Etiket: çay

  • REZENE ÇAYI ŞİFA KAYNAĞI

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, rezene çayının faydalarının saymakla bitmediğini belirtti.

     

    Rezene çayını herhangi bir rahatsızlığınız olmasa da B, C vitaminleri ile potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi mineralleri almak ve vücudunuzu güçlendirmek için tüketebilirsiniz.C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirirken kalsiyum kemik yapısını güçlendiren bir mineraldir.Rezene çayı,laktasif etkisi ile kabızlığı önler.

     

    Her yaş için şifa olan rezene çayı,gaz ve şişkinlik ile kendini gösteren sancılı, hafif sindirim sistemi rahatsızlıklarına karşı faydalıdır.Soğuk algınlığındaki öksürüklerde, balgam söktürücü olarak kullanılabilmektedir.
    Rezene çayı,üst solunum yolu rahatsızlıklarında ve hazmı kolaylaştırıcı, bebeklerde bilimsel adı kolik olan sebebi tam bilinmeyen veya gazdan olabilen sancılara karşı savaşır ve emziren kadınlarda süt artırıcıdır.Ancak emizirme dönemindeki kadınlar uzmana danışmadan rezene ürünleri tüketmemelidir çünkü kan şekerini olumsuz olarak etkileyebilir.Ayrıca Safra kesesi, böbrek ve karaciğer rahatsızlığı bulunanlara rezene çayı içmemelidirler.

  • Yeşil çay kanserden koruyor

    Yeşil çayın ağız bölgesindeki kanser hücrelerini yok ettiği ve sağlıklı hücrelerin oluşmasına yardımcı olduğu bilimsel olarak ispat edildi.

    Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Pensilvanya Üniversitesi tarafında yapılan araştırmada, yeşil çayın ağız bölgesi kanserlerinde kanserli hücreleri yok ettiği ve bu hücrelerin yerine sağlıklı hücrelerin oluşmasına yardımcı olduğu belirlendi.

     

    Pensilvanya Üniversitesi araştırma ekibi, kanserli ve sağlam ağız hücrelerini yeşil çayda bol miktarda bulunan epigallocatechin-3- gallate (EGCG) maddesiyle bir arada tuttuklarını belirterek, “Konsantre EGCG maddesinin zamanla kanserli hücreleri azalttığı ve sağlam hücrelerin sayısında artışa sebep olduğunu tespit ettik” dedi. Ekip adına konuşan Joshua Lambert, ECGC’ya maruz kalan sağlıklı hücrelerin sayısında artış olduğu gibi, dirençlerinde de ilerleme gözlemlendiğini kaydetti.

     

    Yeşil çayın sadece tedavide değil, kanseri önlemede de kullanılması gerektiğini belirten Joshua Lambert, “Üstelik de kemoterapi gibi yan etkileri yok ve herkesin rahatça alabileceği bir ürün” şeklinde konuştu.
    Yeşil çayın kanser tedavisinde etkili olacağı ilk defa 2002 yılında yapılan bir araştırmada ortaya atılmıştı.

  • Sıcak çay içenler dikkat!

    Prof. Dr. Atilla Eroğlu, yemek borusu kanserinin nedenlerini mercek altına aldı. Türkiye’de ilk kez yapılan uluslararası çaptaki araştırmasında sıcak içilen çay, küflü peynir ve tandır dumanının yemek borusu kanserine yol açtığını ortaya koydu.
    Yemek borusu kanseri (Özofagus), dünyada ‘İpek Yolu’ güzergahındaki ülkelerde, Türkiye’de de en çok Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülüyor. Genel sindirim sistemi kanserleri içinde yemek borusu kanseri oranı yüzde 5-6 iken Doğu Anadolu Bölgesi’nde bu oran yüzde 20’leri buluyor.
    Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Eroğlu da bu kanser türüyle ilgili olarak Türkiye’de ilk kez uluslararası çapta bir araştırmaya imza attı. Yemek borusu kanserinin bu kadar sık görülmesinin nedeni olarak beslenme alışkanlığını gösteren Prof. Dr. Eroğlu, Doğu’da son 25 yılda 42 bin 652 endoskopi yapıldığını, yüzde 3,4 oranında yani bin 462 kişinin yemek borusu kanserine yakalandığını belirledi.

    508’İ AMELİYAT EDİLDİ
    Çarpıcı sonuçlar elde ettiği araştırmasında bu hastalardan 508’inin ameliyat edildiğini tespit eden Prof. Dr. Eroğlu, 50 – 70 yaş arasındaki kanserli hastaların 720’sinin kadın (yüzde 49), 742’sinin erkek (yüzde 51) olduğunu kaydetti. 2000 yılından önce erkeklerin yüzde 58’inde, kadınların ise yüzde 42’sinde kanser görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Eroğlu, son 15 yılda kadın hasta sayısının arttığını vurguladı.

    SICAK ÇAY İÇMEYİN
    Sıcak çay tüketiminin yemek borusu kanserine yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Atilla Eroğlu, “Kadınlar çok çay içiyor, bundan dolayı oranlar yükseliyor. Demlikten boşaltır boşaltmaz hemen içiyorlar. Ayrıca taze sebze, meyvenin yetersiz tüketilmesi, tandır dumanına maruz kalmaları kadın oranlarının yükselmesine sebep oluyor” dedi.

    KÜFLÜ PEYNİRDEN DE UZAK DURUN
    Yemek borusu kanserine yol açan bir diğer sebebin de küflü peynir olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Eroğlu, halk arasında ‘antibiyotik’ etkisi olduğuna inanılan peynirin, karsinojen mikotoksin üreten mantarları bünyesinde barındırdığı ve yemek borusuna yerleştiğini ifade etti. Kadın sayısındaki artışın kendilerini daha farklı araştırmalara yönelttiğini söyleyen Prof. Dr. Atilla Eroğlu, ”Köylerde ekmek yapımında kullanılan tandırlardan çıkan dumana maruz kalmaları, taze sebze ve meyve ile zeytinyağı tüketmemeleri ve erkeklere oranla daha çok sıcak çay içmeleri kadınların yemek borusu kanserine daha çok yakalanmasına neden oluyor. Ayrıca şunu da söylemeliyim ki; sosyo-ekonomik durumumuzun iyileşmesine rağmen 25 yıldır kanser sayısında artış devam ediyor. Dünya, sosyo – ekonomik durumu kötü insanlarda bu kanserin daha yüksek olduğunu iddia ediyor ama öyle değil.

    8 KAT KANSER RİSKİ VAR
    İran’da sıcak çay içilmesiyle ilgili yapılan bir çalışmadan da söz eden Prof. Dr. Eroğlu, sıcak çayın 4 dakika beklemişi ile hiç beklenmeden hemen içilmesinin kanser riskini 8 kat artırdığını söyledi. Aslında çayın rahatlatıcı ve yararlı bir içecek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eroğlu, çayın ılıtılıp içilmesini tavsiye etti. Eroğlu ayrıca yemek borusu kanserlerinin obezite ya da mide ülserine sebep olan mikropla meydana geldiğini ya da yemek borusunun kendinden kaynaklanan tipiyle oluştuğunu belirterek, obeziteyle ilgili olan kanser tipinin Avrupa ve Amerika’da müthiş derecede arttığını dile getirdi.

  • Bakın içinden ne çıktı

    Son 3 yılda yaklaşık 15 bin ton kaçak çay ele geçirildi ve kaçak çaylarda hayvan dışkısı ile böcek kanı tespit edildi.

     

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 2012 yılında yaş çay rekoltesinin 1 milyon 150 bin ton dolayında olduğunu vurgulayan, bundan da 220 bin ton civarında kuru çay üretildiğini kaydeden Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, rekoltenin beklentilerin altında kaldığını söyledi.

     

    Rekoltenin ülkenin ihtiyacına yetmeyeceğini belirten Erdoğan, 2013 yılında kaçak çayla gerektiği gibi mücadele edilmesinin önemine işaret etti.Rize’de yıl içerisinde kaçak çay ele geçirildiğini hatırlatarak açıklamalarını sürdüren Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, şunları söyledi:

     

    “Rize çevresinde kaçak çay yakalanması bölgede kaçakçay işi yapıldığı anlamına gelmez. Çok önemli bir duyum aldık.

    Doğudan batıya doğru kaçak çay sirkülasyonu yapılacaksa küçük bir miktar bu tarafa gönderiliyor, jandarma ve polis bununla uğraşırken, kaçak çay başka taraftan götürülüyor. Bu bölgeye gelen kaçak çaykamyonları, gönderen kişiler tarafından bilinçli olarak ihbar ediliyor.

     

    Son 3 yılda 15 bin ton dolayında kaçak çay yakalandı. Kaçak çay rakamı, yıllık 300 – 500 ton seviyelerinden bu rakama ulaştı. Eğer 15 bin ton kaçak çay yakalandıysa, ele geçirilemeyen kaçak çay miktarı bunun en az 4 katıdır.”

     

    KAÇAK ÇAYDA BÖCEK KANI TESPİT EDİLDİ

    Yakalanan kaçak çayların yapılan analizlerinde, hayvan dışkısı ve böcek kanı niteliği taşıyan yapılara rastlandığını ifade eden Erdoğan, “İnsan sağlığını tehdit eden kaçak çayların analizlerinde bulunan maddelere bunlarda eklendi.

     

    Sıkı bir kontrol oluyor ama önemli olan kaçak olarak yurda girerek dağılan çayın insan sağlığını tehdit etmesi. Yakalananı bir şekilde imha edersiniz. Kaçak çay, kireç ve mazot karıştırılarak gömülüyor ama asıl önemli olan yakalanamayan kaçak çay” dedi.