Etiket: Çanları

  • Habur Çayı için tehlike çanları çalıyor

    Habur Çayı’nın debisi günlerdir etkili olan sağanak nedeniyle metrelerce yükseldi. Üç gündür etkili olan yağış vatandaşları evlerine hapsetti.

    Şırnak’ın Beytüşşebap ve Uludere ilçelerinde günlerdir etkili olan şiddetli gök gürültülü sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi. Dün geceden beri şiddetini arttıran yağış Habur Çayı’nın debisini metrelerce yükseltti. Beytüşşebap ilçesinde vatandaşlar evlerinden çıkmazken Uludere ilçesinin yüksek rakımlı yerlerinde ise yer yer kar yağışı etkili oldu. Feraşin ve Kato dağlarından beslenen Habur Çayı’nın debisi yükselince bazı vatandaşlar tedbir amaçlı evlerini boşaltmak zorunda kaldı.

    Sabahın ilk ışıklarıyla beraber yağışın şiddeti kameralara yansıdı.

    Öte yandan günlerdir sürekli sel ve taşkınların olduğu Beytüşşebap ilçesi Başaran köyünde ise tekrar heyelan meydana geldi. Can ve mal kaybının yaşanmadığı olayda Beytüşşebap ve Şırnak yolu kısa süreliğine ulaşıma kapandı. Karayolları ekipleri yol boyu çalışma başlatırken ilçe özel idare ekipleri ise köy yollarında tedbir amaçlı iş makineleriyle yolları temizlemeye çalışıyor.

  • Yapay zekâda tehlike çanları çalıyor

    Bahçeşehir Üniversitesinin (BAU) düzenlediği Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi’ne katılan Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, yapay zekânın köle seviyesinde olduğunu belirterek, insanlığın gelecek 100 yıl içerisinde rahat olacağını ancak sonraki 100 yıl içinde tehlike çanlarının çalabileceğini söyledi.

    BAU Bilimsel Araştırma Topluluğunca bu yıl ilki düzenlenen Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi, üniversitenin Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Kongreye Yunanistan, ABD, Romanya ve Türkiye’deki birçok üniversiteden akademisyen ve öğrenciler katıldı. 3 gün süren kongrenin birinci oturumunda Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, “Dijital Doktor, Robot Cerrah: Yapay Zekâ ve Akıllı Nesneler Meslekleri Nasıl Dönüştürecek” konusunda sunum yaptı. Gelişen dünyada iki ana teknolojik gelişmenin olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, bunlardan birinin yapay zekâ alanındaki çalışmalar, diğerinin ise çevredeki birçok nesneye bir tür zekâ şırınga etmek olduğunu belirtti. Sürücüsüz otomobillerin buna örnek olduğuna işaret eden Türkoğlu, gelecekte otomobilin yerini yapay zekâyla çalışan otomobil görünümlü robot ve cihazların alacağını dile getirdi. Bu nedenle nesnelerin bir yandan akıllanırken, diğer yandan zeki varlıklar haline geldiğini ifade eden Türkoğlu, bu konuda Avrupa ve Almanya merkezli çalışmaların olduğunu aktardı.

    “Çalışanlar yapay zekâ ile yer değiştirebilir”

    “Mavi yaka” denilen iş kollarının robotlarla yer değiştirmesinin söz konusu olduğuna da vurgu yapan Türkoğlu, şunları söyledi:

    “Tabii bu durum yalnızca mavi yakalı işlerle sınırlı değil. Bunun yanı sıra beyaz yaka dediğimiz yani ofis çalışanları da yapay zekâ yazılımlarıyla yer değiştirebilir. Bu çerçevede artık ameliyatları robotlar yapabilir. Bir bankayı aradığımızda bizi artık bir insan değil, yapay zekâyla desteklenmiş bir yazılım karşılayabilir. Çok geniş bir alanda yapay zekânın olası bir uygulaması söz konusudur. Yapay zekâ ile ilgili teknolojik alt yapılar daha emekleme aşamasında. Dolayısıyla yapay zekâ destekli yazılım ve donanımlar şu an için insanların yapmalarını istedikleri şeyleri yapacak seviyede. Buna köle seviyesi diyebiliriz. Bu seviye yapay zekânın insanın kölesi olduğu bir seviyedir.”

    “Yapay zekâda otonom iradesine dikkat”

    Yapay zekânın gelecekte insan seviyesine geleceğine işaret eden Türkoğlu, şunları kaydetti:

    “Bilim insanları 70 yıl sonrası için yapay zekânın kapasitesinin gelişeceğini söylüyor. Yapay zekâ insan seviyesine gelecek. İnsan seviyesine geldiği zaman artık karşımızda normal bir insandan beklediğimiz tepkileri gösteren cihazlar ya da yazılımlar olacak. Yani bu durum yapay zekânın otonom iradesinin olmasıdır. Yani yapay zekâ kendi kendine karar verebilecek ve o kararı verirken herhangi bir yazılımdan ya da insandan emir almıyor olacak. Asıl tartışma yapay zekânın bu seviyeye gelmesinden sonra başlıyor. Bilim insanları yapay zekânın o seviyeye geldikten sonraki on sene içinde kapasitesinin insanı geçeceğini de söylüyor. Bu noktada yürütülen tartışma yapay zekânın gelecekte insanlığa nasıl etki edeceğidir. Bu nokta da değerlendirirsek yapay zekânın gelişimiyle insanlık gelecek yüz sene rahat olacak. Ancak sonraki yüz sene içinde insanlar için tehlike çanları çalabilir.”

    “İnsan haklarına sahip olacaklar”

    Yapay zekanın mesleklerde kullanılmasıyla birlikte doğacak sorunlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, şu ifadelerde bulundu:

    “Yapay zeka köle seviyesinde olduğu sürece büyük bir olasılıkla sorumluluklar o yapay zekayı geliştiren firmaların, mühendislerin ve yazılımcıların olur. Ancak otonom iradeye sahip olduklarında belki de hukuksal olarak bir insanın hakları ne ise o haklara sahip olacak. Ya da çalışan bir yapay zeka belki de para kazanıyor olacak. Belki de insan gibi vergi ödüyor olacak. Hatta belki mirasını kendisinden sonra gelecek olanlara bırakma hakları olacak. Dolayısıyla o seviyeye gelen bir yapay zekâ tüm sorumluluğu üzerine almış olacak. Ama şu anki aşamada sürücüsüz otomobillerin firmaları bu araçlardaki herhangi bir sorumluluğu kendi üzerlerine alıyorlar. Çünkü yapay zekânın henüz otonom iradesi yok. Şuan bir sorun olduğunda bundan üretici sorumludur diyebiliriz.”

    “Gençlerin rakipleri robotlar olacak”

    Gelecekte yapay zekâ, yazılım ve donanım yapabilmenin önemli ve her bireyde aranacak bir beceri olacağını anlatan Türkoğlu, “Bugüne kadar insanlıkta mesleki olarak baktığımızda insanlar hep mesleklerini kendilerinden sonra gelen genç kuşaklara devretmişlerdir. Fakat bundan sonra rakip belki de yapay zekâ, mesleki yazılımlar ya da donanımlar olacak. Onun için de genç arkadaşlar en büyük meydan okumayı kendilerinden kıdemli olanlara karşı değil belki de yapay zekâ destekli yazılımlara karşı yapacak. Nitekim gelecekte yazılım geliştirmeye yönelik becerilerin geliştirilmesi önemli bir beceri haline gelecek. Gençlere bu açıdan da kendi mesleklerini değerlendirmelerini öneriyorum” dedi.

    “Yapay zekâ altyapısı desteklenmeli”

    Gelecekte dünya ekonomisinde söz sahibi olmak için yapay zekâ altyapısının desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Her ülkenin kendi kültürüne göre yapay zekânın ülkelere göre nüfuz etmesi çeşitlilik gösterebilir. İçinde yaşadığımız toplumda eğer bir kaynağınız, petrolünüz yoksa dünya üzerinde ekonomik anlamda çok fazla söz sahibi olamıyorsunuz. Ancak içinde yaşadığımız bilgi çağında tek gerekli olan sermaye beyin gücüdür. Dolayısıyla ülke olarak eğitimimizi o yönde geliştirmeliyiz. Böylece geleceğin dünyasında ülke olarak önemli bir konumda olabileceğimizi düşünüyorum.”

  • Canları zor kurtardılar

    Kayseri’de meydana gelen trafik kazasında iki araç kafa kafaya çarpıştıktan sonra alev aldı. Kazada araçlarda bulunan 6 kişi canlarını zor kurtardı.

    Edinilen bilgiye göre İncesu ilçesine bağlı Kızılören mahallesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında iki aracın kafa kafaya çarpıştığı öğrenildi. Meydana gelen kazada 6 kişi yaralanırken, araçlar çarpışma sonrasında alev aldı. Yaralılara ilk olarak olay yerine gelen polis, jandarma ve vatandaşlar yardım etti. Yaralılar ambulanslarla hastaneye kaldırılırken, olay yerine kısa sürede gelen itfaiye ekipleri alevlere müdahale ederek söndürdü.

    Yetkililer, kaza ile ilgili olarak incelemenin başlatıldığını bildirdi.

  • Asil Çelik’te grev çanları

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde kurulu bulunan Asil Çelik fabrikasında grev kararı fabrikaya asıldı.

    Asil Çelik ile Birleşik Metal İş Sendikası arasında süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine sendika yetkilileri fabrikaya grev ilanı astı. İşçiler dövizler ve sloganlarla fabrika önünde toplandı. Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, “’Henüz vakit varken metal işçilerinin haklı taleplerini yerine getirin” derken, çok geçmeden grev kararı alabileceklerini söyledi.

    Saklarını sonuna kadar arayacaklarını belirten Serdaroğlu, işçilerin dedikodulara kulak asmamalarını ve sendika temsilcileri haricinde kimsenin sözüne itibar etmemelerini istedi. Serdaroğlu, ardından alkışlar arasında grev kararı yazısını fabrika girişine astı.

    Birleşik Metal İş Sendikası tarafından Asil Çelik girişine asılan ilanda, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde yaşanan uyuşmazlığın arabulucu tarafından halledilemeyeceğine dair raporun 8 Aralık tarihinde kendilerine tebliğ edildiği, 6356 sayılı yasanın 60’ıncı maddesi uyarınca yönetim kurulunun grev kararı aldığı bildirildi.

  • Spor turizminde de tehlike çanları

    Antalya bölgesinde bu yıl spor turizminin kaybedildiğini söyleyen Enda Tours Genel Müdürü Recep Şamil Yaşacan, “Spor turizmi her geçen yıl kan kaybediyor, geçen yıl Rusya takımları Antalya’ya gelmedi, bu yıl da Avrupa takımları buna eklendi” dedi.

    Antalya bölgesinde özel sektöre ait 170 futbol sahasının bulunduğunu ve bu sahalarda son yıllara kadar futbol takımlarının 2 bin civarında kamp yaptığına dikkat çeken Yaşacan, “Geçen yıl Rus takımları yoktu. Bu yıl da Avrupa takımları güvenlik nedeniyle gelmiyor. Rusya ve BDT ülkelerinde bulunan futbol takımlarının teknik direktörleri Avrupalı. Avrupalı teknik direktörler takımlarını ya İspanya’ya, Dubai’ye ya da Güney Kıbrıs’a götürüyor. Bu nedenle bu yıl Rusya ve BDT takımlarının büyük çoğunluğu Antalya’ya kampa gelmeyecekler” dedi.

    En büyük turnuvayı Güney Kıbrıs’a kaptırdık

    Yaşacan, 4 yıl önce Güney Kıbrıs’tan kaptıkları Rusya ve PTT 1. Lig takımlarının, 18 futbol takımıyla katıldığı dev futbol turnuvasını Güney Kıbrıs’a kaptırdıklarına dikkat çekerek “Rusya ve PTT 1. Liginde bulunan 18 takımın katıldığı toplam 36 maçlık dev turnuvayı ilgisizlikten Güney Kıbrıs’a kaptırdık. Kültür ve Turizm Bakanlığına bu turnuvanın devamı için destek vermesini istedik. Ancak bakanlık yabancı takımların katıldığı turnuvaya desteğin verilmesinin prosedürlere uymadığını belirtti. Güney Kıbrıs bu turnuvaya katılan 18 takımın her birine 15’er bin Avro para yardımında bulundu. Ayrıca maçları oynadıkları statlardan da para almadı. Bunun karşılığında ise takımların maçlarını oynadıkları statlarda Güney Kıbrıs reklamlarının yapılmasını istedi. Bu maçların tamamı internet üzerinden Rusya’da canlı yayınlanıyor. Bu maçları Rusya’da büyük bir kitle izliyor. Ama maalesef bu turnuvayı kaptırdık. Bu turnuva Şubat ayında düzenleniyor. Yani ön rezervasyonların alındığı bir dönemde oluyor. Rusya’da sürekli Antalya’dan bahsediliyordu. Birkaç yüz bin Avro için milyonlarca liraya yapabileceğimiz tanıtım fırsatını kaçırdık” diye konuştu.

    “Kimse Antalya’ya gelmiyor”

    Bu yıl Antalya’da futbol takımlarının yapacağı kamp sayısında büyük düşüş yaşanacağını vurgulayan Yaşacan, şöyle konuştu:

    “Futbol takımları her geldiğinde 10 bin dolar kargo parası ödüyor. Bir takım Antalya’ya geldiğinde uçak, otel, kargo, shopping harcamaları dahil ortalama 50 bin Avro harcama yapıyor. Her yıl Antalya bölgesinde futbol takımları 2 bin kamp yapıyordu. Ama bu kamp sayısı bu yıl çok düşecek. Avrupalılar güvenlik nedeniyle gelmek istemiyor. Rusya ve BDT ülkelerinde birçok takımın teknik direktörleri Avrupalı olduğu için onlar da Antalya’ya gelmek istemiyor. Futbol takımları kampa gittiği ülkelerde yabancı takımlarla maç yapmak ister. Avrupalı takımlar gelmeyince Rusya ve BDT ülkelerinden Antalya’ya gelmek isteyen takımlarda maç yapacak takım bulmakta zorluk çektikleri için gelmek istemiyorlar. Bu yıl ne Çin’den ne Japonya’dan ne de Güney Kore’den takımlar geliyor. Çünkü onlar da kamp sırasında oynayacağı takım arıyorlar. Kamp yapacak takım bulamadıkları için İspanya, Güney Kıbrıs veya Dubai’ye gitmeyi tercih ediyorlar. Parası çok olan büyük takımlar Dubai’ye giderken diğer takımlar İspanya ve Güney Kıbrıs’ı tercih ediyorlar.”

    “Önlem alınmazsa futbol turizmi tamamen biter”

    Futbol turizminin bu yıl kaybedildiğini öne süren Recep Şamil Yaşacan, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Futbol turizminden gelecek yıllarda da bir şey beklememek gerek. Futbol turizmine teşvik şart. Teşvik olmazsa bundan sonra spor turizminden konuşmak yersiz olur. Spor turizmi ile hem tanıtıma büyük katkı sağlanıyor hem de oteller kış aylarında açık kaldığı için istihdama büyük katkı sağlanıyor. Bakanlık spor turizminin gelişmesi için tanıtıma ağırlık vermeli. Ancak spor turizmin tanıtımı klasik tanıtım gibi olmamalı. Bakanlık bu turizmi gerçekleştiren acentelerle işbirliği içinde tanıtımları sürdürmeli.”