Etiket: Çalıştay

  • Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Lisesi’nde çalıştay düzenlendi

    Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak uçak bakım alanında eğitim veren 12 mesleki ve teknik lisede eğitim kalitesinin artırılması ve akreditasyon sağlanması amacıyla Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Lisesi’nde çalıştay düzenlendi.

    Çalıştayda, uçak bakım alanı eğitiminin mevcut durumu ve geleceği değerlendirildi. Üç gün süren etkinliğe Milli Eğitim Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı ve THY Teknik A.Ş, Onur Air, My Teknik, TEI, 1. Ve 2. HİBM’nin içinde bulunduğu 13 havacılık sektörü kuruluşu ile 12 okuldan 76 kişi katıldı. Geçen yıl Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ‘nün ‘Tanınan okul’ statüsünü kazanan Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Türkiye’deki uçak bakım alanında eğitim veren diğer mesleki ve teknik liselere birikim ve deneyimlerini aktardı.

    Çalıştayın açılışında konuşan Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü, Dr. S.Sırrı Kabadayı, okulun Türkiye’de 2 kategoride uçak bakım eğitiminde akredite olduğunu ve uluslararası standartlarda eğitim verdiğinin belgelendirildiğini, 15 milyon TL’ye yaptırılan Aşağı Söğütönü’ndeki yeni kampüsün eğitim kalitesinin artışına çok önemli ölçüde katkı sağlayacağını belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın uçak bakım alanı eğitiminde okulumuzun model olarak göstermesinden ve toplantının okulumuzda yapılmasından çok mutluyuz. Havayolu ulaşımı sektöründe özellikle son 12 yıl içinde meydana gelen hızlı gelişmeler geleceğe ilişkin umutlarımızı artırmaktadır. Bu dönemdeki büyüme yüzde 5 civarında iken Türkiye’de yüzde 15 seviyelerinde gerçekleşmiş, uçak sayısı 162’den 489’a, koltuk kapasitesi 27 binden 90 bine, personel sayısı 65 binden 187 bine, ciro ise 2.2 milyar dolardan 26.6 milyar dolara yükselmiş, Türkiye ICAO’ya üye 190 ülke arasında 30. sıradan 11. sıraya çıkmıştır. Ülke genelinde sektörde görülen büyüme ve gelişme neticesinde “hava aracı bakım onarımı ve ilişkili eğitim pazarında bölgenin lideri olmak” Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında yer almıştır. Ancak havacılık sektörü ile ilgili swot analizi çalışmasında “uçak motor ve komponentlerine yönelik bakım-onarım alanında üst düzey niteliklere sahip teknik personel eksikliği” sektörün zayıf yönleri arasında vurgulanmıştır. Boeing firmasına göre Dünyada mevcut 20 bin ticari uçağın önümüzdeki 15 yıl içinde 40 bine çıkacağı, teknisyen açığının 650 bin olacağı tahmin edilmektedir. İçinde bulunduğumuz coğrafya bize havacılıkta daha ileri noktalara gelebilme potansiyeline sahip olduğumuzu göstermektedir. Bu bakımdan sektörün istek ve beklentilerine uygun nitelikte uçak bakım teknisyeni yetiştirmek, hem ülkemizin hem de bölgemizin ihtiyacının karşılanmasını sağlayacaktır. Bakanlığımızın düzenlediği bu toplantı ulusal ve uluslararası düzeyde uçak bakım teknisyenlerinin yetiştirilmesine katkı sağlayacaktır. Bakanlığımızın ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ve sektörün uçak bakım alanı eğitimine gösterdiği duyarlılığa ve verdiği desteğe çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’de uçak bakım alanında görev yapan ilk öğretmen ve sivil havacılık yönetimi alanında doktorasını tamamlamış ve yaklaşık 30 yıldır sektörün içinde olan birisi olarak önce Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün, sonra Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğümüzün son 2 yıl içinde ortaya koyduğu çalışmalar yıllardır özlemle beklediğimiz çalışmalardır” dedi.

    TÜRKİYE’NİN EN İYİ OKULU

    Toplantıda konuşan MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Salih Canbal ise, Türkiye’de mesleki ve teknik eğitimde planlanan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Uçak bakım alanında eğitim veren tüm okulların akredite olmasını istediklerini ve bunun için her türlü desteği vereceklerini, Eskişehir Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bu alanda Türkiye’de en iyi okul olduğunu, bu okulun diğer okullar tarafından örnek alınması için toplantıyı Eskişehir’de düzenlediklerini, havacılık sektöründen uçak bakım alanı eğitimine daha fazla destek beklediklerini ve üç günlük etkinlik sonucunda ortaya çıkarılacak rapora göre uçak bakım alanı eğitimine yön vereceklerini bu bakımdan toplantının çok önem taşıdığını belirtti.

    Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü adına konuşan Hüseyin Kaya da, sektörde kalifiye ve lisanslı uçak bakım teknisyenlerine ihtiyaç olduğunu, bu ihtiyacın giderilmesi için okulların nitelikli elemanlar yetiştirmesi gerektiğini, okulların akredite olma çabalarını desteklerini belirtti.

    Tepebaşı Kaymakamı Salih Keser, toplantının Tepebaşı ilçesinin bir okulunda yapılmasından ve geniş katılımlı olmasından dolayı çok mutlu olduklarını söyledi ve toplantının okullara, sektöre ve tüm Türkiye’ye faydalı olmasını diledi.

    Üç gün süren çalıştayda mevcut durum analizi yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı,Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, havacılık sektörü yetkilileri tarafından yapılan sunumlar da uçak bakım alanı eğitimi her boyutuyla ele alındı ve değerlendirildi. Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. gezildi. Toplantıda yapılan öneriler doğrultusunda sonuç raporu hazırlandı.

  • İlke’de ’İslam Düşüncesinde Vicdan’ Konulu Çalıştay Gerçekleştirildi

    İLKE Derneği’nde ’İslam Düşüncesinde Vicdan’ konulu çalıştay gerçekleştirildi.

    İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi kapsamında İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği (İLKE) ve İlmi Etüdler Derneği (İLEM)’nin ortak düzenlediği “İslam Düşüncesinde Vicdan” konulu çalıştay gerçekleşti. İLKE ve İLEM ortaklığında, 3-4 Haziran’da,  derneklerin Üsküdar’daki Genel Merkezi’nde gerçekleşen çalıştay, akademisyenler, öğrenciler ve konuya ilgi duyanlar tarafından yoğun katılımla yapıldı. Vicdan kavramının günümüz dilinde ve modern felsefedeki anlamının ne olduğu, vicdan kavramının İslam düşünce gelenekleri içinde hangi anlamlara karşılık geldiği ve vicdanın ahlak felsefesindeki, psikolojideki ve epistemolojideki karşılıklarının neler olduğuna dair sorulara cevap bulmak için akademisyenler iki gün boyunca İLKE çatısı altında bir araya geldi.

    Toplam 6 oturumda gerçekleşen çalıştayda, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden, Şengül Çelik; İstanbul Üniversitesi’nden, Recep Alpyağıl; Mardin Artuklu Üniversitesi’nden, Yunus Cengiz; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Osman Demir; Marmara Üniversitesi’nden Ömer Türker; Ankara Üniversitesi’nden Gürbüz Deniz; Bülent Ecevit Üniversitesi’nden, Anar Gafarov; Cumhuriyet Üniversitesi’nden Asiye Aykıt ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden, Ali Tekin iki gün boyunca İslam Ahlak Düşüncesi için önemli kavramlardan biri olan vicdan kavramı üzerine sunumlarını ve görüşlerini katılımcılarla paylaştı.

    Vicdan çalıştayının açılışını Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Ömer Türker yaptı. Türker, vicdan kelimesinin kavramsal problematiğinden söz etti. Türkçeye Batı dillerinden, İngilizcede ’consciousness’ olarak ifade edilen “konsiyans” kelimesinden çevrilen vicdan kelimesinin, ahlâki bilinç anlamına geldiğini, fakat “vicdan” kavramının geleneksel metinlerde bu anlamda kullanılmadığını belirtti. Çalıştayın amacının, gelenekte vicdan kelimesi kullanılmadıysa da ahlâki bilinç anlamına gelecek hangi kelimelerin ne şekilde kullanıldığını ve bunun ahlâk geleneğindeki konumunu ortaya koymak olduğunu ifade etti.

    29 Mayıs Üniversitesi’nden Ahmet Ayhan Çitil’in başkanlığını yaptığı ’Vicdanın Mahiyeti Üzerine’ başlıklı birinci oturum, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Şengül Çelik’in sunumuyla başladı. ’Çağdaş Ahlak Teorilerinde Vicdan’ sunumunu gerçekleştiren Çelik, vicdan kelimesinin Batılı kökenleri üzerinde durdu.

    Çelik’in sunumunun ardından, İstanbul Üniversitesi’nden Recep Alpyağıl “Vicdan Sözcüğünün Yüzey Grameri’ni Derin Grameri’nden Ayırt Etmeye Çalışmak: Türkçe Felsefe Sözlükleri Üzerinden Kavramsal Bir Arkeoloji” başlıklı sunumunu yaptı. “Konsiyans” kavramının Şemseddin Sami’nin Kamus-u Türki’sinden itibaren felsefe sözlüklerindeki ele alınış biçimlerini, özellikle ahlak ve psikoloji alanları söz konusu olduğunda bunun şuur ve vicdan şeklinde ayrı ayrı karşılandığını belirten Alpyağıl, bunun Cumhuriyet döneminde karşılanmasının felsefi temellerden ziyade etimolojik kaygılarla olduğunun altını çizdi.

    Çalıştayın ikinci oturumu ’Kelamcılarda Vicdan’ üzerine oldu. Marmara Üniversitesi’nden Hayrettin Nebi Güdekli’nin oturum başkanlığında, Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Yunus Cengiz, “Câhız’ın Vicdan Düşüncesi: Ahlâkî Bilincin Gerçekleşim Seyri” başlıklı sunumunu ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Osman Demir “Kadı Abdülcebbar’da Vicdan: Havatır Kavramı Bağlamında Bir İnceleme” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

    Çalıştay, 4 Haziran Cumartesi, “İslam Düşüncesinin Gelişim Döneminde Vicdan” oturumu ile devam etti. Mustakim Arıcı başkanlığındaki oturumda ilk sunumu Ömer Türker yaptı. Türker, fıkıh usûlü geleneğinde vicdan kelimesinin ve mefhumunun nasıl yer aldığını inceledi. Ankara Üniversitesi’nden Gürbüz Deniz, “İbn Sînâ’da Ahlâkî Önermeler” başlıklı sunumunda, İbn Sînâ’nın ahlaka dair tam teşekküllü eserler kaleme almadığını fakat eserlerinde ahlak üzerine imal-i fikirde bulunduğunu belirterek ahlak düşüncesini bir insanın ahlâkî fiilde bulunabilmesi için gerekli olan irade, tabiat, mizaç kavramları temelinde ele aldı. Vicdan kavramının özellikle fıtrat kavramı ekseninde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Çalıştayın dördüncü oturumu” Fahreddin Râzî ve Sonrasında Vicdan” başlıklıydı. Bülent Ecevit Üniversitesi’nden Anar Gafarov ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Yunus Cengiz’in sunum yaptığı oturumun başkanlığını İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Eşref Altaş yaptı. Gafarov, Nâsirüddin Tûsî’de Vicdan sunumunda Tûsî’nin ahlaka dair görüşlerini ortaya koydu.

    “Klasiğin Son Döneminde Vicdan”, çalıştayın son oturumuydu. Ömer Türker’in başkanlık yaptığı oturumda “Müneccimbaşı Ahmet Dede’de Vicdan” başlıklı sunumunu Cumhuriyet Üniversitesi’nden Asiye Aykıt gerçekleştirdi. Vicdan kavramını Müneccimbaşı’nın vicdanî müeyyide anlayışı üzerinden ele alan Aykıt, bunun dinî ve ictimâî müeyyidenin üçüncüsü olduğunu ifade etti.

  • Uşak’ta ‘’Roman Açılımı Süreç Ve Gelecek’’ Adlı Çalıştay Yapıldı

    Uşak Üniversitesi Sosyoloji Topluluğu tarafından ‘’Roman Açılımı Süreç ve Gelecek’’ adlı çalıştay Mustafa Kemal Paşa Amfisi’nde düzenlendi.

    Konferansa Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Küçük, Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim İlhan, Rektör Prof. Dr. Sait Çelik, Vali Yardımcısı Sait Topoğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sayın Dalkıran, Kent Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aydın, Uşak Romanlar Derneği Başkanı Erdoğan Akakoğlu, Yönetmen Elmas Kara Arus, sivil toplum gönüllüsü Kelemet Çiğdem Türk, Uşak Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Uşak Kent Konseyi Romanlar Çalışma Grubu Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. A. Çağlar Deniz, davetliler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    Katılımcıları saygı ve sevgiyle selamlayarak konuşmasına başlayan Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik bu tarz etkinliklere ev sahipliği yapmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek etkinliğin oluşmasında katkısı bulunan Uşak Üniversitesi Sosyoloji Bölümüne, Uşak Üniversitesi Sosyoloji Topluluğuna, Kent Konseyi Başkanı Zafer Aydın’a, Uşak Romanlar Derneği Başkanı Erdoğan Akakoğlu’na ve etkinliğe iştirak ederek konuşmacı olan Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı’ya teşekkür etti. Katılımın yoğun olmasının ve gösterilen duyarlılığın memnuniyet verici olduğunu belirten Rektör Çelik “Toplumsal barışın, refahın, mutluluğun hepsinin nihai bir hedefi, amacı olması gerekiyor. Bunu test etme noktasında üniversite olarak da Başbakanlık Başdanışmanımız Dr. Necdet Şubaşı ile görüşürken sorumluluklarımızın daha fazla olduğunu konuştuk. O etnik gruptan bu etnik gruptan olmanın hiçbir ayrıcalığı yoktur. Biz özellikle üniversite olarak da bu sorumluluğu hatırlatmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bu tür etkinliklerde bir araya gelerek konu hakkında ki projeleri el birliği ile nasıl daha ileriye taşıyacağımızı düşünebiliriz. Kişiler kendilerini dezavantajlı konumda hissedebilirler. Üniversite olarak bu konu üzerinde düşünmek, projeler üretmek birinci derecede görevimizdir. Katılımlardan dolayı tekrardan teşekkür ediyor, çalıştayımızın etkili, verimli geçmesini diliyorum.’’dedi.

    Moderatörlüğünü Uşak Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Çağlar Deniz’in yaptığı çalıştayda konuşan Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı hükümetin 2009 yılından beri dezavantajlı gruplar hakkında çok ciddi çalışmalar ve faaliyetler yaptığına dikkat çekerek önümüzdeki birkaç hafta içinde Romanlar ile ilgili eylem planının açıklanacağını söyledi. Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun 15 gün içinde konula ilgili düzenlemeleri açıklayacağını belirten Dr. Necdet Şubaşı düzenlemelerin istihdam, eğitim, hayatı kolaylaştırmak, yumuşatmak ve en önemlisi de önyargıları ortadan kaldıracak çalışmaları içerdiğini ifade ederek konuşmasında şunları aktardı: “ Bugün burada hepinizi biraz acıtmak istiyorum. Kendi açımdan düşündüm. Roman değilim ‘Roman olarak doğsam ne olurdu’ diye. Uşak’ta yaşayan Romanlar kadar şanslı olur muydum bilmiyorum ama okuduğum, gözlemlediğim, deneyimlediğim şeyleri birleştirince Romanların hayatı zorluklar ve acılar ile dolu. Roman olmayan kişilerin onları hissetmelerini arzu ediyorum. Sizleri, daha dikkatli, özenli, daha detaylı bir hissediş sürecine dahil olmaya davet ediyorum. Bir topluluk ya da yabancı bir kişi hakkındaki algılarımız o topluma ya da kişiye dokunmadan, hissetmeden değişmiyor. Ön yargılarımızı aşmak zorundayız. Kendimize dönüp ‘Ben kimim? Kimi görmezden geliyorum? Kimi dışarıda bırakıyorum? Kimi aşağılıyorum?’ tüm bunlara bakmak, düşünmek gerekiyor. Aynı coğrafyayı birlikte yaşıyorsak onlardan habersiz olamayız. Altı çizilmek hiçbir topluluğun hoşuna gitmez. Hiç kimse pozitif ayrımcılık istemez. Aksine herkes eşitlik ister. Hakkı neyse onu görmek ister. Üniversitelerde sosyoloji bölümünün olması büyük bir avantajdır. Sosyoloji ötekileri keşfetmemizi sağlıyor. Uşak Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, Uşak genelindeki yaşam çeşitliliğini, buradaki gerginlikleri, uyum ve uyumsuzlukları görmeyi, yakalamayı başarmaktadır. Çünkü sosyoloji insanı insana yaklaştırmaktadır. Bu coğrafyada birlikte yaşıyor ama onları gettolaşmaya zorluyorsak, kriminal olarak tanımlıyorsak, teolojimizi gözden geçirmeliyiz. Allah hiç kimseyi kirli doğurtmaz, kirli yaratmaz. O zaman sormak, düşünmek lazım ‘Bu insanların suça yönelmelerinde payımız yok mu?’ diye. Kesinlikle payımız var. Uşak’taki Romanların daha avantajlı olduğunu gördüm. Uşak’ta ötekileştirmeyi hissetmedim. Uşaklıları tebrik ediyorum.”

    Çalıştayda Yönetmen Elmas Elmas Kara Arus, bir Roman olarak, Roman Açılımı sürecinin başından beri içinde olduğunu ve kayda değer gelişmeler yaşandığını söyledi. “Buçuk” adlı belgeselin yönetmeni olan Elmas Kara Arus bir Roman olarak yaşadıklarını anlatarak kültürel uyuşma sürecindeki zorlukları ve bunları aşmanın hiç de kolay olmadığını aktardı. Lisede kimlik arayışı ve kimlik çatışması yaşadığını söyleyen Elmas Kara Arus üniversitede okurken elinde bir güç olduğuna karar verdiğini ve kamerasıyla bir şeyler yapması gerektiğini düşünerek toplumunu anlatmayı, kendisini bulmayı amaçladığını ve bunun ürünü olarak “Buçuk” adlı filmin çektiğini ifade etti. Dokuz sene boyunca Türkiye’yi dolaşarak filmi çektiğini aktaran Elmas Kara Arus “Gönüllü bir ekip ile yola çıktık. Bu hikaye toplumun başka beklentilerini de karşılamaya dönük oldu. Roman Çalıştayına katıldık. Çalıştay bir şekilde devletin romanları tanımasının ilk adımıydı. Romanların sosyal talepleri var. Kimlik bilinçleri oluşmaya başladı. Açılım sürecinin ardından hızlı bir şekilde dernekleşme süreci başladı. Roman sorunları sürekli masaya yatırılmaya başlandı. En son geldiğimiz noktada yakın zamanda Romanlar ile ilgili eylem planı açıklanacak. ”dedi.

    Gazeteci ve sivil toplum gönüllüsü Kelemet Çiğdem Türk ise İstanbul Pendik’te bulunan Teneke Mahallesinde yaptıkları çalışmaları anlattı. Çalışma sırasında özellikle mahallede yaşayan çocukların eğitimi ile ilgili faaliyetler yürüttüklerini ve çalışmaların başlangıcında yaşanılan zorlukları belirten Kelemet Çiğdem Türk gelinen noktada devlet kurumları ve yerel yönetim işbirliği ile olumlu sonuçlar elde edildiğini söyledi.

    Çalıştayın sonunda Rektör Prof. Dr. Sait Çelik, Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı’na, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Küçük Elmas Kara Arus’a ve Adalet Komisyonu Başkanı İbrahim ilhan ise Kelemet Çiğdem Türk’e üniversitemiz plaketini verdi.

    Çalıştay sonrası Başbakanlık Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı kitaplarını imzaladı.

  • Kültür Ve Turizm Bakanlığı Şanlıurfa’da Çalıştay Düzenledi

    Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Şanlıurfa’da bakanlığı tarafından düzenlenen Turizm Çalıştayı’na katıldı. Çalıştaya ev sahibi olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de katıldı. Özel bir otelin toplantı salonunda düzenlenen çalıştayda, Şanlıurfa bölgesinin turizm potansiyeli, yaşanan sıkıntılar, bakanlık tarafından hayata geçirilen projeler ve yapılması gerekenler konuşuldu.

    Çalıştayın açılışında selamlama konuşmasını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, sözü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e verdi. Çelik konuşmasında, “Bakanlar Kurulu Toplantısı Şanlıurfa’da gerçekleşecek. Bakanlarımızdan istirham ettik, Şanlıurfa’yı biliyorsunuz dedik. Bölgede her zaman görevini yapan bu şehrimiz birçok şeyi hak eden bir şehrimiz. Dolayısıyla Şanlıurfa’da Kültür ve Turizm Çalıştayı yapıyorsunuz. Lütfetseniz de Şanlıurfa’da bu buluşmayı gerçekleştirsek diye kendilerinden talepte bulunduğumuzda Kahramanmaraş’ta planladığı programını yarıda kesip Şanlıurfa’ya geldiler. Bu Şanlıurfa’ya vermiş oldukları önemi gösteriyor” dedi.

    “PARİS’TE BİR PATLAMA OLDUĞUNDA FRANSA GÜVENSİZ BİR ÜLKE OLMAZKEN İSTANBUL’DA BİR PATLAMA OLDUĞUNDA TÜRKİYE BİR ANDA BİRİLERİ TARAFINDAN, İÇERİDE VE DIŞARIDA GÜVENLİK AÇISINDAN RİSKLİ ÜLKE İLAN EDİLİYOR”

    Türkiye’nin güvenlik açısından güvensiz bir ülke olduğunu yansıtmak için bilinçli bir kampanya yürütüldüğünü söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, “Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş, bu bölgenin planlanmasını biz çok önemsiyoruz. Çünkü biraz önce genel müdürümüzün paylaştığı gibi 2030 turizm öngörülerinde artık daha çok seyahatin bireyselleşmesiyle birlikte kültür, tarih, inanç turizminin daha çok ön plana çıkacağı öngörülüyor. Birazdan soru-cevap kısmına geçeceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bürokratlarının sahada doğrudan sektör temsilcilerinden meseleleri ve sorunları dinlemesini ben çok önemsiyorum. O yüzden bu toplantılar aynı zamanda alanda ne olduğunu bize çok ciddi anlamda ışık tutuyor. 24 Kasım’da başlayan bir süreç yaşadık. 24 Kasım’da milliyeti belli olmayan bir uçağın angajman kuralları gereği düşürülmesiyle başlayan ve Rusya’dan gelecek olan turist sayısında Rusya hükümetinin aldığı yaptırımlarla birlikte turizm konusunda biz bir türbülansa girdik. Daha sonra da Sultanahmet patlaması var. Sultanahmet, Ankara patlaması ve diğer patlamalarla da Türkiye’nin güvenlik açısından riskli ülke algısı adeta köpürtülmeye başlandı. Turizm biliyorsunuz bir imaj ve algıdır. O yüzden tanıtım son derece önemli ama burada şu soruyu sormak gerekiyor. Brüksel’de bir patlama olduğunda Belçika güvenlik açısından güvensiz bir ülke olmazken ya da Fransa’da bir patlama olduğunda, Paris’te bir patlama olduğunda Fransa güvensiz bir ülke olmazken İstanbul’da bir patlama olduğunda Türkiye bir anda birileri tarafından, içeride ve dışarıda güvenlik açısından riskli ülke ilan ediliyorsa burada bizim bazı şeyleri tekrardan gözden geçirmemiz gerekiyor” dedi.

    GÜNEYDOĞUYU TANITACAK FİLMLER HAZIRLANIYOR

    Güneydoğu’da hayatın ne kadar normal olduğunu anlatacak tanıtım filmleri hazırladıklarını söyleyen Ünal, “Tanıtma Genel Müdürlüğümüz şu anda Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa ile ilgili özel bir tanıtım çalışması yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da da, Diyarbakır’da da hayat tüm canlılığıyla devam ediyor. Birileri sanki Diyarbakır’da savaş varmış gibi, ağırlıkla içeriye dönük ve dışarıya dönük kampanya yürütüyor. İşte 20 Temmuz’da Suruç’taki patlamadan sonra sanki Şanlıurfa güvenlik açısından riskli bir bölgeymiş gibi Şanlıurfa’ya dönük, bırakın yurt içini, yurt dışında bile ciddi bir kampanya yürütülüyor. Aynı şekilde Mardin merkezle de ilgili. Şimdi biz Mardin, Şanlıurfa ve Diyarbakır’la ilgili hayatın nasıl cıvıl cıvıl olduğunu gösteren o dokuyu yeniden, yeni bir anlayışla, özellikle içeriye de anlatmak için yeni bir tanıtım filmleri hazırlıyoruz” şeklinde konuştu.

    Çalıştay daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

  • Anadolu Realist Gençlik Derneği Terör Konulu Çalıştay Düzenledi

    Anadolu Realist Gençlik Hareket Derneği, terör konulu çalıştay düzenledi.

    Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun danışmanlarından Sevinç Özcan, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Elazığ Milletvekili Metin Bulut, AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Elazığ İl Başkanı Ramazan Gürgöze, Anadolu Realist Gençlik Hareket Derneği Başkanı Erhan Eğit ve dernek üyeleri katıldı. Elazığ’ın Maburat’ül Aziz dediklerini ve ismiyle müsemma kadim bir kültüre sahip olduklarını belirten Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, “Elazığ, ilmin, kültürün sanatın yaşandığı ve yaşatıldığı nadir illerden biridir. Harput Türkiye’de özellikle İslam ve Osmanlı döneminde güzel Kur-an’ı Kerim okumak isteyenlerin gelip Kur-an’ı Kerim eğitimi aldıkları Kuran Üniversitesinin olduğu tek beldedir. Elazığ alimleri, yazarları, şairleri, musikisi ve tasavvufu hep ön planda olan bir şehirdir. Bu şehirde sizleri ağırlamakta gurur duyuyoruz” dedi.

    Gençliği olmayan hiçbir yapının geleceği olmayacağını vurgulayan AK Parti Elazığ Milletvekili Metin Bulut ise, “O yüzden biz nasıl bir gençliğe teslim edersek bu ülkenin geleceği de öyle olur. Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘ Gece zifiri karanlıkta ak sütü içerisindeki ak kılı ayırt edebilecek keskin göze sahip bir gençlik’ istiyoruz. Böyle bir gençlik hedefliyoruz ve böyle bir gençlikle alakalı mücadele ediyoruz. Çünkü gençliğe yapılan her türlü yatırımı çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Elimizden gelenide yapmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.

    Toplantı hakkında görüşlerini aktaran AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta’da “Bence, sizlerin burada bulunması çok özel bir çalışma. Çünkü adı üstünde gençlik merkezi. Meclis demek herkesin fikirleri açıkça ortaya koyabilmesi ve düşüncüleri söyleyebildiğiniz bir platform haline gelmeniz. Buradan çıkacak sonuçların çok değerli ve önemli olduğuna inanıyorum. Bu sonuçları da bizlerle paylaşırsanız bizlerde ona göre istek ve taleplere göre çalışmalarımızı yürütebiliriz” şeklinde konuştu.

    Gençlikle alakalı iki tane kelimenin çok önemli olduğunu söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun danışmanlarından Dr. Sevinç Özcan, “Bunlardan bir tanesi katılım ikinci ise öz güvendir. Eğer geçliğin yeterince bir takım çalışmalara katılımını, yer alma mekanizmalarında yer almalarını sağlayamıyorsak aslında öz güvenlerini de sağlayamıyoruz anlamına geliyor. Gençlik her zaman gelecek için kutsal bir varlık olarak görülüyor. Gelecek için konumlandırılır. Gençlik şimdi vardır ve o dönem içerisinde değerlendirilmesi gerekir. Dolayısıyla ülkemizde ve dünyada yaşayan her bir gencin içerisinde bulunan sosyo kültürel şartlar içerisinde katılımı ne kadar artarsa aslında daha güzel bir dünyaya sahip olacağız” diye konuştu.

    Anadolu Realist Gençlik Hareket Derneğinin terörle ilgili yaptığı çalıştay ile program sona erdi.