Etiket: Çağrısı

  • Başkan Akar’ın çağrısı ses getirdi

    Başkan Akar’ın çağrısı ses getirdi

    Ordu’nun Ünye ilçesi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İrfan Akar’ın ’marketlerdeki elektronik eşyaların kaldırılması’ çağrısına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da destek çıkarak yeni bir karar alındı.

    Yeni alınan karar doğrultusunda alışveriş merkezleri ve zincir marketlerle ilgili önemli düzenlemeler geliyor. Buna göre, zincir gıda marketlerinde sigara, mobilya, cep telefonu ile elektronik ve beyaz eşya satılamayacak. Uzun zamandır sesini Cumhurbaşkanı’na duyurmaya çalışan Ünye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İrfan Akar, “Yeni düzenlemeyle beraber alışveriş merkezleri, zincir gıda marketlerinde sigara, mobilya, cep telefonu ile elektronik ve beyaz eşya satılamayacak. AVM ve zincir marketlerin kurulmasında ve satışı yapılacak ürünlerde değişikliğe gidiliyor. Tabii, yerel esnaflarımızda bu düzenlemeyle beraber kendi iş yerindeki elektronik eşya satışında rahatlama olacak. Yeni düzenlemeyle bir yere market açılırken nüfus yoğunluğu dikkate alınacak. Zincir marketlerle bakkal, büfe ve market arasında en az 200 metre mesafe aranacak. Brüt iş yeri alanı 200 metreden fazla olmayacak. Alışveriş merkezleri arasında mesafe şartı aranacak. 2 alışveriş merkezi arasında kapıdan kapıya en az 5 bin metre mesafe olacak. Hazırlanan bir diğer taslağa göre zincir gıda marketlerinde sigara, mobilya, cep telefonu ile elektronik ve beyaz eşya satılamayacak. Küçük esnafı korumak amacıyla, zincir marketler pazar günleri saat 11.00’den önce açılamayacak. Raflarının yüzde 1’i, coğrafi işaretli ürünlere ayrılacak. Düzenleme ile zincir mağazaların geleneksel perakende işletmelere olumsuz etkilerinin azaltılması hedefleniyor” dedi.

  • Egeli ihracatçılardan “döviz kuru” çağrısı

    Egeli ihracatçılardan “döviz kuru” çağrısı

    Kasım ayında 8,58 seviyesinde olan dolar kuru, 3 aylık süreçte yüzde 18’lik erimeyle 7,03 seviyesine geriledi. Egeli ihracatçılar, ihracatı destekleyen bir döviz kuru istediklerini dile getirdi.

    Dünya mal ticaretinde yüzde 8-9 artış öngörüleri olduğundan bahseden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, ihracatı arttırmak ve hedeflere ulaşmak için uygun bir iklim olduğunu söyledi. Eskinazi, “Türk ihracatçılarında da ihracatını arttıracak azim ve kararlılık mevcut. İhracat hedeflerine ulaşmak için Ar-Ge, tasarım, dijitalleşme, inovasyon, lojistik, sanal fuarlar ve ticaret heyetleri yoğunlaştığımız konular. Daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat hedeflerine ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

    “Türk ihracatçısı olarak öngörülebilir bantta dalgalanan bir döviz kuru beklentimiz var”

    Jak Eskinazi, “Bu hedeflerimize ulaşmada önemli parametrelerden birisi de döviz kurları. Türk ihracatçısı olarak öngörülebilir bantta dalgalanan bir döviz kuru beklentimiz var. Herkesi empati yapmaya davet ediyoruz. Kasım ayında dolar kuru 8,58 iken sipariş almış, yüklemesini yapmış ihracatçının ödemesinin bugünlerde 7,03’ten geldiğini düşünün. Enflasyonun zirve yaptığı günümüzde ihracatçımız hammadde ihtiyacını nasıl karşılayacak, asgari ücretin yüzde 22 arttığı süreçte çalışanlarının ücretlerini nasıl ödeyecek. Hemen hemen her ay zamlanan elektrik, doğal gaz ve diğer giderlerini nasıl ödeyecek” şeklinde konuştu.

    Eskinazi, “1 doların 7.35 TL’nin, 1 avronun 9 TL’nin altına düşmesi Türk ihracatçısına zarar ettirir. Bugünlerdeki döviz kurları devam ettiği takdirde 2021 yılındaki 184 milyar dolar ihracat hedefimizin gerçekleşmesi imkânsız hale gelir, sayıları 100 bine ulaşan ihracatçılarımızdan bir bölümünün ticari faaliyetinin sona ermesine yol açabilir. Bunu hiçbirimiz arzu etmeyiz. İhracatçılarımızın rekabetçi olacağı bir döviz kurunu sağlayacak tek kurum da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası’nın en önemli, asli görevidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın da döviz rezervleri ortada. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini toparlayabileceği uygun bir ortam var. Merkez Bankası, açacağı ihalelerle dolar kurunu 7,35’in üzerine taşıyabilir. Bu durum, Türk ihracatçısına da nefes aldıracaktır. Merkez Bankası yönetiminin bu süreçte Türk ihracatçılarıyla bir araya gelmesini ve ihracatçıların sesine kulak vermesini bekliyoruz” diye konuştu.

    “Kararsız kur ihracatçımızın doğru fiyat vermesine engel oluyor”

    2020 yılında döviz kurlarının ihracatı olumsuz etkilemez, hatta destekler bir pozisyonda olduğunun altını çizen Eskinazi, “Bizim beklentimiz istikrarlı bir döviz kuru” diyerek sözlerini şöyle tamamladı:

    “Döviz kurlarının aşırı dalgalandığı süreçte ‘kararsız kur’ ihracatçımızın doğru fiyat vermesine engel oluyor. Türkiye’nin ihracatında markalı ürünlerin payı az olduğu için ihraç ürünlerinin fiyat hareketlerinden çok daha sert etkileniyor.”

    “Merkez Bankası’nın ivedilikle döviz rezervlerini güçlendirmesi gerekiyor”

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya da, “İhracatçı bırakın kar etmeyi, sermayesinden harcıyor. Kurdaki istikrarsızlık devam ederse 2000’li yıllardaki gibi yüksek faiz düşük kur kısır döngüsüne girilir” şeklinde konuştu. Kaya, şu ifadelere yer verdi:

    “Finansal istikrarı kaybettiğimiz an arkasından gelen etkileri gidermek uzun zaman alıyor. Bu olursa ihracat hedefimiz tutmaz. Merkez Bankası’nın ivedilikle döviz rezervlerini güçlendirmesi gerekiyor. Madencilik sektörü pandemi döneminde talep nazlıydı, ithalatçıların fiyat kırma taleplerine maden ihracatçılarımız döviz kurları elverdiği ölçüde cevap verdiler. Bugün döviz düşüp, maliyetler artınca pek çok maden ihracatçımız yüzde 15-20 zararına yükleme yapıyor. Bunun sürdürülebilir olması mümkün değil, altın yumurtlayan tavukların hayatını devam ettirebileceği bir döviz kuru bekliyoruz. Kurlardaki düşüşe ek olarak işçilik maliyetleri de artınca madencilik sektöründe firmalarımızın sermayeleri tükenmeye başladı. Bu sebeple de yeni yatırım yapmayı düşünen firmalarımız yatırımlarını askıya aldı.”

    “Yıllık ihracat hacmimiz 1.4 milyar dolar”

    Kuru meyve sektörünün ülke genelinde tamamına yakınının yerli girdilere dayalı olarak üretim yaparak net döviz kazandıran bir sektör olduğundan bahseden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, şunları söyledi:

    “Yıllık ihracat hacmimiz 1.4 milyar dolar. Ağustos-eylül aylarındaki sezon başlangıcında o günkü mevcut ham madde fiyatlarını ve kur seviyelerini baz alarak ve döviz kurunda en fazla yüzde 3-5 düzeylerinde oynama olacağı varsayımı ile uzun vadeli ihracat bağlantılarını yaptık; ancak son aylarda 8.3’lerden 7.03’lere, yüzde 15’e varan oranda gerileyen dolar kuru sektörümüzün ihracatının sürdürülebilirliği noktasında firmalarımızı önemli ölçüde zorlar hale geldi. Rakip üretici ülkelerin, örneğin kuru üzümde rakibimiz olan Güney Afrika, Şili, Arjantin, Avustralya gibi ülkelerin para birimlerinde TL’de olduğu kadar bir değerlenme yaşanmaması rakip ülke ihracatçıları açısından bir avantaj haline gelirken, biz daha önceden verdiğimiz ihracat fiyatlarını tutturma ve devam ettirme noktasında zorlanır hale geldik. İthalatçı firmalara sezon ortasında fiyat artışı dayatması da mümkün olamamaktadır. Bunun sonucunda TL’de devam eden gerileme firmalarımızda kur kaynaklı zarar riskini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle döviz kur seviyesinin ekonomik gelişmemizin ve kalkınmamızın temel kaynakları arasında yer alan ve pandemi döneminde önemi daha da ortaya çıkan ihracatın sürdürülebilirliği dikkate alınarak takibi yönünde bir politika izlenmesini bekliyoruz.”

    Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan ise demir çelik sektöründe Türkiye’nin ham madde açısından zengin bir ülke olmaması sebebiyle demir cevheri, hurda, kömür gibi girdilerin büyük bir kısmının ithal edildiğine değindi. Ertan, şu ifadelere yer verdi:

    “Hammadde fiyatının artması çok ciddi maliyet sorunu doğuruyor. Örneğin 15 Kasım-15 Ocak tarihleri arasında demir çelik sektöründe kullanılan hammadde fiyatları yüzde 50’den fazla artış gösterdi. Tüketimin yaklaşık 2/3’ünü ithal ettiğimiz hurda fiyatı ise USD 270.-/MT başlayıp USD 480.-/MT seviyelerine kadar artarak neredeyse kasım ayındaki mamul fiyatlarına yaklaştı. Yaşadığımız maliyet artışları toplam maliyetimize doğrudan etki yapıyor. Dolayısıyla böyle dönemlerde sürdürülebilir gelişim ve kârlılık oldukça olumsuz etkileniyor. Bizim sektörümüzde genellikle (ham madde tedariki ve mamul ihraç satışları) 3 aylık süreçte gerçekleşecek kontratlarla yapılır; satışlarımızı da buna göre yaparız. Hem dolar bazında yüksek fiyatla hem de yüksek kurla ithal edip üretime soktuğumuz ve kontratını yaptığımız ham maddeden elde ettiğimiz ürünleri şimdi daha düşük kur ile satmak durumunda kalmaktayız. Kurlardaki ani değişiklik ve faizdeki artış bilhassa İç piyasadaki talebi etkiliyor, ve başta inşaat sektörü olmak üzere birçok sektörde talep ve alımların ertelenmesine sebep olmaktadır.”

    “Öngörülen rakamların ihracat hedeflerini tutturmada faydası olacaktır”

    Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar ise, “Deri sektörü pandemi döneminde en fazla zarar gören sektörlerden biriydi. Yüzde 30’a yakın hatta dünya deri ihracatında yüzde 25’e yakın düşüş var. 640’a yakın deri ihracatı yapan firma vardı 580’e düşmüş sayı. Kayıpları vermeye başladık. Sipariş kaybından ötürü ihracatı bırakmışlar. Kur zaten bizi 2020 yılında ayakta tutan tek faktördü. Enflasyon ve harcamalardaki artışlara baktığınızda zarar etmememizi sağladı. Kur artmamış olsaydı bizde kapatmış olurduk. Şu anki durum motivasyonumuzu kıracak. Zaten azalan ihracat hevesi daha da kaybolacaktır. Öngörülen rakamların ihracat hedeflerini tutturmada faydası olacaktır” dedi.

    “Yeni yılda da sektör olarak ülkemiz istihdamına katkı sağlamak istiyoruz”

    Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “İhracatçı firmaların bilançolarının yabancı para ağırlığında olması nedeniyle, kurların düşmesi doğru orantılı olarak satış rakamlarımızı azalmakta; ancak sabit gider dediğimiz enerji giderleri ve işçilik giderlerini artırmaktadır. 2020 yılında pandemiye rağmen sadece imalat aşamasındaki istihdamımızı 10 bin artırarak 602 bin kişiye yükselttik. Yeni yılda da sektör olarak ülkemiz istihdamına katkı sağlamak istiyoruz. Artan işçilik ve enerji maliyetlerimize ilave olarak öngörülebilir olmaktan uzak döviz kurları nedeniyle gelirlerimizi hesaplamakta zorlanıyoruz. Pek çok firmamız pandeminin getirdiği zorlukların yanında 2021 yılında ciddi maliyet artışlarına da katlanmak durumda kalıyor. Bu şartlar altında 2020 yılında istihdama yaptığımız katkıyı tekrarlamamızın zor olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, 2020 yılında pandemiye rağmen ihracatta güzel bir ivme kazandıklarını ifade ederek, “Yüzde 14 artışla 505 milyon dolar olarak kapattık. Bu ihracat artışının sürdürülebilir olması ve üyelerimizin ileriye dönük uzun vadeli planlama yapabilmeleri için döviz kurunun istkrarlı seyretmesi, büyük ve beklenmeyen ani değişikliklerin olmaması önemli” dedi.

    Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, “İhracat girdilerinin yüksek olduğu yüksek kurlarla ithalatı yapılmış hammaddenin nasıl kayıplara yol açacağını tahmin ediyoruz. Merkez Bankası’nın özerkliği çok önemli” şeklinde konuştu.

    Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er ise şunları söyledi:

    “Özellikle iklim değişikliği nedeniyle rekoltenin de düşmesi sebebiyle zeytinyağı ihracatçımız, ürünü ihraç edemez duruma geldi. 1-31 Ocak arası 1 aylık ihracat rakamlarına baktığımızda zeytinyağı ihracatımızın tutar bazında yüzde 61 azaldığını görmekteyiz.”

  • GTO’dan 100’üncü yılda ’Gazi’ şehre kan bağışı çağrısı

    GTO’dan 100’üncü yılda ’Gazi’ şehre kan bağışı çağrısı

    Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanları, şehrimize “Gazi”lik unvanı verilişinin 100’üncü yıl dönümünde Gazianteplilere önemli bir çağrıda bulunarak, 5. Geleneksel Kan Bağışı Kampanyası’na destek olmaya davet etti.

    GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım ve Meclis Başkanı Hilmi Teymur, Gaziantep’e “Gazi” unvanı verilişinin 100’üncü yıl dönümünü yayımladıkları mesajla kutladılar.

    GTO Başkanları, dünyada ilk ve tek Gazi’lik unvanına sahip şehri olmalarının pek çok özel sebebi olduğuna dikkat çekerek, “Antep’e Gazi, Maraş’a Kahraman, Urfa’ya Şanlı deniliyorsa eğer, her birinin ardında bizim kelimelerimizin anlatmaya yetmeyeceği bir kahramanlık destanı gizlidir. Bundan 100 yıl önce öyle bir mücadele verdi ki dedelerimiz, emsali dünya tarihinde görülmedi. Yalnızca resmi kayıtlara göre 6317 şehidin kanıyla sulandı bu topraklar. Bizler ne yapsak, ne etsek de atalarımıza olan borcumuzu ödeyemeyiz. Yalnızca onlara layık bir yaşam sürerek şehrimizi geleceğe taşımak, ülkemizin gücüne güç katmak için durmaksızın çalışmalı, üretmeli, değer katmalıyız” ifadelerine yer verdi.

    Salgın, kan stoklarını tüketti

    “Bu özel şeref günümüzde hemşerilerimize bir çağrımız var” diyen GTO Başkanları, 8 Şubat Pazartesi günü GTO’da yapılacak geleneksel kan bağışı organizasyonu hakkında bilgi verdi. Gazi unvanının verildiği bu şeref gününde hayat kurtarılması için kan verilmesini talep eden Başkanlar yayımladıkları mesajda, “Kahraman atalarımız tereddüt etmeden can verdi bu topraklar için. Bu anlamlı günde yapılabilecek en güzel hayrın da bu olacağı inancını taşıyoruz. Belki farkında değiliz ama kan bağışına hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuluyor. Salgın sebebiyle stokların kritik seviyede olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle tüm Gazianteplileri 8 Şubat Pazartesi, sabah 09.30’dan akşam 16.30’a kadar Gaziantep Ticaret Odasına davet ediyor, 22 Nolu İnşaat Malzemecileri Meslek Komitemiz öncülüğünde düzenlenen kan bağışı kampanyamıza destek olmalarını rica ediyoruz. Verilecek bir kanla 3 hayatın kurtarılabileceği asla unutulmasın. Gazi’lik unvanı alışımızın 100’üncü şeref yılını bir kez daha gururla kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını, kahraman atalarımızı ve tüm şehitlerimizi minnetle yâd ediyoruz” dedi.

  • Egeli ihracatçılardan “Merkez Bankası kura müdahale etsin” çağrısı

    Egeli ihracatçılardan “Merkez Bankası kura müdahale etsin” çağrısı

    “7,35 kırmızı çizgimiz. Kur 7,35’in altına indiği süreçte 184 milyar dolar ihracat hedefimiz, üretimimiz tehlikeye girer” diyen Egeli ihracatçılar, Merkez Bankasının döviz alım limitlerini artırarak piyasaya müdahale etmesini istiyor.

    Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Ülkede bu kadar kur değişiminin yaşanması fiyat istikrarsızlığı olduğu anlamına gelir” dedi. Eskinazi, “Bunu giderebilecek, çözebilecek tek kurum Merkez Bankası’dır” diyerek, “İhracatçılarımız Merkez Bankası yönetimiyle bir araya gelip görüşmeli, süreci değerlendirmeli ve hassasiyetleri aktarmalı. 2021’de dünya mal ticaretinde yüzde 8 artış bekleniyor. Dolayısıyla ihracat artışı için dünyada uygun bir zemin var. Dünya ihracatından daha fazla pay alabilmemiz için döviz kuruyla ihracatçının desteklendiği bir politikaya ihtiyacımız var. Döviz kurlarında istikrar ve sürdürülebilirlik sağlanırsa ihracatımız başarıyla devam eder” dedi.

    “Katma değerli ihracatın devamını sağlayacak döviz kuru bekliyoruz”

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep de, EİB üyelerinin 2020 yılında yüzde 4 artışla 5,1 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ettiğini söyledi. Celep, “Katma değerli bir ihracat yapıyoruz. Döviz kuru bu ihracatın devamını sağlayacak seviyede olmalı. İhracatımızı, başarımızı destekleyen unsurlardan birisi rekabetçi döviz kuruydu. Yıllık hatta uzun yılları kapsayan, döviz kurunun belirli düzeylerde olacağı varsayımına dayalı ticari anlaşmalar yapıyoruz. Döviz kurlarındaki sert iniş ve çıkışlar bizi olumsuz etkiliyor. Zaman içerisinde döviz kurlarının dengelenmesini ümit ediyoruz. Elbette ki kurdaki artışın tek başına ihracat gelirlerini artırmada rolü yok. Ticaret savaşları, korumacılık önlemleri, kur manipülasyonları, dünyada yaşanan tüm gelişmeler Dolar/TL kurundaki dalgalanmayı tetikliyor. İhracatçılar olarak beklentimiz, döviz kurunun ihracatı olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer almamasıdır” şeklinde konuştu.

    “İhracatçı yüksek faiz, düşük kur sarmalına girmesin”

    Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya da, “İhracatçı yüksek faizle finansman sıkıntısı çekiyor. Döviz kurlarındaki düşüş nedeniyle toplam gelirlerde azalma yaşanıyor. Kurdaki istikrarsızlık devam ederse 2000’li yıllardaki gibi yüksek faiz düşük kur kısır döngüsüne girilir. Finansal istikrarı kaybettiğimiz an arkasından gelen etkileri gidermek uzun zaman alıyor. Bu olursa ihracat hedefimiz tutmaz. Merkez Bankası’nın ivedilikle döviz rezervlerini güçlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.

    Pandeminin Türk madencilik ve doğal taş sektörünün en büyük ihraç pazarı Çin’de ortaya çıktığı için pandemiyi 2020 yılı ocak ayında diğer sektörlerden 3 ay önce yoğun bir şekilde hissettiklerini anlatan EMİB Başkanı Kaya sözlerini şöyle tamamladı:

    “Madencilik sektörü pandemi döneminde talep nazlıydı, ithalatçıların fiyat kırma taleplerine maden ihracatçılarımız döviz kurları elverdiği ölçüde cevap verdiler. Bugün döviz düşüp, maliyetler artınca pek çok maden ihracatçımız yüzde 15-20 zararına yükleme yapıyor. Bunun sürdürülebilir olması mümkün değil, altın yumurtlayan tavukların hayatını devam ettirebileceği bir döviz kuru bekliyoruz.”

    “Döviz kurlarının gerilemesi ürünlerimizin ucuza ihraç edilmesine neden oluyor”

    Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı ise 2021 yılına 7,43 TL seviyesinde giren dolar kurunun 5 Şubat 2021 tarihinde 7,05’e kadar gerilediğinden bahsetti. Yağcı, “Amerikan Doları, Türk Lirası karşısında yüzde 5 eridi. Bu koşullarda bize düşen siyasi gerginlikleri ortadan kaldıracak adımlar atmak. Hukuk ve adaleti tartışma konusu yapmadan, ekonomide istikrarı sağlamak odak noktamız olmalı. Pandemi nedeniyle bütün sektörler zaten sarsıldı. 2021 yılında bu devam etmemeli. Pandemiye rağmen EİB üyelerinin 2020 ihracatı 13 milyar doları aştı. Döviz kurlarının gerilemesi ürünlerimizin ucuza ihraç edilmesine neden oluyor. İhracat sektörü, Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme beklentisini diri tutan önemli bir çıpadır.”

  • Hırvatistan büyükelçisinden Türk şirketlerine ‘yatırım’ çağrısı

    Hırvatistan büyükelçisinden Türk şirketlerine ‘yatırım’ çağrısı

    SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, Hırvatistan Ankara Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic’i ziyaret ederek, iki ülkenin ticari ilişkilerini görüştü. Büyükelçi, Türk iş adamlarını ülkesine yatırıma davet etti.

    Sanayiciler İş Kadınları ve İş Adamları Konfederasyonu (SANKON) Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, Hırvatistan Ankara Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic’i ziyaret etti. Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere değinen Cevahiroğlu, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin çok güçlü olduğunu söyleyerek, “SANKON yönetim kurulu olarak iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerimizi daha da güçlendirmek için SANKON kuruluşu olarak girişimler de bulunmaya hazırız” dedi.

    Büyükelçi Cvitanovic ise SANKON heyetine ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerini sunarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde olduğunu kaydetti. Cvitanovic, “İnanıyorum ki SANKON gibi güçlü bir kuruluşun girişimleriyle bu ilişkiler daha da güçlenecektir. Bende SANKON aracılığıyla Türk şirketlerini Hırvatistan’a yatırıma davet ediyorum” diye konuştu.

    Diğer yandan ziyarette, Başkan Ferudun Cevahiroğlu’nun yardımcıları ve Hırvatistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Elçi Mario Zadro da hazır bulundu.