Etiket: Çatışmaların

  • Sıcak çatışmaların yaşandığı Suriye’ye askeri sevkiyat yoğunlaştı

    Sıcak çatışmaların yaşandığı Suriye’ye askeri sevkiyat yoğunlaştı

    Türk Silahlı Kuvvetli tarafından, hareketli saatlerin yaşandığı Suriye’ye askeri personel, ZPT araç ve mühimmat sevkiyatı gerçekleştirildi.

    Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye sınırına gerçekleşen sevkiyatın hızı arttı. Suriye’de yaşanan hareketli saatlerin ardından çeşitli birliklerden Hatay’a ulaşan askeri personel, ZPT araç ve mühimmatlardan oluşan sevkiyat Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerini de geçerek sınıra ulaştı. ZPT araçlar ve mühimmatların sınır birliklerine teslim edileceği, askeri personellerinde birliklerinde konuşlandırılacağı öğrenildi.

    Öte yandan çatışmalar sonucunda Hatay’da askeri hareketlilik ve helikopter hareketliliği yaşandı.

  • Çatışmaların sürdüğü Patani’de barış konferansı düzenlendi

    Tayland’ın Prince of Songkla Üniversitesi Patani Kampüsünde barış için konferans düzenledi.

    Tayland’ın Prince of Songkla Üniversitesi Patani Kampüsünde 24-26 Ocak tarihli Tayland’ın güneyindeki birçok akademik kuruluşun da katıldığı, “Çatışma Ortamında Siyasi Geçiş, Şiddetsizlik ve İletişim” konulu uluslararası konferans düzenlendi.

    Konferansta bölgede barış ortamı oluşturmak ve çatışma halinde olan bölgelerde yaşananlar hakkında bilgi verildi. Çatışma halinde olan bölgelerde yaşanılan durumun anlatıldığı konferansın sözcüsü yaptığı açıklamada, makul çözümleri belirlemek için derinlemesine akademik ve karşılaştırmalı çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.

    Konferansta çeşitli bilim adamları tarafından konunun farklı yönlerden ele alındığı yaklaşık 30 bildiri sunuldu. Konuşmacılardan Euro-Burma Ofisi İcra Direktörü Harn Yaenghwe ve Kamboçya Barış ve Uyuşmazlık Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. Emma Leslie açıklamalarında silahlı çatışmayı, şiddeti bitirmeyi ve insanlara barışı getirmek için anlamı mesajlar vermek gerektiğini belirtti. Konferansta ayrıca çatışma halinde olan partilere de söz verildi.

    Tayland’ın Patani bölgesinde çatışmalar 2004’den bu yana hala devam ediyor. Deep South Watch, tarafından yayınlanan son istatistiklere göre bölgede olay sayısı 15 bin 856 ölü sayısının ise en az 6 bin 745 olduğunu belirtti.Barış görüşmeleri girişimi hem Tayland Hükümeti tarafından hem de MARA adlı şemsiye gruplarını oluşturan ayaklanma grupları tarafından başlatılmıştı ve bu süreç Tayland’da siyasi belirsizlik kapsamında bazı güçlüklerle hala sürdürülmeye devam ediyor.

  • AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye-İran işbirliği etnik ve mezhebi çatışmaların panzehiridir”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye ve İran’ın bölgenin iki güçlü, dost ve kardeş ülke olduklarını belirterek, “Türkiye-İran işbirliği etnik ve mezhebi çatışmaların panzehiridir” dedi.

    Van’da Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Van Ortadoğu Expo Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen İran İhracat Zirvesi ve Fuarı’nda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye ile İran’ın işbirliği etnik ve mezhebi çatışmaların panzehiri konumundadır. İki ülkenin dostluğu, birlikte hareket etmesi büyük tehlikelerin önüne geçecek en önemli unsurdur. Bölgemizin dışında bir takım güçler, bölgede insanların sürekli etnik, mezhebi gerekçelerle kavga ederek, enerjimizi, kaynaklarımızı boşa harcamamızı istiyorlar. Bunlara karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Bizim Şiilik, Sünnilik diye bir dinimiz yok. Hepimizin dini İslam’dır. Bu bilinçle hareket etmemiz lazım. Fitne odaklarının bizi birbirimize düşürme çabalarına itibar etmememiz lazım. Ticaretimiz arttıkça, ortak yatırımlar yükseldikçe bu kavgaları çıkarmak isteyenlere en güzel cevabı vermiş olacağız” şeklinde konuştu.

    “Ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var”

    İki ülke nüfusu toplandığında 160 milyon kişilik 2 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazarın söz konusu olduğunun altını çizen Yılmaz, İran’ın geçmişte ekonomik yaptırımlardan dolayı potansiyelini değerlendiremediğini ifade etti. Yılmaz şunları kaydetti:

    “İran’la ticaretimizi arttırma gayretimiz var. İran’da toplantılar yaptık. Orada ticaret hacmini 30 milyar dolara çıkarma hedefimiz var. Bir dönem 20 milyar dolara yükseldi bu rakam ama bazı sorunlar nedeniyle son zamanlarda aşağı doğru geldi. Son günlerde bir canlanma var. İnşallah kısa sürede hedefimizi yakalar ve daha yukarılara taşırız. Sadece ticaret değil, diğer hizmet sektörleri var. Turizm çok önemli. İran’dan çok sayıda turist Türkiye’ye geliyor. Türkiye’den de insanların İran’a gitmesi gerekiyor. Orada çok büyük doğal ve tarihi güzellikler var. Ticaret ve turizm dışında ortak yatırımlar da çok önemli. İş dünyamızı daha çok bir araya getirdikçe ortak yatırımların yapılacağına inanıyorum.”

    “Ortadoğu’nun istikrarı, barışı Türkiye ve İran’ın olumlu ilişkilerine bağlıdır”

    “İran ve Türkiye’nin ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi sadece refahı arttırmayacak, bölgemizin istikrarına, barış ve huzuruna katkı sağlayacak. Ortadoğu’nun istikrarı, barışı Türkiye ve İran’ın olumlu ilişkileriyle yakından ilgilidir” diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İran ile ticaretin geliştirilmesi konusunda en önemli çalışmalardan biri olan tercihli ticaret anlaşmasını imzaladık. Bundan sonra bize düşen bu anlaşma içindeki madde sayısını arttırmak. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha çok ürünün dahil edildiği tercihli ticaret anlaşmasını hayata geçirmiş oluruz. Nihai amacımız serbest ticarettir. Bunu başardığımızda hepimiz bundan yararlı çıkacağız. Rekabet iyi bir şeydir. Rekabetin olduğu yerde yenilik, girişim, kalite olur. Rekabetten korkmayalım. Ticareti kolaylaştırmaya dönük anlaşmamız da müzakere ediliyor. Kapılarla ilgili önemli gelişmeler yaşıyoruz. Şimdi asıl yapmamız gereken ağır araçların geçmesini sağlayacak alt yapıyı oluşturmak. Bizim tarafımızda yollar iyi ama İran tarafında öyle değil. İnşallah kısa zamanda o yollar biterse ağır vasıtalara da açılmış olacak. Asıl o zaman bölge İran’la ticaretten daha fazla kazanacak. Ticaret demek refah demek”

    “Van, bölgede en büyük sıçramayı yapacak ilimizdir”

    AK Parti Van Milletvekili Beşir Atalay ise, Van’ın önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade ederek, “Van’da bu tür etkinliklere ihtiyacımız var. Van büyük bir ticaret ve sanayi merkezidir. Hep birlikte el birliğiyle buradaki işler daha iyi olsun diye çaba gösteriyoruz. Terörle ilgili şu anda önemli gelişmeler var. Van, bölgede en büyük sıçramayı yapacak ilimizdir. Bunu Vanlı ve İran’dan gelen iş adamlarımız için söylüyorum. Biz sizleri seviyoruz. Van otellerinde İranlı kardeşlerimizi görünce mutlu oluyoruz. İlişkileri arttırmak bizlere düşüyor ve biz de bu çaba içindeyiz” şeklinde konuştu.

    “Hedefimiz İran’la ticaret konusunda belirlenen rakamlara ulaşmaktır”

    İran’la ilişkilerin geliştirilmesi ve ticaretin büyümesinin iki ülke açısından çok önemli olduğunu aktaran Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci de, “Bu anlamda ticaret anlaşmalarıyla önemli adımlar atıyoruz ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Hedefimiz İran’la ticaret konusunda belirlenen rakamlara ulaşmaktır. Zaman zaman sınır kapılarındaki sıkıntılar iki taraftan da kaynaklanabiliyor. Ticaretin önündeki tüm engellerin kaldırılması konusunda her türlü adımlar atılmaktadır. Bakanlık olarak bu anlamda önemli çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Devlet ticaretin önündeki engelleri kaldıracak”

    Van’da uluslararası katılımla ihracat zirvesi gerçekleştirdiklerini ifade eden Van Valisi İbrahim Taşyapan ise konuşmasında, “Uluslararası katılımla burada fuar düzenliyoruz. Devlet ticaretin önündeki engelleri kaldıracak ve uygun yatırım ortamı tesis edecek. Bu gün ulaşım açısından engelleri kaldırdık. İran sınırımıza kadar bütün yollarımız duble yol yapıldı. Demiryolu bizim sınırlarımızdan İran’a gidiyor. İran tarafına, Orta Asya’ya giden tek demiryolu buradan İran’a gidiyor. Bunu geliştirmeli ve daha iyi duruma getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

    Programda ayrıca Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO)Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, Batı Azerbaycan Eyaleti Ticaret ve Maden Daire Başkanı Cemadi Husmen ile Urumiye Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Samet Parsaltani de birer konuşma yaptı. Programa AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, AK Parti Van milletvekilleri Beşir Atalay, Burhan Kayatürk, Türkiye ve İran’dan iş adamları ve sanayiciler katıldı.

  • Sur’da Yaşanan Çatışmaların Şiddeti Fotoğraflarla Ortaya Çıktı

    Diyarbakır’ın Sur ilçesinde teröristlerin tuzakladığı bombaların infilak etmesi sonucu vatandaşların evlerine verilen zararlar, 126 gün sonra çekilen fotoğraflarla ortaya çıktı. Evlerin delinerek geçiş yapmak için kullanıldığı ilçede, vatandaşların ziynet eşyalarının ise teröristler tarafından çalındığı öğrenildi.

    Merkez Sur ilçesinde teröristlerin açtığı hendek ve kurduğu barikatlara yönelik başlatılan operasyonlar 103’ncü gününde sona ererken kısmen süren sokağa çıkma yasağı ise 126’nci gününe girdi. 11 mahallede teröristler tarafından evlerin duvarlarının delinerek geçiş için kullandığı ve tuzaklamalı bombalar yaptığı güvenlik güçleri tarafından tespit edilmişti. Yoğun çatışmalar sonrası teröristlerin tuzakladığı patlayıcıların infilak etmesi sonucu birçok vatandaşın evi kullanılamaz hale geldi. Kısmen olarak yasağın kaldırıldığı ilçenin fotoğrafları ise 126 gün sonra durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne serdi. Çatışmaların şiddetini anlatan fotoğraflardaki evlerin ise kullanılmadığı görüldü.

    İlçede, güvenlik güçleri tarafından arama tarama faaliyetlerinin sürdüğü bildirildi.

  • Aile Ortamında Ya Da Toplumda Çatışmaların Ortasında Kalan Çocuklar ‘Güven’ Duygusunu Yitiriyor

    Maltepe Üniversitesi SOYAÇ Müdürü Yrd. Doç. H. Özden Bademci, gerek aile içinde gerekse de toplumda çatışmaların ortasında kalan çocukların, güvenli bir ortamdan mahrum kaldıklarını ve sağlıklı büyüyebilmeleri için en çok ihtiyacını duydukları güven duygusunun sarsıldığını söyledi.

    Maltepe Üniversitesi Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar İçin Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ) Müdürü Yrd. Doç. H. Özden Bademci, gerek aile içinde gerekse de toplumda çatışmaların ortasında kalan çocuklarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çatışma ortamının çocuklar için son derece travmatize edici olduğunu belirten Bademci, “Şiddete tanıklık etmek çocukları, öngörülebilir, güvenli, tutarlı bir ortamdan mahrum bırakır; sağlıklı büyüyebilmeleri için en çok ihtiyacını duydukları güven duygusunu derinden sarsar. Bu durum çocuklar için son derece travmatize edicidir. Çatışmaların arasında kalan çocukların bilişsel, duygusal, sosyal gelişimleri olumsuz bir şekilde etkilenir. Çocuklar içinde oldukları ‘anormal’ koşullara şok, hissizleşme, içe dönme, sessizleşme, aşırı tedirgin ya da aşırı hareketli olmak, yoğun kaygı, korku dolu olmak gibi ‘normal’ tepkiler verirler. Çocukların yakınlarının öldüğü ya da yaralandığı durumlarda tepkileri daha da şiddetlenir. Ergenlerde de antisosyal davranışlar, çaresizlik, umutsuzluk duyguları yaşanır” dedi.

    “EBEVEYNLERDEN BAĞIMSIZ ELE ALINAMAZ”

    Çocukların ruh sağlıklarının, ebeveynlerinin ruh sağlığından ve aile içindeki duygusal ortamdan bağımsız ele alınamayacağını belirten Özden Bademci, “Çocukların bilişsel kapasiteleri yetişkinlerden farklıdır. Benmerkezcidirler. Travmatize edici yaşantıları üzerine konuşamazlar. İçsel çatışmalarını, duygularını sözcüklere dökemezler. Dile gelemeyen duygu ve düşünceler dolaylı olarak dışa vurulur; tekrarlayan bir şekilde yeniden canlandırma, rahatsız eden görsel imajlar, saldırgan davranışlar ya da gerileme en sık görülenleridir. Mevcut durumu anlamlandırmalarında başta anne babaları olmak üzere yetişkinlerin kapsayıcı desteği çok önemlidir. Ancak çatışmalı durumlarda yetişkinler de travmatize olduklarından çocuklarını desteklemeleri mümkün olamayabilir. Çevrenin etkisi ile yaşananlara dair algılarında, ebeveynlerinin psikolojileri, başa çıkma stratejileri ile tutum ve davranışları çocuklar üzerinde etkilidir. Çocukların ruh sağlıkları, ebeveynlerinin ruh sağlığı ve aile içindeki duygusal ortamdan bağımsız ele alınamaz. Aile ‘iyileşmedikçe’ çocuk da ‘iyileşemez’” diye konuştu.

    ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ŞEKİLLENİYOR

    Çocukların tepkilerinin ve algılarının erken çocukluk döneminde şekillendiğini ifade eden Özden Bademci, “Çocukluk dönemi, fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimin hızla devam ettiği bir dönemdir. Çocukların tepki ve algıları bu dönemde şekillenir. Çocukların bu kritik gelişim döneminde şiddet, çatışma ortamı içinde kalmaları kişilik ve kimlik gelişimlerini; uyum sağlama ve başa çıkma mekanizmalarını kalıcı olarak etkileyebilir. İçselleştirmekte oldukları doğru ve yanlış kavramlarını, gelişmekte olan ve saldırganlık dürtülerini kontrol altına almalarını sağlayan içsel mekanizmalarını, başkaları ile ilişki kurma biçimlerini derinden etkiler ve kalıcı olumsuz nörobiyolojik sonuçlara neden olabilir” dedi.