Etiket: Çalıyor

  • Habur Çayı için tehlike çanları çalıyor

    Habur Çayı’nın debisi günlerdir etkili olan sağanak nedeniyle metrelerce yükseldi. Üç gündür etkili olan yağış vatandaşları evlerine hapsetti.

    Şırnak’ın Beytüşşebap ve Uludere ilçelerinde günlerdir etkili olan şiddetli gök gürültülü sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi. Dün geceden beri şiddetini arttıran yağış Habur Çayı’nın debisini metrelerce yükseltti. Beytüşşebap ilçesinde vatandaşlar evlerinden çıkmazken Uludere ilçesinin yüksek rakımlı yerlerinde ise yer yer kar yağışı etkili oldu. Feraşin ve Kato dağlarından beslenen Habur Çayı’nın debisi yükselince bazı vatandaşlar tedbir amaçlı evlerini boşaltmak zorunda kaldı.

    Sabahın ilk ışıklarıyla beraber yağışın şiddeti kameralara yansıdı.

    Öte yandan günlerdir sürekli sel ve taşkınların olduğu Beytüşşebap ilçesi Başaran köyünde ise tekrar heyelan meydana geldi. Can ve mal kaybının yaşanmadığı olayda Beytüşşebap ve Şırnak yolu kısa süreliğine ulaşıma kapandı. Karayolları ekipleri yol boyu çalışma başlatırken ilçe özel idare ekipleri ise köy yollarında tedbir amaçlı iş makineleriyle yolları temizlemeye çalışıyor.

  • Ustalar döşüyor, hırsızlar çalıyor

    Samsun’un Bafra ilçesinde bir inşaatın 11 gün içinde ikinci kez elektrik kabloları çalındı.

    Olay, İshaklı Mahallesi Eski Şube Caddesi’ndeki bir inşaatta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 5 katlı bir inşaatta dairelere döşenen iç tesisat kabloları gece henüz kimliği belirlenemeyen hırsız veya hırsızlar tarafından sökülerek çalındı. Sabah inşaata gelen çalışanlar dairelere yeni döşedikleri iç tesisat elektrik kabloların çalındığını fark ederek olayı polise bildirdi. Olay yerine gelen ekipler inşaatta yaptıkları inceleme sonunda 8 daireli inşaatın bazı dairelerinde tesisat kablolarının sökülerek çalındığını tespit etti. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından kablo hırsızı veya hırsızlarını yakalamak için çalışma başlatıldı.

    Aynı inşaatta 11 gün önce de 8 daireye döşenen iç tesisat kabloları sökülerek çalınmıştı. İkinci hırsızlık olayıyla birlikte zararın toplam 12 bin liraya ulaştığı öğrenildi. İnşaat çalışanları ise hırsızların bir an önce yakalanmasını isteyerek “Biz döşüyoruz, onlar çalıyor” diye tepki gösterdi.

  • Yapay zekâda tehlike çanları çalıyor

    Bahçeşehir Üniversitesinin (BAU) düzenlediği Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi’ne katılan Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, yapay zekânın köle seviyesinde olduğunu belirterek, insanlığın gelecek 100 yıl içerisinde rahat olacağını ancak sonraki 100 yıl içinde tehlike çanlarının çalabileceğini söyledi.

    BAU Bilimsel Araştırma Topluluğunca bu yıl ilki düzenlenen Uluslararası Tıp Öğrenci Kongresi, üniversitenin Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Kongreye Yunanistan, ABD, Romanya ve Türkiye’deki birçok üniversiteden akademisyen ve öğrenciler katıldı. 3 gün süren kongrenin birinci oturumunda Dijital Kanaat Önderi Tanol Türkoğlu, “Dijital Doktor, Robot Cerrah: Yapay Zekâ ve Akıllı Nesneler Meslekleri Nasıl Dönüştürecek” konusunda sunum yaptı. Gelişen dünyada iki ana teknolojik gelişmenin olduğuna dikkat çeken Türkoğlu, bunlardan birinin yapay zekâ alanındaki çalışmalar, diğerinin ise çevredeki birçok nesneye bir tür zekâ şırınga etmek olduğunu belirtti. Sürücüsüz otomobillerin buna örnek olduğuna işaret eden Türkoğlu, gelecekte otomobilin yerini yapay zekâyla çalışan otomobil görünümlü robot ve cihazların alacağını dile getirdi. Bu nedenle nesnelerin bir yandan akıllanırken, diğer yandan zeki varlıklar haline geldiğini ifade eden Türkoğlu, bu konuda Avrupa ve Almanya merkezli çalışmaların olduğunu aktardı.

    “Çalışanlar yapay zekâ ile yer değiştirebilir”

    “Mavi yaka” denilen iş kollarının robotlarla yer değiştirmesinin söz konusu olduğuna da vurgu yapan Türkoğlu, şunları söyledi:

    “Tabii bu durum yalnızca mavi yakalı işlerle sınırlı değil. Bunun yanı sıra beyaz yaka dediğimiz yani ofis çalışanları da yapay zekâ yazılımlarıyla yer değiştirebilir. Bu çerçevede artık ameliyatları robotlar yapabilir. Bir bankayı aradığımızda bizi artık bir insan değil, yapay zekâyla desteklenmiş bir yazılım karşılayabilir. Çok geniş bir alanda yapay zekânın olası bir uygulaması söz konusudur. Yapay zekâ ile ilgili teknolojik alt yapılar daha emekleme aşamasında. Dolayısıyla yapay zekâ destekli yazılım ve donanımlar şu an için insanların yapmalarını istedikleri şeyleri yapacak seviyede. Buna köle seviyesi diyebiliriz. Bu seviye yapay zekânın insanın kölesi olduğu bir seviyedir.”

    “Yapay zekâda otonom iradesine dikkat”

    Yapay zekânın gelecekte insan seviyesine geleceğine işaret eden Türkoğlu, şunları kaydetti:

    “Bilim insanları 70 yıl sonrası için yapay zekânın kapasitesinin gelişeceğini söylüyor. Yapay zekâ insan seviyesine gelecek. İnsan seviyesine geldiği zaman artık karşımızda normal bir insandan beklediğimiz tepkileri gösteren cihazlar ya da yazılımlar olacak. Yani bu durum yapay zekânın otonom iradesinin olmasıdır. Yani yapay zekâ kendi kendine karar verebilecek ve o kararı verirken herhangi bir yazılımdan ya da insandan emir almıyor olacak. Asıl tartışma yapay zekânın bu seviyeye gelmesinden sonra başlıyor. Bilim insanları yapay zekânın o seviyeye geldikten sonraki on sene içinde kapasitesinin insanı geçeceğini de söylüyor. Bu noktada yürütülen tartışma yapay zekânın gelecekte insanlığa nasıl etki edeceğidir. Bu nokta da değerlendirirsek yapay zekânın gelişimiyle insanlık gelecek yüz sene rahat olacak. Ancak sonraki yüz sene içinde insanlar için tehlike çanları çalabilir.”

    “İnsan haklarına sahip olacaklar”

    Yapay zekanın mesleklerde kullanılmasıyla birlikte doğacak sorunlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Türkoğlu, şu ifadelerde bulundu:

    “Yapay zeka köle seviyesinde olduğu sürece büyük bir olasılıkla sorumluluklar o yapay zekayı geliştiren firmaların, mühendislerin ve yazılımcıların olur. Ancak otonom iradeye sahip olduklarında belki de hukuksal olarak bir insanın hakları ne ise o haklara sahip olacak. Ya da çalışan bir yapay zeka belki de para kazanıyor olacak. Belki de insan gibi vergi ödüyor olacak. Hatta belki mirasını kendisinden sonra gelecek olanlara bırakma hakları olacak. Dolayısıyla o seviyeye gelen bir yapay zekâ tüm sorumluluğu üzerine almış olacak. Ama şu anki aşamada sürücüsüz otomobillerin firmaları bu araçlardaki herhangi bir sorumluluğu kendi üzerlerine alıyorlar. Çünkü yapay zekânın henüz otonom iradesi yok. Şuan bir sorun olduğunda bundan üretici sorumludur diyebiliriz.”

    “Gençlerin rakipleri robotlar olacak”

    Gelecekte yapay zekâ, yazılım ve donanım yapabilmenin önemli ve her bireyde aranacak bir beceri olacağını anlatan Türkoğlu, “Bugüne kadar insanlıkta mesleki olarak baktığımızda insanlar hep mesleklerini kendilerinden sonra gelen genç kuşaklara devretmişlerdir. Fakat bundan sonra rakip belki de yapay zekâ, mesleki yazılımlar ya da donanımlar olacak. Onun için de genç arkadaşlar en büyük meydan okumayı kendilerinden kıdemli olanlara karşı değil belki de yapay zekâ destekli yazılımlara karşı yapacak. Nitekim gelecekte yazılım geliştirmeye yönelik becerilerin geliştirilmesi önemli bir beceri haline gelecek. Gençlere bu açıdan da kendi mesleklerini değerlendirmelerini öneriyorum” dedi.

    “Yapay zekâ altyapısı desteklenmeli”

    Gelecekte dünya ekonomisinde söz sahibi olmak için yapay zekâ altyapısının desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Her ülkenin kendi kültürüne göre yapay zekânın ülkelere göre nüfuz etmesi çeşitlilik gösterebilir. İçinde yaşadığımız toplumda eğer bir kaynağınız, petrolünüz yoksa dünya üzerinde ekonomik anlamda çok fazla söz sahibi olamıyorsunuz. Ancak içinde yaşadığımız bilgi çağında tek gerekli olan sermaye beyin gücüdür. Dolayısıyla ülke olarak eğitimimizi o yönde geliştirmeliyiz. Böylece geleceğin dünyasında ülke olarak önemli bir konumda olabileceğimizi düşünüyorum.”

  • Doğu Karadeniz’de konut satışlarında tehlike sinyalleri çalıyor

    Doğu Karadeniz’de konut satışlarında tehlike sinyalleri çalıyor. Bölgede konut satışları yüzde 10,2 oranında düşerken, Türkiye’de yabancılara en çok konut satılan 10 ilden biri olan Trabzon’da da yabancılara konut satışı yüzde 6,2 azaldı.

    TUİK verilerine göre, 2017 yılı Kasım ayında Türkiye’de satılan konut sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,5 azalarak 122 bin 732 olurken, aynı dönemde Doğu Karadeniz’de yüzde 10,2 düşüş ile 3 bin oldu. 2017 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre iller bazında incelendiğinde konut satışları Artvin’de yüzde 7,7 artarak 167’ye ve Gümüşhane’de yüzde 7,6 artış ile 99’a yükselirken Rize’de yüzde 26,4 azalarak 306’ya, Ordu’da yüzde 13,9 düşüş ile 779’a, Trabzon’da yüzde 7,2 azalış ile bin 89’a ve Giresun’da yüzde 6,8 azalarak 560’a geriledi.

    Türkiye genelinde 2017 yılı Kasım ayında yabancılara 2 bin 152 konut satışı yapıldı. Trabzon, Türkiye genelinde yabancılara en fazla konut satışı yapılan 7. il olurken, 2016 yılı Kasım ayında Trabzon’da yabancılara toplam 81 konut satılırken, bu yılın aynı ayında yüzde 6,2 oranında azalarak 76 olarak gerçekleşti.

    Trabzon’da yabancılara konut satışı ay bazında düştü, yıl bazında ise arttı

    2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Trabzon’da yabancılara toplam 749 konut satılırken, 2017 yılının aynı döneminde bu sayı yüzde 22,0 oranında artarak 914’e yükseldi. 2017 Kasım ayında yabancılara en fazla konut satılan ilk 10 il dikkate alındığında Trabzon, 2017 Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yabancılara satılan konut sayısı düşen iki ilden biri oldu.

    Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Trabzon Faal Emlakçılar Derneği ve İnşaatçılar Odası Başkanı Ayhan Taflan, “Şu an mevsimsel bir düşüş var. Yıl sonu olması ve aynı zamanda Arap yatırımcıların bölgemizde olmamasından dolayı satışlar azaldı. Bunların yanı sıra faiz oranlarının yüksek olması konut satışlarında ciddi bir engel. Bu sadece bölgemizde değil Türkiye genelinde yaşanan bir durum. Mart ayına kadar bu süreç devam eder. Mart ayına kadar fiyatlarda satıcıların kesinlikle iyileştirme yapması şart. Hükümetin de faiz politikasına bir el atıp banka faiz oranlarının düşmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

  • (Özel Haber) Şalvarla çello çalıyor

    Balıkesir’de Güzel Sanatlar Lisesi’nde okuyan kardeşler, yaşadıkları köyde de tutkunu oldukları çello ve bağlamayı ihmal etmiyor. Okulun tatil olduğu günlerde köyde şalvar giyen genç kız, tarlada bile elinden çelloyu düşürmüyor.

    Balıkesir’in Kepsut ilçesinde yaşayan Bozbek kardeşler, çello ve bağlama çalıyor. Kepsut 125. Yıl Yatılı Bölge Okulu’nu bitiren ve Balıkesir Güzel Sanatlar Lisesi’ne başlayan 16 yaşındaki Merve Bozbek, “Nuri Dağdelen hocam sayesinde müzikle tanıştım. Piyano ana branşımız, aynı zamanda çello çalıyorum. Darbuka ve melodika da çalabiliyorum. Ailem Kepsut’a 35 kilometre uzaklıkta bulunan Kızıloluk köyünde yaşıyor. Bana ve kardeşime her zaman destek oluyorlar. Üzerimizde onların çok ciddi emekleri var. Hepsine teşekkür ediyoruz” dedi.

    Okulun tatil olduğu günlerde köyde şalvarını giyip tarla ve bahçe işlerinde çalışan genç kız, elinden çelloyu düşürmüyor.

    Kardeşi Ramazan Bozbek ise, 7 yaşından bu yana çaldığı bağlamanın hayatının bir parçası olduğunu söyleyerek, “Kütahya Güzel Sanatlar Lisesi’nde okuyorum. Aynı zamanda darbuka da çalıyorum. Hocalarım çok emeği oldu, ben de gayret ettim. Kendimi daha da geliştirerek iyi yerlere gelmek istiyorum” dedi.

    Boş zamanlarında kendi ektikleri tarlaya girerek biber ve domates toplayan öğrenciler, köy hayatına da yardımcı olurken, aynı zamanda enstrüman çalmayı da ihmal etmiyor. Çaldıkları bağlamayı ve çelloyu köy hayatlarının bir parçası haline getiren Bozbek kardeşlerin en büyük destekçisi babaları Mehmet Bozbek ise kömür madeninde işçi olarak çalışıyor. Baba Bozbek, “Ben kömür madeninde çalışıyorum. Onlardan hiç bir şeyi esirgemiyorum. Kızımın çaldığı çello benim bir aylık maaşıma eşit. Ama biriktirerek ona bir çello aldım” şeklinde konuştu.