Etiket: CHP

  • CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Tüm üreticilere sesleniyorum. Madem TMO bunu 24 liradan satıyorsa üretici fındık bahçesine girmeden önce TMO fındık taban fiyatını en az 25 lira olarak belirlemeli” dedi

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, Sakarya’da havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamadan sonra hiçbir önlem alınmadan enkaz toplandığını ve başka bir yere transfer edildiğini söyleyerek, “Patlamada 3 asker şehit oluyor. Bunların hakkını, hukukunu aramak bizim namus borcumuzdur”

    Fındığın stratejik bir ürün olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Dünyada bir numarayız. İhraç edildiği zaman tamamı geliyor. Yıllar yılı fındık üreticisini tekellerin eline bırakılmıştı. Şimdi bir yabancı firmanın eline teslime dilmiş durumda. TMO geçen yıl 14 liradan fındık aldı. Geçenlerde ilan verdi fındık satıyorum diye 14 liradan aldığı fındığı 24 liraya satışa çıktı. 400 bin ton fındık sattı. Şimdi fındığı yeni çıkacak olan 18-20 lira arasında olduğu söyleniyor. Tüm üreticilere sesleniyorum. Madem TMO bunu 24 liradan satıyorsa üretici fındık bahçesine girmeden önce TMO fındık taban fiyatını en az 25 lira olarak belirlemeli” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın sözlerine yönelik olarak, “Peki nasıl oluyor da MHP böyle bir kanun teklifinin ‘evet’ oyu verir. Bu sorunun cevabını tüm ülkücü kardeşlerime söylüyorum. Tüm milliyetçi kardeşlerime seslenerek söylüyorum. Vatanı bölmek değil birleştirmek esastır. Hangi gerekçeyle el kaldırdılar, merak ediyorum. Ülkücüleri vicdanın sesleniyorum, milliyetçilerin vicdanın sesleniyorum, bayrağını sevenlerin vicdanın sesleniyorum. Vatanını seven vicdanlara sesleniyorum. Nasıl olur da bu kanun teklifine evet dersiniz. Tarihinizi reddediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

  • CHP’li Develi: “Erdoğan ve AK Parti’nin yapabildiğini CHP yapamadı”

    CHP’li Develi: “Erdoğan ve AK Parti’nin yapabildiğini CHP yapamadı”

    24. Dönem CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, kurultay delegelerine seslenerek, “Baykal’ı kurultaya 10 gün kala indirerek bedel ödettireli 10 yıl oldu. CHP, Baykal’ın hala sırtında saplı duran o hançerin hesabını sormadığı, soramadığı sürece bu tür müdahalelere karşı savunmasız kalır. CHP’nin kendini savunamadığı bir iklimde Türkiye’nin bağımsızlığından söz etmek abesle iştigalden başka bir şey değildir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eskiye dair ne varsa çöpe atığını ifade eden Develi, “Ordusu, polisi, istihbaratı, yargısı, yasaması ve yürütmesi başta olmak üzere İHA’sı, SİHA’sı, tankı, topu, tüfeği, tabancası, ülkemizde Diyanet işleri Başkanlığı, diğer bütün örgütlenmesi ile Erdoğan artık devlet olarak cisimleşti. Ama, ülkemizde yaşananları, hedefe sadece Erdoğan’ı oturtarak okumak ve onu gönderirsek her şeyin güzel olacağını vaaz edenlerin, Erdoğan’ın tek elde topladığı mekanizmayı, kimin adına kontrol ettiğini, o devletin kimin çıkarlarını koruduğunu ve hangi sistemin sürekliliğini sağladığını açıklamaları gerekmiyor mu?” dedi.

    Erdoğan gidince yerine gelme iddiasında olanların vaat ettiği geleceğin ne olduğunu soran Develi, “Erdoğan öncesi dönemde de yoksulluk milyonları yakarken, işsizlik artarken, özelleştirme adı altında sermaye birikimleri sağlanırken asker, polis, istihbarat hangi düzeni, kime karşı savunuyordu?

    Siz hiç yoksulluğun, gelir dağılımı adaletsizliğinin, işsizliğin, özelleştirme adına yapılan talanların bu adaletsiz ekonomik sistemden kaynaklandığından, sorunun yürürlükteki rejimden değil, düzenin bizatihi kendisinden olduğundan bahsettiklerini duydunuz mu? Oysa, 1980 darbesi ile devlet mekanizmaları yenilenip değiştirilir, toplumun zihni altyapısı yeniden kurgulanır, medya yeni patronajlarla tahkim edilir ve yeni sermaye ya da servet birikim yöntemleri oluşturulurken de bunları yaşadık. 1994 Gümrük Birliği anlaşması, 1999 krizi bahane edilerek Kemal Derviş eliyle çıkarılan yasaların tamamı devlet içindeki yapıların, devleti kontrol eden sermayenin ihtiyaçlarına göre yapılan düzenlemelerdi” dedi.

    Develi şunları kaydetti:

    “Siyasi partiler de bunun birer parçasıdır. Menderes ve Demirel’e karşı askeri darbe, gelişlerinin aksine, sonradan sırtlarını NATO’ya döndükleri için yapılmıştı. Deniz Baykal da darbeyi aynı merkezden, ABD’nin istediği Irak teskeresinin engellenmesi ve yeni Türkiye’nin önündeki yolun açılması için yedi. CHP’nin tıkadığı o yolu, Baykal’ı yine böyle ’garantili’ bir kurultaya 10 gün kala indirerek ödettireli 10 yıl oldu. CHP, Baykal’ın hala sırtında saplı duran o hançerin hesabını sormadığı, soramadığı sürece bu tür müdahalelere karşı savunmasız kalır. CHP’nin kendini savunamadığı bir iklimde Türkiye’nin bağımsızlığından söz etmek abesle iştigalden başka bir şey değildir.

    15 Temmuz darbesi ise Erdoğan’ın “iç düzen pozisyonunda” saf değiştirmesi kaynaklı sert bir vuruştu. Erdoğan ve Ak Parti’nin yapabildiğini, Baykal ve CHP yapamadı. Bunlar Türkiye’nin hangi sistem içinde kalması gerektiğinin “hatırlatıldığı” dokunuşlardı. Bazen darbe, bazen muhtıra, bazen de ekonomik krizler bu tasfiye ve yeniden yapılanma süreçlerinin dinamiğini oluşturur. Kimilerinin iddia ettiği gibi devlet geleneği yerle bir edilmedi. Biçim değiştirse de esas açısından sürekliliği devam ediyor. Devlet görevinin başında ve sermayenin çıkarlarının kesintisiz olarak korunmaya devam etmesi için düzenin işlemesini sağlıyor. Başta Koç ve Sabancı ailesi olmak üzere uluslararası tekellerle bütünleşmiş TÜSİAD ve MÜSİAD sermayesinin Erdoğan’ın iktidarında servetlerini katladıklarını ve Erdoğan iktidarına yönelik bir kaç ’aman ha düzeni bozacak işler yapma!’ uyarısı anlamına gelecek ikazlarının dışında bir serzeniş bile duymamanız tesadüf olabilir mi?”

    “Ülkemizde yaşanan her şeyin sevabını-vebalini Erdoğan’a yazmak; hatta sosyal medyayı sınırlamasını gençlerle yaptığı bir programda aldığı dislike’larin like’lardan fazla olmasına yorumlamak, hadi cahillik demeyelim de, yanıltıcı olur” diyen 24. Dönem CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, “ Böyle zannedenler ya da bizim buna inanmamızı isteyenler, Erdoğan’ın ergen tavrı gösterdiğini, kızdığı için sosyal medyayı kısıtlamaya gittiğini sanıyorlar her halde. Yani diyeceğim o ki, şahıslara, isimlere, olaylara fazla anlam yüklemeyelim. Bunları konuşurken isimlerde, eylemlerde, tarihlerde kaybolmayalım. Tüm bu tartışmalar ışığında, Kurultay Delegeleri, partinin yönünü tayin edecek politikalara karar verecektir” ifadelerini kullandı.

  • CHP Grup toplantısı

    CHP Grup toplantısı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Bahçeli’ye soruyorum; Bu ülkenin bekasından bahsediyorsun. Etnik kimlik bağlamında bölünen baroyu nasıl savunacaksın. İnanç bağlamanda bölünen baroyu nasıl savunacaksın” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, devlet yönetiminde kinin, öfkenin, intikam alma duygusunun öne taşınması halinde devlet kurumunun yıpranacağını söyleyerek, “Devlet yönetiminde, adalet, hak, hukuk, bilgi, deneyim olması lazım. Siz ’bu benim rakibim, benim partimden ayrıldı, üniversite kurdu, üstelik bir de kurucusu. O zaman ben buna dersini vereyim’. Siz bugüne kadar pek çok üniversiteye birçok yardım yaptınız. Yardım yapılan hiçbir üniversiteye CHP olarak neden yardım yaptınız demedik. Bilime, teknolojiye, insana yatırım yapıyorsanız, biz buna karşı çıkmadık” ifadelerini kullandı.

    Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

    “Pırıl pırıl, hayatı sorgulayan, kimin doğruları kimin yanlışları söylediğini bilen bir kuşak. Çıktı, bunlara bir sürü laf etti ama bunlar gerekli dersi verdiler. Ben Erdoğan’a seslenmek isterim, sen Z kuşağı ya da Y kuşağından oy almak istiyorsan önce gençler ne istiyor onu bileceksin. Gençlerin beklentileri ne? Önce bunlara bir bakacaksın, ne istiyorsunuz diye soracaksın. Ben sana söyleyeyim üstelik ana muhalefet partisinin Genel Başkanı olarak söylüyorum. O kuşaktan oy alacaksan bu dediklerimi asla unutmayacaksın. Gençler asla baskıcı, dikta yönetimi istemiyorlar özgürlük istiyorlar. Sen bunu sağlayabilecek misin? Maskeyi kaldırabilecek misin? Tek adam rejimini sonlandırabilecek misin? Bunu yapacak mısın? Çünkü gençler diyor ki biz dayatmayı kabul etmiyoruz.”

    Adaletin en önemli ayaklardan birisinin avukatlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Hakim var, savcı var, avukat var, savunan üçünün olmadığı yerde adalet kurumu olmaz. Hangi rejim olursa olsun ister fakir zengin bu üç kural vardır. Tarihsel kimliği var. Baroların parçalanmasına itiraz ediyorlar, bölünmesin itiraz ediyorlar. Baroyu neden bölüyorsunuz niye ayrıştırıyormuşsunuz. Ne yaptılar? Yürüyüş yaptılar, Ankara’ya geldiler. Baro Başkanları yerde, arkada polis duvarı var. İktidarın yanında yer alan Barolar, iktidara karşı barolar, etnik kimlik anlamında bölünen Barolar, inanç bağlamında bölünen Barolar. Böyle Barolar oluşturmak istiyorlar. Sayın Bahçeli’ye soruyorum; Bu ülkenin bekasından bahsediyorsun. Etnik kimlik bağlamında bölünen baroyu nasıl savunacaksın. İnanç bağlamında bölünen baroyu nasıl savunacaksın” değerlendirmesini yaptı.

  • CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Barolar da hak arıyorlar, onlar da yürüyecekler. Anayasa gayet açık, silahsız ve saldırısız olduğu sürece hepsinin yürüme hakkı” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısı’nda konuştu. Kılıçdaroğlu, Babalar Gününe atıf yaparak, “Tüm babalar ne ister? Evlerinde huzur ister. Çocuklarının iyi bir eğitim almasını ister. Çocuklarım üniversiteye gidiyorsa, kimseye muhtaç olmadan iyi bir yurt isterler. Baba bir ailenin gölgesidir. Babanın gölgesi önemlidir. Babalarımızı bizim kahramanlarımız. Babalarımızla rahat konuşamazdık annelerimizle konuştuğumuz gibi, Anadolu’mun bir geleneğidir. Babalara duyulan derin saygının bir ifadesidir” ifadelerini kullandı.

    Avukatların kontrol altına alınmak istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Efendim kanun çıkacak? Neymiş baroları parçalayacaklar ya. Başka işin mi yok. Anayasaya göre Barolar tüzel kişiliği niteliğindedir. Yanı bir devlette iki tane Merkez Bankası olmaz. Aynı vilayette iki vali olmaz, iki kaymakam olmaz, iki Maliye Bakanı olmaz. Bir ilde de bir tane baro olur. Seçimle gelir” dedi.

    Avukatların yürüyüşüne ilişkin olarak Kılıçdaroğlu, “Biz Baroların yürüyüşünü saygı ile karşılıyoruz. Bu ülke en zor günlerde bile baskılara direndi. Barolar da hak arıyorlar, onlar da yürüyecekler. Anayasa gayet açık, silahsız ve saldırısız olduğu sürece hepsinin yürüme hakkı. Silahları mı var? Bir yere mi saldırdılar? Dünya böyle bir örnek görmedi, Türkiye de böyle bir örnek görmedi. Sonunda girişimler oldu, şimdi avukatlar yürüyorlar. Beni derinden sarsan olay ise Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın bu olaya karşı takındığı farklı tutumdur. Adalet, savunma. En başta o savunacak” değerlendirmesini yaptı.

  • CHP Erzurum kongresinde arbede

    CHP Erzurum kongresinde arbede

    CHP Erzurum İl Başkanlığı kongresinde başkanlığa aday olan Gazeteci Orhan Bozkurt, kürsüde konuşma yaptığı sırada saldırıya uğradı.

    Divan Başkanlığı’nı CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban’ın yaptığı CHP Erzurum İl Başkanlığı kongresinde konuşma yapmak için kürsüye çıkan Orhan Bozkurt, partisinin Erzurum’daki yüzünü değiştirmek için aday olduğunu belirtti. Konuşması sırasında salonda bulunan bir grup tarafından sözü sürekli kesilen Bozkurt, delege olmadıklarını ileri sürdüğü grupla sözlü tartışmaya girince tansiyon bir anda yükseldi. Mevcut Başkan Bülent Oğuz’u destekledikleri iddia edilen grup, daha sonra kürsüde konuşma yapan Orhan Bozkurt’un üzerine yürüdü. Orhan Bozkurt’la birlikte eşi Merve Bozkurt’a da saldıran grup, partililerin araya girmesiyle etkisiz hale getirilirken, seçime ise salonda yaşanan bu gerilimin ardından gidildi.

    Seçimi sadece 5 oyla kaybetti

    CHP Erzurum İl Başkanlığı’na aday olan Orhan Bozkurt, mevcut başkan Bülent Oğuz’a karşı girdiği seçimi sadece 5 oyla kaybederken, partililer ise kongrenin yenilenmesi çağrısında bulundu. Orhan Bozkurt ve eşi Merve Bozkurt’a saldıranların otelin güvenlik kamera kayıtlarından rahatlıkla tespit edilebileceğini dile getiren partililer, “Kongrenin başından beri Orhan Bozkurt’un adaylığına karşı bir tavır ve tutum sergilendi. Parti içi demokrasinin en hakim olduğu CHP’ye ne bu kongre, ne de yaşanan bu olay hiç yakışmadı. Parti genel merkezi bu duruma kayıtsız kalmamalı ve gerekeni yapmalıdır” dediler.