Etiket: Cezalarında

  • Ölçü aletleri cezalarında alt ve üst limit getirildi

    Ölçü aletleri cezalarında alt ve üst limit getirildi

    Erzurum Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından Ölçüler ve Ayar kanununda yapılan değişiklikler hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı.

    Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğinde düzenlenen toplantıya; Erzurum Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Rasim Fırat ile ilgili Meslek Odaları başkanları katıldı.

    Resmi Gazete’de 28.02.2018 tarihinde yayınlanan 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar kanununda yapılan değişikliklerle tüm ölçü aletleri için standart olan cezaların adil olması amacı ile alt ve üst limitler getirildi.

    Toplantıda ayrıca 3516 sayılı kanuna geçici olarak eklenen af maddesi ile 01.12.2018 tarihinden önce cezai duruma düşmüş ölçü aletlerinin kullanıcıları,28.2.2019 tarihinden itibaren 90 gün içerisinde ilgili makamlara başvuruda bulunmaları halinde cezai işleme uygulanmadan periyodik muayene yaptırarak mevzuata uygun halde kullanabilecekleri aktarıldı.

  • Katil eşler, hangi durumlarda cezalarında indirim olacağını Google’dan araştırıyor

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Toplumsal Farkındalık ve Sanat Kulübü ‘Kadına Şiddette Ceza İndirimi ve Kadınların Özsavunması’ başlıklı bir etkinlik düzenledi. Fatma Altınbaş Konferans Salonunda yapılan etkinliğe Avukat Feyza Altun konuşmacı olarak katıldı.

    Kadın cinayetlerinde ‘İyi hal indirimi’ ve ‘Haksız tahrik indirimi’ uygulanmasına karşı olduğunu söyleyen Avukat Altun, dava süreçlerinde yapılan indirimlerin tepki topladığını ve kamuoyundan gelen bu tepkilerin işe yaradığını belirtti.

    “Google’dan hangi hallerde indirim alacağına bakıyordu”

    “Eşine onu kızdıracak söz söylediği için kadın öldürülürse indirim uygulanmamalı” diyen Altun, “Toplumsal dönüşüm gerektirse de davalarda indirimlerin uygulanmaması kadın cinayetlerinde caydırıcı olacaktır. Örneğin bir davada karısını öldüren kocanın hangi hallerde indirim alırım diye Google’dan araştırma yaptığını gördük. Artık bu indirimler kanun maddesi olmaktan çıkıp kötü niyetle kullanılmaya başlandı. Eşlerini, sevgililerini, nişanlılarını veya kendilerini reddeden kadınları öldüren erkekler tarafından cezasızlık hali olarak alınıyor” dedi.

    Yasaların erkekler tarafından hazırlandığını o yüzden eril olduğunu ifade eden Altun, “Bu durumda yasalar daha çok erkeği koruyan, erkek bakış açısıyla yapılmış oluyor. Düşünün ki yakın zaman kadar ‘adam öldürme’ suçu vardı bu daha sonradan ‘insan öldürmeye’ döndü. Bu sebep kanunları ve kararları kadın hâkimler uygulasa dahi yasalar erkek egemen olunca dava sonuçları erkekler lehine çıkıyor. Bunun için biz mücadele etmeliyiz, tepki çok önemli ve yerini de buluyor” diye konuştu.

    “Kadınlar erkeklerin mülkiyeti değildir”

    “Siyasilerin söylemleri çok önemli çünkü halkımızın örnek aldığı ve çok sevdiği siyasetçiler var” diyen Altun sözlerine şöyle devam etti;

    “Yasaların indirim uygulanmadan bilfiil uygulanması ayrıca caydırıcı olacaktır. Ayrıca daha küçük yaştan itibaren anasınıfında, ilkokulda kadın erkek eşitliği ve cinsel eğitimlerin verilmesi gerekiyor ki kadın ve erkek hem kendi bedenini bilsin hem de karşısındakiyle daha bedeni bir ilişki kurabilsin. Bunların yanında kadınların erkeklerin mülkiyeti olma halinden vazgeçildiği zaman şiddet tabii ki de azalacaktır.”

    Konuya ilişkin açıklama yapan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Kavaklı Birdal, “Kadına yönelik şiddetin, erkeklerin kıskançlık sebebiyle ya da cinnet getirip yaptığı münferit olaylar değil; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan sistematik bir sorun olduğunu söyledi.

    “Medya kadına şiddet haberlerinde daha duyarlı olmalı”

    Toplumsal bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu belirten Birdal, “Kadına şiddetle toplumsal bir şekilde mücadele etmek gerekiyor. Basında bu haberlerin verilişiyle ilgili kullanılan dilden tutun da, mahkemelerde bunlarla ilgili verilen kararlara, toplumsal reddin ne şekilde uygulandığına kadar çok geniş bir alanda değerlendirilmesi gereken bir durum alsında. Kadına şiddet hiç kapanmayan ve gittikçe derinleşen bir yaradır” dedi.

    Kadına şiddet haberlerin medyada yer almasının farkındalık açısından olumlu olabileceğini fakat kullanılan dilin yanlış olduğunu dile getiren Birdal, “Görünür olma farkındalık olması açısından olumlu olarak değerlendirilebilir ama kullanılan dilde ciddi sorunlar görüyoruz. Yargılayıcı ve sanki kadının mutlaka bir sorumluluğu varmış gibi bir yaklaşım toplumsal algıyı olumsuz etkileyen şeyler. Örneğin haberde erkek şiddetine uğramış bir kadının açık adresi verilebiliyor, medeni hali eğer boşanmışsa bu altı çizilerek belirtiliyor. Kadının bedeni, yaralanmış, örselenmiş hali, pervasızca mahremiyet ihlal edilerek paylaşılıyor. Son kertede en temel hak olan yaşama hakkı kadınların elinden alınmış oluyor” açıklamalarında bulundu.

    “Hukuki uygulamalar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor”

    Hukuki uygulamaların toplumsal eşitsizliği derinleştirdiğini ve kadınların aleyhine uygulandığını söyleyen Birdal sözlerine şöyle devam etti;

    “Sonrasına baktığımızda daha acı bir tablo var aslında çünkü hukuki uygulamaların toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren ve kadınların aleyhine uygulandığını görüyoruz. Kadın katillerine uygulanan ‘Haksız tahrik ve iyi hal indirimi’nin öz savunma hakkını kullanan kadınlara uygulanmadığını görüyoruz. İnsanların hayatı tehlikeye girdiğinde, süregelen bir şiddet, baskı söz konusu olduğunda öz savunma kanunen tanınmış bir haktır. Bu sadece saldırıya uğrayan kişi için değil etrafındakiler için de bir yükümlülüktür aslında. O yüzden otobüste bir kadına şort giydiği için biri saldırdığında insanların duyarsız kalmaması, izlememesi gerekiyor.”

    Son olarak kadına şiddeti önlemenin mümkün olduğunu belirten Birdal, “Kadına şiddeti önlemek mümkün, yapılacak çok şey var. Feminist Hareketin, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun ve benzer sivil toplum kuruluşlarının bunu dillendirmesi, canlı tutması ciddi etki yaratıyor. Ama sistematik bir sorunla karşı karşıyayız, kendisini eğitimden tutun da yargıya kadar yeniden üreten cinsiyetçi yapı söz konusu. Öncelikle zihniyet değişikliğine ihtiyaç var, kadın ve erkekleri eşit vatandaşlar olarak gören bir yaklaşımla ancak ilerleyebiliriz” dedi.

  • Hgs Cezalarında Mahkeme Emsal Niteliğinde Karar Verdi

    Nevşehir’de özel bir nakliye firması sahibi olan, bugüne kadar 50 bin TL ceza ödeyen Zafer Çetinel, gelen cezalar sonrasında soluğu mahkemede aldı. Nevşehir’de HGS cezası için Pazarcık Sulh Ceza Mahkemesine itiraz eden Zafer Çetinel’in Avukatı Fazlı Koç’un itirazını yerinde bulan mahkeme, dorselere kesilen cezaların iptaline karar verdi. Avukat Fazlı Koç, “Bu karar Türkiye’de emsal gösterilecek bir karar” dedi.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Av. Fazlı Koç, “Bizim açtığımız dava TIR ve dorseler ile ilgili olarak kaçış geçişler ile ilgili bir davaydı. Biliyorsunuz TIR’lar ve dorseler geçişlerde iki plakaya sahiptir. Çekicilerin geçiş esnasında her ne kadar HGS okunuyorsa da arkadaki dorselerin plakaları HGS sistemi tarafından da okunuyor. HGS’lerde kaçak geçiş olarak görünüyor. Bundan dolayı bir çok nakliyeci ve şoför arkadaşlarımıza ceza gelmektedir. Buna ilişkin olarak biz Pazarcık Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuruda bulunduk. Pazarcık Sulh Ceza Hakimliği dorselere ilişkin olarak verilen cezayı iptal etti. Burada kanaatimce idari bir hata vardır. Dorseler motorlu araç niteliğinde değildir. Dorseler çekiciler ile birlikte bir motorlu araçtır. Bundan dolayı kesilen cezaların iptaline ilişkin olarak Pazarcık Sulh Ceza Mahkememizin verdiği bir karar var. Vatandaşlarımız da dorseler ile ilgili verilen cezayı Sulh Ceza Mahkemelerine başvurduklarında iptaline ilişkin bir karar çıkarttık. Bu emsal bir karardır. Bu kararı tüm şoför arkadaşlarımız kullanabilirler. Bunu kendi yöntemleriyle yapabilecekleri gibi internet sitemizden de ulaşabilirler’’ diye konuştu.

    Müvekkilinin bugüne kadar 50 bin TL üzerinde ceza ödediğini belirten Koç, “Müvekkilim 50 bin TL üzerinde bir HGS geçiş cezası ödedi. Bu HGS geçiş cezalarında HGS kartlarının dolu olmasına rağmen ödedi. En sonunda bundan idari başvuruları yaptı. İdari başvurularında bir sonuç alamamış ve sonra bize geldi. Biz bugüne kadar 200’ün üzerinde HGS geçiş cezalarına itirazda bulunduk” şeklinde konuştu.

    Araç sürücülerine de uyarılarda bulunan Av. Fazlı Koç, “Gelen ihbar kağıdının üzerinde de belirtildiği gibi belli bir sürenin içerisinde dava açmaları gerekmektedir. Sulh Ceza Mahkemeleri bu konuda yetkilidir” dedi.