Etiket: Çanları

  • “Beyaz Altın”da tehlike çanları

    Çukurovalı pamuk üreticilerini, mevsim normallerinin üzerinde seyreden kavurucu sıcaklar nedeniyle normalden daha hızlı üreyen beyazsinek ve yeşil kurt korkusu sardı. Erken önlem alınmadığı takdirde bitkide büyük hasara yol açan zararlılara karşı üreticiler uyarıldı.

    Türkiye’nin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden Çukurova’da, son yıllarda ekimi giderek azalan “beyaz altın” pamuk için tehlike çanları, bu kez ekili alanları saran zararlılar nedeniyle çalıyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, pamuk bitkisinin öz suyunu emerek kurumasına neden olan beyazsinek ile kozayı yiyerek pamuğa dönüşmesini engelleyen yeşil kurt zararlısının üremesini hızlandırdı. Pamuk ekili alanları büyük bir hızla saran zararlılar, üreticide endişeye yol açtı.

    Ciddi verim kaybına yol açıyorlar

    Yüreğir Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Emin Doğan, pamuk bitkisine büyük hasar veren zararlıların, aşırı sıcaklardan dolayı daha hızlı ürediğini belirtti.

    Pamuk bitkisi 5-6 karış uzunluğa ulaştığında beyazsinek ve yeşil kurdun verdiği zararlardan geri dönüşün mümkün olmadığını vurgulayan Doğan, üreticilere, önlem almakta geç kalmamaları uyarısında bulundu. Doğan, “Bitkinin yetişmeye başlamasıyla birlikte, pamuğun baş düşmanı olarak bilinen beyazsinek ve yeşil kurt zararlıları görülmeye başlandı. Beyazsinek, pamuk bitkisinin üzerinde ürüyor ve bitkinin öz suyunu emerek kurumasına neden oluyor. Farkına varılmazsa yaprak büzülüyor, bitki tam olarak beslenemiyor ve zarar gören kozalar açılmadan dökülüyor. Yeşil kurt ise, bitkinin meyvesini yiyerek kozanın pamuğa dönüşmesini engelliyor. Her iki zararlıyla da zamanında ve etkin mücadele edilmezse pamukta ciddi verim kaybı yaşanıyor” dedi.

    Zararlıların hızla üreyip yayılmasına, artan hava sıcaklıklarının yol açtığına işaret eden Emin Doğan, “Bizim üreticilere tavsiyemiz geç kalmadan ilaçlama yapmaları. Geç kalındığı takdirde bu işin geri dönüşü yok. Bu yüzden orijinal ilaçlar kullanılmalı. Ayrıca, tavsiyeli bitki koruma ürünlerinin kullanılması çok önemli” diye konuştu.

  • Emo Temsilcisi Sınırkaya: “Uyarıları Dikkate Almayanlar Faturayı Canları İle Ödüyor”

    Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Erzurum Temsilcisi Namiye Sınırkaya, yaptıkları uyarıları dikkate almayan insanların canlarından olduğunu söyledi.

    EMO Temsilcisi Namiye Sınırkaya, bir süre önce yaptığı açıklama da elektrikli battaniye ve ısıtıcılardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek, aksi takdirde feci ölümlerin meydana gelebileceğine dikkat çekmişti. Sınırkaya, soğuk kış aylarında kullanılmaya başlanan elektrikli ısıtıcı, battaniye, klima ve su ısıtıcısı gibi elektrikli cihazların insan sağlığını birinci derecede tehdit ettiği, söz konusu cihazlara birkaç metreden fazla yaklaşılmaması gerektiğini savunmuştu. Sınırkaya, “Elektrik battaniye ile yatmak mahsurlu ve katiyen uzak durulması gerekiyor. Fiziksel sakıncaları zaten bilinen bir gerçek. Bir de buna ilaveten yüksek radyasyonun maruz bırakacağı rahatsızlıklar eklenirse durumun daha tehlikeli boyutlara tırmandığı inkar edilemez. Özelikle son yıllardaki kanser vakalarının artışındaki en önemli nedenlerinden birisi ise bilinçli ya da bilinçsizce radyasyona maruz kalmak. Ayrıca battaniye içerisindeki tellerin ince olması nedeniyle de aşırı ısınan elektrik tellerinin sebep olacağı yangın ve çarpmaları da unutmamak gerekir ” şeklinde uyarılarda bulunmuştu.

    Yapılan bu uyarıları dikkate almayanların hayatlarını kaybettiğini belirten Sınırkaya, “Uyarılarımızdan kısa süre sonra Sivas da aynı aileden üç kişi elektrikli battaniye den dolayı hayatlarını kaybetti.” dedi.

    Bilindiği gibi geride bıraktığımız hafta Sivas’ta meydana gelen olayda elektrikli battaniyeden kaynaklı çıkan yangında aynı aileden iki kişi yanarak, bir kişi ise dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmişti.

    5 kişilik Altun ailesinin yaşadığı dairede 93 yaşındaki babaanne Fatma Altun torunu 6 yaşındaki Muhammed Hüseyin ile birlikte ısınmak için elektrikli battaniyeyi yakarak uyumuş ve battaniye bilinmeyen bir sebepten dolayı alev almıştı. Komşuların alevleri fark etmesinin ardından olay yerine itfaiye ekipleri çağrılmış ve evde kalanları dışarı çıkarmak için komşular yoğun çaba sarfmişlerdi. Ancak herşeye rağmen yangında babaanne Fatma Altun ile beraber uyuduğu torunu Muhammed Hüseyin yanarak feci şekilde can vermiş, 4 yaşındaki Zeynep ise kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.

    Sınırkaya, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için vatandaşların, uzmanlar tarafından yapılan uyarıları dikkat almalarını isteyerek, “Umarız bu son olay olur. Bir daha böyle bir facia yaşanmaz. Ancak bunun için de kesinlikle vatandaşlarımızın, uzman kişilerce yapılan uyarıları dikkate almaları lazım. Aksi taktirde dikkate almadıkları uyarıların faturalarını canları ile ödeyebilirler.” dedi.

  • Mühendislik Ve Mimarlık Fakültelerinde Tehlike Çanları

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yükseköğretimin kalitesinin artırılması yönünde çeşitli adımlar atıyor. Atılım Üniversitesi Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Hasan Atasoy, değişikliklerin öğrencilere yansımaları hakkında bilgi verdi.

    YÖK’ün yükseköğretimde kaliteyi artırma kapsamında yaptığı değişiklikler sonucunda geçtiğimiz yıl Hukuk ve Tıp fakültelerinde başlayan ‘başarı sırası barajı’ Mühendislik ve Mimarlık fakültelerine de yansımıştı. 2016 yılı başında ise üniversiteye girişte ilk adım olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’ndaki (YGS) 140 baraj puanı 150’ye çıkarılmıştı. Tüm bu değişikliklerin uzun vadede öğrencilere yapacağı etkileri değerlendiren Atılım Üniversitesi Strateji ve İş Geliştirme Müdürü Hasan Atasoy, “Bu yıl özellikle Mühendislik fakültelerinde birçok devlet üniversitesinin kontenjanlarının boş kalacağı tahmin ediliyor” dedi.

    Bazı bölümlerde, yerleşmede kullanılan puan türleri ve hesaplamalarında değişikliğe gidildiğini belirten Hasan Atasoy, “Bazı bölümlerde, yerleşmede kullanılan puan türleri ve hesaplamalarında değişikliğe gidildi ancak YGS sınavındaki başarı sırası barajı bundan daha önemli ve daha fazla etkileyecek bir değişiklik. Üniversiteye girişte birinci basamak olan YGS sınavındaki başarı puanı 140’tan 150’ye çıktı. Öğrenciler; ön lisans programlarına, meslek yüksekokullarına, açık öğretime veya özel yetenekle öğrenci alan programlara yerleşirken artık 150 puan ile girecekler. Normalde geçen sene sınava girenlerin yüzde 83’ü 140 puanı geçmişti. Bu sene bu oranın yüzde 80’in altına düşmesi bekleniyor” diye konuştu.

    “MÜHENDİSLİK FAKÜLTELERİNDE BİRÇOK DEVLET ÜNİVERSİTESİNİN KONTENJANI BOŞ KALACAK”

    Bir diğer makro değişikliğin ise geçtiğimiz yıl Hukuk ve Tıp fakültelerinde başlayan taban başarı sıralaması barajının Mühendislik ve Mimarlık fakültelerine de yansıtılması olduğunu belirten Atasoy, “Bu sene bunun daha da etkili olmasını bekliyorum. Çünkü Hukuk ve Tıp fakültelerindeki değişiklikler devlet üniversitelerini puanları daha yukarıda olduğu için etkilememişti, vakıf üniversitelerini etkilemişti. Ancak bu yıl özellikle Mühendislik Fakültesi için birçok devlet üniversitesinin kontenjanlarının boş kalacağını tahmin ediyorum” açıklamalarında bulundu.

    2 milyondan fazla kişinin üniversite sınavına TM puan türüyle girdiğini dile getiren Atasoy, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “2 milyondan fazla kişi üniversite sınavına TM puan türüyle giriyor. Ancak TM puanı oluşan 550 bin kişi var. Bunun 150 bini Hukuk fakültesine girmeye hak kazanıyor. Ya da MF puanından bakalım; 280 bin kişi MF puan türüyle giriyor. Bunun sadece ilk 40 bini Tıp fakültesini tercih edebiliyor. Şimdi yine aynı şekilde ilk 240 bini Mühendislik Fakültesi tercih edebilecek. 280 bin MF puanının da 200 bini Mimarlık Fakültesi tercih edebilecek. Bu arada kalanlar maalesef tercihlerinde bu bölümleri seçemeyecek.”

  • Sp Genel Başkanı Kamalak: “savaş Çanları Çalıyor”

    Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, mevki ve makam beklentisi olmadığını ifade ederek, “Savaş çanları çalıyor. Biz iktidar sahiplerini 5 yıl önce uyardık. Suriye’de dedik, onlar Şam Camii’nde namaz kılacağız diyorlardı. Biz onlara siz 15 dakikada Suriye’ye girebilirsiniz, ama 15 yılda zor çıkarsınız diye uyardık” dedi.

    SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, bir dizi temaslarda bulunmak üzere karayolu ile Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine geldi. Partisinin Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuşan Kamalak, “Benim mevki ve makam bir beklentim yok. Oğlum, kızım güzel işlere girsinler diye de uğraşmıyorum. Türkiye’nin şanını ve şöhretini nasıl kazandırırız derdindeyim. Hesabım bölünmek üzere olan ülkeyi nasıl birleştiririz diye acaba düşünüyorum. Elbette Tekirdağ’ın da problemlerini biliyorum. Burada 81 ilde yaşayan kardeşlerimiz var. Bakın bin 500 sanayicimize teşvik kredisi vereceğiz. Amacımız üreten bir ülke diyoruz. Tüketim ekonomisinden bu ülkeyi üretim ekonomisine geçirmeliyiz” dedi.

    Ülkenin en büyük sorunlarının başında terör olaylarının geldiğini dile getiren Kamalak, Saadet Partisi olarak hükümeti 5 yıl önce uyardıklarını belirterek, “Önce tabi ki akan kanı durdurmak mecburiyetindeyiz. 1996 yılında biz 11 ay iktidarda kaldık. Bu 11 aylık süre içerisinde ne doğudan ne batından bir şehit cenazesi gelmedi. Kanı biz durdururuz. Bundan emin olun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı hem de Meclis’teki konuşmalarda muhalefeti eleştirebilmek için ’Sivas’ın doğusuna bile gidemezsiniz’ diyor. Sivas’ın doğusuna gidemiyorsa bu ülkenin vatandaşı bunun vebali ve günahı 13 yıldır Türkiye’yi idare edenlere ait değil midir? Bakın Güneydoğu’da devletin giremediği mahalleler olduğu gibi güneyimizde de bir tehlike oluşuyor. Savaş çanları çalıyor. Biz iktidar sahiplerini 5 yıl önce uyardık. Suriye’de dedik, onlar Şam Camii’nde namaz kılacağız diyorlardı. Biz onlara siz 15 dakikada Suriye’ye girebilirsiniz, ama 15 yılda zor çıkarsınız dedik. Çıktığınızda da kolunuz kanadınız kırılmış olarak çıkarsınız dedik. Ama dinletemedik. 5 yıl sonra tüm dünya Saadet Partisi’nin dediğine geldi” diye konuştu.

    Ülkenin geleceği için D8’lerin kurulduğunu belirten Kamalak, “Rusya füze ile IŞİD mevzilerini vurmaya başladı. Türkiye’nin en doğusundan en batısındaki mevziyi vuracak durumda. Bu durumda Türkiye çaresiz olarak NATO’ya müracaat etme yolunu tuttu. NATO geldi burada Suriye ile savaşa tutuştu. Peki savaş nerede olacak, bizim apartmanda olacak. Ortadoğu bir bütündür. Asıl olarak bizim daire vurulacak. Aklımızdan zorunuz mu var? Biz 20 yıl önce D8’leri niçin kurmuştuk? Bugünler için kurmuştuk. Batı, dedelerimizin katili fırsat kollar, biz dara düştüğümüz zaman üzerimize çullanır” dedi.

    “ASGARİ ÜCRET BİN 500 TL OLUR DEDİK, DİĞER PARTİLER BUNU ÖRNEK ALDILAR”

    Partisinin zamanında söylediklerinde eleştiri aldıklarını ancak şimdi ise bu söylenenlerin diğer partiler tarafından da gündeme alındığını söyleyen Kamalak, “Asgari ücret bin 500 TL olur dedik, diğer partiler bunu hemen örnek aldılar. İşçiye, emekliye yüzde 50 zam dediğimizde bize tebessüm ediyordu, şimdi kendileri de aynı noktaya geldi. Asgari ücret bin 300 TL olmalı diyor, öbür taraftan da emekliye her ay 100 TL zam vereceğiz diyor. Sayın bakan hayrola define mi buldunuz? Hani daha dün asgari ücret 949 TL, niye 950 değil diye sorduğumuzda dengeler bozulur diyordu. İş adamlarını şikayet ediyorlardı. Define mi, hazine mi keşfettiniz? Ne oldu Saadet Partisi’nin dediğinin doğru olduğunu anladılar. Biz emeklilerin sorunları için emeklik bakanlığını, esnaflarımızın sorunları için esnaf bakanlığı, engellilerimiz için engelliler bakanlığını kuracağız” dedi.

    Kamalak, milletvekili adaylarının tanıtılmasının ardından Çorlu’dan ayrıldı.