkanı Zekeriya Tozan ve CHP’lileri ziyaret etti. Bakan Özlü, ziyaretin nezaket ziyareti olduğunu ifade ederek, “Kurban Bayramı’nda sizi ziyaret ettim. Farklı siyasi kadrolarda olmamıza rağmen hepimiz Düzce için çalışıyoruz. Bize bir dosya getirdiniz. Danışmanlarımdan birisi sordu, ’Bu CHP’den geldi, ne yapacağız.’ Yapılabilirse yapacağız dedim. Düzce’de siyaseti daha farklı yapacağız. Siyasete girerken amacımız Düzce’deki siyaset kalitesini arttırmaktı. Görüşlerimiz farklı olabilir. Aynı görüşe sahip olsak aynı partide olurduk. Ayrı partilerden olmamız ve ayrı görüşleri taşımamız Düzce için çalışma azmimizi, kardeşliğimizi engellememesi lazım. Size ziyarette bulunmak ve hatırınızı sormak istedik. Siyaset dışında bir ziyaret yaptık” dedi.

    CHP İl Başkanı Zekeriya Tozan ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “İçimizde olduğunuz için onurluyuz. Siyasete getirdiğiniz bu yumuşak üsluptan memnuniyet duyuyoruz. Kurban Bayramı’nda partimizi ziyaret etmenizden memnun olduk. Sokakta karşılaşınca birbirimize bakacağız. Yumuşak bir üslup Düzce’ye moral getirecektir. Bunu başlatan kişi olarak bence iyi bir iş yaptınız” diye konuştu.

    CHP İl Başkanı Tozan, Düzce’nin hava kirliliği ile ilgili bir dosya sunduklarını belirtti. Bakan Özlü de bununla ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, konu ile ilgili bilgiler verdi. Sohbet havasında geçen ziyaretin ardından Bakan Özlü ve beraberindekiler Düzcespor’u ziyaret ettiler. Bakan Özlü, burada yaptığı konuşmada Düzce’ye bir stat yapılacağını bildirdi. Bakan Özlü, ayrıca yerel televizyon kuruluşlarını da ziyaret etti.