Etiket: Cerrahiden

  • Ehliyete Giden Yol ’Metabolik Cerrahi’den Geçiyor

    Sürücü belgeleriyle ilgili yönetmelik obez ve uyku sorunu olan kişilerin ehliyet alabilmelerini zorlaştırırken, ’Metabolik Cerrahi’ ameliyatıyla her iki önemli sorundan da kalıcı olarak kurtulmak mümkün oluyor.

    Sürücü belgesi alımı ve yenilenmesiyle ilgili yeni yönetmelik, beden kitle indeksine göre ’obez’ sayılan kişilerin sürücü ehliyeti alabilmelerini zorlaştırıcı maddeler içeriyor. Adı geçen yönetmeliğe göre beden kitle indeksi 33 olan ve ’obez’ sınıfına giren kişilerin artık önce uyku laboratuarında tetkik yaptırması, uyku apnesi (uykuda nefes durması) tanısı konulması halinde ise tedavilerini yaptırmaları gerekiyor.

    Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Doç. Dr. Alper Çelik, obezite ve kilolara bağlı olarak ortaya çıkan uyku apnesinin büyük bir kısmının metabolik sendromdan kaynaklandığını ifade etti. Çelik, “Obezite ve uyku apnesi sorunlarını yaşayanlar metabolik cerrahi ameliyatı ile her iki sorundan da kurtulabilir. Böylece ehliyet alabilmeleri de mümkün olacaktır” diye konuştu.

    “KAZALARA NEDEN OLABİLİR”

    Doç. Dr. Alper Çelik, uyku apnesi sorunu yaşayanlarda uykuda solunum durması ve buna bağlı pek çok sorunla karşılaşıldığını ifade ederek şu bilgileri verdi: “Uyku apnesi; uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle azalması veya kesilmesidir. Bu durumda vücut gece dinlenemez, kalp, akciğer, solunum yolları daha fazla çalışır, uyandıklarında yorgun olurlar. Kalp kası duvarları genişlemeye başladığından, akciğer tansiyonu, kalp ve akciğer yetmezliği oluşur. Tedavi gerektiren hayati bir hastalık olan uyku apnesi düzeltilmezse; kalp krizi, felç, iktidarsızlık, düzensiz kalp atışları gibi sorunlara yol açar. En önemlisi de gün içinde aşırı uyku haline sebep olacağından trafik ve iş kazalarına yol açar.”

    METABOLİK CERRAHİ İLE RADİKAL ÇÖZÜM

    Kilo fazlalığı gibi metabolik nedenlere bağlı uyku apnesini radikal bir şekilde çözebilecek tek tedavi yönteminin Obezite Cerrahisi ve Metabolik Cerrahi olduğunun altını çizen Çelik, şöyle devam etti: “Obezite cerrahisinde temel hedef kilo kontrolü iken, Metabolik Cerrahi’deki temel hedef ise özellikle diyabet ve metabolik sendromun diğer bileşenlerinin etkin ve radikal bir şekilde tedavi edilmesidir. Bu ameliyatlardan sonra hem havayolunun altındaki yağ dokusu azalmış, hem de vücuttaki su fazlası atılmış olacağı için kalp ve akciğerin üzerindeki iş yükü de rahatlamış olacaktır.”

    “TEK AMELİYATLA İKİ SORUN DA DÜZELİYOR”

    Tüm obez bireylerin neredeyse üçte birinde uyku apnesi sendromu görüldüğünü bildiren Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni ehliyet yönetmeliği ile beden kitle endeksi 33’ün üzerinde olan obez kişilerin tedavi olması şartı var. Ancak, tedavinin koşulları ve içeriği tanımlanmamış. Burada bilinmesi gereken nokta, Uyku apnesinde sorun metabolikse, çözümü de Metabolik Cerrahi olmalıdır. Metabolik Cerrahi ameliyatları ile; ömür boyu vitamin ve mineral bağımlısı olmaksızın etkili ve kalıcı bir şekilde kilo kontrolü sağlanması mümkündür. Ameliyat ile insülin direnci ve açlığa neden olan hormonlar baskılanır ve insülin duyarlılığı ile tokluk hissine neden olan hormonlar uyarılır. Kişi ameliyattan sonra hem fazla kilolarından kurtulur, hem de sistemik ve akciğer dolaşımındaki iş yükü ve sıvı fazlası azalır. Bu sayede uyku apnesi sorunu çözülür.”

  • Obezite Tedavisinde Her Şey Cerrahiden Sonra Başlıyor

    Fazla kilolarından kurtulmak için, diyet ve sporu deneyen obezite hastalarından sadece yüzde 5’inin kalıcı bir sonuca ulaşabildiği belirtildi. Kırklareli Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, kalıcı kilo vermek için her yolu deneyen ve sonuçta cerrahide karar kılanların ise diyetisyen kontrollü disiplinli bir programla amacına ulaşabildiklerini söyledi.

    Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, şişmanlık görüntüsüyle kişinin yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra kalp ve damar hastalıklarından, diyabete, astımdan hipertansiyona kadar ciddi rahatsızlıklara yol açan obezitenin cerrahi tedavisindeki başarı kriterlerini anlattı. “Obezitenin tedavi seçenekleri arasında yer alan cerrahi, doğru hastaya doğru yöntemle uygulandığı zaman başarılı sonuçlar alınmasını sağlar” diyen Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, operasyon sonrası hasta takibinin ve diyetisyen desteğinin önemine dikkat çekti.

    “HER ŞEY CERRAHİDEN SONRA BAŞLIYOR”

    Cerrahi operasyon sonrası, sağlık ekibinin yeterli deneyimden yoksun olması ve hasta takibinde sıkı ilişkileri devam ettirmemesinin oluşturacağı sakıncalara dikkat çeken Op. Dr. Tepeli, “Her şey aslında cerrahiden sonra başlıyor. Uygun hastaya, uygun cerrahi prosedürlerin seçildiği ve doğru teknik uygulamanın yapıldığını varsaydığımızda; sorun çözümlenmiş gibi görünse de, her şey burada başlıyor. Genellikle hastalar ameliyat sonrası komplikasyon risklerinin yüksek olduğu ilk iki hafta daha yakın izlenmekte sonrasında ‘3 beyazdan uzak durulmalı’ tarzında üstünkörü önerilerle hastaya veda edilmektedir. Hekimle hasta arasındaki ilişki operasyondan sonra geçen zamanda azalmaktadır” ifadelerini kullandı.

    “İLİŞKİ AZALINCA SORUN DA BAŞLIYOR”

    Op. Dr. Tepeli, cerrahi hasta ile hekim arasında azalan ilişkilerin yol açacağı sorunları anlatırken de, “Operasyon sonrası, ekip çalışması konusunda baş gösteren isteksizlik, obezite cerrahisinde deneyimli diyetisyen yardımının alınmayışı gibi etkenler başarı şansını azaltıyor. Bu vakıalarda, hekim ve diyetisyenlerin hastalarla yeterli iletişim sağlanmadığından; cerrahi ile küçülmüş olan mide yavaş yavaş aşırı ve tatlı yeme tacizlerine dayanamayıp 12. ay sonrasında bu savaşı kaybetmeye ve yeniden kilo alma dönemine başlıyor” dedi.

    “ZAYIFLIK KORUNABİLİR OLMALI”

    Kırklareli Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli , obezite cerrahisi sonrası, zayıflamanın değil, zayıf kalmanın önemli olduğunu vurguladı. Cerrahi sonrası diyetisyen desteği alınmasının kesinlikle unutulmaması ve atlanmaması gereken bir etken olduğunu bildiren Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, “Operasyon sonrası küçülen midenin mevcut durumunu korumak için en başta hasta, cerrah ve diyetisyen, iyi bir ekip oluşturmalı. Sağlanan zayıflığın, kalıcı olması sağlanmalı. Bir kere kilo verilmiş olması değil, bu tablonun devamlılığını koruyacak davranışlar öğretilmeli. Sağlıklı beslenme, hem öğrenilmeli hem de kalıcılığı sağlanmalı” diye konuştu.

    “CERRAH, HASTAYI TAKİP ETTİĞİNİ HİSSETTİRMELİ”

    Op. Dr. Tepeli, “Unutulmaması gereken nokta bizlerin yani cerrahi uygulamayı yapanların, hastalarımız üzerindeki etkisi daha fazla olduğudur. Her ne kadar sürekli ve düzenli diyetisyen desteği alınsa da cerrah da, sık ve düzenli iletişim kurarak hastaya, kendisini takip edildiğini hissettirmelidir. Buradaki öğrenci-öğretmen ilişkisini baz alarak diyetisyen ile hasta daha sık iletişim kurmalıdır. Ekip çalışmasında, etkin iletişim ve en önemlisi sık iletişim obezite cerrahisi sonrasında başarıyı arttırır” dedi.