Etiket: Chpye

  • Mahir Ünal’dan CHP’ye cevap

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Biz burada evcilik oynamıyoruz. Biz burada bir taraftan 4 tane terör örgütü ile mücadele edeceğiz, bir taraftan 15 Temmuz işgal girişiminin yaralarını sarmaya çalışacağız, bir taraftan da sözde siyaset yapıyormuş gibi görünün terör sevici Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi ile uğraşacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezinde yapılan MKYK toplantısı sonrası açıklama yapan Parti Sözcüsü Mahir Ünal, toplantıda ele alınan konulara ilişkin bilgi verdi, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi.

    “Çocuk istismarına yönelik düzenlemenin imzaları tamamlandı, önümüzdeki hafta Meclise sevk edilmesi planlanmakta” açıklamasında bulunan Mahir Ünal, CHP’nin partilerine yönelik yaptığı eleştirilere cevap verdi.

    “Kılıçdaroğlu, son derece bölücü ve çirkin bir dil kullanmıştır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sanatçılarla birlikte sınır karakoluna yaptığı ziyarete ilişkin eleştirilere de cevap veren Ünal, “Ana muhalefet partisinin hem sanatçılara hem de siyaset kurumuna dönük son derece çirkin saldırıları oldu. Özellikle sanatçılarımıza dönük kullanılan ifadeler son derece çirkin ve terbiye dışı ifadelerdi. Sanatçılarımız oraya bu devletin Cumhurbaşkanı ile vatan, millet ve bayrak sevdalarından dolayı gittiler. Bir görevi ifa ettiler. Kendi vicdanlarında hissettikleri bir sorumluluğun sonucu olarak bunu yaptılar. Toplumu ‘halkın polisi, sarayın polisi’, ‘halkın 15 Temmuz’u, sarayın 15 Temmuz’u’, ’15 Temmuz şehidi, terör şehidi’ gibi ayıran Kılıçdaroğlu, şimdi de ‘halkın sanatçısı, sarayın sanatçısı’ gibi son derece bölücü ve çirkin bir dil kullanmıştır. Adeta terörü destekleyen, terör seviciliği yapan, açıklamaları ile bu ülkenin hukukuna, anayasasına, bütün ülkelerin hassas olduğu evrensel hukukun şiddete ve teröre dönük duyarlılığına rağmen terör sevicilere hamilik yapan, ‘bir gerillayı ya da annesini oynamak istiyorum’ diyerek PKK’yı ve terör seviciliğini adeta ifşa eden sanatçı benzerlerine sahip çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, acaba bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı ile birlikte sanatçıların, teröristlerle mücadele eden ve bölgeyi terörden temizleyen Mehmetçiğin ziyaret edilmesinden neden rahatsız olduğunu biz çok iyi biliyoruz” diye konuştu.

    “Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin faşist ve darbeci anlayışı bir kez daha ortaya çıkmıştır”

    “Onlar 6-7-8 Ekim olaylarında 50 kişinin üzerinde insanın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren, Kandil’den talimat alan, şuanda hapiste bulunan bir partinin eş başkanını ziyarete gitmeyi sorun olarak görmezler, ama PKK ile mücadele eden Mehmetçik ile birlikte olmaya giden sanatçıyı sorun haline getirirler” açıklamasında bulunan Ünal, siyaset kurumunun milletin iradesini devlete taşıyan yapı olduğunu kaydederek, “Şimdi siz Zeytin Dalı’nı, Fırat Kalkanı’nı siyasetin başarısı olarak görmeyecekseniz bunu neyle açıklayacaksınız. Devletin kendi başına yaptığı bir şey olarak göreceksek o zaman siyaseti, demokrasiyi nereye koyacağız. CHP’nin darbeci, faşist aklı siyasetten nefret ettiği için, milletin temsilcisi olan siyasetçilerden nefret ettiği için, maalesef sanki TSK’mız, ordumuz bu işi kendi başına gitmiş yapmış gibi siyasi iradeyi yok saymaktadır. Zeytin Dalı’da, Fırat Kalkanı’da bu milletin yetkilendirdiği siyasi iradenin başarısıdır. Bunu kabul etmek zorundadır CHP. Ama CHP7nin aklı darbeci, faşist bir akıl olduğu için milletin yetkilendirdiği, milletin emrinde olan devlet aygıtının, kahraman ordumuzun milletimizle beraber siyasi iradenin emri ile hareket ettiğini kabul etmez. Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve siyasetimizin başarısıdır bu, diplomasideki, askeri alandaki başarıdır bu. Ordumuzla birlikte yürüttüğü başarıdır bu. Burada normal olan başarıyı taktir etmektir. Anormal olan ise bu başarıyı karalamaktır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin bu yaklaşımda da faşist ve darbeci anlayışı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sanatçılara dönük ifadelerinde öfke, kin nefret bir kez daha ortaya çıkmıştır” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’yi yalan, kin, nefret, iftira temelinde siyaset yapanlar kutuplaştırmaktadır”

    İktidar olarak sorumlu davrandıklarının altını çizen Ünal, “Bizim testimiz süt dolu, onların testisi boş olabilir. Testimiz çarpışırsa bu milletin kazanımları kaybolur diye düşünüyoruz ve sorumlu davranıyoruz. Ama bizim bu sorumlu davranmamış şu anlama gelmiyor, Kemal Kılıçdaroğlu’nun her grup toplantısında istediği rahatlıkta bize hakaret etmesi, tehdit etmesi, militan olarak tanımladığı küçük bir azınlıkla bu milletin yetki verdiği hükümeti gayri meşru ilan etme hakkını Kemal Koılıçdaroğlu’na vermiyor. Birileri bize diyor ki, ‘siz iktidar olarak toplumu kucaklayın.’ Bize hakaret eden, küfreden, her türlü yalanı, iftirayı söyleyenlerle biz nasıl kucaklaşacağız. Bunu kendisinde bir hak olarak gören, Cumhurbaşkanımızın şahsına, ailesine, AK Parti siyasetine hakareti, aşağılamayı kendisine yöntem haline getirenlerle biz nasıl anlaşacağız. Türkiye’yi kim kutuplaştırmaktadır, Türkiye’yi yalan, kin, nefret, iftira temelinde bu söylemle siyaset yapanlar kutuplaştırmaktadır. Şunu da bilmeleri gerekir, biz 15 Temmuz cehenneminden çıktık, 17-25 Aralık yargı darbesini bertaraf ettik. Tehdit ettikleri bu milleti temsil eden siyasi irade 15 Temmuz cehenneminden çıkmıştır. Biz kendilerinden korkacak, tuhaf tiyatral tehditlerinden çekinecek, ettikleri hakaretlerden geri duracak değiliz. Biz onlara aynı şekilde cevap vermesini biliriz. Eğer CHP’nin simetrisinde biz onlara cevap verirsek bu seviyesizlik bu topluma da zarar verir. Bizi onların seviyesine inmiyorsak, onların dili ve üslubu ile konuşmuyorsak bu onlardan çekindiğimiz ya da söylediklerini onayladığımız anlamına gelmiyor. Bir ülke düşünün ki, bu ülkede bir siyasi parti terör ve teröristlerle işbirliği yapacak, teröristlerini dilini ve söylemini kullanacak, bu ülkenin Afrin’de mücadele ettiği terör örgütü ile açık, fiili, sözlü işbirliğinde bulunacak, PKK’nın cenazelerine katılacak, FETÖ‘nün sözcülüğüne soyunacak, AK Parti karşıtı bütün uluslararası lobilerin, türkiye düşmanı bütün yapılan dili ve söylemi ile konuyacak, sonra kalkacak sözcüleri, Genel Başkanı bu milletin seçtiği Cumhurbaşkanına, hükümete hakaret edecek ve bunu kendisinde bir hak olarak görecek, öyle bir ülke ve dünya yok. Buna müsaade etmeyiz. Bu kadar seviyesizliğe, pespayeliğe müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı.

    “Biz burada evcilik oynamıyoruz”

    Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkıp ağzına geleni saydığını belirten Ünal, “Adeta antideprasan kullanmış, sakinleştirici almış bir ruh hali ile gülerek her türlü ağır hakareti, çirkin ifadeyi kullanıyor, sanatçılara hakaret ediyor, işine gelmediği zaman hukuka hakaret ediyor, her türlü hukuksuzluğu yapma hakkını kendisinde görüyor, o hukuksuzluğu yaptığı zaman ‘ben bu hukuku tanımıyorum’ deme hakkını kendinde görüyor, bu kadar konfor, bu kadar rahatlık siyasette olmaz. Hadi muhalefet olarak sorumluluk almıyor olabilirsiniz, biz burada evcilik oynamıyoruz. Biz burada bir taraftan 4 tane terör örgütü ile mücadele edeceğiz, bir taraftan 15 Temmuz işgal girişiminin yaralarını sarmaya çalışacağız, bir taraftan da sözde siyaset yapıyormuş gibi görünün terör sevici Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi ile uğraşacağız. Eğer bu ülkede siyaset yapıyorlarsa siyaseti adabını, edebine uygun dil ve üslup ile yapmak durumundalar. Kimse bize hakaret etme, bizimle ilgili tekrar yalanları ve iftiraları kamuoyunun önünde parmağını sallayarak söyleme hakkına sahip değildir. Kendilerinin adeta hakaret etme hedefine oturmuş bir iktidar yok. Biz bu güne kadar verdiğimiz siyasi mücadeleyi, hukuk zemininde vereceğiz, ama müsaade etsinler insanında bir sabrı var, sabır taşı olsa çatlar. Her gün aynı hakaretler, yalanlar, siyaseti, Türkiye’nin gündemini rehin alıyorsunuz, yalanlarınızla iftiralarınızla, tehditlerinizle bunu yapıyorsunuz ve bunun da bir hak olduğunu söylüyorsunuz. Böyle bir hak yok. Bizler de artık CHP’nin yalanlarına cevap vermekten, hakaretleri ile ilgili dava açmaktan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun hezeyanlarında, histeri krizlerinden bıkmış usanmış durumdayız. Türkiye böyle bir muhalefeti hak etmiyor. Türkiye FETÖ ağzı ile konuşan bir muhalefeti hak etmiyor. Türkiye terör sevici hak etmiyor. Atatürk’ün partisi böyle bir siyaseti hak etmiyor. Ben buradan gerçek CHP’lilere sesleniyorum, lütfen bu duruma artık el koysunlar, bu durum patolojiyi de geçti, mitomaniyi de geçti, bu artık Türkiye’yi geren, siyaseti rehin alan, Türkiye’nin gerçek gündemini rehin alan bir hale geldi. Lütfen bu ifadelerimi yadırgamayın. Çünkü biz gerçekten büyük bir sabır ile iktidar olmanın getirdiği sorumlulukla hareket etmeye çalıştıkça karşımızdaki ana muhalefet adı altında güya sözde siyaset yapan terör sevici Kılıçdaroğlu ve arkadaşları her gün bir hukuksuzluk, tehdit, Türkiye aleyhine yeni bir kumpasın, kulaklarına sufle edilen talimatın eylemcisi gibi davranıyorlar. Bunun da tahammül edilebilir bir hali kalmamıştır” açıklamasında bulundu.

    “Hakim ve savcıların onuru ve haysiyetiyle oynayanlar neyin hesaplaşmasını yapacaklar”

    Kılıçdaroğlu’na açılan dava ile ilgili CHP’lilerin hukuk davası olması yönündeki taleplerinin sorulması üzerine Ünal, “Davaın nasıl açılacağına hukukçularımız karar verir. ‘Bu ülkede mahkeme yok, hukuk yok, adalet yok, can ve mal güvenliği yok’ diyerek Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürenler, ‘hukuku kabul etmiyoruz’ diyenler, ‘hakim ve savcılar iktidardan talimat almaktadır’ diyenler, hakim ve savcıların onuru ve haysiyetiyle oynayanlar neyin hesaplaşmasını yapacaklar” dedi.

    “CHP’nin derdi şeker değil, şeker fabrikalarında çalışan işçilerin hakkını korumak değil”

    Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili soruya cevap veren Ünal, “2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmış, 2008’de programa alınmış, 2012’de özelleştirmek için harekete geçilmiş ve ertelenmiş, şimdi ise özelleştirmek için alınan karar ve yapılan düzenleme etrafında bugünde ihalesi yapıldı ve KİK’in şeffaf bir şekilde kameraların önünde gerçekleşen ihaleyi CHP’li milletvekilleri hukuksuz bir şekilde maalesef bastılar. İhaleyi basmayı ve şeffaf bir şekilde gerçekleştiren bir ihaleye fesat karıştırmak olarak değerlendirebiliriz. Her türlü hukuksuzluğu, anayasaya aykırı davranışı kendileri için hak gören bu sözde milletvekilleri, çünkü milletin vekaletini almak demek, gidip anayasaya, hukuka aykırı bir şekilde, bir ihaleyi basmak değildir. Bizden önceki özelleştirmelere bir bakın, özelleştirmeler yapıldığında özelleştirilen devlet işletmelerindeki personel kapının önüne konulurdu, biz iktidara geldikten sonra özelleştirmeye bir düzen getirdik. Kamu yararını, milletin menfaatini, çalışan insanların haklarını korumak için düzenlemeler yaptık. Son özelleştirme ile birlikte şeker fabrikalarında çalışan bütün işçilerin haklarını güvence altına aldık, parçan üreticisinin kotasından üretimine kadar güvence altına aldık. Gıda güvenliği açısında nişasta bazlı şekerler üzerinden ciddi bir kara propaganda yürüttüler, yüzde 10 olan kotayı yüzde 5’e çektik, şeker üretimini teşvik ettik. Devletin alması gereken bütün tedbirleri ve önlemleri aldık. CHP’nin her konuda olduğu gibi bu konuda da derdi şeker değil, derdi şeker fabrikalarında çalışan işçilerin hakkını korumak değil, muhalefet yapmak da değil, CHP’nin derdi yaptığı düşmanlığa yeni bir gerekçe ve sebep oluşturmaya çalışmak” diye konuştu.

    “Aynı terör örgütüne sempati duymaları açısından aralarında ciddi bir ortaklık söz konusu”

    Muhalefetin ittifak formülüne ilişkin konuşan Ünal, “Muhalefetin ittifak formülünü n ne olduğuna dair bir şey söylemediler. CHP ile HDP arasında zaten geçmişten gelen fikri ve düşünsel işbirliği var. Her ikisi de ruh ikizi gibi hareket etmekte ve davranmakta, tepkileri ve refleksleri aynı, sempatileri de aynı. Aynı terör örgütüne sempati duymaları açısından aralarında ciddi bir ortaklık söz konusu. HDP’nin şuanda hapiste olan eş başkanı ile görüşmeleri de yaptılar. Bu görüşmenin siyasi bir görüşme olduğunu deklare ettiler. Önümüzdeki süreçte kendilerinin deklare ettiği ve anlattığı bir ittifak üzerinden biz de değerlendirmelerimizi yapacağız” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da CHP’ye sızan FETÖ şüphelisi itirafçı oldu

    Bursa’da CHP’nin Nilüfer İlçe Gençlik Kolları’na sızan FETÖ şüphelisi, örgütten aylık 2 bin 200 lira aldığını itiraf etti.

    Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri, geçtiğimiz aylarda CHP Nilüfer İlçe Gençlik Kolları üyesi Ali T.’nin bylock kullanıcısı olduğunu belirleyip, gözaltına almıştı. Yapılan operasyonun ardından hesap makinesi görünümlü program ele geçirilen şüpheli tutuklandı.

    Cumhuriyet Başsavcılığı Ali T., hakkında Bursa 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 10 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açtı. Ali T., ise etkin pişmanlıktan yararlanmak için itirafçı oldu. 2011 yılında 2011 yılında Uludağ Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü’nü kazandıktan sonra Sakarya’dan Bursa’ya geldiğini ifade eden Ali T., ortaokul öğrencilerine ev abiliği yaptığını söyledi.

    Halit isimli cemaat abisi kendisine güzel anlamlı isim verilmesini söylediğini belirten Ali T., “Bende Şems ismini önerdim. Oda anlamı olmayacağını söyleyerek, Akşemsettin olmasını istedi. Daha sonra Şemsettin dedi. O günden sonra kendimi Şemsettin olarak tanıttım. 17-25 Aralık döneminden sonra kampa katıldım. Cansun Sarıyıldız’ın yanında il abisi yardımcısı Yavuz kod isimli kişi benimle özel görüşmek istedi. Siyaset yapıp yapmayacağımı sordu. İstemediğimi söyleyince Serdar ve Tahir kod isimli kişiler odaya girip, Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisi aboneliği varsa iptal ettirmemi, bundan sonra cemaatten kimseyle görüşmemem gerektiğini, cemaatteki insanlara tayinim çıktığını, söylediler. AK Parti yada CHP’den birine geçmemi söylediler. Ben de CHP’ye geçtim” dedi.

    “En fazla 2 bin 200 lira aylık veriyorlardı”

    2014 yılında CHP Nilüfer İlçe Gençlik Kollarına üye olduğunu anlatan Ali T., “İstanbul’da özel diksiyon, etkili sosyal medya kullanımı gibi kişisel eğitimler aldım. Bursa’da bir eve yerleştim. Ev ve cep telefonu giderlerim örgüt tarafından karşılandı. Aylık en fazla 2 bin 200 lira para alıyordum. Bu paranın bin lirası kira ve faturalar için, 500 lirası CHP’deki etkinlikler ve dışarıda yapmış olduğum harcamalar için, 250 lirası da iaşe bedeli olmak üzere toplam bin 750 lira para veriyorlardı. Daha sonra 2017 yılı içinde başka bir daireye taşındım. Kira fiyatları yüksek olduğundan dolayı en fazla 2 bin 200 lira veriyorlardı” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan insan hakları konusunda CHP’ye sert eleştiri

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün bize insan hakları konusunda eleştiriler getiren, sözde adalet yürüyüşlerine çıkan muhalefet partisinin geçmişi ise tarihimizin en utanç verici insan hakları ihlalleri ile bunlara verdiği desteklerle doludur” dedi.

    AK Parti Genel Merkezi tarafından düzenlenen 15 Temmuz ve İnsan Hakları Paneli’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan hakları konusunda CHP’yi eleştirdi. Erdoğan, “Ankara’dan İstanbul’a devlet korumasında yürüyenlerin adalet konusunda, özgürlükler ve insan hakları konusunda yaptıkları eleştirilerin hiçbir karşılığı yoktur. Böyle bir güvenlik ortamını hiçbir zaman size kimse sağlamazdı ama biz sağladık. Farkımız bu. Yürüyüşü de yaptın rahatça, mitingi de yaptın rahatça. Bunu sana biz sağladık” ifadelerini kullandı.

    “Ha DSP, ha CHP ne farkı var”

    AK Parti iktidarının Güneydoğu’da yaptığı yatırımları anlatan ve terör örgütünün yapılan yatırımları bombaladığını anlatan, bunun üzerine HDP’nin Kürtleri sokağa döktüğünü söyleyen Erdoğan, şimdi başka birilerinin de halkı sokağa çekmeye çalıştığını kaydederek, yurtdışına kaçan HDP’li milletvekillerinin aldıkları maaşların hak olmadığını söyledi. Merve Kavakçı’dan örnek veren Erdoğan, “Merve Kavakçı milletvekili seçildiği halde, şuanda ebediyette olan zat ‘atın bu kadını şu Meclisten dışarı’ diye Mecliste meydan okuyordu. Hangi zihniyetti o, işte bu CHP zihniyeti. Ha DSP, ha CHP ne farkı var. O günden bu güne hak ihlalinden öte vatandaşlıktan da çıkarttılar. Asıl insan hakları ihlali bu” diye konuştu.

    “Yürüyüşü de yaptın rahatça, mitingi de yaptın rahatça. Bunu sana biz sağladık”

    “Bugün bize insan hakları konusunda eleştiriler getiren, sözde adalet yürüyüşlerine çıkan muhalefet partisinin geçmişi ise tarihimizin en utanç verici insan hakları ihlalleri ile bunlara verdiği desteklerle doludur” açıklamasında bulunan Erdoğan, geçmişten de örnekler vererek CHP’yi sert dille eleştirdi. Erdoğan, “Bunlar Menderes ve iki arkadaşı ipe gittiği zaman alkışlayanlardan değil miydi? Biz parlamentonun kahir ekseriyetine sahip olduğumuz bir dönemde AK Parti olarak bizi kapatma girişimine girdiklerinde o dönemde CHP’nin Genel başkanı, şuanda da milletvekili ‘Ankara’da yargıçlar var’ diyordu. Böyle bir parti kapatılacak, sen, ‘Ankara’da yargıçlar var’ diyorsun. Çünkü hayatları hep böyle geçmiş. 28 Şubat döneminde Türkiye belki de dünyanın en barışçıl eylemine sahne oldu. Milyonlarca insan İstanbul’dan başlayarak Anadolu’ya kat edecek şekilde el ele tutuşarak kızlarımıza başörtüsü konusunda uygulanan zulmü protesto etmeye karar vermişti. Bu eylem Bolu’da devlet şiddeti ile engellendiğinde şuanda insan hakları havarisi kesilen CHP’liler mağdurların değil, yine zalimlerin yanında saf tutmuştu. CHP Genel başkanına yürüyüşünde eşlik eden dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü ile bu partide milletvekilliği, yöneticilik yapmış pek çok isim bu dönemde uygulanan zulümlerin sembol isimleriydi. Bugün Ankara’dan İstanbul’a devlet korumasında yürüyenlerin adalet konusunda, özgürlükler ve insan hakları konusunda yaptıkları eleştirilerin hiçbir karşılığı yoktur. Böyle bir güvenlik ortamını hiçbir zaman size kimse sağlamazdı ama biz sağladık. Farkımız bu. Yürüyüşü de yaptın rahatça, mitingi de yaptın rahatça. Bunu sana biz sağladık. Bak şuanda OHAL var, OHAL olmasaydı başka şeylerde olabilirdi, huzur içinde bunu yaptın, acaba bir teşekkür geldi mi? Gelmez onların kitabında bu yok. Bu partinin darbeler karşısındaki tavrını da biz çok iyi biliriz” şeklinde konuştu.

    Ahmet Türk’ün sağlık nedenleri ile serbest bırakıldığını hatırlatan Erdoğan, “Şayet böyle bir kara sicile sahip olmasaydı, o gün beraber yürürken bir tanesi de, Adalet Bakanımız da burada, çok hasta olduğu için Mardin Belediye Başkanı, hastalığı sebebiyle serbest bırakıldı, bu nasıl hasta, serbest bırakılıyor, yürüyüşte maşallah yürüyor. Sayın Bakan, bunlar tam teşekküllü hastaneden rapor almıyorlar mı, rapor aldılar mı, bu raporu size gösterdiler mi, nasıl bunlara bence çıkma izni verildi. Bunlar kontrollü göz hapsinde olması gerekirdi. Milletinin yanında saf tutmuş olsaydı bu partinin yaptığı itirazlara, gerçekleştirdiği eylemlere başka bir gözle bakabilirdik. Biliyoruz ki, bunların amacı kesinlikle adalet değildir, insan hakları değildir, özgürlükleri savunmak değildir. Bunlar FETÖ gibi, PKK gibi terör örgütlerini ve onların destekçilerini arkalarına alarak ülkedeki meşru hükümeti, meşru siyasi düzeni yıpratmanın peşindedir. Milletimiz bunlara itibar edip ülke yönetimini teslim etmiyor. Benim milletim hiçbir zaman bunlara bu ülkede iktidar şansı vermeyecek. Milletten alamadıkları yetkiyi kaosla elde etmenin hesabı içindeler. Milletin vermediği emaneti terör örgütleri ile kol kola girip gaspetmenin peşindeler. Başaramayacaklar. Bunlar 2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de benzen yollara tevessül etmişlerdi. Bunlar 2013 yılında Gezi olaylarında da aynı umuda kapılmışlardı. Bunların gözleri 2014 mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 7 Haziran 2015 seçimlerinde de aynı hevesle parlamıştı. Milletimiz her defasında kendilerine sandıkta hadlerini bildirdi ve yerlerine oturttu” ifadelerini kullandı.

    “Aslında ülkemize Nobel Barış Ödülü verilmesi gerekir”

    15 Temmuz darbe girişiminin nasıl bir şiddet, nasıl bir insan hakları ihlali olduğunu anlamak için o gece ile ilgili görüntülere, fotoğraflara ve şahit ifadelerine bakmanın yeterli olacağını söyleyen Erdoğan, “Türkiye’nin yaşadığı bu travmanın yüzde 1’ine dahi maruz kalmamış ülkelerin verdikleri tepkilerle bizim uygulamalarımızı yan yana getirdiğinizde aslında ülkemize Nobel Barış Ödülü verilmesi gerekir. Tabi Nobel Barış Ödülü de sipariş üzere verildiği için buraya böyle bir ödül gelmez” dedi.

    “Amerika’ya bakıyorsunuz, Batıya bakıyorsunuz, tek tip özel cezaevi elbisesi ile duruşmaya giderler”

    Cezaevlerindeki işkence iddialarının yalan olduğunun, mahkemeler başladığında güya işkenceye maruz kalanların gayet gürbüz bir şekilde, takım elbiseleri ve tüm çirkeflikleri ile arzu endam ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Ama Amerika’ya bakıyorsunuz, Batıya bakıyorsunuz, tek tip özel cezaevi elbisesi ile duruşmaya giderler. Bunları da görüyoruz. Ölümcül hasta denilenlerin ne kadar sağlıklı olduğuna hep beraber şahitlik ettik” diye konuştu.

    “OHAL’a hala ihtiyacımız var”

    Pazartesi günü MGK toplantısı olacağını belirten Erdoğan, “OHAL’i masaya yatıracağız ve teklifimizi hükümetimize yapacağız. Şuandaki görünümle bizim OHAL’a hala ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye sert tepki

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin adalet söylemi altında gerçekleştirdiği yürüyüşe tepki göstererek, “Teröristler için 450 km yürüyenler, şehitler için 4.5 dakikalarını ayırıp bir Fatiha okudular mı? FETÖ’cülükten, PKK’cılıktan diğer terör örgütleri ile irtibatlarından dolayı kamudan atılanları savunmak için gösterdikleri gayreti terör örgütlerinin kurbanları için ortaya koymuş olsalardı bunların samimiyetlerine inanmamız mümkün olabilirdi” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Anma Etkinlikleri kapsamında, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından hazırlanan ‘15 Temmuz 2016 Milli İradenin Zaferi’ kitabının tanıtım töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin yürüyüşüne tepki göstererek, “Teröristler için 450 km yürüyenler, şehitler için 4.5 dakikalarını ayırıp bir Fatiha okudular mı? FETÖ’cülükten, PKK’cılıktan diğer terör örgütleri ile irtibatlarından dolayı kamudan atılanları savunmak için gösterdikleri gayreti terör örgütlerinin kurbanları için ortaya koymuş olsalardı bunların samimiyetlerine inanmamız mümkün olabilirdi. Ama ortada terörist sevicilikten, iftiradan fitne çıkarma gayretinden, süslü kelimelerin altına gizlenmeye çalışın sinsi niyetlerden başkan bir şey yok. Utanmadan, arlanmadan yaptıkları yürüyüşü 15 Temmuz ile bir tutmaya çalışıyorlar. Size Yenikapı için sana davet gönderdiğimde son ana kadar gelmeyeceğini söyledin. Ondan sonra da 7 Ağustos buluşmasıyla ilgili olumsuz açıklamalarda bulundun. Oradaki hava sana uygun değildi çünkü. 15 Temmuz’u televizyon karşısında karşıladıkları için darbe girişiminin nasıl bir şey olduğundan haberleri yok” açıklamasında bulundu.

    “Bizim için Çanakkale şehitlerimiz neyse 15 Temmuz şehitlerimiz de odur”

    15 Temmuz anma etkinlikleri ile ilgili sürecin başladığını hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Bizim için Çanakkale şehitlerimiz neyse 15 Temmuz şehitlerimiz de odur. Tüm dünyanın gördüğü darbeyi bir tek CHP Genel Başkanı ve avanesi fark edememiştir. Şimdi ne diyorlar; ‘OHAL kalksın, hapishaneler boşaltılsın, mahkemeler boşaltılsın’ diyenler. Milletin 15 Temmuz’unda yer almayan, o gece de olup, bitenlerden haberi olmayanlardır. CHP Genel Başkanı’nın söylediği sözler şehitlerimize ve geride bıraktığı emanete saygısızlıktır. Gazi Meclisimize, yargıya, hükümetimize saygısızlıktır. CHP Genel Başkanı’nın yaptıklarından ve söylediklerinden mutlu olanlar kimlerdir biliyor musunuz? FETÖ’cülerdir, PKK’lılardır. Zaten Kandil’den öyle demiyor mu? Memnuniyetlerini, desteklerini bildiriyor. Ben buradan CHP’ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, Kandil’den bu yürüyüşü alkışlayanlarla beraber misiniz?”

    Mahkemelerin, darbecilere, teröristlere ve onları desteklemek isteyenlere, hukuk içinde cezalarını verene kadar davaların süreceğini kaydeden Erdoğan, “Türk milletine silah doğrultan, Türkiye’ye ihanet eden herkes hak ettiği dersi alacak. OHAL uygulaması terör örgütleri ile mücadele için ülkemizin ihtiyacı kalmadığı güne kadar sürecektir. İstikrar ve güven ortamını garanti altına almak terör örgütleri ile daha etkili mücadele etmek için getirilmiş olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine 2019 seçimleri ile birlikte geçeceğiz. 2023 hedeflerine ulaşacağız” dedi.

    Erdoğan, savunma sanayinde yapılan atılımlar ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin, silah, donanım ve teknolojik altyapı bakımından dışa bağımlı olmaktan kurtarılacağını belirtti.

    “Biz 80 milyon ile tek milletiz”

    “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” vurgusu yapan Erdoğan, “Bu Kılıçdaroğlu, bunu bile anlamadı. ‘Bu bir terör örgütünün işareti’ diyor. Terör örgütünün tek millet diye bir derdi olur mu? Tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye bir derdi olur mu? Bu ne büyük gaflettir. Arapçayı zaten hiç bilmiyor. Bu Rabia’dır. O’nu da bilmiyor ama dinleye, dinleye öğrenecek. Biz 80 milyon ile tek milletiz. Biz şu eşsiz bayrağımız ile tek bayrağın sahibiyiz” şeklinde konuştu.

    “AB’nin dayatmalarına eyvallah etmiyor, kendi şartlarımızla müzakereleri sürdürmekte ısrar ediyoruz” diyen Erdoğan, konuşmasını şu şekilde tamamladı:

    “Bunun için müttefik dediğimiz ülkelerin oldu bittilerine boyun eğmiyor. Kendi planlarımızı, programlarımızı hayata geçirmenin yollarını arıyoruz. Gezi olaylarında mesele ‘Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?’ diyorlardı ya. Elbette biz onların ne istediğini çok iyi anlamıştık. Onun için taviz vermedik. Şimdi bize mesele ‘Suriye, Irak, Libya, Katar FETÖ, PKK değil arkadaş sen hala anlamadın mı?’ diyoruz. Meselenin Türkiye olduğunu anlamayıp elinde pankartla Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlere Allah akıl, fikir, idrak etsin diyorum. Biz milletimizle meselenin istiklalimiz ve istikbalimiz olduğunu çok iyi anladığımız için mücadelemize kesintisiz bir şekilde devam edeceğiz. 15 Temmuz bu mücadelenin zirvesi ve sembolüdür.”

  • AK Parti’den CHP’ye bayram ziyareti

    AK Parti heyeti, Ramazan Bayramı dolayısıyla ana muhalefet partisi CHP’ye ziyarette bulundu.

    AK Parti heyeti, Ramazan Bayramı dolayısıyla CHP’ye ziyarette bulundu. AK Parti heyetinde Ankara Milletvekili Murat Alparslan ve AK Parti MKYK üyesi Nurten Güngör yer aldı. Bayramlaşma için gelen AK Parti heyetini, CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP Kadın Kolları MYK üyesi Zehra Eriç ve Gençlik Kolları MYK üyesi Genç Osman Killik karşıladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara Güvenpark’tan İstanbul Maltepe’ye başlattığı “Adalet Yürüyüşü’ partililer arasında sohbet konusu oldu.