Etiket: çeşidi

  • Mersin’de yeni bir muz çeşidi geliştirildi: Alata Azmanı

    Mersin’de yeni bir muz çeşidi geliştirildi: Alata Azmanı

    50 kilogram arasında değişirken, verimi de dekar başına 7 bin 500 kilograma kadar ulaşabiliyor.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından üstün özellikli yeni bir muz çeşidi geliştirildi. ‘Alata Azmanı’ (Musa paradisicia) ismi verilen yeni muz çeşidi, üstün özellikleriyle dikkat çekiyor. Yüksek performanslı yeni bir çeşit olan ‘Alala Azmanı’nın örtü altında ortalama hevenk ağırlığı 45-50 kilogram arasında değişirken, verimi de dekar başına 7 bin 500 kilograma kadar ulaşabiliyor. Yeni muz çeşidi, geçen yıl tescillenerek, Tarım ve Orman Bakanlığının tescilli meyveler listesine dahil edildi.

    ‘Üstün Özellikli Alata Azmanı Projesi’nin tanıtım toplantısı, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde yapıldı. Tanıtım toplantısına, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı, Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Sinan Acıöz ve üreticiler katıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının koordinasyonunda, Tarımsal Yayım Hizmetleri Projesi kapsamında desteklenen ve Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü işbirliğinde yürütülecek proje kapsamında, çiftçi toplantıları, inceleme gezileri, tarla günü, hizmet içi eğitim gibi birçok faaliyet gerçekleştirilecek. Yıl boyunca uygulanacak projeyle Alata Azmanı muz üretiminin teşvik edilmesi ve üretim miktarının artırılması hedefleniyor.

    “Türkiye’deki üretimin yüzde 61’ini üretiyoruz”

    Toplantıda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Abalı, Mersin’in Türkiye’de 9 üründe ilk sırada yer aldığını ve bu ürünlerle gayrisafi milli hasılaya yaklaşık 14 milyar lira katkı verdiğini söyledi. Muzun da bunlardan biri olduğunu vurgulayan Abalı, “Türkiye’deki üretimin yüzde 61’ini üretiyoruz. İl genelinde 47 bin dekarlık alanda muz üretimi gerçekleştiriyoruz. En çok Anamur’da yaklaşık 32 bin dekar ve 217 bin ton üretimimiz var” dedi.

    Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünün 2006 yılında Mersin’de bir çalışma başlatarak, 103 tür genotipi farklı olan muz çeşidini sahada toparlayıp bir seleksiyon çalışması yaptığını kaydeden Abalı, “Bu çalışmada en verimli olan muz çeşidi seçildi, geliştirmesi yapıldı. Şimdi de İl Müdürlüğü ve Araştırma Enstitüsü olarak ortak çalışma yapacağız. Muz, bizim için en önemli ürünlerimizden birisi; Mersin’in lokomotifi olan bir ürün. Son birkaç yılda Türkiye’nin değişik noktalarına sera üretimi yapılması şartıyla muz dikilmekte. Bu çerçevede Alata Azmanı’nın tanıtımını yapmamız gerekiyordu. İl Müdürlüğü olarak bu yeni muz çeşidinin yaygınlaşması için Erdemli ve Akdeniz ilçelerimizde muz üretmek isteyen üreticilerimizle birlikte çalışmalar yapacağız” ifadelerini kullandı.

    “Alata Azmanı, mevcut çeşitlerden daha üstün özelliğe sahip”

    Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Acıöz de muz üretimine yeni bir çeşit kazandırmak amacıyla enstitüde uzun yıllar çalışma yapıldığını söyledi. Sonuçta ‘Alata Azmanı’ olarak adlandırdıkları muz çeşidini geliştirdiklerini belirten Acıöz, “Bunun üretimini yaparak, ülkemize ve üreticilerimize hem gelir hem üretim hem de dış çeşitliliğe bağımlılığı kaldırmak adına yeni bir çeşit olarak piyasada gelişmesini istiyoruz. Mersin, çay dışında bütün ürünlerin üretilebildiği bir ekolojiye sahip. Aşağıda muz ve tropik bitkiler ile narenciye yetiştirilebildiği gibi yaylalara doğru çıktığımızda fındığın bile yetiştiği bir ekolojiye sahibiz. Bu yayın çalışması sayesinde özellikle Alata Azmanı ile sektöre yeni bir çeşit kazandırıp, daha iyi sonuçlara gidebilecek ürün alabileceğimize inanıyorum. Bunun da ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Geçmişte Anamur muzu dediğimiz bodur çeşitler yoğunluktaydı, ikinci olarak da ‘Grand Nain’ dediğimiz bir çeşit mevcuttu. Bunlara alternatif olarak ve hatta bunlardan daha üstün özelliğe sahip olan Alata Azmanı çeşidi, hem verimli hem de mikroklima bölgelerimize çok uygun bir çeşit. Bu ürünün üretici bazında yayılmasını sağlayarak, ülke ekonomimize ve üreticilerimize büyük katkı sağlayacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünde görevli Ziraat Yüksek Mühendisi Cengiz Türkay, “Muz Yetiştiriciliği ve Alata Azmanı Çeşidinin Islah Süreci” başlığıyla bir sunum yaptı. Yeni çeşide ulaşma sürecini anlatan Türkay, Alata Azmanın diğer muz çeşitlerinden farkının, verimi ve kalitesi olduğunu dile getirdi. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 2019 yılı muz üretiminin 548 bin ton olduğu bilgisini veren Türkay, 2006 yılında başladıkları ‘Türkiye’de Muz Seleksiyonu’ çalışması sonucunda, Alata Azmanının genotipinin ön plana çıktığını kaydetti. Alata Azmanının tescil işleminin geçen yıl tamamlandığını, diğer iki çeşit olan Grand Nain ve Dwarf cavendish için tescil işlemlerinin devam ettiğini söyledi.

  • Artukbey’in ürün çeşidi 300’ü buldu

    Yenilikçi yapısı ve AR-GE çalışmalarıyla hız kesmeden büyümeye devam eden Artukbey kahvenin ürün gamı 300’ü buldu. Artukbey’in yeni ürünleri olan üçü bir arada ve ikisi bir arada paket kahveleri market raflarında yerini almaya hazırlanıyor

    Mardin’in ulusal markası olan Artukbey Kahve yenilikçi yapısı ve AR-GE çalışmalarıyla hız kesmeden büyümeye devam ediyor. Dibek kahvesiyle markalaşmaya başlayan ve bugün sayısı 300’ü bulan ürün gamıyla yeni nesil girişimciliğin öncüleri arasında bulunan Artukbey, geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen yeni ürünleri “Üçü bir arada, üçü bir arada fındıklı ve ikisi bir arada paket kahveleriyle gönüllerde taht kurmaya devam ediyor.

    Market raflarında yerini alacak

    Artukbey Kahve Türkiye genelinde bulunan 40’ı aşkın şubesiyle tüketicisiyle buluşmaya devam ederken son olarak ise market raflarında kendine yer bulmaya hazırlanıyor. Artukbey kahveler, önümüzdeki günlerde süpermarket raflarında satışa sunulması için çalışmalar hızla devam ediyor.

    Franchise’de çığır açtı

    2000 yılından bu yana hizmet vermekte olan Artukbey Kahve, franchise konusunda da sektörünün liderlerinden olmayı başardı. Türkiye genelinde 40 tane şubesi bulunan firma 40. şubesini geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta açtı.

    “Önce Türkiye sonra Mardin”

    Kurulduğu günden bu yana Mardin’in sosyokültürel aktivitelerine, eğitime ve spora katkıda bulunmayı misyon edindiklerini belirten Artukbey Kahve Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Yertüm, “Markalaşma kadar, kadim şehrimiz Mardin’in gelişmesi ve büyümesi de bizim için çok önemli. Artukbey’in doğduğu topraklar olan Mardin’imizin, gelişmesi ve büyümesi için her zaman üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İlk lansmanımızı Mardin’de gerçekleştirmiş ve uzun yıllar sonra Mardinliler’e tiyatro keyfi yaşatmıştık. Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ateşi’ni getirerek bu kez de farklı bir sosyal aktivitenin gerçekleştirilmesine destek olmuş olduk. Mardin’e yatırım yapmak bizim için büyük bir onur kaynağı. Bununla beraber markalaşma konusunda da yeni Ar-ge girişimleri içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde, yeni ürünlerimizi tüketicimizle buluşturmaya hazırlanıyoruz” dedi.

  • Artukbey’in ürün çeşidi 300’ü buldu

    Yenilikçi yapısı ve AR-GE çalışmalarıyla hız kesmeden büyümeye devam eden Artukbey kahvenin ürün gamı 300’ü buldu. Artukbey’in yeni ürünleri olan üçü bir arada ve ikisi bir arada paket kahveleri market raflarında yerini almaya hazırlanıyor

    Mardin’in ulusal markası olan Artukbey Kahve yenilikçi yapısı ve AR-GE çalışmalarıyla hız kesmeden büyümeye devam ediyor. Dibek kahvesiyle markalaşmaya başlayan ve bugün sayısı 300’ü bulan ürün gamıyla yeni nesil girişimciliğin öncüleri arasında bulunan Artukbey, geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen yeni ürünleri “Üçü bir arada, üçü bir arada fındıklı ve ikisi bir arada paket kahveleriyle gönüllerde taht kurmaya devam ediyor.

    Market raflarında yerini alacak

    Artukbey Kahve Türkiye genelinde bulunan 40’ı aşkın şubesiyle tüketicisiyle buluşmaya devam ederken son olarak ise market raflarında kendine yer bulmaya hazırlanıyor. Artukbey kahveler, önümüzdeki günlerde süpermarket raflarında satışa sunulması için çalışmalar hızla devam ediyor.

    Franchise’de çığır açtı

    2000 yılından bu yana hizmet vermekte olan Artukbey Kahve, franchise konusunda da sektörünün liderlerinden olmayı başardı. Türkiye genelinde 40 tane şubesi bulunan firma 40. şubesini geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta açtı.

    “Önce Türkiye sonra Mardin”

    Kurulduğu günden bu yana Mardin’in sosyokültürel aktivitelerine, eğitime ve spora katkıda bulunmayı misyon edindiklerini belirten Artukbey Kahve Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Yertüm, “Markalaşma kadar, kadim şehrimiz Mardin’in gelişmesi ve büyümesi de bizim için çok önemli. Artukbey’in doğduğu topraklar olan Mardin’imizin, gelişmesi ve büyümesi için her zaman üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İlk lansmanımızı Mardin’de gerçekleştirmiş ve uzun yıllar sonra Mardinliler’e tiyatro keyfi yaşatmıştık. Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ateşi’ni getirerek bu kez de farklı bir sosyal aktivitenin gerçekleştirilmesine destek olmuş olduk. Mardin’e yatırım yapmak bizim için büyük bir onur kaynağı. Bununla beraber markalaşma konusunda da yeni Ar-ge girişimleri içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde, yeni ürünlerimizi tüketicimizle buluşturmaya hazırlanıyoruz” dedi.

  • Antalya’da türünün tek örneği olan bir susam çeşidi bulundu

    Antalya’da türünün tek örneği olan bir susam çeşidi bulundu. ‘Kırılgan Kapsüllü Susam’ ismi verilen türün üzerinde ise 20 yıllık bir çalışma gerçekleştirildi. Geliştirilen yeni türe, biçerdöverle hasat yapılma özelliği verildi ve bu sayede aynı karakteristik özelliklere sahip olan Amerikan ince kabuklu (papershell) susamından daha verimli olduğu gözlendi. TÜBİTAK’ın da desteklediği buluşla birlikte, Türkiye’de son yıllarda düşüşe geçen susam üretiminin artırılması ve yurt dışından ithalin de önüne geçilmesi hedefleniyor.

    1997 yılında kapalı susam mutant türünü keşfeden Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa İlhan Çağırgan, tür üzerinde üniversitede proje çalışmalarına başladı. 2004 yılında ise yine kabuğu çabuk kırılan özel bir mutantı keşfeden Çağırgan, bu tür üzerinde de yaklaşık 13 yıllık bir çalışma gerçekleştirdi. Çağırgan, ‘Kırılgan Kapsüllü Susam’ ismini verdiği tür üzerinde yeni bir kapsül geliştirerek, ürününü Amerikan ince kabuklu (papershell) susamıyla karşılaştırdı ve hasat için daha elverişli olduğunu gözlemledi. Uluslararası Atom Enerjisi Kurum (IAEA) ve TÜBİTAK da destek verdiği projesinin ürününü basın mensuplarına tanıtan Çağırgan, yeni türün, biçerdöverle hasat edilirken, tohumları zedelenmeden harmanlanabileceğini, sapları ve kapsülleri ince olan mutant sayesinde de susamın tohum/sap oranı artırılarak az girdi ile çok ürün elde edilebileceğini ifade etti.

    “Yılda 120 bin ton susam ithal ediliyor”

    Susamın sağlığa son derece önemli bir katkısı olduğuna dikkat çeken Pro. Dr. Çağırgan, bu özelliğinin ortaya çıkmasının ardından dünyada susam üretiminin son 10 yılda yüzde 50 oranında artış gerçekleştirdiğini söyledi. Susam hasadının makineyle olmayıp, el emeği gerektirdiğini belirten Çağırgan, bu sebepten dolayı Türkiye’de üretimin azaldığını ve susamın en çok Afrika ve Asya ülkelerinde yetiştirilmeye başlandığını kaydetti. Türkiye’nin susamı çok tüketen ülkeler arasında yer aldığına işaret eden Çağırgan, aralarında Antalya’nın da bulunduğu birçok bölge ikliminin susam yetiştirmeye müsait olmasına rağmen yurt dışından yılda 120 bin ton susam ithal edildiğini, bunun sebebinin ise makineyle hasat yapılamaması olduğunu söyledi. Yeni buluşun makineyle hasat yapılabileceğine işaret eden Çağırgan, bu özellik sayesinde Türkiye’de son yıllarda düşmüş olan susam üretiminin artacağını, susam ithalinin de önüne geçilebileceğini savundu.

    “Projenin son aşamasındayız”

    Keşfettiği susam türünü 20 yıl önce ilk defa kendilerinin bulduğunu ve tür üzerinde çalışmalara başladıklarını belirten Çağırgan, “Daha sonra bu türün makineyle hasadının yapılması için, daha ince kabuklu özellikler üzerine yöneldik. 2004-2008 yılları arasında kapsülleri çabuk kırıldığı için kırılgan kapsül ismini verdiğimiz özel bir mutant bulduk. Daha sonra bu mutantı var olduğu söylenen buna rağmen sonuç alımının mümkün olmadığı ileri sürülen Amerikan Kağıt Kabuklu susam olduğu söyleniyordu. Bununla karşılaştırmayı denedik. Önce bu kapsülü elimize geçirdiğimiz zaman TÜBİTAK’a bir proje sunduk, onlar da destekledi. Şuanda bu projenin son aşamasına geldik. Hasadımızı tamamladıktan sonra verilerimizi değerlendirip, sonuçlarımızı yazacağız” dedi.

    “Evrensel boyutlarda önemli bir sonuç elde ettik”

    İlk iki yıl ve son yıldaki verileri, Amerikan kapalı kapsüllü susamıyla karşılaştırdıklarını aktaran Çağırgan, “Elde ettiğimiz veriler gösteriyor ki Amerikan kapalı kapsüllü susamlarına eklenmiş olan kağıt kapsülünün her hangi bir inceltme özelliği yok. Ama bizim elde ettiğimiz kırılgan kapsüllü susam her ortamda kendini kolaylıkla gösterebiliyor. Bu özelliği sayesinde bölge üzerinden Türkiye geneline, buradan da evrensel boyutlarda önemli bir sonuç elde ettiğimizi söyleyebiliriz” ifadesini kullandı.

    Yüzde 70 hasat verimi

    Yeni tür susamın hasadı konusunda da bilgiler paylaşan Çağırgan, “Yeni bir şey bulduğunuz zaman eğer bu da mutantsa bunun veriminin çok düşük olması söz konusudur ancak bunların verimi yüzde 70 civarındadır. Normalde çiftçiler 100 kiloda 80-90 kilo alır, bu susamdan ise 60-70 kilo alabilmektedir. Fakat bu çiftçinin ihtiyacı olan bir materyal değil. Makineyle hasada uygun susam yapmaya ihtiyaç duyan kişilerin kullanacağı bir teknoloji” diye konuştu.

  • Milli buğday çeşidi Tekir’den yüksek verim

    Tekirdağ’da üretilip Türkiye’nin dört bir yanına yayılan milli ekmeklik buğday tohumu Tekir yüksek verimliliği ile dikkat çekiyor.

    Tohum üretiminde Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri olan Trakya Tarım ve Vet. Tic. Ltd. Şti., Trakya ve İç Anadolu bölgesinde verim ve kalitede büyük ses getiren Rumeli çeşidinden sonra Çukurova bölgesinde Tekir adı verilen ekmeklik buğday tohumu ile adeta devrim oluşturdu. Yurt dışından ithal edilen tohumlardan verim ve kalite olarak daha üstün olan ve tamamen yerli sermaye ile üretilen Tekir, yüksek verimliliği ile üreticilerin ve sanayicilerin dikkatini çekmeyi başardı.

    Adana’nın İmamoğlu ilçesinden Osman Alınç, Tekir çeşidini ektiğini ve sulama yapmadan 11 dekar araziden 11 bin 720 kilogram buğday hasat ettiğini belirtti. Alınç, yüksek kaliteli ve verimli buğday geliştirdiği için Trakya Tarım’a teşekkür etti.

    Adana çiftçilerinden Bülent Çetin, Kozan/Dikilitaş’da Trakya Tarım firmasının geliştirmiş olduğu milli çeşit Tekir’den sulama yapmadan dekarda 900 kilogram verim aldığını söyledi. Tekir çeşidinin ekmeklik kalitesinin yüksek oluşu sebebiyle yüksek fiyata alıcı bulduğunu dile getiren aynı zamanda çeşidin çok erkenci olması sebebiyle çiftçilerin hasattan sonra ikinci ürünü ekebileceklerini söyleyen Bülent Çetin, Adana bölgesindeki çiftçilere Tekir çeşidini ekmelerini tavsiye etti.

    Adana’nın İmamoğlu ilçesinden Cafer Çantay ise 2 senedir Tekir çeşidini ektiklerini, kuru şartlarda sulama yapmadan 850 kilogram verim aldığını ve 2 senedir yüzlerinin güldüğünü dile getirdi. Çantay Türk çiftçisine böyle verim ve kalitesi yüksek hem de yüzde 100 yerli bir çeşit geliştirdikleri için Trakya Tarım firmasına teşekkür etti.

    Milli çeşit Tekir’e ilgi giderek büyüyor

    İmamoğlu’da çiftçilik yapan, tüccar ve aynı zamanda un fabrikası sahibi olan Hasan Bağış da İmamoğlu bölgesine Tekir çeşidinden 850-950 kilogram/dekar ortalama verim aldıklarını dile getirdi. Bağış, “Trakya Tarım firmasının ıslah ettiği Tekir çeşidi sadece firmanıza değil tüm Türk çiftçisine hediye ettiğiniz verim ve kalitesi çok yüksek yerli bir çeşittir. Aynı zamanda kalitesinin ekmek yapımı bakımından yüksek değerlere sahip olduğu için benim gibi un sanayicisi tarafından yüksek fiyata satın alınıyor. Tekir çeşidi, Çukurova’da çiftçiye buğdayı sevdiren, buğdaya yönelten bir çeşit oldu. Çukurova çiftçisi Tekir buğdayı ekerek tekrardan buğdaydan para kazanabildiğini gördü. Verim ve kalitesinin yüksek oluşu ile birim alandan daha yüksek verim alan çiftçiler kalitesinden dolayı da buğdayını yüksek fiyata satabiliyor. Tekir çeşidi. Çukurova bölgesine tam uyum sağlayan bir çeşit olduğu için Çukurova bölgesinde hem sulu hem de kuru şartlarda ekilebiliyor” dedi.

    Tekir çeşidi hakkında detaylı bilgiler veren Trakya Tarım Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Özcan Aygun ise, uzun yıllardan beri ıslah çalışmaları yaptıklarını, tohum üretiminden ziyade ıslahı üzerine uzmanlaştıklarını ve her ihtiyaca ve coğrafyaya yönelik tohum ıslah çalışmalarına ağırlık verdiklerini ifade etti. Aygun, “Tekir çeşidinin 2013 yılında üretim izni aldık. O günden bu yana da üzerinde çalışmaya, ürünümüzü geliştirmeye devam ediyoruz. Tekir çeşidini 2016 yılında tescil ettirdik. Erkenci, kırmızı taneli, kılçıklı, orta boy, yatmaya dayanıklı, su gübreye karşı reaksiyonu çok iyi olan bir çeşidimizdir. Çukurova bölgesi, Güney Marmara ve sahil kesimlerde ekimi tavsiye edilir. Ortalama verim miktarı dekar başına 850 ila 950 kilogram civarındadır. Erkenci olması sebebiyle buğday hasadından sonra ikinci ürün ekim yapmaya da olanak sağlayan tamamen yerli sermaye ile üretimini yaptığımız Tekir, inanıyoruz ki Çukurova’nın en çok tercih edilen tohumu olacaktır. Sanayicilerimiz ve üreticilerimiz ithal tohumlardan daha kaliteli bir yerli tohumun her zaman tercih sebebi olacağını ifade ediyorlar. Bu da bizi daha iyisini yapmak için kamçılıyor. AR-GE yatırımlarımız ve çalışmalarımız sürecek” açıklamasında bulundu.