Etiket: çalışma

  • Covid-19 çalışma koşullarını değiştirdi

    Covid-19 çalışma koşullarını değiştirdi

    Bartın’da, korona virüs (Covid-19) nedeniyle değişen çalışma koşullarına uyum sağlamak amacıyla hazırlanan “Sayayı Evlerde Üretiyoruz” projeyle üretimi aksayan sayalar evde üretilecek.

    Bartın’ın önemli gelir kaynaklarından birisi olan ve korona virüs nedeniyle üretimi azalan sayalar (ayakkabının yüzü, üst bölümü), hazırlanan projeyle evde üretilecek. Covid-19 sürecinde değişen çalışma koşulları ve güvenlik önlemlerine alternatif bir çözüm olarak evden çalışma yöntemi sağlanacak projeyle, önemli bir istihdam alanı olan sayacılık sektöründe üretim artışı ve hedef kitle olan genç işsizler, kadınlar, bakıma muhtaç çocuğu olan ailelerin meslek edinmeleri ve hanelerinde gelir artışı sağlanacak. Projeyle ayrıca Bartın’daki göç kaynaklı sosyal sorunların, genç işsizliğin ve yoksulluğun azaltılması hedefleniyor.

    Bartın Valisi Sinan Güner, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) tarafından ön değerlendirmesi yapılan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sunulan “Sayayı Evlerde Üretiyoruz” isimli projesi desteklenmeye hak kazanmasının kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

    Emeği geçenlere teşekkür eden Güner, “Valilik bünyesinde kurulan proje birimleri ile Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın proje geliştirme konusundaki gayretleri ile Bartın’da önemli mesafeler almamızı sağladı. Gerek ulusal ve gerekse uluslararası programlara yaptığımız başvurulardan verim almaya başladık. 2020 Yılı Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı kapsamda Bartın’dan sunduğumuz 3 adet projenin ikisinin geçmesi ürettiğimiz projelerin yalnızca nicelik değil nitelik açısında da aşama kat ettiğini bize gösterdi. 2020 Yılı SOGEP kapsamında Zonguldak, Karabük ve Bartın’dan toplamda geçen projelerinin yarısı Bartın’a ait. Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

  • Aşevinde hummalı çalışma, 20 ton et dağıtıma hazırlanıyor

    Aşevinde hummalı çalışma, 20 ton et dağıtıma hazırlanıyor

    Tokat Belediyesi Aşevine bağışlarla alınarak kesimi yapılan 64 büyükbaş kurban ile 335 küçükbaş hayvanın eti ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere paketlendi.

    Tokat Belediyesi Aşevi tarafından Kurban Bayramı dolayısıyla ’Kurban Paylaşmak Demektir’ kampanyasına vatandaşlar destek verdi. Hayırseverlerin destekleri ile alınarak kesimi yapılan 64 büyükbaş ile 335 küçükbaş hayvan eti ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmak için kutulara konularak hazırlandı. Aşevinde devam eden hummalı çalışmaları yerinde inceleyen Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp Eroğlu, Kurban Bayramının yardımlaşmanın doruğa çıktığı bir bayram olduğunu kaydetti. Tokat Belediyesi Aşevi olarak her yıl olduğu gibi bu yılda bağışlanan kurbanlarınızı pay ederek, dağıtıma hazır hale getirildiğini belirten Başkan Eroğlu, “Bu yıl yaptığımız Kurban çalışması geçtiğimiz yılın yüzde 40 daha fazlasına tekabül etti. Bu yıl 800’e yakın bağışçımızın kurbanlarını helal usulde ve steril bir ortamda kesimini gerçekleştirdik. Rabbim kurbanlarınızı kabul ve makbul eylesin. Tüm bağışçılarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah Kurbanlarınız ihtiyaç sahibi ailelerimize ulaştırılacak. 20 Tona yakın et Belediyemiz Aşevi tarafından parçalanarak ihtiyaç sahibi ailelerimize dağıtılmaya hazırlanıyor. Hem kıyma hem de et şeklinde paketlerimizi hazırlıyoruz. Bu kurban etlerimizi soğuk hava depolarımızda tutuyoruz. 20’ye yakın ekibimiz halen parçalama, kıyma ve paketleme çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

  • Mavi vatanın kartalları için Antalya tersanelerinde hummalı çalışma

    Mavi vatanın kartalları için Antalya tersanelerinde hummalı çalışma

    Antalya’da Sahil Güvenlik Komutanlığı için seri üretim halinde 122 adet 12 metre boyunda hareket kabiliyeti yüksek kontrol botu üretiliyor. 35 deniz mili sürate sahip olacak bot, Artvin Hopa’dan İskenderun’a kadar en küçük kasabada bile konuşlandırılarak, arama kurtarma, kaçakçılık olayları ve yasa dışı göçmen faaliyetlerinin önlenmesinde aktif rol alacak.

    Antalya Serbest Bölge’de faaliyet yürüten Ares Tersanecilik Genel Müdürü Utku Alanç, 2018 yılı itibarıyla en büyük askeri gemi ihracatçısı konumundayken şimdi Türk Sahil Güvenliği’ne hizmet etmenin gururunu yaşadıklarını kaydetti. Projenin 2018 yılında başladığına ve 1 yıl sonra tasarım çalışmalarına başladıklarına değinen Alanç, “Projenin ismi kontrol botudur. 122 bottan oluşuyor. Bu anlamda bir dünya rekorudur. Bu hacimde bir üretim dünyada henüz uygulanmış değil. 122 botun 105 adeti Sahil Güvenlik, 17’si ise Emniyet Genel Müdürlüğü için inşa edilecek. Yaklaşık 5-6 yıllık bir proje olacak. 5 yıl içinde tüm botların teslimini hedefliyoruz” dedi.

    “Tasarımı yüzde yüz yerli”

    Tasarım çalışmalarının ağustos ayı içinde sona ereceğini belirten Utku Alanç, “ Tasarım çalışması Sahil Güvenlik komutanlığının uzman personelinin katkısıyla tamamladık. Tasarımı yüzde yüz yerlidir ve Türk mühendisleri tarafından çalışılmış, doğrulama fazları da onlar tarafından yapılmıştır.”diye konuştu.

    “Tüm sahil kasabalarımıza konuşlanacak”

    Botların özeliklerinden bahseden Alanç şöyle konuştu: “ Botlar 12 metre boyunda ve yaklaşık 35 deniz mili sürate sahip olacak. Yasa dışı göçmen faaliyetlerin önlenmesi, arama kurtarma, kaçakçılık olaylarının önlenmesinde aktif olarak yer alacaktır. Sayı çok yüksek Artvin Hopa’dan , İskenderun’a kadar en küçük kasabada bile konuşlandırılacaklar. 7 gün 24 saat esasına göre görev yapacak. Gelen bir ihbarda 5 dakika içinde botla müdahale edilebilecek.”

    “Her personel kolayca kullanacak”

    Botun en önemli özelliğinin her askeri personelin kolaylıkla kullanabilecek olması olduğundan bahseden Alanç, “Ufak bir joystickle botu kumanda edebilmek mümkün. Botun tüm manevraları ufak bir joystickle yapılabiliyor. İleri, geri, yol verme, yanaştırma ve dönme gibi işlemleri tamamen joystick marifetleriyle yapılıyor. Tekne, çok üstün stabilizasyon sistemleriyle donatıldı. Tüm denizlerde kullanıma uygun, bu önemli bir kriter. Zira botlar yeri geldiğinde kazazede kurtaracak. Hem personelin rahat manevra yapabilmesi, hem de kazazedelerin hasarsız ve emniyetli şekilde en yakın sağlık kuruluşuna intikal edilmesi gerekiyor. Bir de botun arkasında kurtarma istasyonu mevcut olacak. Yerli tasarım ve yerli üretimdir. Bir prototip üretimi gerçekleştirdik. Şu anda faal. Botlara entegre ettikten sonra personelin denize inmesine gerek kalmadan doğrudan denizden kazazedenin bot üzerine alınmasını sağlayacak” dedi.

    Botların model üretiminin tamamlanmasıyla beraber bu yıl Aralık ayı içerisinde Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim edileceğini ifade eden Utku Alanç, ilk botun prototip olmasına karar verildiğini ve komutanlık tarafından yaklaşık 2 ay boyunca deneneceğini belirtti.

    “2 ayda 6 bot teslim edeceğiz”

    Botun tüm denizlerde kullanılacağını aktaran Alanç, sözlerine şöyle devam etti:

    “Buradan alacağımız uzman görüşleriyle nihai tasarımları oluşturacağız. 122 botun seri imalatına Ocak ve Şubat ayı itibarıyla başlanmış olacak. Bu noktadan itibaren otomobil fabrikası gibi gemi inşaatı tarihinde bir ilk olacak. 2 ayda bir 6 bot teslim edecek şekilde hızlı imalat sürecimiz olacak.”

    Alanç, Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sahil Güvenlik Komutanlığında alüminyum botların mevcut olduğunu kaydederek, “Bu projede biz gelişmiş kompozit malzeme önerdik. Hem üretimin seri olması anlamında avantaj, hem de kompozitin diğer metallere oranla bakım gerektirmemesi anlamında ve operasyonel anlamda da büyük avantaj sağlayacak” dedi.

  • GSO ve GAGİAD işbirliğinde, ’dijital çalışma ortamı nasıl oluşturulur’ toplantısı gerçekleştirildi

    GSO ve GAGİAD işbirliğinde, ’dijital çalışma ortamı nasıl oluşturulur’ toplantısı gerçekleştirildi

    Gaziantep Sanayi Odası (GSO) ve Gaziantep Genç İş Adamları Derneği (GAGİAD) işbirliğinde, videokonferans yöntemi ile ‘’Dijital Çalışma Ortamı Nasıl oluşturulur’ konulu toplantı gerçekleştirildi.

    GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer’in açılış konuşması yaptığı toplantıda Uzman Başak Tecer ve Yücel Bağrıaçık katılımcılara büyük veri, yapay zeka, endüstri 4.0 ve makine öğrenmesi gibi kavramlarla işyerlerinin dijital dönüşüme ne kadar hazır olduğu ve neler yapmaları gerektiği konusunda katılımcılara bilgiler verdi.

    Toplantının açılış konuşmasını yapan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, tüm dünyanın bir taraftan krizlerle boğuştuğunu, bir taraftan da müthiş bir değişim yaşandığını belirterek, “Adeta bir zaman makinasındayız ve hızla başka bir zamana yolculuk yapıyoruz. pandemi öncesinde, ‘Dijital çağa hazır olmalıyız. Kendimizi de buna göre hazırlamalıyız. Teknolojik devrimi gerçekleştirmeliyiz’ derken, bunun ne kadar doğru olduğunu pandemi ile birlikte bir kere daha gördük” dedi.

    “Daha önceki sanayi devrimlerini kaçırmış bir ülke olarak, içinde bulunduğumuz sanayi 4.0’ı kaçırmak gibi bir lüksümüz yok” diyen Ünverdi, “Biliyoruz ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunun hepimiz farkındayız ama bunu özümsemek ve kendimize buna uygun yeni yol haritaları çizmek durumundayız. Kurulacak bu yeni dünya düzeninde sadece üretmek değil, sürdürülebilirlik ve kendinizi koruyabilmek için de teknolojiye uyum sağlamak zorundasınız. Artık savaşlar bile bilindik konvansiyonel yöntemlerle yapılmıyor. Bugün biyolojik savaşlar konuşuluyor, dijital dünyada siber saldırılar yapılıyor. Bununla birlikte, tabi her dönem kendi fırsatlarıyla birlikte geliyor, sıfırdan başlama imkanı bulabiliyorsunuz. Türkiye’nin yerli otomobil hamlesi de buna en iyi örnektir. Benzinli ve dizel motorlara yatırım yapmanın maliyetler ve pazar açsısından çok zor hale geldiği bir dönemde, elektrikli motor teknolojisi ile bu yeni çağda ülke olarak biz de varız diyebiliyoruz” şeklinde konuştu.

    Bugüne kadar fabrikaların büyüklüğü, çalıştırılan insan sayısı, makine sayılarının en büyük referans kaynakları olduğunu ancak günümüzde artık fikirlerin yarıştığının altını çizen Adnan Ünverdi, “Bu yüzden de en başta düşünsel dönüşümü gerçekleştirmek, yeniliğe açık olmak, alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız. Bunu yapacak da bizleriz. Bu noktada GAGİAD’ın yenilikçi çalışmalarını çok değerli buluyorum. GAGİAD geçmişten günümüze çok güzel projelere imza atmış, yol gösterici olmuştur. Yeni başkanımız Sayın Cihan Koçer’in de yönetim kurulu ile birlikte çok önemli çalışmalar yürüttüğünü biliyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Gaziantep için güzel işler yapmaya, güzel projeler geliştirmeye devam edeceklerini kaydeden GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer de, yeni dünya düzeninde yeni çalışmalar ortaya koyacaklarını ifade ederek, “Yaşadığımız süreç hepimiz için yeniliklerle dolu. Bir taraftan normalleşmeye çalışırken, bir taraftan da yeni dünya düzenine alışmaya çalışıyoruz. Biz GAGİAD olarak bu sürece uygun hazırlıklar yapıyor ve kendimizi adapte etmeye gayret ediyoruz. Tüm dünyada alışkanlıklar değişiyor ve sisteme ayak uydurmamız gerekiyor. Artık sadece ofis, işyeri anlayışı yok, dijitalleşme ile her yer iş ortamı. Bulunduğunuz her noktadan iş süreçlerini yönetebilirsiniz. Böylesi bir dünyada endüstri 4.0, dijitalleşme ve E-ticaret gibi çağın önemli unsurlarına şehir olarak bizler de katkıda bulunmalı ve ülkemizi geleceğin dünyasına birlikte taşımalıyız” ifadelerine yer verdi.

    Dijital dönüşümün süreçlerini sunum eşliğinde anlatan Uzman Başak Tecer de, “Günümüzde adından sıkça söz edilen, dijital bir çalışma ortamı gerçekten gerekli mi” başlığı altında konu hakkında bilgiler verdi.

    Dijital dönüşümün ekonomiye çok önemli yansımalarının olduğunu ve öncelikle zihinsel dönüşümün gerçekleşmesi gerektiğini aktaran Tecer, “Endüstri 4.0 ile hayatımıza giren sanayinin dijital dönüşümü, çalışma hayatımızda gündemin başköşesine oturmuştur. Artık işyerinin sadece mesai saatleri içinde çalışanlar tarafından kullanılan fiziksel alanlar olmadığı bir çağı yaşıyoruz. Dijital çalışma alanı; teknoloji, çalışanlar ve iş süreçlerini birleştirerek, işletmelerin operasyonel verimliliğini artıran, kurumsal hedeflere ulaşılmasını kolaylaştıran bir sistemdir. Bu yeni konsept, çalışanların iş hayatında kullandıkları tüm teknolojileri kapsamaktadır. Kurumsal e-postalar, anlık mesajlaşma programları, kurumsal sosyal medya, İK uygulamaları, sanal toplantı araçları gibi teknolojileri içermektedir. Tüm bu teknolojiler, birlikte gruplandırarak, dijital çalışma ortamı ile iletişim yöntemlerini daha verimli bir hale getirmektedir. Yapay zeka olmazsa olmaz konular arasında yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

    Şirketlerin dijital dönüşümü muhakkak başarmaları gerektiğinin altını çizen Yücel Bağrıaçık da, “Bu dönüşüm bütün bileşenler ile yapılması gereken bir çalışmadır. En alttan CEO’ya kadar bunu yapmalısınız. Bu süreçte iş ortakları ve müşterilerin istekleri göz önünde bulundurmalı. Yenidünyada çok sayıda fırsat bizi bekliyor. Dünyada çok büyük bir potansiyel var. Gaziantep’in de bunu çok iyi yönetebileceğini ve bu dönüşümü gerçekleştirebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

  • Patlayan fabrikanın çalışma ve imar izni iptal ediliyor

    Patlayan fabrikanın çalışma ve imar izni iptal ediliyor

    SAKARYA (İHA) – Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde 3 askerin şehit olduğu olayın ardından bölgeye gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, fabrikanın çalışma ve imar izinlerinin iptal edileceğini açıkladı.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ikinci patlamanın yaşandığı olay yerindeki incelemelerin ardından Sakarya Valiliği’ne geçerek yetkililerle bir araya geldi. Bakan Soylu yaptığı açıklamada, “Geçen hafta Cuma günü Hendek ilçemizde patlayıcı, yanıcı üretim ruhsatı olan fabrikada patlama meydana geldi. Bugünde buradaydık, acı kayıplarımız oldu. Hem orada var olan depolanmış patlayıcıların oradan taşınması için tüm yetkililer bir araya geldi. Her gün ortak koalisyon yapıldı. Özellikle bu konularda ülkemizde çok yetkin olan, jandarmamıza bağlı patlayıcı konusunda uzman timlerimiz var. Onlar geldiler, naklin, taşınmanın tüm sürecini gerçekleştirmek üzere çalışmalara başladılar. İlk etapta 15 tonluk patlayıcının taşınması hususunu değerlendirdiler. 15 tonluk patlayıcı, iki ayrı taş ocağına taşınmaya başlandı. Maalesef bugün, patlayıcıların bitmesine yakın bizi ve memleketi çok üzen bir olay ile karşı karşıya kaldık. Orada 3 jandarma personelimiz şehit oldular. Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. İlk etapta 12 yaralımız vardı. 3’ünün durumunun farklı olduğunu ifade etmiştim. Birinin ağır olduğunu söylemiştim. Hastanelerde 6 yaralımız kaldı. Birisi aracı süren, Hendek Belediyesinde çalışan şoförümüz. İkisi de jandarma personelimiz. Onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi.

    “Burada kimin, en ufak bir ihmali söz konusu ise, bunun gereği yerine getirilecektir”

    Mülkiye teftiş kurulu ve başsavcılığın kendi soruşturmalarını devam ettirdiklerini ifade eden Soylu, “Biz Mülkiye Teftiş kurulumuzun ilk etapta gördüklerini değerlendirmek üzere bugün Ankara’da toplanacaktık ama bu olay oldu. Ben ve ardından onlarda buraya intikal ettiler. Bu patlama olduktan sonra hep birlikte, oturup bir değerlendirme yaptık. Burada yaptığımız değerlendirme çerçevesinde bir kararı kendi aramızda değerlendirdik. Özellikle can ve mal güvenliği açısından, bu tip işletmelerin kurulumuna cevaz veren tüzük açısından, için neler yapılabileceğini ortaya koyduk. Birincisi 87 yılında özellikle patlayıcı, yanıcı, depolama, üretim gibi oluşturulan bir tüzüğün çerçevesinde faaliyet gösteren fabrikadan bahsediyoruz. Mülkiye teftiş kurulumuzun bulmuş olduğu bir takım değerlendirmeler var. Çalışma izninin askıya alınması ve iptal edilmesi hususunu teklif ediyorlar. Hem teftiş kurulunun teklif ettiği, valiliğin uhdesinde olan patlayıcı ve yanıcı, depolayıcı üretim izninin olduğu çalışma iznini hemen askıya, ardından iptalini gerçekleştirilecek adımın atılması. Hemen ardından imar planının o alan için resen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değiştirilmesi hususu. Bu değerlendirmeleri Cumhurbaşkanımıza aktardık. Hemen değiştirilmesi hususunu talimat verdiler. Gerekli çalışmaları arkadaşlarımız yaptılar. Teftiş kurulunun kararı ile valiliğimiz askıya alarak, iptal işlemlerini gerçekleştirecek. Çevre ve Şehircilik Bakanımız talimat verdi. Resen buranın imar izninin iptalini gerçekleştirmiş olacaklar. Böylece son günlerde yaşadığımız, bizi derinden üzen, bu meseleyle ilgili soruşturmalar çerçevesinde ortaya çıkan sonuçlara yönelik nasıl bir adım attığımızı kamuoyuna arz etmeyi kendimize bir görev olarak görüyoruz. Bizim için önemli olan can ve mal güvenliğidir. Hepimiz insanız ve bizim için can kıymetlidir. Bir kişinin tırnağına bir şey gelse, bu ülkeyi yönetenler olarak kendi yükümlüklerimizin farkındayız. Burada kimin, en ufak bir ihmali söz konusu ise, bunun gereği yerine getirilecektir. Var olan hadise canımızı yakmıştır, bunun tekrar etmesi bizi bambaşka bir sorumluluğun altına iter. Bu konuda ihmali olanlarla ilgili, tutuklama konusunda, fabrikanın yöneticileri için, gerekli kararları adalet mekanizmamız, adliyemiz yerine getirmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Başsavcılığımız, jandarma bölgesi olması sebebiyle, onlara yetkiyi verdi”

    Bakan Soylu, özel şirkete ait olan patlayıcının, neden jandarma tarafından taşındığına yönelik eleştirilere ise, “Bu bir çerçevede gerçekleştiriliyor. Buradaki temel mesele kamu güvenliğinin tesis edilmesidir. Bunların muhafazasını, nakliyesini, imhasını yapmak üzere görevlendirilecek kişiler uzman kişilerdir. Bu da bizim kolluk kuvvetimizde vardır. Başka bir şey söz konusu değildir. Başsavcılığımızın koordinesinde yürütülüyor. Başsavcılığımız, jandarma bölgesi olması sebebiyle, onlara yetkiyi verdi. Patlayıcı imha konusunda, Türkiye’de en önemli noktadayız. bizden daha iyi bu işi yapabilen, kuma güvenli açısından bu işin sağlığı açısından kimse yok. Biz mayınların gerek sınır ötesi, gerek kendi sınırlarımızda temizlenmesi, tüm patlama olaylarında bunların tedbirleri önlenmesi konusunda emniyet ve jandarmamızın kendine ait birimleri var ve bu konuda yetkinler. Nerede ve hangi meselede olursa olsun, birinci tedbir alması gereken jandarma ve polisimizdir. Burası jandarma bölgesi olduğu için, jandarmamız bu tedbiri almaktadır. Siyaseten bu tartışmalar yapılıyor. İllaki kendimizi bir kabahat bulacak isek başka alanlarda bulalım. Bu tartışmaların bu dönemde olmaması gerekir. Ben kendim soruşturma memuru gibi, herkesle teker teker konuşarak olayı kendi açımızdan aydınlatmaya çalışıyoruz” cevabını verdi.

    “Diğer patlayıcılar oradaki depolarda”

    Olay yerinde iki tür patlayıcı olduğunu söyleyen Soylu, “Birincisi depolarda var olan ve soğutulan patlayıcılar. Onlar halen orada. Esas ortak noktada olan patlayıcılar var. 16.5 ton olanın 16 tonu patlatıldı. Diğer patlayıcılar oradaki depolarda” dedi.

    Bakan Soylu, ‘Yerinde imha edilmesi gerektiği’ eleştirilerine ise, “Bu kadar büyük patlayıcıların olduğu alanda neyi nasıl ve ne şekilde imha edeceksiniz. Herkesin kendine ait mesleki tecrübesi olabilir. Olayın yerini görmeden, etkisi değerlendirmeden bir takım dayanağı olmayan tespitlerde bulunmak son derece yanlış. Eksik elbette var. Eksik olduğu için bir takım tedbirler alınıyor. Oradaki eksikleri değerlendirecek olan adli ve idari soruşturmadır. Yerinde nasıl patlatacaksın” yanıtını verdi.