Etiket: ‘Çeşitlilik

  • Kozan: “Biyolojik çeşitlilik, insanlar sebebiyle tehlike altında”

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Çankırı Şube Müdürü Hasan Kozan, biyolojik çeşitliliğin, insanlar sebebiyle tehlike altında olduğunu, artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun oluşturduğu baskının, dünyanın geleceğini tehlikeye attığını söyledi.

    Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi kapsamında Doğa Koruma ve Milli Parklar 9. Bölge Müdürlüğü Çankırı Şube Müdürlüğü tarafından Çankırı İlinin Karasal ve İç Su Ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi Çalıştayı gerçekleştirildi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda yapılan çalıştay saygı duruşu yapılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Doğa Koruma ve Milli Parklar Çankırı Şube Müdürü Hasan Kozan 2 yıllık bir çalışmanın sonuna geldiklerini belirterek, “İlimizde 30 Ekim 2015 tarihinde başlayan Biyoçeşitlilik Envarter Çalışması 2 yıl gibi uzun bir çalışmanın sonuna gelmiş bulunmaktadır. Bu çalıştay, projenin tanıtımı ve sonuçlarının paylaşması amaçlı yapılmıştır. Çalıştay ve izleme eğitimi 2 gün sürecek olup, 2 gün boyunca sunumlar ve izleme çalışması olarak arazi çalışması yapılacaktır” dedi.

    “Biyolojik çeşitlilik bizim yaşamımızdır”

    Kozan, biyolojik çeşitliliğin yaşam için önemli olduğunu aktararak, “Biyolojik çeşitlilik bizim yaşamımızdır. Dünyamızda insanoğlu tek değil, diğer canlılarla birlikte yaşmak zorundadır. Dünyamızda bizimle birlikte yaşayan bütün canlıların ve bu canlıların yaşam alanlarının korunması, en çok zarar veren biz insanoğlunun temel görevidir. Biyolojik çeşitlilik, biz insanlar sebebiyle tehlike altındadır. Artan nüfus ve kontrol edilemeyen tüketim arzusunun oluşturduğu baskı, kendimizin ve gezegenimizin geleceğini tehlikeye atmaktadır. Gerek tür çeşitliliği gerekse ekosistem çeşitliliği hepimiz tarafından ifade edilen gururla sunulan zenginlimizdir” şeklinde konuştu.

    Çalıştay 2 gün sürecek

    2 gün sürecek çalıştayın birinci gününde Hacettepe Üniversitesi Kuş Uzmanı Eren Ada, Hacettepe Üniversitesi Damarlı (Vasküler) Bitki Uzmanı Barış Özüdoğru, Ankara Üniversitesi Damarlı (Vasküler) Bitki Uzmanı İsa Başköse, Hacettepe Üniversitesi Büyük Memeli Uzmanı Burak Akbaba, Çankırı Karatekin Üniversitesi Küçük Memeli Uzmanı Tarkan Yorulmaz, Hacettepe Üniversitesi İç Su Balıkları Uzmanı Baran Yoğurtçuoğlu, Pamukkale Üniversitesi Sürüngen Uzmanı Doğan Sözbilen, Ordu Üniversitesi Çift Yaşarlar Uzmanı Onur Candan, Hacettepe Üniversitesi Tohumsuz Bitki Uzmanı Öyküm Öztürk ve Kırıkkale Üniversitesi Omurgasız Hayvanlar Uzmanı Tarık Danışman sunumlarını gerçekleştirdiler.

    Sunumların ardından katılımcılar alan çalışması yapmak için dün Alpsarı Gölü ve çevresini, Süleymanlı mevkisini, Tüney mevkisinde izleme çalışması gerçekleştirdi.

    Çalıştaya Vali Yardımcısı V. Murat Ertekin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Osman Çakır, Kültür ve Turizm İl Müdürü M. Kemal Karatatar, TKDK İl Koordinatörü Emre Akbıyık, daire amirleri, akademisyenler ve davetliler katıldı.

  • BM’de “Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü” 22 Mayıs’ta

    22 Mayıs’ta New York’ta bulunan Birleşmiş Milletler Konferans salonunda gerçekleştirilecek olan 1. Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü konferansında, Türkiye’nin turizm ve kültürel yönü ele alınacak.

    Her yıl 21 Mayıs’ta “Diyalog ve Kalkınma İçin Kültürel Çeşitlilik Günü” (World Day For Cultural Diversity For Dialogue and Development) olarak kutlanan etkinlik kapsamında bu yıl ilk defa “Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü2 adı altında Amerika’nın New York şehrinde bulunan Birleşmiş Milletler binasında bir konferans düzenlenecek. WOT Management organizasyonuyla gerçekleştirilecek olan 1. Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü; Birleşmiş Milletlere bağlı Bir El Ver Vakfı, Uluslararası Psikoloji Derneği ve Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla 22 Mayıs Pazartesi günü BM konferans salonunda yapılacak.

    Bu yıl ilk defa düzenlenecek konferansı gerçekleştiren başarılı Türk iş kadını ve AK Parti USA Kadın Kolları Başkanı Mine Anlar, BM 70.yıl kutlaması kapsamında dünya kültürlerarası diyalogun kurulması açısından çok önemli odluğunu ve çok önemli kişilerin konferansa davet edildiğini söyledi. Anlar, önemli bir turizm ülkesi olan Türkiye’nin Birleşmiş Milletler ’de yapılacak olan sanat, kültür ve turizmi birleştiren bir etkinlikte yer alması ülkemizin prestij ve tanıtım çabalarına büyük katkıda bulunacağını altını çizdi.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü Amerika Daire Başkanı Fatma Özsoy ise, BM gibi çok önemli bir yerde böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmanın gurur verici olduğunu belirtti. Konferansa, BM’nin önemli temsilciliklerinden UNESCO, DESA (Ekonomik ve Sosyal isler Başkanlığı), UN WTO (Dünya Turizm Örgütü) ve turizm sektörünün yanı sıra kültürel ve sosyal faaliyetlerde bulunan kurumlar ile sivil toplum kuruluşlar da davet edildi.

    2030 yılına kadar kutlanacak olan “Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü” etkinliğine; Türkiye, Etiyopya, Pakistan, Afrika ülkelerinden Surunam ve Jamaika’dan önemli katılımcılar yer alacak. Jamaika, ülke turizmini canlandırmak adına “Her Köy Bir İşyeridir” (Villages As Businesses) adı altında bir projenin tanımını yapacak.

    Konferans`a davet edilen isimler arasında; Jamaika Büyükelçisi Courtenay Rattray, Etiyopya Büyükelçisi Tekeda Alemu, Pakistan Büyükelçisi Maleeha Lohdi, Surinam Büyükelçisi Henry L. MacDonald, BM Toplumlar Birliği Başkan Danışmanı Dr. Hanifa D.Mezoui, dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Chris Rainer ve Perulu sanatçı Grimanesa Amores yer alıyor.

    Konferansa davet edilen önemli isimlerden biri de Kral Faysal’ın Torunu Prenses Dr. Nisreen El Hashemite. Ayrıca New York Manhattan Belediye Başkanı Hon Gale Brewer konferansta konuşmacı olarak New York’un Kültürel çeşitliğinden bahsedecek. 3 ana bolümden oluşacak konferansta “Kültürel Çeşitlilikte Barış”, “Bilim ve Sanat”, ayrıca “Kültürel Çeşitliliğin Turizme Olan Katkısı” ele alınacak.

  • Samsun’da Biyolojik Çeşitlilik İzleme Çalışmalarına Başlandı

    Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, Samsun’da 2016-2019 yılları arasında 5 tür bitki, 1’i endemik olmak üzere 3 tür memeli, 2 tür kuş, 2 tür iç su balıkları, 1 tür sürüngen, 1 tür amfibi ve 2 özellikli alanın izleneceğini söyledi.

    Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde başlatılan ‘Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi’ ile gizli kalmış zenginlikleri ortaya çıkarmaya başladıklarını belirten Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, “Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğümüze bağlı illerimizden biri olan Samsun ilimiz için bu proje tamamlanmıştır. Bilim adamlarının koordinasyonunda arazi, laboratuvar ve uygulama çalışmaları sonucunda ilimizin flora ve fauna envanteri çıkarılmıştır. Samsun’da literatür ve arazi çalışmaları sonunda 147’si endemik olmak üzere bin 784 damarlı bitkiler, 1’i endemik olmak üzere 51 tür memeliler, 362 tür kuşlar, 29 tür iç su balıkları, 12 tür sürüngenler, 9 tür çift yaşarlar, 376 tür tohumsuz bitkiler, 382 tür omurgasız hayvanlar olduğu tespit edilmiştir” dedi.

    Nadir, nesli tehlike altında olan gibi bitkilerin izlenmesi ve araştırılması için OMÜ ve Amasya Üniversitesi ile protokol imzaladıklarını ifade eden Kılınçer, “Samsun’un karasal ve iç su ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi sonucunda tespit edilen endemik, nadir, nesli tehlike altında olan ve ekonomik değeri olan flora ve fauna türlerinin izlenmesi araştırılması ve bu türlere yönelik tehditlerin belirlenmesi, biyolojik çeşitliliğin tür, habitat ve ekosistem düzeyinde gidişatı hakkında fikir sahibi olunması ve gösterge türlerin azalmasına veya yok olmasına sebep olan tehditler belirlenerek bu tehditleri ortadan kaldıracak çözümlerin ortaya konulması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı 11.Bölge Müdürlüğümüz ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve Amasya Üniversitesi arasında protokol imzalanmıştır. Ortak çalışmayı amaçlayan protokol OMÜ Rektör Vekili Prof.Dr. Sevilhan Mennan, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Orbay ile imzalanarak çalışmalar başlatılmıştır” diye konuştu.

    2016-2019 yılları arasında bitki, memeli, kuş ve iç su balıkları gibi birçok türün inceleneceğini belirten Kılınçer, “2019 yılına kadar devam edecek olan projede görev alan akademisyenler, Ekip Lideri İÇ Su Balıkları Uzmanı Prof. Dr. Nazmi Polat, Memeli ve Sürüngen Uzmanı Prof. Dr. Haluk Kefelioğlu, Çift Yaşarlar (Amfibi) Uzmanı Doç. Dr. Şevket Kandemir, Damarlı Bitkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Fergan Karaer ve Kuş Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Kiraz Erciyas Yavuz’dır. 2016-2019 yılları arasında 5 tür bitki, 1’i endemik olmak üzere 3 tür memeli, 2 tür kuş, 2 tür iç su balıkları, 1 tür sürüngen, 1 tür amfibi ve 2 özellikli alan izlenecektir. Akademisyenler ile 11. Bölge Müdürlüğümüz Samsun İl Şube Müdürlüğü teknik personellerince arazi çalışmaları devam etmektedir” şeklinde konuştu.

  • Yozgat Bozok Üniversitesi, “Biyolojik Çeşitlilik Ve Biyokaçakçılık Çalıştayı” Düzenledi

    Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı 9. Bölge Müdürlüğü Yozgat Şube Müdürlüğü işbirliği ile “Biyolojik Çeşitlilik ve Biyokaçakçılık Çalıştayı” düzenlendi.

    Bozok Üniversitesi Kongre Kültür Merkezinde düzenlenen çalıştaya Bozo Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Karacabey, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 9. Bölge Müdür Yardımcısı Ahmet Usta, Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Talip Karslıoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Yozgat Şube Müdürü Cihan Eğilmez, öğretim üyeleri, köy muhtarları, jandarma ekipleri ve çok sayıda davetli katıldı.

    Türkiye’nin Biyoçeşitliliği ve Biyokaçakçılığı ile mücadele projesinin Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılından bu yana yürütüldüğünü belirten Orman ve Su İşleri Bakanlığı 9. Bölge Müdür Yardımcısı Ahmet Usta, “Türkiye endemik bitki türlerinin yoğun olduğu bir ülkedir. Türkiye’deki her türlü Biyoçeşitlilik dediğimiz canlıların Biyokaçakçılık yoluyla yurt dışına kaçırılmasına engel olmak için Yozgat’ta ilk defa yapılan bu toplantı ile paydaşlarımızla konuyu paylaşmak istedik. Genel Müdürlüğümüz 81 ilde bu faaliyetleri yürütmekte ve Biyokaçakçılıkla mücadele etmektedir” dedi.

    Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Karacabey ise, üniversitelerin bulundukları şehirlerin doğal yapılarıyla ilgili de çalışmalar yaparak entegrasyonu sağlamak, bölge halkını çeşitli konularda bilgilendirmek ve faaliyetlerini daha bilimsel şartlar içerisinde yürütmelerine katkıda bulunmak durumunda olduğunu söyledi. Rektör Karacabey, “Bugün yapılan çalıştay, Yozgat ilinin dağlarında, yaylalarında, tarlalarında bulunan bitki florasının korunması, biyoçeşitliliğin kaybolmaması ve kaçakçılığın önlenmesi adına Yozgat için de çok önemli bir bilgilendirme toplantısıdır. Çünkü Yozgat’ın özellikle Çayıralan, Akdağmadeni bölgesindeki yaylalarında endemik bitkiler bulunmaktadır. Bunlar dünyanın başka yerlerinde bulunmayan türlerdir. Bu türlerin korunması konusunda, özellikle yöre halkının ve muhtarların bilgilendirilmesi ve bilimsel olarak bunların değerinin onlara anlatılması üniversitemizin yaptığı önemli faaliyetlerden biridir. Bu noktada üniversitemiz bulunduğu şehre önemli bir katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

    Çalıştay sonunda çalıştaya konuşmacı olarak katılan öğretim üyelerine Rektör Prof. Dr. Salih Karacabey çeşitli hediyeler takdim etti.

  • Kışanak, ‘Çeşitlilik İçinde Birlik Buluşması’nda

    İtalya’nın Floransa Belediyesi’nin 5-8 Kasım tarihleri arasında düzenlediği programda konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır’ın tüm halklarla barış ve dostluk köprüleri kurmak için çalışan bir kent olduğunu belirterek, “Bizler için kültürel farklıklarımız birer tehdit değil zenginliktir” dedi.

    Dünyanın 40 farklı çatışma bölgesinden belediye başkanlarının katıldığı “Çeşitlilik İçinde Birlik Buluşması”, Floransa’daki tarihi Belediye Sarayı’nda gerçekleştirildi. “Çatışmalı Bölgelerde Tarihsel Mirasın Korunması”, “Çatışma Çözümünde Eğitim ve Kadınların Rolü” ve “Mülteci Sorunu” gibi konuların tartışıldığı buluşmada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, kültürel mirasın nasıl korunması gerektiği üzerine bir konuşma yaptı.

    Savaşların, çatışmaların ve büyük insani trajedilerin yaşandığı bir süreçte, barışın konuşulmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Kışanak, “Bir Mezopotamya kenti olarak Diyarbakır, bu coğrafyanın tüm farklı kültürlerinin, inançlarının ve dillerinin binlerce yıldır birlikte yaşadığı bir kent. Diyarbakır, 33 ayrı uygarlığın izlerin günümüze kadar koruyan bir kent. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri bu yıl UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Yani Diyarbakır artık bir dünya kenti. Sadece bizim değil tüm insanlığın ortak mirası” dedi.

    Diyarbakır’ın farklı kimliklere dair değerleri yaşatmaya çalıştığına dikkat çeken Kışanak, kentin Süryanice, Arapça, Ermenice, Kürtçe, Türkçe vb. tüm dilleri sevgi dili olarak sahiplenen bir kent olduğunu vurguladı. Diyarbakır’ın tüm halklarla barış ve dostluk köprüleri kurmaya çalışan bir kent olduğunun altını çizen Kışanak, “Diyarbakır, Kürt sorunun barışçıl ve demokratik şekilde çözülmesi için mücadele veren bir kent. Buna rağmen, ne yazık ki yaşanan son çatışmalarda tarihi yapıları zarar gören bir şehirden de bahsediyoruz. Bizler için kültürel farklıklarımız birer tehdit değil zenginliktir” diye konuştu.