Etiket: Çalışanlara

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yolumuzu kesmeye çalışanlara inat, her gün yeni bir projenin açılış sevincini yaşıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yolumuzu kesmeye çalışanlara inat, her gün yeni bir projenin açılış sevincini yaşıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kamu, kamu kurum ve kuruluşlar ile özel sektörün Malatya’da yaptığı toplu konut, okul, lojman gibi çeşitli yatırım, tesis ve hizmetlerler düzenlenen tören ile hizmete açtı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yolumuzu kesmeye çalışanlara inat, her gün yeni bir projenin açılış sevincini yaşıyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya Ak Parti 7. Olağan Kongresi’nden sonra toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan’ın yanı sıra törene Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Mustafa Varank, Ak Parti Genel Başkan yardımcıları Fatma Betül Sayan Kaya, Mahir Ünal, Cevdet Yılmaz, Ak Parti Malatya milletvekilleri Öznur çalık, Bülent Tüfenkci, Hakan Kahtalı, Ahmet Çakır, MHP Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, Malatya Valisi Aydın Baruş, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, çevre il ve ilçelerden belediye başkanları, milletvekilleri, Ak Parti İl Başkanı İhsan Koca, MHP İl Başkanı Mesut Samanlı ve kısıtlı sayıda vatandaşlar katıldı.

    Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100. Yılında her alanda en güçlü şekilde girmeyi arzu ediyoruz. Ekonomide savunmada, ticarette, diplomaside olduğu gibi siyasette de ülkemizi hedefleriyle buluşturmak istiyoruz. Gezi olaylarından itibaren ardı ardına yaşadığımız onca saldırıya rağmen 2023 hedefleri bir yol haritası halen önümüzde duruyor. Son 7 yılda içeriden ve dışarıdan maruz kaldığımız operasyonlar, işimizi zorlaştırmış olsa bile hedeflere ulaşma irademizi asla yok edemedi. Bilakis, önümüze çıkan her engel ile üstesinden geldiğimiz her badire ile kararlılığımız daha da kuvvetlendi. Bizi hedeflerimizden vazgeçirmek isteyenlere cevabımızı hep yatırımlarla, milletimizin hizmetine sunduğumuz eserlerle veriyoruz. Yolumuzu kesmeye çalışanlara inat, her gün yeni bir projenin açılış sevincini yaşıyoruz” dedi.

    “Salgın döneminde yatırım hamlelerine yenilerini ekliyoruz”

    Erdoğan, tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgınına rağmen Türkiye’nin her tarafında yürütülen yatırım hamlelerinin devam etttiğini belirterek, “Korona virüs salgını nedeniyle dünyanın bir çok ülkesinde ekonomi adeta durma noktasına gelmişken, hamdolsun biz yatırım hamlemize yeni hamleler ekliyoruz. Sadece son 1 ay içerisinden Gaziantep’ten hatay’a, Konya’dan mersine kadar ülkemizin dört bir yanında, barajların, fabrikaların, hastanelerin, sağlık ve üretim tesislerin, yolların, tünellerin açılışlarını gerçekleştirdik. Türkiye’ye terörle, şiddetle, şantajla dize getirmeye çalışanlara cevabımızı bugün de malatya’dan veriyoruz. Bu gün bir kez daha durmak yok, yola devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, tek bir toplu açılış töreni ile toplam bedeli 1 milyar 600 milyon lirayı aşan kamu ve özel sektör yatırımının Malatya halkı ile buluşturulduğunu belirterek, “Eğitimde 8 ilçemizde inşası tamamlanan okullar ile lojmanları, Sağlık’ta Arguvan ilçemizde inşa edilen, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi, acil sağlık istasyonu ile Kuluncak ilçe entegre hastanesini insanımızın hizmetine sunuyoruz. Sanayi ve teknolojide Yeşilyurt TSE Araç kontrol merkezini, enerjide 380 kilowatlık Keban-Şal2 Özel Bölge güçlendirmesinin açılışını yapıyoruz. Gençlik ve Spor’da ilçelerimizdekifutbol sahalarının, gençlik merkezlerini, olimpik kapalı yüzme havuzu ve öğrenci yurtlarını devreye alıyoruz. İnönünü Üniversitesi’ne ait 217 yataklı İnönü Onkoloji Hastanemizi, Turgut Özal Üniversitemizi attığımız bu Malatya Büyükşyehir Belediyesi’nin planladığı toplam yatırım tutarı, 438 milyon TL’yi geçen hizmet binalarının, tesislerin, yol, bulvar, meydan ve çevre düzenlemelerinin açılışlarını da bu vesileyle yapmış oluyoruz. Ayrıca Yeşilyurt ve Battalgazi belediyelerinin tamamladığı muhtelif alt yapı, üst yapı projelerinin, güvenlik birimlerimize ait hizmet binalarının, özel sektörümüze ait farklı alanlardaki üretim tesislerinin resmi açılışlarını da bugün gerçekleştiriyoruz. Açılışını yaptığımız 5 bin ton kapasiteli kuru kayısı depolama tesisinin kayısı üreticileri ile tüccarlarına, nakliye, depo kirası ve vergi alanlarında ciddi avantajlar getireceğine inanıyorum. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteği ile toplam yatırım tutarı 13 milyon euro’yu geçen ikinci bir depoyu da 2021 yılının ikinci yarısında şyehrimize kazandırmayı ümit ediyoruz. Böylece kuru kayısıda dünya ihracatının yüzde 60’ından fazlasını yapan Malatya’yı bu alanda en üst lige taşımayı hedefliyoruz. Kayısı üreticilerine olan desteğimiz sadece depolama tesisleri ile sınırlı değildir. Ülkemizin marka ürünlerinden olan kuru kayısının dünya pazarında gerçek değerinden işlem görmesini sağlamaya çalışıyoruz. Kayısı üreticilerinin verdiği emeğin karşılığını alması ana önceliğimizdir. 2020senesinde bu doğrultuda devrim niteliğinde bir adım attık. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa kuru kayısıyı toprak mahsulleri ofisimizin alımlarına dahil ettik. Önümüzdeki dönemde bu adımları devam ettirerek, üreticilerimizi korumayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz aktif fay hattında”

    Erdoğan, Türkiye’de yaklaşık 1 asırdır meydana gelen depremlerde onbinlerce kişinin öldüğünü hatırlatarak, “Ülkemiz coğrafi bakımdan depremlerin sık yaşandığı aktif fay hatlarının geçtiği bir kuşakta bulunuyor. Son bir asırda yaşadığımız büyük depremler, bu acı gerçeği sık sık hatırlatıyor. Türkiye on binlerce insanın hayatına mal olan bu gerçeğe rağmen depreme hazırlık konusunda uzun yıllar yeterince tedbir almamıştır. Özellikle köyden şehre yaşanan düzensiz göç ile beraber, çarpık yapılaşma, başta İstanbul gibi büyük şehirler olmak üzere bir çok şehrimizin kronik sorunlarından biri olmuştur. Ülkemizin diğer kronik meseleleri il ebirlikte depreme karşı dayanıklı konutlar inşa etmeyi de önceliklerimiz arasına aldık. Depremlerden çıkardığımız dersler ışığında, şehirlerin imarından, binaların inşa standartlarına kadar tarihi önemde değişiklikler yaptık. TOKİ vasıtasıyla 81 ilin tamamında, kentsel dönüşüm projleeri başlattık. Bazı meslek odalarının ideolojik direnişine rağmen Türkiye’ye sağlam, güvenilir, sağlıklı, depreme dayanıklı bir şehirleşme modelini kazandırdık. Elbette on yılların ihmalinin kısa sürede telafi edilemeyeceğini biliyoruz. Birikmiş sorunların bir anda yok olup, bitmeyeceğinin de farkındayız. Ancak depremle karşılaştığımızda, mümkün olduğu kadar hazırlıklı olmaktan başka çaremiz bulunmuyor. Bu amaçla her açıdan güvenli evlerin ekonomik gücü yerinde insanlarımız yanında 83 milyonun her bir ferdi için hayata geçirmek önem arzediyor. Bu gün açılışını yaptığımız en önemli yatırımız, toki’nin inşaatını bitirdiği deprem konutlarıdır” diye konuştu.

    446 kişişe konutu teslim ediliyor

    Erdoğan, Pütürge ve Kale ilçelerinde 446 depremzedeye konutlarının teslim edileceğini belirterek, “Malatya ve Elazığ’da meydana gelen depremden sonra insanımızın yaralarını sarmak için hemen çalışmalarımızı başlattık. Pütürge’de 208, Kale’de 238 konut olmak üzere toplam 446 konutu vatandaşlarımıza teslim ediyoruz. İnşası devam eden diğer konutlar tamamlandıkça, hak sahiplerine teslimini peyderpey devam edeceğiz. Depremde kaybettiğimiz canların sızısını aradan geçen süreye rağmen yüreğimizde hissetmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

    Konuşmanın ardından Erdoğan, tesis ve hizmetlerin yapıldığı bölgelere videokonferas yoluyla canlı olarak bağlanarak, açılışları yaptırdı

  • Alcan: “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor”

    Alcan: “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor”

    Mobbing ile Mücadele Derneği Erzurum İl Temsilcisi Jale Özerzurumlu Alcan, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor” dedi.

    Şiddetin dünyada ve Türkiye’de yaşamın her alanında görülen olumsuz bir davranışken, zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş yerinde ise psikolojik şiddet (Mobbing) biçiminde kendisini gösterdiğini anlatan Jale Özerzurumlu Alcan, “ Mobbingi, şiddet ve iş yeri içerisindeki anlık ve geçici uyuşmazlık yahut çatışmadan ayıran taraf ise; Hedefteki çalışanın çalışma arkadaşları, astları ya da yöneticileri tarafından sistematik ve sürekli olarak kötü ve incitici muameleye maruz kalmasıdır. Ancak bu örtük şiddet davranışları çalışan, ailesi ve mesai arkadaşlarına daha fazla hasar verici olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.

    Mobbing mağdurlarında, psikolojik ve fiziksel sağlık problemleri meydana geldiğini dile getiren Alcan, “Kaygı düzeyinin yükselmesi en fazla gözlenen durumdur. Bununla birlikte bağışıklık sisteminde zayıflama, baş ağrıları, migren, sindirim sistemi problemleri, cilt rahatsızlıkları, uykuda diş sıkmaya bağlı çene ve diş ağrıları, kas ağrıları, bel ağrısı, halsizlik, keyifsizlik, çaresizlik hisleri, özgüvende düşüş gibi durumlar kendisini göstermeye başlar. Araştırmalar hem Türkiye’de hem dünyada kadın çalışanların erkeklere göre daha fazla mobbinge uğradığını gösteriyor” dedi.

    Mobbingin, iş yeri sorununun ülkemizde daha çok kadınlar açısından bir tehdit oluşturmakla birlikte; bunu kadına yönelik psikolojik, fiziksel, cinsel bir şiddet ve baskılama yöntemi olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Alcan açıklamasını şöyle sürdürdü; “İşyerinde mobbinge maruz kalan kadınların bir kısmı cinsel tacizle karşı karşıya kalmakta, buna yönelik kişisel önlem alamadıkları gibi, çoğunlukla bu durumu gizlemek ve kendi başlarına mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar. Çünkü mobbinge ve özellikle cinsel saldırıya uğrayan kadınların bu durumu açıklamak ve paylaşmaktan şiddetle kaçındıkları bilinmektedir. Zaten toplumsal yaşamda ve işyerinde cinsiyet ayrımcılığına maruz kalan kadın, birde kolay yıldırılabilecek zayıf karakterli olarak görüldüğü için dışlanmayla ve baskıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sebeple erkekler kendilerine mağdur olarak daha çok kadınları seçmektedirler. Kadınların fiziksel ve düşünsel olarak hassas olmaları veya cinsiyeti onları mobbingci için ilk hedef olarak görmesine sebep olmaktadır.

    Ülkemizde mobbing kavramının ortaya çıkışının ve kavramsallaştırılmasının henüz yeni olması sebebiyle kadın çalışanlara ve dolayısıyla topluma ne derece zarar verdiği henüz anlaşılmamaktadır. 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde özellikle de kadın çalışanın verimliliği ve mutluluğu açısından, hiç yaşanmaması arzu edilen, yaşansa bile gerekli müdahalelerle derhal engellenmesi gereken bir olaydır.”

  • TMO Genel Müdürü Güldal, net konuştu: “Üzümün değerini düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz”

    TMO Genel Müdürü Güldal, net konuştu: “Üzümün değerini düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz”

    Manisa’nın Salihli ilçesindeki Toprak Mahsulleri Ofisi’ndeki üzüm alım noktasını ziyaret edip, üzüm üreticileri ile bir araya gelen Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, “TMO olarak üzümün değerini düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz” dedi.

    Toprak Mahsulleri Ofisi Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, Salihli ilçesinde üzüm üreticileri ile bir araya geldi. “TMO olarak üzümün değerini düşürmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz” diyen Güldal, “Bu milli bir üründür, üreticinin hakkı kadar ülkenin de hakkı vardır bu üründe. Dolayısıyla değerinin korunması için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    “Bugüne kadar 3 bin ton alım yapıldı”

    Güldal, şöyle konuştu:

    “Bilindiği üzere Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli hasat dönemi öncesi 9 numara kalitedeki üzümün fiyatını 10 lira olarak açıkladı. Bizde 10 Eylül tarihi itibariyle alımlara başladık. Şuanda Toprak Mahsulleri Ofisinden randevu alan üreticilerimiz ürünlerini getirmeye devam ediyorlar. Bu ürünlerden numuneler alınıyor. Eksperlerimiz tarafından da kalite kriterlerine bakılıyor. Ve belirlenen kriterlerde üzümün değeri üreticimize bildiriliyor. Bütün bu işlemlerde üreticimizin yanında onun şahitliğinde yapılıyor. Bu işlemlerin ardından üzümler bizim depolarımıza teslim ediliyor. 10 Eylül tarihinden bugüne kadar 10 bin ton randevu işlemi gerçekleştirildi ve 3 bin ton üzüm alımı yapıldı. Her geçen gün randevu alan üretici miktarı da artmaktadır. Alım işlemlerinin başladığı 10 Eylül’den bugüne kadar üreticilerimizden bize intikal eden en ufak bir sorun olmadı” dedi.

    “TMO 8 liraya kesinlikle üzüm almamıştır”

    Salihli’deki TMO alım noktasını ikinci kez ziyaret ettiğini belirten Güldal, “Buraya benim ikinci gelişim. Üreticilerle sohbet ettim. Üreticilerimiz de gayet memnunlar. Şu anda 8 farklı alım noktasında alımlarımız devam ediyor. Sezon bitene kadar, TMO alıma devam edecektir. Üreticimizin her zaman yanında olduk. Şimdide yanındayız ve hiçbir şekilde üzümün değerinin düşmesine fırsat vermeyeceğiz. Çünkü üzüm milli bir üründür. Bu üründe üreticinin hakkı kadar ülkenin de hakkı var. Üreticilerimiz herhangi bir spekülasyona itibar etmemeli. Toprak Mahsulleri Ofisi 9 numara üzümü 10 liradan alıyor. Bizim alım kriterlerimize göre 8.5 lira ile 10,5 lira arasında fiyatlarımız değişmekte. Ve sadece yüzde 2 gibi stopaj yasal kesintiler yapılmaktadır. Buda devletin hakkıdır. TMO 8 liraya kesinlikle üzüm almamıştır. Ve TMO’dan üzüm getirip de bunu almıyoruz deyip geri gönderdiğimiz üretici yoktur” dedi.

    Salihli’nin Mersinli Mahallesi’nden Toprak Mahsulleri Ofisi’ne üzüm getiren üretici Fevzi Bodur ise, “Toprak mahsulleri sayesinde üzümümüz değer yapıyor. Kalite görüyor. Yani para kazanıyoruz Allah bereket versin” diye konuştu.

  • Yazıcı’dan Bahçeli’yi Öcalan ile ilişkilendirmeye çalışanlara sert cevap

    Yazıcı’dan Bahçeli’yi Öcalan ile ilişkilendirmeye çalışanlara sert cevap

    MHP MYK Üyesi Ahmet Gökhan Yazıcı, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi Abdullah Öcalan ile ilişkilendirmeye çalışanlara sert bir yanıt verdi.

    Yazıcı yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: “Ülkenin İstiklali ve İstikbali beka sıkıntıları karşısında, onlarca yıl öncesinden her konuda haklı çıkan Ülkücü hareket ve bilge lideri Devlet Bahçeli 2007 yılında dört parçalı büyük Kürdistan’ın Türkiye ayağına mecliste başkaldıran kişi. 2011 yılında kuzey Irak, Suriye, İran ve Türkiye’de 4’lü saç ayağında kurulmaya çalışılan düz ovada siyaset yap naralarına karşı direnen. Dolmabahçe mutabakatını tarihe Gömen, Oslo görüşmelerini zihinlere hapseden, Habur trajedisini standup’e çeviren, açılım safsatası ile yeşeren Kürdistan hayallerini kursaklarında bırakan Devlet Bahçeli.

    7 haziran seçimlerinde talep ettikleri toprakları sandıkta bölenleri 1 kasımda sandığa gömen Devlet Bahçeli. Devletin güzide kurumlarını terör yuvasına dönüştüren bölücü belediye başkanlarını ceza evine gönderen Devlet Bahçeli. Beraberinde meclisteki etekli ve kravatlı terörist artıkları vekilleri tek tek ceza evine yollayan Devlet Bahçeli. Açılım politikası şımarıklığı ve alçaklığı ile yollara barikatlar kuran, kimlik kontrolleri yapan, hendekler kazan, sivil mahkemeleri çalıştıran, nice askerimizi ve polisimizi şehit eden teröristleri ya mezara ya ceza evine yollayan Devlet Bahçeli.

    Sınır ötemizde askerimizin kafasına çuval geçirenlere, atamız Süleyman Şah’ın mezarını bize taşıma zorunda bırakanlara bu gün kök söktüren ve terörün kökünü kazıyan Milli Devlet duruşunun mimarı Devlet Bahçeli.

    Uluslararası operasyonlar ile ülke ekonomik krize sürüklendiği bir ortamda bulunduğu hükümeti bozup seçime götürüp ülkenin önünü açan Devlet Bahçeli. Ülkenin Cumhurbaşkanını seçemediği bir siyasi tıkanıklıkta meclise girip Cumhurbaşkanını seçtiren Devlet Bahçeli.

    7 Haziran seçim başarısının ve kendisine vaad edilen makamların hülyasına kapılmayıp elinin tersiyle itip, kendisini ve siyasal hareketini riske ederek ülkeyi istikrara kavuşturmak için 1 kasım seçimlerini ve sonuçlarını hesap edebilen Devlet Bahçeli. Onlarca yıl öncesinden okyanus ötesi teröre ve uşaklığa dikkat çekip paralel terör belasından 15 Temmuz ve sonrası onurlu duruşu ile devleti ve yönetenleri ipten alan Devlet Bahçeli.

    Onlarca yıllık Devlet ve Millet olma geleceğinden beslenen asil duruşu ile, ülkemizde kardeş kavgasının, kaos ve kargaşasının önünde elif gibi duran Devlet Bahçeli. Velhasıl ülkemizin ve milletimizin bir Irak, Suriye, Libya, Mısır, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerin ve liderlerinin akıbetine sürüklenmesinin önünde ki tek devlet adamı.

    Devlet Bahçeli beyefendinin devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberlik duruşunun bırakın zekatı olmayı zerresi bile olamayacak olanlara, hasbel kader dün tedrisatından geçme şansını yakalayıp maalesef nasiplenemeyip, uluslararası etnik ve paralel taşeronlar ile aynı projelere alet ve figüran olan hanımefendilere ve beyefendilere önemle ve dikkatle atfederiz.

    Zira bu milletin her daim güneşi olan Devlet Bahçeliyi balçıkla sıvayamazsınız ancak ve ancak balçık olup kalırsınız vesselam”

  • Çat Belediye Başkanı Yaşar’dan çalışanlara 1 Mayıs müjdesi

    Çat Belediye Başkanı Yaşar’dan çalışanlara 1 Mayıs müjdesi

    Erzurum’un Çat ilçesinin AK Partili Belediye Başkanı Melik Yaşar, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne damgasını vuran isim oldu. Başkan Yaşar, Çat’ın CHP’li eski Belediye Başkanı Arif Hikmet Kılıç dönemine ait bütün işçi borçlarını tek kalemde ödeyeceklerini açıkladı.

    1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, yurdun dört bir yanında çeşitli etkinliklerle kutlanırken, Erzurum’un Çat ilçesinde ise, 1 Mayıs çok daha büyük bir anlam kazandı. Çat Belediye Başkanı Melik Yaşar, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde çalışanlarına verdiği müjdeyle adeta iki bayramı bir arada yaşattı.

    Başkan Yaşar, “Çalışanlarımızın belediyeden alacaklarının tamamını bir kalemde ve bu ay içerisinde ödeyeceğiz” dedi.

    Çat Belediyesi’nin eski Başkanı CHP’li Arif Hikmet Kılıç dönemine ait olan borçların ödenmesiyle birlikte hem kurumu, hem de çalışanları rahatlatacaklarını kaydeden Başkan Melik Yaşar, borç yüklerinden kurtulmuş bir kurumun hareket kabiliyetinin artacağını belirterek, “Çat’a hizmet yolunda gerisi çorap söküğü gibi gelecek” dedi.

    Öte yandan Çat Belediye Başkanı Melik Yaşar’ın verdiği müjdeyle adeta bayram eden belediye çalışanları ise, “1 Mayıs’ta aldığımız en güzel haber bu oldu. Başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” dediler.