Etiket: Çelikten

  • Bakan Çelik’ten ET Fiyatları Ve Cerattepe Açıklaması

    Et fiyatlarıyla ilgili alınan karara herkesin uyması gerektiğini belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Artvin olayları ile ilgili ise ’madenler çıkarılmasın’ anlayışını doğru bulmadıklarını söyledi.

    EXPO 2016 Antalya Yönetim Kurulu Toplantısı’na katılmak üzere kente gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, bir otelde Antalya Yüksek İstişare Toplantısı’na katıldı. Bakan Çelik, burada et fiyatları ve Artvin’de meydana gelen olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    KIYMA 32 TL, KUŞBASI 34 TL

    Et fiyatlarıyla ilgili bir tavan fiyat belirlediklerini belirten Bakan Çelik, üreticinin zarar ettirilmeyeceği şekilde bir fiyat politikası izlediklerini söyledi. Karkas etin 23.3 TL olduğunu yüzde 30,35 civarı sınırlamayla birlikle kıyma ve kuşbaşı etin fiyatının 32 TL ile 34 TL arasında olduğunu belirten Bakan Çelik, “Et fiyatları ile ilgili olarak da fiyatları belirledik. Üreticimize olan maliyetini biliyoruz. Bunun olabilecek üreticimizi zarar ettirmeyecek bir tavan fiyatı belirlemenin doğru olacağı düşüncesiyle kırmızı etin medyada çokça konuşulmaması gerektiğini düşünerek bir fiyat belirledik. Karkas et 23,3 TL. Burada yüzde 30-35 civarındaki sınırlamalarını dahil edince 32 TL, kıyma 34 TL kuşbaşının olmasının Türk hayvancılığı açısından doğru olacak” dedi.

    “FİYAT DAYATMASI İÇİNDE DEĞİLİZ”

    Bakan Çelik fiyat dayatması içinde olmadıklarını ucuz et yedirmek maksadıyla Türk hayvancılığının bitirilmesine karşı çıktılarını belirterek şöyle konuştu:

    “Biz bir fiyat dayatması içerisinde değiliz. Aksine et ithal ederek ucuz et yediriyorum diye vatandaşa, hayvan varlığımızın elden çıkmasına karşıyız. Hayvan varlığımız artarak devam etsin. Ahırlarımız hayvanlarla doldurulsun. Uzun vadede ithalin çözüm olmadığını ama bu ithal olmayacak diye fiyatların yükseltmenin de yanlış olduğunu ve 78 milyonun hukukunun korunması için bir karar aldık. Aldığımız karara herkesin uyması lazım. Uymayanlar var mı var bir çok yerde uyulmuyor. Türk hayvancılık geleceği için aldığımız bu karar önemlidir. Hayvan varlığımızı artırıp üretim girdileri düşürerek girdilerin düşmesiyle birlikte fiyatların düşmesi gibi bir politikayı üreticilerimizle birlikte yürüteceğiz. Bu duruma kar zarar şeklinde bakacak olursanız Türk hayvancılığına zarar verecektir” dedi.

    “MADENLER ÇIKARILMASIN ANLAYIŞINI DOĞRU BULMUYORUM”

    Bakan Çelik, Artvin’de bakır madeni çıkarmak isteyen şirket ile bölge halkının karşı çıkmasıyla yaşanan olaylara ilişkin de açıklama yaptı. Bakan Çelik, Artvin’de yaşanan olayları tam olarak inceleyemediğini, maden çıkarılacak yerin tahrip edilmeden madenin çıkarılacağı yönünde bilgisinin olduğunu söyledi. Bakan Çelik, 2002 yılındaki Artvin’de maden çıkarılmasıyla ilgili görüşlerini hatırlatarak, “Orada yaşanan olayları bilmiyorum. Bildiğim bir şey var. Artvin toprağın kıt olduğu bir coğrafya, maden açısından da zengin bir il. Madenler alınmasın, çıkarılmasın bakış açısını ben doğru bulmam. Daha önce vahşi bir maden çıkarma modeli üzerine duruluyordu. Bunun olmayacağını meclis kürsülerinde de dile getirdik. ’Oranın tahrip edilmesi olamaz’ dedik. Orada yapılan sonraki çalışmada altın ve bakır olduğu belirlendi. Orada teknoloji kullanılarak o maden alınması konusunda mümkün olacağı değerlendirdi. Bu olayları ideolojik olarak değil, maden var mı altın var mı bu alınır ve çevre tahrip edilmez. Maden ve altın alınıp işlenmeden nakliye edilecek. Oraya da toprak konulacak. Projeyi görmedim ama karşı çıkmak değil ne yapılacağına bakmak lazım. Orası tahrip edilecekse bu doğru değil ancak projenin artık eski proje olmadığını tahrip olmadan maden alınacağı belirtiliyor. Projenin görülmesi lazım” dedi.

    CHP’Lİ VEKİLİN GREVİNİ DEĞERLENDİRDİ

    CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın maden çalışmalarına tepki için açlık grevine başlamasını da değerlendiren Bakan Çelik, “Bu meseleleri ideolojik tartışmalar haline getirmek doğru değildir. Bizim ülkemiz yerin altıyla üstüyle bizimdir. Ve doğru kararları alıp uygulamak lazım. Çevreyi tahrip etmeden alınacaksa madeni çıkarmanın tekniği varsa maden alınsın yerine toprak doldurulsun” ifadelerini kaydetti.

    Bakan Çelik, yol üzerinde Celil Gökçen isimli bir çiftçiyi de ziyaret ederek serasını gezdi. Bakan Çelik’e ziyaretleri sırasında domates ve gözleme ikram edildi.

  • İş Arayan Gençlere Bakan Çelik’ten Müjde

    BURSA (İHA) – Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Gençler iş arıyorum diyorsunuz. Buyurun 81 vilayetin 42’sinde Avrupa Birliği güvencesinde 3,5 milyarı bize destek olarak veriyorlar. O halde neyi bekliyoruz” dedi.

    Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından gerçekleştirilen IPARD-1 yatırımlarının toplu açılış töreni Bursa Crowne Plaza’da gerçekleştirildi. IPARD-2 lansmanın da gerçekleştiği törende konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Bursa’nın üretim açısından bakıldığında tarımsal üretim değeri 4.6 milyar liraya ulaştığını görüyoruz. Birçok tarımsal üründe de Bursa ilk sıradadır. Bursa’da tarım alanında ölçek büyükte ve modernizasyon dönemi olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bitkisel üretimde ve hayvansal üretimde ölçeği büyütmemiz gerekiyor. Çünkü verim esaslı destekler dönemine girdiğimizi belirtmek istiyorum. Bu anlamda bitkisel üretimde havza bazı ile bakanlığımızın geçmişten beri çok yoğun çalışmaları vardı. Bu çalışmalar neticelenme aşamasına gelmiş bulunuyor. Havza bazlı alan desteklerini önümüzdeki dönem içerisinde devreye koymuş olacağız. Yani Bursa’nın neresinde ne zaman ne kadar neyi ekeceğimiz konusunda çok daha planlı programlı bir döneme girmiş olacağız. Bu durumda tabi toprağın durumu toprağın verimi iklim şartlarının tümü elden geçirilerek bu destekleme politikaları yeniden gündeme gelmiş bulunuyor. İnanıyorum ki çok daha verimi arttırma çok daha nitelikli bir üretimi gerçekleştirme konusunda bu destekler çok yararlı olacaktır. Aynı şekilde hayvansal desteklerde de yine gerçekleştirdiğimiz destekleri daha minimize ederek daha kolay anlaşılır bir şekilde desteklerimizi gerçekleştireceğiz. Özellikle et ithal eden bir konumda olduğumuz için et ithal etmeyecek bir noktada bizim hayvan varlığımız arttıracak noktada desteklerimizi geliştireceğiz” diye konuştu.

    Bursa’ya bu destek politikaları içerisinde son 10 yılda 37.5 milyon liralık hibe destek sağlandığını belirten Çelik, “IPARD-2 adı altında TKDK bünyesinde son derece önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor. IPARD-1 kapsamında bugün 224 projenin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bununla beraber 50 bin istihdam sağlanmış. IPARD-2 bünyesinde ise inşallah 2016 ile 2020 yılları arasında 100 bin istihdamı gerçekleştirecek projeler bütünün başlangıcını da bugün gerçekleştirmiş oluyoruz. Bursa için hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde ifade etti.

    Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “IPARD-1 döneminde toplam yatırıma baktığınız zaman 6 milyar liralık bir yatırım gerçekleştirilmiş. Şimdi yire büyük bir ihtimalle 6 milyarlık bir yatırım gerçekleştirilecek. Türkiye genelinde yüz binlerce kardeşimizin istihdamı sağlanmış olacak. Bunlar Avrupa sürecine doğru giden Türkiye’nin elde ettiği imkanlar. Bu açıdan bu projenin çok önemli yeri var. Her şey değiştiği gibi, tarıma bakışımızda da bir değişime ihtiyaç var. Biz atadan dededen gördüğümüz tarımla var olmamız mümkün değil. Makine ve zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. Makine ekipmana ihtiyacımız var. Zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. İşte Bu projelerin en önemli katlısı bu olacak.”

    GENÇLERE BAKAN ÇELİK’TEN MÜJDE

    Kırsalda nüfus azalmalı bakış açısı çok doğru olduğunu belirten Bakan Çelik, “Daha çok etkili makine ekipmanla tarımın yapılması gerekiyor. Ama nüfusu orada üretim yapma adı altında azaltma değil, orasını terk etmeye dönüştürürseniz bunu kabullenmek mümkün değildir. Şuanda üretim yapan kişiler göç etmektedir. Onun için IPARD kapsamında elde edilecek projeler bir anlamda nitelikli üretim için köye dönüş için projesidir. Gençler iş arıyorum diyorsunuz. Buyurun 81 vilayetin 42’sinde Avrupa Birliği güvencesinde 3,5 milyarı bize destek olarak veriyorlar. O halde neyi bekliyoruz. Köyden koşa koşa buraya gelmek güzel. Şehirde bizim köyde bizim. Ama oradaki imkanlarla bu kredilerle bütünleştirirsek ben inanıyorum ki önemli oranda bilinçli ve iyi eğitim almış nitelikli tarım yapmaya elverişli olan gençlerimiz çok önemli başarılara imza atacaklardır” şeklinde konuştu.

    Bakanın konuşmasının ardından IPARD desteği ile kendisine iş imkanı sağlayan İnegöl’deki ve Karacabey’deki işletmelere telekonferans yöntemi ile bağlantı gerçekleştirildi. Yapılan desteklerle başvuruda bulunan kişilere ise hibe çekleri takdim edildi.

  • Bakan Çelik’ten Zam Tepkisi

    Kırmızı et ithalatına sıcak bakmadıklarını ifade eden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ekmeğe ise yüzde 33’lük artış yapılmasına anlam veremediklerini söyledi.

    Bursa’da düzenlenen Marmara Bölgesi Ortak Akıl Toplantısına katılan Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ekmek ve et fiyatlarına yapılan zamma tepki gösterdi. Ekmek fiyatlarının son bir ay içerisinde yüzde 33 civarında bir artış göstermesine anlam veremediğini ifade eden Çelik, “Neden bu fiyat artışı bu oranda gerçekleşti diye baktığımız zaman, bunu doğrulayacak bir verinin olmadığını açıkça ifade etmek istiyorum. Buradan bütün ekmek üreten fırınlara ve yetkililere sesleniyorum. Buğday fiyatında geçen yıl ile bu yıl arasında nasıl bir artış oldu da halkın temel zaruri ihtiyacı olan ekmeğe böyle bir zam yapıldı? Asgari ücret bahane ediliyor. Asgari ücretin ekmek fiyatına yansıması yüzde 6’dır. Ekmeğin gram gram, kuruş kuruş maliyetini çıkardık. Ekmeğin maliyeti 48 kuruştur. İçinde kârı da var. Tek tek, kalem kalem maliyetlerini yazmışız” diye konuştu.

    Bursa Büyükşehir Belediyesinin 62 kuruşa 250 gram ekmek sattığını ifade eden Çelik, şunları söyledi:

    “Ankara Büyükşehir Belediyesi de halk ekmeği 75 kuruşa satıyor. Buradan Melih Gökçek’e sesleniyorum. Biraz fazla kâr ediyorsun. Biraz indir diyorum. Bu vatandaşın zaruri ihtiyacıdır. Peki bu ekmeği 1 veya 1.25 liraya satanlar bunu hangi gerekçe ile satıyor? Çıkıp izah etmeleri gerekiyor. Yani konu ekmekteki maliyet konusu değil, üretim girdileri meselesi değil. Ekmekteki konu, işletmecilik hatalarından kaynaklanan bir bedeli tüketiciye yüklemektir. Bunu tüketiciye yüklemeye kimsenin hakkı yok. Yani iş yeri açarken gerekli fizibilite çalışmalarını yapmayacaksın, kayıt dışı olarak çalışacaksın. Siz bu işletmecilik yanlışınızı getirip maliyetlere eklerseniz, bu çok büyük bir haksızlıktır. Buna bizim müsaade etmemiz söz konusu değil. Evet, bu fiyatların serbest piyasada oluşmasından yanayız. Ama ortada maliyet var ise, ortada olağan üstü bir durum söz konusu değilse, bu fiyatları yüzde 30’ların üzerinde arttıracak bir cesaret nasıl mümkün olabiliyor? Nasıl böyle bir yola girilebiliyor? İlgili bütün unsurlara buradan sesleniyorum. Bu kararlarınızı gözden geçiriniz. Ya da listenizi çıkarın, gelin oturalım. Bu konuyu tartışalım. Yoksa bunu kabullenmek mümkün değil.”

    Et fiyatlarındaki artışı eleştiren Çelik, hayvan sayısını artırmak için hayvancılığa 3.2 milyar lira destek sağladıklarını belirterek “Piyasada et sıkıntısı yaşanmazken, bu fiyatların artırılmasını anlamıyorum. Biz bu kadar geniş kitleyi, tüketiciyi korumak zorundayız. Et ithalatı, üreticiyi baltalamak için değil, bu spekülatörlere ders vermek için elimizde tuttuğumuz bir şeydir. Onun için üreticilerimize ben buradan sesleniyorum. Ahırlarınızı hiç çekinmeden doldurunuz. Biz sizden yanayız. Üreticilerden yanayız. Belki birileri zamanlı zamansız şekilde hayvan kesimini artırmak, belki yaza doğru daha büyük sıkıntılar oluşturmanın hesabını yapıyor” dedi.

    Bu oyuna kimsenin gelmemesi gerektiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Nasıl destek vereceğimizi biliyoruz. Üreticilerimizin yanındayız. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Her zaman kapımız açık. Ama bu spekülatörleri bakanlık ve üreticiler olarak birlikte aradan çıkarmamız gerekiyor. Birlikte bunların dersini vermemiz gerekiyor. Biz bunların oyuncağı olamayız. 78 milyon bunların oyuncağı olamaz. 78 milyonun sofrası ile gıdası ile bunları oynatmayız. Onun için elimizde her zaman bunlara karşı ithalat imkanı hazır olacak. Yeni yeni kararlara ihtiyaç olmadan anlık olarak piyasaya müdahale edecek imkanları elimizde tutacağız. Ama kesinlikle üreticimizi sıkıntıya sokacak ve maliyetlerini aşağıya çeken, onların zarara uğramasına sebep olacak bir atmosferin de oluşmasına engel olacağız.”

    Son dönemde yapılan tartışmalarla sanki hükümet et ithal etmek için bir heves içindeymiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten Çelik, şunları söyledi:

    “Üreticilerimiz rahat olsun. Böyle bir algı biz de yok. Ama spekülatörlere karşı bu kadar geniş tüketici kitlemizi korumak da bizim görevimiz. Tabii ki hayvan sayısını artıracağız, ırk ıslahlarını yapacağız ve hayvancılıkta ulaşmamız gereken hedefleri yakalamış olacağız. Son bir şey daha söyleyeyim. Enflasyonla ilgili bir diğer sıkıntı, tarla ile raf fiyatı arasındaki uçurum. Bu konu bakanlık olarak önümüzde olan bir konu. Çok ciddi farklılık var. Tarlada eli nasırlı, güneşin altında kavrulan çiftçinin gönderdiği ürün ile pazarda satılan ürün arasındaki uçurum, mutlak surette bir çözüm yoluna kavuşmalıdır. Bu haksız kazanç mutlaka önlenmelidir. Üreticinin bizzat ürünü ortaya çıkartarak elde edemediği, hayal dahi edemediği bir fiyata satıp hem tüketiciye, hem de enflasyonun yükselmesine etki eden unsurlarla önümüzdeki dönem mücadele edeceğimizi bilmenizi istiyorum.”

  • Çelik’ten Şişecam’a Ziyaret

    Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik, Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman ile bir araya geldi.

    Başkan Çelik, Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman ile gerçekleştirdikleri yatırımlar hakkında fikir alışverişinde bulundu. Çelik, “Böyle bir yatırım hem ilçemiz, hem de ülkemiz için çok önemli. İnşallah bundan sonra da Şişecam grubunun ilçemize ve ülkemize yeni yatırımlar yapmasını bekliyoruz” diye konuştu.

  • AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Davutoğlu-kılıçdaroğlu Görüşmesi Sonrası Açıklama

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, başkanlık sisteminin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından görüşmede gündeme getirildiğini belirterek, “Başkanlık sisteminden ne anladığımız, başkanlık sistemi çerçevesine etiket düzeyindeki tartışmaların verimsiz olduğu, bizim başkanlık sistemi önerimiz, CHP’nin parlamenter sistem önerisinin tartışılması, karşılıklı tartışılması gerektiği ifade edildi” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa, TBMM İç Tüzüğü ve reformlar kapsamında yaptığı görüşme sonrası basın toplantısı düzenledi. Görüşmedeki heyette yer alan Çelik, “Sayın Başbakanımız anayasa ile ilgili siyasi partilerden randevu alma ile ilgili temas trafiğine başlamıştır. Genel Başkanımız ve heyetimizi karşılamada gösterdikleri nezaket için teşekkürlerimizi sunuyorduk. 2 saat 15 dakika kadar bir görüşme oldu. Hemen hemen hiç ara vermeden, bir yandan verimli bir beyin fırtınası oldu, siyasi meselelerin değerlendirildiği görüşme oldu. Asıl meselemiz yeni anayasaydı. Darbe hukukuna kaynaklı eden bu anayasanın ruhundan başlayarak ruhu ve arkasından metninin değişmesi konusunda tam bir mutabakat var. Yeni anayasa konusundaki görüşümüz son derecen nettir. Devlet yazılımını ifade eden anayasa ile 2023 hedeflerine ulaşacağına inanmıyoruz. 1876’dan beri Türkiye anayasayı tartışıyor. Vatandaş devlet ilişkisinin nasıl olacağına dair, bir devlet yazılımı olarak yeni anayasa meselesi tartışılıyor. Bu çerçevede çok uzun zamandan beri, 2007’den beri, 2011’deki temaslarımızdan bu yana net bir biçimde Türkiye’nin yeni bir anayasaya kavuşması gerektiğini ifade ediyoruz. Yeni anayasa, Türkiye’nin kimlik belgesidir. Genel Başkanımız, Başbakanımız Türkiye’nin her alandaki sorunlarının aşılması için anayasanın sadece değişiklikleri ile yetinmeyeceğimizi revizyon dönemini geride bırakması gerektiğini açık bir şekilde ifade etmiştir” ifadelerini kullandı.

    Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Darbe hukukunun kaynağını oluşturan anayasanın değişmesi gerektiği konusunda onlar da hemfikirler. Mevzuatımızdan, darbe hukukunun arındırılması konusunda da mutabakat var. Bu, Kılıçdaroğlu tarafından da dile getirdi. Adalet Bakanlığı temelinde darbe hukukunun bütün izlerini mevzuatımızdan arındırma konusunda bir çalışma var. Bu çalışma CHP ile paylaşılıp, CHP Grup Başkanvekilleri de ne yapılması konusunda fikirlerini dile getirecekler.”

    Başkanlık sistemine ilişkin değerlendirmede bulunan Çelik, “Genel Başkanımız tarafından güdeme getirildi. Başkanlık sisteminden ne anladığımız, başkanlık sistemi çerçevesinde etiket düzeyindeki tartışmaların verimsiz olduğu, bizim başkanlık sistemi önerimiz, CHP’nin parlamenter sistem önerisinin tartışılması karşılıklı tartışılması gerektiği ifade edildi” dedi.

    Çelik, “Parlamentonun daha çok özne olmasını sağlama, halkın devlet yönetiminde yegane özne olmasını sağlama, anayasal sistemin ortaya çıkması konusunda, biz bunun başkanlık sistemiyle mümkün olacağın onlar da bunun parlamenter sistemle olacağını dile getirdiler. Başka önerinin hangisinin gerçek anlamda parlamentoyu özne yapacağını, yargı bağımsızlığını temin edeceğini, ileri demokrasilerdeki gibi denge-denetim mekanizmalarını karşılıklı olarak tartışalım istiyoruz” diye konuştu.

    “ELE ALINAN KONULARDAN BİRİSİ AB MESELESİ OLDU”

    Her sistemin olumlu örnekleri olduğu gibi olumsuz örneklerinin de olduğunu belirten Çelik, “Bundan sonra bir Uzlaşma Komisyonu’nun ortaya çıkması halinde, iki Genel Başkan bu çalışmaları yapılması gerektiğini söyledi. Bu çerçevede ele alınan konulardan birisi AB meselesi oldu. AB meselesi konusunda AB meselesi AK Parti dönemlerinde bir devlet politikası haline gelmiştir. Bu konudaki vizyonumuzun devam edeceği Genel Başkanımız tarafından vurgulanmıştır” şeklinde konuştu.

    TBMM’in İç Tüzük’üyle ile ilgili konuşan Çelik, “Meclis’in sadece bir yasama fabrikası gibi çalışmaması, Türkiye’nin büyük meselelerinin tartışıldığı en yüksek organ olarak, Türkiye’nin siyasi meselelerinin çözümüne zemin teşkil eden platform olarak işlevini yerine getirmesi, denge ve denetim mekanizmaları açısından Meclis’in çalışma biçiminin gözden geçirilmesi konusunda herkes birçok şey söylüyor. Genel Kurul’a dayalı çalışma modeli dünyanın birçok yerinde terk edilmiş bir model. İktidarın hızlı bir şekilde Meclis’te talep ettiği yasaların çıkması, muhalefetin eleştirmesi, denetleme görevini yapılabildiği Meclis çalışma dengesinin nasıl çalışabileceği konusunda hassasiyet var. İktidar, Türkiye’yi yönetme zorunluluğuna sahiptir. Muhalefetin en doğal hakkı ve görevidir, yasaların eleştirilmesi, hükümetin denetlenmesinin Meclis üzerinden yapılması. Bu dengenin kurulacağı iç tüzüğün ortaya çıkması konusunda genel başkanımız görüşmelerini ifade etmişti. Geçmişte yaptığımız çalışmada 6 maddede anlaşmazlık gözüküyordu. Çalışmalarda yer alan aynı arkadaşların bir araya gelerek süratli çalışma yapmaları, iç tüzüğün değiştirilmesi, artık iradenin çıkması konusunda anlaşma zemini ortaya çıktı” dedi.

    Vize muafiyeti meselesinde CHP’nin desteği alma konusundaki taleplerini ilettiklerini belirten Çelik, CHP’nin AB ile ilişkilerin gerçekleştirilmesi çerçevesinde genel yaklaşımları konusunda değerlendirmede bulunacağını ifade etti.

    Bundan sonra MHP ile görüştükten sonra da tablonun daha geniş bir şekilde değerlendirilmiş olacağını anlatan Çelik, “Biz, başkanlık sistemi, onlar parlamenter sistem konusundaki görüşlerini ifade etti. Anayasanın bir siyasi metin olduğunu da düşünürsek, halkın daha çok özne olduğu, halkın siyasetin ve devletin sahibi olma iradesinin güçlendiği anayasal yazılımı nasıl ortaya çıkarabiliriz buna odaklanmamız gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

    Çelik, “İki parti arasında belli istişareler yapılması gerektiği, toplumsal kutuplaşma ile ilgili fay hatları varsa bunların rehabilite edilmesi konusunda iki partinin daha çok istişarede bulunması gerektiğini ifade ettiler. Son derece verimli bir görüşme olmuştur. Aynı zamanda 12 Eylül’ün darbe döneminden kalan mevzuatının temizlenmesi konusunda yüksek bir irade ortaya çıkmıştır” açıklamasında bulundu.

    Çelik, konuşması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Uzlaşma zeminin ortaya çıkması durumunda HDP’nin üye verip vermeyeceği konusundaki soruya Çelik, “Böyle bir çalışma zemini çıktığı zaman bu meclis başkanımızın inisiyatifinde yürümesi gereken bir süreçtir. Meclis Başkanımızın kendi takdiridir. İktidar partisi olarak 1 Kasım seçimlerinden sonra olağan yerine getirmemiz gereken işler vardı. Bu çerçevedeki takvim bittikten sonra anayasa görüşmeleri başlamış oldu. Burada ortaya çıkan iradeyi geçmişteki yöntem gibi değerlendirilecektir. Biz, her siyasi partiden randevu isteriz. Çünkü o partileri halklar kurmuştur, halkın oy verdiği partiye, o partiye oy veren vatandaşlarımız duyduğumuz saygıdan dolayı o partiden randevu isteriz. HDP yöneticilerinin anayasa gibi büyük bir meselede gayri ciddi bir tutum takınmaları, Türkiye’yi zedeleyici bir tutum almaları, Genel Başkanımıza yaptıkları saygısızlık da randevu iptalinin sebebidir. Konuşulacak konunun ciddiyetine yakışmayacak bir yaklaşımla söylem tutturmalarıdır. Biz, hiçbir partiyi kategorik olarak dışlamıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “LİDERLER DÜZEYİNDEKİ GÖRÜŞMELER AÇIKTIR”

    Başka bir gazetecinin, “Komisyon bundan sonra 60 madde üzerine mi çalışacak? Bütün maddelerde oy birliği şartı aranacak mı? MHP ile uzlaşı olmazsa, CHP ile yola devam eder misiniz?” sorusunu Çelik, “Şu aşamadaki gündemimiz şu, 4 Ocak’ta MHP ile görüşülecek. Kuşkusuz, MHP gibi Türk siyasi tarihinde önemli bir misyona sahip partinin anayasa çalışmaları içinde yer alması son derce kıymetlidir. Onların da bu şekilde davranmalarını temenni ederiz. Kuşkusuz, geçmişteki çalışma yönteminin birtakım mahsurları oldu. Siyasi partiler eşit üye vereceklerdir o komisyona ama belki de o zaman daha sonra yapılan bir çalışmayla iki partinin uzattığı görülüyor. Meclis’teki komisyonda tam bir mutabakat sağlanması böyle bir çalışmayı imkansız kılıyor. Böyle bir çalışmayı her siyasi parti değerlendirecektir. Yeni yöntemler üzerinde durulabilir. TBMM’nin idare teşkilatı, yeri geldiği zaman bu müktesebatı sunacaklardır. Liderler düzeyindeki görüşmeler açıktır” diye cevapladı.

    Başkanlık sistemine ilişkin soruya Çelik, “Daha önce Uzlaşma Komisyonu’na sunulmuş modeli Sayın Kılıçdaroğlu ile paylaşacağız. Bunlar, anın şartları içinde tartışma faslı olarak sunulmuştur. Biz de aynı çalışmaları sürdürüyoruz. Yeni ortaya çıkan tartışmalarla güncelleyebiliriz, maddeleri çıkarabiliriz ya da çoğaltabiliriz” karşılığını verdi.

    Bölgesel mevzulara da karşılıklı olarak değinildiğini anlatan Çelik, Başbakan Davutoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na bilgi vermek istediği hususların olduğunu ifade etti.

    Türkiye’nin belli bir tarih koyarak ’anayasayı yaptık’ demesinin gerektiğine işaret eden Çelik, halkın özne olduğuyla ilgili bir tartışmanın yapılması gerektiğini dile getirdi.

    Başbakan Davutoğlu’nun 3. yöntem konusundaki görüşleri hakkında bilgi verip vermediğinin sorulması üzerine Çelik, “Başbakanımız başkanlık sistemini ayrıntılı bir şekilde anlattı. Bizim bunu niye savunduğumuzu, kendisinin bunu niye savunduğunu anlattı, ’Bu tartışmaların başkan kim olacak, Başbakan kim olacak’, kişiler üzerinden yapılmasının son derece sakıncalı olduğunu. Yöntem meselesi ile ilgili bir irade ortaya çıktı, çalışma devam etsin, şekillenmesi MHP ile yapılan görüşmeden sonra ortaya çıkacaktır. Sayın Başbakanımız belki tekrar görüşmek gerektiğini de paylaştı” diye konuştu.

    Yeni anayasa konusunda bir tarihin konuşulmadığına dikkati çeken Çelik, takvimlendirmenin yapılması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’de anayasa konusunda söylenmedik sözün kalmadığına dikkati çeken Çelik, Türkiye’nin anayasa yapmaya hazır olduğunu, halkın TBMM’ye yeni anayasa yapma şerefini tevdi ettiğini ifade etti.

    “KIRMIZI ÇİZGİLER DİLE GETİRİLMEDİ”

    Bir gazetecinin, “İki liderin kırmızı çizgisinin olup olmadığına” ilişkin sorusuna Çelik, “Bu dile getirilmedi. TBMM’deki partilerin tamamının bu çalışmalarda yer alması o partilere oy veren vatandaşlarımız için önemlidir. Siyaset yapılması bakımından o kavram sıkıntılı bir kavram” cevabını verdi.

    Yapılan anketlerde milletin, anayasanın yapılmasına büyük bir destek verdiğini belirten Çelik, “Halk, partilere yeni anayasanın yapılması için büyük bir baskı uyguluyor. Siyasete meşruiyetini veren halkın iradesidir. Dolayısıyla halkın taleplerine kulak verilmesi gerekir. Şu anda en yüksek taleplerden birisi yeni anayasa meselesidir. İkincisi, artık herkes görüyor ki bu anayasa, Türkiye’de sistemi tıkamaktan başka bir şeye yaramıyor” diye konuştu.

    Başka bir gazetecinin, “Aklınızdaki başkanlık sisteminde yerel parlamentolar olacak mı” sorusuna Çelik, “Yerel parlamento, federal sistem biz Türkiye’nin bu konularla ilgili eksikliğinin olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye’nin federal yapılara da ihtiyacı yoktur. Biz, federal yapı hangi Türkiye tipi başkanlık derken birileri bunu sadece yetkilerin olduğu gibi sundular. Federal bir sistem örgörmüyoruz demiştik, ikincisi iki meclisli bir sistem öngörmüyoruz demiştik. Biz, TBMM’nin büyük bir mutabakatı olsa bile anayasa gibi bir meselenin referanduma götürülmesi, anayasanın meşruiyetini artıracağı düşüncesindeyiz” dedi.